İçeriğe atla

Tahkimat

Groningen'deki Bourtange Kalesi yıldız şeklinde kaleye örnektir

Tahkimat veya istihkâm, savaşlarda kullanılmak üzere savunma amaçlı inşa edilmiş askerî yapılar ve binaları tanımlar.[1] İnsanoğlu binlerce yıllık uygarlık tarihinde çok çeşitli şekillerde savunma amaçlı yapı inşa etmiştir.

Adlandırma

Savunma amaçlı yapılmış olan askerî yapılar çok çeşitlidir. Hisar, kale, müstahkem mevki, sur bunlardan bazılarıdır. Savunma amaçlı yapılan bu tahkimatlar genelde ikiye ayrılabilir. Kalıcı tahkimatlar, bir devletin sahip bulunduğu kaynaklarla uzun süre ayakta kalabilecek malzemelerle, mühendisler tarafından inşa edilir. Geçici tahkimatlar ise seferdeki birlikler tarafından yerel olarak temin edilebilecek işgücü ve malzemelerle kısa vadeli ihtiyaçları gidermek üzere yapılır.

Etimoloji

Sözcüğün kökeni tahkim sözcüğüdür. Tahkim (Arapçaتحكيم) ise Arapça kökenli bir sözcüktür ve yargıç atama, egemen kılma anlamlarına gelmektedir.[2]

Tarihçe

Antik çağlar

Çok eski dönemlerden beri yerleşim yerleri için korunma duvarları temel bir ihtiyaç olagelmiştir. Bilinen en eski duvarlarla çevrili kent Mezopotamya'da hüküm sürmüş olan Sümerlere ait Uruk kentidir. Antik Mısır'da Nil Deltası'ndan gelebilecek olan saldırılardan korunmak üzere kaleler kurulmuştur. Antik Çağdaki tahkimat çoğunlukla kerpiçten olduğu için günümüze çoğunlukla sağlam şekilde ulaşan örneği bulunmamaktadır.

İndüs Vadisi'ndeki MÖ 3500 dönemindeki uygarlıklarda yerleşim yerlerinin tahkim edildiği bilinmektedir. Bu kentlerin çoğu planlı caddelere ve surlara sahiptir. Eski çağlara ait en önemli kentlerden Babil'de Nebukadnezar tarafından yaptırılan İştar Kapısı çok önemli bir tahkimattır. Tahkim edilmemiş çok az sayıdaki şehirler arasında en bilinenleri Sparta ve Roma şehirleridir. Bu şehirler çok uzun dönem savunma tahkimatları yerine askerî birliklerine güvenmeyi tercih etmişlerdir.

Antik Yunanistan'da surlarda büyük kaya parçaları kullanılmıştır. Bunun en bilinen örneği Atina'nın Pire limanına kadar uzanan paralel koridor şeklinde surlardır. Orta Avrupa'da Keltler oppida ismi verilen büyük tahkimatlı yerleşim yerleri kurmuşlardır. MÖ 600 civarında Almanya'nın Heuneburg bölgesinde surlarının yüksekliği 6 metreyi bulan tahkimatların yapıldığı bilinmektedir.

Çin'de MÖ 15. yüzyıldan itibaren hüküm sürmüş olan Shang Hanedanı döneminde olağanüstü surlar inşa edilmiştir. İzleyen dönemlerde tahkimat yapıtaşı olarak taş kullanılmaya başlansa da tamamen taştan tahkimatlar Tang Hanedanı zamanında (MS 7. yüzyıl ile birlikte) gerçekleşir. Çin'in en uzun ve en etkileyici tahkimatı olan Çin Seddi Qin Hanedanı zamanında (MÖ 221-207) başlamış, bugünkü haline ise MS 14. yüzyıldan itibaren hüküm sürmüş olan Ming Hanedanı sırasında gelmiştir. Benzer şekilde Pekin içindeki Yasak Şehir ünlü tahkimata sahiptir.

