İçeriğe atla

Tahâret

Tahâret (Arapçaطهارة), fıkhi ve İslami bir terimdir. Abdest, gusül ve teyemmüm gibi bazı şer'i eylemlerin sonucunda elde edilir. Ayrıca Şîa fıkhında adına “Mutahhirat” veya “temizleyiciler” denen necis şeylerin giderilmesinde de kullanılır. Necasetten taharet namaz gibi bazı ibadetlerin sahih olma şartlarından biridir.

Zahiri taharet, elbise ve vücudun necasetten temiz olması; batini taharet abdest, gusül veya teyemmüm ile elde edilen temizlik ve nuranilik; ahlaki taharet ise, ruhun şirk ve günah kirlerinden uzak ve temiz olması anlamındadır.

Kaynakça

Ayrıca

İlgili Araştırma Makaleleri

Farz ya da “fariza”; Fıkıh bilginleri tarafından oluşturulmuş ve tanımlaması yapılmış olan bir İslâm dinî terimidir. Yine fıkıhçılar tarafından tanımlanan efâl-i mükellefînden sayılır. İslâmî anlayışta Allah'ın sözü sayılan Kur’an’da Müslümanlara yapılmasının açık bir şekilde emredildiği kurallar veya ibadetler olarak kabul edilir. Kur’an’da yapılması açık emir ve gereklilik ifade etmeyen fiiller ise vacip gibi başka kavramlar ile tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Müslüman</span> İslam dinine mensup kimse

Müslüman, İslam dinine mensup kişi demektir. Sünni, Şii ve Mutezili mezhep inancına göre, Allah'a ve Allah'ın birliğine, Muhammed'in Allah'ın peygamberi olduğuna inanan kişilere denir. İslam dininin farklı mezheplerinde Müslüman kavramı üzerine çeşitli farklılıklar bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Abdest</span> İbadet edebilmek için yapılan temizlik

Abdest, Müslümanların, namaz gibi belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma ve temizliktir. Kur'ana göre her namazın yanında bedensel temizlenme amacıyla belli organları yıkamak (gasil) ve meshetmek şeklinde anlatılır. Suyun abdeste uygun olması önemlidir. Su abdeste tadı, bulanıklığı ve kokusunun olağan olması ile uygun olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Teyemmüm</span>

Teyemmüm, suyun bulunmaması veya zorunluluk nedeniyle kullanılamaması hâlinde abdest veya boy abdesti yerine yapılan bir fiziksel nötrleşme ve ibadete hazırlık faaliyetidir.

Topal Recep Paşa IV. Murad saltanatında 10 Şubat 1632 - 18 Mayıs 1632 tarihleri arasında dört ay on beş gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. Nikris (gut) hastalığından muzdarip olan Topal Recep Paşa aksak yürüyüşü dolayısıyla Topal ismini almıştı.

<span class="mw-page-title-main">Hasan bin Ali</span> Sünnilerin 5. halifesi, Şiilerin 2. imamı; sahabe

Hasan bin Ali bin Ebu Talib, Ali bin Ebu Talib ve Fatıma’nın büyük oğulları ve İslam peygamberi Muhammed'in ilk torunudur. Şiâ çoğunlukla onu on iki imamlarının ikincisi kabul eder, çok küçük bir fırkaya göre ise ikinci imam Hüseyin bin Ali'dir. Bununla birlikte hem Sünni, hem de Şiî ve Alevî İslam anlayışında çok önemli bir yeri vardır; onun, peygamberin Ehli beyt'inden olduğu konusunda herkes hemfikirdir. Babası ile 37 yıl, dedesi ile ise 8 yıl birlikte bulunmuştur. Soyundan gelenlere Şerif denilir.

<span class="mw-page-title-main">Maide Suresi</span> Kuranın 5. suresi

Maide Suresi (Arapça: سورة المائدة, Surat'ul Maide), Kur'an'ın beşinci suresidir. Sure 120 ayetten oluşur.

Rüfailik ya da Rifâiyye, tasavvufi inanışa göre kurucusu ve piri Ahmed er Rüfâi olan İslamîyetin bir tarikatıdır.

