İçeriğe atla

Teşkîlât-ı Mahsûsa

Teşkîlât-ı Mahsûsa adlı gizli örgütün logosu

Teşkîlât-ı Mahsûsa (Osmanlıcaتشكیلات مخصوصه, romanize: Özel Oluşum), İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesinde Enver Paşa'ya bağlı olarak kurulan gizli teşkilattır. II. Meşrutiyet dönemi sonrası 1913-1918 yılları arasında etkinlik gösteren istihbarat ve propaganda işleri yürüten bir topluluktur. İttihat ve Terakki'nin Türkçü ve İslamcı siyasi görüşleri doğrultusunda, yurt içi ve yurt dışında, karşı istihbarat, propaganda, örgütlenme, suikast eylemlerinde bulunmuştur. Oluşumun isim babası Miralay Rasim Bey’dir. Çeşitli şahit ifadelerine göre 1911'den itibaren etkin olmuş, 17 Kasım 1913’te resmen kurulmuş ve daha sonrasında da 5 Ağustos 1914'te Harbiye Nezareti'ne bağlı resmî bir örgüte dönüştürülmüştür. 8 Ekim 1918'de İttihat ve Terakki hükûmetinin iktidardan ayrılması ile birlikte Teşkîlât-ı Mahsûsa da resmen tasfiye edilmiştir.[1]

Ayrıca Teşkîlât-ı Mahsûsa, hala varlığı tartışılan bir teşkilattır. Kimi tarihçiler var olduğunu, kimi tarihçiler ise böyle bir teşkilatın asla kurulmadığını ve var olmadığını ileri sürmektedir.[]

Teşkîlât-ı Mahsûsa'nın Trablusgarp'ta İtalyanlar'a, Batı Trakya'da Bulgar ve Yunanlar'a, Mısır ve Irak'ta İngilizler'e karşı direniş örgütleme çalışmaları kısmen belgelenmiştir. Buna karşılık 1915 Ermeni Kırımı'nda Teşkîlât-ı Mahsûsa'nın oynadığı rol, sık sık dile getirildiği hâlde ayrıntılarıyla ortaya konabilmiş değildir. Teşkîlât-ı Mahsûsa hakkında tek köklü araştırmanın yazarı olan Philipp Stoddard'a göre Teşkîlât-ı Mahsûsa, Ermeni tehcirinde hiçbir rol oynamamıştır. Guenter Lewy Stoddard'la 2001 senesinde görüştüğünü ve Stoddard'ın hâlâ aynı görüşü savunduğunu bildiriyor.[2]

I. Dünya Savaşı'ndan sonra Anadolu'da oluşturulan Kuvâ-yi Milliye, Karakol Cemiyeti ve Müdâfaa-i hukuk gruplarının önde gelen liderlerinin hemen hepsi Teşkîlât-ı Mahsûsa üyesi olduğu bilinen kişilerdir. Buna rağmen Teşkîlât-ı Mahsûsa ile Millî Mücadele arasındaki örgütsel ilişki yeterince incelenmemiştir. Teşkilatın kurucusu Enver Paşa'dır. Başında ise Hüsamettin (Ertürk) Bey bulunmaktaydı. Teşkilatın ideolojik yapısını ise Dr. Bahaeddin Şakir ve Dr. Nâzım oluşturmuştur.[3]

Bilgi Kaynakları

Teşkîlât-ı Mahsûsa'ya ilişkin tek akademik çalışma, Dr. Philip Stoddard'ın 1963 tarihli doktora tezidir.[4] Teşkilat ileri gelenlerinden Eşref Kuşçubaşı ve Hüsamettin Ertürk'ün anıları yayımlanmıştır. Rauf Orbay'ın anılarında da İran-Afganistan operasyonları hakkında bilgi bulunur. Galip Vardar'ın İttihat ve Terakki İçinde Dönenler (1960) kitabı, yanlı olmakla birlikte değerli bir bilgi kaynağıdır. Hamza Erkan, Bir Avuç Kahraman (1946) kitabında, Süleyman Askerî'nin Irak macerasına ilişkin geniş bilgi verir. Mustafa Balcıoğlu'nun da Teşkîlât-ı Mahsûsa ile ilgili kitapları vardır.

