İçeriğe atla

Tanrı'nın Şehri

Tanrı'nın Şehri, giriş metni; yaklaşık 1470.

Tanrı'nın Şehri, özgün Latince adıyla De Civitate Dei Augustinus tarafından 5. yüzyılın başlarında Latince yazılmış bir kitaptır.

Zaman zaman De Civitate Dei contra Paganos, yani "Paganlara Karşı Tanrı'nın Şehri" olarak da adlandırılmıştır. Kitapta Tanrı, şehitlik, Yahudiler ve Hıristiyanlık felsefesi ile ilgili diğer bazı konular da ele alınmaktadır.

Augustinus bu denemeyi, Hristiyanlığın gerek diğer din ve felsefeler ile gerekse Roma yönetimi ile olan ilişkilerini açıklamak için yazmıştır. Roma'nın Vizigotlar tarafından 410 yılında yağmalanmasından kısa bir süre sonra yazılmıştır. Bu olay Romalılar için büyük bir şoktu ve çoğunluğu bunun sebebinin Roma dinini terk etmeleri olduğunu düşünmekteydi. Bu atmosferde Augustinus, imparatorluğun dünyevi gücü tehlikeye girse bile, nihai utkunun Tanrı'nın Şehri olduğunu belirtmekteydi.[1]

Nitekim kitaba göre insanlık tarihi, Augustinus'un deyimleriyle, İnsan'ın Şehri ile Tanrı'nın Şehri arasındaki bir çatışmadan ibarettir ki yine kitaba göre nihai zafer mutlak olarak Tanrı'nın Şehri'nin olacaktır. Eserde Tanrı'nın Şehri, dünyevi zevkleri bir kenara bırakıp kendilerini Hristiyan değerlerin yaygınlaşmasına ve uygulanmasına adayanlarla betimlenirken, İnsan'ın Şehri, Tanrı'nın Şehri'nden uzaklaşmış kişilerin yeridir. Her ne kadar bu iki şehir herhangi bir gerçek yeri ve kurumu temsil etmeyip daha ziyade semboliklerse de, Augustinus Tanrı'nın Şehri'nin kalbi olarak Hristiyan Kilisesi'ni görmekteydi.

Dış bağlantılar


Tanrı'nın Şehri metinleri
Tanrı'nın Şehri hakkındaki metinler

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Tanrı Şehri - Aurelius Augustinus. Kadir Canatan. EskiYeni. 2021. s. 24. ISBN 978-625-7673-07-5. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İncil</span> Nasıralı İsanın yaşamını, öğretilerini, ölümünü ve dirilişini anlatan biyografi metinleri

İncil, İsa'nın yaşamını, öğretilerini, ölümünü ve dirilişini anlatan her bir biyografidir. Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından kaleme alınmış olan ve yazarlarının adlarıyla anılan dört incil, Yeni Ahit'in ilk dört bölümünü teşkil eder. İncil sözcüğü Türkçe konuşan kimseler arasında sıklıkla Yeni Ahit anlamında kullanılır. Bu kullanıma –hatalı olsa dahi– Türkçe Hristiyan kaynaklarda da rastlanabilir. Bu kaynaklarda Müjde sözcüğü de Yeni Ahit anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Hristiyanlık</span> tek tanrılı İbrahimî bir din

Hristiyanlık, Nasıralı İsa'nın yaşamına, öğretilerine ve vaazlarına dayanan, tek Tanrılı İbrahimî bir dindir. Günümüzde Hristiyanlık, dünya nüfusunun yaklaşık %30,1'ini oluşturmaktadır ve 2,4 milyarı aşkın takipçisi ile dünyanın en kalabalık dinidir. Takipçilerine, "Mesihçi" anlamına gelen Hristiyan veya Nasıralı İsa'ya ithafen İsevi veya Nasrani denir. Kitâb-ı Mukaddes'e inanan takipçileri, Yahudi metni olan Tanah'ta kehanet edilen İsa'nın Mesih olarak gelişinin bir Yeni Ahit olduğuna inanırlar.

<span class="mw-page-title-main">Augustinus</span> Filozof, yazar ve doktor

Augustinus ya da Aurelius Augustinus, Aziz Augustinus ya da Hippo'lu Augustinus olarak da bilinen Hristiyan filozof ve tanrıbilimci.

Hristiyanlıkta apokrif, kanonik dini metinlerin ve kitapların parçası olmayan metin. Dini metinlerin doğruluğunun şüpheli olduğu durumları tanımlamak amacıyla kullanılır. Kitab-ı Mukaddes'e eklenmemiş metinler apokrif kabul edilir.

Kutsal metin, herhangi bir din veya mezhepte kutsal kabul edilen ve genellikle merkezî bir önemi haiz olan yazı.

