İçeriğe atla

Tarih öncesi savaş

Savaş" veya "savaş" anlamına gelen Hanzi karakteri; 戰

Tarih öncesi savaş, yazının bulunmasından ve devletler gibi büyük sosyal yapıların kurulmasından önceki çağlarda yapılan savaşlardır. Tarihî savaşlar Sümerlerde Bronz Çağı'ndaki profesyonel ordularla birlikte başlar. Bazı topluluklarda ise daha sonraki dönemlerde dahi tarih öncesi savaş varolmaya devam etmiştir.

İnsanın ilk ne zaman savaşmaya başladığı antropologlar ile tarihçiler arasında süregelen büyük bir tartışma konusudur. İskeletlerinde mızrak izleri bulunan Neandertal insan örnekleri bulunmasına rağmen bazı antropologlar, bunların savaş sonucu değil de kurban edilme, cinayet ya da av kazaları nedeniyle ortaya çıktığını düşünmektedir. Bu tartışma, "savaş" sözcüğünün tanımına ilişkin bir sorunun cevabı ile yakından ilişkilidir: Avcılık yapan iki ayrı grup arasındaki dalaşma ne zaman iki siyasi ya da etnik grup arasındaki silahlı mücadeleye dönüşür?

Tarih öncesi orduların boyutu da bir tartışma konusudur. Tarih öncesi savaş kavramını reddedenler, o zamanlar nüfus yoğunluğunun çok düşük olduğunu, dolayısıyla hiçbir zaman birkaç düzine kişiden oluşan baskın gruplardan daha büyük toplulukların karşı karşıya gelmesinin mümkün olmadığını savunurlar. Bu görüş, bugünkü İsrail ile Ürdün'ün bulunduğu bölgede yapılan kazılar sonucu ortaya çıkan Amarna mektupları'yla da desteklenmektedir. Antik Mısır yönetimi ile bu bölgedeki temsilcileri arasındaki diplomatik yazışmalardan oluşan bu mektuplarda, Güney Levant bölgesindeki şehirleri yaklaşık yirmi kişiden oluşan grupların yıldırdığından söz edilmektedir. Aksi görüşte olanlar ise, Türkiye'deki Çatalhöyük büyüklüğündeki şehirlerin birkaç yüz silahlı adam bulundurmuş olabileceğini ve birkaç şehrin kurduğu ittifaklar sonucunda hatırı sayılır bir orduya ulaşılmış olacağını savunmaktadır. Büyük ihtimalle yeteri kadar büyük olan bu gruplar herhangi bir seferin başarıya ulaşmasında önemli olan askerî taktikleri, lojistiği ve organizasyonel yapıyı uygulamışlardır.

Yöresel savaşlar

Günümüzde hala yaşayan avcı-toplayıcı toplulukların bazıları şiddet dozu yüksek bir yaşam sürmekte ve sıklıkla komşu gruplara baskın yapıp güç göstererek toprak, kadın ve yiyecek ele geçirmektedir. Kalahari'deki Buşmanlar gibi topluluklar ise savaşsız ve çok az cinayet işlenen bir hayat sürerler. İlk çağlarda bu topluluk tiplerinden hangisinin yaygın olduğu bilinmemekte, bu da tartışma konusu olmaktadır. Günümüzde hâlâ savaşan bu tarz topluluklardaki ortak yanlar ise savaşmanın oldukça törensel olması, yöresel savaş adı verilen ve çatışmanın süresinden savaş kurbanlarının sayısının sınırlanmasına kadar birçok tabu ve uygulama içermesidir. Yöresel savaşlar yapan kabileler arasında birkaç nesilde bir nüfus baskısı, kaynaklar üzerine anlaşmazlıklar ya da anlaşılamayan sebepler yüzünden gerçek savaşlar da çıkabilmektedir.

Paleolitik çağ

İlk insanların kullandığı en yaygın silahlar basit ve kolay üretilebiliyordu. Sopa ve mızraklardan oluşan bu tarz silahlar MÖ 35.000 yıllarından beri avcılık için kullanılmış, başka amaçla kullanıldığına dair kanıt bulunamamıştır. Bu çağdan kalan mağara resimlerinden hiçbirinde insanın insana saldırdığı resmedilmemiştir. Sosyal evrimin bu aşamasında geniş çaplı bir savaşın olduğuna dair herhangi bir arkeolojik kanıt yoktur.

