
Tıp, bir hastaya bakma, teşhis, prognoz, önleme, tedavi, yaralanma veya hastalıklarının palyasyonunu yönetme ve sağlığını geliştirme bilimi ve uygulamasıdır. Tıp, hastalıkların önlenmesi ve tedavisi yoluyla sağlığı korumak ve iyileştirmek için geliştirilen çeşitli sağlık uygulamalarını kapsar. Çağdaş tıp, yaralanma ve hastalıkları teşhis etmek, tedavi etmek ve önlemek için biyomedikal bilimleri, biyomedikal araştırmaları, genetiği ve tıbbi teknolojiyi, tipik olarak farmasötikler veya cerrahi yoluyla, ancak aynı zamanda psikoterapi, harici ateller ve traksiyon, tıbbi cihazlar, biyolojikler ve iyonlaştırıcı radyasyon gibi çeşitli tedaviler yoluyla uygular.

İbn Rüşd, Endülüslü-Arap felsefeci, hekim, fıkıhçı, matematikçi ve tıpçı. Tercüme ve yorumlamalarıyla Aristo'yu Avrupa'ya yeniden tanıtmıştır. İslam felsefesinde Aristocu akım olan meşşailiğin temsilcilerindendir.

İbn Sînâ veya Ebu Ali Sînâ ya da Batılıların söyleyişiyle Avicenna, İslam'ın Altın Çağı döneminin en önemli doktorlarından, astronomlarından, düşünürlerinden, yazarlarından ve bilginlerinden biri olarak kabul edilen Fars polimat ve "polimerik erken tıbbın babası" olarak bilinen tabiptir.

Carl Linnaeus, İsveçli biyolog, hekim ve fizikçidir.

Ceyhun Atuf Kansu, Türk yazar, şair ve doktor.

Doktor, hekim veya tabip, tıp alanında çalışan profesyoneldir. Hastalık, yaralanma ve diğer fiziksel ya da zihinsel bozuklukların incelenmesi, tanısı, prognozu ve tedavisi yoluyla sağlığın iyileştirilmesini, sürdürülmesi veya eski haline getirilmesi ile ilgilenirler. Doktorlar uygulamalarını belirli hastalık kategorilerine, hasta türlerine ve tedavi yöntemlerine odaklayabilir ve bireylere, ailelere ve topluluklara sürekli ve kapsamlı tıbbi bakım sağlanması sorumluluğunu üstlenirler.

Ebu Abdullah Muhammed bin Cabir bin Sinan er-Rekki es-Sabi el-Battani Latince Albategnius, Albategni ya da Albatenius olarak bilinen, Arap astronom, astrolog ve matematikçidir. Şu anda Türkiye'de bulunan Şanlıurfa ilinin bir ilçesi olan Harran'da doğmuştur. Lakabı es-Sabi''dir fakat tam künyesi, bizi onun Müslüman olduğu sonucuna götürür.

Orta Çağ Avrupa mutfağı, 5. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar Avrupa kültürlerinin besinlerine, yeme alışkanlıklarına ve yemek pişirme yöntemlerine verilen genel addır. Bu dönem boyunca beslenme düzeni ve pişirme yöntemleri Avrupa genelinde değişimlere uğramış ve tüm bu değişiklikler Avrupa'nın modern mutfak kültürünün temelini oluşturmuştur.
İslam tıbbı, İslam peygamberi Muhammed dönemindeki geleneksel Arap tıbbından olduğu kadar, Eski Roma tıbbı Unani'den, Eski Hint tıbbı Ayurveda'dan ve Eski İran tıbbından etkilenmiştir.

Kutsal Roman İmparatorları, Orta Avrupa'da Orta Çağ ve Yeni Çağ'da hüküm sürmüş olan Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun seçimle işbaşına geçen hükümdarlarıydı. Geleneğe göre 2 Şubat 962 tarihinde Papa XII. Ioannes'in elinden taç giymiş olan Saksonya Dükü, Almanya Kralı olan I. Otto ilk Kutsal Roma İmparatoru kabul edilmektedir. Ancak İmparatorluğun kendi daha sonraları kurulmuştur. Son Kutsal Roma İmparatoru II. Franz 1806 yılındaki Napolyon Savaşları sırasında tahttan feragât etti ve imparatorluk böylece son buldu.

