İçeriğe atla

Terdit

Terdit, sözü veya anlatımı beklenmedik bir sonuca bağlayarak dinleyiciye, okuyucuya sürpriz yapmak, onu hayrete düşürmek şeklinde tanımlanabilecek bir edebî sanattır. Başka bir ifadeyle, terdit; sözün veya anlatımın muhatabı merakta bırakacak şekilde, sonunun ne olacağını hissettirmeden sürdürülerek, hiç umulmayan, çarpıcı bir netice ile nihayete erdirilmesi şeklinde yapılır.[1]

Arapça "terd" yani geriletme, geri çevirme fiilinden Türkçeye devşirilmiştir. Şiir ve edebiyatta, yanı sıra meddahlık ve hitabet sanatında kullanılır. Terdit sanatının esası, sözü tahmin edilmeyen ters bir sonuca bağlamaya dayanır. Ancak bu varılan sonuç hayret verici de olmalıdır. Terdit, nesir ve nazım türlerinde yaygın olarak kullanılan bir sanattır.

Kaynakça

  1. ^ Örneklerle Türk Şiir Bilgisi, Cem Dilçin, TDK, Türk Dil Kurumu Yayınları: 517, ISBN 9789751604897

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Edebiyat</span> sözlü ya da yazılı anlatıma dayanan sanat

Edebiyat, yazın veya literatür, dil aracılığıyla; duygu, düşünce, hayal, olay, durum veya herhangi bir olgunun edebî bir tarzda ve etkili bir şekilde yazılı veya sözlü anlatımını gerçekleştiren; malzemesi söz ve ses; muhatabı insan olan bir sanat dalıdır. Edebî yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir. Daha kısıtlayıcı bir tanımla, edebiyatın; bir sanat formu olarak oluşturulan yazılar olduğu düşünülmüştür. Bunun nedeni, günlük kullanımdan farklı olarak edebiyatın, dil ürünü olmasıdır.

Şiir, sözcüklerin düz anlamlarına ek olmak üzere ya da bunların yerine başka anlamlar oluşturmak için dilin ses estetiği veya ses sembolizmi ve ölçü gibi estetik ve ritmik özelliklerini kullanan bir edebiyat türüdür. Müellif İsmail Durmuş İslam ansiklopedisinde “mübalağa sanatı”nın şiirin temel karakteristiği olduğu üzerinde durmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Turgut Uyar</span> Türk şair

Ahmet Turgut Uyar, Türk şair.

<span class="mw-page-title-main">Gazel</span> divan edebiyatının aşktan bahseden temel şiir biçimi

Gazel, Türkçe Divan edebiyatının en yaygın nazım şeklidir. Gazel sözcüğü sözlük tarifi ile "kadınlarla sevgi üzerine konuşmak, söyleşmek" anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Ali Püsküllüoğlu</span> Türk yazar, şair ve sözbilimci

Ali Püsküllüoğlu, Türk yazar, şair ve sözbilimcidir.

Hâfız Post, Klasik Türk musikisi bestekârı olup, asıl adı Mehmet'tir. "Post" lâkabının kendisine, vücudunun çok kıllı olmasından dolayı verildiğine dair bir rivayet vardır. Sultan IV. Mehmed döneminin klâsik Türk büyük müzik ustalarındandır. Saray'da yapılan fasıllara sazı ve sesi ile katılmış, bütün çağdaşları gibi Selim Giray Han'dan yardım ve ilgi görmüş, bu sanatsever devlet adamının düzenlediği edebiyat ve müzik toplantılarına katılarak sanatçı kişiliğinin gelişmesini sağlamıştır. Gençliğinde resmî görev almamış, son zamanlarına Divan hocaları zümresine katılmış, daha sonra Bîrun Kâğıt Eminliği'ne getirilmiştir. Hafız Post 1694 yılında vefat ederek Karacaahmet Mezarlığı'nda, Divan şairi Nabi'nin mezarının yanı başında toprağa verildi. Ölümüne o dönem şairlerince anısına beyitler yazılmıştır.
Fenni, "Çergehte eyleyüb âhır karar/ Postu şîr-i ecel çâk eyledi", Itrî ise: "Dedi Itrî Hâfız'a mevâ ola ya Rab cinan" demiştir.

<span class="mw-page-title-main">Faruk Nafiz Çamlıbel</span> Türk şair, siyasetçi, öğretmen (1898 - 1973)

Ahmet Faruk Çamlıbel, Türk şair, siyasetçi, öğretmendir.