MÖ 12.000 yıllarından itibaren yay, topuz ve sapanın geliştirilmesiyle çarpışmalar değişikliğe uğramıştır. İlk savaşların ortaya çıkmasında yay büyük öneme sahiptir. Uzaktan saldırabilme olanağıyla, yakın döğüş silahlarından daha az risk taşır. İnsanlar arasında sopalarla savaşıldığına dair mağara resmine rastlanmaz. İki veya daha fazla grup insanın birbirlerine organize şekilde saldırmasının resmedilmesi, yayın gelişimi ile aynı zamana rastlar. Bu çizimlerde hatlar ve kollar belirgindir, değişik giysilerle resmedilmiş liderler göze çarpmaktadır. Bazı resimlerde de yandan kuşatma gibi askerî taktikler açıkça görülür.

Topuz, kişisel çarpışma için bir süre en favori silah olsa da deri zırhın geliştirilmesi etkisini sınırlamış, uzaktan saldırı silahlarıyla keskin kenarlı silahlar en çok kullanılan silah tipleri olmuştur.

Neolitik Çağ

Tarih öncesi savaş sayılabilecek olan bir olayın ilk arkeolojik kaydı Mısır'ın Sudan sınırına yakın bölgesinde Nil nehrinde bulunmaktadır. 117. Mezarlık olarak bilinen bu yer en az yedi bin yıllıktır. İçinde çok sayıda iskelet vardır ve bu iskeletlerin çoğunda okbaşı, kemiklerin içine girmiştir. Bunlar, belki de bir savaşın kayıplarıdır. Ancak kimileri, bu iskeletlerin yıllar boyu toplanmış olabileceğini ve hatta savaştan çok, oradan geçenlerin öldürülmesi sonucu olabileceğini savunmaktadır. Bulunanların yarısı kadındır ve bu da geniş çaplı savaş olasılığını azaltan bir unsur olarak görülmektedir.

Tarımın gelişmesi ve hayvanların evcilleştirilmesiyle insan topluluklarının savaşa daha yatkınlaştığı düşünülmektedir. Tarım sayesinde oluşan artı değer sayesinde çiftçiler zamanlarını savaşa ayırabiliyor veya bir savaşçı sınıfını besleyebiliyordu.

Yeni Zelanda Maorileri Güney Pasifik'te bulunan adalarında hemen hemen sürekli savaşırken kendilerini güven altına almak için binlerce müstahkem yer inşa etmişlerdir. Kuşatma silahlarının henüz gelişmediği çağlarda -yani saldıranların sınırlı erzağının bulunduğu durumlarda- tarlalar ve evler talan edilse de müstahkem mevkilerin insanları ve malları korumak için başarılı bir yöntem olduğu görülmüştür. Bu dayanıklı müstahkem yerler tarih öncesi çağdaki toplumlarda önemli ölçüde sosyal örgütlenme olduğunu göstermektedir. Bu, aynı zamanda dolaylı olarak da olsa o çağlarda örgütlü savaşlar yaşandığının da doğal kanıtı olmaktadır.

Bronz Çağı

Kalkolitik dönemde bakırdan yapılmış hançer, balta ve diğer nesneler ortaya çıkmıştır. Bunlar, çok pahalı ve dövülgen oldukları için çoğunlukla etkili silahlar değildi. Birçok bilim insanı tarafından daha çok ayinlerde kullanıldıkları düşünülmektedir. Bronzun bulunmasıyla birlikte keskin kenarlı metal silahlar artık sıradan hale gelmiştir.

Demir Çağı

Erken Demir Çağında ortaya çıkan Dorların işgali, Eski Yunan sömürgeciliği ile Fenikeliler ve Etrüsklerle olan ilişkileri tarih öncesi döneme denk gelir. Kavimler Göçü'nün savaşçı topluluklarından olan Cermenler yöresel savaşlar yapmışlardır. Anglo-Sakson savaş biçimi ise tarih öncesi ile tarih arasında bulunur, çalışmalar daha çok arkeolojiye dayanmakla birlikte az da olsa yazılı kanıtlar da bulunmaktadır.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Tarih öncesi veya Prehistorya, insanlığın yazının bulunmasından önceki dönemidir.

<span class="mw-page-title-main">Güney Amerika</span> kıta

Güney Amerika, Amerika'nın güneyinde bulunan bir kıta. Güney Yarımküre'de bulunmasına rağmen topraklarının küçük bir kısmı Kuzey Yarımküre'de yer almaktadır. Büyük Okyanus'un doğusunda, Atlas Okyanusu'nun batısında, Kuzey Amerika'nın güneyinde ve Antarktika'nın kuzeyinde bulunur. Güney Amerika, 17.840.000 km karelik bir yüzölçümüne sahiptir. Dünya yüzeyinin yaklaşık olarak %3,5'ini kaplamaktadır. 2005 yılına göre nüfusu 371.000.000'dan fazladır. Güney Amerika kıtalar arası yüzölçümü sıralamasında dördüncü ve nüfusta beşincidir.

