İçeriğe atla

Teorik fizik

Schwarzschild solucan deliğinin görsel tasarımı. Solucan delikleri hiçbir zaman gözlenmemiştir, fakat matematiksel modellemeler ve bilimsel teori ile varlıkları tahmin edilebilir.

Teorik fizik, fiziğin matematiksel modellemeler ve fiziksel nesnelerin soyutlandırılmaları çalışmaları ve doğa olaylarını açıklayan, gerçekselleştiren ve tahmin yürüten fizik dalıdır. Bu deneysel fiziğin zıttıdır ki deneysel fizik araçlarla bu olayları soruşturur.

Teorik fizik doğada gerçekleşen olaylar üzerine tahmin yürütmek, onları açıklamak ve akla yakınlaştırmak için fiziğe ait matematiksel modeller ve soyutlamalar kullanan fiziğin bir alt dalıdır. Kuramsal fizik, matematiğin fazlasıyla kullanılmasından dolayı matematiksel fizik olarak da adlandırılır. Buna karşın deneysel fizik deney ve gözlem araçlarını kullanarak araştırma yapar.

Bilimin avantajı, genellikle deneysel çalışmalar ve teorilerin etkileşimine bağlıdır. Bazı durumlarda, teorik fizik, deney ve gözleme küçük bir ağırlık veren matematiksel kesinliğe bağlıdır. [a] Örneğin, Albert Einstein özel görelilik geliştirilirken, Maxwell denklemlerini değişmez kılan Lorentz dönüşümü ile ilgileniyordu ancak görünüşe göre Michelson-Morley in dünyanın sürüklenmesi boyunca ışık saçan eteri ile ilgilenmemişti. Öte yandan Einstein, fotoelektrik etkilerin açıklanmasında Nobel ödülüne layık görülmüştü.[1]

Bilimdeki ilerlemeler genellikle deneysel çalışmalar ve teori arasındaki etkileşime bağlıdır. Bazı durumlarda kuramsal fizik matematiksel kalıplara sıkıca yapışırken, deney ve gözlemlere çok az ehemmiyet verir. Örnek olarak, Albert Einstein özel göreliliği geliştirirken, Maxwell denklemlerini değişmez olarak kabul eden Lorentz dönüşümleri ile ilgileniyordu. Fakat anlaşılıyor ki, dünyanın ışıldıyan eter içindeki seyahati üzerine yapılan Michelson-Morley deneyi ile pek ilgilenmiyordu. Diğer taraftan Einstein, bir kuramsal formülasyon olmadan gerçekleştirilen fotoelektrik etkiyi açıkladığı için Nobel Fizik Ödülüne layık görülmüştü. Fiziksel teori, fiziksel olayların modellemesidir.

Genel bakış

Fiziksel olayların modellemesidir. Bu, öngörülerinin deneysel gözlemleri ile olan uyumunun derecesi ile değerlendirilir. Ayrıca teorik fiziğin kalitesi, yeni gözlemlerle doğrulanmış yeni öngörülerin yapılabilmesi özelliği ile de değerlendirilir. Fiziksel teori ile matematiksel teoremler şöyle birbirinden farklıdır; her ikisi de bazı aksiyomların formuna bağlı olsa da, matematiksel uygulanabilirliğin hükmü, herhangi bir deneysel sonucun uyuşmasına bağlı değildir.[2][3] Bir fiziksel teori aynı şekilde matematiksel teoriden farklıdır; ‘teori’ kelimesi matematiksel terimlerde farklı anlama sahiptir.[a]

Fiziksel teori bir veya birden fazla çeşitli ölçülebilir nicelikler arasındaki ilişkiyi içerir. Archimedes, bir geminin suyun kütlesinin yer değiştirmesi farkı ile yüzdüğünü fark etti. Pythagoras, titreşimli telin uzunluğu ile ürettiği müzikal tonun ilişkisini anladı. Enerjinin, sürekli değişken olmadığı mekanik kuantum görüşlerinin ve görünmeyen parçacıkların hareketleri ve konumları hakkındaki belirsizliğin ölçümlerinin entropisi diğer örnekler arasındandır..

