İçeriğe atla

Taner Akçam

Taner Akçam
Akçam, 2013 yılında Toronto'da
DoğumAltuğ Taner Akçam
23 Ekim 1953 (70 yaşında)
Ardahan, Türkiye
Mezun olduğu okul(lar)Orta Doğu Teknik Üniversitesi
MeslekTarihçi, sosyolog
Tanınma nedeniErmeni Kırımı konusunda soykırım tezi üzerine çalışmalar

Altuğ Taner Akçam (d. 23 Ekim 1953; Ölçek, Ardahan), Türk tarihçi ve sosyolog.

Taner Akçam, Ahıska Türküdür.[1] ODTÜ İdari İlimler Fakültesinden mezun olmuştur. 1973'ten sonra ODTÜ-DER, ADYÖD gibi derneklerin kurucuları arasında yer alan Akçam, 1975'te yayına başlayan Devrimci Gençlik[2] dergisinin sorumlu yazı işleri müdürü olarak, dergide komünizm ve Kürtçülük propagandası yapıldığı iddiasıyla yargılandı ve 1976'da tutuklandı, 1977'de 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 12 Mart 1977'de Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nden kaçtı. 1978-1995 yılları arasında Almanya'da siyasi mülteci olarak yaşadı. 1988 yılında Hamburg Sosyal Araştırmalar Enstitüsü'nde çalışmaya başladı. 1995'te Hannover Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde "İttihat ve Terakki Yargılamaları ve Ermeni Kırımı" konulu doktora çalışmasını tamamladı. Aynı üniversitede profesörlük tezini hazırladı. Akçam, Minnesota Üniversitesi Tarih Bölümü'nde görev yapıyor.[3][4]

Taner Akçam'ın akademik çalışmaları Taşnak Partisi'nin siyasi ajandası doğrultusunda yayın yapan Zoryan Enstitüsü tarafından desteklenmektedir.[5] Amerikalı tarihçi Edward J. Erickson, Akçam'ın Ermeni Soykırımı iddiası üzerindeki çalışmalarını Akçam'ın yeterli akademik altyapıya sahip olmaması gerekçesiyle eleştirmiştir.[6]

Tehcir ve Türk-Ermeni tarihi üzerine çalışmaları

Taner Akçam, akademik kariyeri boyunca Osmanlı Ermenilerini konu alan birçok eser kaleme aldı; çalışma alanlarına 1915 Tehcir politikası ve 1919 İstanbul yargılamaları girmektedir. 1915 Olayları sırasında Ermenilere yapılan muamelenin 1948 Birleşmiş Milletler Soykırım Antlaşması uyarınca "soykırım" olarak nitelendirilebileceğini savunan ve Türklere karşı yapılan katliamları göz ardı eden argümanlar öne sürdü. Bu sebeple araştırmacılar Taner Akçam'ın 1915 tartışmalarında katı bir şekilde Ermeni yanlısı bir tutum izlediğini belirtmektedirler.[7]

Akçam, tezini ispatlamak için arşivlerde Osmanlı Ermenilerine konu alan birçok belge üzerine çalıştı ancak atıfta bulunduğu belgelerden bazılarının sahte olduğu veya onun bu belgeleri bağlamından çıkarılarak kullandığı tarihçiler ve Osmanlı arşivi uzmanları tarafından ortaya konulmuştur.[8] Bu belgelerden en ünlüleri Andonyan Belgeleri, Sarkis Torosyan'ın Anıları, 29 Ağustos 1915 tarihli Talat Paşa telgrafı ve 1919 yargılamalarında kullanılan dava dosyalarıdır.

