İçeriğe atla

Terrijen çökeller

Terrijen çökeller

  • Okyanus ve denizlerin genellikle 1000 m’yi geçmeyen derinliklerinde bulunan çökellere terrijen çökeller denir.
  • Bu çökellerin büyük bir bölümü kıta kenarı üzerinde yer alır.
  • Kıyı açığı veya kıta sahanlığı üzerindeki çökeller genellikle kırıntı ve döküntü malzemelerinden oluşur.

Terrijen çökeller; genellikle kıyı açığında çamur, kum, çakıl ve kaya parçaları ile mercan ve çeşitli hayvan kabuğu parçalarından meydana gelmektedir. Kıta sahanlığı çökelleri, o sahanın iklim şartlarını yakından yansıtmakta ve deniz seviyesi değişmelerini göstermektedir. Örneğin; soğuk bölgelerdeki kıyılarda çoğunlukla kum ve çakıllardan ibaret depolar yer alırken, tropikal bölgelerde çamur ve mercan döküntüleri baskın durumdadır.

Kıta sahanlığı çökel tipleri

Çamur

Çamur

Nemli tropikal bölgeler, yüksek sıcaklık ve fazla yağış alan kıyı açıklarında bol miktarda bulunur. Dünyadaki kıta sahanlığının % 37’si çamurlarla kaplıdır.

Kum

Kum

Orta derecede yağışlı ve sıcak kıyıların açıkları ve çok soğuk bölgeler hariç, kurak bölgelerin kıyı kesimlerinde bulunur; bu sahalar kıta sahanlığının % 47’sini kaplar.

Mercan

Mercan

Tropikal sıcak bölgelerin kıyı açıklarında çok yaygındır. Mercan örtüsü ile kaplı sahalar kıta sahanlığının % 6’sını oluşturur.

Çakıl

Çakıl

Düşük sıcaklıkta polar (kutup) ve subpolar (kutup altı) bölgelerin açıklarında çok yaygındır. Kıta sahanlığının % 3’ü çakıllarla örtülüdür.

Kaya

Genellikle soğuk bölgelerde çok yaygındır, özellikle kıta sahanlığının iç kesiminde bol miktardadır. Kayalarla kaplı kıta sahanlığı % 3 civarındadır.

Genel olarak kıta kenarındaki çökellerin % 80’den fazlasını kum ve çamurlar oluşturur. Kıta kenarındaki çökel tipleri yukarıda verilmiştir. İklim, kara üzerindeki ayrışma olaylarını etkilediği gibi, nehirlerin debisini ve taşınan çökellerin miktarını da tayin eder. Gerçekten, yağmurlu tropikal bölgelerden denize dökülen akarsular, denize bol miktarda mil ve kil boyutunda malzeme taşır. Ayrıca çöl bölgelerindeki kıyılara daha ziyade rüzgarlarla nakledilen ince unsurlu materyaller de bulunur.

Deniz seviyesindeki değişmeler de kıta çökelleri üzerinde son derece etkili olmuştur. Deniz seviyesinin alçaldığı buzul devirlerinde kara haline geçen kıta sahanlığı üzerinde deltalar oluşmuştur. Buna karşılık deniz seviyesinin yükseldiği buzullar arası devirlerde, akarsuların getirdiği malzemeler, koy ve körfezlerde birikmiş ve bu sahalar aynı zamanda boğulmaya uğramıştır. Özellikle yüksek enlemlerde glasyal devre esnasında kıta sahanlığı buzullar tarafından işgal edilmiştir. Buzullarla kaplı sahalar bir taraftan buzullarla şekillenirken diğer taraftan buzulların aşındırma ürünü moren depoları ile yer yer örtülmüştür.

Kaynakça

  • ATALAY, İ. Genel Fiziki Coğrafya. S.303-304. 5.Baskı. 2001

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Güney Okyanusu</span> okyanus

Güney Okyanusu ya da Antarktika Okyanusu, bazı coğrafya ve çoğu hidrografi kaynaklarına göre Antarktika kıtasını çevreleyen su kütlesidir. Bu okyanus, dünyanın dördüncü büyük ve en son tanımlanmış okyanusudur.

