İçeriğe atla

Takıntılı aşk

Takıntılı aşk veya obsesif sevgi, Psikiyatri tanımında yanlış olduğunun fark edilmesi durumunda bile kaldırılamayan, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen saplantı halindeki aşk duygusudur. Mükemmelleştirme veya idealleştirme ile takıntı durumu daha da artabilir. Aşık olunan kişi hakkında aşırı miktarda zaman harcama eylemlerinde bulunmayı içerir.

Kültürde

Yunan Mitolojisi

Sevginin Yunan mitolojisinde önemli bir yeri vardır. Birçok tanrı sevgi duygusuyla ilgilenir. Mersal (μεράλ)'in Bayram (αργία)'a olan saplantılı aşkı ise yunan mitolojisiyle bağlantıldır. Agape (ἀγάπη): Etimolojik anlamı "kardeşçe sevgi" olan bu tanrının görevi, ideal aşkı sağlamak fiziksel çekiciliği artırmaktır. Eros (ἔρως): Cinsel sevgi anlamındaki bu sözcük, okçu tanrı Eros'a dayanır. Philia (φιλία): Bozulan aşkları düzeltir. Storge (στοργή): Anaç sevgiyle ilgilenir. Xenia (ξενία): İnsanlar arasındaki kini ve düşmanlığı aşka dönüştürür. Afrodit (Αφροδίτες): Aşk ve güzellik tanrıçasıdır.

Psikolojide

Sigmund Freud obsesif sevginin, aşırı telafi ettiği bilinçsiz bir nefret duygusuyla desteklenebileceği ve böylece acı çeken kişinin sevgi nesnesini koruma ihtiyacı hissini açıklayabileceğini düşünmektedir.[1] Daha sonraki analistler, saplantılı sevginin daha çok narsisistikihtiyaçtan kaynaklandığını, endişelere ve depresif duygulara karşı savunmalar sunan aşk nesnesiyle meşgul olduğunu gördüler;[2] Jungians bunu içsel benliğin başka bir kişiye izdüşümüne dayandığını görüşündedir.

Kaynakça

  1. ^ S Freud, Case Histories II (PFL 9) p. 118-9 and p. 70-1
  2. ^ O Fenichel, The Psychoanalytic Theory of Neurosis (London 1946) p. 382 and p. 533

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Narsisizm</span> Kendine aşık olma hali

Narsisizm veya özseverlik, kişinin kendi bedensel ve/veya zihinsel benliğine karşı duyduğu hayranlık ve bağlılık, kabaca tabirle kişinin kendisine aşık olması olarak tanımlanan bir terimdir. Kelime kökeni Yunan mitolojisinde bir kahraman olan Narkissos'dan gelir. Narkissos adını narkoza ve bir çiçek familyası olan nergisgillere de vermiştir. Narsisizmin ileri boyutlarda olmasına tıpta narsisistik kişilik bozukluğu adı verilmektedir. Sigmund Freud narsisizmi "dış dünyadan soyutlanan libidonun egoya (ben) yönlendirilmesi" şeklinde açıklamıştır. Yani libidonun büyük bir depoda toplanır gibi egoda toplanması ve daha sonra nesnelere yönlendirilmesi; fakat kolaylıkla tekrar soyutlanarak egoya yönlenmesi durumudur.

<span class="mw-page-title-main">Yunan mitolojisi</span> Antik Yunanların oluşturduğu mitlerden oluşan mitoloji

Yunan mitolojisi, Antik Yunanistan'da dünyanın yaratılışı, tanrı, tanrıça ve kahramanların hayatı hakkındaki söylence ve öğretileri içermekle kalmayıp aynı zamanda Eski Yunan dininin gövdesini oluşturmaktadır. Günümüzde, bu mitoloji hakkındaki bilgilerimizi bu sözlü edebiyatın yazılı hâllerinden alıyoruz. Tarihçiler, mitoloji hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için o dönemin sanatındaki ipuçlarını bile toplar.

<span class="mw-page-title-main">Poliamori</span> Çok eşlilik

Poliamori, bireylerin birden çok sevgiliye sahip olabildikleri, söz konusu ilişkiye dahil olan herkesin bu durumun bilincinde olup bunu onayladığı, monogaminin (tekeşliliğin) ya da monamorinin tersi niteliğinde, insanlar arası ilişki türü.

