İçeriğe atla

Telif hakkı

Telif hakkı sembolü

Telif hakkı (İngilizcecopyright), bir kişi ya da kişilerin her türlü fikrî emeği ile meydana getirdiği bilgi, düşünce, sanat eseri ve ürününün kullanılması ve kopyalanması ile ilgili hukuken sağlanan haklardır. Telif hakkının doğması için tescile gerek yoktur.[1] Fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar eserin üretilmesiyle birlikte doğar.[2] Bununla birlikte eser sahibi isterse ülkenin ilgili tescil birimlerinde (mesela Türkiye'de noter ya da Kültür ve Turizm Bakanlığı) isteğe bağlı olarak kayıt tescili yaptırabilir. Telif hakları, genellikle belli bir süre için geçerlidir.

Telif hakkı simgesi, çember içinde bir "C" harfidir, © harfi üzerinde bulunduğu yapanın telif haklarının korunduğunu belirtir ve İngilizce "copyright" kelimesini ifade eder. C sembolü kullanılsın ya da kullanılmasın, orijinal her fikir ve ürün, doğuştan telif haklarına sahiptir.

Telif hakların korunması temel insan haklarından biridir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 27. maddesine göre herkesin yaptığı her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.

Süresi

Telif hakları genellikle belli bir süre için geçerlidir. Ülkelerin kendi kanuni mevzuatlarına bağlı olarak koruma süresi pek çok ülkede eser sahibi yaşadığı süre ve ölümünden itibaren 50-70 yıl süre için geçerlidir (Mesela Türkiye'de 70 yıldır.[3]). Bu süre işin türüne, çalışmanın bir fert ya da şirket tarafından oluşturulup oluşturulmadığına, aleniyet kazanıp kazanmadığına ve diğer bazı değişkenlere bağlı olabilir.

Sınırlamalar

Telif hakları herkese karşı ileri sürülebilirler. Ancak toplum menfaatinin korunması gibi nedenlerle bu mutlak hakka yasalarla çeşitli sınırlamalar getirilebilir. Mutlak hakka getirilen bu sınırlandırmalar; kamu yararı, kamu düzeni, genel ahlak gibi sebeplerle getirilen sınırlamalar ve hususi menfaat (şahsi kullanım vs.) yararına getirilen istisnalardan oluşabilir. Örneğin telif hakkı saklı bir eserin kâr amacı güdülmeksizin, şahsi kullanım amacıyla çoğaltılabilmesi mümkün olabilir.[2]

Telif Hakkı Kapsamındaki Haklar

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca eser sahibi olan kişi telif hakkı kapsamında; manevi ve mali haklara sahiptir. Manevi haklar aşağıdaki şekildedir:

  • Umuma arz etme, yayma.
  • Adın belirtilmesi.
  • Eserde değişiklik yapılması menetme.

Mali haklar aşağıdaki şekildedir:

  • İşleme hakkı.
  • Çoğaltma hakkı.
  • Yayma hakkı.
  • Temsil hakkı.
  • İşaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı.
  • Pay ve takip hakkı.

Bu hakları ihlal edilen telif hakkı yani eser sahibi; hakkına tecavüz eden kişiye karşı tecavüzün önlenmesi, tecavüzün ortadan kaldırılması, tazminat ve ceza davası açılması için gerekli ihbar, şikayet yollarından birine ya da birden fazlasına başvurabilir.[]

Yasal süreç

Telif hakları, tescil edilmeseler dahi yasal koruma altındadır. Yani bir eser yayımlandığı andan itibaren korunması gereken statüye kavuşur. Telif anlaşmazlıklarında bir eseri ilk olarak kimin ürettiğinin tespiti için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bunlardan en meşhuru zaman damgalı elektronik imza ile imzalanmış dokümandır. Yine amatör makale yazarlarının sık başvurduğu bir diğer yöntem ise e-posta göndermek suretiyle kayıt altına almaktır. Bunların yanında toplumdaki tanınmışlığın tespiti şahitler yoluyla da mümkündür. Bir telif hakkı ihlalinde Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun (FSEK) 71. maddesi uyarınca suç duyurusunda bulunulabilir. Buna ilaveten Fikri Haklar Mahkemesinde hukuk davası açmak ve savcılık kanalıyla FSEK ek 4. madde uyarınca erişim engelletmek de mümkündür. FSEK ek 4. madde gereği erişim engelletebilmek için evvela ihtarname çekmek/bildirimde bulunmak gerekmektedir. Bu ihtarda/bildirimde; kopya içerik barındıran kişiye ilgili içeriği kaldırması için 3 günlük mühlet verilmelidir. Ayrıca telif haklarının korumasının bizzat resmî bir kurum tarafından yapılması için müracaatta bulunmak mümkündür.[4]

