Elektromanyetik tayf veya elektromanyetik spektrum (EMS), evrenin herhangi bir yerinde fizik kurallarınca mümkün kılınan tüm elektromanyetik radyasyonu ve farklı ışınım türevlerinin dalga boyları veya frekanslarına göre bu tayftaki rölatif yerlerini ifade eden ölçüt. Herhangi bir cismin elektromanyetik tayfı veya spektrumu, o cisim tarafından çevresine yayılan karakteristik net elektromanyetik radyasyonu tabir eder.

Telekomünikasyon, iki ya da daha fazla kişinin teknolojiyi kullanarak bilgi alışverişinde bulunmasına denir. Haberleşme teknolojisi kanalları kullanarak ve fiziksel yollarla ya da elektromanyetik dalgaların bir formu olarak bilgileri iletir. Elektrik sinyalleri buna örnek olarak verilebilir. Telekomünikasyon topluluk adı olarak isimlendirilebilir çünkü birçok farklı teknolojiyi içinde barındırmaktadır.

Telefon, birbirinden uzak yerlerde bulunan kişiler ve düzenekler arasında bilgi alışverişini sağlayan elektrikli ses alıp verme aygıtıdır. Telefonun çalışmasında ana ilke ağızdan çıkan ses dalgalarının önce elektrik sinyallerine çevrilmesi ve bu sinyallerin çeşitli gönderme yöntemleriyle uzağa iletilmesinden sonra, bu defa da elektrik sinyallerinin yeniden kulakla duyulabilecek ses dalgalarına çevrilmesidir.

Heinrich Rudolf Hertz, Alman fizikçidir.

Mazer ya da maser, atomların, dışarıdan uyarılması neticesinde dışarıya salınan radyasyon yardımı ile elde edilen, genliği yükseltilmiş elektromanyetik dalga. Mazer, önceleri ilk mazerin mikrodalga frekansında çalışması sebebiyle İngilizce cümlesindeki kelimelerin baş harflerinin alınmasından türetilmiştir. Bugünse işitme frekansından itibaren, görünen ve morötesi frekanslı elektromanyetik bölgelerde dahi aynı prensip tatbik edildiğinden mazer, Molecular amplification by Stimulated Emission of Radiation olarak tarif edilmektedir. Mazer, uyarılmış radyasyon yayılımıyla mikrodalga veya moleküler dalga kuvvetlendirilmesi demektir. Cihaz, hassas olarak tayin edilmiş frekansta mikrodalga osilasyonları (titreşimleri) ve düşük gürültü seviyeli amplifikasyon (kuvvetlendirme) elde etmeyi sağlar. Bu maksatla atomların ve moleküllerin iç enerjisinden faydalanan bir amplifikatör ve osilatör grubu kullanılır. Aletin çalışmasının temel prensibi olan uyarılmış emisyon, uyarılmış haldeki bir atoma, dışarıdan eşit enerjili bir fotonun çarpması sonucu atomun aynı özellikli bir foton yayması şeklinde meydana gelir. Böylece atoma çarpan foton veya dalgalar çarptıkları uyarılmış atomlar tarafından yayılan fotonlarla kuvvetlenir. Bir mazer, gaz veya katı halde aktif bir ortamdan ibarettir. Sistem çeşitli frekanslar halinde elektromanyetik bir radyasyona maruz bırakılır. İçerideki atomların çoğu bu tesirle yüksek enerjili (uyarılmış) hale gelir. Böylece uyarılmış bir frekans meydana gelir. Aktif ortam, rezonans sağlayan bir boşlukla çevrili olduğundan, tek bir çıkış frekansına eşdeğer osilasyon modlu paralel dalgalar meydana gelir. Çok fazla çeşitli, koherent ve tek renk ışık elde etmek amacıyla oluşturulan optik düzenekler mazerdir. Bunların optik frekanslarda çalışanlarına optik mazer veya lazer adı verilir. Birkaç milimetreden daha uzun dalga boyları için rezonatör olarak metal bir kutu kullanılır.Bu kutunun boyutu titreşim modlarından yalnızca biri atomların yaymış oldukları ışınımların frekanslarıyla çalışacak biçimde belirlenir, kutuda yalnızca bir ses frekansında rezonansa uğramış gibi belirli bir mikro dalga frekansında rezonansa gelir.

Birinci Marconi Markizi Guglielmo Marconi, İtalyan mucit ve elektrik mühendisidir. Uzun mesafeli radyo iletişimi, Marconi yasası, telsiz telgraf sistemi üzerine yaptığı çalışmalarıyla ünlüdür. Marconi, radyonun mucidi olarak bilinir ve kablosuz telgrafın gelişimine katkılarından ötürü Karl Ferdinand Braun ile 1909 Nobel Fizik Ödülü'nü paylaşmıştır. Girişimci, iş insanı ve daha sonra Marconi Şirketi adını alan ve 1897 yılında İngiltere'de kurulan "The Wireless Telegraph&SignalCompany"nin kurucusu olan Marconi, kendinden önce gelen fizikçi ve araştırmacıların çalışmalarını kullanarak ve değişiklikler yaparak radyonun ticari bir başarı kazanmasını sağlamıştır. 1929 yılında İtalya kralı Markoni’ye Markiz unvanıyla asalet bahşetmiştir.

Wi-Fi, kişisel bilgisayar, video oyunu konsolları, dijital ses oynatıcıları ve akıllı telefonlar gibi cihazların kablosuz olarak birbirlerine bağlanmasını sağlayan teknolojidir.

