İçeriğe atla

Teori

Teori veya kuram, bilimde bir olgunun, sürekli olarak doğrulanmış gözlem ve deneyler temel alınarak yapılan bir açıklamasıdır. Kuram, herhangi bir olayı açıklamak için kullanılan düşünce sistemidir. Genel anlamda kuram, bir düşüncenin genel, soyut ve ussal olmasıdır. Ayrıca bir kuram, açıklanabilir genel bağımsız ilkelere dayanmaktadır. Bu ilkelere bağlı kalarak doğada sonuçların nasıl örneklendirileceğini açıklamaya çalışır. Sözcüğün kökü Antik Yunan’dan gelmektedir. Ancak günümüzde birçok ayrı anlamlarda kullanılmaktadır. Kuram, varsayımla (hipotez) aynı anlama sahip değildir. İkisinin de anlamı başkadır. Kuram bir gözlem için açıklanabilir bir çerçeve sağlar ve kuramı sağlayacak olan sınanabilir varsayımlar tarafından desteklenir.

Çağdaş anlamlarından biri de spekülatif ve genelleme doğasına vurgu yapmaktadır. Örneğin sanat ve felsefede kuramsal sözcüğü kolaylıkla ölçülebilir olmayan düşünceleri ve deneysel olayları tanımlamak için kullanılabilir. Felsefedeki anlam uzantısı olan kuram, hala tanrı bilimsel bağlamında kullanılan bir sözcüktür. Aristoteles'in tanımı olarak, arı kuram anlamına tamamen karşı olan “uygulama (pratik)”, kuram tanımının çok sık çeliştiği bir sözcüktür.[1] Tıbbın uygulamalı yanı insanları sağlıklı yapmaya çalışıyor iken tıbbi kuram, sağlık ve hastalık doğasını ve nedenleri anlamaya çalışıyor. Bu örnek tıpta kuram ve uygulamanın bir ayrımıdır. Bu iki olay birbiriyle ilişkilidir ancak hasta iyileştirmeden araştırma yapmak ya da bu iyileştirmenin nasıl olduğunu bilmeden bir hastayı iyileşirmek olanaklıdır.

Çağdaş bilimde, kuram, bilimsel kuram anlamı taşır ve bilimsel yöntem ile tutarlı bir biçimde yapılan ve çağdaş bilimin gerektirdiği ölçütlere uygun açıklamalardır. Kuram alanında bir bilim insanını anlamak için kuramının doğruluğunu olduğu gibi yanlışlığını da deneysel olarak kanıtlamak gerekir. Bilimsel kuramlarda bir şeyin hâla kanıtlanmamış olduğunu ya da düşüntülü olduğu varsayım sözcüğü ile belirtilir, kuram yaygın kullanımlarının tersine, bilimsel bilginin en güvenilir, titiz ve kapsamlı bir biçimidir. Bilimsel kuramlar kendi başına deneysel olarak sınanabilir. Varsayımlardan ve doğanın kesin koşulları altında nasıl davranış göstereceğini açıklayan bilimsel yasalardan ayrılırlar.

Bir kuram düzgüler ne üzerine ise varsayılabilir. Bu hedefleri, düzgüleri ve ölçünleri belirler. Bir kuram bilgi tabanı oluşturabilir ve bu taban açıklayıcı modelleriyle uyuşmayabilir. Kuramsal yaklaşmak bu bilgi tabanını geliştirmektir.

Kökenbilim

Teori sözcüğü Türkçeye Fransızca théorie sözcüğünden geçmiş olup,[2] bu sözcükse Fransızcaya Yunanca theoros 'gözlemci, izleyici' sözcüğünden geçmiştir.[3] "Kuram" sözcüğü Türkçe 'kurmak' kökünden türetilmiştir.

Eski zamanlarda kullanımı

Teori (θεωρία, theoria) sözcüğü Antik Yunan filozofisinden teknik terim olarak türetilmiştir. Günlük kullanımda kuram “dikkatlice bakmak, seyretmek” demekti. Teknik anlamı doğasal olayların kuramsal ve uzun uzun düşünülmüş açıklamalarına denk gelmektedir. Aynı doğasal filozoflar gibi dalgın ve düşüntülü anlayış içindeydiler ve aynı yetenekli yazıcı ve esnaflar gibi bilgiyi öğrenmenin pratik yolları aramaktaydılar. Kuram kelimesi İngilizcede 16. Yüzyıldan beri kullanılmaktadır. Kuramın modern kullanımı gerçek anlamından türetilmiştir ancak yeni anlamlar da kazanmıştır. Yine de kuram gerçek anlamından temel alınarak doğanın düşünülmüş ve rasyonel yanımıdır.