<span class="mw-page-title-main">Eski Taş Çağı</span> çağlar

Kaba Taş Devri, Yontma Taş Devri veya bilimsel adıyla Paleolitik Çağ olarak tanımlanan Eski Taş Çağı günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce başlamış ve 12.000 yıl önce son bulmuştur. Ancak verilen bu tarihlerin dünya geneli içinde geçerli olduğunu ve yerel olarak değişmeye açık bulunduğunu da belirtmek gerekir. İnsanlık tarihinin %99'u gibi çok büyük bir bölümünü kapsayan bu çağ, aynı zamanda ilk insan atalarının ortaya çıkışı ve ilk aletlerin üretimi yoluyla insanın kavrama yeteneği ve temsil etmesiyle de söz konusu tarihin gelişimi içinde çok önemli bir yer tutmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer savaş</span> kimyasal içerikli silahların kullanıldığı savaş türü

Nükleer savaş, nükleer silahların kullanıldığı savaşlara denir. Tarihte nükleer silahlar sadece 2 kere ve tek taraflı olarak Amerika Birleşik Devletleri tarafından Japonya'ya karşı kullanılmıştır. Günümüzde ise bu terim nükleer silaha sahip ve karşıt devletlerin birbirleriyle tehditleşmesi durumunda kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Falanks</span>

Falanks, genellikle mızrak ve benzeri silahlar kullanan askerlerin birbirinden ayrılmadan art arda saflar halinde savaşmasını esas kabul eden bir savaş düzenidir. İlk uygulamaları Arkaik Yunanistan'da Hoplites adı verilen ağır piyadelerin savaş düzeni olarak ortaya çıkmıştır. Falanks düzeninden önce savaşlar, düzensiz gruplar arasında bire bir çatışmalar şeklinde yürütülmektedir. Falanks düzeni, kütlesel bir vuruş gücüyle son derece etkili bir savaş düzeni olarak ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Avcılık</span> Vahşi hayvanları aramak, takip etmek ve öldürmek

Avcılık, başlangıçta insanların karınlarını doyurmasına yönelik olan bir faaliyet. İlk insanlar ovalarda dolaşırken toplayabildikleri bitkiler ve kovalayıp yakalayabildikleri küçük hayvanlarla beslenmişlerdir.

Ateşli silahlar, barut gazının itici gücüyle mermi atan bütün silahların genel adıdır. Ateşli silah denince, genellikle bir kişi tarafından taşınabilen küçük çaplı silahlar akla gelse de ateşli silahlar kategorisi; büyük toplardan tüfeklere, av tüfeğine ve tabancaya kadar her türde ve boyuttaki silahları kapsar.

Askerî tarih, insanlık tarihi boyunca süregelen ve çatışma kategorisine giren olaylardan oluşur. Bunlar iki kabile arasındaki küçük çaplı dövüşmeden yeryüzündeki birey nüfusunun çoğunluğunu etkileyen düzenli ordular arasında geçen bir dünya savaşına kadar sıralanırlar. Bu olayları yazarak ya da diğer yollardan kaydeden kişilere de askerî tarihçi denir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Çağ'da savaş</span> Antik Çağ Savaşları

Antik çağlarda savaş yazılı tarihin başlangıcından antik dönemin sonuna kadar geçen dönemdeki savaş tarzıdır. Avrupa'da Eski Çağ'ın sonu genellikle Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla (476) eş tutulur. Çin'de de aynı şekilde beşinci yüzyılın sonu sayılabilir.

Orta Çağ'da savaş, genellikle Orta Çağ Avrupası'nda kullanılan savaş tarzını anlatmak için kullanılır.

Barutlu silahlarla savaş ya da daha yaygın kullanımla Ateşli Silahlarla Savaş, barutun bu patlayıcı maddenin kullanımına elverişli silahların kullanılması ve bu silah teknolojisinin geliştirilmesiyle zamanla savaşların ana silahları kategorisini oluşturmasıyla ortaya çıkan bir savaş tarzıdır. Avrupa ve Asya'da onbeşinci yüzyıldan itibaren sınırlı bir şekilde başlamış ve ondokuzuncu yüzyıl ortalarına kadar sürmüştür. 1792'den 1815'e kadar süren Napolyon Savaşları'nda doruk noktasına ulaşmıştır. Barutun Çinliler tarafından bulunduğunu belirten İngiliz felsefeci ve dinadamı Roger Bacon bu tarz savaşın ilk savunucularındandı.

