İçeriğe atla

Tevatür

Tevatür veya mütevatir, Arapça kökenli bir kelime olan tevatür bir haberin ağızdan ağıza yayılması, yaygın söylenti. Dini metinlerde bir haberi, yalan olarak söylenmiş bir söz üzerine birleşmeleri mümkün olmayan ve her zaman kendilerine güvenilen kimselerin bildirmeleri.[1]

Mütevatir sözlükte "araya zaman girmekle beraber kesintiye uğramaksızın devam etmek, birbiri ardınca gelmek" anlamındaki vetr kökünden türeyen mütevatir kelimesi kelam ve fıkıh usulünde konusunun doğruluğu bilgisini bizzat kendisi veren haberi ifade eder; böyle bir haber için gerekli görülen şartlar çerçevesindeki nakil keyfiyetine de tevatür denir. Haberi nakledenlerin aynı anda ve birlikte değil farklı zamanlarda ve birbiri ardınca nakletmiş olmaları sebebiyle böyle bir adlandırma yapılmıştır.[2]

Büyük Lugat'ta, "içinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemaate dayanan kuvvetli haber" olarak tanımlanır.[3]

Kur'an ve mütevatir

Mütevatir haberin örnekleri arasında klasik literatürde Kur'an'da sayılır. Kur'an'nın mütevatir olarak nakledildiği konusunda bir tereddüt bulunmadığı gibi kıraatlerden yedisinin de mütevatir olduğu ifade edilir.[2]

Hadisçilerde kullanımı

İslam alimleri genel olarak mütevatiri "yalan söylemek üzere ittifak etmesi aklen imkansız olan bir topluluk tarafından nakledilen haber" olarak tarif ederler.[4]

Hadisçilere göre, mütevatir hadisin ravilerini tek tek incelemeye gerek yoktur. Ravilerin çokluğuna itibar edilir. Çünkü onların yalan üzerine ittifak edemeyecekleri kabul edilir. Dolayısıyla hem lafzi hem de manevi mütevatir hadisin kesin bilgi verdiğinde bütün hadisçiler hemfikirdirler.[5]

Bu sözlerin yazılı olmaması, sözlü aktarımlardan ibaret olması şarttır. Bilimsel ifadeyle yazıyla ulaşan haberler mütevatir haber olarak nitelendirilmez. Yazının doğruluğundan emin olunduğu zaman metin kesin bilgi içerir.[]

İslam alimlerinden Seyyid Şerif Cürcani, tevatür hadis kavramını şöyle açıklar: "Haber-i mütevatir, ravileri (rivayetçileri) çoklukta o dereceye ulaşan bir haberdir ki, adete göre, o kadar çok rivayetçinin yalan üzerine birleşmeleri imkânsız olur. Bu durumda rivayet edilen haber hakkında lafız (söz) ve mana tutuyorsa buna, "mütevatir-i lafzi" (sözleri aynı olan doğru rivayet) denir. Eğer hepsinin arasında müşterek manada ittifak olmakla beraber lafızlar (sözler) arasında ihtilaf bulunuyorsa buna, "mütevatir-i manevi" (manası aynı olan doğru rivayet) denir.[6]

Bir hadisçinin mütevatir kabul etmesi o hadis ile ilgili nihai ve kesin değerlendirme değildir. Bazılarınca mütevatir kabul edilen bir hadis diğer araştırmacılar tarafından, zayıf ve uydurma kabul edilebilir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Tevatür Ne Demek? TDK'ya Göre Tevatür Sözlük Anlamı Nedir?". www.sabah.com.tr. 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021. 
  2. ^ a b "Mütevatir". islamansiklopedisi.org.tr. 19 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Haziran 2021. 
  3. ^ "mütevatir." Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Büyük Lügat. İstanbul: Türdav, 2000.
  4. ^ es-Süyûtî, Celâlüddîn (2018). el-Ezharu'l-Mütenasire fi Ehadisi'l-Mütevatire [Mütevatir Hadisler]. Yıldız, Mustafa tarafından çevrildi (2. bas.). İstanbul: Çıra Yayınları. ss. 7-9. ISBN 978-605-9853-75-0. 
  5. ^ el-Itr, Nureddin (1972). Menhecü'n-Nakd fi Ulûmi'l-Hadîs. Dımaşk. s. 382. 
  6. ^ Muhtasar-ı Seyyid-i Şerif, s. 46; Nüzul-i Mesih Risalesi, Ahmet Mahmut Ünlü, Ekmel Yayıncılık, İstanbul, 1998, s 167.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hadis</span> İslam peygamberi Muhammede isnat edilen sözler ve fiiller

