İçeriğe atla

Testosteron

Testosteron
Testosteronun kimyasal yapısı.
Adlandırmalar
17β-Hidroksiandrost-4-en-3-on
(1S,3aS,3bR,9aR,9bS,11aS)-1-Hidroksi-9a,11a-dimetil-1,2,3,3a,3b,4,5,8,9,9a,9b,10,11,11a-tetradekahidro-7H-siklopenta[a]fenantren-7-on
Androst-4-en-17β-ol-3-on
Tanımlayıcılar
CAS numarası
3D model (JSmol)
ChEBI
ChemSpider
DrugBank
ECHA InfoCard100.000.336 Bunu Vikiveri'de düzenleyin
EC Numarası
  • 200-370-5
KEGG
CompTox Bilgi Panosu (EPA)
  • O=C4\C=C2/[C@]([C@H]1CC[C@@]3([C@@H](O)CC[C@H]3[C@@H]1CC2)C)(C)CC4
Özellikler
Kimyasal formülC19H28O2
Molekül kütlesi288,42 g mol−1
Erime noktası151.0°C [1]
Farmakoloji
Transdermal (jel, krem, Topikal çözelti, transdermal yama), oral (testosteron undekanoat olarak), bukkal, intranazal (jel), intramusküler enjeksiyon (Androjen ester olarak), subkütan
Farmakokinetik:
Oral: çok düşük (yüksek miktarda ilk geçiş etkisi)
97.0–99.5% seks hormonu bağlayan globulin ve albumin
Karaciğer (temelde redüksiyon ve konjugasyon)
2–4 saat
Aksi belirtilmediği sürece madde verileri, Standart sıcaklık ve basınç koşullarında belirtilir (25 °C [77 °F], 100 kPa).

Testosteron, erkeklerdeki birincil seks hormonu ve anabolik steroiddir.[2] İnsanlarda testosteron, testisler ve prostat gibi erkek üreme dokularının gelişiminde, ayrıca kas ve kemik kütlesinin artması ve vücut kıllarının büyümesi gibi ikincil cinsiyet özelliklerini teşvik etmede önemli bir rol oynar.[3] Ek olarak, her iki cinsiyette de testosteron; ruh hali, davranış ve osteoporozun önlenmesi de dahil olmak üzere sağlık ve esenlik durumu ile ilgilidir.[4][5] Erkeklerde testosteron seviyelerinin yetersiz olması, kemik kırıkları ve kemik kaybı gibi problemlere yol açabilir.

Testosteron, sırasıyla 3 ve 17 numaralı karbonlarında bir keton ve bir hidroksil grubu içeren, androstan sınıfı bir steroiddir. Biyosentezi kolesterolden hareketle birkaç adımda gerçekleşir ve karaciğerde inaktif metabolitlerine dönüşür.[6] Etkisini androjen reseptörlerine bağlanarak ve onları aktive ederek gösterir.[6] İnsanlarda ve diğer omurgalı canlıların çoğunda, testosteron esas olarak erkeklerin testisleri ve daha az ölçüde dişilerin yumurtalıkları tarafından salgılanır. Ortalama olarak, yetişkin erkeklerdeki testosteron seviyeleri, yetişkin kadınlarınkine göre 7 ila 8 kat daha fazladır.[7] Erkeklerde testosteron metabolizması daha belirgin olduğu için günlük testosteron üretimi yaklaşık 20 kat daha fazladır.[8][9] Ayrıca kadınlar bu hormona erkeklerden daha duyarlıdır.[10]

Testosteron, doğal bir hormon olmasının yanı sıra, erkeklerde hipogonadizm ve kadınlarda meme kanseri tedavisinde ilaç olarak kullanılmaktadır.[11] Erkekler yaşlandıkça testosteron seviyeleri azaldığından, bazen yaşlı erkeklerde bu eksikliği gidermek için kullanılabilir. Ayrıca, örneğin sporcularda, bünyeyi ve performansı iyileştirmek için yasadışı olarak kullanılır.[12] Dünya Anti-Doping Ajansı, testosteronu "her zaman yasaklı" S1 Anabolik ajan maddesi olarak listelemektedir.[13]

