İçeriğe atla

Teras (jeoloji)

Teras (taraça, seki), akarsu vadi yamaçlarında, deniz ve göl kıyılarında, eğim kırığının üzerindeki düz veya hafif eğimli alan. Değişik alanlarda ve değişik nedenlerle oluştuklarından sınıflandırma yapılmıştır. Terasa benzeyen fakat sadece üst üste sert ve yumuşak kayaların farklı aşınmasından oluşan şekle sözde taraçalar denir. Menderesli nehirlerin kenarlarında polijenik (çok kıvrımlı) taraçalar) oluşur. Dalga aşındırmasıyla abrazyon taraçaları, vadi kenarlarında eski kum çakıl depolarına akarsu taraçaları, falezlerin üstünde çakıl kum depolanan yüzeylere deniz taraçaları denilir.[1]

Akarsu Terasları

Taraça akarsuların veya akarsu vadilerinin yamaçlarında görülen düzlüklere verilen isimdir. Çoğu akarsu bitişiğinde ırmaklar daha yüksek bir düzeyde aktığında oluşmuş olan taşkın düzlüklerinin aşınmamış kalıntıları vardır. Bu akarsu terasları, oldukça düz bir üst yüzeye ve aşağıdaki günümüz taşkın düzlüğüne doğru alçalan dik bir eğime sahiptir. Bazı durumlarda bir ırmağın güncel taşkın düzlüğü üzerinde pek çok seki görülebilir, bu da geçmişte ırmak teraslarının birkaç kez oluşmuş olduğunu gösterir.[2] Bütün akarsular teraslarının aşındırma kökenli olduğu halde önceden bir taşkın düzlüğü oluşumu ile çökel birikim evresi geçirirler. Ardından gelen aşınma akarsuyun bir kez daha derecelenmiş ırmak haline gelinceye kadar aşağı doğru kazımasına neden olur. Akarsu tekrar derecelendiğinde bu kez yanal aşındırmaya ve daha aşağı bir düzeyde yeni bir taşkın düzlüğü oluşturmaya başlar. Bazı akarsuların yanında görülen pek çok teras bu süreçlerin birkaç kez yenilenmesi ile gelişirler.[2] Aşınmanın yenilenmesi ve akarsu terasların oluşumu genellikle taban düzeyinde meydana gelen bir değişime bağlanır. Irmağın üzerinde aktığı kara parçasının yükselmesi ya da deniz yüzeyinin alçalması eğimin dikleşmesine ve akış hızının artmasına yol açar ve böylece aşağı doğru bir kazınma evresi başlar. Irmak derecelenmenin yeniden oluştuğu düzeye ulaştığında ise aşağı doğru kazınma biter. Bazı vadi tabanlarında yerli kaya yüzeye daha yakındır ve bunun üzerinde, nispeten ince bir alüvyon tabakası mevcuttur. Bunun sonucunda bazı vadi tabanlarında alüvyon dolgu çok kalın, yerli kaya çok derinlerde olabilir. Bu durum, bu farklı özellikteki vadi tabanlarının sonradan teraslar haline dönüşmeleri halinde terasların yapısını belirler. Yerli kayanın yüzeye yakın olduğu ve ancak ince bir alüvyon tabakası ile örtülü bulunduğu bir vadi tabanı yarıldığı zaman, meydana gelecek olan teras, esas itibarı ile yerli kayadan oluşur ve bunun üzerinde ancak ince bir alüvyon örtüsü bulunur. Bu özelliği gösteren teraslara yerli kaya terası adı verilir. Buna mukabil, kalın bir alüvyon tabakası ile doldurulmuş bir vadi tabanı yarıldığında oluşan teraslara tamamıyla alüvyonlardan meydana gelir. Kum, çakıl, mil gibi nehir depolarından oluşan bu çeşit teraslara da, alüvyal teras ya da dolgu teraslar denir.[3]

Akarsu Terasları

Akarsu Teras Türleri

Akarsu teraslar iki temel tipi vardır, Dolgu terasları ve Strath teraslar. Dolgu teraslar bazen iç içe dolgu teraslar ve kesme teraslar olarak ikiye ayrılır. Dolgu ve Strath teraslar da zaman zaman dönemli ve dönemsiz teraslar olarak açıklanabilir.