Tarihçe

İlk yasal düzenlemeler

İngiltere’de 1709'da kabul edilen ve 1710 yılında uygulamaya konan "Kraliçe Anna Kanunu", bir kitabın eser sahibi ve mirasçılarına yayımdan itibaren belirli bir süre ile koruma sağlayan ilk kanundur. Bu yasa, kitap yayıncılarının kitaplarını başkalarının kopyalamasına karşı 14 yıl süreyle koruma sağlamaktaydı. İngiltere'de hakkak ve heykeltıraşların haklarını koruyan 1734 ve 1814 tarihli kanunlar; tiyatro ve musiki eserleri sahiplerinin haklarını koruyan 1882 ve 1888 tarihli kanunlar çıkarıldı, bu kanunların içerikleri 1911 yılında birleştirildi ve 1957 yılında Telif Kanunu halini aldı.[5]

1789'da Fransız İhtilali ile Fransa'da locaların imtiyazları kaldırılmış; eser sahipleri korumadan tamamen yoksun kalmıştı. 1791 ve 1793 yıllarında telif hükümleri içere yasa çalışmaları yapıldı. Bu çalışmalar ile eser sahibinin fikrî mülkiyet hakkının süresi, yaşamı boyunca ve ölümünden sonra 10 yıl süreyle sınırlandırılması belirlenerek düzenlendi. On yıllık koruma süresinden sonra eserin "kamu malı" hâline dönüşmesi sistemi benimsenmiştir.[5] Benzer yasal düzenleme çalışmalarına daha sonra Almanya, İsviçre ve İspanya gibi diğer Avrupa ülkeleri de katıldı. Fransa'da Fransız İhtilali'nin ardından çıkan yasaları 1810, 1854, 1866 tarihlerindeki yasalaşma çalışmaları izledi. Bu çalışmalar mahkeme içtihatları ile birlikte gelişerek 1957 fikir ve sanat eserleri kanunu kabul edildi. Kanun, günümüzde Fikri Mülkiyet Kanunu adın taşır, telif ve sınai mülkiyet haklarını birlikte içerir.

Almanya'da 1837 yılında çıkan Prusya Bilim ve Sanat Eserleri Üzerindeki Mülkiyetin Himayesi Kanunu, 1871 yılında imparatorluk kanunu olarak yasalaştı ve 1965 yılında bugünkü haline yakın düzenlemeye erişti.

ABD'de ilk defa 1672 yılında John Usher adlı bir yazarın, kendi eserini izni olmadan satma ve çoğaltma konusunda yasak getiren özel bir izin sağlamıştı. Bu olay, ABD'de telif hakları konusunda ilk meydana gelen yasal olaydı. Ülkenin bir kısmında 1783, 1786'da Kraliçe Anna Kanunu'nu temel alan telif hakları yasası onaylanıp uygulanmaya başlandı.

Kapsamın yaygınlaşması

18. yüzyılda ortaya çıkan ilk telif kanunları edebî eserleri koruma altına almaya yönelikti. Zamanla müzik ve resim alanında eserlerin telif hakları kapsamında değerlendirilmesi için çalışmalar yapıldı. Çok sonra haritalar, maketler, kabartmalar, oymalar, el yazmaları, bilimsel eserler, mimari eserler, tezhipler bu kapsamda değerlendirildi. 1990'lı yıllardan itibaren n bilgisayar ve bilgisayar programları da sinema eserleri, pandomimalar, koreografilerden sonra eser sayılıp fikrî ürünler olarak koruma altına alınmaya başladı.