Kaynakça

  1. ^ Haynes WM, (Ed.) (2011). CRC Handbook of Chemistry and Physics (92. bas.). CRC Press. s. 3.304. ISBN 978-1439855119. 
  2. ^ "Understanding the risks of performance-enhancing drugs". Mayo Clinic (İngilizce). 21 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Aralık 2019. 
  3. ^ Mooradian AD, Morley JE, Korenman SG (Feb 1987). "Biological actions of androgens". Endocrine Reviews. 8 (1): 1-28. doi:10.1210/edrv-8-1-1. PMID 3549275. 
  4. ^ Bassil N, Alkaade S, Morley JE (Jun 2009). "The benefits and risks of testosterone replacement therapy: a review". Therapeutics and Clinical Risk Management. 5 (3): 427-48. doi:10.2147/tcrm.s3025. PMC 2701485 $2. PMID 19707253. 
  5. ^ Tuck SP, Francis RM (2009). "Testosterone, bone and osteoporosis". Advances in the Management of Testosterone Deficiency. Frontiers of Hormone Research. 37. ss. 123-32. doi:10.1159/000176049. ISBN 978-3-8055-8622-1. PMID 19011293. 
  6. ^ a b Luetjens, C. Marc; Weinbauer, Gerhard F. (2012). "Chapter 2: Testosterone: Biosynthesis, transport, metabolism and (non-genomic) actions". Nieschlag, Eberhard; Behre, Hermann M.; Nieschlag, Susan (Ed.). Testosterone: Action, Deficiency, Substitution (4. bas.). Cambridge: Cambridge University Press. ss. 15-32. ISBN 978-1-107-01290-5. 
  7. ^ Torjesen PA, Sandnes L (Mar 2004). "Serum testosterone in women as measured by an automated immunoassay and a RIA". Clinical Chemistry. 50 (3): 678; author reply 678-9. doi:10.1373/clinchem.2003.027565Özgürce erişilebilir. PMID 14981046. 
  8. ^ Southren AL, Gordon GG, Tochimoto S, Pinzon G, Lane DR, Stypulkowski W (May 1967). "Mean plasma concentration, metabolic clearance and basal plasma production rates of testosterone in normal young men and women using a constant infusion procedure: effect of time of day and plasma concentration on the metabolic clearance rate of testosterone". The Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism. 27 (5): 686-94. doi:10.1210/jcem-27-5-686. PMID 6025472. 
  9. ^ Southren AL, Tochimoto S, Carmody NC, Isurugi K (Nov 1965). "Plasma production rates of testosterone in normal adult men and women and in patients with the syndrome of feminizing testes". The Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism. 25 (11): 1441-50. doi:10.1210/jcem-25-11-1441. PMID 5843701. 
  10. ^ Dabbs M, Dabbs JM (2000). Heroes, rogues, and lovers: testosterone and behavior. New York: McGraw-Hill. ISBN 978-0-07-135739-5. 
  11. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; AHFS2016 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  12. ^ Institute of Medicine (US) Committee on Assessing the Need for Clinical Trials of Testosterone Replacement Therapy; Liverman, Catharyn T.; Blazer, Dan G. (2004). "Introduction". Testosterone and Aging: Clinical Research Directions (İngilizce). National Academies Press (US). 
  13. ^ "What is Prohibited". World Anti-Doping Agency (İngilizce). 12 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2021. 

Konuyla ilgili yayınlar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hormon</span> İç salgı bezlerinden kana geçen ve organların işlemesini düzenleyen adrenalin, insülin, tiroksin ve benzeri fizyolojik etkisi olan maddelerin genel adı

Hormon,, çok hücreli organizmalarda fizyoloji ve davranışı düzenlemek için karmaşık biyolojik süreçler yoluyla uzak organlara veya dokulara gönderilen sinyal molekül sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">Progesteron</span> Hormon

Progesterone (P4), insanların ve diğer türlerin âdet döngüsü, hamilelik ve embriyogenezinde yer alan endojen steroid ve progestojen cinsiyet hormonudur. Progestojenler adı verilen bir grup steroid hormona aittir ve vücuttaki ana progestojendir. Progesteronun vücutta çeşitli önemli işlevleri vardır. Aynı zamanda cinsiyet hormanları ve kortikosteroidler de dâhil olmak üzere diğer endojen steroidlerin üretiminde önemli bir metabolik ara maddedir ve bir nörosteroid olarak beyin fonksiyonunda önemli rol oynar.

