İçeriğe atla

Tekboynuz

Tekboynuz
Tekboynuz

Tekboynuz veya Unicorn, mitolojik tek boynuzlu at. Kafasının ortasından düz bir boynuz çıkar. Saf ve masum olduğuna, kanı içildiğinde kişiyi ölümsüz kıldığına, bu nedenle öldürmenin lanet getireceğine inanılan efsanevi bir hayvandır. Latince ismi olan Unicorn; "bir-tek" anlamına gelen uni- ve boynuz anlamına gelen cornus sözcüklerinden türemiştir (Türkçe karşılığı Tekboynuz'dur). Yine bir efsaneye göre, sadece bakire kızların yanına yaklaşır ve bu şekilde yakalanabilir.

Bugün bazı insanlar Tekboynuz'ların hiç yaşamadığını düşünse de bu görüşün kabulü çok yenidir. Değerine Orta Çağ'da ulaşan ve o çağlarda bu tür kalıntıların hastalıkları iyileştiren temel ilaçlar olduğuna, zehirlere karşı etkili (panzehir) olduğuna inanılıyordur (özellikle arseniğe karşı). Aslında Tekboynuz'ların tarihi çok daha eskidir, MÖ 5. yüzyılın sonlarında Yunan bir terapist olan Ktesias, Tekboynuz'ların Hindistan'da bulunduklarına dair bir yazı yazmıştır. Ayrıca İncil'de de Tekboynuz'lara değinilmektedir.

Tekboynuz'larla ilgili anlatılanların o zamanda yaşamış gerçek bir hayvana ait olması olasıdır. Ktesias, tek bir boynuzu olan Hindistan Gergedanı hakkında bir şeyler duymuş olabilir. İncilde bahsedilen de vahşi bir öküz olabilir ve Tekboynuz ismini İbraniceden Yunancaya geçerken değişmiş olması söz konusudur. Tekboynuz'la ilgili diğer bir olası orijin de başının önünde düz bir boynuzu bulunan ve yandan bakıldığında tek boynuzlu görünen bir antilop cinsidir.

Bazı kayıtlarda sözü geçen tekboynuzlar orijinlerine göre değişik görünüştedirler. Büyük çoğunluğunun vahşi ve korkunç olduğu görüşü yaygınsa da Çin'deki tekboynuz çok iyi olarak tanımlanmıştır. Orta Çağlarda tekboynuz Avrupa'da "süper bir hayvan" olarak ortaya çıkmış ve sanatçıların değer verdiği bir malzeme olmuştur. Genellikle ata benzer ve başının önünde ileri doğru uzanan, spiral bir boynuzu vardır. Tekboynuz'un boynuzu ilaç niteliği olarak kabul edilirdi (özellikle tıbbın etkin olmadığı 17. yüzyıl sıralarında) ve bazen ağırlığınca altın karşılığında değer biçilirdi. 1704'te Valentini 4 değişik tip tekboynuz tespit etmiştir. Fakat yalnızca bazılarını gerçek olarak kabul etmiştir

Avrupa tekboynuz inanışı, bulunan fosillerin fillere ve diğer hayvanlara ait olduğu ortaya çıktıktan sonra bırakılmıştır. Fakat bugün bile tekboynuzlar unutulmuş değildir. Bu figür halen Almanya'da bu tür eşyaları satan dükkânlarda ve eczanelerde bir sembol olarak kullanılmaktadır. Ayrıca İngiltere Doğa Tarihi Müzesi'nin mektup kâğıtlarının başında tekboynuz resmi bulunmaktadır.

Bu mitolojik canlıdan J.K. Rowling'in ünlü kitap serisinin ilk eseri olan Harry Potter ve Felsefe Taşı'nda da bahsedilmektedir.

