Teke Sancağı
|
Teke Sancağı ya da Teke İli, günümüzde Türkiye'nin Antalya şehrinin merkeziyle birlikte; Finike, Kaş, Kalkan, Gömbe, Elmalı, Kızılkaya, Kocaaliler ve Afyonkarahisar'ın bir kısmını içine alan bir Osmanlı sancağıydı. II. Murad zamanında Osmanlıların kontrolüne giren sancağın kuzeyinde Hamîd Sancağı, kuzey doğusunda Karaman, doğusunda Alanya ve batısında Menteşe Sancağı bulunuyordu.
1423'te, Osmanlıların hakimiyeti altına giren bölge, sancak statüsü kazandıktan sonra Anadolu Beylerbeyiliği'ne bağlandı. 19. yüzyıla kadar Anadolu ve Karaman eyaletlerine bağlı olarak yönetildi. 1842'de Karaman Eyaleti'ne bağlandı. 23 Temmuz 1914'te ise çıkarılan bir kanun ile bağımsız hale geldi.
Sancak 19. yüzyılın sonlarında Teke (Antalya), Elmalı, Alaîye (Alanya), Akseki ve Kaş olmak üzere toplam 5 kazaya ve 16 nahiyeye sahipti. 13 Ocak 1914 ve 25 Şubat 1914 tarihlerindeki iki rapora göre; toplam 22.370 kilometrekare (8.640 sq mi) yüzölçümüne sahip olan bölgenin nüfusunun 1530'da 115-120.000 ve 1568'de ise 105-110.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Tarihçe
Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun 1071'de Malazgirt Muharebesi'nde ve 1117'de Miryokefalon Muharebesi'nde Bizans İmparatorluğu'nu mağlup etmesiyle birlikte Türkler Anadolu'nun iç bölgelerine ilerlediler ve Teke Sancağı'nın olduğu topraklara yerleşmeye başladılar. Selçukluların iskan politikası gereğince Oğuz boyları çeşitli gruplar halinde Anadolu'nun muhtelif bölgelerine yerleştirildi.[1] Antalya başta olmak üzere birçok bölgeyi ele geçirdiler. Moğol istilalarından kaçan birçok Türkmen bu bölgeye geldi.[2] Oğuz boyları, 13. yüzyılın başlarında Selçuklular tarafından ele geçirilen bölgeye yerleştikten sonra kendi isimleriyle anılan köyler oluştururken, daha önce yaşadıkları yerlerdeki çeşitli nehir, köy ve dağ gibi yerlerin isimlerini buralara verdiler.[1]
Selçuklu Sultanı III. Kılıç Arslan 1203'te Eğirdir, Borlu, Yalvaç ve Antalya'nın ele geçirilmesiyle birlikte buralara Hamid Bey'e bağlı Türkmenleri yerleştirdi. Daha sonra torunu Dündar Bey Hamitoğulları Beyliği'ni kurdu. 13. yüzyılın sonlarına doğru Selçuklular Moğol hakimiyetine girince bölgede topraklarını genişleten Hamitoğulları Beyliği buranın kontrolünü ele geçirdi.[3]
Bölge 1402 ile 1415 yılları arasında Antalya ve Alanya hariç Karamanlılar'ın kontrolüne girdi.[4] Teke Sancağı II. Murad'ın saltanatında, Karamanoğlu II. Mehmed ile birlikte Emir Mübârizü’d-Dîn Mehmed Bey'in oğlu Osman Çelebî'nin 1423'te, Antalya Valisi Firuz Bey'in oğlu Hamza Bey tarafından Îstanoz'da öldürülmesiyle birlikte Osmanlılara geçti ve vilayet (Livâ-i Teke) olarak teşkilatlandırıldı.[4]
Sancak, 1510-1511'de Şahkulu İsyanı'nda zarar gördü. 1659'da Antalya mutasarrıfı Mustafa Paşa'da Antalya bölgesinde bir isyana kalkıştı, ancak halk tarafından devlete teslim edildi.[5]
Yönetimi ve idari taksimatı
Sancak statüsü kazandıktan sonra Anadolu Beylerbeyiliği'ne bağlandı. Sonraki dönemlerde de bu statüsünü korudu. Teke Sancağı'nın merkezi Osmanlıların kontrolüne girdiği ilk zamanlarda şehzade sancağı konumundaydı.[6] Bölge I. Bayezid'in saltanatında, önce oğlu İsa Çelebi'ye, ondan sonra da diğer oğlu Mustafa Çelebi'ye sancak olarak verildi.[7] 1502'de ise Şehzade Korkut Manisa'dan Teke Sancağı'na atandı ve 1511 yılına kadar görev yaptı. Bu tarihten sonra ise Osmanlı şehzadeleri bu sancakta görevlendirilmedi.[7] Sancağın idaresinden ve bütün askerî sivil görevlilerin amiri konumunda bulunan Teke Sancakbeyi askerî ve idarî bakımdan Anadolu Beylerbeyi'ne bağlıydı. Terfi, görev yeri değişikliği ve sefer emri gibi konularda ise doğrudan Dîvân-ı Hümâyun'a bağlıydı. Teke sancakbeyleri genellikle bölgeyi tanıyan ve çevredeki diğer sancaklarda görev yapmış kişilerden seçilirdi.[8]
