İçeriğe atla

Tambora Dağı

Koordinatlar: 8°47′G 118°5′D / 8.783°G 118.083°D / -8.783; 118.083
Tambora Dağı
Tambora Dağı kalderasının havadan görünüşü
Harita
En yüksek noktası
Yükseklik2.850 m (9.350 ft) [1][2]
Çıkıntı2.722 m (8.930 ft) [1][3]
ListelenmeUltra, ribu
Koordinatlar8°47′G 118°5′D / 8.783°G 118.083°D / -8.783; 118.083
Coğrafya
Dağın Endonezya haritasındaki konumu
Dağın Endonezya haritasındaki konumu
Tambora Dağı
Dağın Endonezya haritasındaki konumu
KonumSanggar Yarımadası, Küçük Sunda Adaları, Sumbawa, Endonezya
Jeoloji
Dağ türüStratovolkan
Son patlama1967[1]

Tambora Dağı veya Tomboro Dağı,[4] Endonezya'nın Küçük Sunda Adaları'ndan biri olan ve hem kuzeyi hem de güneyi okyanusal kabuk ile çevrili Sumbawa'daki aktif bir stratovolkandır. Tambora, altındaki aktif yitim zonu tarafından oluşturulmuştur. Bu da Tambora Dağı'nın 4.300 metre (14.100 ft) yüksekliğe ulaşmasını sağlamıştır. Yanardağ, Nisan 1815'teki patlamasından önce Endonezya takımadasında en yüksek zirvelerden biriydi. Dağın içindeki büyük bir magma odasının on yıllar boyunca dolmasıyla 1815'te meydana gelen patlama ile dağdaki volkanik olaylar tarihi bir zirveye ulaştı.

1815 patlaması, Volkanik Patlama Endeksi'nde 7 ile derecelendirildi; böylece MS 180'deki Taupo Gölü patlamalarından bu yana bu dereceyi alan tek patlamadır. Tahminî 160 kilometre küp püskürme hacmiyle Tambora'nın 1815 patlamaları, bilinen tarihteki en büyük volkanik patlama olarak kaydedilmiştir. Patlama 2.000 kilometre (1.200 mi) uzaklıktaki Sumatra adasında duyulmuştur. Borneo, Sulawesi, Cava ve Maluku adalarına kadar volkanik kül yağışı gözlenmiştir. Volkanik dağın patlamasıyla yerel bölgedeki tarım ürünleri zarar görmüş ve bu nedenle patlamadan meydana gelen ölümlerin çoğu açlık ve hastalıktan kaynaklanmıştır. Toplam ölü sayısı en az 71 bin kişidir (ölü sayısına göre doğal afetler), ölenden 11-12 bini doğrudan patlamadan ötürü ölmüştür. Genellikle 92 bin kişinin öldüğü söylense de bu sayının abartılı olduğu düşünülmektedir. Patlama, "volkanik kış" olarak bilinen olguyu içeren küresel iklim anormalliklerini yaratmıştır: 1816, Kuzey Amerika ve Avrupa iklimi üzerindeki etkisinden dolayı "Yaz Yaşanmayan Yıl" olarak bilinmektedir. Kuzey Yarıküre'nin büyük bölümünde tarımsal ürünler zarar görmüş ve çiftlik hayvanları ölmüş, bu da 19. yüzyılın en kötü kıtlığına yol açmıştır.

2004'te yapılan bir kazı sırasında, bir arkeolog ekibi 1815 patlamasıyla gömülü kültürel kalıntılar keşfetmiştir. Kalıntılar 3 metre (9,8 ft) derin piroklastik tortunun altında bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Doğu'nun Pompeii'si adını alan kalıntı bölgesindeki eserler 1815'te bulunduğu yerde korunmuştur.

Coğrafyası

Tambora ve Sumbawa'nın topografik haritası
Tambora Dağı ve çevresinin uzaydan görünüşü

Tambora Dağı, Endonezya takımadalarının güney zincirindeki volkanik adalar dizisi olan Sunda Yayı'nın bir parçası olan Küçük Sunda Adaları'ndan Sumbawa üzerindeki Sanggar Yarımadası'nda yer almaktadır.[5] Yarımadanın kuzeyinde Flores Denizi; güneyinde 86 kilometre (53 mi) uzunluğunda ve 36 kilometre (22 mi) genişliğinde Saleh Körfezi bulunmaktadır. Bu körfezin ağzında Moyo (ya da Endonezyacada Pulau Moyo) adı verilen 30 bin hektarlık bir adacık mevcuttur.[6]

Tambora Dağı, yürüyüş ve vahşi yaşam açısından turistler tarafından ziyaret edilmektedir.[7] Dompu ve Bima, dağa en yakın şehirlerdir. Dağın yamacında üç köy yer almaktadır: doğuda Sanggar köyü, kuzeybatıda Doro Peti ve Pesanggrahan köyleri, batıda ise Calabai köyü bulunmaktadır.

Kalderasına ulaşmak için üç yokuşlu güzergâh kullanılmaktadır. İlk güzergâh, dağın güneyindeki Doro Mboha köyünden başlayıp 1.150 metre (3.770 ft) kadar uzanan kaju alanları boyunca taşla döşeli bir yolla devam etmekte ve 1.950 metre (6.400 ft)'deki kalderanın güney kısmına yürüyüş parkuru ile ulaşıldığında sonlanmaktadır.[8] Buradan kalderaya ulaşmak yalnızca bir saat sürdüğü için burası genellikle volkanik faaliyetleri izlemek için bir kamp olarak kullanılmaktadır. İkinci güzergâh, dağın güneybatısında yer almakta ve volkanik izleme istasyonunun bulunduğu konum olan Doro Peti köyünden başlamaktadır. Üçüncü güzergâh dağın kuzeybatısındaki Pancasila köyünden başlamakta ve bir kahve tarlasından geçmektedir. Üçüncü rotayı kullanarak, kalderaya yürüyerek kolayca erişilebilmektedir.[8]

Jeolojik geçmişi

Oluşumu

Tambora Dağı yaklaşık 57 bin yıl önce oluşmuştur.[9] Cava Çukuru sisteminin 340 kilometre (210 mi) kuzeyinde ve kuzey eğilimli yitim zonunun üst yüzeyinin 180-190 kilometre (110-120 mi) üzerindedir. Sumbawa Adası, kuzey ve güney tarafından okyanus kabuğunun iki tabakasıyla çevrilidir.[10] Bu iki tabaka yılda 78 santimetre (31 in) oranında yakınlaşmaktadır.[11] Katman birikimi, dağın altında büyük bir magma odacığının boşalmasını sağlamıştır. Mojo Adası, Saleh Körfezi'nin boşaltılmış magma odacığının kalderasına çöktüğü jeolojik sürecin bir parçası olarak kurulmuştur ve olay, ilk defa yaklaşık 25 bin yıl önce okyanus havzası olarak görünmüştür.[9]

1815 patlamasından önce yapılan bir jeolojik araştırmaya göre, 4.300 metre (14.100 ft) yükselen simetrik bir volkanik konisiyle tek bir havalandırma kanalına sahip olan Tambora, stratovolkan şeklindeydi.[12] Tabanın çapı 60 kilometre (37 mi)'dir.[5]