Romalılar şehirlerini taştan duvarlarla korurlardı. Bunlardan en bilinenleri Roma'daki Aurelian Surları ile Konstantinopolis'teki II. Theodosius tarafından yapılmış olan surlardır. Ayrıca Roma İmparatoru Hadrianus tarafından kuzey İngiltere'yi boydan boya kesen Hadrian Duvarı da önemli bir tahkimattır.

Yasak Şehir

Orta Çağ

Özellikle Avrupa'daki kalelerin öncülleri Roma dönemindeki tahkimatlardır. Orta Çağ boyunca genellikle kentler kalelerin etrafında kurulmaktadır. Ticaretin gelişmesiyle şehirler ve pazar yerleri zamanla gelişecek, tahkimatlar da bu gelişmeye ayak uyduracak şekilde gelişecektir. Rönesans döneminde Venedik Cumhuriyeti denetimindeki kentleri özellikle Osmanlı İmparatorluğu saldırılarından korumak amacıyla büyük surlar inşa etmiştir. Bu surların günümüze gelen en güzel örnekleri Kıbrıs'taki Lefkoşa ve Girit'teki Hanya kentlerinde görülebilir.

Erken modern dönem

Orta Çağ boyunca inşa edilen tahkimatlar 14. yüzyılla beraber savaş sahnesine topların gelmesiyle önemlerini kaybetmeye başlamıştır. Bu dönemde tahkimatlar daha alçak ve dayanıklı yapılar tercih edilmiş, düşman topçu ateşine dayanabilecek özellikler öne çıkartılmaya çalışılmıştır. Tahkimatlardaki mühendislik bu dönemde daha da öne çıkmış, surların doğrudan ateşe maruz kalmaması için uğraşılmıştır. Tahkimat geometrisi bu gerekçelerle değişmiştir.[3] Özellikle Rodos'taki tahkimatlarda görülen bu anlayış hem geleneksek kale hem de her açıyı kapatan geometrilerin beninsenmesini yansıtır. Ayrıca derinlikli savunma hattı anlayışı da savunmacıların kullandığı toplar sayesinde saldırgan topçunun yaklaşması engellenmeye çalışılır. Savunma amaçlı topların uç kısmına konulduğu yıldız tipi tahkimatlar bu anlayışın yansımasını taşır.

19. yüzyıl

19. yüzyılla beraber savaş alanında kullanılmaya başlanan patlayıcı mermi ile tahkimatların bir kez daha evrim geçirmesi kaçınılmaz hale gelir. Yıldız şekilli kaleler bu yeni silaha karşı savunmasız kalmakta savunma amaçlı toplar etkisiz hale getirilebilmekteydi. Tahkimat önündeki hendek gibi engeller de kolaylıkla etkisiz hale getirilebilmekteydi. Askerî mühendisler bu yeni durum karşısında hendekleri daha derin hale getirip, doğal kayalık bölgeleri tercih etmeye başladırlar. Poligon şeklinde tahkimat olarak adlandırılan bu tür tahkimatlarda kalenin yüksekliği oldukça azaltılmış, çoğunluğu yerin altına alınmıştır. Aşılamayacak kadar geniş ancak düşman için hedef olamayacak kadar dar olan hendek içinden de saldırmak için uygun mazgallar bulunmaktaydı. Topçu ateşi için ise ilk kazamatlar bu dönemde yapılmıştır.

Bu dönemde teknolojik ve mühendislik uygulamaları yaşansa da sömürge savaşlarında çoğunlukla Avrupa orduları geleneksel kaleleri yerli halkların saldırılarından korunmak için kullanagelmiştir.

20-21. yüzyıl

20. yüzyılla beraber çelik ve beton tahkimatlar yaygınlaşsa da I. Dünya Savaşı ile birlikte modern savaş teknolojisindeki gelişmeler bu tahkimatları korunmasız hale getirmiştir. Modern savaşlarda ancak yerin altındaki sığınak türü tahkimatların bir dereceye kadar korunma sağladığı kabul edilmektedir. Eski çağlara ait çok sayıda tahkimat günümüzde tahrip edilmiş olsa da azımsanmayacak sayıda tahkimat yapı turistik amaçlarla korunmaktadır.