Teşkîlât-ı Mahsûsa arşivi elde değildir; 1918'de İttihat ve Terakki liderlerinin yurt dışına gitmeden önce imha ettiği ileri sürülür. Mütareke döneminde İstanbul'da yapılan Divan-ı Harb-i Örfi mahkemelerinde teşkilata ilişkin birçok iddia dile getirilmiş ve tanıklar dinlenmiştir. Divan-ı Harp tutanaklarının bir kısmı Taner Akçam tarafından yayımlanmıştır. Taner Akçam'ın yaptığı araştırmaya göre Teşkîlât-ı Mahsûsa'nın koruması altında olan bir aile Manisa'ya yerleştirilmiştir. Ailenin kimliği gizli tutulmakta ve CIA kayıtlarına göre Yunt Dağları civarında bulunmaktadır.[5]

Amaç ve Örgütlenme

Örgütün son başkanı olan Hüsamettin (Ertürk) Bey Teşkîlât-ı Mahsûsa'nın kuruluş amacını şöyle tanımlar:

"Bu teşkilatın gayesi, bir taraftan bütün İslamları bir bayrak altında toplamak, bu suretle Panislamizme vasıl olmaktır. Diğer taraftan da Türk ırkını siyasi bir birlik içinde bulundurmak, bu bakımdan da Pantürkizmi hakikat sahasına sokmaktır. Enver Paşa'nın bir yandan Emiri Efendi'nin İttihat ve Terakki programındaki panislamizminden, diğer taraftan da Ziya Gökalp'in pantürkizminden ilham aldığı muhakkaktır."[6]

Teşkîlât-ı Mahsûsa'nın kurucusu olan bu kişinin kimliğinin gizlenmesi kafalarda hep soru işareti olarak kalmıştır. I. Dünya Savaşı'nda İngilizlerin Basra'yı ele geçirmesi üzerine, Teşkîlât-ı Mahsûsa liderlerinden Süleyman Askerî, Kürt ve Arap aşiretlerinden derlenmiş bir çeteyle İngilizler'e karşı vur-kaç saldırıları düzenlemiş, Abadan'daki petrol tesislerini yakmıştır. Buna tepki olarak harekete geçen İngilizler, 12-14 Nisan 1915'te Türk ordusunu Şuaybe'de ağır bir yenilgiye uğrattılar. Süleyman Askerî, yenilgi üzerine 14 Nisan tarihinde tabancasıyla intihar etmiştir.

29 Nisan 1916'da Halil Paşa komutasındaki Osmanlı 6. Ordusu'nun İngiliz birliklerini Kut'ül Ammare'de yenilgiye uğratıp esir almalarından sonra, Nuri Paşa ve Rauf Bey yönetiminde bir Teşkîlât-ı Mahsûsa birliği savaşta tarafsız olan İran ve Afganistan'a girerek burada yerli kuvvetlerden oluşturacağı birliklerle İngilizleri arkadan vurmayı denedi. Mareşal Liman von Sanders'e göre bu macera, Irak'taki Türk yenilgisinin nedenlerinden biri oldu.[7]

Ermeni ayaklanmasında Teşkîlât-ı Mahsûsa

Ermeni Soykırımı tezini savunan tarihçilere göre, bu gizli teşkilat, iddia edilen tehciri gerçekleştirmekte kullanılmıştır. İddialara göre, Talat Paşa hükûmetinden sonra yeni hükûmeti kuran Ahmet İzzet Paşa teşkilatın tüm belgelerini yok etme emri vermiştir. Teşkîlât-ı Mahsûsa'nın iddia edilen soykırımı gerçekleştirmiş olan örgüt olduğu iddiası, Andonyan Belgeleri ve 1919/1920 İstanbul savaş mahkemeleri yanında, soykırım tezini ispatta kullanılan başlıca iddialardan biri. Guenter Lewy'nin verdiği bilgilere göre, Teşkîlât-ı Mahsûsa hakkındaki iddiaların belgelerde doğrudan dayanağı bulunmuyor, ancak bu iddialar, bu belgeleri okuduğunu belirtenlerin kuşkulu varsayımlarına dayanmaktadır. Lewy, soykırım tezinin savunucularından olan Vahakn Dadrian'ın, orijinal kaynakların olanak vermeyeceği varsayımlarda bulunduğunu bildiriyor.[8]

