İçeriğe atla

Temren

Temren okun ya da kargının (benzeri fırlatma kullanımlı silahların) ucundaki özel, delici parçadır.[1]

İlk fırlatma kullanımlı silahlarda temren, silahtan ayrı bir parça değildi. Yalnızca ahşabın ucu sivriltilirdi. Fakat silah olarak kullanılan aracın mümkün olduğunca hafif, temreninse güçlü olması gerektiği için temrenle silahtan farklı maddelerden yapma ihtiyacı ortaya çıktı.

Kullanım alanlarına göre temrenler

Ortaçağ Avrupasında kullanılmış temren çeşitlerinden örnekler
  • Yumuşak uç: Savaşta değil, oyunda veya takbikatta kullanılırdı. Temren kauçuk gibi yumuşak bir maddeden yapılırdı ve vurulan hedefe zarar vermezdi.
  • Kemik uç: İlkel kabileler tarafından sıklıkla kullanılırdı. Hafif ve ucuz olduğu için Orta Çağ'da bile kullanıldığı oldu. Ancak zırhın kullanımı, kemiği etkisiz hale getirdi.
  • Bakır uç: Bakır ya da kalitesiz demir, kemikten daha güçlüydü, ancak daha ağırdı. Yine de bakır temrenli ok, demir temrenliden daha hafiftir. Uzak hedefleri vurmada tercih edilirdi.
  • Ağır demir: Demir, temrende kullanılan en ağır malzemedir. Kaliteli demirden yapılmış temren, sağlam bir yayla fırlatıldığında zırh ve kalkan delebilirdi. Ancak ağır oluşu nedeniyle uzak hedeflere yetişemezdi. Ayrıca pahalıydı.
  • Kancalı uç: Temrenin sivri ucunun aksi yönde (oku atana doğru) çıkıntılar eklenmesiyle elde edilirdi. Amaç, ok hedefin vücuduna saplandığında çıkarılmasını engellemekti. Kurban oku çıkarmak isterse, ters çıkıntılar derisini parçalayacağı için ölümcül bir silahtı.
  • Çavuş oku: Çavuş okunun temreni kemikten veya hafif metalden yapılırdı. Üzerine havanın geçeceği delikler açılırdı. Ok havada uçarken ıslık benzeri tiz sesler çıkarması sağlanırdı. Muharebe sırasında savaşın yön tayini veya okçu birliklerinin sese yönelerek ateş etmesi için kimi zaman bir yöneltici, süvari ve keşif birlikleri içinse de çoğu zaman bir işaret oku olarak kullanıldığı olmuştur.
  • Zehirli uç: Temrene zehir tutacak hazneler eklenirdi.
  • Alevli uç: Temren delme amaçlı değildi ve hafif malzemeden yapılıp yanıcı maddelerle sarılırdı.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Türk Dil Kurumu, Sözlük". 20 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2011. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Kemankeşlik; Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılan bir okçuluk sporudur.

Silah veya teçhizat, canlıların diğer canlılara karşı savunma veya saldırı amacıyla kullandığı her türlü araç. Silahlar, bıçak ve kılıç gibi kesici araçlardan, top ve tüfek gibi patlayıcı araçlara kadar çok geniş bir yelpazede yer alırlar.

<span class="mw-page-title-main">Bomba</span> yakıcı ve yıkıcı maddelerle doldurulmuş, türlü büyüklükte patlayıcı

Bomba, içi patlayıcı ve yanıcı maddeyle dolu, bir ateşleme düzeneğiyle donatılmış, çeşitli şekillerde bulunan yok edici patlayıcı silah. Son derece ani ve şiddetli bir enerji salınımı sağlamak için patlayıcı bir kimyasalın ekzotermik reaksiyonunu kullanır. Patlamalar, esas olarak, zeminden ve atmosferden iletilen mekanik stres, basınçla yönlendirilen mermilerin çarpması ve nüfuz etmesi, basınç hasarı, şarapneller ve patlamanın oluşturduğu etkiler yoluyla hasar verir. Sözcük, Latince bombus'tan gelir. Yunanca βόμβος romanlaştırılmış bombos'tan gelir, 'patlayan' ve 'uğultu' anlamlarına gelen onomatopoetik bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Yay (silah)</span> kol kuvveti ile gerilip atılan, delici uzun menzilli savaş aleti

Yay, kirişi kol kuvvetiyle gerilip salıverildiğinde oku kontrollü bir şekilde çok uzaklardaki hedefe saplayabilen bir savaş, av ve okculuk sporu aletidir. Kavs veya kabza da denir.