1919-1920 İstanbul yargılamaları

Taner Akçam, 2006 yılında A Shameful Act: The Armenian Genocide and the Question of Turkish Responsibility (Utanç Verici Bir Eylem: Ermeni Soykırımı ve Türk Sorumluluğu Meselesi) adlı bir kitap yayımladı. Bu, onun 1999 yılında yayımlanan İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu adlı eski bir kitabını kapsamlı bir şekilde yeniden ele alan bir İngilizce baskıydı. Kitap ağırlıklı olarak Vahakn Dadrian tarafından önceden yapılan çalışmalara dayanmaktaydı ve az sayıda yeni bilgi vermekteydi.[8]

Kitaptaki delillerin önemli bir kısmı 1919-1920 yıllarında İstanbul'da Birinci Dünya Savaşı sırasında "savaş suçu" işledikleri iddiasıyla yargılanan Türk subaylarının ve önderlerinin davalarına dayanmaktadır. Davalar muzaffer İtilaf Devletlerinin denetiminde yürütülmüştü ve bütün sorumluluğu İttihatçılara yükleyerek işin içinden sıyrılmaya çalışan, savaş sonrası başa geçen Osmanlı hükûmeti tarafından desteklenmişti. Soruşturma ve kovuşturma sürecine İtilaf Devletlerinin müdahalesi, Osmanlı hükûmetinin tutumu ve sanıkların haklarının korunmaması davanın güvenilir olmadığını ortaya koydu. İttihatçılara karşı bir figür olan Refik Halit Karay, sanıklardan birisi olan Falik Rıfkı Atay'ın idamının mahkemeden önce kararlaştırıldığını yazmaktadır. Taner Akçam, eserinde davaya ait savcının iddianamesini ve hakimin kararını bunları göz önünde bulundurmadan kullandığı için eseri eleştirlere maruz kaldı.[8]

29 Ağustos 1915 tarihli Talat Paşa telgrafı

Taner Akçam, 2011 yılında The Young Turks' Crimes Against Humanity (Jön Türklerin İnsanlık Suçları) adlı bir kitap yayımladı. Kitaptaki en ünlü bölümlerden birisi Talat Paşa'ya ait bir telgrafta geçen "Ermeni Meselesi hallolunmuştur" yazısıydı. Taner Akçam, bu sözün "soykırım"ın bir delili olduğunu iddia etmişti. Hikmet Özdemir ve Yusuf Sarınay'ın çalışmalarında belgenin tamamının transkripsiyonu yer almaktadır ve burada Akçam'ın iddia ettiğinin aksine Talat Paşa'nın Ermenilerin korunması için önlemlerin alınmasını ve Ermenilere karşı suç işleyenlerin yargılanmasını istediği yazmaktadır.[9][10]

Sarkis Torosyan'ın anıları

Taner Akçam, 2013-2017 yılları arasında Sarkis Torosyan'ın anıları hakkında, akademik çevrelerce tenkit edilen bir dizi tartışmalı makale yayımladı.[11][12] 2012 yılında Sarkis Torosyan adlı bir Osmanlı Ermenisinin anılarının Türkçe çevirisi basıldı. Kitap, ilk defa 1947 yılında İngilizce yayımlanmıştı ve güya Osmanlı'da asker olan bir Ermeninin sonradan Ermenilere yapılan katliamı görünce taraf değiştirerek Osmanlı'ya karşı olan savaşını anlatıyordu. Yapılan incelemelerde kitapta tarihi gerçeklelerle uyuşmayan bilgiler bulunduğu ve içindeki Osmanlıca metinlerde dil bilgisi hataları içerdiği tespit edildi.[13]:258-260 Örneğin kitaptaki bir bölümde Enver Paşa, Torosyan'a "İngilizler Çanakkale’de karaya çıkarma yapıp ilerleyerek İstanbul’u almayı başarabilirler mi?" diye sorar ama bunu sorması mantıksızdır çünkü İngilizlerin Çanakkale'ye çıkarma yapmaktaki amacı İstanbul'u karadan ilerleyerek işgal etmek değil, Gelibolu'daki kıyı tabyalarını ele geçirerek donanmanın Boğaz'dan güvenli bir şekilde geçmesini sağlamaktı.[14] Anıların tutarsızlıklarını tespit edenler arasında hem "soykırım" tezini destekleyen Halil Berktay gibi hem de teze karşı olan Hakan Erdem gibi tarihçiler vardı ve kısa sürede akademisyenler arasında Torosyan'ın anılarının kurmaca olduğu konusunda bir fikir birliği oluştu. Fakat anılar üzerine yapılan tartışmaların çoğunun Türkçe literatürde gerçekleşmesi, yurt dışında yaşayan yabancı akademisyenlerin belgelerin sahteliğinden bihaber olmasına yol açtı. Taner Akçam ve anıların gerçekliğini savunan başka bir akademisyen Ayhan Erdem, Türk tarihçilere karşı Avrupa kamuoyundaki ön yargılı tutumdan faydalanarak, Türk halkının Torosyan'ın "gerçek" anılarını "soykırım inkarcılığı" ve "siyasi bağnazlık" sebebiyle reddettikleri şeklinde yanlış söylemlerde bulundular. Taner Akçam'ın akademik etiğe uygun olmayan bu eylemleri, onun akademik itibarının zedelenmesine neden oldu.[13]:262, 265-266