1815 patlamasından bu yana en alt kısım, lav ve piroklastik malzemeden meydana gelen ara katman sekansının çökeltisini içermektedir. 1-4 metre (3 ft 3 in-13 ft 1 in) kalın lav akışı katmanların kalınlığının yaklaşık yüzde 40'ını oluşturmaktadır.[12] Kalın cüruf yatakları, lav akışının parçalanmasıyla oluşmuştur. Üst kısımda ise lav; cüruf, tüf ve piroklastik akışı ve göçmeleriyle iç içe geçmiştir.[11] En az yirmi ikincil ve parazitik koni bilinmektedir. Bazılarına isim verilmiştir: Tahe, 844 metre (2.769 ft); Molo, 602 metre (1.975 ft); Kadiendinae; Kubah, 1.648 metre (5.407 ft); ve Doro Api Toi.[4]

Patlama geçmişi

Yanardağın en uç kalderası

Radyokarbon tarihleme yöntemiyle Tambora Dağı'nda meydana gelen patlamalardan üçünün 1815'ten önce yaşandığı belirlenmiştir fakat bu patlamaların şiddeti hakkında bilgi elde edilmemiştir.[13] Tahmini tarihler MÖ 4110 ve MÖ 3700 yılları arasında, MÖ 3050 yıllarında ve MS 590 ve 890 yılları arasındadır.[13]

Tambora Dağı, 1815 patlama dizisinin bitmesinden beri aktiftir. Küçük lav kubbeleri ve akışları, 19 ve 20. yüzyıl boyunca kalderanın zemininde haddelenmiştir.[14] 1850-1910 yılları arasında Tambora'da yine patlama meydana gelmiş fakat bu sefer, patlamalar yalnızca kalderanın içinde gerçekleşmiştir. Küçük lav akıntıları ve lav kubbe püskürmeleri oluşmuştur. Bu patlama (VEI-2), kaldera içinde Doro Api Toi parazitik konisini yaratmıştır.[15] 1967'de çok küçük (VEI-0) ve patlama olmayan bir püskürme meydana gelmiştir. 2011 yılında ise bir başka küçük patlama meydana geldiği bildirilmiştir.[16] 2011 yılının Ağustos ayında, kalderada depremler ve duman emisyonları da dahil olmak üzere aktivitelerin artmasının bildirilmesinden sonra yanardağın uyarı seviyesi, 1. seviyeden 2. seviyeye yükseltilmiştir.[17]

1815 patlaması

1815 patlaması sırasında tahmini volkanik kül yağışı. Kırmızı alan volkanik kül kalınlığının düştüğü yerleri göstermektedir.

Tambora Dağı, 1815 yılına kadar, kapalı magma odasında hidrojenli magmanın kademeli olarak soğuması nedeniyle, birkaç yüzyıl boyunca uyku hâlindeydi.[5] 1,5 ila 4,5 kilometrelik derinliklerde odanın içinde magmanın soğuması ve kristalleşmesi sırasında oluşan yüksek basınçlı akışkan magma eksolüsyonu meydana gelmiştir. Odanın yaklaşık 4.000-5.000 bar'lık aşırı basınç altında kalması sonucunda sıcaklık 700-850 °C arasında değişmiştir. 1812'de yanardağ sallanmaya başlamış ve koyu bir bulut ortaya çıkmıştır.[18]

5 Nisan 1815'te, 380 km uzaklıktaki Sulawesi üzerindeki Makassar'dan, 1260 km uzaklıktaki Cava üzerindeki Batavia'dan (şimdiki Cakarta) ve 1400 km uzaklıktaki Maluku Adaları üzerindeki Ternate'den patlama sesleri duyulan bir patlama olmuştur. 6 Nisan sabahı volkanik kül, Doğu Cava'ya düşmeye başlamış ve hafif patlama sesleri 10 Nisan'a kadar sürmüştür. İlk önce silah sesi olarak düşünülen şey, 10 Nisan'da 2.600 kilometre (1.600 mil) uzaktaki Sumatra'dan duyulmuştur.[19]

10 Nisan günü saat 07.00'de patlamalar yoğunlaşmış, alevler üç kolondan çıkmaya başlamış ve daha sonra birleşmiş, bütün dağ akan bir "sıvı ateş" kütlesine dönüşmüştür. Çapı 20 santimete kadar olan ponza taşları saat 8 civarında yağmaya başlamış ve onu, saat 9-10 gibi civarında kül yağışı izlemiştir. Yarımadanın her tarafında dağdan aşağı doğru patlayan piroklastik akıntılar, Tambora köyünü silip süpürmüştür. 11 Nisan akşamına kadar yüksek sesli patlamalar duyulmuştur. Kül örtüsü, Batı Cava ve Güney Sulawesi'ye kadar yayılmıştır. Batavia'da azotlu bir koku fark edilirken ağır teframsı yağışlar meydana gelmiş ve 11 ila 17 Nisan arasında azalmaya başlamıştır.[19]

Patlamanın Volkanik Patlama İndeksi'ne (VEİ) göre 7 şiddetinde olduğu tahmin edilmektedir.[20] Tahmini 41 kilometreküp, yaklaşık 10 milyar ton ağırlığında, piroklastik trakiandezit çıkarılmıştır. Bu, 6-7 kilometre çapında ve 600-700 metre derinlikte bir kaldera meydana getirmiştir. Makassar'da düşen kül yoğunluğu metreküp başına 636 kilogramdır.[21] Patlamadan önce Tambora Dağı, Endonezya takımadalarındaki en yüksek doruklardan biriydi ve yaklaşık 4.300 metre (14.100 ft) yüksekliğindeydi. Patlamadan sonra 2.851 metre (9.354 ft)lik bir yüksekliğe, önceki yüksekliğinin yaklaşık üçte ikisine düşmüştür.[22]

1815 Tambora patlaması, tarihteki en büyük gözlemlenen ve kaydedilen patlamadır.[18][23][24] Patlama 2.600 kilometre (1.600 mi) uzaktan duyulmuş ve külleri, en az 1.300 kilometre (810 mi) uzağa düşmüştür. Piroklastik akışlar, zirveden 20 kilometre (12 mi)'lik bir alana yayılmıştır.[25]

Sonrası

Patlama ile adadaki tüm bitki örtüsü yok olmuştur.[18] Ponza külüne bulanmış ve kökünden sökülmüş ağaçlar, denize doğru sürüklenerek yaklaşık beş kilometre genişliğinde bir yığın oluşturmuştur. 1 ve 3 Ekim 1815'te Kalküta yakınındaki Hint Okyanusu'nda bir ponza yığını bulunmuştur.[23] 23 Nisan'da zirve hâlâ yoğun kül bulutuyla kaplı bir hâldeydi. Patlama 15 Temmuz'da sona erdi ancak duman emisyonları 23 Ağustos'a kadar sürdü. Patlamanın üzerinden dört yıl geçtikten sonra Ağustos 1819'a kadar alev ve sarsıntı gibi artçı olaylar yaşanmaya devam etmiştir.