<span class="mw-page-title-main">Füze</span> çeşitli güdüm sistemleri ile hedefe yönelen karmaşık silah sistemi

Füze, genellikle bir sevk maddesi, jet motoru veya roket motoruyla desteklenen, kendi kendine hareket edebilen, havada giden menzilli bir silahtır.

Ateşli silahlar, barut gazının itici gücüyle mermi atan bütün silahların genel adıdır. Ateşli silah denince, genellikle bir kişi tarafından taşınabilen küçük çaplı silahlar akla gelse de ateşli silahlar kategorisi; büyük toplardan tüfeklere, av tüfeğine ve tabancaya kadar her türde ve boyuttaki silahları kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Kundağı motorlu topçu sistemi</span> Başka bir aracın çekişine ihtiyaç duymadan kendi başına hareket edebilen toplara denir

Kundak Motorlu Topçu Sistemi (KMT) tekerlekli veya paletli bir şase üzerinde başka bir aracın çekme gücüne gereksinim duymadan manevra kabiliyeti olan topa denir. Bu terim hem kundağı motorlu obüsler hem de roket atan platformları kapsar. Bu araçları yüksek hareket kabiliyetine sahip genellikle paletli, üzerlerinde obüs, havan, roket veya güdümlü füze taşıyan araçlardır. Bu silahlar çatışma bölgesine uzun menzilli dolaylı ateş gücü sağlarlar.

<span class="mw-page-title-main">Tank</span> Ateş gücü ve mobilitesi yüksek, ağır zırhlı araç

Tank; ana görevi doğrudan ateş gücü kullanımıyla düşman kuvvetlerine saldırmak olan, paletli ve zırhlı savaş aracı veya bu araçlardan oluşan birlikleri kapsayan askeri sınıf. Tankı diğer savaş araçlarından ayıran özellikleri ağır bir zırha, yüksek ateş gücüne ve her türlü arazide hızlı gidecek şekilde tasarlanmış sürüş takımlarına sahip olmasıdır. Her ne kadar masraflı ve lojistik açıdan çaba gerektiren araçlar olsa da, yer hedeflerine saldırma yeteneği ve piyadelerin moralini çökertmesi nedeniyle modern orduların vazgeçilmez unsurlarındandır.

<span class="mw-page-title-main">Mızrak</span> Fırlatma veya saplama vasıtasıyla kullanılan uzun şaftlı ve sivri başlı eski savaş silahı

Mızrak; tahta saplı, sivri uçlu, avcılıkta ve savaşta kullanılan antik bir silahtır. Ucundaki sivriltilmiş sert uç, tahta sapa eklenmiştir. En sık görülen mızrak başı bıçak şeklindedir. Uzun ince silahlar arasında en yaygını mızraktır ve uzun mızrak, kargı, teber gibi silahların da atası olarak nitelendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Süvari</span> At sırtında savaşan birlikler

Süvari, tekil bir atlı asker veya bu atlı askerlerin oluşturduğu birlikleri kapsayan askerî sınıf. Geçmişte daha çok ani baskınlarda ve vurucu saldırılarda kullanılırdı. Sözcüğün kökeni Farsça سوار suvâr = at kelimesinden gelir.

<span class="mw-page-title-main">Ağır silah</span>

Ağır silahlar; hafif silahlardan ve piyade silahlarından daha büyük çaplı, mürettebat tarafından kullanılan büyük top, obüs ve roketatar gibi modern savaş silahlarına verilen ad.

<span class="mw-page-title-main">Güdümlü tanksavar füzesi</span> tankları imha etmek için üretilen güdümlü füze sınıfında bir silah

Güdümlü tanksavar füzesi tankların imhası amacıyla üretilen güdümlü füze sınıfında bir silahtır. Bu füze ya da silahların ana görevi ağır zırhlı tank veya zırhlı savaş araçlarını vurmak ve yok etmektir.

İzabe, maden cevherinin metal içeriğini yüksek sıcaklıkta indirgenme tepkimesi yardımıyla cevherin geri kalanından ayırma süreci. Pirometalurjinin yöntemlerinden biridir. Kimi metal oksitlerin indirgenmesi için yüksek sıcaklık yeterliyken pek çoğu için süreçte ısının yanında indirgeyici madde kullanılması da gerekir. Karbon genellikle kullanılan indirgeyicilerdendir.

