İçeriğe atla

Temyiz

Temyiz, ayırt etme, seçme, ayırma; hukukta, doğruyu yanlıştan ayıran kuruldur.

Bir mahkeme hükmüyle bu hükmün dayandığı muhakemenin hukuki bakımdan, yüksek mahkemede (Yargıtay, Askerî Yargıtay, Danıştay) bir defa daha tetkiki imkânını sağlayan kanun yoludur. Türkiye'de bölge adliye mahkemelerinin görevi başladığı tarih olan 20.07.2016 öncesinde ceza işlerinde; 15 sene ve daha yukarı hürriyeti bağlayıcı cezaları içeren hükümler, hiçbir harç ve masrafa tabi olmaksızın Temyiz Mahkemesince resen tetkik olunuyordu, ancak bölge adliye mahkemelerinin açılıp, istinaf incelemesinin başlaması ile bu durum değişti ve artık ceza işlerinde 15 sene ve daha yukarı hürriyeti bağlayıcı cezaları içeren hükümler Temyiz Mahkemesince değil, İstinaf Mahkemesince resen tetkik olunmaktadır, istinaf incelemesinden geçen 15 sene ve üzeri hapis cezalarını içeren hükümler, talep olmadığı takdirde resen temyiz incelemesine tabi tutulmamaktadır. Diğer hükümler ancak tarafların, kanuni süresi içinde müracaatları hâlinde Yargıtay'ca incelenir. Kanunda yazılı bazı hükümlerin ise temyizi mümkün değildir. İstinaf incelemesinden geçmiş adli para cezaları ile 5 yıl ve altındaki hapis cezaları istinaf sonrası kesinleşmekte, bu kararlar için temyiz imkanı bulunmamaktadır (bazı terör suçlarıyla ilgili verilen cezalar hariç).

Temyiz sebebi, kanun ve usul esaslarına aykırı olmasıdır. Bunun anlamı şudur: Her davanın dayandığı iki temel öge vardır. Bunlar dava sebebi olarak adlandırılır. Birinci öge olarak dava sebebi, davaya esas olan maddi olaylardır ve bazen maddi sebep olarak adlandırılır. Türk usul hukuku uygulamasında maddi sebepler, dava dilekçelerinin olaylar, izahat gibi bir başlıkla başlayan bölümlerinde belirtilir. Bir kiracının aylık kira borcunu ödememesi veya bir kişinin eşine karşı şiddet uygulaması, dava sebebi anlamında birer maddi olaydır. Ceza mahkemelerince verilen kararlarla ilgili Temyiz incelemesi ise söz konusu kararın yalnızca hukuki yönüne ilişkin olabilir, ayrıca Temyiz incelemesi sonrasında istinaf incelemesindeki gibi söz konusu karar tamamen ortadan kaldırılarak yeni bir karar verilemez, hukuka aykırı karar bozulur ve tekrar incelenmek üzere ilgili mahkemeye gönderilir.

Davaların dayandığı ikinci öge ise hukuki sebeptir. Maddi sebepten ayrı olarak hukuki sebep, belirtilen maddi olaya uygulanacak hukuk kuralıdır. Kira borcunu ödemeyen kiracıya veya eşine kötü davranan birine ne tür bir müeyyide (yaptırım) uygulanacağını gösteren hukuk kuralları gibi. Bu bir kanun veya yönetmelik maddesi, bir uluslararası anlaşma hükmü veya yüksek mahkeme kararı olabilir.

Tarafların davada ortaya koyduğu dava malzemesi (maddi olaylar ve deliller) ile esasen bu uyuşmazlığı çözmeye yarayan hukuk kuralları bilgisine (hukuki sebepler) sahip olan yargılama makamı, yargı faaliyetini şu şekilde tamamlayacaktır:

1- Tarafların ortaya koyduğu maddi vakıaları ve bunları ispata yarayan delilleri değerlendirecek,
2- Dava konusu hukuki soruna hangi hukuk kuralının uygulanması gerektiğine karar verecektir.

