İçeriğe atla

Talat Paşa suikastı

Talat Paşa suikastı
Nemesis Operasyonu
16 Mart 1921 tarihli New York Times manşeti: Talat Paşa Berlin'in Banliyösünde Katledildi, Ermeni Öğrenci, Katliamlardan Sorumlu Tutulan Eski Türk Sadrazamını Vurdu, SUİKASTÇİ TUTUKLANDI, Morgenthau Talat'tan "Büyük Patron" Olarak Bahsediyor ve Onu Zulümlerle Suçluyor.
BölgeBerlin-Charlottenburg
Tarih15 Mart 1921
HedefTalat Paşa
Saldırı türü
Suikast
ÖlüTalat Paşa
YaralıYok
SaldırganlarSoğomon Tehliryan
Örgüt(ler)Ermeni Devrimci Federasyonu

Talat Paşa suikastı, 15 Mart 1921'de eski Osmanlı sadrazamı ve İttihat ve Terrakinin kurucularından Talat Paşa'nın Berlin'de Ermeni öğrenci Soğomon Tehliryan tarafından yapılan suikast sonucu öldürülmesidir. Duruşması sırasında Tehliryan, "Bir adam öldürdüm ama katil değilim" dedi[1] ve jüri kararıyla beraat etti.[2]

Tehliryan, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Erzincan'da doğdu ve savaş başlamadan önce Sırbistan'a taşındı;[3] savaş sırasında Rus ordusundaki Ermeni Gönüllü Tugayları'nda görev yaptı. Savaşta tanıklık ettiği Ermeni Kırımı'nın intikamını almak isteyen Tehliryan, Ermeni Devrimci Federasyonu tarafından yürütülen gizli bir program olan Nemesis Operasyonu'na katıldı ve Türklerle işbirliği yapmış olan Ermeni Mıgırdiç Harutunyan'ı İstanbul'da öldürdükten sonra Talat'a suikast düzenleme görevi için seçildi.[4] Talat zaten bir Osmanlı askerî mahkemesi tarafından mahkûm edilmiş ve idam cezasına çarptırılmıştı, ancak Alman hükûmetinin izniyle Berlin'de yaşıyordu. Cenazesine birçok önde gelen Alman katıldı ve Dışişleri Bakanlığı cenazesine "Büyük bir devlet adamına ve sadık bir dosta" yazılı bir çelenk gönderdi.[5]

Tehliryan'ın 2 ve 3 Haziran 1921'deki duruşmasındaki savunma stratejisi, Ermeni Kırımı'ndan ve Talat'ın Kırım'da olan rolünden bahsetmekti. Kırımla ilgili kapsamlı kanıtlar mahkemeye sunuldu ve böylece dava "yirminci yüzyılın en görkemli davalarından biri" haline geldi.[6] Tehliryan tek başına hareket ettiğini ve cinayeti önceden planlamadığını iddia edip mahkemede soykırımdan sağ kurtulması ve aile üyelerinin ölümlerine şahsen tanık olması hakkındaki dramatik ve gerçekçi ancak doğru olmayan bir hikâye anlattı.[7] Dava uluslararası medyada geniş yer buldu ve Ermeni Kırımı'nın tanınmasına dünya çapında dikkat çekilmesine sebep oldu. Tehliryan'ın beraatine çoğunlukla olumlu tepkiler verildi.[8]

Tehliryan, Ermeniler için bir ulusal kahraman haline geldi. Talat Almanya'da gömüldü, ancak 1943'te naaşı Türkiye'ye gönderildi ve orada adına bir devlet cenaze töreni gerçekleştirildi.[9] Talat günümüzde hâlâ birçok Türk tarafından olumlu şekilde karşılanmaktadır ve Tehliryan Türkiye'de bir terörist olarak görülmektedir.[3] Polonyalı Yahudi avukat Raphael Lemkin davayı haberler yoluyla öğrendi ve uluslararası hukukta soykırım suçunu oluşturmak için davadan ilham aldı.[8]

Bust of Soghomon Tehlirian
Photograph of the Monument of Liberty, Istanbul where Talaat was buried in 1943
Tehlirian'ın Gümrü, Ermenistan'daki büstü (solda). Talat 1943 yılında ulusal bir kahraman olarak Özgürlük Anıtı, İstanbul'a gömüldü.[10]

İddialar

Talat Paşa ölümü öncesi eşine ve çevresindeki arkadaşlarına "Beni bir gün vuracaklar. Alnımdan kan akacak, yere serileceğim. Rahat yatağımda ölmek bana nasip olmayacak. Buna şimdiden kendini alıştır. Ama ziyanı yok. Varsın vursunlar. Vatan benim ölümümle bir şey kaybedecek değildir. Bir Talat gider, bin Talat yetişir." dediği iddia edilmektedir.[11][]

