
Tıp, bir hastaya bakma, teşhis, prognoz, önleme, tedavi, yaralanma veya hastalıklarının palyasyonunu yönetme ve sağlığını geliştirme bilimi ve uygulamasıdır. Tıp, hastalıkların önlenmesi ve tedavisi yoluyla sağlığı korumak ve iyileştirmek için geliştirilen çeşitli sağlık uygulamalarını kapsar. Çağdaş tıp, yaralanma ve hastalıkları teşhis etmek, tedavi etmek ve önlemek için biyomedikal bilimleri, biyomedikal araştırmaları, genetiği ve tıbbi teknolojiyi, tipik olarak farmasötikler veya cerrahi yoluyla, ancak aynı zamanda psikoterapi, harici ateller ve traksiyon, tıbbi cihazlar, biyolojikler ve iyonlaştırıcı radyasyon gibi çeşitli tedaviler yoluyla uygular.

Nanoteknoloji, maddenin atomik, moleküler ayrıca supramoleküler seviyede kontrolüdür.

Nükleer tıp, canlılara verilen ışın etkin (radyoaktif) maddelerin yaydıkları ışınların özel yöntemler veya aygıtlarla dışarıdan sayımı ya da görüntü olarak izlenmesi ya da tanımlanması ile tanı konulmasını sağlayan tıp dalıdır.

Kanserler (Habis tümörler, Malign tümörler), genellikle sürekli ve hızlı büyüyen tümörlerdir. Kapsülleri yoktur, büyürken sınır tanımazlar, çevresindeki dokuların ve damarların içine girerler (invazyon, infiltratif büyüme). Sıklıkla metastaz yaparlar. Tedavi edilmeyen ya da tedavisi gecikmiş kanserler ölümcüldür.
Alternatif tıp, biyolojik akla yakınlık, test edilebilirlik, tekrarlanabilirlik veya klinik deneylerden elde edilen kanıtlara sahip olmamasına rağmen tıbbın iyileştirici etkilerini elde etmeyi amaçlayan uygulamalara verilen isimdir. Alternatif terapiler tıp biliminin ve bilimsel yöntemin dışındadır ve tanıklık, anekdot, din, gelenek, hurafe, doğaüstü enerjiler, sözde bilim, propaganda, dolandırıcılık veya diğer bilim dışı kaynaklar gibi akıl yürütmedeki hatalara dayanır. Sıklıkla kullanılan terimler New Age tıbbı, sözde tıp, holistik tıp, alışılmışın dışında tıp, marjinal tıp ve şarlatanlıktan az farkla geleneksel olmayan tıptır.

Patoloji , hastalık çalışması ve bilimi kelimelerinin birleşmesi ile oluşmuş hastalıklar bilimi anlamına gelen bir sözcüktür. Ayrıca belirli bir bozukluğun tipik özellikleriyle birlikte bütününe patoloji denilebilir.
Pozitron emisyon tomografisi adı verilen ve damar yolu ile enjekte edilen metabolik radyoaktif ajanların biriktiği normal veya patolojik dokuları görüntüleyen bir sintigrafi ve tomografi tekniği. Genel anlamda metabolik veya fonksiyonel görüntüleme için kullanılır.

Manyetik rezonans görüntüleme , nükleer manyetik rezonans görüntüleme veya manyetik rezonans tomografi, canlıların iç yapısını görüntüleme amacıyla daha çok tıpta kullanılan bir yöntemdir. Yüksek düzeyde manyetizmayla canlı doku, yansıtma yöntemiyle görüntülenir. Farklı özelliklerinden dolayı hastalıkların tespitinde bilgisayarlı tomografiden de destek alınabilir.
Tedavi (Sağaltım). Sağlığı bozulmuş olan bireyi sağlıklı duruma kavuşturma amacıyla yapılan tıbbi işlemler bütünüdür. Tanı, anamnez ve fizik muayeneden sonra yapılır. Tedavi doğal, spor, ilaç, tıbbi cihaz, tıbbi test, tıbbi görüntüleme, ameliyat ve farklı tıbbi prosedürlerle yapılabilir. Özel tedavi şekillerine terapi adı verilmektedir. Tek başına ruhsal yolla tedavi şekline de terapi denilmektedir. Hastalık tedavisi evde, doğada, hastane, sağlık ocağı ve başka yerlerde yapılır.

