İçeriğe atla

Tebriz Seferi (1610)

Tebriz Seferi, 1603-1612 Osmanlı-Safevi Savaşı'nda bir evre. Kuyucu Murat Paşa komutasındaki Türk ordusu Tebriz'e kadar ilerleyip Acıçay civarında İran ordusuyla karşı karşıya geldiyse de taraflar arasında herhangi bir çarpışma olmadı ve Türk ordusu kışlamak üzerine geri çekildi. 1611 yılında tekrar sefere çıkmaya hazırlanan Murat Paşa'nın ölümüyle iki ülke arasındaki barış müzakereleri hız kazandı ve 1612 yılında dokuz yıldır süren savaşa son veren Nasuh Paşa Antlaşması imzalandı.

Sefer öncesi gelişmeler

Şah Abbas'ın 1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı'nda kaybedilen yerleri geri almaya yönelik seferlerinin tamamı Safevi ordusunun başarısıyla sonuçlanmış; 1603 yılında başta Nihavend ve Tebriz olmak üzere tüm Batı İran, 1604 yılında ise başta Erivan ve Tiflis olmak üzere tüm Ermenistan ve Doğu Gürcistan yeniden Safevî Devleti'nin egemenliğine girmiş, 1605 yılında karşı saldırıya geçen Osmanlı ordusunun Urmiye Muharebesi'nde büyük bir yenilgiye uğratılmasının ardından Şah Abbas 1606 yılında Azerbaycan'a yönelmişti. Aynı yıl Gence'yi kuşatarak alan Şah Abbas, 1607 yılında da Şamahı, Baküve Derbent'i de alarak 1578-1590 Savaşı'nda kaybedilen yerleri dört yıl içinde tekrar ülkesine katmayı başarmıştı.

1605 yılında Cığalazade Yusuf Sinan Paşa komutasında karşı saldırıya geçen Osmanlı ordusunun Urmiye Muharebesi'nde büyük bir yenilgiye uğratılmasının ardından Yusuf Sinan Paşa ölmüş, doğu cephesi 1605-1610 yılları arasında beş sene komutansız kalmıştı. Nitekim, 1606 yılında Deli Ferhat Paşa komutasında İran'a gönderilen Osmanlı ordusu komuta zafiyeti ve disiplinsizlikler sonucu Konya'da dağılmış, yeni komutan Sadrazam Kuyucu Murat Paşa ise İran'ın üzerine sefer açmadan önce Anadolu'da ve Suriye'de devlet otoritesini yoketmiş olan Celali isyanlarını bastırmaya karar vermişti. Bu çerçevede 1607-1609 yılları arasında Saraçoğlu, Canboladoğlu, Kalenderoğlu ve Tavil Ahmed ayaklanmalarını bastıran Murat Paşa 1610 yılında nihayet İran üzerine yürüdü.

Sefer

Kuyucu Murat Paşa’nın seferleri sonucunda yenilgiye uğrayan Celalilerin bir bölümü Şah Abbas’a sığındı. Şah Abbas ise sığınan Celalileri, Kürtlere karşı kullanmak üzere Urmiye ve Selmas bölgesine sevketti. Fakat Nasuh Paşa tarafından Celali ileri gelenlerine afnâmeler gönderilerek hizmete alınacakları vaadinde bulunulunca pek çoğu Osmanlı ülkesine geri döndü. İran’da kalanlar ise Mayıs/Haziran 1609’da reisleri Muhammed Paşa ölünce bir kuvvet olmaktan çıkıp dağıldılar. Bu sonuçlar, Celaliler hem cephe gerisinde hem de cephede ordu için herhangi bir tehdit olmaktan çıktılar.

Murat Paşa Şah Abbas’a teklif ettiği barış antlaşmasının kabulünü hızlandırmak için Türk ordusunun hareket ettiğini duyarak ordusunu Tebriz'de toplayan Şah'ın üzerine yürümek üzere 20 Nisan 1610 tarihinde Üsküdar'dan hareket etti. Cığalazade Yusuf Sinan Paşa'nın 1604-1605 tarihli seferinde bir taraftan Almanya ile savaşta bulunan diğer taraftan da Celali isyanlarıyla boğuşan Türk ordusuyla karşılaşmış olan Şah Abbas bu defa hem Almanya'yla barış yapmış hem de Celali isyanlarını bastırarak cephe gerisini güvence altına almış bir orduyla karşı karşıyaydı. Çekinen Şah Abbas, Murat Paşa'nın barış teklifine karşılık fethettiği yerleri geri iade etmeyeceğini ve Amasya Antlaşması sınırlarına dönülmesini istediklerini iletti. Ayrıca Hayreddin Çavuş vasıtasıyla padişah I. Ahmet’e yaklaşık 8 kg ağırlığında amber ihtiva eden 21 kilo ağırlığında som altından bir çekmece gönderdi. Ancak Şah’a gönderilen yanıtta barış yapılabilmesi için fethedilen yerlerin iadesi istendi.