Dolgu teraslar: Dolgu terasları alüvyonla dolmuş vadi tabanının sonucudur. Bir akarsu yatağı, vadi de dahil olmak üzere pek çok farklı nedenden dolayı alüvyon ile dolabilir; yatak yükü nedeniyle buzullaşma veya malzeme ile doldurulması gereken bir dere ya da ırmak ya da derine aşındıran vadi, akarsu'yun akış gücüne bağlı olarak dolabilir. Dere ya da nehir bir dengeye ulaşana kadar depolamaya devam edecek ve yeteri kadar malzeme depolandığında malzeme taşıması gerçekleşebilir. Eğer koşullar değişmezse denge uzun süre korunabilir ama eğer koşullar değişirse denge çok çabuk bozulabilir. Dolgu terasları koşullar tekrar değiştiğinde oluşabilir ya da nehir veya derenin vadide depolanmış olan malzemeyi kazmasıyla oluşur. Bu bir kez oluştuğunda, vadi kenarlarında alüvyon formu tamamen oluşan banklar oluşacak. En üstteki banklar dolgu terasları. Nehir, alüvyon dolgu terasları solda aşağıya doğru kesmeye devam eder(bazen 100 metre ve daha fazla). Eğer altında birden fazla kesme teras adlı teraslar varsa dolgu terasları, depolama olayı sonucunda oluşan en yüksek terastır.

İç içe dolgu teraslar: İç içe dolgu teraslar, vadinin alüvyonla dolması sonucu oluşurlar, vadideki alüvyonlar kazınır ve tekrar o bölgeye malzeme depolanır ama bu yeni malzemenin seviyesi ilk seviyeden düşüktür. Bu teraslar ikinci dolgu sonucunda iç içe geçmiş olarak bulunurlar çünkü orijinal alüvyonlar ile iç içe geçmiş ve yeni bir teras oluşmuştur. Bu teraslar çökelme kökenlidir ve alüvyon özellikleri ani olarak değişebilir, örneğin ince malzeme olarak ani bir değişiklik tespit edilmesi mümkün olabilir.

Kesme Teraslar: Dolgu teraslara benzer ancak aşınım kökenlidir. Vadi duvarı boyunca alüvyal çökeller dolgu teraslarını aşındırır. Kesme terasları, dolgu teraslarının alttaki formudur. Bir nehir veya dere malzemeyi aşındırmaya devam ettiği sürece çoklu teras seviyeleri oluşacaktır. Genellikle en üstte dolgu teraslar bulunur, ondan daha aşağı seviyede kesme teraslar oluşur.

Strarth Teraslar: Strath teraslar bir dere ya da ırmağın ana kayacı derine aşındırmasıyla oluşur. Derine aşındırma devam ettikçe zamanla vadi genişliği artabilir. Bu akarsu sisteminin dengeye ulaşma sonucu oluşabilir; yavaşlatılmış veya duraklamış yükselme, iklim değişikliği ya da ana kaya türü bir değişiklikler örnek verilebilir. Derine aşındırma, vadinin basık tabanında, ana kayacın olduğu yerde (ince bir alüvyon katmanı olabilir) devam eder ve akarsu ya da nehir kanalının sol üstünde bulunur. Bu ana kayaç terasları strath teraslardır ve doğada aşınma ile oluşurlar.

Dönemli Teraslar: Aynı yükseklikte karşılıklı kenarları olan teraslara dönemli teraslar denir. Akarsuyun derine aşındırmasından kaynaklı akarsu yatağının her iki tarafında da eş yükseklikler oluşur. Dönemli teraslar nehir gençleşmesinden kaynaklanır.

Dönemsiz Teraslar: Bu tip teraslarda akarsu, havzanın bir tarafının yanal ve derine aşınması, diğer tarafının aşınmaya olan dirençli olması ile oluşur, geriye aşınmaya dayanıklı olan teras kalır. Akarsuyun yönünün değişmesiyle dönemsiz teraslar oluşur.[4]

Eşleşmiş ve eşleşmemiş teraslar: Bir derenin her iki tarafında oluşmuş aynı seviyedeki taraçalardır bu taraçalar vadinin her iki tarafında kesilmenin sonucu oluşur. Eşleşmiş taraçalar nehrin yenilenmesiyle oluşur eşleşmemiş taraçalar vadinin bir kenarındaki taraçanın erozyondan dolayı yok olması sonucunda oluşur. Bu erozyon sonucunda karşı tarafındaki taraça tek kalmış olur yani çiftini kaybeder akıntı sonucu oluşmuş taraçalar bir derenin ya da nehrin kesik oranını, kesilme tarihini ve yaşını ölçme de kullanılabilir elde edilen verilerle kesiklerin yaklaşık oranları saptanabilir.[5]