İngiliz anlamına rağmen Yunancada daha olağan anlamları vardır. Görünen o ki θεωρία sözcüğü Yunan dilinde eski kayıtlara göre daha özel bir kullanıma sahiptir. Francis Comford “From Religion To Philosopy” kitabından Orphinclerin kuram sözcüğünü “tutkulu sempatik niyet” anlamında kullandıklarını öne sürmüştür.

Pisagor sözcüğün anlamını matematik ve bilimsel bilginin tutkulu sempatik niyeti olarak değiştirmiştir. Çünkü o böyle bir entelektüel takipçiliği varoluşun en yüksek mertebesine ulaşma yolu olarak kabul etmiştir. Pisagor’un yüksek bir mertebeye çıkmak için kuramı, duyguları ve bedensel arzuları bastırarak düşünmeyi sağlamaktır. Buna göre kuram kelimesine kesin anlamını veren Pisagor, klasik ve modern anlamından farklı olarak, doğal düşünce ve pratik olduğunu söylemiştir.

Resmi ve bilimsel biçimde kuramlar

Kuramlar belirli bir konuyu anlamak açıklamak ve gelecekle ilgili tahminler yapmak için kullanılan analitik araçlardır. Çok sayıdaki çeşitli konularda kuramlar vardır, sanat ve bilim gibi. Resmi bir kuram belirli bir içeriğe uygulanarak dilsel bir anlam yüklenirse anlamlı olur. Farklı alanlardaki kuramlar doğal dille ifade edilir, ancak genel formları daima matematiksel mantığın resmi diliyle aynı anlama gelecek şekilde oluşturulurlar. Kuramlar matematiksel, sembolik veya normal dille ifade edilebilirler ancak genellikle rasyonel düşünce ya da mantık prensiplerini takip etmeleri beklenir. Kuramlar tartışılan konu hakkında doğru önermelerle ilgili cümlelerle oluşturulurlar. Fakat bu cümlelerde herhangi birinin doğruluğu her zaman kuramın tamamına göre değişir (görecelidir). Bu yüzdendir ki bir kurama göre doğru olan bir önerme başka bir kurama göre yanlış olabilir. Buna göre “O çok kötü bir insan” önermesi kişinin kim olduğuna ve “kötü insan” kuramının ne olduğuna göre doğru ya da yanlış olarak kabul edilemez.

Bazen iki kuram tamamıyla aynı açıklama gücüne sahiptirler çünkü aynı tahminlerde bulunurlar. Bu kuramlara, çiftine ayırt edilemez kuramlar denir ve ikisi arasındaki seçim uygunluğa veya felsefi tercihe indirgenir.

Matematiksel mantıkta kuramlar formu resmi olarak incelenir, özellikle de model kuramında. Kuramlar matematikte incelendiğinde genellikle resmi bir dille ifade edilirler ve netice kuralları diye adlandırılan izlekler altında kapalı önermelerdir. Bunun özel bir durumu aksiyomatik kuramdır, aksiyomlardan ve netice kurallarından oluşur. Kuram ise bu aksiyomlara netice kurallarını uygulayarak türetilebilir. Uygulamalarda kullanılan kuramlar gözlemlenmiş görüngülerin alıntılarıdır ve sonuç olarak ortaya çıkan kuramlar gerçek dünyada karşımıza çıkan olaylarla örtüşürler. Göze çarpan örnekler arasında aritmetik(Sayılardan soyutlaşan kavramlar), geometri(uzay kavramları) ve olasılık(rastgelelik kavramı) sayılabilir. Gödel’in tamamlanmama kuramı gösteriyor ki, doğal sayıların ifade edilebilindiği tutarlı hiçbir kuram onunla ilgili bütün doğru önermeleri içeremez. Sonuç olarak, bazı bilgi tanım kümeleri matematiksel kuram olarak tamamen ifade edilemez. Fakat bu kısıtlama hiçbir şekilde bilimsel bilgiyi resmileştiren matematiksel kuramların oluşumuna ön aşama değildir.

