Pazarlama firmaların veya şirketlerin, herhangi ürün veya hizmet'lerin müşterilerinin ilgisini çekeceğini tayin etmeleri ve satış, hizmet, ticaret, reklam, iletişim ve işletme idaresi geliştirmeleri için stratejileri belirlemeleri sürecidir. Pazarlama süreci, bir bütünleştirilmiş süreç olup bunun vasıtasıyla firmalar müşterileri için değer yaratmakta ve bunun karşılığında müşterilerden deger kapabilmek için güçlü müşteri ilişkileri kurmaktadırlar.
Kurumsal kaynak planlaması ya da işletme kaynak planlaması, işletmelerde mal ve hizmet üretimi için gereken işgücü, makine, malzeme gibi kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan bütünleşik yönetim sistemlerine verilen genel addır. Kurumsal kaynak planlaması (KKP) sistemleri, bir işletmenin tüm veri ve işlemlerini bir araya getirmeye veya bir araya getirilmesine yardımcı olmaya çalışan ve genelde kullanımı kolay olan sistemlerdir. Klasik bir KKP yazılımı işlem yapabilmek için bilgisayarın çeşitli yazılım ve donanımlarını kullanır. KKP sistemleri temel olarak değişik verilerin saklanabildiği bütünleşik bir veritabanı kullanırlar.
"International Organization for Standardization" İngilizce açılımı kısaltılınca "ISO", Fransızca da Organisation internationale de normalisation kısaltılırsa "OIN" olmasından dolayı yunanca "eşit" anlamına gelen "isos" tan türetilerek şu an kullanılan "ISO" olarak adlandırılmıştır. Uluslararası alanda uygulanacak kalite sistem standardı çalışmaları ilk kez merkezi Cenevre'de olan Uluslararası Standartlar Organizasyonu ISO (standart) tarafından başlatılmıştır. ISO (standart), 23 Şubat 1947 tarihinde kurulmuş olup, 135 üye ülkeden oluşmaktadır. Her ülkeden bir üye bulunmaktadır ve her üye eşit oy hakkına sahiptir. Bu amaçla ISO (standart)'nun aktif üyeleri olan ABD, İngiltere, Kanada tarafından bu çalışmaları yürütmek üzere Teknik Komite oluşturulmuştur. Bu komitenin çalışmaları sonucu ISO 9000 Kalite Sistem Standartları Mart 1987'de yayınlanmış ve birçok ülke tarafından benimsenerek uygulamaya geçilmiştir.
İşletmeden işletmeye ya da sıkça kullanılan İngilizce business-to-business ibaresinin kısaltılmış şekli olan B2B, şirketler arası pazarlama ya da satış uygulamalarına verilen addır. B2B genellikle işletmeden tüketiciye satış (B2C) ve tüketiciden tüketiciye satış ile karşılaştırılır. Son yıllarda e-B2B türü de yaygınlaşmıştır. Elektronik Ticaret Koordinasyon Kurulu (ETKK) Hukuk Çalışma Grubu’nun 8 Mayıs 1998 tarihli raporunda elektronik ticaret; “bireyler ve kurumların, açık ağ ortamında internet ya da sınırlı sayıda kullanıcı tarafından ulaşılabilen kapalı ağ ortamlarında internet, yazı, ses ve görüntü şeklindeki sayısal bilgilerin işlenmesi, iletilmesi ve saklanması temeline dayanan ve bir değer yaratmayı amaçlayan ticari işlemlerin tümünü ifade etmektedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
- Tüm firmalar, özellikle KOBİ'ler için çok uygun bir ticaret şekli olan e-ticarette, ürün seçeneklerinin artması, ürünlerin kalitesinin yükselmesi ve ödeme ve teslimat sıkıntılarının giderilmesine yardımcı olmaktadır. e-ticaret, potansiyel tüketicilerin dünyanın her yanında pazara arz edilen ürünler hakkında bilgi sahibi olmalarına ve yeni üreticilerin dünya pazarlarına girmelerine imkan vermektedir. Daha düşük fiyatlı ve kaliteli ürünlerin pazara girmesi, üreticiler arasında rekabetin artmasına ve tüm ticari işlemlerin maliyetinin düşmesine neden olmaktadır.
- Elektronik ticaret, üretici ve tüketicileri, özellikle KOBİ'leri geleneksel ticaret engelleri olan pazara uzaklık, bilgi eksikliği ve talebe uygun üretim yapılamaması gibi dezavantajlardan kurtardığı için yararlı olacaktır.