İç içe geçmiş akarsu terasları

Deniz veya okyanus ortamında deniz aşındırması veya kıyı erozyonu ile kıyı önünde oluşan düzlüklerdir. Kıyı platformları örnek gösterilir. Denizin sığ suda erozyonla oluşan sedimenleri kıyı önüne biriktirmesiyle oluşur.[6]

Traverten Teraslar

Jeotermal ısıtmalı ortamda aşırı doymuş alkali suların çökmesiyle karbonatların yüzeye şelale şeklinde akmasıyla traverten teraslar oluşur.

Teras Oluşumunu Kontrol Eden Faktörler

İklim: Akarsuların yatak tiplerindeki değişim her bir iklim döneminde tek tip olduğu kabulünü ortadan kaldırmıştır. Dolayısıyla iklime bağlı patern değişimi, her akarsuda farklı gerçekleşir. İklim değişiminin tetiklediği flüvyal yarılmaların ardından, kazılan kanalların hızla dolmasını kapsayan bu kısa sürelerin belirlenmesi, iklim değişimine karşı doğrusal olmayan flüvyal tepki teorisinin temelini oluşturur.

Tektonik: Tektonik, yer kabuğunu deforme eden iç güçleri ifade eder. Bu güçler, büyük ölçekli kabuk yükselmesi, yerel alçalma, eğim kazanma ve faylanma oluşturur. Akarsu vadilerini etkileyen tektoniğin kaydı, sekilerde ve güncel vadi tabanı dolgularında tutulur. Bölgesel veya yerel yükselmelerin olduğu yerlerde kanal eğimi artacağı için akarsunun enerjisi ve sediman miktarı artar. Dolayısıyla faylanma ve yerel yükselme tarafından bozulan vadi eğimleri patertini etkileyebilir. Diğer taraftan, vadi tabanının yanal olarak eğim kazınması da kanal göçünü ve vadi sedimantasyonun paternini etkiler.

Kaide Seviyesinin Değişimi: Flüvyal sistemler için deniz seviyesi, aşındırmanın sona erdiği genel kaide seviyesini oluşturur. Bazı akarsular için kara içlerindeki göl ve bataklıklar, yerel kaide seviyesini oluşturur. Eğer deniz seviyesi karaya göre alçalırsa, akım ve sediman hareketi için daha fazla enerji ortaya çıkar ve akarsu yatağında yarılma olur. Tersine kaide seviyesi yükselirse, enerji azalır ve kanalın aşağı kesiminde depolanma olur.

İnsan Etkisi: Artan nüfus, tarımsal faaliyetler ve bitki örtüsü tahribine bağlı olarak akarsu havzalarında artan sediman üretimi flüvyal sistemlerde etkili olmuştur. 20 yy’ın ikinci yarısından itibaren akarsular üzerinde çok sayıda baraj yapılmıştır. Baraj yapımı nedeniyle, akarsunun taşıdığı sediman miktarı çevrenin tahrip edilmesi nedeniyle artmaktadır. Akarsu yataklarından kum alınması, akarsunun yatağının yeniden düzenlemesine neden olmaktadır. Teraslar; seki veya taraça olarak da adlandırılır.[7]

Terasların Jeolojik Önemi

Teraslar eski taşkın ovaları oldukları için: Bu alanlarda kuruma çatlakları oluşabilir. İklim koşullarının durumuna göre, mevsimlik göller oluşabilir veya bataklıklar gelişebilir. Bitki örtüsü de bu koşullara ayak uydurursa toprak profili gelişebilir, bu bölgelerin kapanması durumunda turbalar oluşabilir.

Akarsu teras uygulamaları

Flüvial terasları inceleyerek bir akarsu ve nehrin vadide teras oluşturma hızını ölçmek için kullanılabilir. Çeşitli tarihleme yöntemleri kullanılarak bir terasın yaşı tespit edilebilir. Bugünkü seviyesinden edinilen tarih ve yükseklik kullanılarak teras oluşumunun ortalama bir oranı tespit edilebilir.

