İçeriğe atla

Taklit (spiritüalizm)

Taklit (İn. impersonation) ruhsal irtibat seanslarında, tekâmül düzeyi geri bir bedensiz varlığın medyumu ve ‘hazirun’dakileri aldatmak üzere bir başkasının kılığına girerek rol yapmasına ruhçulukta verilen addır. Taklit girişiminde bulunan bedensiz varlıklar, kendilerini, kimi zaman dünyada yaşamış saygın ve ünlü insanların isimleriyle, kimi zaman bir peygamber, bir yol gösterici, bir lider ismini kullanarak yüce bir varlıkmış gibi sunarlar; kendisini Tanrı olarak sunanlara da rastlanır. Genellikle, ruhçulukta teşevvüş denilen kargaşa dönemini atlatamamış bedensiz varlıklar olan taklitçi varlıklar, obsedör karakteri gösterirler. Gerektiğinde, medyumun hafızasını ve psişik yeteneklerini kullanarak edindikleri bilgileri, kendilerinin söz konusu kişi olduğunu kanıtlamada kullanırlar. Taklit olaylarında operatör veya hazirun tuzağa düşüp kandırıldıkları takdirde obsesyon denilen tehlikeli olayla karşılaşılır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  • Dictionary of Mysticism, Nevill Drury

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Şamanizm</span> ruhlarla iletişim kurabilmek için vecde amaçlı ritüel

Şamanizm, bir şamanın çeşitli bilinç durumları aracılığıyla ruh dünyası ile etkileşime girdiği dini bir uygulamadır. Uygulama genelde kâhinlik ya da iyileştirme gibi amaçlarla yapılır.

Cin, İbrahimi dinler de dahil olmak üzere modern veya antik birçok din ve inanışta bulunan bir tür ruhani mitolojik yaratıktır. Farklı inanışlarda farklı karakteristiklere ve özelliklere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Türbe</span> İslami kültürde saygın kişilere ait mezar

Türbe, devlet görevlilerinin veya din âlimlerinin mezarlarının bulunduğu oda şeklindeki yapıya verilen isimdir. İçerisinde çoğunlukla saygın kişilerin gömülü olduğu anıtsal tarihi mezarlar için de türbe kelimesi kullanılır.

Spiritüalizm, öte âlemcilik ya da tinselcilik terimi Latince “ruh” anlamına gelen “spiritus” sözcüğünün sıfatı “spiritualis” sözcüğünden türetilmiş olup ruhçuluk anlamında kullanılmaktadır. Türkçede tinselcilik olarak da adlandırılmaktadır. Günümüzde dinsel, mistik ve felsefi alanlarda pek çok akım, ekol ve gruplar kendilerine spiritüalist adını vermekteyse de aralarında ilke, görüş ve kavram bakımından önemli farklar bulunmaktadır. Aralarındaki temel ortak nokta, ruh denilen manevi bir unsurun varlığını kabul etmeleridir. Fakat bunlardan bir kısmı, ruhun orijinal ve kendine özgü olduğunu kabul etmez, bir kısmı ruhun sürekli gelişim içinde olduğuna karşıdır, bir kısmı ise ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğini kabul eder. Bu yüzden kimi ansiklopedilerde spiritüalizm denen ruhçuluk iki kısımda ele alınır:

Takıntı (Obsesyon), ruhçulukta (spiritüalizm) ve ruhbilimde (psikoloji) farklı olarak tanımlanır ve farklı kavramları ifade etmek üzere kullanılır. Psikiyatri sözlüklerinde kısaca “yanlış olduğunu bildiğimiz halde kafamızdan atamadığımız, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen saplantı halindeki fikirler” olarak tanımlanır. Ruhçulukta ise, “bir bedensiz ruhun bir bedenliyi (insanı) hükmedecek derecede etkisi altına alması” olarak tanımlanır. Tanımlardan da anlaşılabileceği gibi, birinde obsede edici etken bir fikir olarak kabul edilir, diğerinde ise bu etken bir fikir değil, bu tür fikirleri obsedeye aşılayan canlı bir varlıktır. Obsesyon (obsession) sözcüğü Latincede “rahatsız etme” anlamında kullanılan “ obsideratum” ya da “obsidere” sözcüğünden türetilmiştir.

Medyum, ruhlar alemi ile iletişime geçebildiğini ve ölülerle canlılar arasında iletişim kurabildiğini iddia eden kişi. Türkçeye Fransızcadan geçen sözcüğün kökeni Latince medium (aracı) sözcüğüne dayanır.

