İçeriğe atla

Taoizm

Kontrol Edilmiş
Bagua
Çince Dao yazım karakteri
Yin ve Yang ilkesini anlatan simge

Taoizm (Daoizm, Dao Öğretisi), Antik Çin'de ortaya çıkmıştır ve temeli Laozi'nın yazılı eseri Dao De Jing'e dayanan bir öğretidir. Dao (Çince: 道; pinyin: Dào) öğretinin temelidir. Çincede yol, yürümek, konuşmak, yön, yöntem, akış vb. anlamlara işaret eder. Dao Öğretisi'nin kurucu üstadları Laozi, Çuangzi ve Liezi'dir. Bu üstadların yazıları kozmogoni yani kainat ve onun doğuşu, kainatın yasa ve ilkeleri, insan ve doğanın kainat ile bağı, toplumsal yönetişim ilişkilerinin asıl doğası üzerine kuruludur. Antik Çin'de ortaya çıkan astronomi, hekimlik ve birçok doğa bilimlerinin köksel savını oluşturmuştur. Bahar-Güz Devri (MÖ 770-481) ve takip eden Savaşan Eyaletler Devrinde (MÖ 481-221) Çin'de ortaya çıkmış Yüz Düşünce Okulu içinde yer alan en önemli birkaç akımdan biridir. Bu akımlar arasında Kongzi (Konfüçyüs) de yer almaktadır.

Dao Öğretisinin Temel İçeriği

Dao'nun ele alındığı birincil yazılı kaynak olan Dao De Jing (Dao ve Beliriş Klasiği) şunlardan söz eder:

  • Dao tüm kainatın doğduğu ana gibidir ama varlığı ve adı yoktur. Geçici bir etiket olarak Dao denmektedir. Tüm kainatın dolup boşaldığı İlk kaynaktır. Boşluktur.
  • Gök ve Yer boşluktan Dao'dan doğar. Biçimi olan olmayan tüm varlıklar, Yer ve Gök'ten doğar.
  • Döngüsellik ilkesiyle her şey Dao'ya döner, Dao tekrar her şeyi doğurur. Hareket, değişim ve dönüşüm Yin ve Yang karşıt kopmaz birlik ilkesiyle gerçekleşir.
  • İnsan ve toplumlar doğanın olağan akışına uydukları sürece yönetişime, bilgiye, öğretilere, ahlaka, erdeme gerek duymazlar.
  • Wei wu wei yani doğanın olağan akışına bırakmaya çabalamak, akışa müdahale etmemek, doğanın akışından kopmuş insansal müdahalenin tamamından vazgeçmek.

Dao ve Modern Bilim

Dao Öğretisinde anlatılan birçok ilke 20. yüzyılda iyice kabul gören Kuantum Fiziği ile benzerlikler göstermektedir. Belirsizlik ilkesi, kara delikler, çoklu evrenler varsayımı bir şeyin aynı anda hem var hem yok hallerinde olabileceğini, kara deliklerin çevresindeki her şeyi önce yutup sonra geri püskürtmesi mekaniği benzerlikler arasında sayılabilir. Modern Bilim yokluk veya boşluk denilen hali "enerji yoktan var olmaz, vardan yok olmaz" ilkesi gereği kabul etmez. Dao öğretisinde varlık yani biçimi ve adı olan şeyler ile yokluk yani biçimsiz ve adsız hal bir aradadır ve bütündür.

Dao Öğretisi Din midir Tartışmaları

Dao Öğretisi, Laozi (M.Ö. 6.yy) ile başlatılır ve kaynak kitap olarak da Dao De Jing metni gösterilir. Sonraki yüzyıllar da ise Çuangzi ve Liezi Dao üzerine meseller yazmışlardır. Bunlar Laozi'ye göre çok daha rahat anlaşılır olan kısa öykülerden oluşur. Din mi felsefe mi tartışmaları ise daha yakın yüzyıllarda ortaya çıkmış bir tartışmadır. Bu tartışmayı yapanlar, kurucu üstadları daha çok filozof olarak sınıflandırmaktadırlar ve öğretiyi Dao Felsefesi olarak anmaktadırlar. Öte yandan, Zhang Ling (M.S. 34-156) ile başlayan ve savunularını Çi enerjsisinin bedende korunumunu sağlamak, hastalıklardan sakınmak için meditasyon ve benzeri yöntemleri günlük ritüel olarak uygulamakla mümkün olacağını ortaya atan "Göksel Üstadların Yolu" adındaki hareketi ise Daocu Din, Dini Dao vs. gibi adlarla anılmaktadır. Bu hareket kendi içinde de birçok alt kollara ayrılmıştır.