Orta büyüklükte bir tsunami, saat 10 civarında Sanggar'da 4 metreye kadar yükselerek 10 Nisan'da Endonezya takımadalarındaki çeşitli adaların kıyılarına çarptı. Gece yarısından önce Doğu Cava'nın Besuki kentinde yüksekliği 1-2 metre ve Molucca Adaları'nda yüksekliği 2 metreye ulaşan bir tsunami rapor edilmiştir.[18] Toplam ölü sayısının 4.600 olduğu tahmin edilmektedir.[26]

Patlama kolonu, 43 km'lik bir yüksekliğe ulaşarak stratosfere kadar ulaşmıştır.[23] Kaba kül parçacıkları patlamalardan 1-2 hafta sonra yağmaya başlamış ancak daha ince kül parçacıkları atmosferde birkaç aydan birkaç yıla kadar 10-30 kilometre yükseklikte kalmıştır. Boylamsal rüzgârlar bu ince parçacıkları dünyaya yayarak görülebilir olaylar yaratmıştır. 28 Haziran ile 2 Temmuz 1815 ve 3 Eylül ile 7 Ekim 1815 tarihleri arasında Londra'da uzun ve parlak renkli gün batımları ve alacakaranlıklar sıklıkla görülmüştür. Alacakaranlık gökyüzünün ışıltısı tipik olarak ufukta turuncu veya kırmızı, mor veya pembe rengini almıştır.[18]

Tahmini ölüm sayısı, kaynağa bağlı olarak değişmektedir. Zollinger (1855) muhtemelen piroklastik akışlardan kaynaklanan doğrudan ölüm sayısını 10 bine çıkarmıştır. Zollinger'e göre Sumbawa adasında açlıktan 38 bin kişi ölürken Lombok adasında ise hastalık ve açlık nedeniyle 10 bin ölüm gerçekleşmiştir.[27] Petroeschevsky (1949), Sumbawa'da yaklaşık 48 bin kişinin öldüğünü ve Lombok'da 44 bin kişinin öldüğünü tahmin etmiştir.[28] Stothers (1984) gibi birkaç yazar Petroeschevsky'nin rakamlarını kullanarak toplam ölü sayısını 88 bin göstermektedir. Bununla birlikte, Tanguy ve diğerleri (1998), Petroeschevsky'nin rakamlarının asılsız olduğunu ve izlenemez referanslara dayandığını iddia etmiştir.[29] Tanguy belirttiği sayıları, fırtınadan sonra Sumbawa'da birkaç ay geçiren Zollinger'e ve Thomas Raffles'ın notlarına göre revize etti. Tanguy, açlık ve hastalık yüzünden Bali ve Doğu Cava'da başka kurbanlar olabileceğini belirtti. Tahminlerine göre doğrudan volkanik etkilerden 11 bin kişi, patlamadan hemen sonra açlık ve salgın hastalıklar sonucu 49 bin kişi ölmüştür. Oppenheimer (2003), toplamda en az 71 bin kişinin öldüğünü söylemiştir. Reid, Bali ve diğer yerlerde Sumbawa'nın ötesine geçen toplam doğrudan ve dolaylı ölümlerin not edilmesini ve belki de 100 bin rakamının uygun bir tahmin olduğunu belirtmektedir.[30]

Küresel etkileri

Grönland'dan gelen buz çekirdeği içerisindeki sülfat konsantrasyonu. 1810'dan önce bilinmeyen bir patlama meydana geldi.[31] Tambora Dağı nedeniyle 1815'ten sonra tepe noktasına ulaştı.

1815 patlaması, stratosferde 10-120 metre (33-394 ft)[23] sülfür salmış ve küresel iklim anomalisine neden olmuştur. Çıkan sülfür kütlesini tahmin etmek için petrolojik yöntem, anatomik gözlemlere dayanan bir optik derinlik ölçümü ve Grönland ve Antarktika'dan çekirdeklere karşı kalibre edilen kutup buz çekirdeği sülfat konsantrasyonu yöntemi gibi farklı yöntemler kullanılmıştır.[23]

1816 ilkbaharında ve yazında, Doğu Amerika Birleşik Devletleri'nin bir bölümünde kalıcı "kuru sis" görülmüştür. Sis kızıl bir renge bürünmüş ve güneş ışığını donuklaştırmış böylece güneş lekeleri çıplak gözle görülebilir bir hâl almıştır. Ne rüzgâr ne de yağmurla dağılan "sis", "stratosferik sülfat aerosol örtü" olarak nitelendirilmiştir.[23] 1816'da ortalama küresel sıcaklıkların 0,4-0,7 °C (0,7-1,3 °F) düşmesine neden olan ciddi iklim anormallikleri yaşanmıştır ve buna "Yaz Yaşanmayan Yıl" adı verilmiştir.[18] Bu durum sonucu kuzey yarıküre boyunca büyük gıda sıkıntıları yaşanmıştır.[32] Mayıs 1816'da meydana gelen don, Massachusetts, New Hampshire ve Vermont'taki yüksek rakımlı yerler ile New York'un kuzeybatısındaki pek çok mahsulün ölmesine neden olmuştur. 6 Haziran'da Albany, New York ve Dennysville, Maine'e kar yağmıştır.[23] Cape May, New Jersey'de, Haziran sonlarında art arda beş gece don olayı bildirilmiş ve bu da büyük ölçüde ekinlere zarar vermiştir.[33] Soğuklar ve şiddetli yağışlar, İngiltere'de ve İrlanda'da hasadın yok olmasına neden olmuştur. Galler'deki aileler, yiyecek dilenmek için uzun yollar aşmaya başlamıştır. Buğday, yulaf ve patates hasadının verimsiz olmasından sonra meydana gelen kıtlık, Kuzey ve Güneybatı İrlanda'da yaygın bir hâl almıştır. Almanya'da özellikle kırsal kesimler ve güneybatı bölgelerde gıda fiyatları yükselerek kuzey ve kentsel kesimlerdeki fiyatları aşmıştır.[23][34] Çin'de soğuk hava, özellikle kuzeyde ağaçları, pirinç mahsullerini etkilemiş ve hatta Asya mandalarının ölümüne sebep olmuştur. Taşkınlar kalan bitkileri yok etmiştir. Muson sezonu bozulmuş ve Yangtze Vadisi'nde aşırı sel yaşanmıştır. Hindistan'da gecikmiş yaz musonu, şiddetli yağışlara neden olmuş ve böylelikle kolera, Bengal'deki Ganj yakınındaki bir bölgeden Moskova'ya kadar yayılmaya başlamıştır.[35] Bu durum, 19. yüzyılın en kötü kıtlığı sayılmaktadır.[23]

1986 yılı, 1400'den beri kuzey yarıkürede yaşanan en soğuk ikinci yıl olurken[20] Tambora'nın patlaması ve 1809 ile 1810 arasındaki diğer şüpheli volkanik olayların sonucu 1810'lar, kaydedilmiş en soğuk on yıllık süredir.[36] 1816, 1817 ve 1818 yazları boyunca yüzey sıcaklık anomalileri sırasıyla 0,51, -0,44 ve −0,29 °C'dir.[20] Daha serin bir yazın yanı sıra Avrupa'nın bazı kısımları sert bir kış geçirmiştir.[23]