<span class="mw-page-title-main">TSH</span> Omurgalılarda glikoprotein hormon ailesi

Tiroit Uyarıcı Hormon (tirotropin, tirotropik hormon veya kısaltılmış TSH olarak da bilinir), tiroit bezini tiroksin (T4) ve ardından vücuttaki hemen hemen her dokunun metabolizmasını uyaran triiyodotironin (T3) üretmesi için uyaran bir hipofiz hormonudur.

<span class="mw-page-title-main">Dihidrotestosteron</span> testosteron hormonunun aktif versiyonu olan güçlü metobolit

Dihidrotestosteron; erkek vücudunda bulunan testosteron hormonunun aktif versiyonu olan güçlü metobolitine verilen addır. DHT hormonu, büyük oranda testosteronun çevre dokularda 5- Alfaredüktaz enzimi aracılığı ile dönüşümünden oluşur. Testosteron hormonunun etkin hale gelebilmesi ve dokular üstünde androjenik etki gösterebilmesi için 5 Alfa Redüktaz isimli enzimle DHT hormonuna dönüşmesi şarttır. Testosteron, tip-1 5-Alfa Redüktaz ve tip-2 5-Alfa Redüktaz adı verilen iki enzimle DHT hormonuna dönüşür. Bu dönüşme olmadan testosteron birçok doku ve organda etkili olamaz. DHT hormonu, anne karnındaki fetus halinde bulunan çocuğun erkek cinsel özellikleri kazanmasını ve cinsel organlarının gelişmesini sağlar. DHT hormonu ayrıca anne karnındaki fetusun beyni üstünde de birçok etkide bulunur. Henüz anne karnında olan fetusun cinsiyet kimliğinin oluşmasını sağlar. DHT hormonu, bunun dışında ergenlik döneminde ikincil seks karakterlerinin meydana gelmesini ve erkek tipi farklılaşmayı meydana getirir. Böylece ergenlik döneminden önce kız çocuğundan kolay kolay ayırt edilemeyecek olan erkek çocuğu gittikçe farklılaşır ve çocukluktan erkekliğe adımını atar. Sakalları ve bıyıkları çıkmaya, sesi kalınlaşmaya, boyu uzamaya, kas kütlesi artmaya, penisi büyümeye, testisleri sperm üretmeye başlar. Tüm bu farklılaşmayı testosteron, DHT hormonuna dönüşerek meydana getirir. DHT hormonunun bir diğer görevi glandüler prostat dokusunun fonksiyonlarının devamlılığını sağlamaktır. Bunun dışında da, erkek metabolizmasında DHT hormonunun sperm üretiminden, aerobik kapasitenin artışına kadar birçok önemli katkısı vardır.

<span class="mw-page-title-main">Anabolik steroid</span>

Anabolik steroidler ya da teknik adıyla anabolik-androjenik steroidler veya halk diliyle steroidler, vücutta testosteron veya daha etkin formu olan dihidrotestosteron etkilerini taklit eden ilaçlardır. Bu ilaçlar hücrelerde protein sentezini arttırarak dokuların gelişimini uyarırlar. Etkileri özellikle kas dokusunda belirgindir. Anabolik steroidler ayrıca seste kalınlaşma, vücut kıllarında artış, testislerde büyüme gibi erkeksi özellikleri geliştiren androjenik ve virilizan özelliklere sahiptirler.

Tricinsiyet ve Tricinsiyetçilik iki cinsiyetli olmayan ancak bir ila üç cinsiyet arasında değişerek süregelen davranışlar sergileyen, kadın, erkek ve üçüncü cins olmak üzere kendi içlerinde üç tane cinsiyetin olduğunu hisseden ve buna göre davranan kişilerin cinsel kimliğidir.