Belirsizlik

Eğer kuramı destekleyen bir kanıt varsa ve bu kanıta karşıt bir kuram mevcutsa ve bu kuram kanıtlara dayanıyorsa: kuram belirsiz (aynı zamanda kuram bilgisinde belirsizlik de denebilir) olur. Belirsizlik epistemolojik kanıt ve sonuç arasındaki ilişkinin durumudur.

Kuramlar arası düşüş ve eleme

Eğer görüngü açıklamada ve öngörmede eski bir kuramdan daha iyi yeni bir kuram varsa yeni kuramın gerçekliği daha iyi açıkladığı inancında haklı olur. Buna kuramlar arası azalma denir çünkü eski kuramın terimleri yeni kuramınkilere azaltılabilir. Mesela, ışık, ses ve ısı ile ilgili geçmişte anladıklarımız bugün sırasıyla dalga sıkışmaları ve seyrelmeleri, elektromanyetik dalgalar ve moleküler kinetik enerji olarak azaltılmıştır. Birbiriyle ilişkilendirilen bu kuramlara interteoretik kimlikler denir. Eski bir kuramla yeni bir kuram bu şekilde paralelse aynı gerçekliği daha bütünsel bir şekilde açıkladığımız sonucuna varabiliriz.

Yeni bir kuramın yeni terimleri eski kuramların terimlerini azaltmıyorsa, bunun yerine tamamen yeni terimler koyuyorsa bu aslında interteoretik elemenin yanlış yorumlanmasıdır. Örneğin kalorik sıvıyla ilişkili olarak ısı transferi anlayışı ortaya koyan eskimiş bilimsel kuram ısının enerji kuramı ortaya konunca elenmiş oldu. Ayrıca phlogiston maddesinin yanıcı ve yıpratıcı materyallerden açığa çıktığı bir madde olduğu kuramı oksijenin reaktivitesi incelendiğinde elimine edilmiştir.

Felsefi kuramlar

Deneysel veri içermeyen kuramların bilimsel ve felsefi düşünce alanında olduğu gibi farklılıkları bulunur. En azından bazı temel felsefi önermelerin açıklamalarının doğruluğu bilimsel-deneysel gözlemlerle kesin olarak sınanamaz.

Bazı çalışma alanları “kuram” olarak adlandırılır çünkü bunların amacı bir konuya alanın yaklaşımını açıklayan itirazlardır. Bu varsayımlar gerçek kuramın basit önermeleridir ve bu alanın beliti (aksiyom) olarak düşünülürler. Çoğunlukla bilinen örnekleri sayı kuramı ve set kuramıdır, yine de edebiyat kuramı, eleştirel kuram ve müzik kuramı da bazı çeşitleridir.

Metakuramı

Felsefi kuramının çeşitlerinden birisi metakuramıdır. Metakuramı bir kuram hakkındaki konu ve meselelerle ilgilidir. Kısaca metakuramı bir kuram hakkındaki bir başka kuramdır. Metakuramlar diğer kuramların üst kuramlarıdır.

Politik kuramlar

Politik kuramlar yasa ve hükûmet hakkındaki etik kuramlardır. Politik kuram konusunu genel bakış, özel etik, politik inanç ve tutum ya da siyasetten alır.

Alt belirleme

Buna göre bir kuramı desteklemek için belirtilen mevcut kanıtların ışığında, ona zıt ve onunla tutarsız bir rakip kuram vardır.

Bilimsel kuramlar

Bilimde kuram, genel gerçeklerin tekrarlanarak kabul gören gözlem ve deneyleri baz alınarak doğal dünyanın bazı görünüşlerinin iyi doğrulanmış açıklamalarıdır. Kuramlar aynı zamanda kesinlikle uzak düşüncelerle uyuşmalıdır, çürütülebilir tutarlı doğru bir bilimsel araştırma yapma yeteneği ve birçok bağımsız kaynaktan güçlü bir delil lehine kuram üretmek gibi.