Sancak 19. yüzyıla kadar Anadolu ve Karaman eyaletlerine bağlı olarak idare edildi.[9] Sancağa 19. yüzyıl başlarında genellikle vezir rütbesine sahip paşalar "mutasarrıf" unvanıyla atandılar. Buraya atanan mutasarrıflara genellikle Teke Sancağı ile birlikte Hamid Sancağı'nın da yönetimi verildi. Tanzimat Fermanı ile birlikte sancak yönetimine "muhassıl" unvanına sahip kişiler atanmaya başlandı. 1842'den itibaren muhasıllar görevden alındı ve sancakların idaresi kaymakamlara bırakıldı. Teke Sancağı 1850'ye kadar muhasıllar tarafından yönetilmeye devam etti. 1842 yılındaki düzenlemelerle birlikte merkez şehri Konya olan Karaman Eyaleti'ne bağlandı ve eyalet valileri tarafından idare edilmeye başlandı.[10]
1910'ların başlarında büyük vilayetlerden bağımsız sancaklar oluşturan Osmanlı hükûmeti, 23 Temmuz 1914 tarihinde mecliste çıkardığı kanun ile Teke Sancağı'nı Konya Vilayeti'nden ayırarak bağımsız bir sancak hâline getirdi. 4 Mayıs 1914'te Korkuteli, Finike ve Manavgat adında üç kaza teşkil edildi.[11] 20 Nisan 1924 tarihli Teşkîlât-ı Esâsîye Kanunu'na göre Teke Sancağı Antalya Vilâyeti adını aldı.[12]
Kaza ve nahiyeleri
Teke Sancağı 1568 yılındaki tahrire göre; Antalya, Karahisar-ı Teke (Serik), Elmalı, Kalkanlı ve Kaş olmak üzere toplam 5 kazadan meydana geliyordu. Antalya kazası; Kürt, İğdir, İstanos ve Muslu nahiyeleri, Karahisar-ı Teke kazası ise; Serik, Mükerrem Gömü ve Bağovası nahiyelerinden oluşuyordu. Tahrire göre Elmalı, Kalkanlı ve Kaş ise sadece kaza olarak kayda geçmiştir.[13]
16. yüzyılda ise Antalya, İstanos, Kürt, İğdir, Muslu, Karahisar-ı Teke, Bağovası, Mükerrem Gömü, Elmalı, Kaş ve Kalkanlı olmak üzere toplam 11 nahiyeye ve Antalya, Elmalı, Kaş, Kalkanlı ve Karahisar-ı Teke (Serik) olmak üzere toplam 5 kazaya sahipti.[14] 1902'de Antalya, Akseki, Alanya, Elmalı ve Kaş kazaları ile 11 nahiye ve 524 köyden oluşuyordu.[15] 1914 yılı başında ise toplam 5 kaza ve dokuz nahiyeden meydana geliyordu.[16]
Kaza | Nahiye | Karye sayısı |
---|---|---|
Teke (Antalya) | ||
Merkez | 45 | |
İstanos | 45 | |
Kızılkaya | 11 | |
Bucak | 9 | |
Millû | 23 | |
Beşkonak | 9 | |
İğdir maa Kardıç | 15 | |
Serik | 25 | |
Elmalı | ||
Merkez | 39 | |
Finike | 19 | |
Alaîye (Alanya) | ||
Merkez | 78 | |
Düşenbe | 27 | |
Manavgat | 42 | |
Akseki | ||
Merkez | 63 | |
İbradı | 14 | |
Kaş | ||
Merkez | 60 |
Coğrafi özellikleri ve nüfusu
Antik Çağ'da Pamfilya'nın tamamı, Pisidya'nın güneyi ile Likya'nın doğusunun büyük bir kısmının yer aldığı topraklara kurulan Teke Sancağı,[17] Anadolu'nun güneyinde 36°06′37.27 kuzey enlemleri ile 29°14′32.27 doğu boylamları arasında yer alıyordu. Sancağın kuzeyinde Hamîd Sancağı, kuzey doğusunda Karaman, doğusunda Alanya (Alâiye), batısında Menteşe Sancağı ve güneyinde Akdeniz vardı. Batıdaki Eşen Çayı sancağın Fethiye ile sınır hattını oluşturuyordu. Doğudaki Köprüçay ile birlikte sancak sona eriyordu.[7]
