İçeriğe atla

Tazminat

Tazminat, hukuka aykırı bir eylem sonucunda meydana gelen maddi veya manevi zarara karşılık olarak ödenen bedel, zarar ödencesidir. Tazminat zararların giderilmesini amacıyla sorumlu tarafından zarar görene ödenen veya mahkeme tarafından ödenmesine karar verilen parasal veya bir değer veya edimdir. Mahkemelerce kişilik haklarının uğradığı zararları gidermek için manevi tazminat, hukuka aykırı eylem nedeniyle mal varlığında yaşanan eksilmeleri karşılamak üzere maddi tazminat veya bir hukuka aykırı eylemin yarattığı düşünülen tüm zararın ödetilmesi amacıyla cezalandırıcı tazminat ödenmesine karar verilebilir.

Tazminatın ortaya çıkışı

Tazminat, bir kimsenin haksız fiil nedeniyle kendi kusuruyla neden olduğu zararı ödeme yükümlülüğüdür. Tazminat kendiliğinden doğan bir borçtur. Borçlar Hukuku’nun bir sonucudur. Eksiltilen şeyi yerine koymaktır. (Tazminat kesinlikle bir ceza değildir!) Haksız Fiil: Bir hukuk kuralına veya yaptığı sözleşmeye aykırı davranmaktır. Karşı tarafa yapılan haksızlıktır. Karşıdakine verilen bir zararla ortaya çıkar. Örneğin alınan arabanın tekerini patlatan kişinin tamir ettirmek borcu doğmuştur.

- Haksız Fiil bazen suç değildir. Ör: Bir çocuk yanlışlıkla cam kırdığı için hapse atılmaz ama velisi kırılan camı ödemek zorundadır.

- Haksız Fiil bazen aynı zamanda suç davranışıyla birleşir. Ör: Bir kişinin bilerek kolunu kırmak darp suçudur ama ameliyat masraflarını ödemek gerekirse aynı zamanda bir haksız fiildir. Mağdur olan taraf hem ceza davası açılması için suç duyurusunda bulunabilir, hem de tazminat davası açabilir. Bunlardan ikisini birden veya herhangi birisini tercih edebileceği gibi, isterse ikisini de açmayabilir. Tercih tamamen kendisine bırakılmıştır. Tazminat eksilen şeyi yerine koymak olduğu için bazen alınan şeyi veya eşdeğerini geri vermek veya bozulan şeyi bizzat tamir etmek, hatta bazen özür dilemek bile tazminat sayılabilir. Mahkeme kararıyla kişinin sözlü, yazılı veya pano ya da basın yoluyla özür dilemesi istenebilir.

Tazminatın borçlusunun özelliğine göre farklı yargı mercilerine başvurmak gerekir. Örneğin kişilerin kendi aralarındaki tazminatı gerektiren uyuşmazlıklar için hukuk mahkemelerinde dava açılması gerekirken, devletin yol açtığı zararlar için idare mahkemelerinde tam yargı davası açılması gerekir. Bazı hallerde ceza mahkemeleri de haksız arama veya el koymadan kaynaklanan zararlar için tazminata karar verebilir.[1]

Tazminat Türleri

- Maddi Tazminat: Verilen somut bir zararın giderilmesidir. Ör: Sahip olunan bir hayvanın komşu bahçeye verdiği zararın onarılması.

- Manevi Tazminat: Bir başkasının ruhsal ve psikolojik bütünlüğüne, onur, şeref ve haysiyetine, kişilik haklarına verilen zarar nedeniyle ortaya çıkan zararın manevi olarak düzeltilmesidir. Ör: Hakaret, kişisel görüntülerin yayınlanması, küçük düşürücü yayın gibi. Bazen manevi hasar büyük olduğu için özür, geri çekme, düzeltme gibi uygulamalar yeterli görülmeyip karşı tarafa manevi tatmin sağlamak amacıyla para şeklinde bir tazminat ödettirilebilir. Ancak yine de bu bir ceza değildir ve cezalandırma (hatta caydırma) amacı gütmez.

• Bazen tazminat hakkı, sözleşmeye uyulmaması nedeniyle ortaya çıkar, örneği malın zamanında teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi. Sözleşmeye madde koyularak, böyle bir durumda ödenecek tazminatın ne olacağı önceden de kararlaştırılabilir.

Tazminat ve Ceza Farkı

CezaTazminat
Ceza Kanunu Borçlar Kanunu
Ceza Mahkemesi: Asliye Ceza, Ağır Ceza Hukuk Mahkemesi: Sulh Hukuk, Asliye Hukuk
Para Cezası Devlete ödenir. Para karşı taraftaki kişiye verilir.
Zamanaşımı: 8 yıl Zamanaşımı: 1 yıl
Milletvekillerine dokunulmazlıkları kaldırılmadan Ceza Davası açılamaz. Milletvekillerine dokunulmazlıkları kaldırılmadan da Tazminat Davası açılabilir.

Dipnotlar

  1. ^ Demir, Şamil (3 Ocak 2012). "Haksız arama ve el koyma nedeniyle Devletten tazminat istemi". www.samildemir.av.tr. 20 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mart 2012. 