Andonyan belgeleri

Taner Akçam, 2018 yılında Killing Orders: Talat Pasha's Telegrams and the Armenian Genocide (Öldürme Emirleri: Talat Paşa Telgrafları ve Ermeni Soykırımı) adlı bir kitap yayımladı. Burada bir Osmanlı memuru olan Naim Bey'e ait olduğu iddia edilen evrakları inceledi. Bu evraklar 1915 araştırmaları açısından çok önemlidir çünkü Ermenilerin katledilmesine dair emirler içermektedir fakat 1983 yılında iki Türk tarihçi Şinasi Orel ve Süreyya Yuca bu belgelerin sahte olduğunu ispatladığı için akademik çevrelerce ciddi bir delil olarak dikkate alınmamaktaydı. Taner Akçam'ın Killing Orders adlı çalışması bu belgelerin gerçekliğini ispatlama girişimiydi. Kitabı inceleyen araştırmacılar Ömer Lütem ve Yiğit Alpogan kitabın evrakların gerçekliğini ispatlamada başarısız olduğu dile getirdi.[15]

"Yüzde on" tartışması

Taner Akçam, Ermeni Meselesi Hallolunmuştur kitabında savaş zamanı Osmanlı hükûmetinin "soykırım" kastını Osmanlı belgelerini kullanarak ispatlamaya çalıştı. Akçam'ın argümanına göre Osmanlı hükûmeti, iskan bölgesinde yaşayacak Ermeni nüfusunun Müslüman nüfusunun %10'unu geçmemesini hedefliyordu. Akçam'ın hesaplamalarına göre iskan bölgesindeki Müslüman nüfusun %10'u (yak. 168.000) tehcir edilen Ermenilerin sayısından (yak. 500.000) az olduğu için bu, Ermenilerin bir kısmının -ona göre- sistematik olarak yok edilmesi gerektiği anlamına geliyordu.[16] Tarihçi Fuat Dündar, Toplumsal Tarih dergisinde yayınladığı bir eleştiri yazısında buna karşı çıktı. Dündar'ın bulgularına göre %10 sınırını aşan Ermeni nüfusu kent merkezi dışında kalan, "Ermeni mıntıkaları" denilen mülteci kamplarına yerleştirildi. Dündar, aynı zamanda Taner Akçam'ın kendi kullandığı belgede de bu bilgi bulunmasında rağmen Akçam'ın bunu gözden kaçırdığına dikkat çekti.[17] Tartışma, Taner Akçam'ın 1915 Yazıları ve Fuat Dündar'ın aynı dergide yayınladığı başka bir makale üzerinden farklı konulara kayarak devam etti.[18]

Kitapları

Türkçe

  • İşkenceyi Durdurun - İnsan Hakları ve Marksizm (1991, Ayrıntı Yayınları)
  • Siyasi Kültürümüzde Zulüm ve İşkence (1992, İletişim Yayınları)
  • Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu (1992, İletişim Yayınları)
  • İslamda Hoşgörü ve Sınırları (1994, Başak Yayınları)
  • Türkiye'yi Yeniden Düşünmek (1996, İletişim Yayınları)
  • İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu (1999, İmge Kitabevi)
  • Ermeni Tabusu Aralanırken: Diyalogdan Başka Çözüm Var mı? (2000, Su Yayınevi)
  • Ermeni Meselesi Hallolunmuştur: Osmanlı Belgelerine Göre Savaş Yıllarında Ermenilere Yönelik Politikalar (2008, İletişim Yayınları)
  • Tehcir ve Taktil: Divan-ı Harb-i Örfi Zabıtları - İttihad ve Terakki'nin Yargılanması 1919-1922 (2009, İstanbul Bilgi Üniversitesi)
  • 1915 Yazıları (2010, İletişim Yayınları)
  • Kanunların Ruhu: Emval-i Metruke Kanunlarında Soykırımın İzini Sürmek (2012, İletişim Yayınları)
  • Ermenilerin Zorla Müslümanlaştırılması (2014, İletişim Yayınları)
  • Naim Efendi'nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları - Krikor Gergeryan Arşivi (2016, İletişim Yayınları)