Murat Paşa bu sırada ileri harekatı sürdürdü ve Türk ordusu Erzurum-Hasankale-Kars-Çaldıran-Hoy yoluyla Tebriz’e ilerledi. Şah Abbas geleneksel İran taktiği uyarınca tüm bölge halkını tahliye ettirmiş, Türk ordusunun geçeceği yerleri de tahrip ettirmişti. Türk ordusu Tebriz'e kadar yaklaşık 70 yerleşim birimini ele geçirdi ve yerle bir etti. 16 Kasım 1610 tarihinde Tebriz yakınlarındaki Acıçay mevkiinde mevzilenen Türk ordusu İran ordusuyla karşı karşıya kaldı. İki ordu beş gün boyunca herhangi bir çarpışmaya girmeksizin birbirini gözetledi. Ancak Türk ordusundaki mühimmat ve erzak sıkıntısı ciddi seviyeye ulaştı.

Murat Paşa kış mevsiminin yaklaşması ve bu sıkıntılar yüzünden ordusunu Ahlat-Van-Bitlis yoluyla Diyarbakır’a gelerek kışı burada geçirdi.

Sefer sonrası gelişmeler

Kaynakça

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">I. Ahmed</span> 14. Osmanlı padişahı (1603–1617)

I. Ahmed, 14. Osmanlı padişahı ve 93. İslâm halifesidir. Sultan III. Mehmed ve Handan Sultan'ın oğludur. Sancağa gitmeyip tahta çıkan ilk Osmanlı padişahıdır. Saltanatı boyunca sefere gitmemiştir. Saltanatında Celali isyanları bastırılmıştır. Tarihi yarımadada bulunan ve Mavi Camii olarak da bilinen Sultanahmet Camii, 1609-1617 yılları arasında saltanatı döneminde yaptırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf Sinan Paşa</span> 46. Osmanlı sadrazamı

Cığalazade Yusuf Sinan Paşa ya da Cağaloğlu Yusuf Sinan Paşa (1545-1605) III. Mehmed saltanatı döneminde 1591-1595 ve 1599-1604 yılları arasında toplam 10 yıl Kaptan-ı Deryalık, 27 Ekim 1596-5 Aralık 1596 tarihleri arasında da bir ay dokuz gün Sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. İstanbul'daki Cağaloğlu semti ve Bağdat'ta yaptırdığı Cığalazade Hanı onun ismini taşımaktadır.

Celâlî isyanları, 16. ve 17. yüzyıllarda, Osmanlı yönetimindeki Anadolu'da Yavuz Sultan Selim döneminde başlayan ve Sultan I.Ahmet dönemine kadar devam eden zaman zarfında devlete karşı ekonomik, sosyal, askerî ve siyasi nedenlerle çıkarılan ayaklanmalara verilen addır.

Nasuh Paşa Antlaşması, 20 Kasım 1612 tarihinde Osmanlı Devletiyle Safevî Hanedanı'nın yönettiği İran arasında imzalanmış bir antlaşmadır.

<span class="mw-page-title-main">İran-Osmanlı savaşları</span> 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İran ve Osmanlı arasında süren bir dizi savaş

İran-Osmanlı Savaşları, 16 ilâ 19. yüzyıl arasında Osmanlı İmparatorluğu ile İran'da otoriteyi elinde bulunduran birbirinin devamı niteliğindeki çeşitli hanedanlar arasında gerçekleşmiştir. Osmanlılar ile İran arasındaki ilk savaş 1514 Çaldıran Muharebesi'dir. Son savaş ise 1821-1823 Osmanlı-İran Savaşı'dır.

<span class="mw-page-title-main">1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı</span> Osmanlı İmparatorluğu ile Safevi Devleti arasında 1623-1639 yılları arasında yapılmış savaş

1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında, Irak meselesi için çıkan savaş.

<span class="mw-page-title-main">I. Abbas</span> 5. Safevi hükümdarı

I. Abbas veya Büyük Abbas, Safevi Hanedanlığının beşinci hükümdarı olan Şah Abbas, Safevi Hanedanı'nın en güçlü hükümdarı olarak gösterilir. Şah Muhammed Hüdabende'nin üçüncü oğludur. 3 Ekim 1587 tarihinde Türkmen şeflerinin desteklediği bir askerî darbe ile 17 yaşında tahta geçip 1629 yılına kadar 42 yıl hükümdar olarak kalmıştır. Hükümdar olduğu tarih Safevi Devleti açısından zorlu bir dönemdir. İçeride Türkmen aşiretleri arasındaki kanlı çatışmalar, doğuda Özbek akınları, batıda ise Osmanlı İmparatorluğu'nun baskısı altındaydı. Bu durumun kaçınılmaz sonucu olarak ülke ekonomik olarak da çözülmektedir. Tarımsal ve endüstüriyel üretim düşerken ticaret de çökmüştür.

