İçeriğe atla

Tepecik / Makaraz Höyük

Arkeolojik Höyük
Adı:Tepecik / Makaraz Tepe Höyüğü
il:Elazığ
İlçe:Merkez
Köy:Tepecik
Türü:Höyük
Tahribat:Keban Baraj Gölü suları altında kaldı[1]
Tescil durumu:
Tescil No ve derece:
Tescil tarihi:
Araştırma yöntemi Kazı

Tepecik / Makaraz Tepe Höyüğü, Elazığ İl merkezinin yaklaşık olarak 31 km. doğusunda, günümüzde Keban Baraj Gölü suları altında kalmış olan bir höyüktür. Höyüğün asıl ismi Makaraz Tepe'dir. Fakat arkeolojik yazında daha çok Tepecik olarak geçmektedir. Tepe, 200 metre çapında olup 16-17 metre yüksekliktedir.[1]

Kazılar

İlk olarak, Keban Barajı su toplama sahası içinde kalacak olan arkeolojik değerlerin saptanması amaçlı yüzey araştırmalarında, 1967 yılında saptanmıştır. Daha sonra 1968-1974 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalı tarafından Prof. Dr. Ufuk Esin başkanlığında kazılmıştır.[1]

Tabakalanma

Tepede Geç Neolitik Çağ'dan Orta Çağ'a kadar kesintisiz yerleşim olduğu belirtilmektedir. Orta Çağ'da, MS 11. yüzyıldan itibaren mezarlık olarak kullanılmıştır. Geç Tunç Çağı tabakasıyla Demir Çağı tabakası arasında bir yangın tabakası yer almaktadır ve Erken demir çağı tabakaları Geç Tunç Çağı tabakalarının üstüne kurulmuştur. Demir Çağı tabakasının da ağır bir yangın geçirdiği görülmektedir.[1]

Höyükte 7 bin yıllık bir kültür süresinden söz edilmektedir. Yerel kültürlerin yanı sıra Erken Tunç Çağı'nda Karaz Kültürü, Kalkolitik Çağ boyunca sırasıyla Halaf Kültürü, Obeyd Kültürü ve Uruk Kültürü buluntuları elde edilmiştir.[1]

Buluntular

Höyüğün hemen batısındaki kazılarda Mezopotamya'dan bilinen Geç Kalkolitik Çağ'ın Uruk Dönemi'ne ait iki anıtsal yapının taş temelleri ortaya çıkarılmıştır.[1]

Demir Çağı tabakasının mimarisi, taş temeller üzerine kerpiç duvarlarla inşa edilen dörtgen planlı yapılardır.[1]

Neolitik tabakalarda ele geçen çanak çömlek buluntuları, bir kısmıyla Amik Ovası Neolitik Çağı'ndan koyu yüzlü, açkılı, saman katkılı, açık renkli kaplarıdır. Diğer yandan az sayıda Halaf malı ve Obeyd malı bulunmuştur. Demir Çağı'na tarihlenen çok az sayıda çanak çömlek buluntusu olup bular da Elazığ – Malatya bölgesi Demir Çağı çanak çömleğinin tipik örnekleridir.[1]

Yerleşmede Erken Kalkolitik Çağ'dan itibaren bakır ergitildiği, daha sonraları kurşunun da metal olarak kullanıldığı, ele geçen pişmiş topraktan potalar, maden filizleri ve bakır cüruflarından anlaşılmaktadır. Tunç Çağı'nda bronz alet ve silah yapımı, az sayıda süs eşyasında birden çok madenin kullanılması, metalürjinin geliştiğini göstermektedir.[1]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h i "TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları". 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mart 2012. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Obeyd kültürü</span>

Obeyd Kültürü ya da Ubeyd Kültürü, Güney Mezopotamya'da MÖ 5.900 – 4.300 tarihleri arasında var olmuş bir yerel ve tarihöncesi kültürdür. Güney Mezopotamya'nın en eski yerleşimi olarak Çanak Çömlekli Neolitik Çağ'dan Kalkolitik Çağ'a uzanan ve Uruk Dönemi başlarına kadar süren bir kültürdür.

Değirmentepe Höyüğü, Malatya ilinin 24 km. kuzeydoğusunda Karakaya Barajı Gölü suları altında kalmış olan bir höyüktür.

Pirot Höyük ya da İkiz Höyük, Malatya ilinin yaklaşık 42 km. doğusunda yer alan bir höyüktür. Adını, hemen yakınında bulunan Kıyıcak köyünden almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Halaf kültürü</span>

Halaf Kültürü, Kuzey Mezopotamya'nın Çanak Çömlekli Neolitik Çağ'ında, Tell Halaf'da kesintisiz olarak gelişen bir tarihöncesi kültürdür. Tell Halaf yerleşimi, MÖ 6.000 civarı ile MÖ 5.400 arasında Halaf Dönemi olarak adlandırılan bir dönem boyunca gelişmiştir. Halaf Kültürü'nü yine aynı bölgede Obeyd Kültürü izlemiştir. Halaf Kültürü adını, günümüzde Türkiye – Suriye sınırının hemen güneyinde yer alan ve Erken Kalkolitik Çağ'a tarihlenen Tell Halaf yerleşiminden almaktadır. Halaf Kültürü'nün Samarra ve Hassuna kültürlerinden kaynaklanmadığı ama onlardan etkilendiği görüşü hakimdir.