Teorik fizik birkaç tane yaklaşım barındırır. Bu konuda teorik parçacık fiziği güzel bir örnek türüdür. Meselâ, fenomenologlar çoğu kez derin fizik anlayışı olmadan, yarı deneysel formüllerin deneysel sonuçlarla bağdaştırılmasında istihdam oluşturabilirler.[b] Modelleyiciler (Model-Yaratıcısı da denir.) sık sık fenomenologlar gibi görünürler lakin onlar matematiksel modelleme tekniklerini fizik problemlerine uygulayan veya deneysel verilerden kesin olarak daha hoş özellikleri olan kurgusal teoriler oluşturmaya çalışırlar. Gelişmiş teoriler çok fazla karmaşık ve çözülemez olarak kabul edildiği için, bazıları yaklaşık değere ulaşabilmek için girişimde bulunur ki buna etkili teoriler denir.[c] Diğer teorisyenler kaybolmamış teorileri birleştirmeyi, resmîleştirmeyi, yeniden yorumlamayı veya genellemeyi deneyebilirler.[d] Bazen saf matematiksel sistem ile sağlanan vizyonlar, fiziksel sistemin nasıl oluşturulduğunun ipuçlarını sağlarlar;[e] Örneğin, Kavram; Reinmann ve diğerlerinden dolayı, uzay kendi kendini büzebilir. Hesaplamalı araştırma olması gereken teoritik problemler çoğu kez hesaplamalı fiziğin ilgisidir.

Teoriksel avantajlar, bir kenarı eski ve doğru olmayan paradigmalar içerebilir. Örneğin yayılan ışığın teorisi, ısının kalori teorisi, gelişen Phologistonun yanan oluşumu ya da Dünyanın etrafında dönen astronomik cisimler. Paradigmalar, daha yaygın olarak uygulanabilen ya da daha çok doğru olan cevapların sağlanmasındaki alternatif modellerdir. İkinci durumda, haberleşme ilkesi, önceki bilinen sonuçların korunmasında gerekli olacaktır.[4][5] Bazen de, avantajlar farklı yollar boyunca devam edebilir. Örneğin, aslında doğru olan teori, bazı kavramsal ve olgusal gözden geçirmelere ihtiyaç duyar: atom teorisi, ilk bin yıl önce doğru sayıldı bazı Yunan ve Hint düşünürler tarafından ve elektriğin iki sıvı teorisi bu noktadaki iki olgudur.[6] Ancak farklı yönleri birleştirme teorisi, Bohr’un tamamlayıcılık ilkesi yoluyla modellere karşı olan, yukarıdaki her şeye istisna bir dalga parçacık ikiliği vardır.

Matematik ve Fizik arasındaki ilişki

Eğer fiziksel teoriler doğru tahminler ve az ya da hiç yanlış teoriler yapabilirse, onlar kabul edilir. Teori -en azından ikincil bir amaç olarak- belli bir ekonomi ve zarafet, bir kavram; bazen, 13.yüzyılda İngiliz filozof Ockham’dan sonra Ockham’ın usturası denmeye başlandı, burada aynı maddeden yeterli olarak tanımlanabilen iki teorinin basit hali tercih edilir (fakat kavramsal basitlik matematiksel karmaşıklık denebilir).[7] Eğer onlar geniş bir fenomenler yelpazesine bağlanırlarsa, onlar daha çok kabul edilebilir. Bir teorinin sonuçlarını deneme, bilimsel yöntemin parçasıdır.

Fiziksel teoriler üç gruba ayrılabilirler: anagörüş teorisi, önerilen teoriler ve saçak teoriler.

Fiziksel kuram bir fiziksel olayın modelidir. Bir fiziksel kuramın doğruluk derecesi, kuramın önerdikleri ile deneysel gözlemlerin ne kadar uyum içerisinde olduğuna bakılarak anlaşılır. Bir fiziksel kuramın kalitesi ise, yeni gözlemlerle doğrulanabilir tahminler yapabilmesi ile ölçülür, basit aksiyomlarla açıklanamaz. Fiziksel teori matematiksel teoremden farklıdır; fiziksel teoriler gerçeği modeller, gözlenenleri ifade eder ve yeni gözlemler hakkında tahminde bulunurlar.