Burada açık bir şekilde kendini ortaya koyan ve yukarıda davanın dayandığı iki temel öge olarak adlandırılan maddi olaylar ve hukuki sebepler ayrımına paralel olarak, dava sonucunda verilen karara karşı başvurulacak kanun yolları da ikiye ayrılmaktadır: İstinaf ve temyiz.

İstinaf, dava adeta yeni baştan ele alınıyormuşçasına, ilk davada ortaya konan delillerin istinaf mahkemesince tekrar incelenmesini sağlayan bir kanun yoludur.
Temyiz, istinaf kanun yolu aşamasından geçmiş ve bir daha istinaf başvuru yolu kapanmış bir karara karşı yapılan ve kararın sadece hukuki sebepler açısından incelenmesini sağlayan kanun yoludur. Yani gerçek anlamıyla temyizde artık deliller incelenmez. Sadece davadaki soruna doğru hukuk kuralının uygulanıp uygulanmadığı kontrol edilir. Bu şekliyle temyiz mahkemesi, davaların bazen içinden çıkılmaz görünen ayrıntılarıyla uğraşmaksızın, hukukun nasıl uygulanması gerektiğini gösteren, içtihat (hukuki kişisel karar) oluşturan bir mahkeme durumundadır.

Yukarıda "Temyiz sebebi, hükmün sadece, kanun ve usul esaslarına aykırı olmasıdır" diye ifade edilen kanun hükmü de buna işaret etmekte ve bir anlamda temyiz merciinin yetkisini sınırlamaktadır.

Fakat Türk hukuk sisteminde, Cumhuriyetin kabulü sonrası yeni kurulan adli teşkilat içerisinde, istinaf görevini yapacak mahkemeler erken yıllarda kanunda öngörülmüş olmasına rağmen, hiçbir zaman hayata geçirilmemiştir. Bu yüzden temyiz mercii olarak Yargıtay, bu boşluğu doldurmak zorunda kalmıştır. Yıllardır olduğu gibi bugün de Yargıtay, temyiz olunan kararları hem bir istinaf mahkemesi hem de bir temyiz mahkemesi olarak incelemektedir. 2005 yılında yürürlüğe giren Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun ise, istinaf mahkemelerinin kurulması için kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren en geç 2 yıllık bir süre öngörmüş bulunmaktadır. Kanun 01.06.2005 yılında yürürlüğe girmiştir.

Temyiz Mahkemesi, yapılan tetkik sonucu, hükmün bozulmasına veya tasdikine (onanmasına) karar verir. Bu şekilde verilen kararlar muhtelif konularda Temyiz Mahkemesinin görüşü kesinlik ve bir noktada sabitlik kazanır, Yargıtay'daki muhtelif daireler arasında ortaya çıkan hüküm uyuşmazlıklarını Yargıtay Genel Kurulu bir çözüme bağlar. Bu kararlara İçtihadı Birleştirme Kararları denir. Alt mahkemeler, Temyiz Mahkemesinin yerleşmiş olan içtihatlarına bağlı olarak kararlarını vermek mecburiyetindedirler. Yani bu kararlar, alt mahkemeleri bir kanun gibi bağlarlar. Bu yüzden İçtihadı Birleştirme Kararları hukukun kaynaklarından biri olarak kabul edilmektedir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yargıtay (Türkiye)</span> Türkiyenin adli yargı organı

Yargıtay ya da Temyiz Mahkemesi, Türkiye'nin dört yüksek yargı organından birisidir. Adli yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir.