Cünüp veya cenâbet, İslam'a göre cinsel ilişkide bulunduğu veya vücudundan meni çıktığı hâlde henüz boy abdesti alarak temizlenmemiş olan (kişi). Bu kavram gündelik konuşmada pis veya hoşlanılmayan kimseleri tanımlamak amacıyla da kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Zengîler</span>

Zengîler, 12. ve 13. yüzyıllarda Mezopotamya ve Suriye'de hüküm sürmüş Türk devletidir. İlk hükümdarı İmâdüddin Zengî'dir.

Sünen-i Nesâî veya Sunen-i Suğra, Ehl-i Sünnet hadis literatüründe en güvenilir hadis kaynakları olarak kabul edilen altı kitaptan biridir. Müellifi Ebu Abdirrahman Ahmed bin Şuayb bin Ali bin Sinan bin Bahr el-Horasânî'dir. İmam Nesâî olarak meşhurdur. Eseri de bu isme nisbetle Sünen-i Nesâî olarak anılır. Rivayetlere göre Nesâî, önce ‘Es-Sünen’ül Kübrâ’ adıyla büyük bir hadis külliyatı yazmıştı. Bir hükümdar kendisine “Kitabındaki hadislerin tamamı sahih midir?” diye sorunca Nesâî “Hayır” diye cevap verdi. Bunun üzerine hükümdar, kitaptaki sahih hadisleri ayırmasını istedi ve Nesâî bunları ‘El Müctebâ’ adını verdiği başka bir kitapta topladı. Bu kitap ‘Sünen-i Nesâî’ adıyla meşhur oldu.

<span class="mw-page-title-main">Bayezid Ağa Camii</span> İstanbulda Osmanlı dönemi cami

Bayezid Ağa Camii ya da Arabacı Bayezid Ağa Camii, İstanbul'un Fatih ilçesi Topkapı mahallesi Topkapı Meydanı'nda camidir. Fetihten sonra 1453'te II. Mehmed'in Sekbanbaşısı Bayezid Ağa tarafından yaptırıldı. Zamanla harap olan ve kullanılamaz hale gelen cami cemaatin yardımları ile 1954–57'de yeniden inşa edildi.

<span class="mw-page-title-main">Demirtaşpaşa Camii</span>

Timurtaşpaşa Camii, Kütahya'da cami. Küçük Bedesten yakınında yer almaktadır.

Aczmendi, Elazığ Akşam Sanat Okulu mezunu Müslüm Gündüz'ün liderliğini yaptığı ve kendine özgü giyim tarzı olan,1985 yılında temelleri atılmış Elazığ menşeli Risale-i Nur hareketine bağlı tarikat. Kendi çevresinde bu kıyafetlerle din üzerine sohbet toplantıları yapmaktadır. Gündüz'e çevresinde itibar edip uyanlar çıkmıştır.

Abdurrahim Rahmi Zapsu, Kürt şair ve yazar.

Boy abdesti veya gusül (Arapça: الغسل), İslâm dininde bir dinî gereklilik olarak tüm vücudun yıkanmasıdır. Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı guslü; kuru hiçbir yer bırakmamak üzere bedenin her tarafını yıkama olarak tanımlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Nafile namazlar</span>

Nafile (tatavvu) namazlar, herhangi bir yükümlülüğü olmadan, içten gelerek kılınan namazlardır. Beş vakit namaza bağlı olan sünnetler, ramazan geceleri kılınan teravih namazları, kuşluk namazları, gece namazları başlıca nafile namazlardır.

<span class="mw-page-title-main">Yağ Camii</span> Adananın merkezinde, eski çarşı içindeki tarihî cami

Yağ Camii, Adana Eski Cami veya eskiden Surp Hagop Ermeni Apostolik Kilisesi, Adana'nın merkezinde, eski çarşı içindeki tarihî cami.

Vech-î Dîn Nâsır-ı Hüsrev’in, İsnâ‘aşer’îyye Şiî'liğinin Câferî Mektebi yerine İsmailî Mektebi'nin rehberi mahiyetinde olup farklı İslamî-Bâtınî düşünce ve uygulamaları hakkındaki te'villerini muhteva eden bir eseridir.

İslam'da oral seks, "Tahrimi Mekruh" veya bazı İslami hukukçulara göre cinsel organların ağız ve dil temas halinde olması oldukça istenmeyen bir durumdur. Bu eylemi tavsiye edilmiyor olarak değerlendirmenin ardındaki sebep, en başta tevazu, temizlik ve temizlikle ilgili konulardır.