
Aristoteles veya kısaca Aristo, Antik Yunanistan'da klasik dönem aralığında yaşamını sürdürmüş olan Yunan filozof, polimat ve bilgedir.
Melamîlik (ملامتيه) ya da Melamîler 8. yüzyılda Samanîler devrinde Horasan, İran’ında faaliyet gösteren bir sufi topluluktur. Melamet kelimesi, "kınanmışlık; itab ve serzenişlik; rezillik ve rüsvaylık" anlamlarına gelmektedir.

Platon veya Eflatun, Antik Yunan filozofu ve bilgesi.
Tasavvuf, kelime anlamıyla "sufi olmak, sufiye yolunu izlemek" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir.

Yin ve Yang Kuramı ve İlkeleri bütün evrenin işleyişini, hareketini açıklar. Çin'de ortaya çıkmış olan kuramın tarihi tarım öncesi Avcı Toplayıcı döneme kadar uzanmaktadır. Çin ve tarih boyunca etkili olduğu sahalarda tıptan, astronomiye, kozmogoniden, tarıma, mühendisliğe kadar birçok alanda kullanılan temel bir ilke olmuştur. Bu kurama göre yin ve yang kutupları hiçbir zaman durgun olmazlar. Bu yüzden mutlak değildirler. Aksine sürekli olarak değişir ve dönüşürler. Karşıt kutuplar sürekli birlikte vardırlar. Kararlı ya da kararsız hallerde olabilirler. Karşıt kutbu olmayan hiçbir durum yoktur. kutuplara örnekler: gece ve gündüz, aydınlık ve karanlık, büzüşme ve yayılma, soğuk ve sıcak, ön ve arka, iç ve dış, alçak ve yüksek, usul ve ani, yakın ve uzak, kısa ve uzun, taze ve kart, ham ve olgun gibidir. Yin ve Yang Kuramı, insanlık tarihi boyunca ortaya çıkmış tüm bilgi ve inanç kaynakları üzerinde etki bırakmıştır.
Tanrı'nın varlığıyla ilgili argümanlar filozoflar, teologlar ve diğer düşünürler tarafından öne sürülmüştür. Felsefi terminolojide, Tanrı'nın varlığı problemi, tanrı ontolojisinin bilgi kuramı ile ilgilidir. Bilgi kuramı, epistemoloji, bilgiye olan yaklaşımı, doğru bilgiye nasıl ulaşılacağını inceler. Ontolojiyse, varlık/yokluk konuları üzerindeki argümanlardan oluşur. Yani, tanrı ontolojisinin bilgi kuramı, Tanrı'nın var olup olmadığı konusunda nasıl akıl yürüteceğimiz üzerinedir.

Jacques Marie Émile Lacan, "Freud'dan bu yana en tartışmalı psikanalist" olarak anılan Fransız psikanalist ve psikiyatr.
Mâtüridîlik, Matüridî'nin kurduğu, Hanefî Mezhebi'nin kurucusu İmam-ı A'zam'ın düşüncesini tâkip eden, akla önemli bir yer veren İslam dini itikad mezhebidir. Türkiye, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya ülkelerinde yaygındır.

Nagarjuna, M.S. 2. yüzyılda yaşamış ve değilleme mantığıyla ün kazanmış olan ünlü Budist düşünür. Dünyayı anlama, yorumlama ve varlığın gizini çözme girişimlerinin zorunlu olarak sınırlarla karşılaşacağını ve eşyanın boş olduğunu öne süren Nagarjuna, yalnızca bilge kişinin, varlıkla ilgili olarak var mı yok mu sorusuna takılmadan, "ne var, ne yok" diyeceğini, her şeye tepeden bakacağını ve tartışmadan susacağını savunmuştur.
Upanişad, Hinduizm'in felsefi ve daha çok mistik yapıdaki kutsal kitaplarıdır, Şruti kategorisinde yer alırlar. Anlamı "yanıbaşına oturmak"tır. Bu metinler geçmişte Hindu rişilerinin ("peygamberlerin") öğrencilerine öğrettiği gizli bilgilerdi, Vedalar'ın sonu (Vedanta) ve tamamlayıcısı olarak görülürler.
Hiç veya Yok, kelime anlamıyla hiçbir varlığın olmadığını ifade eden bir işaret zamirdir. Yani olmayanı ama mutlak anlamda olmayanı işaret eder. Hiçlik veya Yokluk ise Hiç zamirinin hakim olduğu durumu ifade eder. Felsefi ve teknik olmayan günlük kullanım anlamında, Hiç veya Yok kelimesi varlıktaki bir eksiği ifade eder. Örneğin bardağımda hiç su yok gibi bir ifadede bardaktaki bir eksiklik anlatılmaktadır. Bu mutlak anlamdaki hiçlik / yokluk kavramından farklıdır. Mutlak anlamda yokluk ve hiçlik, suyun aslında hiç olmadığı, su diye bir varlığın yok olduğunu ifade etmektedir.
Karma, Sanskrit dilinde “yapmak, eylemek, bir fiilde bulunmak” anlamındaki “kri” sözcüğünden türetilmiştir. Karma sözcüğü farklı sözcüklerle birlikte kullanılarak; karma yasası, karmik plan ve karmik telafi gibi farklı anlamlara gelen terimlerin oluşturulmasında kullanılmıştır. Hinduizm, Budizm, Jainizm, Taoizm, Sihizm ve teozofide kullanılan bir terimdir.