Elektrokonvülsif terapi (EKT) veya elektroşok tedavisi akıl hastalıklarının tedavisinde uygulanabilen, beyinden elektrik akımı geçirilerek suni epilepsi nöbeti ortaya çıkarılmasına dayanan bir psikiyatri tedavi yöntemidir. Bu tedavide hastanın kafasına genellikle 70 ile 120 volt arasında değişen bir gerilimle 100 milisaniye ile 6 saniye arasında değişen bir sürede yaklaşık 800 miliamper şiddetinde elektrik verilir. Uygulama, hastanın iki şakağından veya kafasının arkasından ve bir taraftaki şakağından yapılabilir. Araştırmalar bileteral EKT'nin tedavide daha etkili olduğunu ancak hafıza kaybı yan etkisi riskinin unileterale göre daha yüksek olduğunu göstermektedir. Tedavi genellikle haftada iki veya üç kez uygulanır ve hastanın semptomları geçene kadar devam edilir. Tedavinin ardından hastalar genellikle ilaçla tedaviye devam ederler ve zaman zaman tekrar EKT alabilirler.

Fizik tedavi ya da İngilizce konuşulan ülkelerde yaygın adıyla fizyoterapi, yaralanma, hastalık, travma ya da yaşlılık gibi nedenlerle eksilme gösteren fonksiyonel hareketleri geri kazandırma amaçlı yapılan; elektrik akımı, sıcak ya da soğuk uygulaması, egzersizler ya da çeşitli uygulamalarla hastaların tedavisine verilen isimdir. Fizyoterapi, Tıp Fakültesinden sonra fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanlık eğitimini almış olan hekimlerce (fiziatrist) tanısı konmuş çok geniş hastalık durumlarını kapsar. Uzman hekim tarafından tanısı konmuş tedaviyi üniversitelerin Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü lisans programlarından mezun sağlık çalışanları (fizyoterapist) planlar ve uygular.

Kortikosteroid, böbrek üstü bezlerinde salgılanan bir steroid hormon türü ve bu hormonların sentetik analoglarına verilen addır. Glukokortikoid olan kortizon ile hidrokortizon kan şekeri seviyesi ve inflamasyon tepkisinde, mineralokortikoid olan aldosteron ise böbrek borucukları düzeyinde, su ve sodyumun geri emilimini ve potasyumun atılımını kolaylaştırarak su mineral dengesinde rol oynarlar.
Nanorobot bilimi, bir nanometre (10−9 metre) veya buna yakın ölçekli parçalar içeren makine veya robot yaratan gelişen bir teknoloji alanıdır. Daha özel bir deyişle, nanorobotics, 0,1-10 mikrometre ölçekli cihazlar ile nanoteknoloji mühendislik disiplini içinde nanorobotlar tasarlama ve inşa etmek ve aynı zamanda nano ölçekler ve moleküler bileşenler üretmektir. Nanobots, nanoids, nanites,nanomachines veya nanomites gibi özel isimlere sahip Türkçe anlamları cüce, nanomakina, böcekçik gibi anlamlara gelen bu isimler sürekli olarak araştırma ve geliştirme altında olan bu nanorobotları tanımlamak için kullanılırlar.Nanomakinalar büyük ölçüde araştırma v, e geliştirme aşamasında olmasına rağmen bazı ilkel moleküler makineler ve nanomotorlar test edilmiştir. Örneğin, yaklaşık 1,5 nanometre uzunluğundaki bir anahtara sahip bir sensör, bir kimyasal örnekteki özel moekülleri sayma yeteneğine sahiptir. Nanaomakinelerin ilk yararlı uygulamaları tıbbi teknoloji alanında; kanser hücrelerini tespit ve imha için olabilir. Bir diğer potansiyel uygulama alanı ise, ortamdaki zehirli kimyasalları tespit ve konsantrasyonunu ölçme olarak düşünülebilir. Rice üniversitesi kimyasal yollarla tek moleküllü ve jantları bucky küreleri içeren bir araba geliştirdi. Araba, çevre sıcaklığını kontrol ederek ve taramalı tünelleme mikroskobunu yerleştirerek çalıştırıldı.
Hesaplamalı kimya, kimya problemlerini çözmeye yardımcı olmak için bilgisayar simülasyonunu kullanan bir kimya dalıdır. Moleküllerin, katıların yapı ve özelliklerini hesaplamak için verimli bilgisayar programlarına dahil edilmiş teorik kimya yöntemlerini kullanır. Bu yöntemlerin kullanılmasının nedeni, hidrojen moleküler iyonu ile ilgili nispeten yeni sonuçlar dışında, kuantum çok-gövdeli(many-body) problemlerin analitik olarak çözülemez oluşudur. Hesaplama sonuçları normal olarak kimyasal deneylerle elde edilen bilgileri tamamlarken, bazı durumlarda gözlemlenmeyen kimyasal olayları da tahmin edebilmektedir. Yeni ilaç ve materyallerin tasarımında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Moleküler onkoloji; tümörlerin moleküler düzeyde araştırıldığı ve kanser kimyası ile ilgilenen disiplinler arası bir daldır. Kanser riskinin öngörülmesinden kanserin tedavi edilmesine kadar birçok konuda önemli rol oynamaktadır.
Moleküler tıp, moleküler ve hücresel biyoloji, biyokimya ve ilgili alanlardaki gelişmelerden yararlanarak normal hücresel olayların nasıl değiştiğini, hastalıkta nasıl bozulduğunu molekül düzeyinde inceleyen, son yıllarda büyük ivme kazanmış bir bilim dalıdır. Moleküler tıpın bakış açısı; hastalar ve organları üzerinde önceki kavramsal ve gözlemsel odaktan ziyade hücresel ve moleküler olayları ve müdahaleleri vurgulamaktır.
Moleküler patoloji, organlar, dokular veya vücut sıvıları içindeki genetik düzeydeki değişimlerin moleküler yöntemler aracılığıyla incelenmesi yoluyla hastalıkların araştırılmasına ve teşhisine odaklanan patoloji'nin yeni gelişmekte olan bir alt dalıdır Moleküler patoloji; tanıyı en uygun hale getirmek, tedaviyi ve hastalığın seyrini en iyi şekilde belirlemek için standart patolojik parametrelere ek olarak, genetik verilerin kullanımı olarak da tanımlanabilmektedir. Önemli bir husus, tanı hem dokulardaki morfolojik değişikliklere hem de moleküler testlere dayandığında daha hassas tanının mümkün olmasıdır.