<span class="mw-page-title-main">Kıta sahanlığı</span>

Kıta sahanlığı, jeolojik olarak ülkeyi oluşturan kara parçasının deniz altındaki uzantısıdır ve kıtanın bitip okyanusun başladığı kıtasal çizgiye kadardır. Kıta sahanlığı, kara platformu olarak da bilinir, bir kıtayı ya da kara parçasını çevreleyen görece sığ ve eğimli deniz tabanına verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Buzul</span> büyük kar ve buz kütlesi

Buzul, dağ zirvelerinde yaz kış erimeyen ve yer çekiminin etkisiyle yer değiştiren büyük kar ve buz kütlesidir. Eğimli arazilerde yıllar boyunca biriken kar kütlesinin önce buzkar, sonra da buza dönüşmesiyle oluşur. Buzullar okyanuslardan sonra dünya üzerindeki ikinci büyük su deposu ve en büyük tatlı su deposudur, tatlı suyun % 98,5'ini oluştururlar. Hemen hemen her kıtada buzullara rastlanır. Dünya'nın belirli bölgeleri, bütün yıl erimeyen ve "buzul" adını alan buzlarla kaplıdır. Bunlar kutup bölgeleriyle yüksek dağların tepeleridir. Buzul oluşabilecek bölgenin deniz yüzeyinden yüksekliği, enlemin artmasıyla azalır. Ekvator yakınlarında 0° enlem çevresinde buzullara rastlamak için Runewenzorilerin 4.400 m yüksekliğine çıkmak gerekirken, Alplerde (45°) 2500 m'ye, Norveç'te (60°) 1500 m'ye çıkmak yeterlidir. Kutupta buzullara deniz yüzeyinde rastlanır.

<span class="mw-page-title-main">Kum</span>

Kum; bölünmüş kaya ve mineral parçacıklarından oluşan granül bir malzemedir. Çakıldan daha ince ve siltden daha kaba olur.

<span class="mw-page-title-main">Tortul kayaçlar</span>

Üç ana kayaç türünden biri olan tortul kayaçlar, yeryüzünde en çok görülen kayaç türüdür. Dünya'nın yüzeyinin yaklaşık yüzde 75'ini yerkabuğunun ise yaklaşık yüzde 8'ini kaplarlar. Bu kayaçlar genellikle tabakalı olarak bulunurlar ve içerisinde organizma kalıntıları (fosil) bulundururlar. Sarkıt ve dikitler bu kayaçların oluşturduğu jeolojik yapılara örneklerdir. Tortul kayaçların büyük bir kısmı dış etmenler tarafından yeryüzünün aşındırılmasıyla meydana gelen çeşitli büyüklükteki unsurların (sediman) taşınarak çukur sahalara biriktirilmesi sonucu oluşmuşlardır. Bu olaya genel anlamda tortullaşma denir. Biriken unsurlar önceleri boşluklu gevşek bir yapıya sahiptirler. Fakat zamanla sıkışıp sertleşirler. Bir birikme sahasında, sonradan biriken unsurlar öncekiler üzerinde birikerek ağırlıkları vasıtasıyla basınç yaparlar. Bu basınç sonucu unsurlar, aralarındaki boşlukların küçülmesi ve büyük ölçüde ortadan kalkmasıyla sıkışır ve sertleşirler. Tortul depoların veya kayaçların oluştukları ortamlar yerden yere farklılık gösterirler.

<span class="mw-page-title-main">Esker</span>

Esker, Avrupa ve Kuzey Amerika'nın geçmişte buzullarla kaplı olan bölgelerinde bulunan kum, çakıl ve buzultaş katmanlardan oluşan uzun, yılankavi çökelti yığınlarına verilen addır. İrlandaca eiscir kelimesinden gelmektedir. Çok uzun olabilen eskerler Demiryolu setlerine benzer.

<span class="mw-page-title-main">Plaj</span> bir göl veya deniz gibi su alanının başka bir karasal bölgeye yakın olduğu kumsal alan

Plaj; kıyı şeridinde denize girmek için düzenlenmiş, genellikle kumluk veya çakıl taşlı alan. Bir Plajı oluşturan parçacıklar tipik olarak kum, çakıl, zona, çakıl taşları gibi kayadan yapılır. Kumluk olanlarına kumsal denir. Azericede plaj anlamına gelen "çimerlik" sözcüğü de, yaygın olmamakla birlikte Türkçede de kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Mercan resifi</span> Denizde taşlı mercan iskeletlerinin büyümesi ve birikmesiyle oluşan kaya çıkıntısı

Mercan resifleri canlı organizmaların ürettiği aragonit yapılardır. Az miktar besin içeren deniz sularında bulunur. Çoğu resifte, baskın organizmalar kalsiyum karbonattan oluşan bir dış iskelete sahip taş mercanları, kolonyal sölenterlerdir. İskeletsel materyaller, dalga hareketleri ve biyoerozyon ile parçalanıp yığılarak yaşayan mercanlar ve çok çeşitli hayvanlar ve bitkilerden oluşan yaşamı destekleyen kalsiyumlu bir oluşum meydana getirirler.