Çin Klasiklerini Avrupa dillerine ilk çeviren araştırmacılar 16-17. yüzyıldan itibaren Çin'e seyahat eden Hristiyan Misyonerler olmuşlardır. Çin Klasiklerini çevirirlerken kendi dini inançlarına uygun olacak şekilde Dao Öğretisi'ni bir tür din, Dao terimini ise bir tür tanrı olarak göstermişlerdir. Batı okullarında yüzyıllarca bu misyonerlerin çevirileri kaynak olarak kullanılmıştır. Aynı dönemde hatalı çevirilere yol açan diğer etken ise; Çincenin batı dillerine çevirebilmek için gramer yapısının çözülememiş olması, hatta gramerinin olup olmadığının bile tam anlaşılmamış olmasıydı. Çincede Avrupa dilleriyle örtüşen bir gramerin olmaması, çevirmenlere yorumlu çeviri yapma yolunu açmıştır.

19. yüzyıl filozoflarından Hegel, GW Friedrich,[1] Din Felsefesi Tarihi Ders Notları'nda, Çin hakkında ulaştığı bilgiler için özellikle Fransız misyonerlere çok şey borçlu olduğunu yazmaktadır. Burada bahsettiği kişinin misyoner Antoine Gaubil (1689-1759) olduğu ön görülmektedir. Hegel, misyonerlerin her ne kadar toplumsal yaşam ve yönetişim hakkında sunduğu bilgiler konusunda bir şüpheye düşmese de inançlar konusunda aktarılanlara şüpheyle yaklaşmıştır. Laozi'nin görüşlerinin farklı bir yaklaşım sergilediğine dikkat çekmiştir. Taoizm ya da Dao Öğretisi'nin Avrupa coğrafyasında "din" gibi algılanmasına, misyonerlerin bu öğretileri kendi inançlarına uyarlayarak aktarmaları yol açmıştır. Hegel de şüpheyi elden bırakmamasına karşın birçok diğer düşünür gibi, bu çevirilerin tek tanrıcı anlayışa uyarlanmış çevirileri üzerinden değerlendirme yapmıştır.

Avrupa dillerine hatalı olarak çevirilen bazı anahtar kavramlar ve Çin Mitolojisi

  • Dao (Yol, varlığı doğuran yokluk, boşluk, tanımlanamaz kök) hatalı çevirisi "tanrı",
  • Tien-Di (Gök ve Yer, kainat anlamındadır) hatalı çevirisi "cennet" veya "tanrı"
  • Shen (GÇT'de Beden ve zihnin işlevsel özü ve onun faaliyeti; genel terim olarak varlığın tüm işlevsel yürütücü özü) hatalı çevirisi "akıl", "ilahi ruh" veya "tanrı"