- B2B ve e-iş, e-ticaret, geleneksel iş modellerini değiştirerek aşağıda sıralanan birçok faydayı sağlayacaktır:
- Daha iyi müşteri tatmini ve desteği
- Yeni ürün ve hizmetlerin pazara hızla sunulması
- Daha iyi servis
- Daha iyi alış ve satış işlemleri
- Daha az işletim maliyeti
- Daha az üretim maliyeti
- Daha düşük stok maliyeti
- Elektronik pazarlar, satıcı ve alıcı şirketlerin hizmet ve ürünleriyle ticareti oluşturulan aracı sitelerdir. Bu model çoktan-çoğa (many-to-many) model olarak da tanımlanır. Bu konu için online exchange, infomediary, I-market, digital marketplace, net hub gibi birçok terim de kullanılmaktadır. Bu modelde e-pazar, tedarikçilerin sağladığı ürün kataloglarını birleştirerek kullanıma sunar. Bu yapı bilgilerin tutarlı bir şekilde kullanıcılara sunulmasını, aranmasını ve alıcı - satıcı arasındaki entegrasyonu sağlar. Aynı zamanda alıcı ve satıcı taraflarındaki yükü azaltır. Böylelikle fiyat isteme, açık artırma, ters açık artırma gibi birçok işlem kolay bir şekilde gerçekleştirilir.
Lojistik ya da nakliye; ürün, hizmet ve insan gibi kaynakların, ihtiyaç duyulan yerde ve istenen zamanda temin edilmesi için bir araç olarak tanımlanabilir. Herhangi bir pazarlama veya üretim organizasyonunun lojistik destek olmadan başarılması çok zordur. Lojistik; nakliye, envanter, depolama, malzeme idaresi ve ambalajlama bilgilerinin birleştirilmesini kapsar. Lojistik işletme sorumluluğu, ham maddenin coğrafi konumlanması, sürecin işletilmesi ve ihtiyaçların mümkün olan en düşük maliyetle karşılanarak işin bitirilmesidir. Lojistik yönetimi, tedarik zinciri yönetimi ve tedarik zinciri mühendisliği'nin bir parçasıdır
Tam Zamanında, üretimi ve verimliliği artırmak için geliştirilen envanter stratejisidir. Yapılan tüm üretim işlemleri ve buna bağlı alt maliyetleri en aza indirmek amacıyla zaman kriterlerini de göz önünde tutan üretim türü Japon Kanban sisteminin türevlerindendir. JIT, Toyota Motor Company'nin Başkan Yardımcısı Taiichi Ohno (1982) tarafından geliştirilmiştir ve 1970'lerin sonlarında Japonya'daki diğer şirketlere yayılmıştır. 1980'lerin başında, JIT, Batı ve Asya ülkelerinde çok popüler bir üretim yeniliği haline gelmiştir. Üretim sürecindeki tüm israfı ortadan kaldırma ve üretim sürecini iyileştirerek diğerlerine üstünlük sağlama fikrine dayanan sürekli üretim iyileştirme yaklaşımıdır. Üretim esnasında bir sonraki işlemin üretimini de göz önünde tutarak iş sırasını belirlemektedir. Depolama işleminde sipariş verme seviyesine gelindiğini ve bu noktadan sonra siparişin karşılanması gerektiğini bildiren bu strateji sayesinde en verimli depo hacmi ve üretim devamlılığı sağlanmaktadır. Kısaca just in time (JIT) ihtiyaç kadar talebi, mükemmel kalite ile kalansız olarak bir an önce üretmek ve istendiği zamanda doğru yere nakletmektir. Envanterin oldukça önemli bir odak noktası haline gelmesinin, sermaye israfına yönelik bariz potansiyel dışında başka bir iyi nedeni daha vardır. Yalın üretim yöntemlerinin geliştiği dönemde şirketler çeşitli boyutlarda daha rekabetçi hale gelmiştir ve bu kritik boyutlardan biri de teslimat hızıdır. Little yasası olarak bilinen bir ilişki, envanter ve zamanı şu şekilde ilişkilendirir:
İş süreci yönetimi ve sistem mühendisliği'ndeki iş süreci modellemesi (İSM), bir kuruluşun süreçleri temsil etme etkinliğidir. Böylece mevcut iş süreçleri analiz edilebilir, iyileştirilebilir ve otomatikleştirilebilir. İSM genellikle modelleme disiplininde uzmanlık sağlayan iş analistlerince, modellenen süreçler hakkında özel bilgili konu uzmanlarınca veya daha yaygını her ikisinin de olduğu bir ekip tarafından tarafından yapılır. Alternatif şekilde süreç modeli, işlem madenciliği araçları kullanılarak doğrudan olay günlüklerinden türetilebilir.