<span class="mw-page-title-main">Osteokalsin</span>

Osteokalsin, başka bir adla kemik gama-karboksiglutamik asit içeren protein (BGLAP), kemik ve dentinde bulunan ve ilk olarak civciv kemiğinde kalsiyum bağlayıcı protein olarak tanımlanan küçük (49-amino-asit) kollajenöz olmayan protein yapılı bir hormonudur.

<span class="mw-page-title-main">Jaffe-Campanacci sendromu</span>

Jaffe-Campanacci sendromu, gen mutasyonuyla ortaya çıkan izole sendromlardandır. Deride café-au-lait pigmentasyonu, uzun kemiklerde non-ossifying fibromalar ile bunların neden olduğu patolojik kırıklar, çenelerde dev hücreli reparatif granülom özelliği taşıyan lezyonlar, hipogonadizm ve zeka geriliği bulgularını içerir. Kalıtsal olgular az sayıdadır ve Nörofibromatoz tip 1 grubu içinde yer alırlar.

<span class="mw-page-title-main">Achard-Thiers sendromu</span>

Achard-Thiers sendromu, nedeni bilinmeyen, kadınlarda görece sık görülen sendromlardan biridir. Endokrin sistem bulguları çok önemlidir. Tip 2 Diabetes mellitus ve komplikasyonları oldukça belirgindir. Ayrıca, adrenal korteks hiperplazisi ve androjen hormon artışı nedeniyle menopozdan sonra yüzde daha belirgin aşırı kıllanma ve akneler, sakal çıkması ile ses kalınlaşması saptanır. Karaciğer sirozu ve ovaryumlarda skleroz gelişir. Uterus kanseri riski yüksektir. Memeler atrofiktir. Şişmanlık, hipertansiyon, solunum güçlüğü bulguları vardır. Ağıziçi bulguları arasında periodontal patolojiler, özellikle gingival hiperplazi belirgindir.

Transgender hormon terapisi, transgender veya atanan cinsiyetine uygun olmayan kişilere, eşey hormonlarının ve diğer hormonal ilaçların kullanıldığı, kişinin ikincil cinsiyet özelliklerinin cinsiyet kimliğiyle daha uyumlu hale gelmesinin amaçladığı bir hormon terapisi şeklidir.

<span class="mw-page-title-main">Hipotalamus-hipofiz-gonad aksı</span> Üreme, ergenlik, cinsel dimorfizm ve davranışla ilişkili hormonal yolak

Hipotalamus-hipofiz-gonad aksı hipotalamus, hipofiz bezi ve gonadal bezlerin arasındaki etkileşimi ifade eder. Bu bezler genellikle birlikte işlev gösterdiğinden, fizyologlar ve endokrinologlar bunlardan tek bir sistem olarak bahsetmeyi uygun ve açıklayıcı buluyorlar.

Bağışıklık uyarıcılar bağışıklık sisteminin veya bileşenlerinin aktivasyonunu indükleyerek veya bileşenlerinden herhangi birinin aktivitesini arttırarak uyaran maddelerdir. Dikkate değer bir örneği, granülosit makrofaj koloni uyarıcı faktördür.

<span class="mw-page-title-main">Freemartinismus</span>

Freemartinismus veya freemartinizm, farklı cinsiyete sahip ikiz gebeliklerinde dişi fetüsün rahimde erkek fetüsün kanına maruz kalması sonucu bu hayvanın doğumdan sonra yumurtalıklarının çalışmaması ve eril davranışlar sergilemesi durumudur. Sığırlarda bu tarz gebeliklerin %90'ı freemartin dişi bireylerle sonuçlanır. Nadiren koyun, keçi ve domuzlarda da meydana gelebilir. İkizler arası kan alışverişi korionlarının birleşmesi sonucu ortaya çıkar ve dişi fetüse erkek olandan testosteron ve anti Müller hormonu geçişinin yanı sıra hematopoez kök hücrelerini kapsayacak şekilde XX/XY kimerizmi görülür. Durumun erkek ikizi hangi oranda etkilediği tartışmalıdır; bazı çalışmalar erkek bireylerde sperm kalitesinde ve üremede düşüş olduğunu öne sürerken, bazıları ise bu hususta genel sığırlara kıyasla bir fark olmadığını bulmuştur.

