Etik veya ahlak felsefesi, doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiğidir. Etik sözcüğü Yunanca "kişilik, karakter" anlamına gelen "ethos" sözcüğünden türemiştir.
Hümanizm, insan odaklılık veya insanmerkezcillik, kanunların düzenlenmesinde Tanrı'nın değil insan aklının esas alındığı rasyonalizm ile ampirizme odaklanan, 14. yüzyıl ile 16. yüzyıl sonlarında Avrupa'nın geniş bir kesiminde kabul görmüş felsefi düşünce öğretisi ve edebiyat akımıdır.
Adalet, en geniş bağlamda, hem adil olanın sağlanmasını hem de felsefi açıdan neyin adil olduğunun tartışmasını içerir. Adalet kavramı; etik, akılcılık, hukuk, din, eşitlik ve hakkaniyeti de içeren birçok alana, farklı görüşlere ve perspektiflere dayanmaktadır. Sıklıkla adaletin genel tartışması felsefe, dinbilim ve dindeki genel durumu ve hukuk bilimi ve hukukun uygulanması gibi prosedürel adalette bulunan iki farklı alana yoğunlaşır.
Sosyal psikoloji bireylerin düşüncelerinin, iç dünyalarının ve davranışlarının başkalarının gerçek, hayalî ve anlaşılan oluşundan nasıl etkilendiğine dair bir bilimsel çalışmadır. Bu alanda araştırma yapanlar genellikle psikolog veya sosyolog'lardan oluşmaktadır. Buna rağmen bütün sosyal psikologlar hem birey, hem de topluluk bazında çalışırlar. Benzerliklerine rağmen iki alan amaçları, yaklaşımları, yöntemleri ve terimlerinde farklılaşırlar. Biyofizik ve kavrama psikolojisi gibi sosyal psikoloji de disiplinlerarası bir alandır.
Biyoetik, tıp ve biyoloji alanında ortaya çıkan yeniliklerin, çeşitli teknolojik gelişmelere bağlı olan bilimsel sonuçların, etik düzlemde meydana getirdiği kapsamlı sorunların irdelenmesi üzerinden gelişen etik alanı ya da bölümüdür. Kelime anlamı olarak "canlı etiği" olarak da anlaşılır. Dolayısıyla biyoetik tüm bir yaşamı konu edinen etik tartışmadır.
Doğal hukuk kuramı, doğal hukuk veya doğa hukuku içeriği doğal olarak var olan, doğal olarak ayarlanmış ve her şeyin üzerinde geçerliliğe sahip bir hukuk olarak tanımlanabilir. Doğal hukuk; insanın akılla erişebileceği, yazılı olmayan hukuk kuralıdır. Bu kuramı destekleyenler arasında Aristoteles ve Thomas Aquinas da yer alır ki, Aquinas'ın tavrı Katolik Kilisesi tarafından da kabul edilmektedir. Doğal hukuk kuramı, gerek etik gerekse hukuk felsefesi açısından büyük önem taşımaktadır ve farklı filozofları farklı yönlerde etkilemiştir.
Sosyal bilgiler; tarih, coğrafya ve siyaset bilimi dahil olmak üzere, sosyal bilimler ve beşeri bilimlerin bir arada bulunduğu disiplinler arası bir konudur. Sosyal bilgiler, ilk olarak yirminci yüzyılın başında, Amerikalı eğitimciler tarafından kullanılmış bir terimdir. Sosyal bilgilerin; özellikle de yüksek öğretim düzeyindeki amaçlarından birisi, benzersiz metotlar ve özel konsantrasyon odaklarıyla, sosyal sorunlar ve bu sorunların daha derin analizleri için, birkaç farklı disiplin ve akademik araçların paylaşılarak, birbirleriyle iletişim kurmaları ve tutarlı bir konu alanı oluşturmalarını sağlamaktır. Ayrıca sosyal bilgiler; öğrencilerin, çeşitli demokratik bir topluma, bilgili ve sorumluluk sahibi bireyler olarak katılmaları için eğitmeyi amaçlamaktadır. Sosyal bilgiler içeriği, değerleri ve gerekçeli görüşleri geliştirmek için gerekli arka plan bilgisini sağlamaktadır. Aynı zamanda bu alanın amacı, yurttaşlık yeterliliği sağlamaktır.
Aksiyoloji, etik ve estetik olmak üzere ikiye ayrılır. Etik, insanların ahlaki değerlerini sorgular; estetik ise neyin güzel olduğuyla ilgilenir. Neyin etik, neyin estetik olduğunu açıklamak oldukça güçtür, buradan hareketle aksiyoloji, bireylerin davranışlarına temel teşkil eden değerleri araştırmaktadır.
İlerlemecilik, ilericilik ya da progressivizm, her alanda ileri düzeyde önlemler uygulayarak insanların mevcut durumlarını iyileştirmeyi ve toplumun statüsünü yükseltmeyi amaçlayan, bu doğrultuda toplumsal reformu destekleyen politik felsefedir. Bilim, teknoloji, ekonomik kalkınma ve sosyal organizasyondaki ilerlemelerin insanın yaşam koşullarını geliştirmede büyük öneme sahip olduğunu ifade eden İlerleme Düşüncesine dayanır. Modern siyasette ilerlemecilik, siyasi değişim ve hükûmet eylemlerinin desteği yoluyla sıradan insanların çıkarlarını temsil etmeyi amaçlayan bir sosyal veya siyasi harekettir ve genellikle sol-liberal geleneğin bir parçası bağlamında düşünülür. Ancak bu, ideolojilerin eş anlamlı olduğu anlamına gelmez.