Bu iklim anomalisi Balkanlar'da ve Doğu Akdeniz'de 1816-19'da yaşanan tifüs salgınının şiddetli geçmesinin bir sebebi olarak gösterilmiştir.[23] Ayrıca 1816-1817 kışları boyunca New England'da büyük miktarlarda hayvan ölmüştür.[23]

Arkeolojik çalışmalar

Arkeolojik kanıtlar, Tambora Dağı'nın 1815 patlamasının Sumbawa'da bir kültürü yok ettiğini göstermektedir.[37] 2004 yazında Rhode Island Üniversitesi, Wilmington North Carolina Üniversitesi ve Haraldur Sigurdsson önderliğindeki Endonezya Volkanoloji Müdürlüğünden bir ekip, Tambora'da bir arkeolojik kazı yapmaya başlamıştır.[38] Ekip, altı haftadan fazla bir süre içinde Tambora patlaması sonucu yok olan kayıp bir kültürün ilk kanıtını keşfetmiştir. Site kalderanın 25 kilometre (16 mi) batısında, ormanın derinliklerinde ve kıyıdan 5 kilometre (3,1 mi) uzaklıktadır. Ekip, 3 metre (9,8 ft) kalınlığında bir volkanik ponza ve kül tabakasını kesmek zorunda kalmıştır.[38] Yerin altına gömülü küçük bir evi bulmak için yeraltı radarı kullanan ekip, evde iki yetişkinin kalıntısının yanı sıra bronz kâseler, seramik kaplar, demir aletleri ve benzeri aletler bulmuştur. Bulunan eserlerin tasarımı ve bezemesi Vietnam ve Kamboçya eserleriyle benzerlik taşımaktadır.[38] Kazı sonrası bulunan evler, eserler ve insan kalıntıları olduğu gibi korunmuştur.

Tambora halkının konuştuğu dil, patlama sonucu yok olmuştur. Zollinger ve Raffles gibi dilbilimciler geriye kalan sözlük materyallerini incelemeleri sonucu Tambora'da bölgede bekleneceği gibi bir Avustronezya dili değil de muhtemelen 500 kilometre (310 mi) doğuda konuşulan Papua dili hâkim olduğunu belirlemişlerdir.[39]

Patlama, felaketi ilahi intikam olarak açıklayan modern bir folklor öğesine dönüştü. Yerli bir yönetici, hacı birini köpek etiyle doyurdukları ve bu kişiyi öldürdükleri için bu patlamanın Allah'ın bir gazabı olduğunu belirtmiştir.[40] Bu durum, 1830 civarında yazılmış bir şiirle ifade edilmiştir:

Bunyi bahananya sangat berjabuh
Ditempuh air timpa habu
Berteriak memanggil anak dan ibu
Disangkanya dunia menjadi kelabu

Asalnya konon Allah Taala marah
Perbuatan sultan Raja Tambora
Membunuh tuan haji menumpahkan darah
Kuranglah pikir dan kira-kira

Gürültüsü yüksek sesle yankılandı
Kül ile karışmış su selleri aşağı indi
Çocuklar ve anneler çığlık attı ve ağladı
Dünyanın küle döndüğüne inanıp

Nedeni Yüce Tanrı'nın gazabı olduğu söylendi
Tambora sultanının tapusunda
Öldürülmesi değerli bir hacının, dökülmesi kanının
Hesapsızca ve saygısızca[40]

Ekosistem

İsviçreli bir botanikçi olan Heinrich Zollinger yönetimindeki bilimsel bir ekip 1847'de Sumbawa'ya gelmiş[41] ve yerli bir ekibin yardımıyla kalderanın doğu kısmına çıkmıştır.[42] Patlama yerini ve patlamanın yerel ekosisteme olan etkilerini incelemekle görevli olan Zollinger, patlamadan sonra zirveye tırmanan ilk kişi olmuştur. Ayak bastığında, zirve hâlâ dumanlarla kaplıydı. Tırmanış esnasında ayakları birçok kez ince yüzey kabuğunu kırarak ılık ve toz hâlindeki kükürtten oluşan alt katmana ulaştı. Bazı bitkilerin kendiliğinden yeniden yeşerdiğini, aşağı yamaçlarda birkaç ağacın büyüdüğünü ve 2.200-2.550 metre (7.220-8.370 ft)'de bir Casuarina ormanı olduğunu fark etti.[43] Ayrıca birkaç Imperata cylindrica çayırı da gördü. Ağustos 2015'te Georesearch Volcanedo Germany'den bir ekip, Zollinger'in kullandığı yolu takip ederek 1847'den beri ilk kez aynı rotayı inceledi. Yürüyerek aşılan mesafenin uzunluğu, yüksek sıcaklık ve su kıtlığı ekip için zorlayıcı faktörler olmuştu.[44]

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından millî park ilan edilen Tambora Dağı'nın tırmanış yollarından biri

Dağın yeniden iskanı 1907'de başlamıştır. Pekat köyündeki dağın kuzeybatı yamacında, 1930'larda bir kahve plantasyonu kuruldu.[40]Duabanga moluccana ağacının sıklıkla yer aldığı yoğun bir yağmur ormanı 1.000-2.800 metre (3.300-9.200 ft) yükseklikte yeniden büyümüş ve 80.000 hektar alana ulaşmıştır.[40] Yüksek rakımdaki yağmur ormanı ve bitki örtüsü, 1933'te Koster ve de Voogd liderliğindeki Hollandalı bir ekip tarafından keşfedilmiştir.[40] Ekip, yaptığı açıklamada yolculuklarını "devasa görkemli orman devleri"ne sahip "muazzam bir ormana" girmeden önce "oldukça kısır, kuru ve sıcak bir ülkede" yolculuk olarak tanımlamıştır. 1.100 metre (3.600 ft) uzakta bir dağ ormanına giren ekip, 1.800 metre (5.900 ft) üzerinde, Casuarina ağaçlarının hakim olduğu Dodonaea viscosa'yı; zirvedeyse seyrek Anaphalis viscida ve Wahlenbergia'yı bulmuştur.[40]

1896'da, Lophozosterops dohertyi dahil olmak üzere elli altı kuş türü bulunmuştur. 1981 yılında on iki ek tür tespit edilmiştir. Sonraki zoolojik araştırmalarla dağdaki diğer kuş türleri de keşfedilmiştir. Tambora Dağı'nda doksandan fazla kuş türü olduğu anlaşılmıştır. Yerli halk tarafından sarı taçlı kakadu, Asya ardıcı, Gracula, gökkuşağı lori ve yeşil hint kuşu gibi kuşlar kafes kuşu olarak avlanırken Megapodius reinwardt ise etinden ötürü avlanmaktadır. Bu durum, kuş popülasyonunun düşmesine neden olmuştur. Cacatua sulphurea kuşu, Sumbawa'da neredeyse yok olmak üzeredir.[45]