Çin'deki düşünce akımlarında, tek tanrılı inançlarda anlatılan "tanrı" "mutlak tanrı" ya da Grek efsanelerinde geçen türden mitolojik tanrılar yer bulmamıştır. Ama, Çin efsanelerinde de evrenin oluşumunu anlatan, güneş veya ay veya takım yıldızlar, rüzgarlar, vb., için mitolojik sayılacak imgesel yaratıklar görmek mümkündür. En yaygın bilineni ise kainatı doğurduğu tasvir edilen var ile yok arasında özellikleri olan hayali figür Hundun'dur. İnanç benzeri olgular ise Çin'e Buda Öğretisi'nin gelmesiyle başladığı görülmektedir. Buda öğretisi sonradan Çin öğretileriyle harmanlanıp yer yer Budizme kaysa da Çin öğretilerinin yerini alamamıştır. Avrupalı yazarlar ve akademisyenler arasında da Dao Anlayışı, sık sık Budizmle aynı şey sanılmıştır. Bu yüzden Dao'yu anlatırken Budizmi anlatmayı yeterli görmüşlerdir. Diğer sıkça yapılan bir hata da Dao Anlayışı'nın "İnançsal Daoizm" ve "Felsefi Daoizm" şeklinde yapay olarak ikiye ayrılmasıdır. Bu girişimler genelde Dao anlayışında dinsel, inançsal bir taraf arama anlayışına dayanmıştır. Toplumda ve yönetimde yoğun etkisi görülen Kongzi (Konfüçyüsçülük) takipçilerinin de Dao'yu kendi anlayışları doğrultusunda ele aldıkları bilinmektedir. Kongzi, toplum ve devlet ilişkilerinde ileri seviye etik bir anlayışın, erdemliliğin, beş yakın bağ ilişkisinin hakim olması üzerinde çok durmuştur. Dao'yu kendine has ahlakçı bir yoruma sokmuştur. Ancak, Laozi okulu Kongzi'nin görüşlerinin Dao'ya, kendiliğindenliğe, olağan akışa müdahale etmekle eleştirmiştir: Doğru, yanlış, iyi, güzel, erdem, saygınlık gibi uydurma ve insana has kavramlarla "Dao" ya da doğanın veya evrenin işleyiş çarkı anlatılamaz, anlaşılamaz demişlerdir.

Tarihi Dönemler

Şamanik Kökler (M.Ö.3000-M.Ö.800)

Taoizmde, göçer yaşam süren şamanik toplumların izleri olduğu görüşleri de vardır. Kuzey Çin'de Sarı Nehir yakınlarında bazı kabilelerde vu denilen şamanlar yaşamaktaydı. Şamanlar veya kamlar doğal afetlerlere, hastalıklara karşı doğa ile kurdukları kendilerine has ilişkiyle deva bulabildikleri gözlemlenmiş hatta kullandıkları bazı tekniklerin (moksibüsyon-bardak çekme) Geleneksel Çin Tıbbında da yer aldığı biliniyor. Çou hanedanlığı döneminde şamanların görevleri arasında yağmuru tahmin etmek, şifacılık, önemli olaylarda kehanet de bulunmak bulunuyordu.

Klasik Dönem (M.Ö.700-M.Ö.220)

Çou imparatorluğunun siyasi ve sosyal yapıları M.Ö.770'te dağılmaya başlamıştı. Sonraki beş yüz yıl feodal beylerin birbirleriyle çatıştığı siyasi kargaşa ve iç savaştığı bir dönem olmuştu. Bu dönemde Çin'in ünlü filozofları Konfüçyüs (Kong Zi / 孔子), Mencius, Mo Zi, Sun Zi ve Taoizmin büyük düşünürleri Lao Zi, Çuang Zi ve Lieh Zi yaşamıştı.

Tao öğretisinin kurucusu Lao Zi, güneydeki feodal Çu eyaletinde Li Erh adıyla tanınan, eğitimli ve imparatorluk arşivinde çalışan bir kütüphaneciydi.

Kavramlar

Dao (Tao)

Dao, hem Laozi hem Çuangzi tarafından anlatıldığı şekliyle sözle ifade edilemez, sadece bir duruma işaret etmek için Dao ifadesi kullanılır. Ne budur ne de şu. Hep akış halinde koyu karanlık bulamaç gibidir. Başı ve sonu olmayan değişim ve dönüşümün kök ilkesidir.

Yer ve Gök (Tian Di)

Dao De jing kitabında Yer ve Gök yani Tian Di, kainat ile aynı gibidir. İçindeki her şey tüm varlıklar, biçimler, adlı şeyler ondan doğar, serpilip gelişir. Yer ve Gök ise Dao'dan doğar yani adsız olandan.