Kalıcı tahkimatların günümüzde atıl olarak kalmasının öne çıkan bazı sebepleri vardır. Topçu, roket ve savaş uçaklarının silahlarının hız, güç ve kabiliyetinin artışı sonucunda artık neredeyse her türlü hedef yeterince şiddetli bir saldırı sonucu tahrip edilebilmektedir. II. Dünya Savaşı ile birlikte özel olarak sığınaklara karşı silahlar özelleşerek gelişmiştir. 1950'li yıllarla beraber gündeme gerçek bir tehdit olarak gelen nükleer silahlar kentleri tamamen ortadan kaldırabilecek güce ulaşmıştır. Bu silahlar sivil amaçlı sığınakların inşasına yol açmıştır.

Kalıcı tahkimatların artık geçerliliğini yitirmesinin bir başka sebebiyse II. Dünya Savaşıyla beraber muharip kuvvetlerin son derece hareketli olabilmesidir. Güçlü savunma hatları saldıran kuvvet tarafından belirli bir noktaya yoğunlaşılarak delindiğinde tüm savunma hattı aşılmış olduğu görülmüştür.[4]

Bu sebeplerden dolayı günümüzde derinliğine savunma hatları oluşturacak şekilde tahkimat inşa edilmektedir. Geçici olduğu kabul edilen bu savunma taktiği sayesinde eğer hat geçilirse savunma geride yeniden kurulabilecektir. Savunulan bölgedeki arazi yapısı ve savunmanın o bölgedeki gücü uygulanacak stratejiyi belirlemektedir. Saldırıda olduğu gibi savunma birlikleri de hareketli olmakta, özellikle zırhlı birlikler bu şekilde kullanılmaktadır. Bu tarz savunmada savunma hattı ne kadar zayıf olsa da geride yedekte bekleyen hareketli savunma birlikleri olası geçiş bölgelerine kaydırılabilmektedir.[5] Savunulan bölgenin yapısı ilerlemeye uygunsa savunmanın saldırının harekâtına cevap vermesini güçlendirebilmektedir.[6]

II. Dünya Savaşı'nın ardından geliştirilen dünya üzerindeki herhangi bir hedefi vurabilecek kabiliyetteki kıtalararası balistik füzelerin ortaya çıkmasıyla birlikte savunma hızı çok önemli bir belirleyen olarak ortaya çıkmıştır. Füzeler, savaş uçakları, uçak gemileri, denizaltılar ve erken uyarı sistemleri hem saldırı hem de savunma için çok önemli hale geldi.[7] Kara harekâtına karşı döşenen mayınlar da savunma tahkimatı değerlendirilebilmektedir.

Günümüzde saldırganların teknolojik silah kabiliyetinin düşük olduğu durumlarda eskiden kullanılan tahkimatlar kullanılabilmektedir. 19. yüzyıla ait kum torbası, kerpiç duvarlar gibi tahkimatlar günümüzde Afganistan Savaşı'nda ABD Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılmaktadır.

Askerî hapishane ve diğer yapılar

Nadiren de olsa askerî üsler ve tahkimatlar askerî hapishane olarak kullanılabilmektedir.[8]

Galeri

Malbork Kalesi

Kaynakça

  1. ^ Kelime Arapça kökenlidir, sözlük anlamı Bir yeri düşman saldırısına karşı koyabilecek duruma getirmek için yapılan türlü haberleşme, hendek, siper vb. savunma tesisleri olarak verilmektedir. Bakınız ilgili Türk Dil Kurumu sayfası
  2. ^ "Tahkim". Nişanyan Sözlük. 3 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Aralık 2015. 
  3. ^ Öne çıkan tasarımcılardan biri de Flandre'lı Simon Stevin'dir
  4. ^ Siegfried Hattı, Stalin Hattı ve Atlantik Duvarı'nın kaderi böyle olmuştur. Amacı düşman saldırısını kanalize etmek olan Majino Hattı ise amacına ulaşmıştır.
  5. ^ Kursk Muharebesi sırasında Nazi zırhlı birlikleri benzer şekilde bekleyen Kızılordu yedeklerini tamamen yok etmek için doğrudan savunmanın en güçlü olduğu bölgeye saldırmıştır
  6. ^ İlerlemenin zor olduğu arazinin harekâtı engellemesinin örneklerinden birisi II. Dünya Savaşı sonlarındaki Hürtgen Ormanı Muharebesi'nde yaşanmıştır
  7. ^ Bu kapsamda artan askeri uçak pisti inşaatları da askeri tahkimat kapsamında değerlendirilebilir
  8. ^ Buna örnek olarak Theresienstadt, Guantanamo Kampı ve Londra Kalesi verilebilir