Kaynakça

  • ÇELİK, Ahmet Çelik: 6100 Sayılı Hukuk Yargılama Yasası’na Göre Tazminat ve Alacak Davaları Açılması Ve İzlenmesi, 2. Baskı, Ankara 2012.
  • ERTAŞ, Şeref: Manevi Tazminatın Hukuki Niteliği ve Miktarının Tespiti, Prof. Dr. İlhan E. Postacıoğlu’na Armağan, İstanbul 1990, s. 65-111.
  • GÖKCAN, Hasan Tahsin: Haksız Fiil Hukuku ve Maddi- Manevi Tazminat Davaları, 1. Baskı, Ankara 2008.
  • İYİMAYA, Ahmet: Sorumluluk Ve Tazminat Hukuku Sorunları, Ankara 1990.
  • KILIÇOĞLU, Ahmet M.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2012.
  • KILIÇOĞLU, Mustafa: Tazminat Hukuku, 6. Baskı, Ankara 2016.
  • ORHUNÖZ, Ergun: Tazminat Davalarında (Ölüm ve Bedeni Zararlar) Uygulama Sorunları, Ankara 2000.
  • ÖZTAN, Bilge: Medeni Hukukun Temel Kavramları, 32. Bası, Ankara 2010.
  • PEKCANITEZ, Hakan: Manevi Tazminat Alacakları Belirsiz Alacak Davası Olarak Açılabilir Mi?, Medeni Usul Ve İcra İflas Hukuku Dergisi, Y.2015/1, C.11, S.30, s. 21-41. (Makale)

İlgili Araştırma Makaleleri

Temyiz, ayırt etme, seçme, ayırma; hukukta, doğruyu yanlıştan ayıran kuruldur.

<span class="mw-page-title-main">Dava</span>

Dava, bir hakkın, devlet kanalıyla devletin organları olan mahkemeler vasıtasıyla kullanılmasıdır. Dava; asli ve feri olur. İhtilaflı ve ihtilafsız veya ceza davası, hukuk davası, idari dava, amme (kamu) davası, şahsi dava olarak da tarif edilir. Tek başına dava sözcüğü, sıklıkla hukuk davalarını işaret eder.

<span class="mw-page-title-main">Ceza</span>

Ceza ya da yaptırım, genel anlamıyla suç karşılığında insanlara veya kuruluşlara uygulanan bir yaptırımdır. Ceza Arapça kökenli bir kelimedir. Anlamı, yapılan kötü bir eylemin karşılığıdır.

İdare mahkemeleri, idare hukuku alanında ve özellikle kamu gücünün kullanılması ile ilgili anlaşmazlıkların çözümünde görev yapan mahkemelerdir. Bu mahkemeler Kara Avrupası hukuk düzenini kabul etmiş Avrupa devletlerinde bulunur ve genel mahkemelerden ayrıdır. Türkiye'deki idare mahkemeleri, idari yargı düzeni içindeki Danıştay, vergi mahkemeleri ve bölge idare mahkemelerinin görevi dışında kalan davalara bakmakla görevlidir. İdari eylem ve işlemlerden dolayı menfaati ihlal edilen kişilerin idare organlarına karşı iptal ve tam yargı davası açtıkları mahkemelerdir. 2576 sayılı kanuna göre kurulmuş olup 2577 sayılı kanunda yargılama usulleri belirlenmiştir. Bu mahkemelerde görülen belli başlı davalar şunlardır:

<span class="mw-page-title-main">Ceza hukuku</span>

Ceza hukuku, suç ve ceza kavramlarını inceleyen kamu hukuku bölümüdür. Genel veld Bailey, özel ceza hukuku olarak ikiye ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Boşanma</span> Evlilik birliğinin sona ermesi

Boşanma, evliliğin yasal olarak sona ermesidir. Günümüzde daha yaygın olmakla birlikte, eski çağlardan beri bütün toplumlarda boşanmaya rastlanmaktadır.

Duruşma, yargılamalarda iddia ve savunma makamlarının delillere dayanarak tartıştıkları sürece denir. Ayrıca taraflar arasında doğan uyuşmazlıklar gene mahkemelerdeki duruşmalarda karara bağlanır.

Suç, kanunlar tarafından yanlış veya zararlı olduğu için ceza tehdidiyle yasaklanan ve bazı durumlarda cezalandırılabilen davranıştır. Genel olarak suç, saptanan ve saptanamayan suçlar olarak ikiye ayrılır. Saptanamayan suçların gerçekleşip gerçekleşmedikleri belirsiz olduğu veya kanıtlanamadıkları için cezalandırılmaları söz konusu değildir. Ceza hukukunda suça göre para cezası, tutuklama, hapis, hatta ölüm cezası verilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Delil</span>

Delil hukuki işlemlerde bir şeyi teyit etmeye yönelik kullanılan ipuçlarıdır. Bu ipuçları, karara varılırken hangi ispatların dikkate alınması veya hangilerinin dikkate alınmaması gerektiğini belirler. Deliller belgesel delil, maddi delil, dijital delil, aklayıcı delil, suçlayıcı delil, uydurma delil türlerinde olabilir.