Sembol veya simge, kavramın uzlaşımsal olarak betimlendiği gösterge türü. Bir düşüncenin, nesnenin, niteliğin, niceliğin vb. ruhbilimsel ve düşünbilimsel açıdan betimlenmesi simgesel anlam taşıyan yapay bir belirtidir. Tüm simgeler doğaları itibarıyla kavramsal olup, sözel, görsel ya da sayısal olabilirler.

Keşiş, Hristiyanlık'ta evlenmemiş, manastırda yaşayan rahip ve rahibe.
İletişim, iletilmek istenen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir. Organizmaların çeşitli yöntemlerle bilgi alışverişi yapmalarına olanak tanıyan bir süreçtir. İletişim tüm tarafların üzerinden bilgi alışverişi yapılacak ortak bir dili anlamalarına ihtiyaç duyar.
J. R. R. Tolkien, İngiliz Edebiyatı'na bir mitoloji kazandırmak gayesiyle "Orta Dünya evreni"ni kurguladı. Tolkien kurgusal Orta Dünya evreninde hiçbir dine açıkça göndermede bulunmadı. Silmarillion’da kendi yaratılış öyküsünü kurdu. Yazar, kitaplarında ögeleri birbiriyle tutarlı bir kurgusal evren yapmaya büyük bir çaba harcadı. Öyle ki, 81 yıllık yaşamının büyük bir kısmını bu efsaneyi üretmeye adamıştır. Orta Dünya evreninin gerçek dünyayla alternatif ırkları, milletleri, dilleri, vs. vardır. Bunlara örnek olarak Ainur, elfler, insanlar, cüceler, orklar, balrog, ejderha, troll, kartal, ent, hobbit verilebilir.

La dottrina del fascismo, Giovanni Gentile tarafından Benito Mussolini için yazılmış; faşizmin temel ilkeleri, öğretileri, faşist devlet yapısı ve faşizmin İtalyan toplumu için uygulanış biçiminin açıklandığı bir denemedir. İlk kez 1932 yılında Enciclopedia Italiana isimli ansiklopedide yayımlanmıştır.

Kybalion, Eski Mısır ve Eski Yunanistan'daki hermetik felsefe üzerine bir çalışma olup, Hermes Trimesgistus'un öğretilerini iletmeyi amaçlayan bir kitaptır. 1908 yılında, kendilerini "Üç İnisiyeler" şeklinde adlandıran bir grup tarafından İngilizce olarak basılmıştır. Bu anonim grubun kimlikeri sonradan ortaya çıkmıştır. Bunlar William Walker Atkinson ya da meşhur adıyla Yogi Ramacharaka, BOTA kurucusu Paul Foster Case ve o sıralar Kuzey Amerika'da Alpha & Omega majikal mabedlerinin şefi Michael Whittey'dir.
Çoklu evren veya çoklu kâinat, birbirinden farklı, gözlemlenebilir evrenlerin hipotezsel toplamı. Teleskop ile gözlemleyebildiğimiz bilinen evren yaklaşık 93 milyar ışık yılı genişliğindedir. Ancak bu evren, farazî çoklu evrenin çok küçük bir kısmına tekabül eder. Çoklu evren sonlu ve sonsuz var olan muhtemel evrenlerin hipotezsel bütünü olup bu evrenler var olan her şeyi - bütün mekân, zaman, madde ve enerji ile birlikte fizik kanunları ve fizikî değişimleri - kapsar. Bu evrenlere "alternatif evrenler" ya da "paralel evrenler" de denir.

Stoacı fizik evrende işlemekte olan doğal süreçleri açıklamak üzere antik Yunan ve Roma Stoacı filozofları tarafından geliştirilmiş olan doğa felsefesidir. Stoacılar’a göre, evren, tek bir panteist tanrıdır, fakat aynı zamanda maddenin esasıdır. Evrenin en ilkel varlığı, var olan her şeyin temeli olan ilahi “öz”dür (pneuma). Kuvvetin maddeden ayrılması ilahi ateşi (aether) üretir, tüm maddenin temeli olan ateş elementlere ayrılır ve evrenin ilahi varoluş nedenine (logos) göre işleyen "pneuma"nın neden olduğu gerilimler tarafından şekillendirilir. Bu süreçler; sonsuz bir döngü (palingenesis) içerisinde evrenin oluş, gelişim ve nihai olarak yok oluşundan sorumludurlar. İnsan ruhu, evreni ortaya çıkaran coşkun ilahi ateşten (aether) bir yayılımdır ve insan duyuları ruhun yönetici parçası olan insan zihninin özüyle etkileşim halindeki nesnelerden ilahi öz (pneuma) akışının aktarımıdır. Stoacılar, aynı zamanda diğer tanrıların ve ilahi öznelerin varlıklarını da kabul etmişlerdir.