İçeriğe atla

Takrir-i Sükûn Kanunu

Takrir-i Sükûn Kanunu
Bölgesel kapsam Türkiye
Kanun numarası578
Kabul tarihi8 Şaban 1343 ve 4 Mart 1341
Yürürlük tarihi4 Mart 1925
İlga tarihi4 Mart 1929
Durum: Bilinmiyor

Takrir-i Sükûn Kanunu (Osmanlıcası: تقرير سكون قانوني; Günümüz Türkçesi: Huzurun Sağlanması Yasası), 4 Mart 1925'te Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen bir yasadır.

Hükûmete olağanüstü yetkiler veren Takrir-i Sükûn yasası ile Kasım 1924 ortalarında dinsel başkaldırılar tehlikesine karşı Başbakan İsmet İnönü, sıkıyönetim ilân edilmesini istedi. Ancak Mecliste bu isteğini kabul ettiremeyince istifa etti ve yerine ılımlı kişiliğiyle tanınan Fethi Okyar başbakanlığa getirildi. 1925 Şubat ortalarında Şeyh Said İsyanı patlak verince, Doğu Anadolu Bölgesi'nde hemen sıkıyönetim ilân edildi. Fethi Bey düşürüldü ve İsmet Paşa 3 Mart'ta yeni hükûmeti kurdu. Yeni hükûmet ilk iş olarak Takrir-i Sükûn yasası'nı Meclisten geçirdi ve biri isyan bölgesinde, öteki Ankara adını taşımakla birlikte yurdun geri kalan bölgelerinde çalışmak üzere iki de İstiklal Mahkemesi kurulmasını kararlaştırdı. Diğer taraftan ordu birlikleri harekete geçirildi. Yapılan planlı askerî harekât ile, isyancılar dağıtılıp, elebaşıları yakalandı. Suçlu oldukları hükûmet tarafından iddia edilenler İstiklâl Mahkemeleri'nde yargılandılar. Suçlu görülenler çeşitli cezalara (idam dahil) çarptırıldılar. Yapılan soruşturmada isyancıların bir kısmının Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'na mensup oldukları anlaşıldı. Bunun üzerine memleketteki tek muhalefet partisi de 3 Haziran 1925'te hükûmet kararı ile kapatıldı.[]

3 maddeden oluşan 4 Mart 1341 (1925) tarihli Takrir-i Sükûn yasası'nın 1. maddesi şöyleydi:

İrticaa (gericilik) ve isyana ve memleketin nizam-ı ictimaisini (toplumsal düzen) ve huzur ve sükûnunu ve emniyet ve asayişini (güvenlik) ihlale bâis (bozmaya yönelik) bilumum (bütün) teşkilât ve tahrikat ve teşvikat ve teşebbüsat ve neşriyatı (örgütlenmeleri, kışkırtmaları, özendirmeleri, girişimleri ve yayınları), Hükûmet, Reisicumhurun tasdikiyle (onayıyla) ve re'sen ve idareten men'e mezundur (kendi başına yasaklamaya yetkilidir). İş bu ef'al erbabını (bu eylemleri işleyenleri) Hükûmet, İstiklâl Mahkemesi'ne tevdi edebilir (bırakabilir).

Bu yasa, yaklaşık iki sene sonra, 2 Mart 1927 tarihinde yeniden uzatılmıştır. 979 sayılı Takrir-i Sükûn yasasının ikinci maddesinin muaddil yasasının birinci maddesi aşağıdaki gibidir:

8 Şaban 1343 ve 4 Mart 1341 tarih ve 578 numaralı takriri sükûn kanununun ikinci maddesi aşağıda yazıldığı gibi tadil edilmiştir (değiştirilmiştir): İşbu kanun 4 Mart 1927 tarihinden 4 Mart 1929 tarihine kadar mer'iyülicradır (yürütülecektir).