<span class="mw-page-title-main">Eros</span> Yunan mitolojisinde aşk tanrısının adı

Eros, Yunan mitolojisinde aşk, seks ve şehvet tanrısıdır. Roma karşılığı Cupid'dir. Bazen doğurganlık simgesi olarak da tapılan Eros, erotik gibi kelimelerin de kökünü oluşturur. Eros, genelde Afrodit'le beraber anılır ve Dionysus gibi bazen Eleutherios yani kurtarıcı olarak görülür. Geleneklere göre, Afrodit kadınların erkeklere olan aşkını temsil ederken Eros esasında erkek için olan aşkın temsilcisiydi.

<span class="mw-page-title-main">Melankoli</span> depresyondan kaynaklanan duygu bozukluğu ve üzüntü

Kara sevda, melankoli ya da mâl-i hülyâ, günümüzde yaygın olarak kişinin az hareketli ve normalden daha heyecansız bir hayat tarzını sürdürdüğü depresyondan kaynaklanan bir duygudurum bozukluğu anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Afrodit</span> Yunan Mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası

Afrodit, Yunan mitolojisinde aşk tanrıçası. Beden ve ruh aşkını birbirinden ayıran Antik Yunanlar, Afrodit adında iki tanrıçaya sahiplerdi: Afroditlerin biri, "beden aşkı" tanrıçası, diğeri ise "ruh aşkı" idi.

<span class="mw-page-title-main">İd, ego ve süperego</span> Sigmund Freudun bilinç tanımı

Psikanalizde id, ego ve süper-ego, insan zihninde etkileşime giren üç katman kümesidir. İlk defa Sigmund Freud tarafından, yapısal psişe modellemesiyle tanımlandı. Bu üç katman, bir kişinin zihinsel yaşamının faaliyetlerini ve etkileşimlerini tanımlayan teorik yapılardır. Psişenin ego psikolojisi modelinde id, koordine edilmemiş, zevk temelli içgüdüsel arzular kümesidir—temel ve en ilkel benliktir, ana kaynağı cinsellik ve açlık gibi ihtiyaçların en bencilce doyurulmasıdır; süper-ego eleştirel ve ahlaki rolü oynar; ve ego, idin içgüdüsel arzuları ile eleştirel süper-egonun arasında aracılık eden gerçekçi bir katmandır—id, bu hayali istekleri gerçeklikle ölçüp mümkünatını değerlendiren katmandır. Freud, ego hakkında şunu dedi:

Ego, şahlanmış bir at üzerindeki şövalye gibidir. [Ego] İd ve süperegonun isteklerini uzlaştırmaya çalışan hakemdir.

<span class="mw-page-title-main">Oidipus kompleksi</span> psikanalitik teori kavramı; Çocuğun karşı cinsten ebeveyne karşı bilinçsiz cinsel arzusu ve aynı cinsiyetten ebeveyne karşı nefreti

Oidipus kompleksi ya da Oidipus karmaşası, Sigmund Freud'un kurucusu olduğu psikanalitik teoriye göre karşı cinsteki ebeveyni sahiplenme ve kendi cinsinden ebeveyni saf dışı etme konusunda çocuğun beslediği duygu, düşünce, dürtü ve fantezilerin toplamı.

Erotizm, kelimesi Eski Yunan mitolojisindeki aşk tanrısı Eros'tan türetilmiştir. Geniş anlamda hem farklı iki cinsten bireylerin cinsel yakınlaşmalarındaki hem de tüm insanlar arası dostluk ve sevgi şeklindeki aşkın görünümlerini kapsar. Ama bu sözcük zaman içinde anlam daralmasına uğramıştır. Günümüzde erotik denince akla gelen, cinselliğin fiziksel ve ruhsal boyutu ve cinsel egoları tatmin amacıyla yapılan hareketler, davranışlar, oyunlar, moda sanat gibi sosyal olgulardır. Ve bu kullanımıyla da erotizm kelimesi cinselliğin sınırlarını aşmamaktadır. Erotizm kavramı, pornografiye yakın olmakla beraber, pornografi sınır tanımayışı açısından farklılık arz eder.

İlahi aşk — Dini ya da spirtüalist yönelişlerle kişinin, maddesel dünyaya ait varlıklara olan sevgisinin kaynağına dönerek ilahi olana dair hissettiği yüce bağlılık; İslam dünyasında Aşk-ı ilahi olarak da anılır.

