Bilim ve teknoloji tarihi, teknoloji ve bilimin, pratik yaşam gereksinimlerinin karşılanmasına ya da insanın çevresini denetleme, biçimlendirme ve değiştirme çabalarına yönelik uygulamaları. Yunanca tekhne ve logos sözcüklerinden oluşturulan teknoloji terimi, Antik Yunanistan'da "bilgiden gelen zanaat" anlamına geliyordu. Zaman içinde anlamı değişen sözcük, bilimsel araştırmalardan elde edilen somut ve yararlı sonuçları ve bunlara ilişkin araç, yöntem ve süreçlerin bütününü ifade eden bir anlam kazanmıştır.
Geometri, matematiğin uzamsal ilişkiler ile ilgilenen alt dalıdır. Yunanca Γεωμετρία "Geo" (yer) ve "metro" (ölçüm) birleşiminden türetilmiş bir isimdir.
Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan sözlere veya kavramlara Türkçe eğretileme; Arapça mecaz, istiare; Fransızca trope denir.
Bauhaus; 20. yüzyılda mimari, tasarım, sanat alanlarında yeni akımlar yaratmış bir okuldur. Kurulduğu zaman dünyanın en seçkin ve çağdaş mimarlarını, sanatçılarını, bir araya getirerek, yalnızca bir eğitim kurumu yaratmamış, aynı zamanda bir üretim merkezi ve tüm bunların konuşulup tartışıldığı bir yer haline gelmiştir.
Sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bu tanımlardan en yaygın kabul göreni sanatın edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, mimari ve heykel alt türlerinden oluştuğu görüşüdür. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur.
Güzel sanatlar, güzellik ve zevkle ilgilenen sanatlar için kullanılan bir ifadedir.
Avangart, Fransızca askeri bir terim olan öncü birlik sözcüğünden gelir. Gerek Fransızcada gerek diğer dillerde kültür, sanat ve politika ile bağlantılı olarak, "yenilikçi" kişiler veya "deneysel" işler anlamına gelir.
Gnostisizm Antik Mısır hermetizmini, Antik Yunan ezoterizmini, İbrani geleneklerini, Zerdüştçülüğü, bazı Doğu geleneklerini ve dinlerini, Hristiyanlığı eklektik bir tutumla sentezleyen, birçok tarikâtın benimsediği mistik felsefeye verilen genel addır. Daha açık bir ifade ile Gnostisizm, hakikatin bilgisine ilham keşf ve sezgi ile ulaşılacağını savunan mistik bir felsefi düşüncedir.
Yedi özgür sanat, antikçağ okul ve eğitim dünyasında öğretilen çeşitli bilim ve sanat alanlarını belirtir. Daha sonra Orta Çağ felsefesinde de Skolastik okullarda öğretilen bölümler olmuştur bunlar. Bahsedilen yedi özgür sanat ve bilim alanları şunlardır:
- İlk olarak Trivium denilen Üçlü Grup, yani;
- Gramer
- Mantık
- Retorik gelmektedir.
- İkinci olarak da Quadrivium denilen Dörtlü Grup gelmektedir.Bunlar da,
- Aritmetik
- Geometri
- Müzik
- Gökbilim'den meydana gelmektedir.
Makedonya Krallığı veya Makedonya İmparatorluğu, Eski Yunan ve Klasik Yunan zamanlarında bulunan bir krallıktır.Ayrıca Helenistik Dönem Yunanistan'ının baskın devletiydi. Krallık başlangıçta Argead hanedanı tarafından yönetilmekteydi. Ardından Antipatrid ve Antigonif hanedanları tarafından yönetildiler. Antik Makedonlar'ın evi olarak Yunan yarımadasının kuzeydoğusunda ön krallıklardandı. Batıda Epir,kuzeyde Paenoia (devlet) ile, doğuda Trakya ile güneyde ise Teselya ile sınırlarını paylaşıyordu.
LGBT veya GLBT ya da LGBTQ+, 1990'larda LGB kısaltmasından sonra ortaya çıktı ve 1980'lerin ortaları ile sonlarından bu yana gey sözcüğü yerine kullanılarak LGBT topluluğunu temsil etmeye başladı. Birçok etkinci, gey topluluğu kullanımının eksik bir tanımlama olduğunu düşünerek LGBT topluluğu kullanımına geçti.
Zanaat, varlık amacı yararlı olmak olan ve ürettiği eserlerden maddi kazanç sağlayan, günlük ihtiyaçları karşılamaya yarayan ürünler meydana getiren meslek. Zanaat, sermayeden çok nitelikli emeğe dayalıdır; öğrenimin yanı sıra el becerisi ve ustalık gerektirir. Bu tür mesleklerin erbâbına zanaatkâr denir.
Senkretizm, sıklıkla çeşitli düşünce ekollerinin uygulamalarını ve yollarını karıştırarak ayrı veya çelişkili inançları birleştirmek veya birleştirmeyi denemektir. Özellikle teolojide ve din mitolojisinde başta birbirinden farklı olan geleneklerin birleştirilmesi ve kıyaslanmasına yönelik olan, böylece farklı inançlarda temelde yatan bir birliği öne sürerek farklı inançlara karşı daha kapsayıcı bir duruşu savunan hareket ve denemeler için de bu terim kullanılabilir.