<span class="mw-page-title-main">Paleosol</span>

Yer bilimlerinde, paleosol veya fosil toprak, iki anlama gelmektedir. Jeoloji ve Paleontolojide yaygın olan birinci anlamı alüvyal veya lös gibi tortullar ya da volkanik depozitlerin altında gömülerek muhafaza edilen eski bir toprak manasına gelmektedir. Toprak biliminde, paleosoller uzun dönemler önce oluşmuş ve kimyasal ve fiziksel özellikleriyle bugünkü iklim ve bitki örtüsü arasında ilişki olmayan topraklardır. Bu topraklar oldukça eski kıta kratonları üzerinde ve eski kayanın çevresindeki küçük dağınık yerlerde oluşmuştur. Paleosoller Yunanca "eski" anlamındaki "paleo" kelimesinden gelmektedir. Paleosoller genellikle gömülü haldedir ve bugünkü toprağın altında ayrı tabakalar olarak bilinir. Kuaterner jeolojisinde, genelde Sedimantoloji, Paleoklimatoloji ve Jeolojide Rettallack (2001) ile Kraus (1999) tarafından ve sayısız diğer yayınlanmış makale ve kitaplarda tanımlandığı gibi tüm kıt'alardaki açığa çıkmış haldeki volkanik depozitler veya çökeller içerisinde gömülü bulunan bu "fosil" toprakların belirtilmesinde "paleosol" teriminin kullanılması kabul görmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Gelgit düzlüğü</span>

Gelgit daireler olarak bilinen gelgit düzlüğü veya çamur daireleri, gelgit ya da nehir tarafından depolanarak oluşturulan kıyı sulak alanlardır. Bunlar; koylar,lagünler,haliç gibi korunaklı alanlarda bulunurlar. Jeolojik katmanlar olarak gelgit düzlüğü nehir ağzında silt, kil ve deniz hayvanlarının tortu birikimi sonucunda çamura maruz kalarak katmanlar halinde görülebilirler. Bir gelgit düzlüğü içinde tortu çoğunlukla gelgit bölgesinin içindedir. Günde yaklaşık olarak iki kez çamura maruz kalırlar.

<span class="mw-page-title-main">Yalıtaşı</span>

Yalıtaşı, kıyı bölgesinin gelgit arası kesiminde kum ve çakıl boyutlu sedimanların karbonat çimento ile bağlanarak taşlaşması sonucu oluşmuş sedimanter yapıdır. Çimentolu tortul kayaçlar bulunduğu yere bağlı olarak, yalıtaşlarını oluşturmak için çimentolu tortul kabukları, mercan parçaları, farklı türde kaya parçaları ve diğer malzemelerin değişken bir karışımından oluşabilir. Yalıtaşı, genellikle tropikal veya subtropikal bölgelerde gelgit bölgesi içinde oluşurlar. Ancak, kuvaternerde oluşan yalıtaşları kuzey ve güney yarımkürelerin 60 'enlemine kadar görülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kuvaterner'de iklim değişimleri</span>

Kuvaterner'de İklim Değişmeleri'ne ve Kuaterner'de görülen iklim bilgilerine paleoklimatoloji verilerini kullanarak ulaşalır. Kuaterner, içinde bulunduğumuz zamandan 2.58 milyon yıl önce başlamış olan ve hala devam eden jeolojik devirdir. Paleoklimatoloji; tüm dünya tarihi ölçeğinde yapılan iklim değişiklikleri çalışmasıdır. Öncelikle kaya tortuları, buz tabakaları, mercan kabukları ve fosillerin içinde korunmuş verileri elde etmek için dünya ve yaşam bilimleri çeşitli yöntemler kullanır; daha sonra bu verileri dünyanın çeşitli iklim bölgelerinde atmosferik sistemin son durumlarını belirlemek için kullanır.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç döngüsü</span>