İngilizce

  • From Empire to Republic: Turkish Nationalism and the Armenian Genocide (2004, Zed Books)
  • A Shameful Act: The Armenian Genocide and the Question of Turkish Responsibility (2006, Metropolitan Books)
  • Judgment at Istanbul: The Armenian Genocide Trials (2011, Berghahn Books)
  • The Young Turks' Crime Against Humanity: The Armenian Genocide and Ethnic Cleansing in the Ottoman Empire (2012, Princeton University Press)
  • Killing Orders: Talat Pasha’s Telegrams and the Armenian Genocide (2018)

Kaynakça

  1. ^ "Taner Akçam'la "soykırım" üzerine". bizimanadolu.com. 3 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2020. 
  2. ^ "Taner Akçam - Biyografi". İletişim Yayınları. 25 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2011. 
  3. ^ Abel, David (29 Mayıs 2008). "Turkish historian to study genocide". Boston.com. 18 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2022. 
  4. ^ "Taner Akcam Ph.D. | Faculty | Clark University". Clark University. 3 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2022. 
  5. ^ "Ermeniler 500 Bin Müslümanı Katletti". avim.org.tr. 11 Ağustos 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2022. 
  6. ^ "An American Resolution on Armenian Genocide Wrangles with History". War on the Rocks (İngilizce). 13 Kasım 2019. 20 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2022. 
  7. ^ "A Shameful Act: The Armenian Genocide and the Question of Turkish Responsibility, by Taner Akçam. New York: Metropolitan Books/Henry Holt & Company, 2006. x + 376 pages. Notes to p.464. Index to p.483. $ 30.00(hardback) [Kitap Tanıtımı]". Cilt 71 (260 bas.). 2007. s. 232. 24 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2023. Accepting only violence against the Armenians, and disavowing any mention of the Turkish deaths, Akçam exhibits a flawed, stridently pro-Armenian vision of history. One should not set out to write "the Armenian genocide and the question of Turkish responsibility" without being willing to study the mutual killings. 
  8. ^ a b c Şahin, Erman (1 Ağustos 2008). "Review Essay: A Scrutiny of Akçam's Version of History and the Armenian Genocide". Journal of Muslim Minority Affairs. 28 (2): 303-319. doi:10.1080/13602000802303235. ISSN 1360-2004. 
  9. ^ Gauin, Maxime (2 Ocak 2015). ""Proving" a "Crime against Humanity"?". Journal of Muslim Minority Affairs (İngilizce). 35 (1): 141-157. doi:10.1080/13602004.2015.1018723. ISSN 1360-2004. 18 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mayıs 2023. 
  10. ^ Hikmet Özdemir ve Yusuf Sarınay, Türk-Ermeni ihtilâfı belgeler, Ankara: TBMM, 2007, p. 235. Alıntılanan kaynak: Maxime Gauin, Taner Akçam Tarih Dersi Vermeye Kalkarsa 24 Şubat 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., AVIM, 2015.
  11. ^ "The Captain Torossian Debates: A Tacit Agreement Over Silence – Taner Akçam". wordpress.clarku.edu. 24 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2023. 
  12. ^ Akçam, Taner (3 Temmuz 2015). "A short history of the Torossian debate". Journal of Genocide Research. 17 (3): 345-362. doi:10.1080/14623528.2015.1062287. ISSN 1462-3528. 
  13. ^ a b Eldem, Edhem (3 Nisan 2017). "A shameful debate? A critical reassessment of the 'Torossian debate'". Journal of Genocide Research. 19 (2): 258-273. doi:10.1080/14623528.2016.1262495. ISSN 1462-3528. 
  14. ^ Berktay, Halil (8 Kasım 2012). "Strateji dehası Torosyan, kara harekâtını bilmiyor". Taraf. 22 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  15. ^ Lütem, Ömer Engin and Yiğit Alpogan. “Review Essay: Killing Orders: Talat Pasha’s Telegrams and the Armenian Genocide.” Review of Armenian Studies, Issue 37 (2018).
  16. ^ Akçam, Taner (2008). Ermeni Meselesi Hallolunmuştur. İletişim Yayınları. ISBN 9789750505621. 
  17. ^ Dündar, Fuat (Haziran 2008). "Taner Akçam'ın Son Kitabı Vesilesiyle '%10 Katliam' Sorunu: 'Ermeni Meselesi Hallolunmuş' Mudur?", 174. Toplumsal Tarih. ss. 79-83. 
  18. ^ Dündar, Fuat (Eylül 2010). "'1915 Yazıları' Üzerine: Taner Akçam'a Cevap", 201. Toplumsal Tarih. ss. 32-41. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Justin A. McCarthy, Louisville Üniversitesi'nde Amerikalı tarih profesörüdür.