Kelt mitolojisi en yalın tanımıyla Kelt politeizminin mitolojisidir. Kelt politeizmi Demir Çağı Keltlerinin diniydi. Demir Çağı'ndaki diğer Avrupalılar gibi erken dönem Keltleri de politeistik mitoloji ve dinî yapıyı benimsemişlerdi. Kelt insanlarının içinde, Roma ile yakın iletişimi olan Galyalıların ve İber Yarımadasındaki Keltlerin mitolojileri Roma İmparatorluğu altında devam edememiş, daha sonra ise bu insanlar Hristiyan olmuş ve Kelt(ik) dillerini de kaybetmişlerdir. İronik bir şekilde bu insanların inanç ve geleneklerine dair bilgiler çeşitli Roma ve Hristiyan kaynakları sayesinde bugüne kadar ulaşmıştır. Bir başka açıdan ise, kendi politik veya lenguistik (dilsel) kimliklerini korumuş olan Keltler Demir Çağı'ndaki atalarının mitolojilerinin en azından artakalan küçük bir kısmını iletebilmişlerdir. Bu iletilebilmiş kısım genellikle Orta Çağ'da kaydedilmiş ve yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Roma mitolojisi</span> Antik Romada yaşayan insanların mitolojik inançlarının bütünü

Roma mitolojisi, Antik Roma'da yaşayan insanların mitolojik inançlarının bütününe verilen isimdir. Genelde iki ana bölümü olduğu düşünülür; ilk bölüm ki daha sonraları etkin olmuştur ve edebidir, genellikle Etrüsk mitolojisindeki öğelerin Romalılaştırılmış hallerinden meydana gelir, ikinci bölüm ise daha erken dönemlerde etkin olmuş olan ve daha çok kültik olan farklı uygulama ve inançlara sahip daha özerk bir bölümdür.

<span class="mw-page-title-main">Sekülerizm</span> Akıl ve mantığı esas alan örgütlü bir toplum yaratmayı amaçlayan düşünce akımı

Sekülarizm veya sekülerizm; toplumda ahiretten ve diğer dinî, ruhani meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket. TDK, sekülerizm kavramına karşılık olarak dünyacılık sözcüğünü önermiştir. Sekülerizm, din merkezli veyahut dinî öğeleri sosyal, hukuki ve siyasi anlamda tayin edici kılan bir yaklaşımın tersine, bunları sosyal, hukuki ve siyasi kümeden ayıran bir yaklaşımı tanımlar. Çok geniş bir terim olan sekülerizm, içinde birçok farklı akım, tür ve teori barındırır. Seküler kelimesi, dünyevi veya çağa uygun olanı belirtir ve dünyanın nesnel hâlinin göz önünde tutulması demektir. Latince çağ anlamına gelen Saeculum sözcüğünden İngiliz dili için türetilen Secularism (Sekülerizm) Türkçeye laiklik, çağdaşlaşma veya dünyevileşme olarak üç farklı terimle çevrilebilmektedir. Fransa'da laiklik için Laïcité (Laicisme) terimi kullanılmaktadır. Bu terim, somut ve bilimsel olan ile soyut ve dinsel olanın birbirine karıştırılmamasını ifade etmektedirler.

Kökten dincilik, genellikle dinî esaslı aslî kaidelere geri dönme talebiyle kendini belli eden ve bu kaidelere katı bir biçimde bağlı olan, diğer görüşlere karşı toleranssız ve laiklik karşıtı dinî hareket veya bakış açısı. Kökten dincilik, genellikle dinî tabiattaki bir dizi kurala sıkı sıkıya bağlı, çağdaş, sosyal ve siyâsî yaşam ile ilgili üzerinde uzlaşılmış prensiplere karşı tepkisi olan inancı belirtir.

<span class="mw-page-title-main">Orta Çağ felsefesi</span>

Orta Çağ felsefesi tarihsel dönem itibarıyla ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. M.S. 2. yüzyıldan 15. yüzyıl sonlarına-16. yüzyıl başlarına, rönesansa kadar olan dönem olarak ele alınır. Bu dönemin felsefe tarihi açısından kendine özgü özellikleri vardır. Birçok felsefe tarihi kitabında Orta Çağ'da felsefe yok sayılır ya da Orta Çağ'ın karanlık bir çağ olduğu değerlendirmesine bağlı olarak felsefenin de karanlığa gömüldüğü öne sürülür. Bunun yanı sıra Orta Çağ'da felsefenin varlığını kabul eden ve bu felsefenin özgül niteliklerini açıklayan felsefe tarihi çalışmaları da söz konusudur.

Gnostisizm Antik Mısır hermetizmini, Antik Yunan ezoterizmini, İbrani geleneklerini, Zerdüştçülüğü, bazı Doğu geleneklerini ve dinlerini, Hristiyanlığı eklektik bir tutumla sentezleyen, birçok tarikâtın benimsediği mistik felsefeye verilen genel addır. Daha açık bir ifade ile Gnostisizm, hakikatin bilgisine ilham keşf ve sezgi ile ulaşılacağını savunan mistik bir felsefi düşüncedir.