Hassas tıp, tek ilaca uyan bir model yerine, tıbbi kararlar, tedaviler, uygulamalar veya ürünlerin bir hasta alt grubuna uyarlanmasıyla sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesini öneren tıbbi bir modeldir. Hassas tıpta, bir hastanın genetik içeriği, diğer moleküler veya hücresel analizler bağlamında uygun ve optimal tedavileri seçmek için teşhis testleri sıklıkla kullanılmaktadır. Hassas tıpta kullanılan araçlar moleküler teşhis, görüntüleme ve analitiği içerebilmektedir.

Moleküler tanı, moleküler yöntemlerle hastalıklara tanı koymayı amaçlayan bir disiplindir. Moleküler tanı, genomdaki ve proteomdaki biyolojik belirteçleri ve hücrelerinin genlerini protein olarak nasıl ifade ettiğini, moleküler biyolojiyi tıbbi testlere uygulayarak analiz etmek için kullanılan tekniklerin bir koleksiyonudur. Tıpta hastalığı teşhis etmek ve izlemek, riski tespit etmek ve bireysel hastalar için en iyi hangi tedavilerin işe yarayacağına karar vermek ve tarımsal biyogüvenlikte benzer şekilde mahsul ve hayvan hastalıklarını izlemek, riski tahmin etmek ve hangi karantina önlemlerine karar vermek için kullanılmaktadır.
Terapötik aşı, bir hastalık veya enfeksiyon meydana geldikten sonra uygulanan bir aşıdır. Terapötik aşı, bir enfeksiyonla savaşmak için hastanın bağışıklık sistemini harekete geçirerek çalışır. Terapötik bir aşı, profilaktik bir aşıdan farklıdır; profilaktik aşılar bireylere enfeksiyon veya hastalıktan kaçınmak için bir önlem olarak uygulanırken, terapötik aşılar birey hastalık veya enfeksiyondan zaten etkilendikten sonra uygulanır. Terapötik aşı, vücudu gelecekteki hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı korumak için bağışıklık kazandırmak yerine vücuttaki mevcut bir enfeksiyonla savaşır.