<span class="mw-page-title-main">Yargı</span> hukuku yorumlayan ve uygulayan mahkemeler sistemi

Yargı, yasal anlaşmazlıkları/uyuşmazlıkları karara bağlayan ve yasal davalarda yasayı yorumlayan, savunan ve uygulayan mahkemeler sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Mahkeme</span>

Mahkeme, taraflar arasındaki hukukî anlaşmazlıkları (davaları) hukukun üstünlüğüne uygun olarak sivil ya da askerî, adlî veya idarî konularda adaleti sağlamak üzere yetkilendirilmiş, toplum yapısına ve kültüre göre değişiklikler gösterebilen bir yargılama formudur. Mahkemeler genellikle bir devlet kurumu şeklinde teşkilatlanır. Hem ortak hukuk, hem de medeni hukuk sistemlerinde mahkemeler, uyuşmazlıkların çözümü için merkezi araçlardır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi</span> Türkiyedeki en yüksek yargısal devlet organı

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi (AYM), Türkiye'de anayasal denetimi yürüten en yüksek yargı organıdır. Kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Görevleri, Türkiye Anayasası'nın 148. ve 153. maddeleri arasında belirtilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Danıştay (Türkiye)</span> Türkiyenin idari yargı organı

Danıştay; Türkiye'nin idari yargı organıdır. İdari davaların bakıldığı mercidir. Aldığı kararlara yürütme uymak zorundadır.

<span class="mw-page-title-main">Delil</span>

Delil hukuki işlemlerde bir şeyi teyit etmeye yönelik kullanılan ipuçlarıdır. Bu ipuçları, karara varılırken hangi ispatların dikkate alınması veya hangilerinin dikkate alınmaması gerektiğini belirler. Deliller belgesel delil, maddi delil, dijital delil, aklayıcı delil, suçlayıcı delil, uydurma delil türlerinde olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Savcı</span> İddia makamı olarak adalete hizmet eden kişi

Savcı, ceza yargılamasında iddia makamı olarak adalete hizmet eden kişidir. Savcılık ceza muhakemesinde iddia görevini yaparak devlet adına ceza davası açan makamdır. Bu makamdaki yetkiliye savcı adı verilmiştir. Özetle savcı, suç haberinin kendisine ulaşmasıyla birlikte devlet adına araştırma ve soruşturma faaliyetinde bulunmak, kamu davasının açılmasını gerektiren şartlar oluştuğunda dava açmak ve yürütmek, mahkemelerin verdiği kararları yerine getirmek ve kanunla kendisine verilen diğer görevleri yapmak durumunda olan ve yargı organı içinde yer alan kamu görevlisi olarak tanımlanabilir.

Bir davanın taraflarının, dava sonucunda verilen ve yanlış olduğunu düşündükleri kararın değiştirilmesi veya düzeltilmesi için, bir üst mahkemeye başvurmalarıdır.
Çoğunlukla kanun yolları temyiz ve istinaf olarak iki tanedir.
Türk hukuk sisteminde, adli yargı alanındaki mahkemelerin verdiği kararlara karşı başvurulan kanun yolu temyizdir. Temyiz edilen kararlar Yargıtay tarafından incelenir ve karara bağlanır.
İdari yargıda idare mahkemelerinin verdiği kararlara karşı da temyiz mümkündür. Bu durumda temyiz mercii Danıştay'dır. Ayrıca bazı durumlarda bir idare mahkemesinin verdiği karara karşı bölge idare mahkemesinde itiraz etme hakkı bulunmaktadır.

Devlet güvenlik mahkemesi, Türkiye'de "cumhuriyeti ve devletin iç ya da dış güvenliğini ilgilendiren" davalara bakan bir tür mahkemeydi. Türk hukuk sistemine 1961 Anayasası'na 1973 yılında eklenen bir maddeyle girmiş, 1982 Anayasası'nda yeniden getirilmişti. Yapılan değişiklikle bu türden davalar, belirli ağır ceza mahkemelerinin görev alanına girdi.

<span class="mw-page-title-main">Uyuşmazlık Mahkemesi</span> Türkiyedeki yargı yolu uyuşmazlıklarını çözmekle görevli yüksek mahkeme

Uyuşmazlık Mahkemesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda düzenlenen bir yüksek mahkemedir. 1945'te kurulan mahkemenin temel görevi, adli ve idari yargı organları arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmektir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de yargı teşkilatı</span>

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesi uyarınca “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.” Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun içinde yer alan bazı belirleyici hükümler haricinde tüm yargı teşkilatının görev ve yetkisini belirleyen kapsayıcı ve genel bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi durumda hangi mahkemenin yetkili olacağı çeşitli kanunlarda dağınık ve sistematikten uzak bir biçimde yer aldığından mevcut mevzuat konuya genel bir bakış sağlamaktan uzak bir görüntü sunmaktadır.