e-Satınalma veya Elektronik Satınalma, B2B alanında satın alınacak olan ürün veya hizmetlerin internet üzerinden alışverişinin gerçekleştirilmesine verilen genel ad. Genellikle e-satınalma sistemleri ürün ve hizmet satmak/almak isteyen kalifiye ve kayıtlı alıcı ve satıcı firmaları bir araya getiren yapılardır. Değişik yaklaşımlar olmakla beraber, teklif isteme, teklif gönderme, miktara göre indirimler, özel fiyatlama gibi uygulamalar çoğu E-Satınalma sisteminde standart olarak kullanılmaktadır. E-Satınalma ile operasyonel yükün azaltılması, alım-satımın belirli aşamalarının otomatize edilmesi, üretim döngüsünün kısaltılması sağlanabilir. E-Satınalma şirketlerde otomasyon hedeflenen tedarik zinciri yönetiminin en önemli halkasıdır.
Tedarik Zinciri Yönetimi müşteriye, doğru ürünün, doğru zamanda, doğru yerde, doğru fiyata tüm tedarik zinciri için mümkün olan en düşük maliyetle ulaşmasını sağlayan malzeme, bilgi ve para akışının entegre yönetimidir. Bir başka deyişle zincir içinde yer alan temel iş süreçlerinin entegrasyonunu sağlayarak müşteri memnuniyetini artıracak stratejilerin ve iş modellerinin oluşturulmasıdır.
Hizmet, ekonomide fiziksel özelliğe sahip malın tersine, elle tutulamayan ve saklanması mümkün olmayan, insan ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik olarak üretilen veya organize edilen, turizm, haberleşme, danışmanlık gibi faaliyetlerdir. Örnekler arasında berberler, doktorlar, avukatlar, tamirciler, bankalar, sigorta şirketleri ve benzerleri tarafından yapılan işler yer alır. Kamu hizmetleri, bir bütün olarak toplumun bedelini ödediği ve kar elde etmek için değil, ihtiyaç olduğu için halk için yapılan veya sağlanan hizmetlerdir. Üretilen çıktının mülkiyetinin olmaması hizmetin üründen ayrıldığı temel özelliktir. Kamu hizmeti, müşteri hizmetleri, sosyal hizmet, sağlık hizmetleri, kat hizmetleri, finansal hizmetler, ekosistem hizmetleri, satış, pazarlama, reklam, restoran, kafe, televizyon, kütüphane, tamir, temizlik, telekomünikasyon, otel, hukuk, arabuluculuk, eğitim, psikoloji, polis, gazetecilik, muhasebe, vergi, emlak hizmetleri, videografi, bilgi teknolojisi, güvenlik, ulaşım, lojistik, tarım hizmetleri yaygın hizmet türleridir.
Tedarik zinciri ya da lojistik ağı, ürün(ler) ya da hizmet(ler)in tedarikçiden müşteriye doğru hareket(ler)ini kapsayan ve bu süreç içerisindeki örgütler, insanlar, teknoloji, faaliyetler ve kaynaklar sistemlerinin bütününe verilen isimdir. Tedarik zinciri faaliyetleri sürecinde, doğal kaynaklar, hammaddeler ve bileşenler, nihai ürün haline getirilir ve son müşteriye teslim edilir. Teorik olarak tedarik zinciri sisteminde, kullanılmış ürünler, artık değerin geridönüşümü uygun olduğu herhangi bir noktada, tedarik zincirine yeniden girebilirler. Tedarik zincirleri, değer zincirlerine bağ vardır.
Kalite yönetim sistemleri felsefesi, sistemi bir bütün olarak kabul eden ve kaliteyi bu bütünün içindeki her elemanın müşteri odaklı ortak bir fonksiyonu olarak gören bütünsel bir anlayıştır. En genel anlamda, bir kuruluşta hedeflenen kalitenin gerçekleşmesi amacı ile sürdürülen planlı ve sistematik faaliyetlerin bütünüdür. Son zamanlarda kullanımına daha sık rastlanan kalite yönetim sistemleri (KYS), tarihsel gelişim sürecinde; az sayıda çalışanın bulunduğu işletmelerde, müşteri ilişkilerine odaklanan kalite kontrol uygulamaları yapılan Sanayi Devrimi Öncesi, fabrikaların kurulmasıyla birlikte üretimi yapılan ürünlerin kontrolünün yapıldığı Sanayi Devrimi sonrası, Japonya'da istatistiksel sonuçları baz alarak uygulanmaya başlanan Toplam Kalite Yönetimi'nin var olduğu II. Dünya Savaşı sonrası ve TKY'nin daha geniş çapta kullanılmaya başlandığı ve tüm işletmede kalite yönetiminin yapıldığı 1980 sonrası olmak üzere dört döneme ayrılmıştır.
