
Metanol ya da metil alkol (CH3OH ya da kısaca MeOH), en basit yapılı alkoldür. Geçmişte odunun damıtılması ile elde edildiğinden odun alkolü ya da odun ruhu denir. Günümüzde metanol, karbonmonoksit ile hidrojenin yüksek basınç altında yüksek sıcaklıklara maruz bırakılması ile üretilir. Renksiz, uçucu, hafif alkol kokulu, suyla tamamen karışan bir sıvıdır. Metanol, sıklıkla kullanılan iyi bir çözücü ve yakıttır.

Etanol ya da etil alkol, renksiz, hoş kokulu ve yanıcı, hafif bir sıvıdır. Alkollü içeceklerde kullanılan tek alkol türüdür. Ayrıca çözücü olarak da kullanılır. Kimyasal formülü C2H5OH olup kısaca EtOH olarak da yazılabilir.

Aldosteron böbrek üstü bezlerinin kabuk katmanı Zona Glomerulosa'da üretilen, kanda sodyum ve potasyum dengesini düzenleyen bir mineralokortikoiddir.

Alerjik hastalıklar, bağışıklık sisteminin çevrede genellikle zararsız olan maddelere karşı geliştirdiği aşırı duyarlılık sonucu ortaya çıkan çeşitli patolojik durumlar olarak tanımlanır. Bu hastalıklar arasında alerjik rinit, gıda alerjileri, atopik dermatit, alerjik astım ve anafilaksi gibi durumlar yer almaktadır. Klinik belirtiler arasında konjonktivit, kaşıntılı bir döküntü, hapşırma, öksürük, burun akıntısı, nefes darlığı ve anjiyoödem (şişlik) gibi bulgular bulunabilir. Gıda intoleransı ve gıda zehirlenmesi gibi patolojik durumların farklı klinik varlıklar olduğunu unutmamak gerekir.

Glutamat, glutamik asidin anyonudur ve sinirbilimde nörotransmitter olarak görev alır; bir sinir hücresinin başka hücrelere sinyal olarak gönderdiği kimyasallardan biridir. Omurgalı sinir sistemi içerisinde geniş farkla en fazla bulunan nörotransmitterdir. Omurgalı beyninde tüm uyarıcı fonksiyonlarda kullanılır, bu insan beynindeki sinaptik bağlantıların %90'ından fazlasına denk gelir. Bazı beyin bölgelerinde birincil nörotransmitterdir.

Yılan ısırığı veya yılan sokması, yılanın dişleri ile sebep olduğu yaralanmadır. Yılanlar çoğu zaman avlarını ısırırlar, ancak sık görülmese de, genellikle savunma amaçlı olarak insanları ısırdıkları da olur. Çoğu yılan zehirsizdir ve avlarını genellikle zehir kullanmadan boğarak öldürürler. Bununla birlikte zehirli yılanlar -Antarktika haricinde- her kıtada bulunur.

Örümcek ısırığı, bir örümceğin avı dışında canlıları ısırması sonucunda meydana gelen ve tıbbi açıdan önemli komplikasyonlara yol açabilen yaralanmadır. Kurbanlar genellikle insanlar ve evcil hayvanlardır. Günlük hayatta karşılaşılan örümceklerin yarısı kadarı insan tenine girebilecek güçte kelisere sahiptirler. Isırıkların %98-99 kadarı zararsız olsa da daha nadiren semptomlar, nekrotik yaralara sistemik zehirlenmeye ve bazı durumlarda da ölüme kadar uzanabilmektedir. Potansiyel olarak ölümcül ısırıklara sebep olduğu bilinen dört cins bulunmaktadır.

Çocuk felcinin etkeni olan poliovirüs veya çocuk felci virüsü, Picornaviridae ailesinde yer alan Enterovirüs C türünün bir serotipidir. Üç poliovirüs serotipi vardır: tip 1, 2 ve 3.

Taricha granulosa veya sert derili semender, bir Kuzey Amerika semenderi olup zehirli olmasıyla bilinir.
Capreomycin, aminoglikozitler grubundan bir peptid antibiyotiktir. Tüberküloz için verilen diğer antibiyotiklerle kombine kullanılır. Yan etkileri arasında nefrotoksisite ve 8. kranial sinir toksisitesi bulunur.