Bilimsel kuramın kuvveti çeşitli görüngülere göre çürütülebilir tahminler üretme yeteneğine göre ölçülebilir. Kuramlar daha çok delil toplandıkça geliştirilebilir (ya da daha iyisiyle yer değiştirilebilir): bu doğruluk artışı bilimsel bilgide artışa neden olur. Bilim adamları teknolojiyi keşfetmek, bir hastalığı tedavi etmek yani bilimsel bilgiyi ileri taşımak için kuramı bir dayanak olarak kullanır.

Bilimsel kuruluşların açıklamaları

Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Bilim Akademisi bilimsel kuramları şöyle tanımlar:

Kuramın resmi bilimsel tanımı kelimenin gündelik anlamından oldukça farklıdır. Doğanın geniş bir bölümünün kapsamlı açıklamalardan geldiğini destekler. Birçok bilimsel kuramın onları değiştirecek yeni bir kanıtı yoktur. Örneğin, hiçbir kuram Dünyanın güneş etrafında dönmediğini söyleyecek kanıtı yoktur. Bilimsel kuramların en kullanışlı özelliklerinden biri de henüz gözlenmemiş olan doğal olaylar veya olgular hakkında öngörülerde bulunmak için kullanılabilir olmasıdır.

O kuruluşa ait olmayan başka bir tanım ise şöyledir:

Bilimsel kuramlar doğada defalarca denenmiş ve teyit edilmiş olması gerekmektedir. Gerçek olgulara dayalı kuramlar sadece bir tahmin değildir. Onlar doğanın gerçekleridir. Biyolojik evrim kuramı “bir kuram”dan daha fazladır. Yerçekimini anlama çalışmalarımız hala devam etmektedir. Ama yerçekimi olgusu da, evrim gibi kabul edilen bir gerçektir.

Filozofik bakışlar

Mantıklı pozitivistler bilimsel kuramları, çıkarım kuramları olarak düşünürler. Bu kuramların içeriği genel mantık sistemine ve aksiyomlara dayalıdır. Çıkarım kuramlarında herhangi bir ya da daha fazla aksiyomun mantıklı sonuçları bu kuramın bir ibaresidir. Bu, kuramın görülen gösterimi olarak söylenir. Kuramın alınan gösterimi yerini büyük ölçüde kuramın şematik gösterimi almıştır. Bu kuramlar bilimsel modelleridir. Gerçekliği gösterme niyetindeki mantıksal yapı model (“gerçeklik modeli”), bir şehrin ya da ilin bölgesinin grafiksel model haritasına benzetilir. Bu yaklaşımla, kuramlar önemli kıstasları dolduran özel kategori modelleridir.

Fiziğin içinde

Fizikte kuram terimi genellikle matematiksel sistemlerde –elde edilmiş küçük temel muhasebe kurallarında(genellikle simetri, uzay veya zamandaki uzaklık eşitliklerinde, elektronlar arası özdeşliklerde vb.)– verilen fizik sistemleri kategorisinde deneysel tahminler üretmekte kullanışlı olurlar. İyi örneklerinden biri klasik elektromanyetizmadır, ayar simetrisinin Maxwell denklemleri denilen birkaç denklemle çevrelenmesidir.

Kuramsal terimi

Eğer kuram çoktan güçlü bir delil ile yeterince destekletilmişse, bu kuramının kabulü için tüm ana tahminlerinin test edilmesine ihtiyaç duyulmaz. Örnek olarak önemli testler imkânsız veya teknik olarak zor olabilir. Sonuç olarak kuramları tahminlerinin kesinliği kabul edilmemiş ya da yanlış olduğu ispatlanmamış olabilir. Bu durumda bu tahminlerin sonuçları "kuramsal" kelimesiyle açıklanabilir. Bu tahminler zaman içerisinde test edilebilir ve eğer yanlışlarsa kuram reddedilir.