Spiritizm, Hermetistler’in ve Platon ve Pisagor gibi filozofların döneminden 19. yüzyıla dek sistemsiz bir şekilde dalgalanan, reenkarnasyonu kabul eden ruhçuluğun; Fransa’da Allan Kardec tarafından kurulan ilk sistemli biçimidir. Kardec’in sistemli hale getirdiği spiritizm adıyla bilinen deneysel spiritüalizmin belli başlı ilkeleri şöyle özetlenebilir:

Obsedör, obsesyon olayında obsede denilen kişiyi etki altına almış olan bedensiz varlığa klasik spiritüalizmde verilen addır. Fakat günümüzde obsedörlere özgü yöntemlerle çevresine saf, iyiniyetli insanları toplayan kimseler için de kullanılmaktadır.

Tebliğ, kelime manasıyla “bildirme, duyurma, haber verme” manasına gelir. Terim dinî, felsefî ve spiritüalist literatürlerde az çok farklı anlamlarda kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ektoplazma</span>

Ektoplazma (ectoplasm), trans haline girmiş medyumların vücutlarından, özellikle ağız, burun, kulak gibi organlarından çıktığı, havada yayıldığı, bazen gözle görülebildiği ve elle dokunulabildiği ileri sürülen şekilsiz (amorf) süptil maddelere verilen addır. Terim 1913'te Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü almış Fransız Fizyolog Charles Richet tarafından eski Yunancadaki “dışında” anlamına gelen “ektos” ve “yaratılmış, benzeyen” anlamına gelen “plasma” sözcüklerinden türetilmiştir.

Ksenoglosi (xenoglossy) kişinin bilmediği bir yabancı dilde aniden konuşabilme, yazabilme, okuyup anlayabilme yeteneğinin belirmesi paranormal fenomenine Metapsişik'te verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Ruhsal irtibat</span>

Ruhsal irtibat, spiritüalist terminolojide “zihinsel medyumluk” yoluyla bedensiz ruhlarla kurulan ilişkiye verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Tesir</span>

Tesir, ruhçulukta, okültizmde, mistisizmde, teozofide, ezoterizmde ve parapsikolojide kendisini niteleyen sıfata göre özel anlamlar kazanan, geniş bir kullanım alanı olan genel bir terimdir. Tesir sözcüğünün kullanımıyla bu alanlarda oluşturulmuş başlıca terimler olarak ruhsal tesir, ilâhî tesir, astral tesir, maddi tesir, psişik tesir, majik tesir, manyetik tesir, telepatik tesir, vicdani tesir, nefsani tesir, müspet tesir, menfi tesir, tesir kuşakları, tesir kademeleri ve tesir konisi terimleri sayılabilir.

İkinci kişilik, medyumlarda transa girdikleri zaman belirebilen, kendi kişiliklerinden farklı kişiliklere parapsikologlar ve kimi spiritüalistler tarafından verilen addır. İkinci kişilik, bedensiz varlığa ait olduğundan, medyum transtan çıkınca kaybolur. Fakat medyumda yeni bir kişiliğin gözlemlenmesi medyumun bedenini terk etmiş olması anlamına veya bedensiz varlığın medyumun bedenine enkarne olmuş bulunması anlamına gelmez. Kişilik değişimi her ruhsal irtibatta görülmez; medyumun kişiliğinin kaybolmadığı trans halleri de vardır.

Postkognisyon, kişinin geçmişte kendisinin bulunmadığı bir olayı paranormal olarak algılaması fenomenine metapsişikçiler ve parapsikologlar tarafından verilen addır.

Materyalizasyon, sözcük anlamıyla maddeleşme anlamına gelmekte olup, spiritüalizm'de bedenli veya bedensiz bir varlığın bedenli bir varlığa ait beden maddelerinin bir kısmını demateryalize etmesinden sonra, istediği bir biçime sokarak başka bir yerde ortaya çıkarması olarak tanımlanır. Demateryalizasyon fenomeninin karşıtı olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Egzorsizm</span>

Egzorsizm, görünmeyen bir varlığın etkisi altına girdiği sanılan kimseyi çeşitli yöntemlerle bu etkiden kurtarmaya çalışmak olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Demon</span> cin ve şeytan anlamında kullanılmış bir terim

Cinnî ya da demon, Hristiyan edebiyatında kötü niyetli doğaüstü varlık taifesidir. Terimin kökeni eski Yunancada tamamen farklı anlamlarda kullanılmış olan daimon sözcüğüdür.

Seans; spiritüalist, metapsişik ve parapsikolojik terminolojilerde kullanılan bir terim olup, bir süjenin ya da medyumun bulunduğu, araştırma, inceleme, gözlem ve bilgi alma amacıyla yapılan deney olarak tanımlanır. Terim, fiziksel medyumluk deneylerinin yanı sıra zihinsel medyumluk deneyleri için de kullanılır.

Transfigürasyon metapsişik terminolojide kullanılan bir terim olup, ruhsal irtibat sırasında medyumun yüz hatlarının ve tavırlarının değişmesine verilen addır.