Kaynakça

  1. ^ İNANDIK, Dr. Hâmit. "Morfolojide Taraçalar Meselesi". dergipark.org.tr. 7 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Kasım 2019. 
  2. ^ a b Monroe, J.S., Wicander, R., 2005. Fiziksel Jeoloji, Yeryuvarı’nın Araştırılması, Thomson Brooks/Cole. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Çeviri Serisi No:1 Çev. Kadir Dirik, Mehmet Şener. 642 sf.
  3. ^ Erinç, S., 1982. Jeomorfoloji I. Genişletilmiş 3. Baskı. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Yayınları, No.2931, 736 sf. İstanbul.
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 31 Aralık 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2013. 
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2013. 
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 28 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2013. 
  7. ^ Doğan, U. 2012. Akarsu (füvyal) süreçleri, sf: 281-306. “Kuvaterner Bilimi”. Editörler: Kazancı, N., Gürbüz, A., Ankara Üniversitesi Yayınları.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sakarya Nehri</span> Türkiyenin Karadeniz bölgesinde bir ırmak

Sakarya Nehri Kızılırmak ve Fırat nehirlerinden sonra Türkiye'nin üçüncü en uzun, Kuzeybatı Anadolu'nun ise en büyük akarsuyudur. Nehir, ismini Yunan Mitolojisi'ndeki nehir tanrısı Sangarius'dan almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Akarsu</span>

Akarsu, yeryüzünde ya da yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan sudur. Çoğunlukla tatlı sudan oluşan akarsular, tatlı su gölleriyle birlikte insanlığın temel su ihtiyacını karşılamak için kullanılırlar. Bunun yanında gıda, enerji ve turizm sektörleri tarafından da kullanılırlar.

<span class="mw-page-title-main">Birikinti ovası</span>

Birikinti ovası, genel olarak alüvyon materyalin birikmesiyle oluşur. Temel oluşturucu süreç akarsu aşındırması erozyon ve akarsu biriktirme süreçleridir. Ancak dalgalar ve buzulların aşındırma, biriktirme süreçleriylede oluşabilir. Örneğin: Kuzey Almanya ovası buzulların yığdırdığı lösler ile kaplı polderler ve geest adı verilen alçak platoda hafifçe engebelendirilmiş tekdüze büyük bir ovadır. Ülkenin hemen hemen en verimli toprakları bu bölgededir.

<span class="mw-page-title-main">Buzul</span> büyük kar ve buz kütlesi

Buzul, dağ zirvelerinde yaz kış erimeyen ve yer çekiminin etkisiyle yer değiştiren büyük kar ve buz kütlesidir. Eğimli arazilerde yıllar boyunca biriken kar kütlesinin önce buzkar, sonra da buza dönüşmesiyle oluşur. Buzullar okyanuslardan sonra dünya üzerindeki ikinci büyük su deposu ve en büyük tatlı su deposudur, tatlı suyun % 98,5'ini oluştururlar. Hemen hemen her kıtada buzullara rastlanır. Dünya'nın belirli bölgeleri, bütün yıl erimeyen ve "buzul" adını alan buzlarla kaplıdır. Bunlar kutup bölgeleriyle yüksek dağların tepeleridir. Buzul oluşabilecek bölgenin deniz yüzeyinden yüksekliği, enlemin artmasıyla azalır. Ekvator yakınlarında 0° enlem çevresinde buzullara rastlamak için Runewenzorilerin 4.400 m yüksekliğine çıkmak gerekirken, Alplerde (45°) 2500 m'ye, Norveç'te (60°) 1500 m'ye çıkmak yeterlidir. Kutupta buzullara deniz yüzeyinde rastlanır.

<span class="mw-page-title-main">Delta (coğrafya)</span> bir nehrin ağzında oluşan yerşekli

Delta ya da çatal ağız, bir ırmağın çatallanarak denize döküldüğü yerdir. Eski Yunan tüccarların Nil Nehri'nin denize ulaşan kısmında üçgen biçiminde kara parçaları olduğunu gördüler. Oluşan şekiller Yunan alfabesinin dördüncü harfi Δ (delta) ile aynı olduğu için tüccarlar buraya delta adını verdiler.

