Namaz, İslâm'ın şartlarından biri olarak kabul edilen bir ibadettir. Kur'an'da günün belli vakitlerinde abdestle birlikte duaya kalkılması ifadesi bulunur. Kur'an'a göre namaz Allah'ı anarak teslimiyetin gösterildiği bir arınma biçimi ve İbrâhim peygambere öğretilen bir ibadet şeklidir.
Cami, İslam dininin ibadet mekanıdır. Genellikle minaresiz küçük camilere veya bazı kurum ve kuruluşlarda ibadet için ayrılmış ufak mekanlara ise mescit denir.
Abdest, Müslümanların, namaz gibi belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma ve temizliktir. Kur'ana göre her namazın yanında bedensel temizlenme amacıyla belli organları yıkamak (gasil) ve meshetmek şeklinde anlatılır. Suyun abdeste uygun olması önemlidir. Su abdeste tadı, bulanıklığı ve kokusunun olağan olması ile uygun olmaktadır.
Teyemmüm, suyun bulunmaması veya zorunluluk nedeniyle kullanılamaması hâlinde abdest veya boy abdesti yerine yapılan bir fiziksel nötrleşme ve ibadete hazırlık faaliyetidir.
Cuma namazı, İslâm dininde cuma günü öğle vakti cemaatle kılınması farz olan iki rekatlık bir namazdır.
Secde, Arapça kökenli sözcük, İslam dini terimi. Namazda alnı, burnu, el ayalarını, dizleri ve ayak parmaklarını yere koymaya verilen isimdir. Namazın farzlarındandır.
Saç, insanda, baş üzerinde kafa derisi ya da saç derisi denen kısımda bulunan kıl kümesine verilen genel ad. Saç, deride bulunan saç foliküllerinden büyüyen bir protein lifidir. Saç, memelilerin tanımlayıcı özelliklerinden biridir. İnsan vücudu, tüysüz deri bölgeleri dışında, kalın terminal saçı ve ince vellus saçı üreten foliküllerle kaplıdır. Saça en yaygın ilgi, saç büyümesi, saç tipleri ve saç bakımı üzerine odaklanır, ancak saç aynı zamanda esas olarak proteinden, özellikle alfa-keratinden oluşan önemli bir biyomateryaldir. Vücut kılları, yüz kılları, kulak kılları, burun kılları, kaş, kirpik, kol altı kılları, göğüs kılları, karın kılları, kasık kılı, bacak kılları vücutta bulunan diğer saç tipleridir.
Kıl, bitkilerin kökleri ile yapraklarında bulunan ince-uzun yapılara ve hayvanların, özellikle de memelilerin bedenlerini kaplayan, "kıl kesecikleri" adı verilen hücrelerden çıkan tüylere verilen ortak ad.
Peruk, diğer adlarıyla takma saç ya da peruka, görünürde tek parçadan oluşan giyim eşyası.
Yaşmak, Osmanlı İmparatorluğu zamanında Müslüman kadınların ferace ile birlikte giydikleri, yalnızca gözleri açıkta bırakan ince kumaştan iki parçalı yüz ve başörtüsü. Türk-İslam kültüründe, özellikle Anadolu'da, kadınların baş örtülerinin alt ucu ile ağızlarını kapatmalarına da denir.
Boy abdesti veya gusül (Arapça: الغسل), İslâm dininde bir dinî gereklilik olarak tüm vücudun yıkanmasıdır. Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı guslü; kuru hiçbir yer bırakmamak üzere bedenin her tarafını yıkama olarak tanımlamıştır.
Nikolaos Kanabos, 25 Ocak 1204 tarihinde Dördüncü Haçlı Seferi olarak denizden Konstantinopolis'e gelip bu şehri kuşatmış olan Latinler ve Venediklilerin isteklerine uygun olarak ortak imparator olarak göreve gelen II. İsaakios ve oğlu IV. Aleksios'un idaresinden hoşnut olmayan Bizans Senatosu mensupları, papazlar ve büyük bir grup halkın Ayasofya Kilisesi'nde yaptığı bir devlet konseyine benzer toplantıda Bizans İmparatoru olarak seçilmiştir.
Sarışın, düşük seviyede koyu eumelanin pigmentinden oluşan saç rengine sahip kişi. Meydana gelen görünür renk çeşitli faktörlere bağlıdır; fakat genellikle sarının bir çeşididir. Renk, çok soluk sarıdan, kızılımsı "çilek" sarısı ya da altınımsı-kahverengimsi sarı rengine kadar sarının tüm çeşitlerinden olabilir. Fischer-Saller ölçeğinde sarışın rengi A'dan J'ye kadar sıralanır. 2002 ve 2006 yılları arasında doğal sarışınların soyunun tükeneceğini öngören bir bilimsel bir araştırmaya dayandığı iddia edilen bir asparagas olan sarışın geninin kaybolması yayınlandı.