1972 yılından bu yana, bölgede ticari bir ağaç kesme şirketi faaliyet göstermektedir. Şirket, alanın yaklaşık %25'ini ve 20.000 hektar (49.000 akre)ı kapsayan bir bölgede ağaç kesme hakkına sahiptir. Yağmur ormanının bir başka kısmı av sahası olarak kullanılır. Avlanma alanı ile ağaç kesme alanı arasındaki vahşi yaşam rezervi, geyik, Asya mandası, yaban domuzu, yarasa, uçan tilki ve çeşitli sürüngen ve kuş türlerine sahiptir.[40] 2015 yılında koruma altındaki dağın ekosistemi, millî parka çevrilmiştir.[46][47] 1815 patlamasından sonra kalderada gelişmiş olan ekosistem, insanların uğramamasından ötürü onlar tarafından yapılabilecek herhangi bir olaydan etkilenmemiştir.[45]

Kaldera tabanının keşfi

Tambora Dağı'nın kızılötesi görüntüsü (kuzeydoğuda)

Zollinger (1847), van Rheden (1913) ve W.A. Petroeschevsky (1947) kaldera tabanını sadece krater kenarından gözlemleyebilmişlerdi. 2013 yılında, bir Alman araştırma ekibi (Georesearch Volcanedo Almanya) ilk kez bu kalderanın yaklaşık 1300 m derinliğine ulaşan daha uzun bir sefer yaptı ve yerel bir ekibin yardımıyla güney kaldera duvarından inerek kaldera tabanına ulaştı. Takımdaki kadın bir Alman jeobilimci, yanardağın iç güney duvarına ulaşan ilk kadın oldu. Takım dokuz gün kalderada kaldı. Dik duvardan inişin zor ve tehlikeli olması ve deprem, toprak kayması ve düşen kayalar riskleri sebebiyle kaldera tabanına çok az sayıda insan ulaşmıştır. Ayrıca, lojistik problemler nedeniyle kaldera tabanında sadece nispeten kısa süreli kalışlar mümkün olmuş, kapsamlı çalışmalar gerçekleştirilememiştir. Geodeearch Volcanedo'nun kaldera tabanındaki araştırma programı, 1815'ten beri meydana gelen daha küçük patlamaların görünür etkilerini, gaz ölçümlerini, flora ve fauna çalışmalarını ve hava verilerinin ölçümünü içeriyordu. Özellikle çarpıcı olan, kalderanın güney kısmında Doro Api Toi'nin ("Gunung Api Kecil" "küçük yanardağ" anlamına gelir) ve kuzeydoğu duvarının alt kısmında yüksek basınç altında çıkan gazların nispeten yüksek aktivitesiydi. Ayrıca Doro Api Toi yakınlarında bilimsel araştırmalarda henüz bahsedilmeyen bir lav kubbesi keşfedildi. Takım bu yeni keşfe "Adik Api Toi (Endonezyaca "adik": küçük kardeş) adını verdi. Bu lav kubbesi daha Endonezyalılar tarafından Doro Api Bou ("yeni yanardağ") olarak adlandırıldı. Bu lav kubbesinin muhtemelen 2011/2012'de, kaldera katında artan bir sismik aktivite ve muhtemelen volkanik aktivite olduğunda ortaya çıktığı düşünülmektedir. 2014'te aynı araştırma ekibi kalderaya bir keşif gezisi daha yaptı ve 12 günden uzun süre boyunca 2013 yılındaki araştırmalara devam edildi.[44]

İzleme

Endonezya'nın nüfusu 1815 yılındaki patlamadan bu yana hızla artmış ve 2006'da 222 milyona ulaşmıştır.[48] Bu nüfusun 130 milyonu Cava'da yaşamaktadır.[49]

Endonezya'daki sismik aktivite, Endonezya Volkanoloji ve Jeolojik Tehlike Azaltma Müdürlüğü tarafından izlenmektedir. Tambora Dağı'nı izleme işi, Doro Peti köyünde yapılmaktadır.[50] Sismik ve tektonik faaliyetleri ölçmek için bir sismograf kullanılmaktadır. 1880 patlamasından bu yana, sismik aktivitede belirgin bir artış meydana gelmemiştir.[51] İzleme, kalderanın içinde, özellikle Doro Api Toi parazitik koni çevresinde yapılmaktadır.

Müdürlük, Tambora Dağı için bir tehlike azaltma haritası yayınlamaktadır. Dağ ile ilgili iki bölge belirlenmiştir. Tehlikeli bölge doğrudan piroklastik akış, lav akışı ve diğer piroklastik çöküşlerden etkilenmektedir. Kaldera ve çevresini de içine alan bu alan, 587 kilometrekare (227 sq mi)'yi kapsar. Tehlikeli bölgede yaşamak yasaktır. İhtiyatlı bölge, lahar akışları ve diğer ponza taşlarından dolaylı olarak etkilenebilecek alanları içermektedir. Bu alanın büyüklüğü 185 kilometrekare (71 sq mi) olup Pasanggrahan, Doro Peti, Rao, Labuan Kenanga, Gubu Ponda, Kawindana To ve Hoddo köylerini içerir. Guwu Nehri ihtiyatlı bölgede kabul edilir.[50]