Genel Görelilikte uzay-zamanın eğilmesini açıklamakta kullanılan bir Einstein manifoldu

Fiziksel kuram değişik ölçülebilir değerler arasındaki bir ya da birden fazla bağı içerir. Archimedes bir geminin kendi kütlesi kadar bir su ile yer değiştirerek yüzdüğünü fark etmiş; Pythagoras titreşen bir telin uzunluğu ile telin ürettiği müziksel ton arasında bir ilişki olduğunu anlamıştır. Ayrıca bir diktörtgenin köşegen uzunluğunun nasıl hesaplanacağını bulmuştur. Görünmeyen parçacıkların hareketleri ve pozisyonları ile ilgili belirsizliğin ölçüsü olan entropi, enerji ile hareketin sürekli değişmediğini öne süren kuantum mekaniksel yaklaşım fiziksel kuramla ilgili diğer örneklerdir.

Bazen salt matematiksel sistemlerin sağladığı bir bakış açısı fiziksel sistemlerin nasıl modelleneceği hakkında ipuçları verebilir; örneğin Riemann uzayın bükülebilir olduğunu ifade etmiştir.

Geçmiş

Teorik fizik, Sokrates öncesi filozofların döneminde yaklaşık olarak 2300 yıl önce başlamıştır ve Plato ve Aristoteles tarafından devam ettirilmiştir. Orta Çağ üniversitelerinin yükselişi boyunca, sadece kabul edilen entelektüel disiplinler, dilbilgisi, söz bilimi, mantık, aritmetik, geometri, müzik ve astronomi gibi Trivium ve Quadrivium’un yedi hür sanatıdır. Orta Çağ ve Rönesans boyunca, deneysel bilimin kavramı, teoriye zıt olarak, İbn el-Heysem ve Francis Bacon gibi bilim adamlarıyla başladı. Bilimsel devrim hız kazandığı gibi, maddenin, enerjinin, evrenin, zamanın ve nedenselliğin kavramları bugün bildiğimiz şeklini almaya başladı ve diğer bilimler doğa felsefesinin başlığından silinmiştirler. Böylece teorinin modern çağı Kopernik’in astronomideki kayma paradigması ile başladı ve yakında Tycho Brahe’ın titiz gözlemleri ile özetlenen Johannes Kepler’in gezegenlerin yörüngeleri ifadeleri takip etti; Galileo ile birlikte bu adamların çalışmaları belki bilimsel devrimi oluşturduğu düşünülebilir.

Tanımlamaların modern kavramlarına karşı büyük bir çaba, Galileo ile başladı. Galileo, hem mükemmel bir teorisyen ve hem de büyük bir deneyci olan birkaç bilim adamlarından biridir. Descartes’in analitik geometrisi ve mekaniği, Principia of Mathematica’yı yazmak için, hem teorisyen hem de deneyci olan büyük bilim adamlarından İsaac Newton’un mekaniğine ve matematiğine dâhil edilmiştir. Bu kitap, Kepler, Copernicus, Galileo ‘nun büyük çalışmalarının sentezlerini içerir; hatta 20. Yüzyıla kadar dünya görüşlerinin kabul ettiği mekaniğin ve yerçekiminin Newton teorilerini de içinde barındırır. Ayrıca gelişme, optik; özellikle de renkler teorisi ve geometrik optiğin antik bilimi Newton, Descartes ve Hollandalı Snell ve Huygens’in inceliği ile yapıldı. 18. Ve 19. yüzyıllarda, Joseph-Louis Lagrange, Leonhard Euler ve William Rowan Hamilton klasik mekaniğin teorisini önemli bir şekilde genişlettiler. Matematik ve fiziğin interaktif etkileşimini toparlayan bilim adamlarından ziyade Pythagoras iki bin yıl önce başladı..[8]