Yasa tasarısının Meclisteki müzakereleri sırasında sadece Başvekil İsmet Paşa söz almıştır. Bu konuşmasında İsmet Paşa, en önemli tehlikenin aslında Şeyh Sait İsyanı ile ortaya çıkan eylemsel hareket olmadığını, asıl tehlikenin "memleketin umumî hayatında hâsıl olan (ortaya çıkan) teşevvüş (karışıklık) ve tezebzüb (kararsızlık)" olduğunu söylemiştir. İsmet Paşa'ya göre Takrir-i Sükûn yasası "bu müşevveş (karışık) hakayık-ı eşyayı (şeylerin hakikatleri) görmek için memleketin üzerine gerdiği kalın dumanı izale (ortadan kaldırmak) eylemiştir." Böylece iyi ve kötü birbirinden ayırt edilebilmiştir. İsmet Paşa bu noktada İstiklal Mahkemelerinin mücadelesinden takdirle söz etmektedir. Bununla birlikte İstiklal Mahkemelerinin 7 Mart'ta yeniden oluşturulmasını teklif etmeyeceklerinin de altını çizer. Şiddetli ve sürekli alkışlar eşliğinde konuşmasını bitirdikten sonra oylamaya sunulan yasa tasarısı kabul edilmiş ve Takrir-i Sükûn yasası iki yıl daha uzatılmıştır.[1][]

Dipnotlar

  1. ^ TBMM Zabıt Ceridesi, Cilt: 30, 19. İçtima, 2 Mart 1927 Çarşamba.

Kaynakça

  • Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyeti'nde Tek Parti Yönetiminin Kurulması, Cem Yayınevi, İstanbul, 1982, ikinci baskı.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İsmet İnönü</span> Türkiye Cumhuriyeti 2. Cumhurbaşkanı

Mustafa İsmet İnönü, Türk asker, siyasetçi ve devlet adamıdır. Türkiye'nin 2. cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Dönemi'ndeki ilk başbakanı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin ilk genelkurmay başkanı.

<span class="mw-page-title-main">Fethi Okyar</span> 2. Türkiye başbakanı

Ali Fethi Okyar, Türk asker, diplomat ve siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de cumhuriyetin ilanı</span> 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye devletinin yönetim biçiminin cumhuriyet olarak belirlenmesi

Cumhuriyetin ilanı, hukukî olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29 Ekim 1923 günü gerçekleşen oturumunda Mustafa Kemal'in hazırladığı anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesiyle Türk devletinin yönetim şeklinin cumhuriyet olarak belirlenmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası</span> Türkiyenin ilk muhalefet partisi (1924–1925)

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk muhalefet partisiydi. Mustafa Kemal Paşa'nın eski silah ve dava arkadaşları olan Kâzım Karabekir, Rauf (Orbay) Bey, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Refet (Bele) Paşa ve Adnan (Adıvar) Bey’in öncülüğünde, 17 Kasım 1924’te kurulmuştur. Parti tüzüğünde cumhuriyet ilkesinin, liberalizmin ve demokrasinin benimsendiği belirtilirken aynı zamanda dini inançlara da saygılı olunduğu açıklanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hüseyin Cahit Yalçın</span> Türk gazeteci ve politikacı

Hüseyin Cahit Yalçın, Türk gazeteci, yazar, çevirmen, siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">İstiklâl mahkemesi</span> Türk Kurtuluş Savaşı ve cumhuriyetin ilk yıllarında faaliyet gösteren özel mahkemeler

İstiklâl mahkemesi, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında ayaklanma çıkaran ve yağmaya girişenleri, bozguncuları, orduya ait silah ve mühimmatı çalanları, casusları, asker kaçaklarını ve bağımsızlık hareketini engelleme amacıyla propaganda yapanları yargılamak için, çıkarılan özel bir kanunla ilk olarak 18 Eylül 1920 tarihinde kurulan mahkemelerdir. İlk dönem İstiklâl Mahkemeleri, Ankara'daki hariç olmak üzere 17 Şubat 1921 tarihinde kapatıldı. İkinci dönem İstiklâl Mahkemeleri, çalışmalarına 30 Temmuz 1921'de başladı ve 1923'ün Ekim ayına dek faaliyetlerini sürdürdü. Üçüncü ve son dönem İstiklâl Mahkemeleri ise 1923 ile 1927 yılları arasında etkin oldu.