Panorama

Tambora Dağı kalderasının panaroması, Temmuz 2017

Kaynakça

  1. ^ a b c "Tambora". Global Volcanism Program. Smithsonian Enstitüsü. 20 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2018. 
  2. ^ "MOUNTAINS OF THE INDONESIAN ARCHIPELAGO". Peaklist. 22 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2009. 
  3. ^ "Gunung Tambora". Peakbagger. 29 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2009. 
  4. ^ a b "Tambora Synonyms & Subfeatures". Global Volcanism Program. Smithsonian Institute. 3 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2018. 
  5. ^ a b c Foden, J. (1986). "The petrology of Tambora volcano, Indonesia: A model for the 1815 eruption". Journal of Volcanology and Geothermal Research. 27 (1-2). ss. 1-41. Bibcode:1986JVGR...27....1F. doi:10.1016/0377-0273(86)90079-X. 
  6. ^ "Sumbawa". 15 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Nisan 2012. 
  7. ^ "Potential Tourism as Factor of Economic Development in the Districts of Bima and Dompu" (PDF) (Basın açıklaması). West and East Nusa Tenggara Local Governments. 16 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2006. 
  8. ^ a b Aswanir Nasution. "Tambora, Nusa Tenggara Barat" (Endonezce). Directorate of Volcanology and Geological Hazard Mitigation, Indonesia. 29 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2006. 
  9. ^ a b Degens, E.T.; Buch, B (1989). "Sedimentological events in Saleh Bay, off Mount Tambora". Netherlands Journal of Sea Research. 24 (4). ss. 399-404. doi:10.1016/0077-7579(89)90117-8. 
  10. ^ Foden, J.; Varne, R. (1980). "The petrology and tectonic setting of Quaternary—Recent volcanic centres of Lombok and Sumbawa, Sunda arc". Chemical Geology. 30 (3). ss. 201-206. doi:10.1016/0009-2541(80)90106-0. 
  11. ^ a b Sigurdsson, H.; S. Carey (1983). "Plinian and co-ignimbrite tephra fall from the 1815 eruption of Tambora volcano". Bulletin of Volcanology. 51 (4 I). ss. 243-270. Bibcode:1989BVol...51..243S. doi:10.1007/BF01073515. 
  12. ^ a b "Geology of Tambora Volcano". Vulcanological Survey of Indonesia. 16 Kasım 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ekim 2006. 
  13. ^ a b "Tambora - Eruptive History". Global Volcanism Program. Smithsonian Enstitüsü. 26 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2006. 
  14. ^ "Tambora". Global Volcanism Program. Smithsonian Enstitüsü. 30 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2018. 
  15. ^ "Tambora Historic Eruptions and Recent Activities". Vulcanological Survey of Indonesia. 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2006. 
  16. ^ D'Arcy Wood, Gillen:Tambora: The Eruption That Changed the World; Princeton University Press, 2014
  17. ^ Peningkatan Status G. Tambora dari Normal ke Waspada. Portal.vsi.esdm.go.id (30 Ağustos 2011). Erişim tarihi 26 Nisan 2012.
  18. ^ a b c d e f Stothers, Richard B. (1984). "The Great Tambora Eruption in 1815 and Its Aftermath". Science. 224 (4654). ss. 1191-1198. Bibcode:1984Sci...224.1191S. doi:10.1126/science.224.4654.1191. PMID 17819476. 
  19. ^ a b Raffles, S. 1830: Memoir of the life and public services of Sir Thomas Stamford Raffles, F.R.S. &c., particularly in the government of Java 1811-1816, and of Bencoolen and its dependencies 1817-1824: with details of the commerce and resources of the eastern archipelago, and selections from his correspondence. London: John Murray, kaynaklandıran: Oppenheimer (2003). Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: "Raffles1830" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: )
  20. ^ a b c Briffa, K. R.; Jones, P. D.; Schweingruber, F. H.; Osborn, T. J. (1998). "Influence of volcanic eruptions on Northern Hemisphere summer temperature over 600 years". Nature. 393 (6684). ss. 450-455. Bibcode:1998Natur.393..450B. doi:10.1038/30943. 
  21. ^ Stothers, Richard B. (2004). "Density of fallen ash after the eruption of Tambora in 1815". Journal of Volcanology and Geothermal Research. 134 (4). ss. 343-345. Bibcode:2004JVGR..134..343S. doi:10.1016/j.jvolgeores.2004.03.010. 
  22. ^ Monk, K. A.; Fretes, Y.; Reksodiharjo-Lilley, G. (1996). The Ecology of Nusa Tenggara and Maluku. Hong Kong: Periplus Editions Ltd. s. 60. ISBN 962-593-076-0. 
  23. ^ a b c d e f g h i j k l Oppenheimer, Clive (2003). "Climatic, environmental and human consequences of the largest known historic eruption: Tambora volcano (Indonesia) 1815". Progress in Physical Geography. 27 (2). ss. 230-259. doi:10.1191/0309133303pp379ra. 
  24. ^ Cao, S. & Li, Y. & Yang, B. (2012). "Mt. Tambora, Climatic Changes, and China's Decline in the Nineteenth Century". Journal of World History. 23 (3). University of Hawai'i Press. ss. 587-607. 25 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mart 2018. 
  25. ^ Self, S.; Gertisser, R.; Thordarson, T.; Rampino, M. R.; Wolff, J. A. (1 Ekim 2004). "Magma volume, volatile emissions, and stratospheric aerosols from the 1815 eruption of Tambora". Geophysical Research Letters (İngilizce). 31 (20). ss. L20608. doi:10.1029/2004GL020925. ISSN 1944-8007. 4 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mart 2018. 
  26. ^ USGS account of historical volcanic induced tsunamis 26 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Hvo.wr.usgs.gov. Retrieved 26 April 2012.
  27. ^ Zollinger (1855): Besteigung des Vulkans Tamboro auf der Insel Sumbawa und Schilderung der Eruption desselben im Jahre 1815, Winterthur: Zurcher and Fürber, Wurster and Co., cited by Oppenheimer (2003).
  28. ^ Petroeschevsky (1949): A contribution to the knowledge of the Gunung Tambora (Sumbawa). Tijdschrift van het K. Nederlandsch Aardrijkskundig Genootschap, Amsterdam Series 2 66, 688-703, cited by Oppenheimer (2003).
  29. ^ Tanguy, J. C.; Scarth, A.; Ribière, C.; Tjetjep, W. S. (1998). "Victims from volcanic eruptions: a revised database". Bulletin of Volcanology. 60 (2). ss. 137-144. Bibcode:1998BVol...60..137T. doi:10.1007/s004450050222. 
  30. ^ Anthony Reid, 'Lessons of Tambora ignored, 200 years on 26 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.', 25 April 2015, East Asia Forum, Australian National University. Erişim tarihi: 27 Nisan 2015.
  31. ^ Dai, Jihong; Mosley-Thompson, Ellen; Thompson, Lonnie G. (1991). "Ice core evidence for an explosive tropical volcanic eruption six years preceding Tambora". Journal of Geophysical Research: Atmospheres. Cilt 96. ss. 17, 361-17, 366. Bibcode:1991JGR....9617361D. doi:10.1029/91jd01634. 
  32. ^ "Saint John New Brunswick Time Date". New-brunswick.net. 9 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mart 2012. 
  33. ^ American Beacon (Norfolk, VA), Cilt II, Sayı 124 (4 Temmuz 1816), 3.
  34. ^ "The 'year without a summer' in 1816 produced massive famines and helped stimulate the emergence of the administrative state", observes Albert Gore, Earth in the Balance: Ecology and the human spirit, 2000:79
  35. ^ Facts - Year Without Summer 28 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Extreme Earth, Discovery Channel
  36. ^ Cole‐Dai, Jihong; Ferris, David; Lanciki, Alyson; Savarino, Joël; Baroni, Mélanie; Thiemens, Mark H. (1 Kasım 2009). "Cold decade (AD 1810-1819) caused by Tambora (1815) and another (1809) stratospheric volcanic eruption". Geophysical Research Letters (İngilizce). 36 (22). doi:10.1029/2009GL040882. ISSN 1944-8007. 
  37. ^ "'Pompeii of the East' discovered". BBC News. 28 Şubat 2006. 30 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2018. 
  38. ^ a b c "URI volcanologist discovers lost kingdom of Tambora" (Basın açıklaması). Rhode Island Üniversitesi. 27 Şubat 2006. 30 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ekim 2006. 
  39. ^ Donohue, Mark (2007). "The Papuan Language of Tambora". Oceanic Linguistics. 46 (2). ss. 520-537. JSTOR 20172326. 
  40. ^ a b c d e f g de Jong Boers, Bernice (1995). "Mount Tambora in 1815: A Volcanic Eruption in Indonesia and its Aftermath". Indonesia. Cilt 60. ss. 37-59. doi:10.2307/3351140. JSTOR 3351140. 
  41. ^ "Heinrich Zollinger". Zollinger Family History Research. 9 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Kasım 2006. 
  42. ^ Heinrich Zollinger: Besteigung des Vulkans Tambora auf der Insel Sumbawa und Schilderung der Erupzion desselben im Jahr 1815. Winterthur 1855.
  43. ^ Zollinger (1855) cited by Trainor (2002).
  44. ^ a b "Volcanedo". 24 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2020. 
  45. ^ a b Trainor, C. R. (2002). "Birds of Gunung Tambora, Sumbawa, Indonesia: effects of altitude, the 1815 cataclysmic volcanic eruption and trade" (PDF). Forktail. Cilt 18. ss. 49-61. 26 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 30 Ocak 2018. 
  46. ^ "Mount Tambora National Park Transformed Into New Ecotourism Destination" 30 Eylül 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., in Antara News, 15 Nisan 2015
  47. ^ Rahmad, Rahmadi: "Geckos, moths and spider-scorpions: Six new species on Mount Tambora, say Indonesian researchers" 30 Eylül 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., in Mongabay, 14 Mayıs 2015
  48. ^ "Tingkat Kemiskinan di Indonesia Tahun 2005-2006" (PDF) (Basın açıklaması) (Endonezce). Endonezya Merkezi İstatistik Bürosu. 1 Eylül 2006. 27 Eylül 2006 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2006. 
  49. ^ Calder, Joshua (3 Mayıs 2006). "Most Populous Islands". World Island Information. 14 Ağustos 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2006. 
  50. ^ a b "Tambora Hazard Mitigation" (Endonezce). Directorate of Volcanology and Geological Hazard Mitigation. 29 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2006. 
  51. ^ "Tambora Geophysics" (Endonezce). Directorate of Volcanology and Geological Hazard Mitigation, Indonesia. 29 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Kasım 2006. 