Shen

Madde ve enerji örneğinde olduğu gibi madde fiziki biçimi olanlara denir. Ancak, enerji biçimsizliğe daha yakındır. Shen, bu anlamda enerjiyi yakınlaşır. Çi'nin en saf uçuşkan biçimsiz özütüdür. Çoklukla "ruh" olarak çevirisi yapılmaktadır bu yüzden tek tanrılı dinlerde kullanılan ruh ile sıklıkla karıştırılsa da bire bir ilgisi yoktur. Çin Tıbbı'nda Shen modern psikolojinin ele aldığı bilinç, Jung'çu terim olan bilinçsizlik hallerini tümüyle barındırır. Shen sadece insanda değil tüm doğada tüm varlıklarda bulunur. Fiziki olan Shen'in beslendiği yuvası, Shen ise fiziki olanı harekete geçiren tetikleyici güç dür. Birbirini değiştirip dönüştürür.

Uygulamalar

Boş Oturuş

Dao pratikleri arasında boş boş ve hiçbir düşünceye dalmadan doğrudan doğa ile temasa geçip oturmaya denir. Burada duru bir akışa bırakılan beden, dikkat ve enerjinin; kendiliğindenliği, öylesineliği (Ziran, Spontanite) yakalaması aranır. Doğanın dili müdahale etmeden akmak olduğu görüşü savunulur. Tai Çi, yoga gibi uygulamalar kişinin kendi meditasyonu (durulma) bulması için önemsenir. Birçok çigong ve taiji uygulamaları bu temeli esas alır.

Dipnot

  • Laozi, Dao De Jing
  • Chuangzi, Chuangzi
  • Hegel G.W. Friedrich, Vorlesungen über die Philosophie der Religion, Teil II, Die orientalische Welt[1]
  • Defoort Carine, Is There Such a Thing as Chinese Philosophy? Arguments of an Implicit Debate 2001
  • Toshihiko Izutsu, Taoculuk'daki Anahtar Kavramlar, çev. Ahmed Yüksel Özemre, Kaknüs Yay. İst.2001

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b "Vorlesungen über die Philosophie der Weltgeschichte, Hegel, G.W.Fridrich" (PDF). VERLAG VON FELIX MEINER HAMBURG. 27 Ocak 2022 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2022. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Budizm</span> Bir din ve hayat felsefesi

Budizm, bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir dindir. İlk önce Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde Güneydoğu ve Doğu Asya’da yayılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hinduizm</span> Hindistan merkezli bir din

Hinduizm, çok kapsamlı inanç ve yaşam felsefesinin toplamıdır. Özellikle Hindistan, Nepal ve Bangladeş'te yaygındır. Günümüzde yaklaşık 1.25 milyar izleyeni ile Hristiyanlık ve İslam'dan sonra üçüncü sırada yer alan Hinduizm inancının neredeyse tüm takipçileri Hindistan ve çevresinde bulunmaktadır. Budizm ve Zen Budizmi gibi çeşitli ekoller Hinduizm'den kaynaklanıp ayrılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ludwig Andreas Feuerbach</span> Alman filozof ve ahlakçı (1804-1872)

Ludwig Andreas Feuerbach, Alman filozof ve ahlakçı. Marx üzerindeki etkisi ve hümanist ilahiyat görüşleri ile ünlenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Konfüçyüs</span> Çinli filozof, eğitimci ve yazar (MÖ 551–479)

Konfüçyüs ya da Kongzi, , Çinli filozof, eğitimci ve yazar.

<span class="mw-page-title-main">Sun Tzu</span> Çinli general ve askerî stratejist

Sunzı, MÖ 500'de Wu Devleti'nde yaşamış ünlü Çinli komutan, filozof ve askeri bilgedir.

<span class="mw-page-title-main">Laozi</span>

Lao Zi kimi pinyin kullanılmayan eski kaynaklarda adı Lao Tzu, Lao Tse, Laotze diye geçer. Lao Çince 'yaşlı', Zi ise 'üstad', 'bilge' anlamına gelir. Tao Düşüncesi'nin kurucusu kabul edilen önemli bir Çin düşünürüdür. Dao De Çing kitabının yazarıdır.

