İçeriğe atla

Tatavlalı Mahremi

Tatavlalı Mahremi divan şairidir. Divan Edebiyatı’nda Türki-i Basit (Yalın Türkçe) Basitname akımının öncüsüdür. Doğum tarihi bilinmemektedir. İstanbul'un Tatavla (Kurtuluş) semtinde doğmuştur.Bu nedenle bu lakapla bilinir. Medrese eğitimi almıştır. Galata kadısının naipliğini 20 yıla yakın bir süre yapmıştır Kadı Hasan Çelebi 'nin maiyetinde Selanik'e gitti.Bir süre orada kaldı. Bir gemi yolculuğu sırasında karısı ve iki çocuğuyla korsanlarca tutsak alındı. Ailesini kurtarmak için gerekli fidyeyi bulmak koşuluyla serbest bırakıldı. İstanbul'a perişan bir şekilde döndü. Tatavlalı Mahremi istenen parayı bulmaya çalışırken İstanbul 'da 1536 yılında öldü.

Karısı ve çocuklarını korsanlardan arkadaşı Minyatürcü Nigari kurtarmıştır. Divan Edebiyatında Arapça ve Farsça sözcüklerin daha çok yer bulmaya başlaması ile şiir dili anlaşılması zor bir hale gelmişti. Halk bu şekilde yazılan şiirleri anlamıyordu. Divan Edebiyatı yalnızca Osmanlı Sarayının anladığı bir edebiyat olmuştu. Halkında bu edebiyatı anlaması için dilde yalınlaşma gerekliydi. Bunu başlatan Tatavlalı Mahremidir. Tatavlı Mahremi aruz veznini ve divan edebiyatının nazım şekillerini kullanmakla beraber özTürkçe şiirler yazarak Türki-i Basit (Yalın Türkçe) akımının öncüsü olmuştur. Türkçe sözcüklerle halk dilindeki atasözlerini deyimleri mecazları kullanmaya çalıştı.Diğer Türki-i Basit şairleri Edirneli Nazmi, Adem Dede ve Aydınlı Visali'dir. Ancak diğer divan şairleri bu akıma katılmadığı için sonradan bu akımı izleyenler olmamıştır.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Divan (edebiyat)</span> Divan edebiyatı şairlerinin eserlerini topladıkları antolojik eser

Divan, Divan edebiyatı şairlerinin belli bir düzene göre şiirlerini topladıkları yapıt.

Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

Cönk, Türk halk edebiyatında saz şairlerinin, kendilerinin veya başkalarının şiirlerini derledikleri, uzunlamasına açılan, çoğunlukla deri kaplı defter. Antolojiye benzeyen bu defterlere halk dilinde sığır dili ya da dana dili de denmektedir.

Âşık halk edebiyatı, halk diliyle ve hece vezniyle meydana getirilen, saz eşliğinde söylenen şiirlerden oluşan geleneksel Türk edebiyatı dalıdır. âşıkların oluşturduğu eserlerin bütününe verilen isimdir.Halk edebiyatı içerisinde yer alır. Anonim ürünlerin dışında kalan şiirlerin oluşturduğu edebi ürünler toplamıdır. Kimi âşıkların başından geçen ve yaygınlaşıp ünlenen hikâyeler de âşık edebiyatı içinde incelenir.

Türkî-i basit ya da yerlileşme eğilimi, divan edebiyatında ortaya çıkmış, Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalara fazla yer vermeyerek sade bir Türkçeyle şiir yazmayı savunan bir edebi akımdır.

Basitname, Divan edebiyatında yalın Türkçe ile yazılmış gazellerdir. Bunlara Türkî-i basit gazel de denir. Basitnamelerde Arapça ve Farsça sözcüklerle tamlamalar çok azdır.

Mersiye, şiirin temel konularından biridir. Ölülerin ardından, onların kaybı nedeniyle duyulan derin üzüntüyü ifade etmek için yazılan ağıt şiirlerini adlandırmak için kullanılan edebî bir terimdir.

Münacat, gerçek sözcük anlamı ile "yakarma, dilekte bulunma" anlamı taşır. Edebiyat terimi olarak bir tür olarak değerlendirilir ve Allah'a yakarmak ve istekte bulunmak amacıyla yazılmış şiirlere denir.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

Abdî, Osmanlı Devleti Türk divan şair'i 16. yüzyılda yaşamıştır. Yaşamı hakkında bilgi yoktur. Doğum ve ölüm tarihleri'de bilinmemektedir. Ancak 1545 yılında yazılmış 1071 beyitlik Niyazname-i Sa'd ü Hüma adlı bir mesnevi'si vardır.Diğer bir yapıtı da Nüzhatname-i Abdi ‘dür. Her iki yapıtın konusu da iran edebiyatından alınmıştır. Bu iki yapıtında dil tarihi bakımından önemi vardır. Niyaznamede'ki bir kayıttan Nüzhatname-i Abdi adlı yapıtın Manisa'da bulunan Şehzade Selim'e sunulduğu anlaşılır.