Kuramın varsayım, olgu ve yasa ile ilişkisi

Bilimsel kuram kavramı açıklanırken sıklıkla varsayım kavramı ile karşılaştırılır. Varsayım, bilimin ilgi alanındaki bir konunun anlaşılması için -başlangıç olarak- sınırlı sayıdaki kanıta, geçmiş bilgilere veya gözlemlere[4] dayanarak ileri sürülen, sınanabilir bir tahmin veya açıklamadır.[5] Bir varsayım deneyler veya daha fazla gözlem yaparak desteklenebilir veya çürütülebilir.[4] Örneğin bir psikolog, öğrencilerin çalışma disiplini ve anksiyete düzeyi arasındaki ilişkiye dair bir çalışma yapmadan önce "düzenli çalışan öğrencilerin anksiyeteden daha az acı çektikleri," biçiminde bir varsayım ortaya atabilir.[6] Çalışma sonuçları bu varsayımı destekleyebilir veya çürütebilir. Benzer bir şekilde, deterjanların etkinliği ile ilgili bir deneyden önce "deterjanların temizleme gücü arasında fark yoktur" varsayımı ortaya atılabilir. Eğer deneyler sırasında belirli bir leke sadece bazı deterjanlar tarafından temizlenebiliyorsa bu varsayım çürütülmüş olur.[4]

Kuram doğal dünya ile ilgili belirli bir alanda sağlam temellere oturtulmuş[6] ilkeler ve açıklamalar bütünüdür. Kuram bünyesinde farklı konularda pek çok kez 'sınanmış',[4][7] desteklenmiş[4] ve 'geniş şekilde kabul görmüş'[4] varsayımları barındırır. Bunun dışında olguları ve bilimsel yasaları barındırır.[6]

Kuram açıklanırken olgu ve yasa kavramlarına da değinilmelidir. Bilimde olgu; gözlem, hesaplama ve deneylerle pek çok kez doğrulanmış ve bilinen tüm uygulamalı amaçlar için doğruluğu kabul edilmiş[7] bir bilgidir. Örneğin kütlesel çekim farkı nedeniyle Dünya üzerinde 1000 Newton ağırlığında olan bir astronotun Mars üzerinde 380 Newton olacağı[8] veya insan ile bonobolarınların DNA'larının %98,7 oranında aynı olduğu[9] bilgileri bilimsel olgulardır.

Bilimsel yasalar ise doğal dünyadaki herhangi bir durumun belirli koşullar altında nasıl gerçekleşeceğini açıklarlar.[7] Örneğin Newton'un hareket yasalarının birincisine göre sabit hızla doğrusal hareket halindeki bir cisme etki eden bileşke kuvvet sıfır ise cisim aynı hızda doğrusal hareketine devam eder.[10] Mendel'in kalıtım yasalarının üçüncüsüne (baskınlık yasası) göre heterozigotlarda (bir baskın, bir çekinik alelli genlerde) genin sadece baskın aleli fenotipte gözlenir ve çekinik alel gizli kalır.[11]

Bilimsel bir kuram; varsayım, olguların ve yasaların anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde birleştirilmesinden oluşur.

Başlıca bilimsel kuramlar

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Pfeiffer, David (5 Haziran 2021). "Scientific Theory vs Law". Science Journal (İngilizce). 26 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2023. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 20 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ocak 2023. 
  3. ^ "theory." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
  4. ^ a b c d e f Scientific Hypothesis, Theory, Law Definitions 15 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Anne Marie Helmenstine, Ph.D.
  5. ^ "hypothesis." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
  6. ^ a b c Theory and Hypothesis 20 Ocak 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Kendra Cherry. Bachelor of Science. Idaho State University
  7. ^ a b c Definitions of Fact, Theory, and Law in Scientific Work 21 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. The Role of Theory in Advancing 21st Century Biology, National Academy of Sciences.
  8. ^ Physics Facts 24 Ocak 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Science Kids.
  9. ^ Bonobos Join Chimps as Closest Human Relatives 23 Ocak 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Science Now. Erişim: 28 Ocak 2013.
  10. ^ Newton'un hareket yasaları 10 Nisan 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Gökhan Atmaca. Kuark.org.
  11. ^ Mendelian laws of inheritance 3 Şubat 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Bookrags.com

İlgili Araştırma Makaleleri

Fizik, maddeyi, maddenin uzay-zaman içinde hareketini, enerji ve kuvvetleri inceleyen doğa bilimi. Fizik, Temel Bilimler'den biridir. Temel amacı evrenin işleyişini araştırmaktır. Fizik en eski bilim dallarından biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belirli alt dalları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür.