19 ve 20. yüzyıllarının büyük kavramsal başarılarının arasında enerji; ışık, manyetizma, elektrik ve ısı ile birlikte – tabi kendisi evrensel koruma olarak – fikir konsolidasyonlarından oldu. Termodinamiğin kanunu ve daha önemlisi entropinin tekili kavramının tanıtımı, maddenin özellikleri için mikroskobik bir açıklama sağlamaya başladı. İstatiksel fizik tarafından takip edilen istatistiksel mekanikler, 19. yüzyılın sonlarında termodinamiğin bir dalı olarak ortaya çıktı. 19. yüzyılın diğer önemli olaylarından biri de, elektromanyetik teorinin keşfi, önceden birbirinden ayrı olan elektriksel olguların birleştirilmesi, manyetizma ve ışıktır.

Modern fiziğin temeli ve belki fizik tarihinin en devrimci teorileri görelilik kavramı ve kuantum mekaniğidir. Newton mekaniği özel görelilik altında sınıflandırıldı ve Newton’un yerçekimi, genel görelilik tarafından hareket ile ilgili açıklama verildi. Kuantum mekaniği, siyah cisim ışımasının -ki teori için büyük bir isteklendirme oluşturdu- ve katıların özgül ısılarının anormalliklerinin anlaşılmasında ve sonunda atomların ve moleküllerin içyapılarının anlaşılmasına yardımcı oldu. Kuantum mekaniği 1920‘lerde başlamış ve kuantum alan kuramı (teorisi) formülüne yol vermiştir. İkinci dünya savaşı sonrasında, daha çok ilerleme, kuantum alan teorisi formülüne ilgiyi yeniden getirdi. Aynı dönemde, faz geçişleri ve süperiletkenlik sorunlarına olan yeni ilgilerin yanı sıra, teoritik yoğun maddenin alanının içinde Kuantum alan teorisi(kuramı) (KAK) formülünün ilk uygulamaları da görüldü. 1960’lar ve 1970’lerde KAK kullanılarak parçacık fiziğinin standart model formülleştirilmesi ve yoğun madde fiziğinin ilerlemesi (süperiletkenlik ve kritik olguların teorik temeli diğerleri arasında) göreliliğin uygulanmasına paralel olarak astronomi ve kozmolojideki sorunlar ayrı ayrı görüldü.

Hem deneylere öneride bulunmak ve hem de sonuçları pekiştirmek için hareket eden bir kuvvet olan teoritik fizik, bütün bu başarıların kaynağıdır (genellikle mevcut matematiğin dâhice kullanımı Newton, Descartes ve Leibniz yaptığı gibi, yeni matematiğin icadı yardımı ile). Fourier’in ısı yalıtımı çalışmaları matematikte yeni bir sınıf açtı; sonsuz, dik serisi[9]

Modern teoritiksel fizik, Evreni daha fazla anlama çabaları içinde, temel parçacık ölçeğindeki kozmolojiden gelen teorileri birleştirmek ve olguları açıklama girişiminde bulunur. Deneylerin uygulanamadığı durumlarda, teoritik fizik hala matematiksel kuramları kullanarak ilerlemeye çalışır.

Anagörüş Teorisi

Anagörüş teorisi (bazen bütün teorilerin merkezi olarak bahsedilir) hem gerçekçi hem bilimsel görüşlerin ve mevcut köklü bilim ve deney ile uyumlu, tekrarlanabilir testlerin olağan bir bilimsel kaliteyi sağlayan bilginin gövdesidir. Anagörüş teorilerini var yapmak, algılama, açıklama ve olası kompozisyon tartışma konuları olmasına rağmen, genellikle sadece teorilerin etkileri ile açıklanan bir veri çeşitliliğine dayalı teoriler olarak kabul edilir.

Yaygın teoriler ( merkezi teoriler de denir), olgusal ve bilimsel görüşlerin yaygın olarak bilim çevrelerinde ilgi gördüğü kuramlardır. Tekrarlanabilirlik ve tutarlılık testleri olağan bilimsel kaliteye sahiptirler. Algılanmaları, açıklanmaları ve olası kompozisyonları yine de tartışmalara açıktır.

