İçeriğe atla

TCG Atılay (1939)

Tarihçe
Türk Deniz Kuvvetleri bayrağıTürkiye
AdıAtılay
İnşa eden Taşkızak Tersanesi
Görevlendirme 1939
Hizmetten çıkışı 17 Temmuz 1942
Liste dışı 20 Aralık 1950
Akıbet Mayına çarpıp battı.

Atılay denizaltısı, 17 Temmuz 1942 tarihinde batan Türk hücum denizaltısı. 80 metre boyunda ve 52 mürettebat kapasiteli idi. Taşkızak Tersanesi'nde inşa edilerek 1939 yılında hizmete girdi.[1] Gövdesindeki 1,5 metre çapındaki delik nedeniyle, denizaltının, II. Dünya Savaşı'ndan kalan bir mayına çarparak battığı görüşü hakimdir.[2]

14 Temmuz 1942 günü, Donanma Komutanlığı'ndan istenen gemi, yeni cihazların kontrolü maksadıyla saat 14:30'da Çanakkale Mortu Koyu'nda, Binbaşı Sadi Gürcan komutasında dalmış ve bir daha su yüzüne çıkamamıştır. Geminin dönmeyişi üzerine deniz komutanı ile ihbar istasyonu komutanı tarafından 3 ve 5 no'lu motorlarla arama yapılmıştır.

Dalıştayken batan ve can kaybına neden olan ilk Türk denizaltısıdır. Denizcilik tarihine Atılay faciası olarak geçen bu olayda 38 denizci hayatını kaybetmiştir. Ölenler arasında, meşhur ses sanatçısı Hamiyet Yüceses'in[3] ilk eşi, astsubay Fethi Yüceses de bulunmaktadır. Kumanya almak üzere Nara Burnu'ndan sahile çıkan Amasra'lı Ahmet Bağdat adlı bir er, bu faciadan hayatta kalan tek kişi olmuştur.

Denizaltıya "Atılay" adının verilişi

Mustafa Kemal Atatürk'ün talimâtı

Atılay'la birlikte, benzer üç denizaltının isim babalığını Atatürk yapmıştı. Atatürk, zamanın başbakanı Celâl Bayar'a 17 Ocak 1938 tarihli açıklama notunda şöyle diyordu:

"Yeni dört denizaltı gemimiz için bildirdiğimiz isimler şunlardır: Saldıray, Batıray, Atılay, Yıldıray. Bunların manalarını izaha bile hacet olmadığı kanaatındayım. Manaları; Türkçe olan bu kelimelerin kendisindedir."

Kazanın gerçekleşmesi ve nedenleri

Denizaltının 1939 yılında çekilmiş bir fotoğrafı

Bir emniyet botu, Atılay'ı yüzeyden takip ediyordu. Bu takip, bir süre sonra, kötü hava şartları nedeniyle yarım kaldı. Saatler geçti Atılay'dan hiçbir ses çıkmadı. Aynı gece, saat 20:30'a doğru, denizaltının battı şamandırası bulundu. Şamandıradaki telefon işliyor, ancak gemi personelinden ses çıkmıyordu. İhbar istasyonu komutanı Fatih Karayel, telefonla irtibat kuramamıştı.

Atılay'ın batma sebebi, olayın gerçekleştiği günlerde tahminlerden ibaretti. Mayına çarptığı iddialarının yaygın olmasına rağmen günümüzde de tam bir açıklama getirilememiş olup, olay tartışmalıdır.

Denizaltı Filosu Komutanlığı'nın raporu

Bu soruya cevap olarak, Atılay denizaltısının batışını müteakip; Denizaltı Filosu Komutanlığı’nın, Donanma Komutanlığı’na verdiği raporda şöyle denmektedir:

  1. Atılay akıntılı bir mahalde uzun süren bir dönüş müddetince akıntı tesiriyle, herhangi bir suretle kirletme şeklinde antenli mayın atılmış bir sahaya girmiştir.
  2. Atılay bu sahada bir antenli mayının patlaması neticesi büyük bir yara veya yaralar alarak; veya personelin ani ölüm neticesi, sevk ve idareden mahrum kalarak batmıştır.
  3. Atılay’ın bulunduğu derinliğin 80 metre civarında oluşu, gerek personelin ve gerekse mürettebatın kurtarılmasına imkân vermemiştir.

İzinli olduğu için olaydan kurtulan erin ifadesi

Denizaltı batmadan önce karaya çıkmış olmakla faciadan kurtulmuş olan Ahmet Bağdat (2000 yılında vefat etmiştir) 9 Haziran 1995 tarihli Milliyet gazetesinde yaptığı açıklamayla[4] patlama olmadığı kanaatini savunmuştur. Görüşünü; "Denizaltı mayına çarpmış olsaydı, denizin üzerinde yağ ve mazot olurdu." diyerek açıklamıştır. Ancak, kendi ifadesiyle de ortamın son derece akıntılı olduğu doğrulandığına göre "Akıntı, yağ ve mazotu hızla dağıtıp yok edebilir miydi?" sorusu akla gelmektedir.