Ebû Bekir er-Râzî ya da tam adıyla Ebû Bekir Muhammed bin Zekeriyyâ er-Râzî, Fars simyacı, hekim ve filozof. Gençlik yıllarında edebiyat ve musikî ile ilgilenmiştir ve geçimini kuyumculuk yaparak sağlamıştır. Râzî doğduğu şehir olan Rey'de felsefe, matematik, doğa bilimleri ve astronomi eğitimi aldıktan sonra Bağdat ve başka İslam şehirlerinde öğrenimini tamamladı. Daha sonrasında da tıp öğrenimi gördü. Rey ve Bağdat hastanelerinde başhekim olarak çalışan Râzî'nin eserlerinin hemen hemen hepsi Latinceye çevrilmiştir. Tıp alanında yazdığı Hâvî adlı ansiklopedi 17. yüzyıla kadar alanında en önemli başvuru kaynağı olmuştur. Râzî'nin tıp bilimine yaptığı en önemli katkılardan biri de ilk defa kimyayı tıbbın hizmetine sunmuş olmasıdır.

El-Kanun fi't-Tıb veya Latince ismiyle Canon medicinae, Batı'da Avicenna olarak da bilinen İbn-i Sina'nın 14 ciltlik tıp ansiklopedisidir. Arapça yazılmış olan eser 1025 yılında tamamlanmıştır. Eserin içeriği İbn-i Sina'nın kendi hekimlik deneyimlerine, Orta Çağ İslam tıbbına, antik Yunan hekim Galen'in yazılarına, antik Hint tıp geleneğinin hekimlerinden Suşruta ve Çaraka'ya ve antik Arap ve Pers tıp geleneklerine dayanmaktadır. Eser sıklıkla tıp tarihindeki en ünlü eserlerden birisi olarak adlandırılır. Eserin en eski bilinen nüshası 1052 tarihlidir ve Ağa Han koleksiyonunda yer almaktadır.

Ahmed bin Sehl el-Belhî, Ebu Zeyd Ahmed bin Sehl el-Belhî bazen sadece Ebu Zeyd el-Belhî, İranlı Müslüman coğrafyacı, matematikçi, hekim ve psikolog.
Galler mitolojisi, Hristiyanlık öncesi Büyük Britanyalılara ait mitolojilerin günümüze kadar taşınan kalıntılardır. Bu mitler Llyfr Coch Hergest, Llyfr Gwyn Rhydderch, Llyfr Aneirin ve Llyfr Taliesin gibi Orta Çağ Galler el yazmalarında büyük oranda değişime uğrayarak günümüze ulaşmışlardır.
Ali bin Abbas el-Mecusi Mesudi ya da Latince Haly Abbas olarak bilinir. İranlı Müslüman fizikçi ve tıp alimidir. Kitab El-Maliki adlı tıp ve psikoloji üzerine yazdığı eseriyle ve günümüzden yaklaşık 1000 sene önce ilk kanser ameliyatını yapmasıyla bilinir.
Ali bin İsa, Bağdat'ta doğmuş ve 9. yüzyılda astronomi, coğrafya ve özellikle optik alanında çalışmalar yapmış Müslüman bilim insanıdır.

Kâbil, Afganistan'ın başkenti ve en büyük şehri.

Orta Çağ İslam dünyasında bilim, İslam'ın Altın Çağı adı verilen ve 8. yüzyıl ile 14. yüzyıl-15. yüzyıl arasında İslam dünyasında geliştirilen ve uygulanan bilim. Bu dönemde Hint, Fars, Sabii ve özellikle Yunan uygarlıklarına ait eserler Arapçaya tercüme edildi. Bu çeviriler tüm bir Orta Çağ boyunca İslam uygarlığında yaşayan bilim insanlarının bilimsel gelişmelerde bulunmalarına ve bu gelişmeleri sonraki yüzyıllara taşımalarına olanak sağladı.

Ab urbe condita anlamı "Şehrin (Roma) kuruluşundan bu yana olan" Latince bir deyiştir ki burada şehrin kuruluşu MÖ 753'tür. AUC ise bazı Roma tarihçileri tarafından belirli Roma yıllarını ayırt etmek için kullanılan bir takvim sistemidir. Rönesans editörleri, bazen kitaplarına yayınlanma yıllarını AUC sisteminde yazarlardı, bu da Romalıların AUC sistemini kullandıkları algısını yaratmıştır. Oysaki Roma zamanlarında takvim sistemi bundan çok daha farklıdır.