<span class="mw-page-title-main">Koçgiri İsyanı</span> Türk Kurtuluş Savaşı sırasında çıkmış bir isyan

Koçgiri İsyanı, Şubat 1921'de Sivas'ın doğusunda bulunan ve ezici çoğunluğun militan olduğu Koçgiri bölgesinde başlayan bir Kürt ayaklanmasıydı. İsyan Alevi-Kürt topluluğu olan ve Sivas'ın doğusunda ikamet eden Koçgiri aşireti tarafından çıkarıldı. Aşiret liderlerinin Kürdistan Teali Cemiyeti ile yakın ilişkileri vardı. İsyan, Haziran 1921'de bastırıldı.

<span class="mw-page-title-main">Şapka Devrimi</span> Türkiyede bir yasal düzenleme

Şapka Devrimi veya Şapka İnkılâbı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, erkeklerin baş örtme uygulamalarının düzenlenerek Batı ülkelerindeki normlara uygun hâle getirilmesi için 1925 yılında yapılan kanunî düzenlemedir. Şapka Kanunu genelde tahmin edilenin aksine kolay kabul görmüş bir değişiklikti. Ancak, her yeni değişiklik hareketinde olduğu gibi Müslümanlığın bir simgesi haline gelmiş olan fesin yerine şapkanın kabulü dinin elden gittiği şeklinde yorumlanarak bazı çevrelerin isyan ve tepkisine yol açmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması</span> 677 sayılı yasayla Türkiyedeki tarikat faaliyetlerinin durdurulması

“Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması”, 30 Kasım 1925 tarihinde kabul edilip 13 Aralık 1925 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı kanun ile hayata geçmiştir. Konya milletvekili Refik Bey (Koraltan) ve beş arkadaşının önerisiyle meclise sunulup kabul edilen Tekke ve Zaviyeler ile Türbelerin Seddine ve Türbedarlar ile Bazı Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun; bütün tarikatlarla birlikte şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük, gaipten haber vermek ve murada kavuşturmak amacıyla muskacılık gibi, eylem, unvan ve sıfatların kullanılmasını, bunlara ait hizmetlerin yapılmasını ve bu unvanlarla ilgili elbise giyilmesini de yasaklamıştır. Ayrıca yasa ile Türkiye Cumhuriyeti içinde padişahlara ait ya da bir tarikata çıkar sağlamaya yönelik tüm türbeler kapatılmış, türbedarlıklar kaldırılmıştır. Yasaya aykırı davrananlara para ve hapis cezası getirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Şeyh Said İsyanı</span> 1925te Şeyh Said tarafından başlatılan isyan

Şeyh Said İsyanı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde merkezî yönetime karşı girişilen, geniş çaplı, Kürt ve Zaza aşiretlerin destek verdiği Kürt milliyetçisi ve hilâfet taraftarı ayaklanma.

<span class="mw-page-title-main">31 Mart Vakası</span> 13 Nisan 1909da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanma ve darbe teşebbüsü

31 Mart Vakası, II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanma ve darbe teşebbüsüdür. Rumi takvime göre 31 Mart 1325'te başladığı için bu adla anılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf Ziya (1882 doğumlu siyasetçi)</span> Kürt siyasetçi

Koçzade Yusuf Ziya Bey, Birinci Meclis üyelerinden Kürt asıllı Türk siyaset adamı.

