İçeriğe atla

Tebliğ

Tebliğ, kelime manasıyla “bildirme, duyurma, haber verme” manasına gelir. Terim dinî, felsefî ve spiritüalist literatürlerde az çok farklı anlamlarda kullanılmıştır.

Dinde tebliğ

"Be-leğa" fiilinden gelen bu terim, Peygamberler’in vazifeleriyle ilgili olarak, aldıklarını aktarma, bildirme, haber verme anlamında kullanılır. Çoğulu tebligattır, “bildirilenler” anlamında kullanılır. Peygamberler’in vazifesi yalnızca bildirmektir; kabul konusunda zorlamazlar; yani bildirdiklerini insanların kabul edip etmemeleri ve sonuçlar Allah’a bırakılır.

Spiritüalizmde tebliğ

Deneysel ruhçulukta tebliğ terimi yalnızca, “aşkın (müteal) irtibat”la alınmış çok değerli bilgiler içeren mesajları ifade etmek üzere kullanılır. Ruhçulara göre, tekâmül düzeyi çok yüksek varlıklardan,” ruhsal plan”lardan alınmamış, teşevvüşteki bedensiz varlıklardan alınmış bilgilere, felsefî-fikrî bir havaya bürünmüş olsalar da veya içinde gelecek hakkında sonradan doğrulanan kehanetler bulunsa da tebliğ denilemez.

Kaynakça

Literatür

  • Baran İslam Ansiklopedisi
  • Ruh ve Kainat, Bedri Ruhselman

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Peygamber veya yalvaç, Tanrı aracılığıyla bir dini veya dinî öğretiyi yaymakla görevlendirildiğine inanılan kişidir. Peygamberler ayrıca dinî terminolojide âyet, işaret veya mûcize denilen doğaüstü güç veya olayların kendilerine atfedildiği mitolojik veya yarı mitolojik insanlardır. İbrahimî dinlerin inananları, peygamberlerin Tanrı'dan aldıkları “vahiy” adlı mesajları diğer insanlara ulaştırdıklarına inanırlar.

Fıtrat, İslam dininde bir kavram, özellikle tasavvufta önemli bir yer tutar.

<span class="mw-page-title-main">Silsile</span>

Silsile, , bir İslam dinî kavramıdır. Ayrıca tasavvufta da farklı bir manada terim olarak kullanılır. Hadis ilminde sened denilen kavram, ravilerin silsilesini araştırır.

Hanif kelimesinin kaynağı ve anlamına dair çeşitli görüşler bulunmakta; Arapça, İbrânîce, Süryânîce veya Habeşçe bir kökten geldiği öne sürülmektedir. Kelimenin kökünü oluşturan “hnf” bütün Sâmî dillerde ortaktır. Kelimenin Ken‘ânîce şekli olan hanpa ve hanapu Tell el-Amarna tabletlerinde ortaya çıkmaktadır. Bu metinlerde kelime “kötülüğe meyilli ve sapkın olmak, iftira etmek” anlamlarındadır. Yeni İbrânîce ve Mişna’da kullanılan Yahudi-Ârâmî (Judeo-Aramaic) dilinde “iki yüzlü olmak”, Süryânîce şekli olan hanfo (hanpa) ise “putperest” anlamına gelmektedir.

Ehl-i beyt, "ev halkı" anlamına gelen ve İslam peygamberi Muhammed'in ev ahalisini tanımlamak için kullanılan İslâmî terim.

İcmâ, bir İslam hukuku terimi.

İstishâb, bir İslâm hukuku terimi.

<span class="mw-page-title-main">Anima mundi</span>

Anima mundi yani dünyanın ruhu, saf semavi ruh ki antik filozoflarca doğanın her yanına nüfuz ettiği öne sürülmüştür.

Şer'ü men kablenâ veya Türkçe karşılığı ile Geçmiş şeriatler, bir İslâm hukuku terimidir.

<span class="mw-page-title-main">Sezgi</span> felsefe, mistisizm, ezoterizm ve farklı öğreti sistemlerinde kullanılan terim

Sezgi; felsefe, mistisizm, ezoterizm ve farklı öğreti sistemlerinde farklı anlamlarda kullanılan terim.

Mâtüridîlik, Matüridî'nin kurduğu, Hanefî Mezhebi'nin kurucusu İmam-ı A'zam'ın düşüncesini tâkip eden, akla önemli bir yer veren İslam dini itikad mezhebidir. Türkiye, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya ülkelerinde yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">İhvân-ı Safâ</span> Hurufiler ya da ansiklopedistler

İhvan-ı Safâ, Basra'da 10. yüzyılda ortaya çıkan bir felsefe çığırının taraftarlarına verilen bir addır. Bir nevî felsefe ansiklopedisi mahiyetindeki risalelerini Almancaya çeviren Dietrici[kim?], bunların adlarının "Hâlis Kardeşler" anlamına geldiğini söylüyor.