Türkiye'deki sulh hukuk mahkemeleri, Türkiye'de adli yargı kolunun içinde yer alan hukuk mahkemelerinden biridir. Asliye hukuk mahkemeleriyle birlikte temel hukuk mahkemelerini oluştururlar. Her iki hukuk mahkemesi de bulundukları il veya ilçenin adı ile adlandırılır.

Türkiye'deki sulh ceza mahkemeleri, Türkiye'de adli yargı kolunun içinde yer alan ceza mahkemelerinden biridir. Bulundukları il veya ilçenin adı ile adlandırılır. İhtiyaç sayısına göre birden fazla kurularak numaralandırılabilirler. Tek hakimli mahkemelerdendir.

Türkiye'deki asliye ceza mahkemeleri, Türkiye'de adli yargı kolunun içinde yer alan ceza mahkemelerinden biridir. Bulundukları il veya ilçenin adı ile adlandırılır. İhtiyaç sayısına göre birden fazla kurularak numaralandırılabilirler. Tek hakimli mahkemelerdendir. Duruşmalarda zabıt katibi ve cumhuriyet savcısının bulunmaları şarttır.

<span class="mw-page-title-main">Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin devlet yapısı</span>

Kuzey Kıbrıs'ın devlet yapısı, Kuzey Kıbrıs cumhuriyetle yönetilmekte olup yarı başkanlık sistemi bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı aynı zamanda devlet başkanı, başbakan ise hükûmetin başkanıdır. Çok partili sistem uygulanmaktadır. Yürütme yetkisi hükûmetin elindedir. Yasama yetkisi ise hükûmetle beraber Cumhuriyet Meclisi'ne aittir.

Medeni usûl hukuku, özel hukuk yargılama usulünü konu alan hukuk dalıdır. Çekişmeli ve çekişmesiz yargı şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Çekişmeli yargının konusu davadır. Çekişmesiz yargı ise genel anlamda taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan, kişinin daha çok malvarlığı ve şahısvarlığına etki eden işleri konu edinen bir yargılama türüdür.

Gezi Parkı davası, 28 Mayıs - 30 Ağustos 2013 tarihleri arasında gerçekleşen Gezi Parkı olaylarını organize ettikleri iddiası ile 16 kişinin yargılandığı davadır.

<span class="mw-page-title-main">Suriye yargı sistemi</span> Suriyenin yargı sistemi

Suriye'nin yargı sistemi Osmanlı, Fransız ve İslam hukukunun bir sentezidir. Medeni, ticari ve ceza kanunları öncelikle Fransız hukuk uygulamalarına dayanmaktadır. 1949'da ilan edilen bu kanunlar, bedeviler ve dini azınlıklar arasında örf ve adet hukukunun uygulanmasını sınırlamak için onaylanmış özel hükümlere sahiptir. İslam dini mahkemeleri ülkenin bazı bölgelerinde işlemeye devam ediyor, ancak yargı yetkisi evlilik, boşanma, babalık, çocukların velayeti ve miras gibi kişisel statü meseleleriyle sınırlı. Bununla birlikte, 1955'te kişisel statünün birçok yönüne ilişkin bir kişisel kod geliştirildi. Bu kanun, kadının statüsünü iyileştirerek ve miras kanunlarını netleştirerek şeriatı değiştirdi ve modernize etti.

Yunanistan'ın yargı sistemi, ülkenin anayasal olarak kurulmuş mahkeme sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan Yüksek Mahkemesi</span>

Azerbaycan Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi Azerbaycan'ın üç kademeli yargı sisteminin en yüksek yargı mercii ve son temyiz merciidir. Azerbaycan Anayasasının 131. maddesi ve Mahkemeler ve Hakimler Kanununun 77. maddesi uyarınca kurulmuştur.