Matematiğin temelleri olarak bilinen matematik dalı matematiğin tümü için geçerli olan en temel kavramları ve mantıksal yapıları inceler. Sayı, küme, fonksiyon, matematiksel tanıt, matematiksel tanım, matematiksel aksiyom, algoritma gibi kavramlar Matematiksel mantık, Aksiyomatik Küme Teorisi, Tanıtlama Teorisi, Model Teorisi, Hesaplama teorisi, Kategori Teorisi gibi yine matematiğim temelleri olarak anılan alanlarda incelenir. Bununla birlikte matematiğin temellerinin araştırılması matematik felsefesinin ana konularından biridir. Bu daldaki can alıcı soru matematiksel önermelerin hangi nihai esaslara göre "doğru" ya da "gerçek" kabul edilebileceğidir.

<span class="mw-page-title-main">Bilimsel yöntem</span> Bilimsel Bilginin Basamakları

Doğa bilimlerinde, bilimsel yöntem yeni bir bilgi edinmek için kullanılan deneyci yaklaşıma sahip bir yöntemdir. Bilim insanları bu yöntemle, zaman içinde bilgilerin üst üste binmesiyle evrendeki olayların doğru ve güvenilir bir şekilde betimlemesini amaçlar. Yöntem, 17. yüzyıldan itibaren bilimin gelişmesini şekillendirmiştir.

A priori, kelime anlamı olarak önsel demektir. Ancak genel kullanım alanı olan felsefede, deneyden önce olan anlamında kalıplaşmıştır. Deneyden sonra olan anlamındaki a posteriorinin karşıtıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sicim teorisi</span> makro ve mikro kosmosun teorilerini birleştirmeye çalışan teori. (her şeyin teorisi)

Sicim teorisi, parçacık fiziğinde, kuantum mekaniği ile Einstein'in genel görelilik kuramını birleştiren bir teori. "Sicim" adı, klasik yaklaşımda "sıfır boyutlu noktalar" şeklinde tarif edilen atomaltı parçacıkların, aslında "bir boyutlu ve ipliksi varlıklar" olabileceği varsayımına dayanır.

Hipotez ya da varsayım, bilimsel yöntemde olaylar arasında ilişkiler kurmak ve olayları bir nedene bağlamak üzere tasarlanan ve geçerli sayılan bir önermedir. Bilimsel bir ifadenin hipotez kabul edilebilmesi için sınanabilmesi gerekir. Deney ve testler sonucunda "sürekli olarak" varsayılan sonucu veren hipotezler "kuram statüsünü alırlar.

<span class="mw-page-title-main">Sözdebilim</span>

Sözdebilim veya sahte bilim, bilimsel argümanlar kullanılarak ileri sürülen ancak bilimsel çalışmaların gerektirdiği materyal, yöntem, doğrulanabilirlik gibi standartları taşımayan veya yeterli bilimsel araştırma ile desteklenmeyen iddia, inanç, bilgi ve uygulamalar bütününe verilen addır. Sözde bilim genellikle belirsiz, çelişkili, eleştirilere yönelik aşırı tepki ve kişiselleştirmeler, destekleyici verilerin abartılması, sonuçlara yönelik doğrulanması olanaksız abartılı iddialar ile karakterize, kullanıcıları açısından da sosyal, maddi-manevi kazançlar sağladığı düşünülebilecek konular üzerinden yürütülür.

<span class="mw-page-title-main">Mantıksal pozitivizm</span>

Mantıksal pozitivizm, Viyana Çevresi olarak adlandırılan filozofların felsefi düşünüş sistemlerini adlandırır. Başlıca temsilcileri Moritz Schlick, Rudolph Carnap ve Otto Neurath olan bu çevre, yeni pozitivistler ya da mantıkçı empiristler olarak da adlandırılır. Bu çevrenin oluşumunda önemli etkisi olan isim Ernst Mach'tır ki Mach'ın Viyana'da belirli dönemlerde mantık, fizik ve felsefe profesörlüğü yaptığı bilinmektedir. Mantıksal pozitivizmin çok farklı konumlardaki ve disiplinlerdeki filozofları bir araya getirir. Söz konusu akımın içinde sayılan ya da sayılmış olan belli başlı filozoflar şöyledir: Ernest Nagel, Hans Hahn, Kurt Gödel, Felix Kaufmann, Philipp Frank, Bertrand Russell, Whitehead, A. J. Ayer, Wittgenstein.