Türk mitolojisinde Tekboynuz

Kilin, Türk ve Altay mitolojisinde yer alan boynuzlu attır. Çoğu zaman tek boynuzlu olarak tasvir edilir. Boynuz gücü simgeler. Sözcük, güç ve toprak, çamur anlamlarını taşır. Moğolca Hilen/Kiling, Kalmukça Kileng sözcüğü korku anlamına gelir.[1]

Kaynakça

  1. ^ "Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt" (PDF). 13 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 27 Aralık 2011. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İncil</span> Nasıralı İsanın yaşamını, öğretilerini, ölümünü ve dirilişini anlatan biyografi metinleri

İncil, İsa'nın yaşamını, öğretilerini, ölümünü ve dirilişini anlatan her bir biyografidir. Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından kaleme alınmış olan ve yazarlarının adlarıyla anılan dört incil, Yeni Ahit'in ilk dört bölümünü teşkil eder. İncil sözcüğü Türkçe konuşan kimseler arasında sıklıkla Yeni Ahit anlamında kullanılır. Bu kullanıma –hatalı olsa dahi– Türkçe Hristiyan kaynaklarda da rastlanabilir. Bu kaynaklarda Müjde sözcüğü de Yeni Ahit anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Yeni Ahit</span> Kitâb-ı Mukaddesin ikinci kısmı

Yeni Ahit veya Yeni Antlaşma, Kitab-ı Mukaddes'in Eski Ahit'in ardından gelen ve Grekçe kaleme alınmış olan ikinci kısmına Hristiyanların verdiği isimdir. İnançlı Yahudilerce "Yeni Ahit" kabul edilmez. Hristiyanlarca kutsal kabul edilen 27 kitapçıktan oluşan bir kitap bütünüdür.

Mitoloji, mit veya söylen bilimi belirli bir din veya kültürdeki insanlık ile evrenin yaratılış ve doğasını, geleneklere özgü inanç ve uygulamaların sebebini açıklamaya yönelik söylencelerin tümü. Mit (söylen) sözcüğü gerçekte doğru olmayan bir hikâye veya anlatı için tercih edilir ve çoğunlukla bir yanlışlık, doğru olmayan unsur vurgusu barındırır.

<span class="mw-page-title-main">Sanat</span> duygusal veya estetik çekicilik yoluyla dışsal değerler yaratma sürecine denir

Sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bu tanımlardan en yaygın kabul göreni sanatın edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, mimari ve heykel alt türlerinden oluştuğu görüşüdür. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur.

Tanrı ya da ilah, Klasik teistik inanç sistemlerinde Mutlak Varlık, Mutlak Benlik ve tüm varoluşun temel kaynağı olarak görülen varlık. Tek tanrılı inançlarda evrenin tek yaradanı ve yöneteni olarak kabul edilir. Çok tanrılı inançlarda genelde ilahların cinsiyeti bulunur ve eril olanlarına tanrı, dişi olanlarına tanrıça denir. Tektanrılı ve henoteistik inançlardaki Tanrı kavramını tanımlamak için ise sadece tanrı sözcüğü kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Cadılık</span>

Cadı, birçok din ve mitolojide kötü amaçlara hizmet ettiğine ve doğaüstü güçleri olduğuna inanılan kişidir. Popüler kültürde siyah pelerinli, sivri başlıklı, süpürgesiyle uçan bir kadın figürü resmedilir. Türkiye'de farklı ağızlarda "cazı", "cazi" ya da "cazi kari" olarak da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Ejderha</span> efsanevi canavar

Ejderha, yarasa kanatlı, dikenli kuyruklu, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan biçimindeki efsanevi canavardır. Tarih öncesinin ejderhayı andıran dev sürüngenleri hakkında hiç bilgi yokken bile bu yaratıkların varlığına inanılırdı. Yunancadaki δράκων (drákōn) sözcüğü başlangıçta her türlü büyük yılan için kullanılırdı.