Kaynakça

  1. ^ Dean, Carolyn J. (2019). The moral witness : trials and testimony after genocide (İngilizce). Ithaca. s. 41. ISBN 1-5017-3508-X. OCLC 1057240894. 
  2. ^ MacCurdy, Marian M. (2017). Sacred Justice : the Voices and Legacy of the Armenian Operation Nemesis. 1st (İngilizce). ss. 301-302. ISBN 978-1-351-49218-8. OCLC 1012139933. 
  3. ^ a b Jacobs, Steven; The University of Alabama (Nisan 2019). "The Complicated Cases of Soghomon Tehlirian and Sholem Schwartzbard and Their Influences on Raphaël Lemkin's Thinking About Genocide". Genocide Studies and Prevention. 13 (1): 36. doi:10.5038/1911-9933.13.1.1594. ISSN 1911-0359. 22 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2021. 
  4. ^ Hofmann, Tessa (19 Mart 2021). "A Hundred Years Ago: The Assassination of Mehmet Talaat (15 March 1921) And The Berlin Criminal Proceedings Against Soghomon Tehlirian (2/3 June 1921): Background, Context, Effect" (PDF). International Journal of Armenian Genocide Studies (İngilizce): 67-90. doi:10.51442/ijags.0009. ISSN 1829-4405. 21 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 22 Nisan 2021. 
  5. ^ Ihrig, Stefan (2016). Justifying genocide : Germany and the Armenians from Bismarck to Hitler. Cambridge, Massachusetts. s. 232. ISBN 978-0-674-91515-2. OCLC 933835718. 
  6. ^ Ihrig, Stefan (2016). Justifying genocide : Germany and the Armenians from Bismarck to Hitler. Cambridge, Massachusetts. s. 235. ISBN 978-0-674-91515-2. OCLC 933835718. 
  7. ^ Petrossian, Gurgen (27 Ekim 2020). "Ein Strafverfahren als Ausgangspunkt der Entwicklung des Völkermordsbegriffes". Journal der Juristischen Zeitgeschichte (İngilizce). 14 (3): 93-100. doi:10.1515/jjzg-2020-0033. ISSN 1868-8810. 22 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2021. 
  8. ^ a b Irvin-Erickson, Douglas (2016). Raphael Lemkin and the Concept of Genocide. University of Pennsylvania Press, Inc. s. 36. ISBN 0-8122-9341-X. OCLC 960977818. 
  9. ^ Olson, Robert W. (1986). "The Remains of Talat: a Dialectic Between Republic and Empire". Die Welt des Islams. 26 (1-4): 46-56. doi:10.1163/157006086X00034. ISSN 0043-2539. 22 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2021. 
  10. ^ Kieser 2018, s. 419.
  11. ^ odatv4.com. "Talat Paşa'nın mirası". www.odatv4.com. 15 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2022. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Soykırım</span> bir insan topluluğunu ulusal, dinsel ve benzeri sebeplerle yok etme

Soykırım, jenosit veya genosit ; ırk, canlı türü, siyasal görüş, din, sosyal durum veya başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edilebilen bir topluluk veya toplulukların bireylerinin, çıkâr amacıyla, bir plan çerçevesinde ve yok edilmeleri niyetiyle girişilen eylem ve sonuçlar bütünüdür. Tam tanımı, soykırım üzerinde çalışan akademisyenler arasında değişiklik gösterse de 1948'de Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde (SSECS) hukuksal bir tanımı bulunmaktadır. Sözleşmenin 2. maddesi, soykırımı şu şekilde tanımlamaktadır: "Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir: Topluluğun üyelerinin öldürülmesi, topluluğun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi, topluluğun yaşam koşullarının topluluğun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasıtlı olarak bozulması, topluluk içinde yeni doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması, topluluktaki çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi."

<span class="mw-page-title-main">Taner Akçam</span> Alman akademisyen, sosyolog, yazar

Altuğ Taner Akçam, Türk tarihçi ve sosyolog.

<span class="mw-page-title-main">Talat Paşa</span> 214. Osmanlı sadrazamı (Ali Saî)

Mehmed Talat, Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'nin kurucu lideri, İttihat ve Terakki'nin kurucularından ve önde gelen liderlerinden olan Osmanlı devlet adamıdır.