<span class="mw-page-title-main">Teorik fizik</span> fizik biliminin bir branşı

Teorik fizik, fiziğin matematiksel modellemeler ve fiziksel nesnelerin soyutlandırılmaları çalışmaları ve doğa olaylarını açıklayan, gerçekselleştiren ve tahmin yürüten fizik dalıdır. Bu deneysel fiziğin zıttıdır ki deneysel fizik araçlarla bu olayları soruşturur.

Olasılık ya da ihtimaliyet, bir şeyin olmasının veya olmamasının matematiksel değeri veya olabilirlik yüzdesi, değeridir. Olasılık kuramı istatistik, matematik, bilim ve felsefe alanlarında mümkün olayların olabilirliği ve karmaşık sistemlerin altında yatan mekanik işlevler hakkında sonuçlar ortaya atmak için çok geniş bir şekilde kullanılmaktadır.

Her şeyin kuramı (HŞK), bilinen tüm fizik fenomenlerini bağlayan, onları tümüyle açıklayan ve yürütülen herhangi bir deneyin sonucunu prensipte tahmin edebilen kuramsal fizikte farazi bir kuramdır. Kuram; kuvvetli etkileşim, elektromanyetik etkileşim, zayıf etkileşim ve kütleçekim etkileşimi olmak üzere dört temel etkileşimden hareket ederek bu etkileşimler için gerekli olan değiş tokuş bozonlarını da her bir etkileşim türü için farklı özellikleri ile söz konusu sınıflandırmaya dahil eden standart modelin aslında ortak bir çatı altında toplanabileceği fikrinden yola çıkmıştır. Elektromanyetik ve zayıf etkileşimin Abdus Salam, Sheldon Glashow ve Steven Weinberg tarafından kısmen birleştirilmesi bazı umutlar doğurduysa da, aradan geçen zamana rağmen deneyleri ve kuramları tatmin edecek nitelikte yeni birleştirimler henüz sağlanamamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kuantum mekaniği</span> atom altı seviyede çalışmalar yapan bilim dalı

Kuantum mekaniği veya kuantum fiziği, atom altı parçacıkları inceleyen bir temel fizik dalıdır. Nicem mekaniği veya dalga mekaniği adlarıyla da anılır. Kuantum mekaniği, moleküllerin, atomların ve bunları meydana getiren elektron, proton, nötron, kuark, gluon gibi parçacıkların özelliklerini açıklamaya çalışır. Çalışma alanı, parçacıkların birbirleriyle ve ışık, x ışını, gama ışını gibi elektromanyetik ışınımlarla olan etkileşimlerini de kapsar.

Kuantum kütleçekim kuramsal fiziğin bir dalı olup doğanın temel kuvvetlerinden üçünü tanımlayan kuantum mekaniği ile dördüncü temel kuvveti kütleçekimin kuramı olan genel göreliliğini birleştireceği düşünülen bir kuramdır.

"Evrim hem bir teori hem de bir olgudur " şeklindeki ifadeye, biyoloji literatüründe sıkça rastlanır. Bu ifade evrimin iki şekilde kullanılması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. "Evrim olgusu" ile kastedilen, bilimsel gözlemler ve deneyler ile meydana geldiği görülmüş olan, biyolojik organizma topluluklarındaki değişimlerdir. "Evrim teorisi" ile kastedilen ise bu değişimlerin nasıl meydana geldiğinin günümüzdeki bilimsel açıklaması olan modern evrimsel sentezdir. Bu terimlerin yanlış kullanılması ve yanlış anlaşılması, evrim teorisinin doğruluğuna karşı çıkan görüşleri temellendirmek için kullanılmıştır.