Örnekleri

Öngörülen teoriler

Fiziğin Öngörülen kuramları genellikle bilimsel yaklaşımlar içeren nispeten yeni teorilerdir.

Örnekleri

Önemli Kuramsal fizikçiler

Ünlü kuramsal fizikçilerden bazıları

Örnekler

Önerilen teoriler

Önerilen teoriler fiziği, fizik çalışmaları ile uzlaşan, modellerin geçerliliğini ve teoriye varmak için kullanılan yeni muhakeme tiplerini benimseyen bilimsel yaklaşımları içeren yeni teorilerdir. Ancak bazı önerilen teoriler, yıllardır var olmuş, keşif ve test metotları atlatmış teoriler içerir. Önerilen teoriler, kurgu olma sürecindeki saçak teorileri içerebilir (bazen daha geniş bir onay kazanabilir). Önerilen teoriler genellikle teste tabi tutulmazlar.

Örnekler

Saçak teoriler

Saçak teoriler, önerilen teoriler ve kurgu olma sürecindeki bilimsel çabanın herhangi yeni alanını kapsar. Bu spekülatif bilimleri de içerebilir. Bu bilimler, fizik alanları ve bilinen kanıtlar doğrultusunda sunulan fiziksel teorileri ve birbiri ile ilişkili tahminler teorilerini kapsar.

Bazı saçak teoriler geniş ölçüde fizikte kabul görülmeye devam ediyor. Diğer saçak teoriler ise en sonunda çürütüldüler. Bazı saçak teoriler ilkel bilimdir diğerleri ise sözde bilimdirler. Orijinal teorinin tahrifi bazen yeniden formüle edilmesine neden olur.

Örnekler

Gerçek deneyler & Düşünce deneyleri

"Düşünce" deneyleri kişinin zihninde yaratılan durumlardır, benzer sorular sorularak “bu durumda olduğunuzu varsayın, böyle olduğunu varsaysak, sonra ne olacak?” Bunlar kolayca her günkü durumlarda deneyimli olmayan fenomenleri araştırmak için oluşturulmuştur. Böyle düşünce deneylerinin ünlü örnekleri, Schrödinger'in kedisi, EPR düşünce deneyi, zaman genişlemesinin basit çizimleridir. Bunlar genellikle düşünce deneylerinin doğru sonuçlarını doğrulamak için tasarlanmış gerçek deneylere yol açar. EPR düşünce deneyi, titizliğin çeşitli derecelerinde test edilen, bir çalışma hipotezi olarak kuantum mekaniğinin ve olasılığının kabul edilen mevcut formülleşmesine giden Bell eşitsizliklerine yol açtı.

Ayrıca bakınız

  • List of theoretical physicists
  • Timeline of developments in theoretical physics

Notlar

  1. ^ Sometimes the word "theory" can be used ambiguously in this sense, not to describe scientific theories, but research (sub)fields and programmes.
  2. ^ The work of Johann Balmer and Johannes Rydberg in spectroscopy, and the semi-empirical mass formula of nuclear physics are good candidates for examples of this approach.
  3. ^ The Ptolemaic and Copernican models of the Solar system, the Bohr model of hydrogen atoms and nuclear shell model are good candidates for examples of this approach.
  4. ^ Arguably these are the most celebrated theories in physics: Newton's theory of gravitation, Einstein's theory of relativity and Maxwell's theory of electromagnetism share some of these attributes.
  5. ^ This approach is often favoured by (pure) mathematicians and mathematical physicists.

Kaynakça

  1. ^ "The Nobel Prize in Physics 1921". The Nobel Foundation. 24 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2008. 
  2. ^ Theorems and Theories 19 Ağustos 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Sam Nelson.
  3. ^ Mark C.
  4. ^ Bokulich, Alisa, "Bohr's Correspondence Principle 18 Mart 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.", The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Spring 2014 Edition), Edward N.
  5. ^ Enc.
  6. ^ Enc.
  7. ^ Simplicity in the Philosophy of Science 24 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (retrieved 19 Aug 2014), Internet Encyclopedia of Philosophy.
  8. ^ See 'Correspondence of Isaac Newton, vol.2, 1676–1687' ed.
  9. ^ Penrose, R (2004). "9: Fourier decompositions and hyperfunctions". The Road to Reality. Jonathan Cape. 