İkona Doğu Ortodoks Kilisesi, Oryantal Ortodoksluk, Katolik ve Doğu Katolik Kiliselerinin kültürlerinde en yaygın şekli illüstrasyon olan dinî bir sanat eseridir. Türkçeye Fransızca icône sözcüğünden geçmiş olan kavramın kökeni Yunanca eikon "benzerlik, resim, portre" sözcüğüdür. Bu sözcük ise yine Yunanca eikenai kökünden gelir. En yaygın konular Mesih, Meryem, azizler ve meleklerdir. Özellikle bir veya iki ana figür üzerinde yoğunlaşan portre tarzı görüntülerle ilişkili olsa da, terim aynı zamanda Doğu Hristiyanlığı tarafından üretilen ve anlatım sahneleri de dahil olmak üzere çeşitli sanatsal basındaki dini imgelerin çoğunu kapsar.
Teknofobi Teknolojik aygıtların ve karmaşık aygıtların, özellikle bilgisayarlara karşı olan korku ya da nefret duygusudur. Teknofobinin sayısız farklı yorumlanması olmasına rağmen, teknoloji gelişmeye devam ettikçe bu tanım karmaşıklaşıyor. Terim genellikle mantıksız bir korku anlamında kullanılır, ancak bir grup korkuların haklı olduğu görüşündedir. Fobi, Sibrofobi ile alakalı ve technophilia'nın tam tersidir. Dr. Larry Rosen, araştırma psikoloğu, bilgisayar eğiticisi ve Kaliforniya Devlet Üniversitesi profesörü, "rahatsız edici kullanıcılar", "bilişsel bilgisayar bulmacaları" ve "endişeli bilgisayar işaretleri" olmak üzere üç ana kategoride teknofobi olduğunu iddia etmektedir. İlk önce Sanayi Devrimi sırasında yaygın olarak dikkat çeken teknofobinin, dünyadaki çeşitli toplumları ve toplulukları etkilediği gözlemlendi. Bu, bazı grupların ideolojilerini korumak için bazı modern teknolojik gelişmelere karşı durmalarına neden oldu. Bu durumların bazılarında yeni teknolojiler, basitlik ve mütevazı yaşam biçimlerini kişisel değerleri gibi belirleyen inançlarla çelişmektedir. Teknofobik fikirlerin örnekleri, Frankenstein gibi edebi eserlerden Metropolis gibi filmlere kadar birçok sanat eserinde bulunabilir. Bu çalışmaların birçoğu teknofobik olarak algılanan teknolojinin daha karanlık tarafını tasvir etmektedir. Teknoloji gittikçe daha karmaşık hale gelip, anlaşılması güçleştiğinden, modern teknolojileri kullanmak ile ilgili endişelerin yayılması olasıdır.
Figüratif sanat veya Figürativizm, doğada mevcut nesneleri betimleyen sanat eserlerini tanımlamak için kullanılan sanat terimi. Soyut sanatın tersi olarak kabul edilir. Terim, soyut sanatın ortaya çıkmasından bu yana, gerçek dünyayla ilgili güçlü referanslar içeren modern sanatın herhangi bir biçimini ifade etmek için kullanılmıştır.
Sanat eseri, insanın duyularına hitap eden, öncelikli olarak amacı estetik haz uyandırmak olan, çeşitli malzemeler ile sanatçı tarafından meydana getirilen özgün üründür. Edebiyat ve müzik eserleri de dahil olmak üzere, sanat olarak kabul edilen herhangi bir eser dışında, bu terim temel olarak somut, taşınabilir görsel sanat formları için geçerlidir. Görsel sanatlarda bir sanat eseri, profesyonel olarak belirlenen veya öncelikle bağımsız bir estetik işlevi yerine getirdiği düşünülen fiziksel iki veya üç boyutlu bir nesnedir.
Mühendislik felsefesi, mühendisliğin ne olduğunu, mühendislerin ne yaptığını ve çalışmalarının toplumu nasıl etkilediğini ele alan ve bu nedenle etik ve estetik yönlerinin yanı sıra ontoloji, epistemoloji, vb. gibi bilim felsefesi veya teknoloji felsefesi'nde incelenebilecek konuları da içeren gelişmekte olan bir disiplindir.
Teknoloji tarihi, aletlerin ve tekniklerin icat tarihidir ve dünya tarihinin kategorilerinden biridir. Teknoloji, taş aletler kadar basitten karmaşık genetik mühendisliğine ve 1980'lerden beri ortaya çıkan bilgi teknolojisine kadar uzanan yöntemlere atıfta bulunabilir. Teknoloji terimi, sanat ve zanaat anlamına gelen Yunanca techne kelimesinden ve kelime ve konuşma anlamına gelen logos kelimesinden gelir. İlk olarak uygulamalı sanatları tanımlamak için kullanıldı, ancak şimdi çevremizdeki çevreyi etkileyen gelişmeleri ve değişiklikleri tanımlamak için kullanılıyor.
Giyilebilir sanat veya Giyim sanatı, genellikle güzel veya etkileyici biçimde yapılmış el yapımı giysi veya mücevherlerin ayrı ayrı tasarlanmış parçalarını ifade eder. Herhangi bir giyim eşyası veya başka giyilebilir bir nesnenin yapımı tipik olarak estetik kaygılar içerse de, giyilebilir sanat terimi, eserin ciddi ve benzersiz bir sanatsal yaratım veya ifade olarak kabul edilmesinin amaçlandığını ifade eder. Sanat parçaları satılabilir ve/veya sergilenebilirler.