Tanzimat edebiyatı, Tanzimat döneminin kültürel ve siyasi hareketlerinin sonucu olarak ortaya çıkmış edebiyat akımı. 3 Kasım 1839'da Mustafa Reşid Paşa tarafından ilan edilen Gülhane Hattı Hümayunu da denilen yenileşme beratının yürürlüğe konmuş olmasından doğmuştur. Bu olay daha sonraları Tanzimat Fermanı olarak adlandırılacak, gerek siyasi alanda gerek edebî ve gerekse toplumsal hayatta batıya yönelmenin resmi bir belgesi sayılacaktır. Şinasi ile Agah Efendi'nin birlikte çıkarmış olduğu Tercüman-ı Ahval bu edebiyatın başlangıcı olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Cenap Şahabettin</span> Türk şair, anı yazarı ve hekim (1870 - 1934)

Cenap Şahabeddin, Türk şâir ve yazar.

Garip hareketi, garipçiler ya da birinci yeni; Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday'ın kurduğu ve Türk şiirinde yer etmiş anlayışları reddeden ve söyleyiş güzelliğini esas alan edebiyat akımıdır.

<span class="mw-page-title-main">Horatius</span> Roman şair.

Quintus Horatius Flaccus, Augustus döneminin en önemli Romalı şairiydi.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

Türkiye'de genel olarak tüm alanlarda batılılaşma süreci, 1839 yılında ilân edilen Tanzimat Fermanı ile başlamıştır. 1838 - 1860 yılları arasında yetişmiş gençler 1860 yılında sonra Edebiyat alanında batılaşmayı sağlamışlardır. Bu dönem edebiyatına Tanzimat Edebiyatı denmektedir.

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde eğitim amacıyla Avrupa'ya, özellikle Fransa'ya giden gençler oradaki edebiyatta gördükleri yenilikleri ülkeye dönüşlerinde Türk edebiyatında uygulamaya başlamışlardır. Bu şekilde belli dönemler halinde günümüze kadar süren yeni bir edebiyat başlamıştır. Bu dönemlerden biri de Cumhuriyet dönemi edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hiciv</span> bir kişi, bir olay ya da durumun, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirildiği bir tür

Hiciv, hicviye ya da yergi, edebiyat ve sanatta, bir kişi, bir olay ya da durumun, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirildiği bir türdür..

<span class="mw-page-title-main">Komet</span> Türk resim ve gravür sanatçısı

Gürkan Coşkun ya da bilinen adıyla Komet, Türk ressam ve şair.

Nuri Pakdil,, Türk şair, mütefekkir, deneme ve oyun yazarı.

Rivayet, Anlatı veya kıssa; roman, hikâye, masal, senaryo vb. kurgusal veya kurgusal olmayan edebî türlerde bir olay dizisini anlatma biçimidir. Anlatı insan yaratıcılığının ve toplumu etkileme sanatının bir yüzüdür.

<span class="mw-page-title-main">Fıkra</span> güldürücü ve güldürürken düşündürücü, şakalı öykücük.

Fıkra, latife, nükte veya nekre, özlü bir anlatımı olan, nükteli ve güldürücü kısa hikâye. Nasreddin Hoca fıkraları, Karadeniz fıkraları ve Bektaşi fıkraları bunlara örnektir. Hikâye şeklinde olmayan güldürücü sözlere espri veya nükte denir. Espri anlamında da kullanılan şaka kavramı ise güldürücü hareketleri de kapsar. Milletlerin ortak hayat görüşünü, zekâ ve hazırcevaplılığını yansıtmaktadır. Sözlü edebiyatın ürünleri olan fıkralar zamanla anonimleşerek iç içe girmiş giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşarak tek bir olayı içinde barındırmaktadır.

Fikret Demirağ Kıbrıslı Türk şair, yazar ve öğretmen. 1940 yılında Lefke'de doğdu. İlk ve ortaöğrenimini burada bitirdi. Üniversite eğitimini ise 1961 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nün Türkçe bölümünde tamamladı. Tekrar Kıbrıs'a dönerek 1961-1989 yılları arasında Türkçe öğretmenliği görevinde bulundu. Şölen ve Sanat Postası adlı dergiler ile Halkın Sesi gazetesinin yayınlarına katkı sağladı. 1989 yılında emekli oldu, aynı yıl Kıbrıs gazetesinin kültür sanat bölümünde yönetici oldu. 28 Kasım 2010 tarihinde İstanbul'da kalp yetmezliği sebebiyle öldü.