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bodrum Kalesi</span> Bodrum ilçesinde tarihi bir yapı

Bodrum Kalesi, Türkiye'nin liman kenti Bodrum'da yer alan ve 1402 yılında St. Jean Şövalyeleri tarafından Aziz Peter Kalesi adıyla inşa edilmiş kale. Bodrum'un simgesi haline gelmiş kale, 1960 yılından beri "Sualtı Arkeoloji Müzesi" olarak kullanılanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Maginot Hattı</span> 2.dünya savaşında bir cephe

Majino Hattı, Fransa'nın tüm kuzey ve doğu sınırlarını kapsayan hatta son kısmı da Korsika'da inşa edilmesi planlanmış savunma hattıdır.

<span class="mw-page-title-main">Şato</span>

Şato, bir lorda veya krala ait konut görevi gören bir tahkimat türüdür. Şatolar bulundukları bölgenin ekonomik, siyasi ve idari merkeziydi. İçinde saray halkının ikamet etmesinin yönüyle kaleden, bir savunma yapısı olması yönüyle saraydan farklıydı ve de bir müstahkem şehirden farklı olarak kamuya ait bir savunma değildi.

<i>Blitzkrieg</i> piyade ve hava desteğinin hızlı, ezici bir kuvvet yoğunluğunu kullanarak düşmanı kırmak, yerinden oynatmak ve dengesini bozmak için sürpriz saldırısı

Blitzkrieg ya da yıldırım harbi, II. Dünya Savaşı sırasında Almanların temel savaş doktrinidir. Doktrinin amacı hızlı ve ani saldırılarla, düşmanın düzenli bir savunma kurmasını engelleyip sonra da hızlı bir şekilde yok etmektir. I. Dünya Savaşı'nda uygulanan siper savaşı yöntemine karşı geliştirilmiştir. Tankların, uçakların ve zehirli gazların gelişmesiyle siper savaşları terk edilmeye başlanmış, daha çok hareketli savunmaya geçilmiştir. Almanların bütün savaş araçları bu doktrin üzerine üretilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Konstantinopolis Surları</span> Konstantinopolisin surları (modern İstanbul, Türkiye)

Konstantinopolis Surları, günümüzde İstanbul sınırları dahilinde olan Konstantinopolis'i çevreleyen ve Doğu Roma zamanında yapılmış şehir surlarıdır. Şehri çeviren surlar tarihte 5. yüzyıldan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla dört defa elden geçmiştir. Son yapımı MS 408'den sonradır. II. Theodosius (408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu'ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray'a bu taraftan ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule'ye, Yedikule'den Topkapı'ya, Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Kilitbahir Kalesi</span> Çanakkale Boğazında bulunan kale

Kilitbahir Kalesi, yani "denizin kilidi kalesi", 1462 yılında Çanakkale Boğazı'nın Avrupa kıyısına inşa edilen kaledir.

<span class="mw-page-title-main">Kale</span> Orta Çağ boyunca Avrupa, Asya ve Orta Doğuda soylular tarafından inşa edilen müstahkem yapı

Kale ya da kermen, düşmanın gelişinin beklendiği yollar üzerine, stratejik öneme sahip olan şehirlere, geçit ve dar boğazlara savunma amaçlı olarak inşa edilen ordusal yapı. Bu tür tahkimatlar antik çağlardan beri kullanılmıştır. ve askerî işlevlerinin yanı sıra idari, siyasi ve ekonomik merkez olarak iş görmüştür. Kimi kaleler saray halkına konaklama imkanı sağlardı. Kalelerde kuleler ve surlar gibi farklı özelliklere sahip bölümler bulunurdu. 15. yüzyılda topların yaygınlaşmasıyla Orta Çağ kaleleri işlevlerini yitirdi ve yerini İtalyan tarzı kalelere bıraktı.