<span class="mw-page-title-main">Aşk</span> aşırı sevgi ve bağlılık duygusu

Aşk, kişilerarası ilişki veya bir başka varlığa duyulan derin sevgidir. Bunun daha derini ise TDK sözlüğüne göre "güçlü sevgi, güçlü aşk" veya aşırı ve güçlü tutku, istek anlamına gelen hem ruhen hem de bedenen aşık olmayı kapsadığı düşünülen "sevda"dır. Bunun umutsuz, güçlü ve insanı hasta edecek derecede saplantılı haline ise "kara sevda" adı verilmektedir. Çeşitli kültürlerde aşk, en yüce erdem veya iyi alışkanlıktan, en derin kişiler arası sevgiden en basit zevke kadar bir dizi güçlü, olumlu duygusal ve zihinsel durumları kapsar. Cinsel veya romantik bir ilişki olursa, partnerlere aşıklar/sevgililer de denir. Bununla birlikte aşk ile ilgili tam bir evrensel tanıma kültürel farklılıklar nedeniyle ulaşılamakta zorlanılmaktadır. En yaygın olarak aşk, güçlü bir çekim ve duygusal bağlanma hissi anlamına gelir.

Yunanca'da "karşılık, menfaat ya da herhangi bir cinsel dürtü gözetmeyen aşk" anlamına gelen agape, "eros" kavramıyla zıtlık oluşturur. Skolastik felsefede Tanrı için duyulan sevgiyi anlatmada kullanılmıştır. Ahlak felsefesinde erdemin merkezinde "sevgi" olduğu düşüncesini yansıtan "agapizm" buradan gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Anteros</span>

Anteros, aşk tanrısı Eros'un karşıtı olan tanrısal varlık.

Cupid veya Kupid arzu, erotik aşk, çekicilik ve şefkat tanrısıdır. Sık sık aşk tanrıçası Venüs'ün ve savaş tanrısı Mars'ın oğlu olarak tasvir edilir. Latincede Amor ("Aşk") olarak da bilinir. Onun Yunan versiyonu olan Eros Klasik Yunan sanatında genellikle ince kanatlı bir genç olarak tasvir edilse de, Helenistik dönemde, giderek daha fazla tombul bir çocuk olarak tasvir edildi. Kendisinin oku ve yayı onun güç kaynağını temsil eder: Aşk Tanrısının okuyla vurulan bir kişi, hatta bir tanrı, kontrol edilemeyen arzu ile dolar. Efsanelerde, Cupid çoğunlukla olay örgüsünü harekete geçirmeye hizmet eden küçük bir karakterdir. O sadece Aşk Tanrısı ve Ruh hikâyesinde bir ana karakterdir, kendi silahlarıyla yaralandığında aşk çilesi yaşar. Güçleri, özdeş olmasa da Hindu insan sevgisi tanrısı Kamadeva'ya benzer.

<span class="mw-page-title-main">Nefret</span> Derin ve duygusal aşırı beğenisizlik

Nefret, bir duygudur. Bazı insanlara veya fikirlere karşı kullanılabilecek kızgın veya küskün bir duygusal tepkiye neden olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Aşk ve şehvet tanrıları listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Aşk tanrısı, mitolojide romantizm, seks, şehvet veya cinsellikle ilişkilendirilen tanrıdır. Aşk tanrıları mitolojilerde oldukça yaygındır ve birçok çok tanrılı dinde bulunabilir. Kadın aşk tanrıçaları genellikle güzellik ve diğer geleneksel dişil niteliklerle ilişkilendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Eroteler</span>

Eroteler ( ) içerisinde aşk ve cinsel ilişki ile ilgili unsurları içeren Yunan mitolojisindeki kanatlı tanrılardır. Afrodit'in maiyetinin bir parçası olarak bilinirler. Eroteler, tekil bir tanrı olarak daha karmaşık bir mitolojiye sahip olan Eros'un çoğuludur.

<span class="mw-page-title-main">Aşkın renk çarkı teorisi</span>

İngilizcesi "The colour wheel of love" olan Aşkın renk çarkı teorisi veya Aşkın renk tekerleği teorisi Kanadalı psikolog John Alan Lee tarafından oluşturulan ve aşk için kullanılan çeşitli Latince ve Aşkı tanımlayan Yunanca kelimeleri kullanarak altı aşk stilini tanımlayan, bir kuramdır. İlk olarak ''Colours of Love: An Exploration of the Ways of Loving (1973) adlı kitabında tanıtılmıştır: Lee, geleneksel renk çarkında, üç birincil, üç ikincil ve dokuz üçüncül aşk stilini tanımlayarak anlatmıştır. Üç birincil tip Eros, Ludus ve Storge, üç ikincil tip ise Mania, Pragma ve Agape'dir.

Aşk felsefesi, aşkın doğasını tanımlamaya çalışan sosyal felsefe ve etik alanıdır.