Domuztepe Höyüğü, Osmaniye il merkezinin 35 km. güneydoğusunda yer alan bir höyüktür. Günümüzde Aslantaş Barajı kıyısında yer alan höyüğü tarihöncesi yerleşim katları su altında kalmıştır.

Salat Tepe Höyüğü, Diyarbakır il merkezine 35 km. ve Bismil ilçesine 14 km. mesafede yer alan bir höyüktür. Dicle'ye katılan Salat Deresi'nin doğuya kıvrım yaptığı kesimdedir. Salat Deresi vadisinden 30 metre yükseklikte olan höyük 115 x 100 metre boyutlarındadır. Tepenin üstünde 45 x 30 metrelik düz bir alan bulunmaktadır. Diyarbakır Arkeoloji Müzesi tarafından Yukarı Salat Höyük adıyla tescil edilmiştir.

Kenan Tepe Höyüğü, Diyarbakır ili Bismil ilçesinin 15 km. doğusunda, Dicle Nehri'nin batı tarafında yer alan bir höyüktür. Tarımsal faaliyetler nedeniyle kısmen tahrip olmuş olan höyük 225 x 350 metre boyutlarındadır. Yerleşmenin 4,5 hektarlık bir alana yayılmış olduğu belirtilmektedir. Yayılma alanı, yukarı yerleşme olarak tanımlanan asıl höyük ve aşağı yerleşme denen, bunun kuzeydoğusu yönündeki geniş alandır.

Pulur / Sakyol Höyük, Sakyol köyünün kuzeydoğusunda günümüzde Keban Baraj Gölü altında kalmış olan bir höyüktür. Yakınında yer aldığı köyün eski adı Pulur, yeni adı ise Sakyol'dur. Anadolu'daki Pulur Höyük adıyla bilinen diğer höyüklerden ayırt etmek için Pulur / Sakyol ya da Sakyol / Pulur Höyük adıyla kayıtlara alınmıştır. Höyüğü ilk tespit eden İsmail Kılıç Kökten, yerleşmeden Pulur Köyü içindeki Kültepe olarak bahsetmektedir. Höyük, baraj gölü altında kamadan önce Murat Çağı ve Karasu Çağı'nın birleştiği bölgenin 4–5 km. uzağında idi. Tepe olarak 120 x 80 metre ölçüsünde olup ovadan 20 metre yükseklikteydi.

Korucutepe Höyük, Elazığ İl merkezinin 30 km doğusunda yer alan bir höyüktür. Höyük, Keban Baraj Gölü altında kalmadan önce 190 metre çapında ve 16 metre yüksekliğinde bir tepeydi.

Tülintepe Höyüğü, Keban Baraj Gölü suları altında kalmadan önce Elazığ il merkezinin 21 km. doğusunda yer almış olan bir höyüktür. Höyük 250 x 200 metre boyutlarında ve 20 metre yüksekliğindeydi.

Aşağı Pınar Höyüğü, Kırklareli İl merkezinin 3 km. güneyinde yer alan bir höyüktür. Haydardere, bir kıvrım yaparak tepenin kuzeyinden ve batısından geçmektedir. Höyüğün üzerine Geç Antik Çağ'da yapılan bir tümülüs tahribata neden olmuştur. Tümülüs, 38 metre çapında bir çevre duvarı üstüne kurulmuş olup, höyüğün eteklerinden alınan toprakla doldurulmuştur. Oluşan tepenin 19. yüzyıl sonlarında bölgeyi bir süreliğine işgal eden Rus kuvvetleri tarafından hazine aramak için düzleştirilmiş olduğu düşünülmektedir.

Kurban Höyük, Atatürk Baraj Gölü suları altında kalmadan önce, Şanlıurfa İl merkezinin 60 km kuzey-kuzeybatısında, Bozova İlçesi'nin Cümcüme Köyü'nün 2 km batısında, Fırat Nehri kıyısında yer alan bir höyüktü. Höyük, nehrin güney kıyısındaki 1,5 km genişlikteki alçak bir teras üzerine kurulmuştu. İlk yerleşmenin üst teraslardan kesen vadilerden birinin alüvyal deltasında kurulmuştu. Oldukça alçak, semer biçimindeki iki tepeden oluşur. Güney taraftaki daha yüksek olup, 250 x 180 metre boyutlarında ve ovadan 10 metre yüksekliktedir. Kuzeydeki höyük ise 170 x 120 metre boyutlarında ve 4 metre yüksekliktedir. Toplam olarak 6 hektarlık bir alana yayılmış olan yerleşimin 3 hektarlık bölümü kazılmıştır.