İçrekçilik, batınilik ya da ezoterizm, bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstat tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla öğretilmesidir. Ezoterizm bir din veya bir inanç sistemi değildir. Çoğunlukla ezoterik (içrek) yani ezoterizm ile ilgili veya ezoterizme dair şeklinde kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Çivi yazısı</span> ilk yazı türü

Çivi yazısı, kilden yapılma tabletlerin üzerine resimler ya da harf görevi gören ve sesleri temsil eden semboller ile özel bir teknikle yazılan; papirüsün bulunması ile son bulan tarihteki ilk yazı sistemidir. Maden Çağlarının sonunda, yaklaşık MÖ 3500'lerde Sümerler tarafından icat edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Addaks</span>

Addaks, ayrıca bilinen adıyla beyaz antilop, Sahra Çölüne özgü bir antiloptur. Addaks cinsinin tek üyesidir. İlk kez 1816 yılında Henri de Blainville tarafından bilimsel olarak tanımlanmıştır. Açık renkli antilobun uzun, bükülmüş bonuzları bulunmaktadır. Boynuzlar tipik olarak dişilerde 55 ila 80 cm, erkeklerde 70 ila 85 cm uzunluğundadır. Erkeklerin omuzları 105 ila 115 cm, dişilerin omuzları ise 95 ila 110 cm uzunluğundadır. Dişiler erkeklerden daha küçük olduğu için eşeysel dimorfiktir. Tüylerin rengi mevsimine göre değişmektedir. Kışın gövdedeki tüyler grimsi kahverengi, antilobun arka kısımları ve bacakları beyazdır. Baş, boyun ve omuzlarda uzun kahverengi saçlar bulunmaktadır. Yaz aylarında tüyler neredeyse tamamen beyaz veya kum sarısına döner.

<i>Triceratops</i> kuş kalçalı dinozor cinsi

Triceratops, 68-66 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış otobur bir kuş kalçalı dinozor cinsi. Kretase döneminin sonunda pek çok canlının yokolduğu büyük felakete kadar yaşamış son dinozorlardandır. Triceratops, iri, dört ayaklı bedeni; büyük, kemikli bir yaka ve üç boynuz taşıyan başı; günümüz gergedanlarına olan benzerlikleri ile en kolay tanımlanabilen dinozor türlerinden biridir. Ayrıca, bilinen en büyük etobur dinozorlardan olan Tyrannosaurus ile aynı alanı paylaşmıştır ve muhtemelen onunla savaşan hayvanlardandır.

<span class="mw-page-title-main">Narval</span>

Narval veya diğer adıyla denizgergedanı (Monodon monoceros), balinalar (Cetacea) takımının Monodontidae familyası içindeki Monodon cinsinin tek türüdür. Yaşam alanı arktik denizler olan bu deniz memelisi, 70° K enleminin güneyinde nadiren görülür.

<span class="mw-page-title-main">Oğuz Han</span> Türk ve Altay mitolojisine göre Türklerin atası

Oğuz Kağan ya da Oğuz Han, Türk ve Altay mitolojisinde Oğuz Türklerinin atası. Uğuz Han, Uz Han veya Oğur Han olarak da bilinir. Dedesi Kabi Han, annesi Ay Kağan, babası Kara Han'dır. Oğuz Kağan Destanı'nın baş kahramanıdır. 24 Oğuz Boyu’nun ondan türediğine inanılır. Bazı kaynaklara göre destanda Asya Hun İmparatorluğu'nun hükümdarı Mete Han ile özdeşleştirilmiştir.