Stoddard'a göre, Teşkîlât-ı Mahsûsa, Ermeniler'in sınır dışı edilmesinde herhangi bir rol oynamamıştır.[9]

Teşkîlât-ı Mahsûsa'nın Başkanları

Teşkîlât-ı Mahsûsa'nın kurucu başkanı Süleyman Askerî Bey olmakla beraber kendisinin görevden alınıp Basra Valiliği'ne atanmasının ardından geçici olarak Halil Kut Paşa başkanlık yapmıştır. Ardından Cevat Paşa başkanlığa atanmış, kendisinin Galiçya'da görev yapacak olan 15.Kolordu'ya atanmasıyla beraber Halil Kut Paşa tekrardan başkanlık görevine getirilmiştir kısa bir süre sonra kendisinden sonra teşkilatta en uzun süre başkanlık yapacak olan Ali Başhampa Bey göreve atanmıştır. Mütareke yıllarında Ali Başhampa Bey'in hayatını kaybetmesinin ardından ise Ahmet İzzet Paşa, teşkilatı lağvetmesi için Hüsamettin Ertürk'ü görevlendirmiştir ve teşkilat resmi olarak lağvedilmiştir. Ancak başta Hüsamettin Ertürk olmak üzere teşkilatta ileri gelen isimler milli mücadele döneminde Mim Mim Grubu, Müdafaa-i Milliye Grubu gibi cemiyetler vasıtasıyla milli mücadeleye önemli katkılarda bulunmuşlardır.[]

Teşkîlât-ı Mahsûsa'nın Kadrosu

14 Kasım - 23 Kasım 2005 tarihleri arasında Yeni Şafak gazetesinde Abdullah Muradoğlu tarafından Teşkîlât-ı Mahsûsa hakkında 10 bölümlük bir yazı dizisi yayınlanmıştır. Bu yazı dizisine göre Teşkîlât-ı Mahsûsa'da görev yapmış ünlü kişilerden bazıları şunlardır: Enver Paşa, Kaymakam Süleyman Askerî, Eşref Sencer Kuşçubaşı, Zenci Musa, Yakub Cemil, Dr. Bahaddin Şakir, Mithat Şükrü Bleda, Ohrili Eyüb Sabri, Fuat Balkan, Teğmen Hilmi Musallimi, İsmail Canbulat, Piyade Subayı Rüsuhi (Savaşçı) Bey, Filibeli Hilmi Bey, Şerif Burgiba, Arabistan'da İbn-i Reşid, Nuri Killigil Paşa ve Halil Kut Paşa, Ali Fethi Okyar, Hacı Selim Sami, "Kel Ali" lakaplı Ali Çetinkaya, ilk tayyareci şehitlerden Sadık Bey, Çerkes Reşit Bey, Ahmet Fuat Bulca, Nuri Conker Paşa ve Rauf Orbay Paşa.

Yaygın örgütlenen, hatta I. Dünya Savaşı sırasında askerî birlikler oluşturulan Teşkîlât-ı Mahsûsa'nın, en geniş örgütlendiği zamanda çeşitli İslam ülkelerindekilerle birlikte 30 bin üyeye ulaştığı öne sürülür.[2]

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ "Teşkîlat-ı Mahsusa ve Birinci Dünya Savaşı Yıllarındaki Faaliyetleri" (PDF). Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü. 4 Mart 2013. 1 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 4 Mart 2013. 
  2. ^ a b Guenter Lewy The Armenian Massacres in Ottoman Turkey: A Disputed Genocide (Osmanlı Türkiye'sinde Ermeni Katliamları: Tartışmalı bir soykırım), Salt Lake City 2005, sayfa 291
  3. ^ Philip H. Stoddard, Teşkilât-ı Mahsusa (trc. Tansel Demirel), İstanbul 1993.
  4. ^ Philip H. Stoddard, The Ottoman Government and the Arabs, 1911 to 1918: A Study of the Teskilat-i Mahsusa, Princeton University, 1963 (yayınlanmamış doktora tezi). Türkçesi: Teşkilât-ı Mahsusa, Arba Yay., 1993.
  5. ^ Taner Akçam Armenien und der Völkermord - Die Istanbuler Prozesse und die türkische Nationalbewegung, Hamburg 2004.
  6. ^ Hüsamettin Ertürk, İki Devrin Perde Arkası, İstanbul 1957, sf. 115-116.
  7. ^ Liman von Sanders, Türkiye'de Beş Sene, Yeditepe Yay. 2006, s. 164-169 ve 194 vd.
  8. ^ "Guenter Lewy Ermeni Soykırımına Yeniden Bir Bakış". 10 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2007. 
  9. ^ Philip H. Stoddard’ın önsözü. Eşref Kuşçubaşı, The Turkish Battle of Khaybar (Hayber Savaşı) Philip H. Stoddard and H. Basri Danışman, (İstanbul: Arba Yayınları, 1999), ss. 21-32