Yıllarca nerede olduğu ve neden battığı anlaşılamayan bu denizaltının gizemini, 52 yıl sonra, Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı’nın desteğiyle, bu vakfın yönetim kurulu üyesi, ünlü araştırmacı Selçuk Kolay[5] ve ekibi; 2,5 aylık bir çalışma sonunda çözmüş, konumunu ve derinliğini tam olarak tespit etmiştir.[6] Sahilden 5-6 kilometre açıkta ve 68 metre derinlikte bulunan[7] denizaltı üzerinde yapılan araştırmada 1.5 m.'lik bir delik görülmüş, böylece Atılay'ın, I. Dünya Savaşı'ndan kalma bir mayına çarparak battığı kanaati hakim olmuştur.[2]

Olayda hayatını kaybeden personel

Subaylar

  1. Güverte Binbaşı Sadi Gürcan
  2. Güverte Yüzbaşı Sebati Taşöz
  3. Makinist Yüzbaşı Ahmet Törün
  4. Güverte Üsteğmen Rauf Baykal
  5. Makinist Yüzbaşı Adnan Erül
  6. Gemi Direk Subayı Ahmet Atakan
  7. Gemi direk astsubayı Fatih Baykuş

Astsubaylar

  1. Güverte Başgedikli Hakkı Tezcanlı
  2. Makinist Başgedikli Latif Ziya Lodos
  3. Makinist Başgedikli Necmi Sunal
  4. Telsiz Başgedikli Masum Şen
  5. Makinist Başgedikli Tahsin Dönmez
  6. Elektrik Başçavuş Fethi Yüceses
  7. Makinist Başçavuş Hüseyin Coşkun
  8. Makinist Üstçavuş Cemal Dinçer
  9. Makinist Gedikli Onbaşı Kemal Dağaşan
  10. Elektrik Gedikli Onbaşı Agah Perina
  11. Telsiz Gedikli Onbaşı İsmet İskil
  12. Makinist Gedikli Onbaşı Ali Rıza Baykuş
  13. Makinist Üstçavuş Selehattin Nartman
  14. Elektrik Gedikli Çavuş İsmail Togay
  15. Güverte Gedikli Çavuş Nurettin Günenç
  16. Elektrik Gedikli Çavuş Sabahattin Yaral
  17. Güverte Gedikli Çavuş Hasan Şentuna

Erler

  1. Güverte Er Hasan Güneş
  2. Güverte Er İbrahim Erbaş
  3. Makinist Onbaşı Mustafa Özbek
  4. Makinist Er Temel Küçükoğlu
  5. Güverte Onbaşı Temel Yenigün
  6. Makinist Er Mehmet Aslantürk
  7. Güverte Er Enver Karaer
  8. Güverte Er İsmail Yıldız
  9. Makinist Er Halil Ekinci
  10. Güverte Er İlyas Ünal
  11. Güverte Onbaşı Dilşat Çakal
  12. Makinist Onbaşı Cemal Bahar
  13. Makinist Onbaşı Mehmet Çlhoroz
  14. Güverte Er Eyüp Kaçmaz
  15. Makinist Er Hüseyin Gençer
  16. Güverte Er Halil Küçük

Su altı müzesi teklifi

Mimar Kaya Şener'in tasarladığı bir proje, İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz (İMEAK) Bölgeleri Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi'nin 29. Olağan Meclis Toplantısında üyelere "Donanmamızın Batık Denizaltı Gemilerinin Çıkarılması" konulu yapılan sunumda açıklandı. Bu projeye göre, 68 metre derinlikte bulunan Atılay Denizaltısı'nın kıyıya çekilerek, 30 metre derinlikte bir su altı müzesi haline getirilmesi hedefleniyor.[8]

Kabul görmesi halinde; bu projeye göre, deniz altına inecek derin su dalgıçları Atılay Denizaltısını kemerlerle bağlayarak 20 metre genişliğinde, 25 metre yüksekliğinde bir platforma yerleştirecekler. Bu şekilde denizaltı, suyun 30 metre derinliğine kadar çekilerek İzmir sahiline taşınacak. Böylelikle, kıyıda, 30 metre derinlikte bir su altı müzesi oluşturularak turizm cazibe merkezi yaratılabilecek. Aynı zamanda, havasız ortamda bulunmaları nedeniyle bozulmamış olduğu varsayılan şehitlerin cenazelerinin de defnedilmeleri söz konusu olabilecek.