Elektronikte antenler, boşluktaki elektromanyetik dalgaları toplayarak bu dalgaların iletim hatları içerisinde yayılmasını sağlayan veya iletim hatlarından gelen sinyalleri boşluğa dalga olarak yayan cihazlardır. Antenlerde enerjinin iletimi ve alınması anteni oluşturan metal iletkenlerin uygulanan elektrik akımı ile yüklenmesi ile gerçekleşir. Alıcı antene eşlenen güç sinyalin arttırılması için bir amplifikatöre iletilebilir. Antenler radyo, telsiz ve benzeri kablosuz iletişim cihazlarının temel elemanlarındandır.

Radyo dalgaları, radyo frekansı ile gerçekleşen elektromanyetik dalgalardır. Tel gibi somut bağlantılar kullanmadan, atmosfer içerisinde veri taşınmasına olanak tanırlar. Radyo dalgalarını diğer elektromanyetik dalgalardan ayıran özellikleri görece uzun dalgaboylarıdır.

Radyolink iki nokta arasında elektromanyetik dalgalarla iletişim için kurulan düzenektir. Bu düzenekle sadece iki nokta arasında iletişim sağlanır. Yani radyo ve televizyon vericilerinin aksine yapılan yayın dar bir koridor içinde yönlendirilmiş yayındır ve bu dar koridor dışında izlenemez. Düzenek genellikle telefon santralleri arasında veya radyo televizyon stüdyoları ile radyo televizyon vericileri arasında kurulur.
500 kHz, 20. yüzyılın başlarından itibaren, mors sinyalleriyle yapılan deniz haberleşmesinde Uluslararası Çağrı ve Tehlike Frekansı olarak kullanılan frekans. Bütün dünyada sahil güvenlik hizmeti veren kurumlar ile deniz haberleşmesi hizmeti sunan sahil telsiz istasyonları bu frekansta dinleme yapmışlardır.

Amatör telsizcilik veya Amatör radyo, dünya üzerinde organize olmuş, hiçbir menfaat gözetmeksizin kendilerine ayrılmış frekans bandlarında ve yapılan sınavlarda başarı göstermiş kişilerce yürütülen amatör bir hobi faaliyetidir. Amatör telsizciler; "radyo amatörü", "Hams" veya "amatör telsizci" olarak isimlendirilir.

Walkie-talkie veya el telsizi elde taşınan portatif alıcı-verici ve telsizlere verilen addır. II. Dünya Savaşı esnasında geliştirilmiş, savaş sonrasında sivil alanlarda da kullanılmaya başlanmıştır. Tipik bir walkie-talkie haricî bir anteni bulunması dışında bir cep telefonunu andırır. Ancak walkie-talkie, diğer telsizlerde olduğu gibi Bas Konuş sistemi ile çalışır, aynı anda hem yayın yapıp hem de yayınlar alınamaz.

iletişim veya haberleşme konusu, yer istasyonları ile hava istasyonları arasındaki radyo/telsiz (radyotelefon) iletişimi ile görsel iletişim usullerini kapsar. Havacılıkta uluslararası olarak standart İngilizce ICAO freyzolojisi kullanılır. Bu nedenle hem uçuş personelinin hem de hava trafik hizmeti birimlerinin, gerek standart ICAO freyzolojisini kullanabilecek, gerekse standart dışı durumlarda düz İngilizce ile iletişim kurabilecek kadar İngilizceye hakim olmaları gerekir.
Amatör telsiz tarihi, radyo iletişiminin başlangıcına dayanmakta olup, basit kablosuz setlerin yapımına dair yayınlanmış talimatlar yirminci yüzyılın başında ortaya çıkmıştır. Radyo amatörleri, bilime, mühendisliğe, sanayiye ve sosyal hizmetlere önemli katkılarda bulunmuşlardır. Amatör telsizciler tarafından yapılan araştırmalarla yeni endüstriler kurulmuş, ekonomiler inşa edilmiş, uluslar güçlendirilmiş ve acil durumlarda pek çok hayat kurtarılmıştır.
Amatör telsiz çevirimi, radyo amatörlerinin ortak bir frekansta bir araya gelmesidir. Çevrimlerin çoğu düzenli bir programda olur. Çevrimler; mesajların iletilebilirliği, ortak bir ilgi konusunun tartışılması, acil veya sıradan konuların görüşülmesi veya sadece bir yoklama toplantısı gibi amaçlarla düzenlenir. Derneklerin, toplulukların veya daha küçük grupların çevrim yapılacak frekansta QRV(dinlemekte olan) olma durumları değerlendirilir.
Amatör telsizcilikte Görüşme ya da Çağrı, iki farklı amatör telsiz istasyonununun arasındaki iletişime, bilgi alışverişine denmektedir. QSO olarak da ifade edilmektedir. En basit haliyle QSO'lar iki radyo operatörünün; çağrı işaretlerini, mevki bilgilerini, anlaşılabilirlik ve sinyal bilgilerini birbirlerine iletmeyi içerir. Görüşme sonrası görüşmeleri belgelemek için geçmişten gelen bir gelenek olan QSL kart değiş-tokuş'u gerçekleşir. Günümüzde e-QSL de görüşmeleri belgelemek için kullanılır.

16.kanal VHF, (156.8 MHz) marine frekans bandındaki 16. kanaldır. Denizciler arasında tehlike, aciliyet, seyir emniyeti ve rutin kanalı olarak uluslarası olarak tahsis edilmiştir. Denizcilerin bu frekansta sürekli dinleme halinde olmaları beklenmektedir. Birbirliyle iletişime giren 2 istasyon 16. kanal üzerinden çağrılarını farklı bir kanala taşır ve 16. kanalı fazla meşgul etmez. 16.Kanalda deniz-kıyı-hava üçgeninde iletişimler gerçekleşebilir.
Uluslararası acil durum frekansı veya Uluslarası tehlike frekansı uluslararası anlaşmalarla acil durum iletişimi için tahsis edilmiş radyo frekanslarıdır.