Konuyla ilgili yayınlar

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Nemrut Dağı (Bitlis)</span> Uyumakta olan aktif bir yanardağ

Nemrut Dağı ya da Nemrut Stratovolkanı, Bitlis'in Ahlat, Güroymak ve Tatvan ilçeleri sınırları içerisinde, Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan yüksek dağlardan biridir. Dağın büyük bölümü Ahlat ilçesi sınırları içerisinde bulunmaktadır. Van Gölü'nün batısında yer almaktadır. Nemrut, uyuyan aktif bir yanardağdır ve 1441 yılında son kez lav çıkışı olmuştur. Tepesindeki kraterde Nemrut Gölü yer alır. Krater etrafında, en yüksek tepe olan Sivritepe 2935 m, Doğu Nemrut Tepesi 2625 m, güneydeki Tursuktepe 2828 m ve batıda Nemrut Dağı Tepesi 2801 m yüksekliğindedir.

<span class="mw-page-title-main">Kaldera</span>

Kaldera, volkanik patlama sonucu toprağın çökmesiyle oluşmuş volkanik yer şekli. Bazen volkanik kraterlerle karıştırılmaktadır. Kelime, İspanyolcada ‘caldera’ ve Latincede ‘calderia’ denilen 'pişirilmiş çömlek' anlamına gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Stratovolkan</span> lav, tüf ve kül tabakasından oluşmuş, yüksek, konik biçimli bir volkan

Stratovolkan, pek çok sertleşmiş lav, tüf ve kül tabakasından oluşmuş, yüksek, konik biçimli bir volkandır. Bu volkanlar dik yamaçlarıyla ve periyodik patlamalarıyla tanınırlar. Bunlardan fışkıran lavın akışkanlığı azdır ve çok uzağa yayılmadan önce soğur ve sertleşir. Magmaları asidik ya da yüksek-orta düzeyde silika içeriklidir. Buna karşın bazik içerikli magmanın akışkanlığı yüksektir ve Hawaii'deki kalkan biçimli Mauna Loa dağı gibi yayvan dağları oluşturur. Pek çok stratovolkanın yüksekliği 2500 metreden fazladır. Türkiye'den Ağrı Dağı ve Nemrut Dağı birer stratovolkan tipindeki volkanlardır.

<span class="mw-page-title-main">İtalya'da volkanizma</span>

İtalya, volkanik hareketlerin sıklıkla görüldüğü, Avrupa kıtası üzerindeki tek yanardağa sahip ülkedir. İtalya’daki volkanik hareketlerin temel nedeni, Avrasya Plakası ve Afrika Plakasının birbirine çarptığı bölgede bulunmasıdır. İtalya’daki yanardağlardan fışkıran lav, bir plakanın diğerinin altına girerek eriyen kayaçların püskürtülmesi sonucu oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Merapi Yanardağı</span>

Merapi yanardağı, konik şekilli ve Java adasının merkezi ile Yogyakarta arasında bulunan yanardağ. Endonezya'nın en aktif yanardağıdır ve 1548'den beri düzenli olarak lav püskürtmektedir. İsim ateş dağı anlamına gelir. Yogyakarta şehrine çok yakındır ve binlerce insan yanardağ eteklerinde, denizden 1700 metre yükseklikte olan köylerde yaşamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Piroklastik akıntı</span>

Piroklastik akıntı, volkanlardan çıkan ve sıcak gazlardan beslenmiş kor halindeki kül ve lav parçaları ile volkanik yamaçlardan çok hızlıca aşağıya akan sıcak akıntılardır. Bu akıntılar saatte 200 km hıza ulaşabilirler. Piroklastik akıntılar iki ana bölümden oluşur. Bunlar yer çekimi etkisinin artışı ve şiddetli türbülans akıntılarıdır. Yer çekimi etkisinin artışı; piroklastik akıntıların bir bakıma çığ ve heyelanlara benzer bir şekilde hareket etmesine sebep olur. Bunlar, lav parçalarından ve hareketli kütlede sıkışan havanın ısınıp genleşmesiyle açığa çıkan gazlar tarafından harekete geçerler. Bu gazlar, tabandaki kayaçlar ile akan malzeme arasındaki sürtünmeyi azaltır. Şiddetli türbülans akıntıları ise; ortamdaki kül ve pumis parçaları ile sürtünmenin en aza indirgenmesine katkıda bulunan önemli mekanizmalardan birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Volkan kemeri</span>

Volkan kemeri. Stratovolkan, aynı zamanda kompozit volkan olarak da bilinir, uzun boylu konik volkan birçok lav, tefra, pamis ve volkanik kül katmanları tarafından sertleşerek inşa edilmiştir. Kalkan volkanların aksine strato volkanlar ve dik profilleri ve periyodik patlamalı püskürmeler ile karakterize edilirler. Bazı çökmüş kraterler ile kalderalarda bu şekilde adlandırılır. Genellikle stratovolkanlar yüksek viskoziteden dolayı uzağa yayılmadan önce soğur ve katılaşırlar. Bu lav oluşturan magma daha az bir miktarda viskoz mafic magma ile yüksek-orta derecede silika içermektedir. Geniş felsik, lav akıntıları nadirdir,15 km (9,3 mi) kadardır. Stratovolkanlar erüptif malzemelerin sıralı dökülmeleri itibaren inşa edilen kendi kompozit yapısı nedeniyle bazen “kompozit volkan” da denir. Onlar daha az yaygın olan kalkan volkanların aksine volkan tipleri arasında en yaygın olanlardandır. İki önemli Stratovolkan olan Krakatoa en iyi bilineni ve Vezüv 1883'teki patlama Pompei ve Herculaneum kasabalarnı önemli oranda tahrip etti. Aynı zamanda bu patlama binlerce kişinin ölümüne sebep olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Mazama Dağı</span>

Mazama Dağı, ABD'nin Oregon eyaletinde bulunan Krater Gölü Ulusal Parkı'na ismi veren, zirvesi içine çöküp ortaya çıkan kaldera'da bir Krater Gölü adlı bir göl oluşturmuş bir stratovolkanik dağdır. Bu dağ Cascade Sıradağları üzerinde bulunan bir sıra eski yanardağdan birisidir. Günümüzde Mazama Dağı ve üstünde bulunan Krater Gölü tümüyle Krater Gölü Ulusal Parkı arazisi içindedir ve ABD Ulusal Park Hizmeti tarafından idare edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Katmai Dağı</span> Amerikada bir dağ

Katmai Dağı, ABD'nin Alaska eyaletinin güneyinde Alaska Yarımadası üzerinde tümüyle Katmai Ulusal Parkı ve Koruma Bölgesi içinde bulunan masif bir aktif stratovolkan dağıdır..