Yenice Yanı Höyüğü, Diyarbakır İli'nin 50 km. doğusunda, Bismil İlçesi'nin 10 km. güneydoğusunda, Dicle'nin kollarından Seyhan Çayı vadisinde, çayın doğu kıyısında yer alan bir höyüktür. Yenice Köyü'nün Eski Mezarlık Mevkiindedir. Tepe, 150 x 80 metrelik boyutlarıyla küçük sayılabilecek bir höyüktür ve yaklaşık olarak 1,2 hektarlık bir alana yayılmaktadır.

Müslümantepe Höyüğü, Diyarbakır İli, Bismil İlçesi'ne bağlı Şahintepe Köyü'nün kuzeybatı kenarında, Dicle Nehri'nin güney kıyısında yer alan bir höyüktür. Güneyden Dicle'ye doğru genişleyen, tarıma uygun bir vadide, yine güneyden vadi tabanı içine giren, yarımada şeklinde doğal bir kayalık üzerinde kurulmuştur. Bismil İlçesi'ne 22 km. mesafededir. Bu kayalık, yerleşmenin savunulması açısından elverişli bir durum yaratmaktadır.

Pekmez Höyük, Aydın ili Karacasu İlçesi yakınlarındaki Afrodisyas antik kenti içinde yer alan bir höyüktür. Afrodisyas, Büyük Menderes Nehri'nin güney kollarından birinin oluşturduğu vadidedir. Pekmez Höyük, antik kent alanı içinde prehistorik dönemlerden itibaren iskan gören üç höyükten biridir. Diğer höyükler Akropolis ve Kuşkalesi adlarıyla bilinmektedir. Tepe, 125 metre çapında olup 13 metre yüksekliktedir.

Höyücektepe / Kaymaktepe Höyüğü, Balıkesir il merkezinin güneybatısında, Ayvalık ilçesinin güneyinde yer alan bir höyüktür. Çevresi Madra Çayı'nın oluşturduğu alüvyon ovasıdır. Verimli bu toprakların Geç Neolitik Çağ'dan Erken Tunç Çağı ekonomisine geçişin koşullarını sağladığı belirtilmektedir.

Aşağı Salat Höyüğü, Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nin 20 km. doğusunda, Yukarısalat Belde'sinin 3 km. güneyinde, günümüzde 10 – 15 haneli Aşağı Salat Mahallesi'nin altında yer alan bir höyüktür. Dicle Nehri kıyısındaki höyük Salat Çayı'nın Dicle'ye katıldığı yerin 2 km. doğusundadır. Tepe, yaklaşık olarak 150 x 100 metre boyutlarında, nehir seviyesinden 3 metre yükseklikteki bir teras üzerindedir. Kültür dolgusu 5 metre kadar olan höyüğün güney yamacı Dicle taşkınlarıyla tahrip olmuştur. Güneydoğu kesiminin ise su ile aşınmıştır. Aşağı Salat Höyüğü Kuzey Mezopotamya kültür alanı içinde kurulmuş küçük bir köy yerleşimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Salat Vadisi'nden gelen doğal yol, Dicle Nehrini Höyük'ün de yer aldığı Salat Mevkii'nde geçerek doğuya ve güneye yönelmektedir. Höyük'ün yaklaşık 50 metre güneybatısında bir mezarlık alanı yer almaktadır.

Gelinciktepe, Malatya il merkezinin kuzeydoğusunda, Orduzu Beldesi'nin ve Arslantepe Höyüğü'nün 2 km. kuzeydoğusundaki kayalı üzerinde yer alan bir tepe üstü yerleşmedir. Kayalık yükseltinin özellikle güneybatı yamacındaki kaya oyukları yerleşme yeri olarak kullanılmıştır. Erozyonla ortaya çıkan büyük kaya blokları bu tür oyuklar ve kaya sığınakları yaratmıştır. Ayrıca savunma kolaylıkları da sağlamaktadır.

Taraççı Höyük, Balıkesir il merkezinin kuzeyinde, Gönen İlçesi'nin Körpeağaç Köyü'nün 2,5 km. batısında yer alan bir höyüktür. Höyüğün bulunduğu bölge Halkalı Mevkii olarak bilinmektedir.

Kanlıtaş Höyük, Eskişehir il merkezinin kuzeyinde, Aşağıkuzfındık Köyü'nün 1 km. doğusunda, "Kanlıtaş Mevkii" olarak bilinen yörede yer alan bir höyüktür. Yerleşme, vadinin ortasındaki kayalık bir yükseltinin kuzey yamacındadır. Tepe, 30 metre çapında olup 4 - 7 metre yüksekliktedir.