Uluslararası Sözleşmeler

Kraliçe Anna Yasası'ndan sonra neredeyse tüm ülkelerin katıldığı uluslararası anlaşmalarla telif hakkı yasalarının dünya çapında bir dereceye kadar uyumlu hâle getirilmiştir.[6] En önemli uluslararası anlaşmalardan biri 1886’da imzalanan Bern Sözleşmesi'dir. Bern Sözleşmesi’nin telif hakkı koruması standartları, yazarın minimum yaşam süresini artı 50 yıl olarak belirlenmiştir. 1886'da sözleşmeyi imzalayan ülkeler Bern Birliğini oluşturmuştur. Sözleşme, 1979'da son hâlini aldı.

Eser türüne göre telif

Kitap ve çeviri

Telif hakları saklı olan kitapların başında veya sonunda "Bütün yayın hakları saklıdır. Kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz." şeklinde bir cümle bulunabilir. Yazarının ölümünün üzerinden telif haklarının geçersiz kılınmasına yetecek kadar süre geçmiş olsa bile eğer yazıldığı dilde değilse çevirmenin çevirisi de bir eser kabul edildiği için telif hakları yayımlayan kuruluşun veya çevirmenin elinde olacaktır.

Kaynakça

  1. ^ "Telif Hakkı Nasıl Korunur?". T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. 3 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2016. 
  2. ^ a b "Telif Haklarının Özellikleri". T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. 20 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2016. 
  3. ^ "Türkiye'de Kaç Yıl Süreyle Korunur?". T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. 30 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2016. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Haziran 2020. 
  5. ^ a b Turan, Metin (2016). "Çağlar Boyu Düşünce Özgürlüğü: Türkiye'de ve Dünyada Telif Haklarının Tarihsel Gelişiminin Değerlendirilmesi". Türk Kütüphaneciliği Dergisi. 3 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2021. 
  6. ^ "2.2 Telif hakkının küresel yönleri". Creative Commons Certificate for Educators, Academic Librarians and GLAM. Erişim tarihi: 3 Kasım 2021. 

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Adil kullanım, ABD Telif Hakları Yasası'nda bulunan, telifli malzemelerin, telif sahibinden izin istenmeden, kısıtlı olarak kullanılmasına imkân veren bir doktrindir.

<span class="mw-page-title-main">Bern Sözleşmesi</span>

Edebiyat ve Sanat Eserlerinin Korunmasına İlişkin Bern Sözleşmesi ya da genellikle bilinen ismiyle Bern Konvansiyonu, telif hakları hakkında uluslararası bir antlaşmadır, ilk defa İsviçre'nin Bern şehrinde 9 Eylül 1886'da imzalanmıştır. Victor Hugo'nun teşvikiyle geliştirilmiş olduğu için, malî koruma amaçlı Anglo-Sakson "copyright" kavramından çok, Fransız "yazar hakları" tarafından etkilenmiştir.

Creative Commons, telif hakları alanında esneklik ve paylaşımı yaygınlaştırmak amacıyla kurulmuş küresel ölçekte bir düşünce hareketi ve kâr amacı gütmeyen bir kuruluştur.

<span class="mw-page-title-main">Dünya Fikrî Mülkiyet Örgütü</span>

Dünya Fikrî Mülkiyet Örgütü, Birleşmiş Milletler'in özelleşmiş 17 örgütünden birisidir. WIPO, "Dünyada fikrî mülkiyet haklarının korunmasını ve yaratıcı etkinliği teşvik etmek amacıyla" 1967 yılında kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Kültür ve Turizm Bakanlığı (Türkiye)</span> Türkiyede bir bakanlık

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak çalışan, kültür ve turizm işlerinden sorumlu olan bakanlık. 16 Nisan 2003 tarih ve 4848 sayılı kanun ile kuruldu. Daha sonra bu kanun lağvedilerek 10 Temmuz 2018 tarihli cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yeniden düzenlendi.