Sebepsiz zenginleşme veya haksız zenginleşme, bir kimsenin mal varlığında haklı bir nedene dayanmaksızın, başkasının zararına meydana gelen zenginleşmedir. Geçerli bir hukuksal neden bulunmadan, hukuksal bir neden gerçekleşmeden ya da hukuksal neden sona erdikten sonra bir işlem yapılması ve borç olmayan bir edimin ödenmesi gibi durumlarda ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Savcı</span> İddia makamı olarak adalete hizmet eden kişi

Savcı, ceza yargılamasında iddia makamı olarak adalete hizmet eden kişidir. Savcılık ceza muhakemesinde iddia görevini yaparak devlet adına ceza davası açan makamdır. Bu makamdaki yetkiliye savcı adı verilmiştir. Özetle savcı, suç haberinin kendisine ulaşmasıyla birlikte devlet adına araştırma ve soruşturma faaliyetinde bulunmak, kamu davasının açılmasını gerektiren şartlar oluştuğunda dava açmak ve yürütmek, mahkemelerin verdiği kararları yerine getirmek ve kanunla kendisine verilen diğer görevleri yapmak durumunda olan ve yargı organı içinde yer alan kamu görevlisi olarak tanımlanabilir.

Hukukun herkes bakımından bağlayıcı olması gerekir. Kişiler bazen olması gereken gibi davranırlar, bazen de bu düzeni bozarlar. Hukukun var oluş nedenlerinden biri de bu noktada başlar. Yani toplumun düzenini korunması durumu. Devreye giren hukuki kuralları çiğneyen kişilerin bu yanlış davranışlarına engel olunur ve o kişilere bu kurallara uymaya zorunlu kılınır. Yaptırım bir hukuk kuralına aykırı davranılmasının sonucunda yol açılan zararın ortadan kaldırılmasını amaçlar. Kısaca yaptırım "Bir hukuk kuralına aykırı davranılması halinde hukuk düzenince öngörülen sonuçtur.". Yaptırım bir hukuk kuralını diğer sosyal düzen kurallarından ayırır.

Zaman aşımı hukuk kurallarının kişilere tanıdığı hakların, getirdiği yaptırımların yine hukuk kuralları ile belirlenen süreleri aşmasıdır. Bir diğer deyişle bir hak hukuk kuralında öngörülen sürede kullanılmadığında hukuk düzeninde bir takım sonuçlar doğmaktadır. Zaman aşımı, hak düşürücü süre bu sürelerdendir.

Basit şekliyle taksir bir kişinin kendisinden beklenen özen ve dikkati göstermeden sergilediği davranışın kanunda öngörülen sonuca yol açması durumudur.

Hakaret, şerefe ve kişilik haklarına karşı işlenen bir suç.

Ağır ceza mahkemesi, Türkiye'de ceza davalarına bakan mahkemeler arasında, kanunlarda öngörülen cezaların ağırlığı kriteri uygulanarak asliye ceza mahkemelerinin görevini aşan tüm suçlara ilişkin davalara bakmakla görevlendirilmiş olan mahkemedir. Ağır ceza mahkemesi kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan yağma, irtikap, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, hileli iflas suçları ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve "10 yıldan fazla" hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla görevlidirler. Ele aldıkları davaların cezaları daha ağır olduğundan, sulh ceza hakimlikleri ve asliye ceza mahkemelerinden sonra ilk derece ceza mahkemeleri arasında 3. basamakta yer alan yüksek görevli mahkemelerdir. Avukatların görevi sırasında işledikleri suçların yargılaması ağır ceza mahkemesinde yapılır.

Haksız fiil, hukuk kurallarına aykırı bir şekilde diğer bir kişinin malvarlığı veya şahıs varlığında zarar meydana gelmesine neden olan eylemdir. Bir haksız fiilden bahsedilebilmesi için zarara sebep olan fiilin öncelikle hukuka aykırı olması gerekir. Hukuka aykırı fiil maddi ya da manevi bir zarara neden olmalıdır. Zarara sebep olan kişi fiilinden dolayı kusurlu olmalı ve zararla zarara uğratan fiil arasında neden sonuç ilişkisi olarak da ifade edilebilecek bir illiyet bağı bulunmalıdır.

Egemenlik hakkı, medeni hukuk bağlamında ele alınırsa; sağladıkları yetki bakımından sınıflandırılmış hakların en başında gelir. Hak sahibine, hakkı üzerinde çok geniş yetkiler tanıyan egemenlik hakları üçe ayrılır:

  1. Kişilik Hakları
  2. Ayni Haklar
  3. Fikri Mülkiyet Hakları

Dr. Mustafa Kılıçoğlu Yargıtay 9. Hukuk Onursal Daire Başkanı.

Yargılama Hukuku mahkemelerdeki yargılama yöntemlerini (usul) belirler. Örneğin; Adli Yargıda hakim karşısına çıkmak esas iken, İdari Yargı’da davalar dosyalar üzerinden görülür ve istisnalar hariç hakim karşısına çıkılmaz.