<span class="mw-page-title-main">Roma lejyonu</span> Roma İmparatorluğunda 1.000 ile 5.600 kişi arasında değişen eski ağır piyade birliği

Roma Lejyonu Roma Cumhuriyeti ve Roma İmparatorluğu boyunca tüm Roma ordusunu ya da daha dar anlamda ağır piyadeleri kasteden temel askeri birlik. İkinci anlamı birkaç Kohorttan oluşan ve legionaries olarak bilinen ağır piyadelere vurgu yapar. Roma lejyonunun ana unsurunu ağır piyadeler oluştururken, piyadelere neredeyse her zaman bir ya da daha fazla sayıda, Roma yurttaşı olmayan kişilerden oluşturulan süvariler, düzenli birlikler ve avcılardan kurulu destek birlikleri olan Auxilialar eşlik ederdi.

Kadınların askerlik tarihi, 4000 yıl öncesine uzanan bir dönemi, birçok ulusu ve dönemi kapsamaktadır. Eski çağlardan günümüze kadar kadınlar orduda birçok görevlerde bulunmuşlardır. Önceki dönemlerde kadınlar orduda farklı görevler almışlarsa da, daha çok günümüzde önemli görevlere gelmektedirler. Birçok ülke ordularını kadın askerlere açmaktadır ancak bu konudaki tartışmalar sürmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Cro-Magnon</span>

Cro-Magnon, modern insanın atasıdır. Avrupa'da bulunan en eski Cro-Magnon benzeri insan kalıntılarının radyokarbon tarihleme yöntemi ile 43000-45000 yıl öncesine ait olduğu hesaplanmıştır. Bulunan en eski Cro-Magnon benzeri insan kalıntıları İtalya ve İngiltere'de bulunmuştur. Cro aslında bu eski insanların saklanmaları için kullandıkları Fransa'da bulunan bir mağaradır. Sonraları bilim insanları bu mağaranın adını eski Magnon kabilesinden etkilenip Cro-Magnon olarak değiştirmiştir.

Taş Devri, insansıların taştan araçlar yapmasından başlayarak kalkolitiğin sonuna kadar geçen tarih öncesi dönemdir.

<span class="mw-page-title-main">Kuvaterner yok oluşu</span>

Kuaterner döneminde Pleistosen'den Holosene geçiş sırasında özellikle megafaunal türlerde birçok yok oluş olayı görülmüştür. Ancak, yok olma dalgası Pleistosen'in sonunda durmamış özellikle izole adalarda Holosen yok olmaları olarak devam etmiştir. Paleontologlar tarafından ortaya atılan hipotezlere göre yok olma olaylarının başlıca nedenleri olarak Orta-Geç Pleistosen ve Holosen sırasında dünyanın birçok bölgesine yapılan göçler, doğal iklim değişiklikleri ve insanlar tarafından yapılan avcılık faaliyetleri gösterilmektedir. Avcılığın diğer bir varyantı ise ikinci dereceden avlanmadır ve insan olmayan avcılardan kaynaklanan üstün rekabetten dolaylı gerçekleşen yok olmalar üzerine odaklanılmaktadır. Hastalıkların yayılması da olası bir neden olarak ele alınmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Askerî teknoloji</span>

Askerî teknoloji, savaş hâlinde kullanılan teknoloji tatbikatı. İmkânı dahilinde uygulaması askerî olan ve sivil olmayan teknoloji türünü kapsar. Genellikle yararlı veya yasal sivil uygulamaların eksikliği nedeniyle askerî eğitim olmadan kullanılması tehlikelidir.

Katil maymun teorisi veya katil maymun hipotezi, savaş ve insanlar arasındaki agresifliğin insan evriminin arkasındaki itici güç olduğunu söyler. Raymon Dart tarafından 1950'lerde ortaya atılmış, daha sonrasında Robert Ardrey tarafından Afrika Kökenleri kitabıyla güçlendirilmiştir.

Düşünce tarihi, tarih içerisinde düşüncelerin nasıl farklılıklar göstererek karşımıza çeşitli şekillerde çıktığının bir kaydıdır.

<span class="mw-page-title-main">Franhti Mağarası</span>

Franchthi Mağarası veya Frankhthi Mağarası, Yunanistan'ın güneydoğusundaki Argolis'teki Kiladha köyünün karşısında, Argolic Körfezi'ndeki Kiladha Koyu'na bakan bir arkeolojik sit alanıdır.