Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.
Farsça ya da Persçe, Hint-Avrupa dillerinin İran dilleri koluna ait bir batı İran dilidir. Başta İran olmak üzere, kuzeyde Rusya ve Azerbaycan, doğuda Afganistan ve Tacikistan, Orta Asya'da Özbekistan ve Basra Körfezi üzerinde Kuveyt ve Irak gibi ülkelerde 100 milyonun üzerinde kişi tarafından konuşulmaktadır. Antik Pers halkının konuştuğu dilden türemiştir.
Arapça, Afroasya dilleri ailesinin Sami koluna mensup bir dildir. Batıda Atlantik Okyanusu'ndan doğuda Umman Denizi'ne, kuzeyde Akdeniz'den güneydoğuda Afrika Boynuzu ve Hint Okyanusuna uzanan geniş bir coğrafyada konuşulmaktadır. Tüm lehçeleri ile birlikte 420 milyonu aşkın kişi tarafından konuşulduğu tahmin edilmektedir. Arap Birliği'ne üye 22 ülke ile Çad ve Mali dâhil olmak üzere 24 ülkede resmî dildir. Aynı zamanda kısmî olarak tanınan Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti, Somaliland ile Tanzanya'da (Zanzibar) resmî dil statüsündedir. Arap Birliği'nin ve Birleşmiş Milletler'in kabul edilen altı resmî dilinden biridir. Nijer, Senegal ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal/azınlık dili olarak tanınmıştır. Arapça İran, İsrail, Pakistan, Filipinler ve Güney Afrika Cumhuriyeti anayasalarında özel dil statüsüne sahiptir.
Trablus Antlaşması veya ABD - Osmanlı Sözleşmesi, 4 Kasım 1796 tarihinde ABD ile Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalanan yardımlaşma ve ticaret antlaşmasıdır.
Osmanlı Türkleri, Geç Orta Çağ'da kurulan Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve sosyopolitik olarak en baskın unsuru olan Türkî etnik gruptur.
Hüseyin Nâzım Paşa (d. 1854, İstanbul - ö. 1927, İstanbul), Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde valilik mevkilerinde bulunmuş, ayrıca yazarlık ve gazetecilik yönü de bulunan bir Osmanlı devlet adamıdır.
Kamûs-ı Türkî, Şemseddin Sâmi tarafından yazılıp, ilk baskısı 1901 tarihinde İkdâm gazetesi tarafından yapılan Türkçe sözlük.
Fenerli Rumlar ya da Fenerliler, Osmanlı döneminde İstanbul'un Fener semtinde oturan nüfuz sahibi veya zengin Rum ailelere verilen isimdi. Özellikle 18. yüzyılda Fenerli Rumların gücü çok arttı. Osmanlı Devleti'nin Avrupa ülkeleriyle olan ilişkilerinde tercümanlık görevini üstlendiler. Ayrıca Osmanlı Devleti 18. yüzyıl boyunca Eflak ve Boğdan eyaletlerinin voyvodalarını Fenerli Rumların arasından seçti.
Sadrazam ya da vezîr-i âzam, Osmanlı İmparatorluğu'nda padişah adına devlet işlerini yöneten en yüksek derecedeki devlet adamı.
Joseph von Hammer-Purgstall, Avusturyalı tarihçi, diplomat ve Doğu bilimleri uzmanı. Tarihçi, Geschichte des osmanischen Dichtkunst adlı eserinin iç kapağına ismini Yûsuf Hammer Purgstall olarak işlemiştir.
Kara Tatarlar, ya da Kara Tatar Altay dağları ve Karadeniz'in arasında yaşayan Tatar kökenli etnik bir grup. Esas olarak Orta Asya, Ortadoğu, Transkafkasya ve doğu Avrupa'da yaşarlar. Bu etnik gruplar yerleştiği ülkenin lisanını benimsemiştir. Örneğin doğu İran'da Farsça, Türkiye'de Türkçe ve Rusya'da Rusça konuşurlar.
Siyahî ya da zenci, antropolojide insanların ayrıldığı ırklardan biri. Bu kavram yalnızca belirli milletleri değil, derileri siyah olan tüm insanları kapsar. Batılı devletlerde yaygın olarak kullanılan Afro (Afrikalı) ve Karayipli sözcükleri de zaman zaman Türkçede kullanılır.
Osmanlıca veya Osmanlı Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk anayasası olan 1876 tarihli Kânûn-ı Esâsî'de geçtiği hâliyle Türkçe, 13 ile 20. yüzyıllar arasında Anadolu'da ve Osmanlı Devleti'nin yayıldığı bütün ülkelerde kullanılmış olan, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalan Türk dili. Alfabe olarak çoğunlukla Arap alfabesinin Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır. Halk arasında bazen bu dil dönemi için "Eski Türkçe" de kullanılmaktadır.
Türkçedeki alıntı sözcüklerin değiştirilmesi, Atatürk'ün Türkleştirme politikasının bir parçasıdır. Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsçadan birçok alıntı sözcüğe sahipti, aynı zamanda Fransızca, Yunanca ve İtalyanca gibi Avrupa dillerinden bulunan diğer alıntı sözcükler de resmî olarak Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından önerilen Türkçe karşılıkları ile değiştirildi. Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin (alıntı) Türkçeleştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Atatürk Devrimlerinin daha geniş çerçevesindeki kültürel reformların bir parçasıdır.
Finlandiya–Türkiye ilişkileri, Finlandiya ve Türkiye arasındaki dış ilişkileri kapsamaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda devlet işlerinde ve sarayda kullanılan dil Osmanlı Türkçesi olmasına karşın imparatorluğun hâkimiyeti altındaki bölgelerde diğer diller de kullanılmaktaydı. Ekalliyet kendi cemaatleri içinde kendi dillerini kullanmak konusunda serbest idi ancak hükûmet ile resmî konularda devletin resmî dili olan Osmanlı Türkçesini kullanmak zorundaydı.
Ağa Petros, Osmanlı diplomat ve I. Dünya Savaşı sırasında Asurilerin askeri lideri.
Bâb-ı Âli tercümanı, Dîvân-ı Hümâyun tercümanı, büyük tercüman ya da tercümanbaşı, Osmanlı hükûmetinin kıdemli tercümanı ve fiili dışişleri bakan yardımcısına verilen addır. Makam, 1661'de oluşturulmasından 1821'de Yunan İsyanı'nın patlak vermesine kadar büyük ölçüde Fenerli Rumlar tarafından yönetildi ve Osmanlı İmparatorluğu'ndaki gayrimüslimlerin erişmiş olduğu en yüksek kamu göreviydi.
Tersane tercümanı, Osmanlı İmparatorluğu'nda 18. yüzyıldan 19. yüzyılın başlarına kadar Fenerli Rumlar tarafından yönetilen kıdemli makama verilen addı. Kaptan-ı derya'nın başvekili olarak, tersane tercümanı, Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti sınırları içerisindeki adaların ve kıyıların çeşitli özerk topluluklarının yönetiminde öncü bir rol oynadı.
Panayot Nikusios, Fenerli Rum doktor ve 1661 yılından 1673 yılına kadar ilk Hristiyan Bâb-ı Âli tercümanıdır.