Hadis, Muhammed'e atfedilen ve onun sözleri, fiilleri, onaylamaları ve sıfatlarını içeren bilgilerdir. Hadis âlimleri buna sahabe ve tabiînin söz ve fiillerini de eklemişlerdir. Ancak bunlar kaynak olma bakımından Muhammed'in fiil ve sözleri ile aynı seviyede değildirler ve hadis ilmi içerisinde farklı şekilde isimlendirilirler.

<span class="mw-page-title-main">Buhârî</span> Buharalı Fars muhaddis

Buhârî ya da tam künyesiyle Ebû Abdillâh Muhammed bin İsmâîl bin İbrâhîm el-Cu'fî el-Buhârî, Buharalı Fars bir muhaddistir. Yazdığı Sahih-i Buhârî diye bilinen eser, daha sonradan Sünni Müslümanlar için güvenilir hadis kaynaklarını teşkil eden ve Kütüb-i Sitte diye anılan serinin ilk kitabıdır.

Kıraât, Kur'an'ın farklı rivayetlerle gelen okunuş farklılıklarını ve kurallarını, bunların kaynağı olan kıraat alimleri ve rivayet zincirleriyle ilgilenen ilim dalıdır. Kur'an'ın serbest okunuşunu Kıraat-ı Aşere'ye göre içeren ve her defasında farklı okunan ve tonu ve içeriği de değiştiren bir yöntemdir.

<span class="mw-page-title-main">Şafii</span> Şafi mezhebinin kurucusu ve imamı

Şafii, İslam hukuku bilgini. Şafii mezhebinin kurucusudur.

<span class="mw-page-title-main">İsrâiliyat</span> İslamdaki dinî bir terim

İsrâîliyât, bir İslam dinî terimi. Yahudi mitolojisi veya İsrail kaynaklı rivayetlerin bütününü kastetmekte kullanılmaktadır.

Rüfailik ya da Rifâiyye, tasavvufi inanışa göre kurucusu ve piri Ahmed er Rüfâi olan İslamîyetin bir tarikatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Cerh ve Ta'dil</span>

Cerh ve Ta'dil, hadis rivayet eden kişilerin dini ve bilimsel açıdan eleştirisini konu edinen ilimdir. Cerh ve Ta'dil'in amacı hadisleri, güvenilirlik açısından zayıf olanlardan ayırmaktır. Temel hedefi ise İslam dinini korumaktır. Bu kapsamda ravilerin güvenilirliğinin saptanmasına yaradığı için hadis ilimleri içerisinde önemli bir yere sahiptir.Hadis ravîleri tarih boyunca, hadislerin sonraki nesillere düzgün bir biçimde aktarılması için gayret sarf etmişlerdir. Zaman geçtikçe uydurma hadislerin ortaya çıkması ve rivayetlerin artmasıyla hadislerin doğruluğunu saptamak ve ravîleri inceleyebilmek maksadıyla bir sistemin ortaya konulması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Temeli sahabe döneminde ortaya atılan bu uygulamalar Hicri takvime göre ikinci asırda sistematik bir ilim halini almıştır.

Sahih, doğru, gerçek anlamında sıfat.

Müsned hadis, İslam peygamberi Muhammed’e ulaşıncaya kadar yer alan tüm râvilerin belirtildiği hadis türüne verilen isimdir. Kısacası rivâyet zincirinde herhangi bir atlama yoktur.

Mevzu, و - ض - ع ‎ kökünden türemiş bir kelime olup hadis literatüründe İslâm Peygamberi'ne ait olmadığı halde onunmuş gibi gösterilen ve aktarılan söz anlamında bir terim olarak kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Hureyre</span> sahabe

Ebu Hureyre (Arapça: أبو هريرة‎ ‎;, Yemen asıllı sahabe. Gerçek adı bilinmemekle birlikte Müslüman olmadan önceki adının Abdüamr, Sükeyn, Abdüşşems olduğu yönünde farklı rivayetler vardır. Sahipsiz kedi yavrularını besleyip büyütmesinden dolayı Kedicik babası anlamına gelen Ebu Hureyre ismiyle anılırdı.