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Enver Paşa</span> Türk asker ve siyasetçi (1881–1922)

İsmail Enver Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında etkin olan Türk asker ve siyasetçi. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önemli önderleri arasında bulunmuş, 1913'te Bâb-ı Âli Baskını adı verilen askerî darbeyle cemiyetin iktidara gelmesini sağlamış, 1914'te Almanya ile askerî ittifaka önayak olarak Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesine öncülük etmiş, savaş yıllarında Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili sıfatıyla askerî politikayı yönetmiştir. Bu savaş sırasında meydana gelen Ermeni Kırımı'nı hazırlayanlardan biridir. I. Dünya Savaşı'nın yenilgi ile sonuçlanması üzerine Almanya ve Rusya'da Türk halklarının bir araya getirilmesi amacıyla pek çok mücadelede bulunmuştur. Orta Asya'da Basmacı Hareketi'nin başına geçerek Bolşeviklere karşı savaşmıştır. 4 Ağustos 1922'de bir çatışma esnasında Bolşevikler tarafından öldürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Millî İstihbarat Teşkilatı</span> Türkiye Cumhuriyetinin ulusal istihbarat teşkilatı

Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı (MİT), Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığına bağlı resmî istihbarat örgütüdür. MİT'in mevcut merkezi, Ankara'nın Etimesgut ilçesindeki KALE binasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Bahaddin Şakir</span> Türk hekim ve siyasetçi

Bahaeddin Şakir, Türk hekim ve siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Bâb-ı Âli Baskını</span> 1913te hükûmet binası olan Bâb-ı Âlinin basılmasıyla yapılan askerî darbe

Bâb-ı Âli Baskını, Osmanlı İmparatorluğu'nda 23 Ocak 1913 günü Enver Bey ve Talat Bey'in önderlik ettiği bir grup İttihat ve Terakki üyesi tarafından hükûmet binası Bâb-ı Âli'nin basılmasıyla yapılan askerî darbedir. Bu baskın sırasında Harbiye Nazırı Nâzım Paşa öldürülmüş, Sadrazam Kâmil Paşa'ya zorla istifası imzalattırılmıştır. Darbe sonrasında Mahmud Şevket Paşa Hükûmeti kurulmuş ve İttihat ve Terakki Partisi yönetime hakim hale gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Karakol Cemiyeti</span> Osmanlı İmparatorluğu‘nda istihbarat örgütü

Karakol Cemiyeti, Mütareke döneminde Osmanlı istihbarat örgütüdür.

<span class="mw-page-title-main">Talat Paşa</span> 214. Osmanlı sadrazamı (Ali Saî)

Mehmed Talat, Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'nin kurucu lideri, İttihat ve Terakki'nin kurucularından ve önde gelen liderlerinden olan Osmanlı devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Eşref Sencer Kuşçubaşı</span> Türk istihbaratçı

Eşref Sencer Kuşçubaşı ya da bilinen adıyla Kuşçubaşı Eşref, Çerkes asıllı Türk istihbaratçı ve savaşçıdır.