<span class="mw-page-title-main">Honorius</span> Roma imparatoru (395-423) (384-423)

Flavius Honorius, 393-395 yılları arasında Roma imparatoru ve 395'ten ölümüne kadar Batı Roma imparatoruydu. I. Theodosius ve ilk karısı Aelia Flaccilla'nın küçük oğlu ve Doğu Roma imparatoru Arcadius'un kardeşiydi.

<span class="mw-page-title-main">Lactantius</span>

Lucius Caelius Firmianus Lactantius, erken dönem Hristiyanlık savunucusu ve hatip. Rönesans döneminde kendisi için Hristiyan Cicero denmiştir.

<span class="mw-page-title-main">I. Victor</span> 14. Katolik Kilisesi papası (ö. 199; pd. 189-199)

Papa Aziz I. Victor Afrika'da doğan ilk papadır. Büyük olasılıkla doğum yeri Romalılar "Afrika Eyaleti"'nde bulunan Leptis Magna'dır. Hakkında fazla ayrıntılı bilgi yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Monarchia</span> Dantenin Papa ile Kutsal Roma İmparatorluğu imparatoru arasındaki ilişkiler üzerine görüşlerini belirten eseri

Monarchia (Monarşi) ya da De Monarchia, Dante Alighieri'nin laik iktidar ile dini iktidarı ele aldığı bir incelemedir. Dante bu Latince metniyle, dönemin en ihtilaflı konularından biri hakkında görüşünü dile getirmiş oluyordu: Kutsal Roma İmparatoru'nun temsil ettiği laik otorite ile papanın temsil ettiği dini otorite. Dante'nin bu sorunla ilgili bakış açısı bilinir, çünkü şair siyasal etkinliği boyunca papa VIII. Bonifatius'un dünyevi taleplerine karşı Floransa şehir hükûmetinin özerkliğini savunmak için mücadele vermişti.

<span class="mw-page-title-main">Kötülük problemi</span> Gereksiz Acı Argümanında olduğu gibi Kötülüğün ve mutlak iyi olan Tanrının nasıl bağdaştığına ilişkin felsefi bir sorun

Epikür Paradoksu, din felsefesinde kötülük ile mutlak iyi olan bir Tanrı'nın varlığının nasıl bağdaştığı şeklindeki bir sorudur. Sorunu ilk olarak Epikür mantıksal bir formül ile ortaya koymuş, o zamandan beri de felsefe ile hiçbir ilişkisi olmayan kişilerden filozoflara kadar hemen herkesin zihnini meşgul etmiştir.

Sekülerite veya sekülerlik, dinle ilişkisiz veya dine karşı tarafsız olma durumudur. Latince saecularis, "dünyevi" veya "geçici" anlamına gelmekte olup devlet ve dinin ayrı olması veya özellikle bir dine bağlı veya karşı olmama anlamını taşır. Sıfat hali sekülerdir.

Arnavutça, ait olduğu Hint-Avrupa Dil Ailesi'ne ait özellikler barındırmasına rağmen bulunduğu grup içinde yalıtılmış bir haldedir. Arnavutçanın dahil olduğu bu grupta konuşulmaya devam eden diğer diller Ermenice ve Yunancadır. Dilin kökeni hakkındaki ilk çalışmaları yapan ve Arnavutçanın Hint-Avrupa Dil Ailesi'ne mensup olduğunu kanıtlayan kişi Alman filolog Franz Bopp'dur. Arnavutçanın, eski zamanlarda Balkanlar'da konuşulan bir dil olan İlir diliyle bağlantısı olup olmadığı sıklıkla tartışılan bir konudur.

<span class="mw-page-title-main">I. Anastasius (papa)</span> papa

Papa Anastasius I 27 Kasım 399 tarihinden 19 Aralık 401'de ölümüne kadar papalık yapmış Hristiyan din adamı ve azizi.

Pelagianizm, aslî günahın insan doğasını lekelemediğini ve insanların ilahi lütufla insan mükemmelliğine ulaşmak için özgür iradeye sahip olduğunu savunan bir Hristiyan ilahiyatında teolojik konumudur. Britanya Adaları'ndan bir münzevi ve filozof olan Pelagius, Tanrı'nın inananlara imkansızı emredemeyeceğini ve bu nedenle tüm ilahi emirleri yerine getirmenin mümkün olması gerektiğini öğretti. Ayrıca bir kişiyi diğerinin günahları için cezalandırmanın adaletsiz olduğunu da öğretti; bu nedenle bebekler suçsuz doğarlar. Pelagius, günahkâr davranışlar için hiçbir mazeret kabul etmedi ve tüm Hristiyanların, hayattaki konumları ne olursa olsun, suçlanamaz, günahsız hayatlar yaşamaları gerektiğini öğretti.