<span class="mw-page-title-main">Palanka</span> toprak ve kazıklı çitten yapılan küçük kale

Palanka, palanga veya parkan ahşap ve topraktan yapılan ufak bir kaledir. Osmanlı İmparatorluğu ve hasımları tarafından yaygın olarak kullanılmıştır. Palankalar hızlıca inşa edilip, genişletilebilmelerinin yanı sıra basit malzemeler ile düşük bir maliyetle inşa edilebiliyordu. Palankalar nehir kenarlarına ve yol güzergahlarına inşa edilirdi. Avrupa'daki palankaların birçoğu ahşap ve topraktan yapılmış olsa da kaynak kısıtlılığından dolayı malzemeler bölgeden bölgeye değişmekteydi. Tipik bir palankanın etrafı hendekle çevrilirdi. Palankaların büyüklüğüne göre kullanılan duvarların çeşidi değişirdi ve köşeleri üzerine yerleştirilen tabyalarla korunabilirdi.

<span class="mw-page-title-main">Königsberg Kuşatması</span> Taarruz harekâtı

Königsberg Kuşatması, II. Dünya Savaşı sırasında Sovyet kuvvetlerinin giriştiği Doğu Prusya Taarruzu'nun son harekâtıdır. Sovyet kaynaklarının da dahil olduğu bazı kaynaklarda Königsberg Taarruzu olarak geçmektedir. Sovyet 3. Belarus Cephesi kuvvetleri, kente taarruzun ardından dört gün süren sert çatışmaların ardından, bugün adı Kaliningrad olan kente kontrolü sağladılar. Kentin Sovyet birliklerince kuşatılması 1945 yılının Ocak ayı sonlarında başlamıştı. Königsberg ile Pillau limanı arasındaki kara köprüsünü elde tutmak / ele geçirmek için şiddetli çatışmalar yapıldı. Fakat 1945 yılının Mart ayına gelindiğinde Königsberg, artık esas cephe hattının yüzlerce kilometre gerisinde kalmıştı. Sovyet birlikleri üç gün süren taarruzlarıyla Alman mevzilerini savunulamaz duruma düşürünce, 9 Nisan 1945'te Alman birlikleri teslim oldu ve bölgedeki çatışmalar sona erdi.

<span class="mw-page-title-main">Stalin Hattı</span>

Stalin Hattı, Sovyetler Birliği'nin batı sınırı boyunca uzanan bir tahkimatlar dizisidir. Batıdan gelecek bir saldırı karşısında Sovyet sınırlarını korumak üzere 1930'lu yıllarda inşasına başlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sur</span> bir alanı potansiyel saldırganlardan korumak için kullanılan güçlendirme

Sur, bir yerleşim yerini savunma amacıyla inşa edilen bir tür tahkimattır. Antik dönemlerden beri yerleşim yerleri ya da kalelerin etrafına inşa edilen surlar, Berlin Duvarı örneğindeki gibi modern dönemlerde de kullanılır. Tarihî surlar üzerinde, savunmayı ve gözetleme kabiliyetini artırmak amacıyla yuvarlak ya da köşeli surdan daha yüksek şekilde yapılan kulelere 'burç' adı verilir. Modern sur amacını taşıyan duvarlarda ise bu yapılara sadece gözetleme kulesi denir. Kimi surlarda, etkinliği artırmak için surun dış cephesine hendek kazılır.

<span class="mw-page-title-main">Hendek</span>

Hendek, özellikle kale, bina veya kenti çevreleyen geniş, derin ve genellikle suyla dolu tahkimattır. Bazı örneklerde su engeli olarak da daha karmaşık yapay göllere evrildiği görülmüştür. Modern dönemlerde hendek veya su engelleri artık önleyici etkileri kaybolduğundan görsel olarak tercih edilmeye başlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İç kale</span> bir kentin tahkim edilmiş çekirdek kısmı

İç kale, bir kentin tahkim edilmiş çekirdek kısmıdır. Tahkimatın dış bölümleri düşman eline geçtiğinde insanlar buraya sığınırdı. Önceleri ahmedek adıyla bilinirdi.