Yer kabuğunu oluşturan üç temel kayaç türü vardır. Bunlar; magmatik kayaçlar, tortul kayaçlar ve başkalaşım kayaçlarıdır. Bu kayaçlar oluştukları günden bugüne kadar geçen zamanda birçok değişikliğe uğramışlardır. Her ne kadar bulundukları yerde hiç hareket etmeden kalsalar da, her biri çok uzun yıllardır süren bir değişikliğin parçasıdır. Kayaçların oluştukları günden bu yana devam eden ve farklı tür kayaçların doğal yollarla birbirine dönüşmesini açıklayan bu olaya "kayaç döngüsü" denir. Kayaç döngüsünü devam ettiren etken, doğal olaylardır. Kayaç döngüsünün geçtiği evreler:

<span class="mw-page-title-main">Kıyı coğrafyası</span>

Kıyı coğrafyası, kıyıların ve kıyıdaki yer şekillerinin oluşumu, oluşum koşulları ve dağılımı ile ilgilenen Fiziki coğrafya bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Düz sahil</span>

Düz sahil, düz bir sahilin olduğu yerlerde veya düz bir kıyı şeridine sahip olduğu alanlarda, toprak yavaş bir hareket göstererek denize doğru iner. Düz sahiller, ya denizin hafifçe meyilli araziye ilerlemesi ya da gevşek kayanın aşınması sonucu meydana gelebilirler. Temel olarak iki paralel şeride ayrılabilirler: -kıyı yüzeyi, -plaj. Yassı sahillerin ana maddeleri kumlar ve çakıllar gibi gevşek malzemelerdir. Rüzgâr ise kumulların üzerindeki ince kum tanelerini taşır. Deniz, kum ve çakılları elekten geçirerek sahilden uzak bir yere döker.

<span class="mw-page-title-main">Çamurtaşı</span>

Çamurtaşı, silt ve kil parçacıklarının bir karışımını içeren silisli bir tortul kayaçtır. "Çamurtaşı" terminolojisi, kireç taşları için Dunham sınıflandırma şeması ile karıştırılmamalıdır. Dunham'ın sınıflandırmasına göre, çamurtaşı yüzde ondan daha az karbonat taneleri içeren herhangi bir kireç taşıdır. Not, bir silisiklastik çamurtaşı karbonat taneleri ile ilgilenmez. Friedman, Sanders ve Kopaska-Merkel (1992), silisiklastik kayaçlarla karışıklığı önlemek için "kireç çamurtaşı" kullanımını önermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Enkaz Akışı</span>

Enkaz akışları, su yüklü toprak kütlelerinin ve parçalanmış kayaların dağ kenarlarından aşağıya doğru koştuğu, akarsu kanallarına aktığı, nesneleri yollarına sürüklediği ve vadi tabanlarında kalın, çamurlu tortular oluşturduğu jeolojik olaylardır. Genellikle kaya çığları ve diğer heyelan türleriyle karşılaştırılabilir yığın yoğunluklarına sahiptirler, ancak yüksek gözenek sıvısı basınçlarının neden olduğu yaygın çökelti sıvılaşması nedeniyle, neredeyse su kadar akışkan bir şekilde akabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Biriktirme ortamı</span>

Jeolojide, çökelme ortamı veya tortul ortam, belirli bir tür çökeltinin çökelmesi ile ilişkili fiziksel, kimyasal ve biyolojik süreçlerin kombinasyonunu ve dolayısıyla, çökelti kayada korunursa litoifikasyondan sonra oluşacak kaya türlerini tanımlar. Çoğu durumda, belirli kaya türleri veya kaya türlerinin birlikleri ile ilişkili ortamlar, mevcut analoglarla eşleştirilebilir. Bununla birlikte, jeolojik zaman çökeltileri ne kadar geride bırakılırsa, doğrudan modern analogların mevcut olmama olasılığı o kadar yüksektir.

<span class="mw-page-title-main">Kıta kenarı</span>

Kıta kenarı, kıyı suları altında okyanus kabuğuna bitişik kıtasal kabuğun dış kenarıdır. Okyanus tabanının üç ana bölgesinden biridir, diğer ikisi derin okyanus havzaları ve okyanus ortası sırtlardır. Kıta kenarı üç farklı özellikten oluşur: kıta yükselişi, kıta eğimi ve kıta sahanlığı. Kıta sahanlığı, kıtaların yakınında bulunan görece sığ su alanıdır. Kıta kenarları, okyanus alanının yaklaşık %28'ini oluşturur.