<span class="mw-page-title-main">Guenter Lewy</span> Amerikalı siyasetbilimci ve yazar

Guenter Lewy (1923-), ABD'nin Massachusetts eyaletinde bulunan Massachusetts Üniversitesi'nden emekli profesör ve tarihçidir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Ermenileri</span> Osmanlı Devletinin Ermeni halkı

Osmanlı Devleti kuruluş döneminde Ermeniler, genellikle Çukurova, Doğu Anadolu Bölgesi ile Kafkasya bölgelerinde bulunan beyliklerin egemenliği altında yaşamışlardır. Bursa'nın başkent olduğu dönemde Ermeni ruhani reisliği başkente alınmıştır. İstanbul'un fethinden sonra da İstanbul'a taşınmış ve daha sonra da İstanbul Ermeni Patrikhanesi kurulmuştur. Ermeniler Anadolu'dan gelen göçlerle İstanbul'da büyük bir cemaat oluşturmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Soykırımı'nı Anma Günü</span> Ermenistanda millî gün

Ermeni Soykırımı'nı Anma Günü, her yıl 24 Nisan tarihinde başta Ermenistan olmak üzere Kanada, Fransa ve Ermeni diasporası'nın yoğun olarak yaşadığı bölgelerde Ermeni Kırımı'nda ölen kurbanları anmak için düzenlenen ulusal törenler. Ermenistan'ın başkenti Erivan'da yüz binlerce insan Tsitsernakabert Soykırım Anıtı'na yürüyerek ziyaret eder ve ebedî aleve çiçekler koyar.

<i>Andonyan Belgeleri</i>

Naim Beyin Anıları: Ermeni Tehciri ve Katliamları ile ilgili Resmi Türk Belgeleri, Osmanlı Ermenisi Aram Andonyan'a ait 1919 ve 1920 senesinde Londra'da Hodder & Stoughton yayınevinde basılmış bir kitap. İçinde Andonyan belgeleri diye bilinen ünlü Talat Paşa telgraflarının kopyalarını barındırıyor.

<span class="mw-page-title-main">Hamidiye Katliamları</span> 1890ların ortalarında Osmanlı İmparatorluğunda Ermenileri hedef alan katliamlar

Hamidiye Katliamları veya bazı Türkçe olmayan kaynaklarda geçen adlarıyla 1894-1896 Ermeni katliamları ve Büyük Katliamlar, 1890'ların ortalarında Osmanlı İmparatorluğu hükûmeti tarafından ülkede yaşayan Ermenilere yapıldığı iddia olunan katliamlardır. Katliamlar sonucu ölenlerin sayısı 80.000 ile 300.000 arasında gösterilmekte, dönemin gazete haberlerine göre 50.000 çocuğun ise yetim kaldığı belirtilmektedir. Kırım, The New York Times 'ın Eylül 1895 tarihli makalesindeki başlıkta Ermeni Holokost olarak geçiyordu. Buna karşın Osmanlı kaynakları ise aksi iddia olarak böyle bir sayıda Ermeninin öldürülmediği Müslümanların katledildiği Ermeni Çetelere karşı operasyon yapılıp bu çetelerin ve isyanların bastırıldığı iddiasındadır.