<i>Tao Te Ching</i> Çince klasik eser

Dao De Jing M.Ö. 6. yy.'da, Antik Çinli bilge Laozi tarafından yazıldığı düşünülen klasik bir metindir. Eserin özgün adı Laozi dir. İki bölümden oluşur: Dao ve De. Dao evren anlayışının en temel metni sayılır. Dao/Tao, Yol demektir. De/Te, Laozi geleneğinde, yolun kendiliğindenliğinin ayırdımına varmak ve uyumsamak; Kongzi geleneğinde, erdem anlamında kullanılır. Jing/Ching, klasik eser demektir. Eserin, bambu çubuklara yazılmış halde en eski örneği 1963-74 yılları arasında Mawangdui arkeolojik kazı sitesinde, antik mezarlardan yeryüzüne çıkarılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Zhuangzi</span>

Zhuāngzǐ MÖ 4. yüzyılda Çin'in Savaşan Eyaletler Döneminde yaşamış önemli bir bilge. Asıl adı Zhuang Zhou dur. Kendi adıyla anılan özgün eserinde insan ve doğası, doğanın işleyişi, insanın doğayla uyumlu yaşamasının yollarını anlatmıştır. Bu eser,

<span class="mw-page-title-main">İhvân-ı Safâ</span> Hurufiler ya da ansiklopedistler

İhvan-ı Safâ, Basra'da 10. yüzyılda ortaya çıkan bir felsefe çığırının taraftarlarına verilen bir addır. Bir nevî felsefe ansiklopedisi mahiyetindeki risalelerini Almancaya çeviren Dietrici[kim?], bunların adlarının "Hâlis Kardeşler" anlamına geldiğini söylüyor.

Çin mitolojisi, Çin halk ve kültürünün biriktirdiği mitolojik ve efsanevi söylence, inanç ve tarih anlayışın bütününü tanımlar. Oxford'un Asya Mitolojisi Sözlüğü Çin mitolojisini tanımlarken şu ifadeye yer verir:

Çin mitolojisi, ..., tarih, efsane ve mitin bir karışımıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tao (Taoizm)</span>

Tao veya Dao, Taoizm'in ana kavramıdır. Kesin olarak ortaya çıktığı bir tarih bilinmemekle beraber M.Ö. altıncı ve beşinci yüzyıl arasında yaşadığı tahmin edilen Lao Zi'nin Dao De Jing adlı eserinde Dao anlatılmıştır. Dao kavramının Avlayıcı Toplayıcı Topluluklar devirlerinden beri bilindiği ve sözlü olarak aktarıldığı düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Geleneksel Çin tıbbı</span> Çindeki geleneksel tıp

Geleneksel Çin Tıbbı (GÇT),, Antik Çin'de ortaya çıkıp günümüze dek süregelen ve doğu Asya'da yaygın olarak kullanılan, temeli Dao Evren Anlayışına dayanan hekimlik bilgilerinin tümüne denir. MÖ 2500-300 arasında binlerce yıl boyunca hekim ve çırak ilişkisiyle geliştirilen ve aktarılan bilgi ve deneyimler yığılarak birikmiştir. Qin Hanedanlığı'ndan itibaren ise tüm klasik eserler sistematik bir düzen içinde tekrar yazıya geçirilmiş ve Çin Tıbbı da bu klasikler arasında yer almıştır. Hekimlik alanında Huang Di- Nei Jing adlı eser yazılı en eski tıbbi kaynak olduğu gibi günümüzde de Çin Tıbbı'nda başvuru kitabı olarak kullanılmaktadır. Huang Di, efsanevi bir karakter olarak anlatılsa da özünde bu tıbbı eserin, birçok hekimin deneyim ve yöntemlerinin derlemesi olduğu görüşü hakim dir. Rahatsızlıkların kökeni incelenirken Dao evren anlayışı ilkelerini temel alır. Sinosfer'de binlerce yıldır yaygınca kullanılmaktadır. Çin Tıbbı'nda, akupunktur, Çin Tıbbı bitkileri, Çin Tıbbı beslenmesi, çigong, tuina, kupa çekme, vs. gibi tedavi yöntemleri bir bütün olarak uygulanır. Çin Tıbbı'nın kuramsal yapısını, Çi ve Kan kuramı, Yin Yang ve Beş Unsur karşıtlık ve döngüsellik ilkeleri, Zang Fu Kuramı gibi kök kuramlar üzerine örmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Konfüçyüsçülük</span> Çin merkezli etik ve felsefi sistemi