Mülkiyet hakkı, kapitalist ekonomik kurallarının hakim olduğu bölge, sistem veya devletlerde; taşınır (menkul) ya da taşınmaz (gayrimenkul) bir eşya üzerinde hak sahibine kullanma (usus), yararlanma (fructus) ve tasarruf (abusus) yetkisi veren, hukuk düzeninin sınırları içinde kullanılabilen, mutlak ve ayni bir haktır. Mülkiyet hakkına sahip kişi (malik) mülkiyetinde olan nesneyi kullanma, başkalarına devretme, tahrip etme, nesnenin ürünlerinden yararlanma yetkisine sahiptir. Bu hak mutlak nitelikte olduğundan herkese karşı ileri sürülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Kamu malı</span>

Kamu malı, münhasır fikrî mülkiyet haklarının geçerli olmadığı tüm yaratıcı çalışmalardan oluşur. Bu haklar sona ermiş, kaybedilmiş, açıkça feragat edilmiş ya da uygulanamaz hâldedir.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ya da kısaca FSEK, Türkiye'de 5 Aralık 1951 tarihinde kabul edilmiş ve hâlen yürürlükte olan 5846 sayılı kanundur. Resmî Gazete'nin 7981 no.lu sayısında yayımlanarak, 13 Aralık 1951 tarihinde yürürlüğe girdi.

Uluslararası telif hakları hukuku ) uluslararası antlaşmalar aracı ile yaratıcı çalışmanın korunmasını bir ortam üzerinde sabitlenmiş olması koşulu ile otomatik olarak sağlar. Buenos Aires ve Bern Konvansiyonları temel iki uluslararası telif hakkı antlaşmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Özgür Sanat Lisansı</span> Telif feragatı ilkeleri doğrultusunda sanat eserlerinin özgürce dağıtımı, çoğaltımı, değiştirilmesi ve paylaşımını gözeten bir lisanslama modeli

Özgür Sanat Lisansı ; copyleft ilkeleri doğrultusunda sanat eserlerinin özgürce dağıtımı, çoğaltımı, değiştirilmesi ve paylaşımını gözeten bir lisanslama modelidir.

<span class="mw-page-title-main">Tüm hakları saklıdır</span>

Tüm hakları saklıdır veya aynı anlamı taşıyan Her hakkı saklıdır, Her türlü hakkı saklıdır, telif hakkı kapsamında kullanılan telif hakkı uyarısıdır.

Fikrî mülkiyet hukuku, iktisadi değer taşıyan fikrî emek ürünlerini koruyan bir hukuk dalıdır. Fikrî mülkiyet hukuku, telif hakları ve sınai mülkiyet hakları olmak üzere iki ana unsurdan oluşmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Telif hakkı ihlali</span> Telif hakkı bulunan çalışmanın hukuka aykırı şekilde kullanılması

Telif hakkı ihlali, genellikle; telif hakkı eseri oluşturan kişi, atadığı bir yayıncı veya temsilci gibi birisine ait olan çalışmaların, telif hakkı sahibinin özel haklarını ihlal ederek ve izni olmadan kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması ya da izin gerektirecek şekilde görüntülenmesi, bazı çalışmalarda kullanılarak türetilmesi sonucu oluşan hak ihlalidir.

Telif kanunu, telif haklarını düzenleyen kanunlardır. Uluslararası telif hakları için imzalanmış anlaşmalardan biri Edebi ve sanatsal eserlerin korunmasına dair Bern Konvansiyonu'dur. Bern Konvansiyonu'na 1886 yılından beri 170 ülke ve Vatikan imza atmıştır. Amerika Birleşik Devletleri önderliğinde 18 tane Amerika kıtası ülkesi de Bern Konvansiyonu'nun yanında Buenos Aires Konvansiyonu'na taraf olmuştur. Bu ülkeler daha sonra Evrensel Telif Hakları Konvansiyonu'na (ETHK) taraf olan ülkeler arasında yer almışlardır. ETHK tarafı olan ülkeler genel itibarı ile Dünya Ticaret Örgütü ülkeleri olduğu için 1995 yılındaki Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TBFMHA) anlaşması ile ETHK etkisiz hale gelmiştir. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (DFMÖ) çerçevesinde 2002 yılında bir telif hakları konvansiyonu düzenlenmiştir. DFMÖ Telif Hakları Anlaşması'nı 2016 itibarı ile 94 ülke imzalamıştır. İmzalanmış olan uluslararası anlaşmalar gözetilerek ülkeler kendi telif kanunlarını çıkarmışlardır. Bunlara hiçbir uluslararası telif hakkı anlaşmasını imzalamamış olan İran gibi ülkeler de dahildir.