<span class="mw-page-title-main">Novarupta</span>

Novarupta, ABD'nin Alaska eyaletinin güneybatısında ve Alaska Yarımadası üzerinde bulunan bir aktif yanardağdır.

<span class="mw-page-title-main">Minos Patlaması</span>

Minos patlaması aynı zamanda Thera Santorini patlaması olarak da bilinmektedir. Tarihte bilinen en geniş patlamalardan biridir. Patlama Thera Adası ve Minion yerleşiminde meydana gelmiştir. Girit kıyısındaki ada ve tarım alanlarını da kapsamaktadır. Patlama konusunda kesin bilgiler yoktur ama Yunan mitolojisinde geçtiği söylenmektedir. Mısır'daki gürültünün de bundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Patlamanın eski kayıtları net olmamasına rağmen Mısır'daki Tempest Stele'sinde tarif edilen büyük fırtınanın bu olabileceği düşünülüyor. Çin Bambu yıllıklarında da volkanik kış ve belirtilen soğuk dalga ile bulgular çakışmaktadır. Platon'un Atlantis'inin de temel konularının da bu patlamadan oluştuğu iddia edilir.

<span class="mw-page-title-main">Yaz Yaşanmayan Yıl</span> 1816daki kıtlık

Yaz Yaşanmayan Yıl, Yazsız Yıl, Yazı Olmayan Yıl veya Yoksulluk Yılı gibi isimlerle de bilinen 1816 yılında ortalama küresel sıcaklıkların 0.4–0.7 °C (0.7–1.3 °F) düşmesine neden olan ciddi iklim anormallikleri yaşanmıştır. Bu durum sonucu Kuzey Yarımküre boyunca büyük gıda sıkıntıları yaşanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">1815 Tambora Dağı patlaması</span>

1815 Tambora Dağı patlaması, Volkan Patlama İndeksi (VEI)'nde 7 alarak tarihte kaydedilmiş en büyük patlamalardan biridir. MS 180 yılındaki Taupo Gölü patlamalarından bu yana bu dereceyi alan doğrulanmış tek patlamadır.

<span class="mw-page-title-main">Hatepe patlaması</span>

Hatepe patlaması, Taupo Gölü'nün MS 180 yılında meydana gelen patlamasına verilen isimdir. Hatepe Plinian ponza tefra tabakasından ötürü bu adı almıştır ve bazen Taupo patlaması olarak anılmaktadır. Son 20 bin yıl içinde Yeni Zelanda'da gerçekleşen en büyük patlama olarak kabul edilir. VEI 7 patlama olarak sınıflandırılan patlama sonucu 120 kilometreküplük bir fışkırma meydana geldi ve bunun 30 kilometreküpü ise ilk birkaç dakikada fışkırtıldı. Böylece, son 5000 yılda meydana gelen en şiddetli patlamalardan biri olmuştur ve M.Ö. 2. bin yıldaki Minoan patlaması, Paektu Dağının 946'daki patlaması ve Tambora Dağı'nın 1815'teki patlaması ile karşılaştırılabilir. Ortaya çıkan kül, gökyüzünü Roma ve Çin üzerinden kırmızıya çevirdi.

<span class="mw-page-title-main">Sunda Yayı</span>

Sunda Yayı, Sumatra ile Cava adalarını ve Sunda Boğazı ile Küçük Sunda Adaları'nı meydana getiren volkanik bir yaydır. Bu adaların topoğrafik omurgasını bir volkan zinciri oluşturmaktadır.

Tambora, Tambora Dağı'nın 1815'te patlamasının ardından kül ve piroklastik akıntılar sonucu yok olmuş bir köy ve kültürdür. Sumbawa adasında yer alan Tambora'da yaklaşık 10 bin kişi yaşamaktaydı. Köyü keşfeden bilim insanları, Pompeii'ye benzer şekilde küle gömülü olan seramik kaplar, bronz kaseler, cam şişeler ve evler ve köylüler buldu. Bilim insanları, köye ait geleneklerin ve konuşulan dilin ortadan kalktığına inanmaktadır. Köy, yok olmadan kısa bir süre önce batılı kâşifler tarafından ziyaret edilmiştir. Bulunan çömleklerin, Vietnam'dakilere benzemesinden ötürü Hindiçin ile ticaret yapmış olabilecekleri düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Meydan Dağı</span> Van ve Ağrı il sınırlarında volkanik bir dağ

Meydan Dağı, Van-Ağrı il sınırlarında, Van Gölü'nün kuzeyinde, Erciş'in 7 km KB'sında, bitişiğinde Gürgürbaba Domu bulunan volkan dağı. En yüksek nokta Gürgür Dağı zirvesi 2778 m, Meydan Dağı'nın kalderasının tabanı 2320 m'dir. Kaldera içinde çevre sularının toplanması ile kaldera gölü oluşmuştur. Bu gölden çıkan sular Meydan Deresi'ni oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">2021 Semeru yanardağ patlaması</span>

Semeru Yanardağı, 4 Aralık'ta Endonezya'nın Doğu Cava eyaletindeki Cava adasında aralıklarla patlamaya başladı. 9 Aralık itibarıyla Ulusal Felaket Yönetim Ajansı'nın resmi açıklamasına göre kırk üç kişi öldü, on iki kişiden haber alınamadı.

<span class="mw-page-title-main">Laach Gölü</span> Almanyada bir kaldera gölü

Laach Gölü ortabatı Almanya'da, Rheinland-Pfalz eyaletinde bulunan bir kaldera gölüdür. Neredeyse 2 kilometre çapındaki göl, Rheinland-Pfalz'ın en büyük gölüdür ve ayrıca Orta Avrupa'daki en büyük kalderadır ve suyla dolu tek kalderadır. Kaldera, yaklaşık MÖ 11.000'de çok şiddetli bir volkanik patlamayla oluştu.

<span class="mw-page-title-main">Marapi Dağı</span>

Marapi veya Marapi Dağı, Endonezya'nın Batı Sumatra kentinde kompleks yanardağdır ve Sumatra'daki en aktif yanardağdır. Java'daki Merapi Yanardağı gibi "Ateş Dağı" anlamına gelir. Yüksekliği 2.885 metre (9.465,2 ft)'dir. Bukittinggi, Padang Panjang ve Batusangkar dahil olmak üzere dağın çevresinde birçok şehir ve kasaba bulunmaktadır. Volkan yürüyüşçüler arasında da popüler bir yanardağdır.