<span class="mw-page-title-main">Çentik vadi</span>

Çentik vadi veya V şekilli vadi, akarsuların derine aşındırması ile gelişen, dağların yüksek bölümlerinde bulunan vadilerdir. Vadi tabanları çok dar olan bu vadiler, dar vadi olarak da geçer. Vadi tabanını bazen sadece akarsu yüzeyi oluşturur. Vadilerin ilk oluşum aşamasıdır, yana aşındırma gelişmemiş, sadece derine aşındırma gerçekleşmiştir. Türkiye 3. zamanda yükselmiş, dağlık ve yüksek arazi olduğundan fazla sayıda çentik vadi bulunur. Dağ yamacında eğim fazla olduğunda, akarsunun akış hızı fazladır. Akarsu bu alanda derine güçlü aşındırma yapar.

<span class="mw-page-title-main">Boğaz vadi</span>

Boğaz vadi derine doğru aşındırmanın fazla olduğu yerlerdeki vadi şeklidir. Sert kayalardan ve yatay tabakalardan oluşmuş bölgelerde görülür. Yamaç eğimleri fazladır ve tabanları yoktur. Akarsu iki düzlük arasındaki dağlık, yüksek alanı aşındırarak, boğaz vadiyi oluşturur. Dağlık arazilerde akarsuların oluşturduğu boğaz vadiler ulaşımı kolaylaştırır. Sakarya Nehri'nin Samanlı Dağları'nın doğu ucunda oluşturduğu Geyve Boğazı hem karayolu hem de demiryolunun geçtiği bir ulaşım alanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Vadi</span> coğrafyada tepeler arasındaki alçak alan

Vadi ya da koyak, akarsuyun içinde aktığı, kaynaktan ağıza doğru sürekli inişi bulunan ve birkaç kilometre ile binlerce kilometre arasında olabilen coğrafi alandır. Kısaca vadi, iki dağın arasında zamanla oluşan çukurluktur. Vadiler, akarsuların yaptığı aşınmayla yanlamasına, derinlemesine gelişir. Genellikle dağ ya da tepelerle çevrelenirler.

<span class="mw-page-title-main">Falez</span>

Falez, kayaların aşınması ile oluşan yüksek eğimli kıyıdır. Fransızca falaise dik kayalık sahil anlamına gelmektedir. Türkçe coğrafya literatüründe yalıyar da kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Çakıl taşı</span>

Çakıl taşı ya da çakıl deniz kıyılarında ve derelerde suyun aşındırması sonucu sivrilikleri kaybolmuş, yuvarlak biçimindeki ufak bir taş türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Bartın Çayı</span> Karadenize dökülen akarsu

Bartın Çayı, Antik Partenios, MÖ yıllarda Parthenios adı ile anılan ve kente adını veren Bartın Irmağı'dır.Kastamonu ve Karabük'te bulunan Ilgaz Dağları'nda doğar, kuzeye doğru akar, şehir merkezinde Gazhane Burnu'nda birleşen Kocaçay ve Kocanazçay'ının oluşturduğu ırmak, 15 Km. akarak Boğaz mevkiinde Karadeniz'e ulaşır.

<span class="mw-page-title-main">Menderes</span> nehrin yatağındaki kıvrım

Menderes,, bir nehrin yatağında meydana gelen kıvrımlara verilen addır.

Akarsu terasları, vadinin nehir tarafından daha da derinleştirilmesinden sonra yamaçta kalan eski vadi topraklarının kalıntılarıdır. Bunlar, nehir boyunca, nehrin taşıma gücündeki azalmaya bağlı olarak akarsu tarafından taşınan kaya malzemesinin sedimantasyonundan kaynaklanır. Nehir terasları vadinin her iki tarafında veya sadece bir tarafında geliştirilebilir. Tektonik hareketler ve bir nehrin taşıma kapasitesini artırarak, nehir daha önce oluşturulmuş bir terasta tekrar yükselebilir ve karakteristik teras merdivenlerini oluşturabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı terası</span>