Cinsel yönelim, bir bireyin, cinsellikle ilgili davranışlarını, düşüncelerini ve/veya duygularını kapsayan kişisel veya toplumsal kimliğini ifade eder. İnsanların cinsel yöneliminin gelişiminin nasıl olduğu ve mekanizmaları belirsizliğini sürdürmektedir. Bu konuda ortaya atılan birçok teori kurgusal ve tartışmalıdır. Ama nöroloji bilimindeki gelişmeler sonucu cinsel yönelimle bağlantılı karakteristikler açıklanabilmektedir. Araştırmalar insanların cinsel yönelimiyle ilgili yapısal sinirler bağlantılar, fonksiyonel ve/veya bilişsel ilişkiler keşfetmiş ve gelişimsel teoriler ortaya atmıştır.

Purkinje hücreleri ya da Purkinje nöronları beyincikte yer alan bir sınıf Gabaerjik nöronlar. Çek anatomist Jan Evangelista Purkyně'nin 1839 yılındaki keşfi sayesinde kaşifinin ismini almıştır.

Sinirdilbilim, sinir dil bilimi, beyin dil bilimi ya da nörolinguistik; insan beyninde dil kavraması, üretimi ve edinilmesini denetleyen sinirsel mekanizmalara ilişkin çalışmaları kapsayan akademik alandır. Disiplinlerarası bir alan olarak sinir dil bilimi; sinir bilimi, dil bilimi, bilişsel bilim, iletişim bozuklukları ve nöropsikoloji gibi dallardan yöntemler ve teorilerden faydalanır. Birçok farklı geçmişi olan sinir dil bilimi araştırmacıları, bu alana çeşitli deneysel tekniklerin yanı sıra büyük oranda farklılık gösteren teorik bakış açıları getirmiştir. Sinir dil bilimi dalında yapılmış çalışmalar ağırlıklı olarak ruh dil bilimi (psikolinguistik) ve kuramsal dil biliminden kaynaklanan modellerin kullanımıyla şekillendirilmiş ve beynin ruh ile kuramsal dil bilimi dallarında dilin üretimi ve kavrayışı için şart olduğu önerilen işlemleri nasıl uyguladığını araştırmaya odaklanır. Sinir dil bilimcileri, beynin dil ile ilgili bilgileri işleme almak için kullandığı işlevbilimsel mekanizmaları araştırır ve afaziyoloji, beyin görüntüleme, elektrofizyoloji ve bilgisayar modellemesini kullanarak dilbilimsel ve ruhdilbilimsel teorileri değerlendirirler.

Fugu, özellikle Japon mutfağında yenilen bir balon balığı türüdür.

Hayvan zehri ya da venom, bir hayvanın bir diğerine zarar vermek için ürettiği bir veya daha fazla toksin içeren bir salgıdır. Venom, hem avcılarda hem de avlarda, hem omurgalılarda hem de omurgasızlarda olmak üzere çeşitli hayvanlar arasında ortaya çıkmıştır.

Flavonoidler bitki ve mantar sekonder metabolitlerinin bir sınıfıdır.

Terminal sinir veya "0. kranial sinir" olarak adlandırılan sinir ilk kez 1878 yılında bir Alman bilim insanı olan Gustav Fritsch tarafından köpek balığı beyninde keşfedilmiştir. İnsanlarda ilk kez 1913 yılında gösterilebilmiştir. 1990'da yapılan araştırmalarda insanlarda da görülen bir sinir olduğu tespit edilmiştir. Sinir "Kranial sinir XIII", "Sinir 0", "Sinir N" ve "NT" isimleri ile de kullanılmıştır.
Latrotoksin, Latrodectus cinsi örümceklerin ve aynı familyadaki Steatoda nobilis cinsinin en az bir türünün zehriinde bulunan yüksek moleküler kütleli bir nörotoksindir. Latrotoksinler, zehrin ana aktif bileşenleridir ve latrodektizm semptomlarından sorumludurlar.
Siguatoksinler, balıklarda bulunan ve ciguatera'ya neden olan toksik polisiklik polieter sınıfıdır.
Theraphosa leblondi toksini (TLTx), dev tarantula Theraphosabloni'nin zehrinden saflaştırılan ve dizilenen üç farklı formda oluşan bir toksindir. Bu toksin, bir geçit değiştirici olarak görev yaparak Kv4.2 voltaj kapılı potasyum kanallarını seçici olarak inhibe etmektedir.