Konfüçyüsçülük, Ruizm veya Ru klasisizmi olarak da bilinir, antik Çin'de ortaya çıkan bir düşünce ve davranış sistemidir ve çeşitli şekillerde bir gelenek, felsefe, din, hükûmet teorisi veya yaşam biçimi olarak tanımlanır. Konfüçyüsçülük, Çin filozofu Konfüçyüs'ün öğretilerinden, daha sonra Yüz Düşünce Okulu dönemi olarak anılacak bir dönemde gelişti.

Çin felsefesinde Legalizm, bir politik sistemin temellerini içeren felsefedir. İlkbahar ve Sonbahar Dönemi'yle Savaşan Beylikler Dönemi'nde yaygın olan dört felsefe okulundan biriydi. MÖ 770-MÖ 221 yıllarını içine alan bu dönem, Çin'de büyük kültürel mayalanmanın olduğu ve yeni düşünce tarzlarının ortaya çıktığı dönemdir.

Neokonfüçyüsçülük, Song Hânedanlığı zamânında oluşup kökeni Konfüçyüsçülük'te olan, fakat aynı zamanda Daoizm ve Budizm'den de etkilenmiş dînî ve felsefî bir akımdır. Neokonfüçyüsçülük, Song Hânedanlığı kurulduğundan beri Çin'e hâkim olmuş en etkin düşünsel akımlardan biridir. Çincede bu kavram, bu şekliyle mevcut değildir. Onun yerine Songxue, Lixue veyâ Xinli Xue diye bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Çin'de din</span> Çin içerisindeki birçok din