<span class="mw-page-title-main">Sarkis Torosyan</span>

Sarkis Torosyan, Osmanlı Ermenisi askerdir.

<span class="mw-page-title-main">Batı Ermenistan</span> Tarihsel iddiaların olduğu bir bölge

Batı Ermenistan, Ermenilerin tarihî ana vatanının bir parçası olan ve günümüzde Türkiye'nin doğusunda kalan bir bölgedir. Bizans Ermenistanı olarak da anılan Batı Ermenistan, MS 387'de Büyük Ermenistan'ın Bizans İmparatorluğu ve Sasani İmparatorluğu arasında bölünmesinden sonra ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Soykırımı'nın inkârı</span> Ermenilere soykırım yapılmadığı iddiasını savunan tez

Ermeni Soykırımı'nın inkârı, Ermeni Kırımı'nın soykırım olarak tanımlanamayacağını savunan veya iddiaların bilimsel yollarla, belgelerle açıklanması gerektiğini savunan tezdir. Ermeni Soykırımı'nın inkârı, bazı ülkelerde tamamen yasaklanmışken bazı ülkelerde soykırım olduğunu ifade etmek hoş karşılanmamaktadır. Pek çok kaynakta ölen insanların sayısı soykırım olduğuna kanıt olarak gösterilmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre de bir soykırım söz konusu değildir. Bu yaklaşımda olanlar, zamanın hükûmetinin bir Ermeni Tehciri gerçekleştirdiğini, olumsuz şartlardan dolayı birçok insanın öldüğünü söylemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de el konulan Ermeni mülkleri</span>

Türkiye'de Ermeni mülklerine el konulması, ülkenin Ermeni topluluğuna ait varlıklara, mülklere ve topraklara yönelik Osmanlı hükûmetleri tarafından başlatılan ve Türkiye hükûmetleri tarafından devam ettirilen el koyma olayı. 1890'ların ortalarında Hamidiye katliamları sırasında ilk örnekleri görüldü ve Ermeni Kırımı sırasında zirveye ulaştı. Daha sonra 1955'teki 6-7 Eylül Olayları'na ve 1974'teki yeni girişimlere kadar devamlı bir şekilde sürdü. Ermeni Kırımı sırasında yaşanan el koymaların çoğu, Ermenilerin Suriye Çölü dahil olmak üzere çeşitli yerlere zorunlu göç ettirilmesinin ardından hükûmetin Ermenilerin mal varlıklarını "terk ettiğini" söylemesiyle yapıldı. Ermenilerin hemen hemen tüm mülklerine el konularak yerel Müslüman nüfusa dağıtıldı. 1974'te çıkan bir kararla birlikte ulusal güvenlik gerekçe gösterilerek 1936'da getirilen mülk beyan etme ve tapuya kayıt ettirme zorunluluğu sonrasında Ermeniler tarafından edinilen mal varlıklarına el konuldu.

<span class="mw-page-title-main">Erzurum Ermeni Kongresi</span>

Erzurum Ermeni Kongresi, Ermeni Devrimci Federasyonu'nun sekizinci dünya kongresi ve Osmanlı Ermenileri için Ermeni Kırımı öncesindeki dönüm noktalarından biri. Temmuz-Ağustos 1914'te düzenlenen bu kongreye özel bir heyet gönderen İttihat ve Terakki Cemiyeti, I. Dünya Savaşı'nda Kafkasya Cephesi açıldığında Rusya Ermenilerinin Rus ordusuna karşı ayaklanarak Güney Kafkasya'nın Osmanlı tarafından ele geçirilmesini kolaylaştırmaları istendi.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı terminolojisi</span>

Ermeni Kırımı terminolojisi İngilizce, Türkçe ve Ermenicede farklıdır ve Ermeni Soykırımı'nın reddi ve Ermeni Soykırımı'nın tanınması sorunları çerçevesinde siyasi tartışmalara yol açmıştır. Çalışmalarını İngilizce dilinde yapan tarihçilerin çoğu olayları tanımlamak için "soykırım" sözcüğünü kullansa da başka terimler de vardır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de Ermeni Kırımı'nın mirası</span>