Açık lisanslar, kısıtlayıcı bir telif hakkı koruması içeren "her hakkı saklı" kısıtlaması yerine "bazı hakları saklı" yaklaşımını benimseyen lisanslardır. Telif hakları üretilen içeriğin yeniden paylaşılmasına ve kullanılmasına izin vermez. Üretilen içeriğe erişim kısıtlanınca da toplumsal yarar ortadan kalkmış olur. Açık lisansların kullanılması, telif haklarından tamamen kurtulmak anlamına gelmez. Bir konuyla ilgili tarama yaparken kullanım koşullarına bakmak, hak sahibine sormak ve hatta içerik üreticisiyle iletişime geçerek izin almak gerekir. Ancak Creative Commons ve diğer benzeri açık lisansların standart kullanım koşullarına uyarak insanların vakit kaybı yaşamadan ve kolaylıkla kullanımına izin verilir. Açık lisansların tarihi 1980 yılında ortaya çıkan GNU Genel Kamu Lisansıdır.

Türkiye'de fikrî ve sınaî haklar hukuk mahkemeleri, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve Sınai Mülkiyet Kanunu ile ilgili hukuki ilişkilerden doğan dava ve işlere bakmakla görevli mahkemelerdir.

Türkiye'de fikrî ve sınaî haklar ceza mahkemeleri, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve Sınai Mülkiyet Kanunu'ndan kaynaklanan ceza davalarına bakmakla görevli mahkemelerdir.

Eldred–Ashcroft, 537 U.S. 186 (2003), Telif Hakları Sürelerinin Uzatılması Hakkında Kanun'un, ABD anayasasına uygunluğunu onaylayan ABD Yüksek Mahkemesi kararıdır.

Eğlence hukuku, medya hukuku olarak da adlandırılır, eğlence sektörüne sağlanan hukuki hizmetlerdir. Eğlence hukukundaki bu hizmetler fikrî mülkiyet hukuku ile örtüşmektedir. Fikrî mülkiyet, tescilli marka, telif hakkı ve "Tanıtım Hakkı" dahil olmak üzere birçok hareketli parçaya sahiptir. Bununla birlikte, eğlence hukuku uygulaması genellikle iş hukuku, sözleşme hukuku, haksız fiiller, iflas hukuku, göçmenlik, menkul kıymetler hukuku, güvenlik çıkarları, acentelik, mahremiyet hakkı, hakaret, reklam, ceza hukuku, vergi hukuku, Uluslararası hukuk ve sigorta hukuku ile ilgili soruları içerir.

<span class="mw-page-title-main">Telif hakkı eleştirisi</span>

Telif hakkı eleştirisi, belki de tamamen telif hakkı karşıtlığı olarak adlandırılabilir, bir kavram olarak telif hakkı yasasının veya telif hakkının mevcut durumuna karşı olan farklı bir görüştür. Eleştirel gruplar genellikle bu tür yasaların felsefi, ekonomik veya sosyal gerekçelerini ve yararlarının politikanın topluma maliyetini haklı çıkarmadığını iddia ettikleri yasaların uygulamalarını tartışır. Farklı grupların bu değişimin ne olması gerektiği konusunda farklı fikirleri olmasına rağmen mevcut sistemi değiştirmeyi savunmaktadır. Bazıları, politikaların önceki bir duruma geri verilmesi çağrısında bulunuyor veya izinsiz kopyalamaya izin veren adil kullanım gibi kavramları genişletmeye çalışabilirler. Diğerleri, telif hakkının kendisinin kaldırılmasını ister.