<span class="mw-page-title-main">Makineli silah</span>

Makineli silah, tam otomatik ve/veya portatif silahtır, genellikle şarjör, mermi kayışı veya büyük kapasiteli magazinlerden mermi alarak ve yine genellikle dakikada birkaç yüz mermi atma oranıyla tasarlanmışlardır. İlk makineli tüfekler bir el kolunun çevrilmesi gibi, manuel olarak kullanılıyordu. Birleşik Devletler kanunlarında terim olarak, özellik kullanılmamak suretiyle tam otomatik silahları tanımlar, örneğin medya haberlerinde veya yasal kodlarda.

<span class="mw-page-title-main">Türk okçuluğu</span>

Türk okçuluğu, Türklerde okçuluğun ve özellikle atlı okçuluğun önemi tarih öncesi zamanlara kadar uzanır. Yaklaşık MÖ 5000'den itibaren Altay ve Tanrı Dağları çevresinde ortaya çıkan, daha sonra da İç Asya’ya tamamen egemen olan "Atlı Bozkır Kültüründe" atlara ve okçuluğa büyük önem verilmektedir. Tarihteki Türk atlı okçuları, dört nala giderken eyer üstünde dönüp arkaya ok atarak hedefe tam isabet ettirme ustalıklarıyla tanınmışlardır. Uluslararası literatürde "Part Vuruşu" olarak isimlendirilen at üzerinde geriye doğru yapılan ok atışının en başarılı ve en ünlü uygulayıcıları Türkler olmuşlardır. Türk kahramanı Tarkanların tolgalarına şahin tüyü takma hakkı yalnızca Part atışını başarılı bir şekilde uygulayabilenlerine verilmiştir. Vur-kaç, sahte geri çekilme ve düşmanın etrafını sarma gibi taktikler Türk atlı okçularının kullandığı ve birçok zaferde kilit rol oynayan taktiklerdir. Türk destanlarından Oğuz Kağan Destanı'nda ok ve yay, sembolik anlamlarla yer almaktadır. Türk kültürünün geçmişinde okçuluk geniş bir alanda öneme sahip olmuştur. Orta Asya'da geçim kaynağı ve askerî tatbikat niteliği olan sürek avları, Türk atlı okçuluğunun gelişmesini sağlamış; Türkler bu becerilerini Orta Asya'dan Anadolu'ya taşımışlardır. Savaşçılık, avcılık, sporculuk gibi alanların dışında sosyal alanda da okçuluk önem teşkil etmiştir. Örneğin askeri bayramlarda, dinsel törenlerde çeşitli sportif okçuluk yarışmaları toplumsal hayatta yer almıştır. Avrasya coğrafyasında göçebe yaşayan Türklerin ok ve yay yapımında kullanılan özel malzeme ve teknikleri gizli bir şekilde usta-çırak yoluyla nesilden nesle aktarması, teknolojik fark sayesinde yerleşik halklara karşı Türklere üstünlük sağlamış ve silah üreticisiyle ailesine sosyal yaşamda seçkinlik kazandırmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Plaka zırh</span>

Plaka zırh veya levha zırh, demir veya çelikten dövülen, tarihî bir kişisel zırh çeşidi. Roma dönemindeki lorica segmentata gibi erken dönem örnekleri bulunsa da; bütün plaka zırh, Avrupa'da Geç Dönem Orta Çağ zamanı, özellikle 13. yüzyıldan beri zincir zırh üzerine giyilen levha ceketler sonucu, Yüz Yıl Savaşı bağlamında gelişmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Zincir zırh</span> Zırh biçimi

Zincir zırh ya da örme zırh, küçük metal halkaların birbirine bağlanarak örgü şekli verilmesiyle oluşmuş bir çeşit zırhtır.

<span class="mw-page-title-main">El incesi cevizi</span>

El incesi cevizi, halatın ucundaki kollar ayrıştırılmadan yapılan, ceviz görünümlü, amacına hizmet edecek yuvarlak bir nesneyi de içine hapsederek yapılan bir düğümdür.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı silahları</span>

Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri kuvvetleri yüzyıllar boyunca çeşitli silahlar kullandı. Topkapı Sarayı'nın cephaneliğinde seçkin eşyaların bulunduğu geniş bir koleksiyon vardır.

<span class="mw-page-title-main">Vücut zırhı</span>

Vücut zırhı ya da basitçe zırh veya cebe, vücudu saldırılara karşı korumak için giyilen koruyucu giysidir. Zırh savaşçılar tarafından giyilebileceği gibi binekleri de koruyabilirdi. Zırhlar bu vazifeyi silahların veya fırlatılan cisimlerin etkisini saptırarak veya emerek yerine getirir.