Bir steroid olmayan antiandrojen (nonsteroidal antiandrogen) (NSAA) olan bikalutamidin farmakolojisi iyi karakterize edilmiştir. Farmakodinamik açıdan bikalutamid, testosteron ve dihidrotestosteron (DHT) gibi androjenlerin biyolojik hedefi olan androjen reseptörünün (AR) seçici antagonisti olarak işlev görür. Androjen reseptörünü etkinleştirme kapasitesi yoktur. Androjen seviyelerini düşürmez ve başka önemli bir hormonal aktivitesi yoktur. İlaç, androjen reseptörü antagonist aktivitesi nedeniyle progonadotropik etkilere sahiptir ve androjen, östrojen ve nörosteroid üretimini ve seviyelerini artırabilir. Bu, indirekt östrojenik etkiler, cinsel işlevin korunması gibi avantajlar ve jinekomasti gibi dezavantajlarla, cerrahi ve tıbbi kastrasyona kıyasla bikalutamid monoterapisinin çeşitli farklılıklarıyla sonuçlanır. Bikalutamid, kanserde birikmiş mutasyonlar nedeniyle geç evre prostat kanserini paradoksal olarak uyarabilir. Monoterapi olarak kullanıldığında, bikalutamid östrojenik etkileri nedeniyle erkeklerde meme gelişimini indükleyebilir. Diğer antiandrojenlerin aksine, testisler ve fertilite üzerinde daha az olumsuz etkisi olabilir.

Hipoöstrojenizm veya östrojen eksikliği, östrojenin normal seviyesinden daha düşük bir seviyede bulunmasıdır. Bir neden belirtmeksizin durumu ortaya koyar. Östrojen eksikliği ayrıca artmış kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkilidir ve idrar yolu enfeksiyonları ve osteoporoz gibi hastalıklarla bağlantılıdır.

Adrenal yetmezlik, adrenal bezlerin, başta kortizol olmak üzere yeterli miktarda steroid hormonu üretmediği bir durumdur; ancak aldosteron üretiminin bozulmasını da içerebilir. İdrarla sodyum kaybı nedeniyle tuz veya tuzlu yiyeceklere aşerme yaygındır.

Metiltestosteron, erkeklerde düşük testosteron düzeylerinde, erkeklerde gecikmiş ergenliğin tedavisinde, kadınlarda sıcak basması, osteoporoz ve düşük cinsel istek gibi menopoz semptomları için bileşen olarak düşük dozlarda ve kadınlarda meme kanserini tedavi etmek için androjen ve anabolik steroid (AAS) bir ilaçtır. Ağızdan alınır veya yanakta veya dilin altında tutulur.

The Clear takma adıyla bilinen tetrahidrogestrinon (THG), hiçbir zaman tıbbi kullanım için pazarlanmayan sentetik ve oral olarak aktif bir anabolik-androjenik steroiddir (AAS). Patrick Arnold tarafından geliştirilmiş ve Marion Jones, Barry Bonds ve Dwain Chambers gibi bir dizi yüksek profilli sporcu tarafından kullanılmıştır.

Androjen eksikliği, vücutta yetersiz androjenik aktivite ile karakterize edilen tıbbi bir durumdur. Androjenik aktiviteye androjenler aracılık eder ve androjen reseptörü bolluğu, duyarlılığı ve işlevi dahil olmak üzere çeşitli faktörlere bağlıdır.

Androjen antagonistleri veya testosteron blokerleri olarak da bilinen antiandrojenler, testosteron ve dihidrotestosteron (DHT) gibi androjenlerin vücuttaki biyolojik etkilerine aracılık etmesini engelleyen bir ilaç sınıfıdır. Androjen reseptörünü (AR) bloke ederek ve/veya androjen üretimini inhibe ederek veya baskılayarak etki ederler. AR agonistlerinin fonksiyonel karşıtları olarak düşünülebilirler; örneğin testosteron, DHT ve nandrolon gibi androjenler ve anabolik steroidler (AAS) ve enobosarm gibi seçici androjen reseptör modülatörleri (SARM'ler). Antiandrojenler, üç tip seks hormonu antagonistinden biridir; diğerleri antiöstrojenler ve antiprogestojenlerdir.