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı, yaşanmasından uzun yıllar sonra bile Türk toplumunda hissedilecek derin etkiler bıraktı .Anadolu Hareketi'nin 1919 tarihli bir yayını, Ermenilere karşı sistematik bir "imha" politikasının uygulandığını ve İttihat ve Terakki liderlerinin "insanlığın en büyük suçluları arasında" olduğunu kabul ediyordu. Ermeni tarihçi Vahan Avetyan'a göre, 1920ler boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni bir devlet kurma projesinin önemli bir parçası olarak Kırım'ın Türk tarihinden silinmesi denenmişti.

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı boyunca birçok Türk sivil, siyasetçi ve askerî lider katliamlara ve yağmaya katılmayı reddedip Ermenilerin tehcir edilmesini ve katledilmesini durdurmaya çalıştı. Bu kişilerin çoğu eylemlerinin sonucu olarak pozisyonlarını kaybettiler ve bazıları öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı</span>

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı I. Dünya Savaşı'nın sonundan beri değişikliklere uğradı. Türkiye'nin dışındaki tarihçilerin çoğu Kırım'ın meydana geldiğini ve olayların bir soykırım olduğunu savunmaktadır, ancak bununla birlikte Kırım'ın sebepleri ve motivleri gibi bazı önemli hususların yorumlanmasında büyük farklılıklar vardır.

<span class="mw-page-title-main">Mayıs 1915 Üçlü İtilaf Bildirgesi</span> Üçlü itilaf Deklarasyonu 24 Mayısta Rus imparatorluğunun İsteğiyle Osmanlı İmparatorluğunda  Ermeni kırımının kınanması ve failleri sorumlu tutan, itham eden bir bildiri

Mayıs 1915 Üçlü İtilaf Bildirgesi veya 1915 Üçlü İtilaf Deklarasyonu, 24 Mayıs 1915 tarihinde Rus İmparatorluğu'nun inisiyatifiyle Üçlü İtilaf devletlerini oluşturan -Rusya, Fransa ve Büyük Britanya- tarafından imzalanan ve Osmanlı İmparatorluğu'nda devam eden Ermeni Kırımı'nı kınayan ve failleri sorumlu tutmakla itham eden bildiri.

<span class="mw-page-title-main">1919-1920 İstanbul yargılamaları</span>

1919-1920 İstanbul yargılamaları, I. Dünya Savaşı sonrasında, Mondros Mütarekesi'nden kısa bir süre sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun askerî mahkemelerinde görülen davalardır. İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) lider kadrosu ve seçilmiş bazı eski yetkililer, anayasayı ihlal etme, savaş zamanında vurgunculuk ile hem Ermenilerin hem de Rumların katledilmesi gibi çeşitli suçlamalarla itham edildi. Mahkeme, katliamların organizatörleri olarak görülen Enver Paşa, Talât Paşa ve Cemal Paşa ile diğerlerini ölüm cezasına mahkûm eden bir karara vardı.

Talat Paşa: İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı, Hans-Lukas Kieser tarafından 2018 yılında yazılan bir akademik kitaptır. Kitap, Princeton University Press tarafından yayınlanmış olup Talat Paşa'nın biyografisidir. Kitap, yazarın Talat Paşa'nın, Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte modern Türk milletinin eş-babası olduğu tezini ve ayrıca Talat'ın egemenliğini ve önemini tartışmaktadır.

Naim Efendi'nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları: Krikor Gergeryan Arşivi, Taner Akçam tarafından 2016 yılında yazılan bir akademik kitaptır. Kitap, İletişim Yayınları tarafından yayınlanmış olup Ermeni Kırımı'nın birincil kaynak kanıtlarının, özellikle Talat Paşa'nın gönderdiği telgrafların doğruluğu hakkındadır. Kanıtların gerçekliğinin reddedilmesini bir tür Ermeni soykırımı inkârı olarak ele alıyor. Palgrave Macmillan tarafından yayınlanan İngilizce versiyonu 2018'de yayınlandı.