Kıyı terası, kıyı taraçası veya seki, dalgalarla oluşturulmuş ama günümüzde deniz yüzeyinin üzerinde bulunan nispeten düz, yatay ve hafifçe eğimli eski aşınma platformudur. Kıyı terasları kıyıya paralel onlarca kilometre uzayabilir. Deniz dalgaları sayesinde oluşan bu yer şekli eğimlidir. Deniz yatağına alüvyonalarını yayarak yatağı kazmaktadır ve böylece derinleşerek basamakları oluşturmaktadır. Epirojenez sayesinde oluşan bu yer şekli, aşınan toprakların yükselmesiyle oluşmaktadır. Genişliği değişmektedir. Taraçalar östatik hareketler, iklim değişmeleri ve tektonik hareketlerle oluşabilir. Bunun başlıca örneklerinden biri Yeni Zelanda’daki Wellington yakınlarındaki taraçalardır. Houn taraçaları, Unesco’nun geçici listesinde yer almaktadır. Ayrıca taraçalar üzerinde araştırmalar yapmak amacıyla 1926 yılında Milletlerarası Coğrafya Birliği’ne bağlı Taraçalar Komisyonu kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Buzul jeomorfolojisi</span>

Buzullar kendi ağırlığı altında yavaş yavaş hareket eden sıkıştırılmış kardan oluşan büyük buz kütleleridir. Buzullar şekillerine ve altındaki topoğrafyaya göre; örtü ve küçük örtü (takke) buzulları ve şelf buzulu olarak sınıflandırılırlar.

<span class="mw-page-title-main">Dış kuvvetler</span>

Dış kuvvetler; akarsular, rüzgârlar, yer altı suları, buzullar, dalgalar ve akıntılar gibi çeşitli etmenlerin Dünya'yı şekillendirmesidir. Bu etmenler atmosfer kökenli olup enerjilerini güneşten alırlar. Dış kuvvetler, iç kuvvetlerin etkisiyle oluşan yüksek yerleri aşındırarak deniz seviyesine indirmeye çalışır. Dünyanın şekillenmesinde iç ve dış kuvvetler değişim halindedir, bu değişim uzun bir zaman aralığını kapsadığından insanlar tarafından gözlenme şansı yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Yükselmiş kıyı</span> deniz seviyesinin göreceli olarak düşmesiyle kıyı şeridinin üzerinde yükselen kumsal ya da dalgalarla kesilmiş platform

Yükseltilmiş bir kıyı, kıyı terası, deniz taraçası veya tünemiş kıyı şeridi, deniz kökenli nispeten düz, yatay, hafifçe eğimli bir yüzey ve çoğunlukla dalga aktivitesi alanından kaldırılmış eski bir aşınma platformudur. Bu nedenle, oluşum zamanına bağlı olarak mevcut deniz seviyesinin üstünde veya altında yer almaktadır. Karaya doğru daha dik yükselen eğim ve deniz kenarında daha dik inen bir eğim ile sınırlanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Taşkın yatağı</span>

Taşkın yatağı veya taşkın ovası; kanalının kıyılardan çevreleyen vadi duvarlarının tabanına kadar uzanan, sel yaşayan bir dere veya nehre bitişik bir arazi alanıdır. Toprakları genellikle seller sırasında biriken Killer, şiltler, kumlar ve çakıllardan oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Taşkın kontrolü</span> doğal afet koruma

Taşkın veya Sel kontrolü, sel sularının veya yüksek su seviyelerinin zararlı etkilerini azaltmak veya önlemek için kullanılan yöntemlerdir. Seller, Genellikle hava durumunun etkisiyle oluşan ya da insan etkisi ile oluşan ve bir araziyi sular altında bırakan doğal bir fenomendir. Yönetimler ve insanlar, bu olayın sonucu oluşabilecek her türlü maddi ve manevi kaybı, taşkını kontrol edecek uygulamar geliştirerek sınırlı tutmaya çalışır. Bu kayıplar; yerleşim yerleri, insanlar, mülkler, topraklar ve diğer canlı yaşam olabilir. Önlemler arasında barajlar, setler, yapay akarsu kolları, drenaj kanalları inşa etmek yer alabilir. İnsanlar ayrıca taşkınların sık olduğu taşkın yataklarından uzakta yerleşim kurarlar. Lakin bunun tersi yani dere yataklarına kurulan yerleşim yerleri de vardır.

<span class="mw-page-title-main">Tabanlı vadi</span>

Tabanlı vadi , akarsu yatağının taban seviyesine ulaşması ve taşıma kapasitesinin azalması ile akarsunun yanlara doğru kıvrımlı aşındırma yapması, ardından yanlara doğru aşındırmanın sürekli devamı ile oluşan vadilerdir.