Dünyada bugüne kadar batmış bir denizaltı müze haline getirilmemiş.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na gönderilen bu proje için, platformu taşıyacak vinç ve derin su dalgıçları konusunda destek alınacağı umulmakta. Platformun, 2 milyon YTL'ye mal olacağı hesaplanmış olup kaynak aranmakta.

Toplantıya katılan emekli Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Lütfü Sancar, Dumlupınar ve Atılay denizaltılarının sığ suya çekilip turist ve kendi vatandaşlarımızın dalış ilgi noktası haline gelmesinden memnuniyet duyacağını belirtmiştir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Kamera Arkası[]
  2. ^ a b "Hürriyet, 20.7.2001". 18 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2008. 
  3. ^ Bu kazadan sonra, büyük ses sanatkârı Hamiyet YÜCESES “Gitti de gelmeyiverdi” şarkısını okumuş ve meşhur olmuştur.
  4. ^ "Milliyet Gazetesi 9.6.1995". 5 Temmuz 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2008. 
  5. ^ Selçuk Kolay, Alman Lisesi ve Berlin Teknik Üniversitesi mezunu, endüstri mühendisi. 1977'den bu yana Rahmi M. Koç Müzesi Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışıyor. 1964'ten beri dalıyor. 1975'ten beri buhar çağı gemileri üzerine araştırma yapıyor.
  6. ^ "Hürriyet, 1.1.1999". 13 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2008. 
  7. ^ Yeni Şafak - 6.8.2007
  8. ^ "Turizm Haberleri". 31 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Şubat 2008. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Astsubay</span> silahlı kuvvetlerde subaydan kıdemsiz, er ve erbaşlardan kıdemli olan askerdir.

Astsubay, askerî hiyerarşide subaya yardımcı olarak görevlendirilen asker kişilerdir.

Cep denizaltısı genellikle bir veya iki mürettebatı olan ve güvertesinde yatma yeri olmayan küçük bir denizaltıdır. Cep denizaltıları genellikle ana bir gemi tarafından taşınır bırakılır geri alınır ve yaşam üniteleri için destek alırlardı.

Samsun, Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1907 yılında Fransa'dan satın alınan dört "Durandal" sınıfı muhripten biridir. Gemi, Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı esnasında Osmanlı donanmasında görev yaptı.

USS <i>Nautilus</i> (SSN-571)

USS Nautilus (SSN-571), nükleer enerjiyle çalışan ilk denizaltı gemisi.

<i>U-571</i>

U-571 Jonathan Mostow tarafından yönetilmiştir. Oyuncular Matthew McConaughey, Bill Paxton, Harvey Keitel, Thomas Kretschmann, Jon Bon Jovi, Jack Noseworthy, Will Estes ve Tom Guiry. Filmde bir II. Dünya Savaşı Alman denizaltısı 1942'de Enigma makinesini arayan ve kılık değiştiren Amerikan Deniz Kuvvetleri tarafından ele geçirilir.

<span class="mw-page-title-main">U-20 (Kriegsmarine)</span>

U-20 Kriegsmarine'nin tip IIB hafif tonajlı bir denizaltısıdır. Geminin omurgası, 1 Ağustos 1935'te yapılmaya başlandı. 1 Şubat 1936'da görevlendirildi. II. Dünya Savaşı esnasında, düşman ticaret filosuna karşı operasyonlara başladı. 1,846 tondan ağır 16 gemiyi batırarak çoğuna zarar verdi.

<i>Abdülhamid</i> (denizaltı) warsgoin

Abdülhamid Denizaltısı, Osmanlı Donanması'nın ilk denizaltısıdır. Vickers&Armstrong şirketi tarafından İngiltere'de inşa edilip, parçalar halinde Osmanlı'ya getirilmiş, Taşkızak Tersanesinde monte edilerek denize indirilmiştir (1886). 1888 yılında, Sarayburnu önlerinden dalarak akıntıya karşı ilerlemiş ve Üsküdar önlerinde demirlemiş boş bir gemiyi torpidosunu atıp batırararak yabancı devlet temsilcilerine gösteride bulunmuştur. Böylece Abdülhamid, "hedefe su altında torpido atan ilk denizaltı" olarak tarihe geçmiştir.