Üç Paşalar veya Üç Paşalar İktidarı olarak bilinen yapı, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde etkili olmuş üç önemli Osmanlı yöneticisinden oluşur. Bunlar, Dahiliye Nazırı ve sonradan Sadrazam Talat Paşa (1874–1921), Harbiye Nazırı Enver Paşa (1881–1922) ve Bahriye Nazırı (Osmanlı Donanmasından sorumlu bakan) Ahmed Cemal Paşa'dır, (1872–1922). Osmanlı İmparatorluğu'nun Almanların yanında I. Dünya Savaşı'na girmesinde İttihat ve Terakki Partisi'nin önde gelen yöneticileri olan bu üç paşa temel bir rol oynamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">Soğomon Tehliryan</span> Ermeni kontrgerilla (1896-1960)

Soğomon Tehliryan, Osmanlı İmparatorluğu'nun eski sadrazamı Talat Paşa'ya, 15 Mart 1921'de Berlin'de suikast düzenleyerek öldüren Osmanlı Ermenisi devrimci ve komitacıydı. Daha önce Osmanlı gizli polis servisi için çalışan ve 24 Nisan 1915'te tehcir edilen Ermeni aydınların listesinin hazırlanmasına yardımcı olan Harutyan Mıgırdiçyan'ı öldürdükten sonra bu suikastı gerçekleştirmekle görevlendirilmiştir. Bu suikast, Nemesis Operasyonu'nun bir parçasıydı ve Ermeni histografisine göre Birinci Dünya Harbi sırasında Osmanlı İmparatorluk Hükûmeti tarafından düzenlenen Ermeni Kırımı'nın bir nevi intikam planıydı. Tehliryan, Ermeniler tarafından ulusal bir kahraman olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Nemesis Operasyonu</span>

Nemesis Operasyonu, Ermeni Devrimci Federasyonu tarafından Ermeni Kırımı'ndaki rollerinden ötürü bir dizi eski Osmanlı siyasi ve askeri liderinin yanında Eylül Günleri ile suçlanan Azeri siyasetçilere de karşı 1920 ve 1922 arasında gerçekleştirilmiş bir dizi suikastten oluşan bir gizli operasyondur. Şahan Natali ve Karekin Pastırmacıyan, operasyonun başındakilerdir. Operasyon adını Yunan mitolojisindeki intikam tanrıçası Nemesis'ten almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Cemal Azmi</span> Osmanlı politikacı ve yönetici

Mehmed Cemal Azmi Bey, Osmanlı devlet adamı.

<span class="mw-page-title-main">Simele Katliamı</span>

Simele Katliamı, 11 Ağustos 1933'te Irak Krallığı silahlı kuvvetleri desteğindeki Kürt ve Arap aşiretlerinin Süryanilere karşı yaptığı sistematik katliamlardır. "Simele Katliamı" terimi yalnızca Simele kasabasındaki katliamı değil, Kuzey Irak'ta Nohadra ve Nineve (Musul) illerindeki 63 Süryani köyünde yapılan katliamları belirtir. 600 ilâ 3000 Asur'un(Süryani) katledildiği bu katliam Lemkin tarafından "soykırım" (genocide) olarak nitelenir. Polonyalı avukat Raphael Lemkin tarafından ilk kez 1944'te kullanılan «soykırım» terimi, Ermeni Kırımı, Holokost ve Simele Katliamı'ndan esinlenilerek oluşturulmuştur. Avustralya'nın Sidney şehrinde 2010 yılında açılan bir anıtın plakasında “Bu anıt, 1914-1918 yılları arasında, Birinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleştirilen Süryani katliamı ve 1933’te gerçekleştirilen Simele Katliamı kurbanları anısına dikilmiştir” biçiminde ibare yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Nemrud Mustafa Paşa</span>

Nemrut veya Nemrut Mustafa Paşa olarak da tanınan Mustafa Yamulki, Kürt asker, 1919-1920 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu'nda askeri mahkeme başkanı, Kürdistan Krallığı'nda eğitim bakanı ve gazeteci.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Soykırımı'nın inkârı</span> Ermenilere soykırım yapılmadığı iddiasını savunan tez

Ermeni Soykırımı'nın inkârı, Ermeni Kırımı'nın soykırım olarak tanımlanamayacağını savunan veya iddiaların bilimsel yollarla, belgelerle açıklanması gerektiğini savunan tezdir. Ermeni Soykırımı'nın inkârı, bazı ülkelerde tamamen yasaklanmışken bazı ülkelerde soykırım olduğunu ifade etmek hoş karşılanmamaktadır. Pek çok kaynakta ölen insanların sayısı soykırım olduğuna kanıt olarak gösterilmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre de bir soykırım söz konusu değildir. Bu yaklaşımda olanlar, zamanın hükûmetinin bir Ermeni Tehciri gerçekleştirdiğini, olumsuz şartlardan dolayı birçok insanın öldüğünü söylemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı terminolojisi</span>