<span class="mw-page-title-main">Seyyid Abdülkadir</span>

Seyit Abdülkadir Efendi, Şeyh Said İsyanı'ndan sonra idam edilmiş Kürt siyasetçi. Nakşibendi şeyhi olup Şeyh Ubeydullah Nehri'nin oğludur.

<span class="mw-page-title-main">3. Türkiye Hükûmeti</span> Türkiye Cumhuriyetinin üçüncü hükûmeti (1924-1925)

3. Türkiye Hükûmeti veya Okyar Hükûmeti, 22 Kasım 1924 – 3 Mart 1925 tarihleri arasında görev yaptı. Okyar Hükûmeti olarak bilinir.

Son Telgraf, Türkiye'de cumhuriyetin ilanı sonrasında İstanbul'da yayımlanan politik haber gazetesi.

Vakit' gazetsinin sahibi Ahmet Emin Yalman Vakit'in çok başarılı bir işe devam etmesi ve o dönemde öncü ve akıncı rol oynamasına rağmen, ortağı Mehmet Asım'in kardeşi Hakki Tarik Bey'le gazete işlerinde bazı ihtilaflar üzere ve gazetenin yazı işleri müdürü Enis Tahsin'in gazetenin siyasi yazarı Ahmed Şükrü ile beraber Vakit'den ayrılmaları dolayında, hissesini 12000 Lira'ya Mehmet Asım'e satarak 26 Mart 1923'te Vatan gazetesini çıkardı.

<i>Tevhîd-i Efkâr</i> 1921 - 1925 arasında yayımlanan günlük siyasî gazete

Tevhîd-i Efkâr, 15 Haziran 1921 ile 6 Mart 1925 tarihleri arasında yayımlanan günlük siyasi gazetedir. Başyazarı Velid Ebüzziya'dır. Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul'da çıkmıştır ve Kurtuluş Savaşı'nı desteklemiştir. Fakat cumhuriyetin ilanının ardından yoğun bir eleştiri kampanyasına başlamıştır. Bunun üzerine Anadolu'da Yeni Gün, Hâkimiyet-i Milliye gazeteleri İstanbul basınına ve muhalif cepheye karşı yüklenmiştir. 4 Mart 1925'te üç maddelik Takrir-i Sükûn Kanunu'nun onaylanmasıyla İstanbul'da yayın hayatını sürdüren Tevhid-i Efkâr, İstiklal, Son Telgraf ve Tanin gibi gazeteler ile Sebilürreşad adlı dergi kapatılmıştır.

Ankara İstiklâl Mahkemesi, iki ayrı dönem görev yapmış Olağanüstü yetkilere sahip yargı organıdır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de basın</span> Türk basınına genel bakış

Türkçe olarak ilk gazete II. Mahmut'un emriyle 1 Kasım 1831'de kurulan Takvîm-i Vekâyi'dir ve bu adım, Osmanlı'de baskı makinesinin kurulmasından uzun bir süre sonraya denk gelmektedir. Takvîm-i Vekâyi, yayın hayatı boyunca birkaç kez kapatılmış ve 1922 itibarıyla meclis tarafından Resmî Ceride ve daha sonra Resmî Gazete adıyla yayımlanmıştır. İngiliz diplomat ve gazeteci William Churchill tarafından 1840 yılında yayın hayatına başlayan ve 1866'da kapanan Cerîde-i Havâdis, ikinci Türkçe gazetedir. 1860 yılında Osmanlı devlet adamı ve gazeteci Agâh Efendi tarafından hazırlanan Tercümân-ı Ahvâl, basılan ilk özel gazetedir. Yazarları arasında İbrahim Şinâsî ve Ahmed Vefik Paşa da yer almıştır. Sonraki yıllarda ise kurucusu Şinasî olan Tasvîr-i Efkâr yayımlanmış fakat 1866'da kapanmıştır.


Türkiye'de 1925 yılındaki olayları içeren listedir.