1603-1618 Osmanlı-Safevî Savaşı, Osmanlı Devleti ile Safevî Devleti arasında, Batı İran, Kafkaslar ve Irak meselesi için çıkan savaşlardan biridir.

Kuyucu Murad Paşa, I. Ahmed döneminde 11 Aralık 1606 - 5 Ağustos 1611 arasında sadrazam olmuş bir Osmanlı devlet adamıdır. 1585 Tebriz Seferi esnasında Safevilere esir düşmüştür. 1607-1608 yılları arasında 100 yıllık celali isyanlarını sona erdirmiştir. Bu süre içinde öldürdüğü toplam celali isyancı sayısının 60.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.

Canbolatoğlu Ali Paşa, Celali isyanları'nda isyana önderlik etmiş kişilerdendir. Ali Paşa' nın atası olan Canbolad Bey, Yavuz Sultan Selim zamanında Kilis tarafına yerleştirilerek burası kendisine yurtluk olarak verilmiştir. Ali Paşa, amcası Hüseyin Paşa'nın Halep beylerbeyliğine getirilmesinden sonra Kilis beyliği görevine geldi. Hüseyin Paşa, Yusuf Sinan Paşa'nın İran seferinde yaşanan mağlubiyetten sorumlu tutularak 1605 yılında idam edilmiştir. Hüseyin Paşa'nın idamından sonra yeğeni Ali Paşa ile Hüseyin Paşa'nın emrindekilerle otuz bin kişilik kuvvet, devletin İran ve Avusturya seferlerindeki durumundan yararlanarak isyan etmiştir.

Urmiye Muharebesi, 1603-1618 Osmanlı-Safevî Savaşı'nda bir evre. Muharebe İran ordusunun galibiyetiyle sonuçlanmıştır.

Pül-i Şikeste Muharebesi ya da Serav Muharebesi, Kırıkköprü Muharebesi, 1603-1612 Osmanlı Safevi Savaşı'nda bir evre. Muharebe Safevi ordusunun galibiyetiyle sonuçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Revan Kuşatması (1616)</span>

Revan Kuşatması, 1615-1618 Osmanlı Safevi Savaşı'nda bir evre. Kuşatma Osmanlı ordusunun başarısızlığıyla sonuçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tebriz Kuşatması (1603)</span>

Tebriz Kuşatması, 1603-1612 Osmanlı Safevi-Savaşı'nda bir evre. Kuşatma Safevi ordusunun başarısıyla ve Tebriz'in 18 yıl sonra tekrar Safevilerin idaresine geçmesiyle sonuçlanmıştır.

Ezbend Muharebesi ya da Sufiyan Muharebesi 1603-1612 Osmanlı Safevi Savaşı'nda bir evre. Muharebe İran ordusunun galibiyetiyle sonuçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Revan Kuşatması (1603-1604)</span>

Revan Kuşatması, 1603-1618 Osmanlı-Safevi Savaşı'nda bir evre. Kuşatma Safevi ordusunun başarısıyla ve Revan'ın 21 yıl sonra tekrar İran idaresine geçmesiyle sonuçlanmıştır.

Gence Kuşatması, 1603-1612 Osmanlı-Safevi Savaşı'nda bir evre. Kuşatma Safevi ordusunun başarısıyla ve Gence'nin 18 yıl sonra tekrar İran idaresine geçmesiyle sonuçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Şamahı Kuşatması (1607)</span>

Şamahı Kuşatması, 1603-1612 Osmanlı-Safevi Savaşı'nda bir evre. Kuşatma Safevi ordusunun başarısıyla ve Şamahı'nın 28 yıl sonra tekrar İran idaresine geçmesiyle sonuçlanmıştır. Kuşatma sırasında Bakü ve Derbent de İran ordusuna teslim olmuş, Safevî Devleti bu sayede Azerbaycan ve Dağıstan'da yeniden hakimiyet kurmuştur. Bu itibarla, Safevîler 1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı sonucunda kaybettikleri tüm toprakları 1603-1607 arasında geri almayı başarmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Salmas Muharebesi (1616)</span>

Salmas Muharebesi, 1615-1618 Osmanlı-Safevî Savaşı'nda evre.

<span class="mw-page-title-main">1730-1732 Osmanlı-Safevî Savaşı</span> Osmanlı İmparatorluğu ile Safevi Devleti arasında 1730-32 yılları arasında yapılmış savaş

1730-1732 Osmanlı-İran Savaşı, 18. yüzyılda Osmanlı Devleti ile İran'daki Safevi Hanedanı arasında yapılmış olan bir savaştır.