Totem, bazı ilkel klan ve kabilelerden, onların atası sayılan hayvan veya bitkiye verilen isimdir. Bu totemleri kutsal sayan dini/felsefi görüşe ise Totemizm denmektedir. Bu sözcük kabile dilinde nişan veya âlamet anlamına gelir. Ayrıca totem Panama, Brezilya ve Orta Afrika da kullanılan bir kısaltmadır. Totemizm klan dinidir. Émile Durkheim'e göre ise Totemizm ilkel bir dindir. Totemizm, dünyanın birçok ülkesinde Kuzey Amerika ve Avustralya'da görülür. İnançlarına göre totem olan hayvana ne zarar verebilir, ne de öldürebilir. Totem de buna karşılık insanı korur. Avustralya'da totem olan hayvan için yıllık törenler yapılır. Bu törenlerde o hayvanın çoğalmasını kolaylaştırma amacı güdülür. Totem olan hayvanın etini yemek yasak olduğu halde, bu törenlerde bu yasak uygulanmaz. Bazı araştırmacılar Antik Mısır, Yunan, İtalyan ve Galya halkının dinlerinde de totemizm izlerinin bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Birçok yerde klan fertlerinin, totemlerine benzemek için totemlerinin resmini vücutlarına nakşederek merasimlerde totemin derisini giydikleri de görülmüştür. Konuya diğer bir açıdan bakılırsa totemin tabu olduğu görülür. Totem olan hayvanı öldürmek yasak olduğu gibi, totem olan ağacın gövdesinde oturmak hatta odununu kırmak da yasaktır. Bazı dinler tarihi araştırmacılarına göre Animizm'den doğmuştur. Halk edebiyatında, masallarda ve Tevrat'taki hayvanların konuşması ile İncillerde güvercine önemli bir yer verilmesini Totemizm kalıntısı olarak sayanlar da vardır.

<span class="mw-page-title-main">Amerika antilobu</span> Afrikada yaşayan Uzun Boyunlu zürafaların yaşayan en yakın akrabaları olan Kuzey amerikaya özgü antilop-benzeri geviş getiren hayvan

Amerika antilobu, Kuzey Amerika'da yaşayan bir gevişgetiren çift toynaklı türü. Çatalboynuzlu antilop ya da Çatalboynuzlu hayvan olarak da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Canavar</span> tuhaf yaratık

Canavar; mitolojilerde, masallarda ve efsanelerde bahsedilen vahşi hayvan, olağanüstü, yırtıcı canlı. Türk kültüründe Guyuk (Güyük) veya Azman olarak da bahsedilir. Değişik biçimlerde tasvir edilir. Çoğu zaman her tür sıra dışı ve yırtıcı varlığı ifade etmekte kullanılır. Azerbaycan Türkçesinde canavar sözcüğünün yırtıcı hayvan manası daralarak, doğrudan "kurt" anlamını taşır hale gelmiştir.

Kosa – Türk ve Altay halk kültüründe Bahar Şenliği. Koça şeklinde de söylenir. “Kodu” adıyla da anılır. Nevruza birkaç gün kala başlayan ve Nevruz gününün sonuna kadar devam eden şenliklerdir. Bu bayramın koruyucu ruhu olan Koça Han adına düzenlenir.

Cılka Han - Türk, Yakut ve Altay mitolojisinde Çocuk Tanrısı. Çocuk doğduğunda kaderini belirler. Doğumu yapan kadını da korur. Çocuğu olamayan kadınlar tarafından ondan çocuk dilenir.

Geyik Ata – Türk, Moğol ve Altay mitolojilerinde Geyik Tanrı. Değişik Türk dillerinde Keyik Ata olarak da söylenir. Sığın (Sıgun) Ata veya Bulan (Bolan) Ata ya da Puğu (Buğu) Ata tabirleri de eşanlamlı olarak kullanılır. Moğollar Eli Ecege derler. Geyik sürülerinin başında bulunup idare eden geyiğe Gökgeyik ve Göksığın adı verilir. Masal kahramanları veya söylence kişileri bir geyiği kovalar ve peşinden bir mağaraya girer. Burada çoğu zaman güzel bir kıza rastlar. Geyikli Baba gibi erenler halk kültüründe sıklıkla yer alır. Hacı Bektaş-ı Veli gibi erenler de geyik donuna bürünebilirler.

<span class="mw-page-title-main">Efsanevi yaratık</span>

Efsanevi yaratık ya da mitolojik yaratık; kurgusal, hayali ve doğaüstü bir hayvandır. Bazen bir kırma, genellikle yarı insandır ve varlığı kanıtlanmamıştır, sadece kurgu ya da folklorda geçmektedir.