Ermeni Kırımı terminolojisi İngilizce, Türkçe ve Ermenicede farklıdır ve Ermeni Soykırımı'nın reddi ve Ermeni Soykırımı'nın tanınması sorunları çerçevesinde siyasi tartışmalara yol açmıştır. Çalışmalarını İngilizce dilinde yapan tarihçilerin çoğu olayları tanımlamak için "soykırım" sözcüğünü kullansa da başka terimler de vardır.

<i>Vorpahavak</i>

Vorpahavak, Ermeni Kırımı'nın ardından kırım sırasında kaçırılan ve İslamlaştırılan kadın ve çocukları bulup öz ailelerine geri teslim etmek için verilen çabalara verilen isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de Ermeni Kırımı'nın mirası</span>

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı, yaşanmasından uzun yıllar sonra bile Türk toplumunda hissedilecek derin etkiler bıraktı .Anadolu Hareketi'nin 1919 tarihli bir yayını, Ermenilere karşı sistematik bir "imha" politikasının uygulandığını ve İttihat ve Terakki liderlerinin "insanlığın en büyük suçluları arasında" olduğunu kabul ediyordu. Ermeni tarihçi Vahan Avetyan'a göre, 1920ler boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni bir devlet kurma projesinin önemli bir parçası olarak Kırım'ın Türk tarihinden silinmesi denenmişti.

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı boyunca birçok Türk sivil, siyasetçi ve askerî lider katliamlara ve yağmaya katılmayı reddedip Ermenilerin tehcir edilmesini ve katledilmesini durdurmaya çalıştı. Bu kişilerin çoğu eylemlerinin sonucu olarak pozisyonlarını kaybettiler ve bazıları öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı</span>

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı I. Dünya Savaşı'nın sonundan beri değişikliklere uğradı. Türkiye'nin dışındaki tarihçilerin çoğu Kırım'ın meydana geldiğini ve olayların bir soykırım olduğunu savunmaktadır, ancak bununla birlikte Kırım'ın sebepleri ve motivleri gibi bazı önemli hususların yorumlanmasında büyük farklılıklar vardır.

<span class="mw-page-title-main">Misak Torlakyan</span>

Misak Torlakyan, 1921'de Azerbaycan'ın eski İçişleri Bakanı Behbud Han Cevanşir'i öldüren suikastçıdır. Torlakyan, Ekim 1921'de İngiliz askeri mahkemesi tarafından zihinsel durumu gerekçe gösterilerek "suçlu ama sorumlu değil" kararıyla beraat etti.

<span class="mw-page-title-main">1919-1920 İstanbul yargılamaları</span>

1919-1920 İstanbul yargılamaları, I. Dünya Savaşı sonrasında, Mondros Mütarekesi'nden kısa bir süre sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun askerî mahkemelerinde görülen davalardır. İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) lider kadrosu ve seçilmiş bazı eski yetkililer, anayasayı ihlal etme, savaş zamanında vurgunculuk ile hem Ermenilerin hem de Rumların katledilmesi gibi çeşitli suçlamalarla itham edildi. Mahkeme, katliamların organizatörleri olarak görülen Enver Paşa, Talât Paşa ve Cemal Paşa ile diğerlerini ölüm cezasına mahkûm eden bir karara vardı.

Talat Paşa: İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı, Hans-Lukas Kieser tarafından 2018 yılında yazılan bir akademik kitaptır. Kitap, Princeton University Press tarafından yayınlanmış olup Talat Paşa'nın biyografisidir. Kitap, yazarın Talat Paşa'nın, Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte modern Türk milletinin eş-babası olduğu tezini ve ayrıca Talat'ın egemenliğini ve önemini tartışmaktadır.

Naim Efendi'nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları: Krikor Gergeryan Arşivi, Taner Akçam tarafından 2016 yılında yazılan bir akademik kitaptır. Kitap, İletişim Yayınları tarafından yayınlanmış olup Ermeni Kırımı'nın birincil kaynak kanıtlarının, özellikle Talat Paşa'nın gönderdiği telgrafların doğruluğu hakkındadır. Kanıtların gerçekliğinin reddedilmesini bir tür Ermeni soykırımı inkârı olarak ele alıyor. Palgrave Macmillan tarafından yayınlanan İngilizce versiyonu 2018'de yayınlandı.