Dirayet tefsiri Kur'an'ın akla göre yapılan tefsirine verilen isimdir. Rivayetleri ikinci plana atan, akıl ve mantık yoluyla yapılan tefsir türüdür.

<span class="mw-page-title-main">İbn Hacer el-Askalanî</span> hadis, fıkıh ve tefsir bilgini

İbn Hâcer el-Askalanî, Memlükler devrinde Kahire'de doğan ve aslen Fâtımî Hanedan'a mensup Seyyid bir aileden gelen Kıpçak Türklerinden olan bir Şafi İslam âlimi, Hadis nakilcisi (Ravî) ve tefsir bilgini.

<span class="mw-page-title-main">Mustafa İslamoğlu</span> Türk ilahiyatçı, araştırmacı, şair ve yazar

Mustafa İslamoğlu, Türk yazar. Fıkıh, tefsir, hadis gibi alanlarda çalışmakta ve bu konularda kitaplar yazmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kur'ancılık</span> Kuranı İslamın tek kaynağı kabul eden İslamî düşünce

Kur'ancılık, Kur'aniyyun, Kur'anizm ya da diğer bilinen adıyla Kur'an Müslümanlığı, Kur'an'ı İslam dininin tek ve ana kaynağı olarak kabul eden, hadisleri ve mezhep ayrılığını reddeden düşünce sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Hadis çeşitleri</span> bir rivayet zinciri ile İslâmdaki önemli kişilere isnad edilen söz, fiil veya davranışlar

Hadisler bir rivayet zinciri ile İslâm'daki önemli kişilere isnad edilen söz, fiil veya davranışlardır. Hadisler, muhaddis denilen hadis âlimleri tarafından değişik sınıflandırmalara tâbî tutulmuşlardır. Ancak bu sınıflandırmalar mutlak olmayıp sınıflandırmayı yapan kişinin bilgi altyapısı, ön kabulleri, tanımları ve değerlendirmeleri gibi öznel unsurlara dayanır..

<span class="mw-page-title-main">Ehl-i Hadis</span>

Ehl-i Hadis, İslam ın 2./3. yüzyıllarında Kuran'ı ve sahih hadisi hukuk ve inanç gibi meselelerde tek otorite olarak gören hadis alimlerinin bir hareketi olarak ortaya çıkan Sünni İslam'ın İslami bir okuluydu. Taraftarları aynı zamanda rivayetçi veya bazen de gelenekçiler olarak anılmıştır. Gelenekçiler, dördüncü İslami yüzyılda mezheplerin ortaya çıkmasından önce Sünni ortodoksluğun en yetkili ve baskın bloğunu oluşturuyordu. Ehl-i Hadis, hukuki muhakemelerini bilgilendirilmiş görüş رَأْي (re'y) veya yaşayan yerel uygulama عُرْف (ʽörf) üzerine temellendiren ve genellikle aşağılayıcı bir şekilde Ehl er-Re'y olarak anılan çağdaş fıkıhçıların çoğuna karşı çıktı. Gelenekçiler taklid suçlandılar veya kutsal metinler olmadan re'y) uygulamasını kınadılar. Buna karşılık ittiba'yı savundular. Buna karşılık Ehl-i Hadis, Kutsal Yazılara bağlı kalarak içtihadı savundu.

Hadis terminolojisi, İslam dininde, birincil kaynak Kur'an'dan sonra en önemli ikinci kaynak sayılan Muhammed'in hadislerinin, tespit edilip ilk dönemde sözlü daha sonraki dönemlerde yazılı olarak aktarımıyla uğraşan ilim dalındaki tüm terimleri ifade eder. İslam ilim tarihinde bu ifade daha çok ulumu'l hadis terimiyle karşılanabilir ki bu hadis ilmini ve onun alt disiplinlerini ifade eder.

Hadis eleştirisi, İslam peygamberi Muhammed'in söz, eylem, sessiz onaylarından oluşan ve kanonlaştırılmış İslamî literatür türünün eleştirisidir.

Haber-i Vâhid, Hadis ilminde mütevatir derecesine ulaşmayan bir isnadla rivayet edilen hadislerdir.