Önerilen Okuma Listesi

  • Physical Sciences. Encyclopaedia Britannica (Macropaedia). 25 (15. bas.). 1994. 
  • Duhem, Pierre. "La théorie physique - Son objet, sa structure," (in French). 2nd edition - 1914. English translation: "The physical theory - its purpose, its structure,". Republished by Joseph Vrin philosophical bookstore (1981), ISBN 2711602214.
  • Feynman, et al. "The Feynman Lectures on Physics" (3 vol.). First edition: Addison–Wesley, (1964, 1966).
Bestselling three-volume textbook covering the span of physics. Reference for both (under)graduate student and professional researcher alike.
  • Landau et al. "Course of Theoretical Physics".
Famous series of books dealing with theoretical concepts in physics covering 10 volumes, translated into many languages and reprinted over many editions. Often known simply as "Landau and Lifschits" or "Landau-Lifschits" in the literature.
A set of lectures given in 1909 at Columbia University.
  • Sommerfeld, Arnold. "Vorlesungen über theoretische Physik" (Lectures on theoretical physics); German, 6 volumes.
A series of lessons from a master educator of theoretical physicists.

Dış bağlantılar

Vikikitap
Vikikitap
Vikikitapta bu konu hakkında daha fazla bilgi var:

İlgili Araştırma Makaleleri

Fizik, maddeyi, maddenin uzay-zaman içinde hareketini, enerji ve kuvvetleri inceleyen doğa bilimi. Fizik, Temel Bilimler'den biridir. Temel amacı evrenin işleyişini araştırmaktır. Fizik en eski bilim dallarından biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belirli alt dalları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür.

<span class="mw-page-title-main">Mekanik</span> kuvvetlere veya yer değiştirmelere maruz kalan fiziksel cisimlerle ilgilenen bilim

Mekanik, fiziğin fiziksel nesnelerin hareketleriyle, özellikle kuvvet, madde ve hareket arasındaki ilişkilerle ilgili alanıdır. Nesnelere uygulanan kuvvetler yer değiştirmeler veya bir nesnenin çevresine göre konumunda değişikliklerle sonuçlanır. Fizik'in bu dalının kökenleri Antik Yunanistan'da Aristoteles ve Arşimet'in yazılarında bulunur.. Erken modern dönem sırasında, Galileo, Kepler ve Newton gibi bilim adamları şimdiki klasik mekaniğin temellerini attılar. Klasik mekanik, duran veya ışık hızından çok daha düşük hızlarla hareket eden cisimlerle ilgili klasik fizikin bir dalıdır. Kuantum aleminde olmayan cisimlerin hareketini ve üzerindeki kuvvetleri inceleyen bilim dalı olarak da tanımlanabilir. Alan bugün kuantum teorisi açısından daha az anlaşılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Paul Dirac</span> İngiliz teorik fizikçi

Paul Adrien Maurice Dirac, İngiliz teorik fizikçi ve matematikçi. Kuantum mekaniğinin kurucularındandır. Fermiyonların davranışını açıklayarak antimaddenin keşfine olanak veren ve kendi adı verilen Dirac denklemi ile tanınır. Dirac, 1933 Nobel Fizik Ödülü'nü Erwin Schrödinger ile paylaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Fizik felsefesi</span>

Fizik felsefesi, klasik ve modern fiziğin içerisindeki teori ve yorumları inceleyen bir bilim felsefesi dalıdır. Fizik teorileri ve yorumlarından yola çıkarak sorduğu sorularla çeşitli cevaplara ulaşmayı amaçlamaktadır. Uzay ve zaman felsefesi, kuantum mekaniği felsefesi, termal ve istatistiksel felsefe gibi alt dallara ayrılmaktadır.