Yıldız kale, ilk olarak 15. yüzyılda İtalya'da görülen, Orta Çağ'da özellikle barutun ve topun muharebe alanlarına girmesiyle birlikte yapılmaya başlanan kale türevi bir tahkimattır.

<span class="mw-page-title-main">Şev</span>

Şev veya glasi, askeri mühendislikte bir Orta Çağ veya Yeni Çağ kalesindeki yapay yollarla oluşturulan bir eğimdir. Geçici bir yapı olması için topraktan veya daha kalıcı bir yapı olması için taştan inşa edilebilirler.

<span class="mw-page-title-main">Castel del Monte</span>

Castel del Monte, güneydoğu İtalya'nın Apulia bölgesindeki Andria'daki bir tepede yer alan 13. yüzyıldan kalma bir kale ve sur. 1240'lı yıllarda topraklarını annesi Hautville'li Konstanza'dan devralan İmparator II. Frederick tarafından yaptırılmıştır. 18. yüzyılda kalenin iç mermerleri ve kalan mobilyalar çıkarıldı. Çevresinde bir hendek ya da köprünün yokluğu, kalenin bir savunma kalesi olmadığı sonucunu düşündürmektedir. Bununla birlikte, arkeolojik araştırmalar kalenin bir perde duvarına sahip olduğunu göstermektedir. Encyclopedia Italiana tarafından "Frederick II tarafından yaptırılan en büyüleyici kale" olarak nitelendirilen yapı site bir Dünya Mirası Alanı olarak korunmaktadır. Ayrıca bir sent Euro'nun İtalyan sürümünde de görülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kuşatma makinesi</span> kuşatma savaşında şehir surlarını ve diğer surları yıkmak veya atlatmak için tasarlanmış makina

Kuşatma makinesi kuşatmalarda ağır kale kapılarını, kalın şehir surlarını ve diğer tahkimatları yıkmak veya üzerinden atlamak için tasarlanmış bir cihazdır. Bazıları sabittir, uzaktan düşman tahkimatlarına saldırmak için inşa edilirken diğerleri düşman tahkimatına ilerlemek için tekerleklere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Osetya mimarisi</span>

Oset mimarisi - Oset halkının yüzyıllar boyunca oluşturduğu eşsiz maddi kültürünün örnekleridir.

<span class="mw-page-title-main">Perde duvar (tahkimat)</span>

Perde duvar bir kalenin, hisarın ya da kasabanın iki kule veya burç arasında bulunan surudur.

<span class="mw-page-title-main">Roma askeri sınırları ve tahkimatları</span>

Roma askeri sınırları ve tahkimatları, Roma İmparatorluğu'ndaki toprak savunma stratejisinin en büyük parçasıydı. 2. yüzyılın başlarında, Roma İmparatorluğu toprak olarak genişlemesinin zirvesine ulaşmıştı ve daha önce İmparatorluk ve Cumhuriyet'te olduğu gibi sınırlarını sürekli genişletmek yerine, Romalılar stratejik konumlarını bir dizi tahkimat ve yerleşik hatlarla güçlendirerek konumlarını sağlamlaştırdı. Tarihçi Adrian Goldsworthy, Romalıların askerî güçlerinin fethetmelerine izin verdiği doğal sınırlara ulaştıklarını ve birçok Roma galibiyetine rağmen, askeri gelenekleri onları askeri olarak işgal edilemez kılan halkların erken-orta dönemlerde İmparatorluğun sınırlarının genişlemesine engel olduğunu söylüyor. Goldsworthy, özellikle Partlar, Sarmatyalılar ve Perslerin süvari tabanlı ordularının, Roma'nın piyade tabanlı ordularına karşı oldukça güçlü bir direniş gösterdiğini vurguluyor.