Sosyo-kapital ya da sosyal sermaye, daha önce akademisyen olmayan geleceği öngören birçok yazarın öngördüğü bir gelecek öngörüsü olsa da akademisyenler tarafından bilimsel bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle tam olarak takdir görmemiş olsa da 2008 ortalarında başlayan ekonomik küresel kriz sonrası bu öngörüler üzerine yazılan birçok eser ciddi bir şekilde farklı akademisyenler tarafından incelenmeye ve kabul görme sürecine girmiştir.
Mühendislik etiği, mühendislerin mühendislik uygulamaları için geçerli olan ve mesleğe, topluma, işe, işverene, meslektaşlarına karşı uymaları gereken etik davranışlar bütünüdür. Bilimsel bir disiplin olarak bilim felsefesi, mühendislik felsefesi ve teknoloji etiği gibi konularla yakından ilgilidir. Mühendislik etiğinin tek bir uygulaması ve standardı yoktur, dallara göre değişen anlamı ve uygulaması vardır.
İlkelcilik ya da primitivizm, insanlık tarihinin ilk dönemlerinde ya da ilkel insanlar arasında yaşamın çok daha iyi, dürüst ve etik olduğunu savunan bir inanç akımıdır. İlkelciliğe göre insan uygarlığının gelişmesi ve ilerlemesiyle bu değerler bozulmaya uğramıştır. Savunduğu görüş, "uygarlığın ve teknolojilerin ilerlemesi insanoğluna yararlı mı olmuştur, zararlı mı" sorusunun yanıtıdır.
Hayvan refahı, hayvanların fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı ve huzurlu bir hayat sürmelerini sağlamayı amaçlayan bir akım. Hayvanların refahını tespit etmede kullanılan ölçütlerden bazıları davranışlar, fizyoloji, ömür ve üremedir.
Metaetik, etik anabilim dalının etik özelliklerinin, anlatım ve bildirimlerinin, tutumlarının ve yargılarının doğasını anlamak, arayıp bulmak ve ortaya çıkarmak maksadıyla uğraşan koludur.
Liberteryen Transhümanizm veya Özgürlükçü Transhümanizm Liberteryenizm ve Transhümanizm'i birleştiren bir siyasi ideolojidir. Kendini Liberteryen Transhümanist olarak tanımlayan Ronald Bailey ve Glenn Reynolds gibi kişiler "İnsan güncellenmesi hakkı"nı savunurlar ve serbest piyasanın bu hakkı en iyi sağlayan şey olduğunu çünkü serbest piyasanın diğer ekonomik sistemlere göre daha fazla refah ve kişisel özgürlük sağladığını öne sürerler.
John Leslie Mackie Avustralyalı bir filozoftur. Din felsefesine, metafizik ve dil felsefesine önemli katkılar sağladı ve belki de en çok meta-etik konusundaki görüşleriyle, özellikle de ahlaki şüpheciliği savunmasıyla tanınıyordur. Altı kitap yazmıştır. En çok bilinen Etik: Doğru ve Yanlış İcat Etmek (1977); kitap, cesurca "Nesnel değer yoktur" ifadesini kullanarak başlamaktadır. Kitap, etik keşfedilmek yerine icat edilmelidir tartışması üzerinedir.
Çevre etiği, çevre ile ilgili, doğadaki ortak yaşamla ilgili sorunlarla sadece bilim ve teknolojik bakış açısıyla bakmayıp bu sorunları felsefe ve etik bağlamında sorgulayan ve çözümler üreten uygulama etiği alanlarından biridir. Genel olarak düşünüldüğünde, çevre etiğinin insanın doğayla ya da geniş anlamda kendi dışındaki dünya ile nasıl ilişkide bulunması gerektiğini incelediğini söyleyebiliriz.
Hukuk etiği, hukuk kurallarının konmasında, uygulanmasında, denetlenmesinde hukukun üstünlüğünün ve adaletin sağlanmasına yarayan ahlaki değerler bütünüdür. Başka bir tanımla, hukuk mesleği üyelerinin uygulamalarında uymaları beklenen davranış ilkeleridir. Hukuk mesleğinin gelişiminin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Hukuk etiğinin yanı sıra hukukçu etiği, yargı etiği, hukuksal etik, adalet meslek etiği gibi kavramlar da kullanılmaktadır.
Küresel adalet, siyaset felsefesinde adaletsizlik endişesinden kaynaklanan bir konudur. Bazen bir enternasyonalizm biçimi olarak anlaşılır.
Toplumsal dejenerasyon, toplumun genel olarak etik, sosyal veya kültürel açıdan gerileme veya bozulma sürecidir. Değerlerin, normların, davranışların ve sosyal ilişkilerin olumsuz yönde değişmesi ve toplumun olumsuz sonuçlarla karşılaşması olarak tanımlanabilir. Toplumsal dejenerasyon, bir toplumun gelişme ve ilerleme sürecinden çıkarak, düşüşe geçmesini ifade eder.