Sancak, diğer sancaklara oranla daha büyük bir yüzölçümüne ve nüfusa sahipti. Bunun yanında Akdeniz boyunca uzanan bir kıyı şeridine sahipti.[16] 13 Ocak 1914 ve 25 Şubat 1914 tarihlerindeki iki rapora göre; toplam 22.370 kilometrekare (8.640 sq mi) yüzölçümüne sahipti.[18] Toplam 350 deniz mili (650.000 m) kıyı şeridi bulunan sancak, 12.050 kilometrekare (4.650 sq mi) yüzölçümüne sahip olan İzmit Sancağı ile 7.500 kilometrekare (2.900 sq mi) büyüklüğündeki Biga Sancağı'nın toplam yüzölçümünden daha büyük bir alana sahipti.[19]
Tamamı Akdeniz Bölgesi'nde yer alan sancak bu bölgenin özelliklerini taşır. Dağlık bir yapıya sahip olan sancak, Toros sisteminin iç sırası (Batı ve Orta Toroslar) ile dış sırasından (Amanos) oluşuyordu. Bölgenin dağlık bir yapıya sahip olması nedeniyle bitki örtüsü ve iklim üzerinde de çeşitliliğe yol açar.[20] Dağların denize bakan kısımlarında yağış görülürken, geri kısımlardaki vadilerde yükseltiye bağlı olarak farklı kuşaklara rastlanır.[21]
Sancağın toplam nüfusunun 1530'da 115-120.000 ve 1568'de ise 105-110.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. 1831'deki ilk nüfus sayımında sancağın erkek nüfus toplamı 33.538, 1864'te Konya Vilâyeti'ne bağlandıktan sonraki nüfusu 76.241 idi. 1885-86 yıllarında toplam 5 kazadan oluşan sancak, 47.410 hâne ve 173.657 nüfusa sahipti. Müstakil sancak statüsü aldıktan sonraki nüfusu ise 240.458 idi.[12]
Zümre | 1455 | 1530 | 1568 | |||
---|---|---|---|---|---|---|
Nüfus | Nüfusa oranı (%) | Nüfus | Nüfusa oranı (%) | Nüfus | Nüfusa oranı (%) | |
Şehirli | 2.945 | 4.67 | 6.069 | 5.26 | 7.010 | 6.70 |
Konargöçer | 12.725 | 20.20 | 39.334 | 34.09 | 30.837 | 29.51 |
Köylü/çiftçi | 36.136 | 57.38 | 44.796 | 38.83 | 48.539 | 46.45 |
Müsellem çiftliklerindeki reaya | 10.331 | 16.40 | 24.001 | 20.80 | 16.936 | 16.20 |
Sipahi ve zaim | 835 | 1.32 | 1.155 | 1 | 1.160 | 1.11 |
Toplam | 62.972 | - | 115.355 | - | 104.482 | - |
Kaynakça
- Özel
- ^ a b Karaca 1997, s. 22.
- ^ Çelik 2011, s. 344.
- ^ Karaca 1997, s. 26.
- ^ a b Tekindağ 1977, s. 58.
- ^ Çelik 2011, s. 345.
- ^ Uzunçarşılı 1982, s. 500.
- ^ a b c Armağan 2011, s. 274.
- ^ Karaca 1997, s. 61.
- ^ Sarıçelik 2020, s. 88.
- ^ Sarıçelik 2020, s. 89.
- ^ Sarıçelik 2020, s. 95.
- ^ a b Çelik 2011, s. 346.
- ^ Karaca 1997, s. 54.
- ^ Armağan 2011, s. 275.
- ^ Karaca 1997, s. 53.
- ^ a b c Sarıçelik 2020, s. 90.
- ^ Karaca 1997, s. 15.
- ^ Sarıçelik 2020, ss. 90-91.
- ^ Sarıçelik 2020, s. 91.
- ^ Karaca 1997, s. 47.
- ^ Karaca 1997, ss. 47-48.
- ^ Karaca 1997, s. 203.
- Genel
- Armağan, Abdüllatif (2011). "XVI. YÜZYILDA TEKE SANCAĞI'NIN YÖNETİMİ VE YÖNETİCİLERİ". Türkoloji Dergisi. 18 (1). ss. 273-293.
- Çelik, Şenol (2011). "TEKE-İLİ" (PDF). TDV İslâm Ansiklopedisi. 40. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı. ss. 344-347.
- Karaca, Behset (1997). XV. ve XVI. yüzyıllarda Teke Sancağı (PDF) (Doktora). Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı. 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF).
- Sarıçelik, Kerim (2020). "Teke (Antalya) Sancağının Konya Vilayetinden Ayrılarak Bağımsız Hale Getirilmesi ve İdari Yönden Yeniden Düzenlenmesi". Bilig - Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, 93. ss. 85-114. doi:10.12995/bilig.9304. 25 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2021.
- Tekindağ, Şehabeddin (1977). "Teke-Eli ve Teke-Oğulları" (PDF). İstanbul Üniversitesi Tarih Enstitüsü Dergisi, 7-8. ss. 55-94. 13 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Haziran 2021.
- Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (1982). Osmanlı Tarihi. I. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.