<span class="mw-page-title-main">İttihat ve Terakki</span> Osmanlı İmparatorluğunda siyasal teşkilat

İttihat ve Terakki Cemiyeti, sonraları İttihat ve Terakki Fırkası, Osmanlı İmparatorluğu'nda İkinci Meşrutiyet'in ilanına önayak olup 1908-1918 yılları arasında faaliyet gösteren, 21 Mayıs 1889 tarihinde kurulmuş bir siyasal hareket ve siyasi partidir. Triumvira sistemi ile yönetilen bir meclis yapısında egemenlik sürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Guenter Lewy</span> Amerikalı siyasetbilimci ve yazar

Guenter Lewy (1923-), ABD'nin Massachusetts eyaletinde bulunan Massachusetts Üniversitesi'nden emekli profesör ve tarihçidir.

<span class="mw-page-title-main">Doktor Nâzım</span> Türk doktor, siyasetçi ve bürokrat

Doktor Nâzım veya Selanikli Mehmed Nazım Bey, Türk siyasetçi, hekim, 22 Temmuz 1918-8 Ekim 1918 arası Maârif Nazırı ve 1915-16 dönemi Fenerbahçe SK fahri başkanı. İttihat Terakki Cemiyeti'nin kurucu liderlerinden ve Jön Türk Devrimi'nin öncü isimlerindendir. Askeri Tıbbiye'de okuduğu dönemlerde, daha sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'nun bir dönemine hükmedecek İttihat Terakki Fırkası'nın ve Teşkîlât-ı Mahsûsa'nın kurulmasında, örgütlendirilmesinde ve Osmanlı toplumunda büyük bir dönüşüm sağlayan meşrutiyetin yeniden ilanında oldukça önemli rol almış birkaç yöneticisi arasındadır.

<span class="mw-page-title-main">Yakub Cemil</span> Osmanlı subayı

Yakub Cemil, Çerkes asıllı Osmanlı subayı ve İttihat ve Terakki'nin fedailerindendir.

<span class="mw-page-title-main">Süleyman Askerî</span> Osmanlı askeri ve istihbaratçısı (1884–1915)

Süleyman Askerî, Osmanlı askeri.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">Nemesis Operasyonu</span>

Nemesis Operasyonu, Ermeni Devrimci Federasyonu tarafından Ermeni Kırımı'ndaki rollerinden ötürü bir dizi eski Osmanlı siyasi ve askeri liderinin yanında Eylül Günleri ile suçlanan Azeri siyasetçilere de karşı 1920 ve 1922 arasında gerçekleştirilmiş bir dizi suikastten oluşan bir gizli operasyondur. Şahan Natali ve Karekin Pastırmacıyan, operasyonun başındakilerdir. Operasyon adını Yunan mitolojisindeki intikam tanrıçası Nemesis'ten almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Cemal Azmi</span> Osmanlı politikacı ve yönetici

Mehmed Cemal Azmi Bey, Osmanlı devlet adamı.

<span class="mw-page-title-main">Sapancalı Hakkı</span> Osmanlı asker ve siyaset adamı

Sapancalı Hakkı Bey, (1882-1937) Osmanlı Asker ve siyaset adamı.

<span class="mw-page-title-main">Ömer Naci</span> Türk asker

Ömer Naci, İttihat ve Terakki ve Teşkilât-ı Mahsusa üyesi Türk asker.

<span class="mw-page-title-main">Mim Mim Grubu</span> Osmanlı İmparatorluğu’nda istihbarat teşkilatı

Mim Mim Grubu, kuruluşunda Enver Paşa ve Talat Paşa'nın da rolünün bulunduğu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin resmen tanıdığı bir istihbarat grubudur. Asıl adı Müsellâh Müdâfaa-i Milliye'dir ve baş harfleri olan "M. M."nin Osmanlıca alfabedeki okunuşu olan "Mim Mim" kısaltmasıyla tanınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Topkapılı Cambaz Mehmet Bey</span> İstihbaratçı

Topkapılı Cambaz Mehmet Bey, Türk tulumbacı, asker ve kabadayı. Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara'ya bağlı olarak çalışan istihbarat Teşkilatı Mim Mim Grubu Başkanı.

<span class="mw-page-title-main">Hüsamettin Ertürk</span>

Hüsamettin Ertürk, Türk asker ve istihbaratçı. Teşkilât-ı Mahsusa üyesidir. Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara'ya bağlı olarak çalışan istihbarat örgütü Müdafaa-i Milliye Grubu'nun Başkanı.