Bob kesim veya bob, kadınlarda görülen bir kısa saç modeli. Bob kesimde kâkül alnı örter ve saç çene hizasından kesilmiş seviyededir.
Efes Müzesi, Türkiye'nin İzmir iline bağlı Selçuk'ta bulunan bir müze. Yakınlarında bulunan Efes kazı alanındaki buluntulara ev sahipliği yapmaktadır. En bilinen eser, Efes'teki Artemis Tapınağı'nda bulunan Artemis heykelidir. Müze, arkeoloji ve etnografya olarak iki bölüme ayrılmaktadır.
Siyah saç, dünyadaki tüm insan saç renkleri içinde en koyu ve en yaygın olanıdır. Sarışın, kızıl ve kahverengi saç ile beraber tüm dünyada yaygındır. Baskın bir genetik özelliklidir ve tüm geçmişlerden ve etnik kökenlerden olan insanlarda bulunur. Çok miktarda ömelanin içerir ve diğer saç renklerinden daha az yoğundur. Siyahi insanlarda afro dokulu saç birincil özellikdir. Siyah saçla ilişkili cilt rengi yelpazesi, en açık ten tonlarından koyu ten rengine kadar geniş bir yelpazeye sahiptir. Siyah saçlı insanların koyu veya açık gözleri olabilir.
Kahverengi saç, siyah saçtan sonra en yaygın 2. saç rengi türüdür. Açık kahverengiden neredeyse siyaha kadar değişir. Kumral saç da kahverengi saçın alt türüdür. Daha yüksek seviyelerde koyu pigment eumelanin ve daha düşük seviyelerde soluk pigment feomelanin ile karakterizedir. Kahverengi saçlı kişilere Batı'da genellikle "brunette" (esmer) denir. Kahverengi saç, Batı dünyasında, özellikle Orta Avrupa, Güneydoğu Avrupa, Doğu Avrupa, Güney Avrupa, Güney Konisi, Amerika Birleşik Devletleri ve Orta Doğu'da yaygındır. Ek olarak, kahverengi saç Avustralya Aborjinleri ve Melanezyalılar arasında da bulunur.
Kapüşon bir tür başlıktır. Mont, palto, akademik kıyafet ve bazı ceketlerin ortak bir unsuru olan kapüşonun yaz ve kış türleri bulunur. Çoğunlukla başın yanlarını ve üstünü kaplayan, ayrıca yüzü çoğunlukla veya kısmen açık bırakan bu başlık çevresel faktörlerden korunmak veya gizlenmek için giyilebilir. Soğuk havalarda örgülü şapka veya kar maskesi yerine tercih edilebilir.
Kâkül, alnı örten kısa kesilmiş saç tutamıdır. Çoğu insan kâküllerini düz keserken, bazıları yay şeklinde şekillendirebilir veya düzensiz bırakabilir.
Solo insanı, Geç Pleistosen'de, yaklaşık 117 ila 108 bin yıl önce, Endonezya'nın Cava Adası'nda Solo Nehri boyunca yaşamış, H. erectus'un bir alt türüdür. Bu popülasyon, türün bilinen son popülasyonudur. Ngandong köyü yakınlarında kazılan 14 üst kafatası parçası, iki kaval kemiği ve bir pelvis parçasından ve sınıflandırmaya bağlı olarak muhtemelen Sambungmacan'dan üç kafatası ve Ngawi'den bir kafatasından bilinmektedir. Ngandong sahası ilk olarak 1931'den 1933'e Willem Frederik Florus Oppenoorth, Carel ter Haar ve Gustav Heinrich Ralph von Koenigswald başkanlığında kazıldı. Ancak daha fazla çalışma, Büyük Buhran, 2. Dünya Savaşı ve Endonezya Bağımsızlık Savaşı nedeniyle ertelendi. Tarihsel ırk kavramlarına uygun olarak, Endonezyalı Homo erectus alt türü başlangıçta Avustralyalı Aborijinlerin doğrudan ataları olarak sınıflandırılmıştı. Ancak Solo insanının artık yaşayan bir torunu olmadığı düşünülmüyor, çünkü kalıntılar, kabaca 50.000 ila 55.000 yıl önce başlayan bölgeye modern insan göçünden çok öncesine tarihlenir.