Her şeyin kuramı (HŞK), bilinen tüm fizik fenomenlerini bağlayan, onları tümüyle açıklayan ve yürütülen herhangi bir deneyin sonucunu prensipte tahmin edebilen kuramsal fizikte farazi bir kuramdır. Kuram; kuvvetli etkileşim, elektromanyetik etkileşim, zayıf etkileşim ve kütleçekim etkileşimi olmak üzere dört temel etkileşimden hareket ederek bu etkileşimler için gerekli olan değiş tokuş bozonlarını da her bir etkileşim türü için farklı özellikleri ile söz konusu sınıflandırmaya dahil eden standart modelin aslında ortak bir çatı altında toplanabileceği fikrinden yola çıkmıştır. Elektromanyetik ve zayıf etkileşimin Abdus Salam, Sheldon Glashow ve Steven Weinberg tarafından kısmen birleştirilmesi bazı umutlar doğurduysa da, aradan geçen zamana rağmen deneyleri ve kuramları tatmin edecek nitelikte yeni birleştirimler henüz sağlanamamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kuantum mekaniği</span> atom altı seviyede çalışmalar yapan bilim dalı

Kuantum mekaniği veya kuantum fiziği, atom altı parçacıkları inceleyen bir temel fizik dalıdır. Nicem mekaniği veya dalga mekaniği adlarıyla da anılır. Kuantum mekaniği, moleküllerin, atomların ve bunları meydana getiren elektron, proton, nötron, kuark, gluon gibi parçacıkların özelliklerini açıklamaya çalışır. Çalışma alanı, parçacıkların birbirleriyle ve ışık, x ışını, gama ışını gibi elektromanyetik ışınımlarla olan etkileşimlerini de kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Alan (fizik)</span>

Alan, fizik kuramlarında kullanılan, matematikteki cebirsel alanın tüm özelliklerini taşıyan terim. Genellikle bu etki 100 nanometre ve daha küçük skalalarda etkili olur. Bu etki nanoteknolojiyle aynı ölçeğe denk gelir. Bir alan mekan ve zaman içinde her bir nokta için bir değeri olan bir fiziksel miktardır. Örneğin, hava durumu, rüzgâr hızı uzayda her nokta için bir vektör atayarak tarif edilmektedir. Her bir vektör bu noktada hava hareketinin hızını ve yönünü temsil eder.

<span class="mw-page-title-main">Görelilik ilkesi</span> Fizik yasalarının tüm referans çerçevelerinde aynı olması gerektiğini belirten fizik ilkesi

Görelik teorisi ya da basitçe fizikte görelilik genellikle Albert Einstein'ın iki teorisini kapsar. Bunlar özel görecelik ve genel göreceliktir.

<span class="mw-page-title-main">Kuantum alan teorisi</span> hareketli parçacık sistemlerinin kuantizasyonuyla ilgilenen parçacık mekaniğiyle benzer olarak, alanların hareketli sistemlerine parçacık mekaniğinin uygulamasıdır

Kuantum Alan Teorisi (METATEORİ); Klasik Birleşik Alan (KAT) Teorilerini, Özel Görekliliği (SRT), Kuantum mekaniği (KM) teorilerini tek bir teorik çerçeve altında toplayan bir üst teoridir.

Matematiksel fizik, matematik ve fizik arasındaki alakayla ilgilinen bilimsel disiplindir. Matematiksel fiziğin neyi içerip içermediği ile ilgili tam bir mutabakat yoktur. Ancak Journal of Mathematical Physics konuyla ilgili bir tanım yapar: Matematiğin fiziksel sorunlara uygulanması ve fiziksel kuramlar için matematiksel yöntemlerin uygunluğunun geliştirilmesi.

Kuantum kütleçekim kuramsal fiziğin bir dalı olup doğanın temel kuvvetlerinden üçünü tanımlayan kuantum mekaniği ile dördüncü temel kuvveti kütleçekimin kuramı olan genel göreliliğini birleştireceği düşünülen bir kuramdır.