Çin, dünyanın en eski ve sürekli öğreti ve felsefi geleneklerinin beşiği olmuştur. Çin'de batıdaki anlamıyla bire bir örtüşen bir din anlayışı hiç olmamıştır. Milattan önce 6. yüzyıldan itibaren görülmeye başlayan düşünce okulları kendi içinde özgün olarak sürekli gelişmiştir. Bu yüzden Çin'de inanç sistemleri olarak Çin kültürünü tarihi boyunca şekillendiren Konfüçyüsçülük, Taoizm ve çok sonradan gelen Budizm düşünce okulları sıralanır. Bu iç içe geçmiş düşünce okulları kendi aralarında kökten farklı bir evren anlayışı taşımazlar ancak klasik anlamıyla batıda ortaya çıkan Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık dinlerinden kökten ayrıdırlar. Bu düşünce okulları öncesinde de Çin'in hem toplayıcı ve avcı şamanik toplumlarında hem de yerleşik tarım toplumları döneminde kainatın doğuşuyla ilgili anlatılan masal ve efsanelerde evrenin; klasik dinlerde olduğu gibi bir yaratıcı tarafından yaratılmasından çok her şeye hamile olan ve hiçbir şeyin henüz bir biçimi olmadığı karanlık bulamaç bir şeyden doğduğu inançları yer bulmaktadır. Bu bulamaç, karanlık hiçbir nesnenin henüz şekil almadığı ama her şeye hamile olunan bu hale masallarda Hundun, düşünce okullarında Dao denmektedir. Dao'dan Gök ve Yer yani somut ve soyut olan her şey doğar, yin ve yang değişim ilkeleriyle her şey biçim alır ve dönüşür. Günümüzde Kuantum Kuramı'nın kozmogoni görüşleri Çin'de ortaya çıkan bu evren anlayışına daha yakın durmaktadır. Gök uzayı, yer ise yıldızlar, gezegenler gibi yoğun her şeyi temsil etmektedir. Dao düşünce okulunda Gök ve Yerin ham doğası yani kendiliğindenlik hali olan Zìrán (自然)'a uyması çabasız çabayı uygulaması en uygun yönetim olarak anlatılırken, Konfüçyüsçü okullara göre ise Gök ve Yer ilişkisi hiyerarşik ele alınır, erdem ve görevlere önem verilir, dolayısıyla devletin yönetimi ve halk ile ilişkisi buna uymalıdır anlayışı hakim olmuştur. Çin imparatorları, özellikle Konfüçyüs okuluna göre Gök gibi olmalıydılar ve bu yüzden "Göğün Vekaleti"ni (Tianming) talep edip Çin efsanevi ve geleneksel pratiklerine katılırlardı. Yaygın inanç sistemi bu şekilde kendini gösterirken sonraki yüz yıllarda Batıda ortaya çıkan dinler Çin'de yayılmak istemiş olsa da halk arasında bu inanç sistemleri çok rağbet görmemiştir. Ancak günümüzde sayıları fazla olmasa da Çin'de Hristiyanlık ve müslümanlık da yaşamaktadır. 1949 Mao Zedong devriminden beri Çin, bir ateist ve Marksist kurum olan Çin Komünist Partisi tarafından yönetilmektedir. Bu dönemde bilimsel bir zemini olmayan hiçbir görüşe izin verilmedi. Dini hareketler ve kurumlar önce hükûmet kontrolü altına alındı, sonra Kültür Devrimi (1966-1976) sırasında baskıya uğradı. Devrimin yumuşama döneminde geleneksel öğretiler ve sonradan gelen dini örgütlere haklar verilmeye başlanmıştır. Hükûmet henüz beş tane öğreti ve dini resmen tanımaktadır: Budizm, Taoizm, İslam, Protestanlık ve Katoliklik. 21. yüzyılın başında kurumsal idarelerde Konfüçyüsçülük ve Çin halk gelenekleri giderek daha fazla tanınma kazanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yüz Düşünce Okulu</span>

Yüz Düşünce Okulu, Antik Çin'de M.Ö. 6 yy ile M.Ö. 221 yılları arasında, Bahar ve Güz Dönemi ile Savaşan Devletler dönemi arasında ortaya çıkmış olan çığır açıcı düşünce okullarıdır.

Saman Köpek, Antik Çin'de samandan yapılmış, sonbahar bayramlarında kullanılan kukla köpeklere denir. Bu kukla köpekler bayramın en değerli öğesidir. Törenden sonra işi bitince, hiçbir önemi kalmaz ve atılır. "Değerli olmak" insansal dünyaya, "Kullanışlılık" ise doğaya hastır. Çuangzi'nin "Göğün döngüleri" hikâyesindeki anlatımda ise; Törende özenle sarılıp kutuya konan ve değer verilen saman köpek tören bitince işi biter, oradan geçen biri de aşını pişirmek için kırıp yakacak olarak kullanır.

Çin'deki siyasal düşünüş, her türlü düşünüşü tek eline alan din adamlarının olmaması nedeniyle Eski Yunan siyasal düşünüşü ile karşılaştırılabilecek kadar gelişmiştir.

Wu wei, "eylemsiz, çabasız, hareketsiz" anlamına gelen bir kavramdır. Çoğu zaman "tembel kalmak ya da edilgen olmak" olarak algılanan wu wei kavramı özgün metinde doğanın akışına müdahale etmeden durulaşarak ona uyum sağlamayı anlatır. Wu wei, Laozi'nin (MÖ-5yy) Dao De Jing adlı klasiğinde geçen bir kavramdır. Klasik esere göre, katıksız şekilde doğaya uyum sağlayan insan sahip olmak, hükmetmek, düzen sağlamak gibi olgulara ihtiyaç duymaz. En uygun yönetim, yönetim gereği olmayan yönetimdir. Bilgi ve arzuları kullanarak insan veya herhangi bir varlık üzerinde müdahaleyi yıkıcı eylem olarak görür.