<span class="mw-page-title-main">Danyal</span> Yahudilik, Hristiyanlık, İslam ve Bahâîlik inançlarında peygamber

Danyal, Daniyel veya Daniel, Tanah'ın Daniel Kitabı'nda ismi geçen Yahudi karakterdir. Anlatıya göre Kudüslü Danyal, Babil kralı II. Nebukadnezar tarafından esir alınır ve Babil'e sürülür. Burada Belteşassar adını alan Danyal, Nebukadnezar'a ve ardıllarına Ahameniş İmparatoru II. Kiros'un bölgeyi fethine kadar hizmet eder, ancak bu sırada Rab'be olan inancını korur.

<span class="mw-page-title-main">Mutlak</span> mutlak ( kesin )

Mutlak ya da saltık, felsefî bir kavram olarak şeylerin, keşfedilmiş olsun olmasın, bütününü, tamamını tanımlar. Felsefenin farklı konularında ve farklı felsefî metinlerde, Mutlak nihai varlığı tanımlamak için de kullanılabilir; bu kullanımda fâni ve varlığı zorunlu olmayanın tersi olan yani mutlak olan varlık anlamındadır.

Evliya Allah dostları.

Ruhsal eş ya da eş ruh (soul-mate) Spiritüalizm kaynaklı bir terim olup, reenkarnasyonist New Age grupları aracılığıyla yaygınlık ve popülerlik kazanmış ve günümüzde Spiritüalist olmayanlarca da kullanılır hale gelmiş bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Lut</span> Peygamber

Lut, bugünkü İsrail ile Ürdün sınırı arasındaki topraklarda yaşayan bir kavim olan Lut kavmine gönderildiğine inanılan peygamber. İbrahim'in akrabası olduğuna ve İbrahim'in peygamberliğini ilk kabul eden kişi olduğuna inanılır. Lut'a kavminin azap haberini vermeye giden üç büyük melek önce İbrahim'e gidip, ona bir çocuğunun olacağı müjdesini vermişlerdir. Yahudilik ve Hristiyanlık inancına göre Lut, peygamber değil yalnızca bir din büyüğüdür.

Keşif ya da Osmanlıcadaki söylenişiyle keşf, sufi terminolojide kullanılan bir terim olup, kendisine eklenen sıfat ve adlara bağlı olarak çok değişik anlamlara gelmek üzere kullanılmıştır. Terim sözcük anlamıyla Arapçada “açığa çıkarma, örtülü olanı açma, gizli olanı meydana çıkarma, perdenin açılması, sezme, tahmin etme” anlamlarına gelir. Sufi terminolojide ise daha çok sezgiye ya da ilham olunmaya ve görünmez âlemle irtibata ilişkin anlamlarda kullanılır. Terimi bu anlamlarda kullananlardan biri olan ünlü Muhyiddin İbn Arabi'ye göre velîler de, bilgileri peygamberlere vahiy getiren meleğin aldığı kaynaktan alabilirler.

Adak, herhangi bir dilek yerine geldiğinde karşılığında yapılacağı veya verileceği söylenen şey ve bunun sonucunda insanın kendisini Tanrı'ya karşı yükümlü kıldığı durum. Osmanlıca nezir kelimesinin Türkçe karşılığıdır. Kutsal varlıklardan yardım dilemek amacıyla kurban kesme, saçı verme, mum yakma, para bağışlama gibi eylemlerde bulunma taahhüdü. Hatta bir şeyden vazgeçme örneğin bir hayvanı doğaya salma bile adağın kapsamına girer. Örneğin Türkçe ile uzak akraba olan Yakut dilinde Adık olarak söylenen bu sözcük bazı nesnelerin yakılmasını ve hayvanların özgür bırakılmasını da ifade eder. Bu yüklenim yerine getirilmediği takdirde kişinin başına olumsuzluklar, hatta felaketler geleceğine inanılır.

Epifani aniden bir şeyin anlamı veya özünü anlamak veya ayrımına varmak demektir. Terim, felsefî veya düz anlamlı olarak, birisinin bir "yapbozun son parçasını bulduğu ve resmin tamamını görebildiği" anlamında veya kendi başına önemsiz olan yeni bir bilgi veya deneyimin, daha derin veya ilahî bir temel dünya görüşüne ışık tuttuğu anlamında kullanılır.