<span class="mw-page-title-main">Hesaplamalı fizik</span>

Hesaplamalı fizik, fizik sorunlarını çözebilmek için sayısal algoritmaların üretilmesi ve gerçeklenmesini içerir. Genelde kuramsal fizikin bir alt dalı olarak değerlendirilir ancak bazen de kuramsal ve deneysel fizik arasında orta bir dal olarak da düşünülür.

Modern fizik, klasik fizik ile tanımlanamayan olayları açıklamak üzere ortaya atılmış teorilerin tümüdür. Einstein'ın özel görelilik kuramından, Max Planck'ın kara cisim ışıması kuramına; Schrödinger'in kedisinden, kuark ve bozonlara kadar her şey modern fizik adı altında buluşur.

<span class="mw-page-title-main">Julian Schwinger</span> Amerikalı teorik fizikçi (1918 – 1994)

Julian Seymour Schwinger, Nobel Fizik Ödülü sahibi Amerikalı teorik fizikçi.

<span class="mw-page-title-main">Klasik fizik</span> fizik dalı

Klasik fizik tamamlanmış veya uygulanabilir olan fiziğin, eski tarihlerde düşünülmüş modern teorilerle ilgilenir. Şu an kabul edilmiş bir teori modern sayılıyorsa ve o teorinin giriş cümlelerinde başlıca paradigma değişiminden bahsediliyorsa, eski teorilere genellikle “klasik” denilir. Bir klasik teorinin tanımı aslında içeriğine bağlıdır. Klasik fizik kavramı, modern fizik için fazlasıyla karmaşık olan belirli durumlarda kullanılır.

Fizik yasası ya da bilim yasası, belirli şartlar altında her zaman olan olayları belirli gerçeklerle ve uygulanabilir olaylarla açıklamaktır. Fizik yasaları, bilim insanları tarafından kanıtlanmış ve tüm evren için geçerli olan, yıllar boyu yapılan gözlemlere ve deneylere dayanarak çıkarılan sonuçlardır. Bilimin amacı çevremizdeki olayları özetleyip tanımlamaktır. Bu, bilim camiasındaki herkesin kabul ettiği bir görüş değildir.

Özel görelilik kuramı tarihi, birçok teorik sonuçtan ve Albert A. Michelson, Hendrik Lorentz, Henri Poincaré ve diğerleri tarafından elde edilmiş ampirik bulgulardan oluşmaktadır. Tüm bunlar Albert Einstein ve daha sonrasında Max Planck, Hermann Minkowski ve diğerleri tarafından önerilen özel görelilik kuramının bir sonucudur.

Genel görelilik, Albert Einstein tarafından 1907-1915 yılları arasında geliştirilmiş ve 1915’ten sonra da genel göreliliğe pek çok kişi tarafından katkıda bulunulmuştur. Genel göreliliğe göre, kütleler arasında gözlemlenen kütlesel çekim kuvveti, bu kuvvetlerin uzay ve zamanı bükmesinden kaynaklanmaktaydı. 

Albert Einstein’ın görelilik kuramının eleştirisi, 20. yüzyılın başlarında ilan edilmesinden sonra, bilimsel, sözdebilimsel, felsefi ve ideolojik esaslarda temel olarak açıklandı. Bu eleştirilerin bazılarının saygın bilim adamlarının desteğine sahip olmasına rağmen, Einstein’ın görelilik kuramı şu an bilim camiası tarafından genel olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Görelilik teorisi</span> zamanın göreceli olduğunu söyleyen teori

Görelilik teorisi, Albert Einstein'ın çalışmaları sonucu önerilen ve yayınlanan, özel görelilik ve genel görelilik adlarında birbirleriyle ilişkili iki teorisini kapsar. Özel görelilik, yer çekiminin yokluğunda tüm fiziksel fenomenler için geçerlidir. Genel görelilik, yer çekimi yasasını ve bu yasanın diğer doğa kuvvetleri ile ilişkisini açıklar. Astronomi de dahil olmak üzere kozmolojik ve astrofiziksel alem için geçerlidir.