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde eğitim amacıyla Avrupa'ya, özellikle Fransa'ya giden gençler oradaki edebiyatta gördükleri yenilikleri ülkeye dönüşlerinde Türk edebiyatında uygulamaya başlamışlardır. Bu şekilde belli dönemler halinde günümüze kadar süren yeni bir edebiyat başlamıştır. Bu dönemlerden biri de Cumhuriyet dönemi edebiyatıdır.

Kami Osmanlı Divan şairi. Asıl adı Mehmet'tir. 1649 yılında doğmuştur 1724 yılında ölmüştür, Gazelleri, lugazları ve yalın bir dille yazılmış mesnevileriyle ünlüdür. Bağdat ve Mısır kadılıklarında bulundu. Bir divanı, Tuhfetü'l Vüzera adlı adlı önemli bir mesnevisi ve bazı dini risaleleri vardır.

Abdullah Bosnevi (1584-1644), Osmanlı Devleti'nde Melami mutasavvıf ve şair.

Edirneli Nazmi, Türki-i basit akımı temsilcisi divan şairi. Edirne'de doğmuştur.

Âdem Dede, Osmanlı Devleti Türk Mevlevi şairi. Doğum tarihi bilinmemektedir ama 1591 olduğu tahmin edilmektedir. Antalya’da doğmuştur. Din eğitimini yörenin ünlü dervişlerinden alan Adem Dede daha sonra bilgisini artırmak ve mevlevi olmak için İstanbul'a gitti. Galata Mevlevihanesi'nde, İsmail Ankaravi'nin yanına yerleşti ondan eğitim aldı. İsmail Ankaravi'nin ölümüyle aynı mevlevihaneye şeyh oldu. Dostlarıyla birlikte sohbet toplantıları düzenler, bu toplantılarda dini konuşmalar yapılır, müzik dinlenir, sema yapılır ve zikredilirdi. Galata Mevlevihanesi'nde Kur'an ve Mesnevi okunuyor, sema yapılıyordu.

Saruca Kemal Osmanlı Devleti Türk bilgini, çevirmen ve yazarı. Kemali Zerdi Bergamevi olarak da bilinir. Doğum tarihi bilinmemektedir. Bergama'da doğmuştur. Öğrenimine Bergama'da başlayan Saruca Kemal daha sonra bilgisini artırmak ve kendini geliştirmek için İstanbul'a gitti. Burada devrin en ünlü bilginlerinden ders alan yazar Osmanlı Devleti bilginlerinden Akşemsettin'in tavsiyesiyle padişah Fatih Sultan Mehmet tarafından Enduruna hoca olarak tayin edildi. Enderun'da hoca olarak ders verdi. Daha sonra Edirne'de Taşlık Medresesinde de müderrislik yaptı, öğrenci yetiştirdi. Arapça, Farsça, Bulgarca ve Arnavutça bilen yazar Fatih Sultan Mehmet'in veziri Mahmut Paşanın emriyle Fazlullah Kazvini'nin Farsça yazdığı El-Mucem fi Asarı Mülük adlı eserini Türkçeye tercüme.

Hıfzı Mehmet Efendi Osmanlı Devleti Türk şair ve bilgini. Doğum tarihi bilinmiyor. Edirne'de doğmuştur. Yaşamı hakkında fazla bilgi yoktur. Kur'an eğitimi aldı ve dönemin ünlü bilginlerinden ders aldı. Medrese öğrenimi gördü. Bir ara müderris oldu ve enderun'da ders verdi. Birçok antik Yunanca, Arapça, Farsça, İbni Sina ve Biruni'nin bilimsel yapıtlarını inceledi. Değişik konularda çalışan Hıfzı Mehmet Efendi birçok yapıt vermiştir. Yapıtlarında arı bir Türkçe kullanmış hece ölçüsü'yle şiirlerini yazmış şiirlerinde atasözleri, manzumeler ve risaleler kullanmıştır. Ölüm tarihi bilinmemektedir.

Hızır Reis Osmanlı Devleti, Türk, Divan Edebiyatı, şairi ve bilgini. Doğum tarihi bilinmiyor. Eskişehir'e bağlı Sivrihisar'da doğdu. Tazarruname yazarı Sinan Paşa Hızır Reis'in babasıdır. Babasından ve başka değerli hocalardan ders aldı. Önce Sivrihisarda bir süre kadılık yaptı. Sonra Bursa'da müderris oldu, öğrencilere ders verdi. Osmanlı Devleti hükümdarı Fatih Sultan Mehmed'in sevgisini kazandı.

Aydınlı Visali Osmanlı İmparatorluğu Türk Divan Edebiyatı şairi. Osmanlı İmparatorluğu'nda Basitname akımının öncülerindendir. Asıl adı İsadır. Doğum tarihi bilinmemektedir. Aydında doğmuştur. Osmanlı İmparatorluğu padişahı II. Bayezid ve Osmanlı İmparatorluğu padişahı Yavuz Sultan Selim (1512 - 1520 zamanında Edirne şehrinde saray hocalığı yaptığı kayıtlıdır. Aydınlı Visalinin 61 Gazeli ve 1 Murabbasının olduğu bilinmektedir.