Kalite maliyeti, mevcut kalitesizlikten ileri gelen ya da potansiyel kalitesizliği önlemek amacıyla alınan önlemler dolayısıyla ortaya çıkan maliyet. Kalite maliyetleri ile ilgili literatürde temel teşkil eden önemli çalışmalar, 1976'da Kaoru Ishikawa, 1979'da Philip B. Crosby, 1986'da William Edwards Deming, 1988'de Joseph Juran ve 1991'de Armand Vallin Feigenbaum tarafından gerçekleştirilmiştir. Kalite maliyeti kavramı, üretilen ürünlerin, müşteri beklentilerini karşılamamasını takiben hem ürün geliştirme hem de süreç iyileştirme çalışmalarının sonucu olarak doğmuştur. Kalite maliyetlerinin ölçülüp hesaplanması Toplam Kalite Yönetimi programının önemli ve gerekli aşamalarından biridir.
Kamçı etkisi, tedarik zincirinde tahminlerin verimsizliğini tarif eden bir dağıtım kanalı olgusudur. Tedarik zincirinde, müşteri ihtiyaçlarının maksimum seviyelere ulaştığı durumların envanterde yaratacağı büyük dalgalanmaları ifade eder. Bu kavram ilk olarak Jay Forrester ‘ın Industrial Dynamics (1961) kitabında ortaya atılmıştır, bu sebeple Forrester etkisi olarak da bilinir. Kamçı etkisi ismiyle anılmasının sebebi, kamçının salınım sırasında genliğinin artarak devam etmesidir. Dalga kaynağından uzaklaştıkça, dalga desenindeki sapmalar artmaktadır. Benzer şekilde, yapılan tahminlerin doğruluğu tedarik zincirinde yukarılara çıkıldıkça azalır. Örneğin perakende sektöründe, birçok tüketici ürününde tüketim miktarları oldukça tutarlıdır. Ancak bu sinyal, tüketici satın alma alışkanlıklarından uzaklaştıkça daha kaotik ve beklenmedik hale gelebilir.
Hizmet yönetimi, hizmetlerin iyileştirilmesine yönelik ticari bir iş safhasıdır ve tedarik zinciri yönetiminin bir alanı olarak, bir ürünün satışı ile müşteri arasındaki arayüzü ifade eder.
Çalışma süreci (WIP), çalışmalarında ilerleme (WIP), süreç içerisindeki ürünler, ya da işlemdeki envanter bir şirketin kısmen bitirilmiş tamamlanmayı ve nihai satışı bekleyen mamul ya da bu öğelerin değeridir. Bu öğeler ya da sadece uydurma ya da beklediğiniz için daha fazla işlem sırası ya da bir tampon depolama. Bu terim üretim ve Tedarik Zinciri Yönetiminde kullanılır.
Satış, belirli bir zaman diliminde satılan mal veya hizmet sayısı ile ilgili faaliyetlerdir.
Malzeme gereksinim planlaması (MGP) bilgisayar destekli bir bilgi sistemi olup bitmiş ürün isteklerini zamana bağlı alt montaj, parça, hammadde vb. isteklerine dönüştürmektedir. Bu yöntem müşterilere ürünlerin teslim süresinden geriye doğru çalışmaktadır. Buna bağlı olarak tedarik süresi ve diğer bilgiler yardımıyla ne zaman ve ne kadar sipariş verilmesi gerektiğini belirlemeye çalışmaktadır. MGP, herhangi bir envanter yönetim sistemiyle aynı hedeflere sahiptir;
- Müşteri hizmetlerini iyileştirmek,
- Envanter yatırımını en aza indirmek,
- Üretim işletim verimliliğini en üst düzeye çıkarmaktır.
Tedarik işletme yönetiminde daha fazla işleme veya malların yeniden satışı (ticaret) için malzeme satın alma ve tedarik lojistiği ile ilgilenen şirketlerde operasyonel bir işlevdir.
Hizmet ekonomisi son zamanlardaki iki ekonomik gelişmeden birine veya her ikisine birden atıfta bulunabilir:
- Sanayileşmiş ekonomilerde hizmet sektörü'nün artan önemi. Mevcut Fortune 500 şirketleri listesi, önceki on yıllara göre daha fazla hizmet şirketi ve daha az üretici içermektedir.
- Bir ürün sunumunda hizmetin göreceli önemi. Gelişmekte olan ülkelerde hizmet ekonomisi çoğunlukla finansal hizmetler, konaklama, perakende, sağlık, insani hizmetler, bilgi teknolojisi ve eğitim alanlarında yoğunlaşmıştır.