Bilimsel kuram; iyi kanıtlanmış, sürekli olarak test edilen ve doğrulanan deney ve gözlem ile bilimsel metot aracılığıyla elde edilen, doğanın bazı yönlerinin açıklamasıdır. Tüm bilimsel bilgiler gibi, bilimsel kuramlar doğaları gereği tümevarımsaldır, tahmin edilebilir gücü ve açıklayıcı kuvveti amaçlar. Bilimsel bir kuramın gücü, açıklayabildiği durumların çeşitliliği, anlaşılabilirliği ve kolaylığı ile ilişkilidir. Yeni bilimsel kanıtlar elde edildikçe, yeni bulgulara uymaması durumda, bilimsel bir kuram reddedilebilir ya da değiştirilebilir. Böyle durumlarda, daha doğru bir kuram benimsenir. Bazı durumlarda, doğruluğu kesin olmayan, değiştirilmemiş bir bilimsel kuram, özel bazı durumlara benzerliği açısından kullanışlı ise yine de kuram olarak ele alınır. Bilimsel kuramlar test edilebilir ve yanlış/çürütülebilir tahminler üretebilirler. Bilimsel kuramlar doğal olaylardan sorumlu bazı nedensel elementleri açıklarlar ve fiziksel evrenin yönleri ile elektrik, kimya, astronomi gibi özel araştırma alanlarını tahmin etmek ve açıklamak için kullanılırlar. Bilim insanları kuramları, teknolojiyi geliştirmek ve hastalıklara çare bulmak gibi amaçlar dışında, daha sonraki bilimsel bilgiler için temel olarak da kullanırlar. Bilimsel kuramlar, bilimsel bilginin en güvenilir, en kesin ve kapsamlı formudur. Bu, varsayım, hipotez ya da tahmin anlamlarına gelebilen kuram kelimesinin genel kullanımından büyük ölçüde farklıdır.

Fizik yasası ya da bilim yasası, belirli şartlar altında her zaman olan olayları belirli gerçeklerle ve uygulanabilir olaylarla açıklamaktır. Fizik yasaları, bilim insanları tarafından kanıtlanmış ve tüm evren için geçerli olan, yıllar boyu yapılan gözlemlere ve deneylere dayanarak çıkarılan sonuçlardır. Bilimin amacı çevremizdeki olayları özetleyip tanımlamaktır. Bu, bilim camiasındaki herkesin kabul ettiği bir görüş değildir.

<span class="mw-page-title-main">Görelilik teorisi</span> zamanın göreceli olduğunu söyleyen teori

Görelilik teorisi, Albert Einstein'ın çalışmaları sonucu önerilen ve yayınlanan, özel görelilik ve genel görelilik adlarında birbirleriyle ilişkili iki teorisini kapsar. Özel görelilik, yer çekiminin yokluğunda tüm fiziksel fenomenler için geçerlidir. Genel görelilik, yer çekimi yasasını ve bu yasanın diğer doğa kuvvetleri ile ilişkisini açıklar. Astronomi de dahil olmak üzere kozmolojik ve astrofiziksel alem için geçerlidir.

Olgu, var olduğu, doğru olduğu veya gerçekleştiği kabul edilen şeydir. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat olarak da tanımlanabilir. Bir gerçeğin geçerliliğini sınamanın en yaygın yolu doğrulanabilirlik testidir; yani, deney yoluyla gösterilip gösterilemeyeceğidir. Gerçekleri kontrol etmek için genellikle standart referans kaynakları kullanılır. Bilimsel gerçek, dikkatli gözlemler veya ölçümler yoluyla doğrulanmış olgulardır.

<span class="mw-page-title-main">Yanlışlanabilirlik</span> Bir önermenin yanlışlığının kanıtlanabilme ihtimali

Bir önerme, hipotez ya da teori; özünde yanlış olduğunun kanıtlanabilme ihtimali varsa; yanlışlanabilirdir. Bir yargıyı geçersiz kılacak herhangi bir gözlem yapmak ya da argüman sunmak mümkünse bu yargı yanlışlanabilirdir. Bu anlamda, yanlışlamak ile geçersiz kılmak eş anlamlıdır. Bilimsel bir önerme yanlışlanabilme özelliği barındırır. Yanlışlanabilirlik ilkesi, bilim ile bilim dışı olanı, bilgi ile inancı ayırmak için kullanılır.

Bilimsel gerçekçilik, bilim tarafından tanımlanan evrenin, nasıl yorumlanabileceğine bakmaksızın gerçek olduğunu savunan görüştür. Bilimsel gerçekçiliğe inanan bir kişi, bilimin evrendeki hem fiziksel hem de metafiziksel gerçekleri bulmak için kullanılabileceği yönündeki görüşleri nedeniyle, evrenin bilim tarafından tanımlandığı şekliyle doğru olduğunu kabul etmektedir.