HMS <i>E11</i>

HMS E11, Kraliyet Donanması'nın 23 Nisan 1914 tarihinde suya indirilen E sınıfı denizaltısıdır. 1915 yılı Çanakkale deniz harekâtlarındaki en etkili denizaltılardan birisidir. Marmara Denizi'ne yaptığı üç akın seferinde 27'si buhar gücü ile çalışan ve 58'i daha küçük yelkenli tekneler olmak üzere farklı büyüklüklerde 80'den fazla gemiyi batırmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Çanakkale Savaşı'ndaki denizaltı faaliyetleri</span>

Çanakkale Savaşı'ndaki denizaltı faaliyetleri, I. Dünya Savaşı'nın bir parçası olan Çanakkale Savaşı çerçevesinde, çeşitli devletlerin denizaltıları tarafından Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'nde sürdürülen faaliyetlerdir. Esas savaştan önce, Aralık 1914'te başlamış ve Aralık 1915'te sonlanmıştı. İtilaf Devletleri'ne bağlı denizaltıların Çanakkale Boğazı'nı geçerek Marmara Denizi'nde denizaltı operasyonları yapmalarının amacı, Gelibolu'yu savunan Osmanlı kuvvetlerinin lojistik durumunu sarsmak olarak görülür. Bununla birlikte İttifak Devletleri'nin bir üyesi olan Alman İmparatorluğu da Osmanlı'yı desteklemek amacıyla savaş sırasında birtakım denizaltı faaliyetleri yürütmüştü.

HMS <i>E20</i>

HMS E20, E sınıfı denizaltılara mensup, Birleşik Krallık'a ait bir denizaltı. Vickers Limited tarafından inşasına 25 Kasım 1914'te, Barrow-in-Furness'ta başlanıldı ve 30 Ağustos 1915 tarihinde inşası tamamlandı. Çanakkale Savaşı'ndaki denizaltı harekâtlarına katılan E20, 6 Kasım 1915 günü uğradığı torpido saldırı sonucu battı.

HMS <i>E7</i> Birleşik Krallıka ait E sınıf bir denizaltı

HMS E7, E sınıfına mensup, Birleşik Krallık'a ait bir denizaltı. Kraliyet Donanması tarafından inşasına 2 Ekim 1913'te, Chatham Tersanesi'nde başlanıldı ve 14 Mart 1914 tarihinde inşası tamamlandı.

SM <i>UB-14</i> Alman UB I tipi bir denizaltı

SM UB-14, Alman İmparatorluğu'na ait UB I tipi bir denizaltıdır. Bir dönem Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nda da görev yapan denizaltı, bu dönemde SM U-26 adını taşımıştı.

<span class="mw-page-title-main">Heino von Heimburg</span> I. Dünya Savaşı sırasında Alman İmparatorluğu Donanmasında U-Bot komutanı olarak görev yapmış olan bir deniz subayı

Heino von Heimburg, I. Dünya Savaşı sırasında Alman İmparatorluğu Donanması'nda U-Bot komutanı olarak görev yapmış olan bir deniz subayıdır. II. Dünya Savaşı'nda ise Nazi Almanyası Donanması'nda (Kriegsmarine) Koramiral olarak görev yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Saphir (1908 denizaltısı)</span>

Saphir, Fransız Deniz Kuvvetleri'nde görev yapan Émeraude sınıfına ait denizaltıydı. Ekim 1903'te kızağa konuldu, 6 Şubat 1908'de suya indirildi ve 10 Aralık 1910'da inşası tamamlandı. I. Dünya Savaşı sırasında faaliyet gösteren Saphir, Yüzbaşı Henri Fournier komutasında 28 Ocak 1915 günü Çanakkale Boğazı'na girdi. Bir süre sonra geminin seyir pusulasının bozuk olduğu görüldü. Daha sonra kumsala saplanan denizaltı, buradan kurtulduktan sonra Nara Burnu yakınlarındaki Köse Burnu Kalesi'nin 200 metre kadar açığında yüzeye çıktı. Yakınlardaki İsa Reis gambotu ve Nusret mayın gemisi denizaltıya ateş açtı. Denize atlayan 13 denizci söz konusu gemiler tarafında sudan alındı, denizaltıda kalan 14 kişi ise yaşamının yitirdi.

214 sınıfı tipi TCG Piri Reis 2019 yılında havuza çekilen Türk denizaltı. 214 sınıfı denizaltılarından Türk Deniz Kuvvetleri'nde ilki olan gemi Ekim 2015’te kızağa konmuş, 2020 yılında denize indirilmiş, 2022 yılında resmi olarak hizmete girmiş olan denizaltı sınıfıdır. 214 sınıfı havadan bağımsız tahrik sistemine sahip olup, Türk Donanması'ndaki en gelişmiş denizaltılardandır.

<span class="mw-page-title-main">Atlantik Savaşı</span> Deniz Savaşı

Atlantik Savaşı, tarihteki en uzun, en büyük ve en karmaşık deniz savaşı olarak bilinir. Mücadele, II. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle başlamış, Mayıs 1945'teki Alman teslimine kadar sürmüştür. II. Dünya Savaşı'nın ilerleyişine göre savaşa dahil olan ülkeler, deniz muharebelerinden geriye çekilmek durumunda kalan ülkeler olmuştur. Atlantik Savaşı'nın ilk dönemlerinde İngiltere, alman denizaltıları (U-bot) karşısında zorluk yaşamıştır, savaşa ABD'nin katılmasıyla ve teknolojik gelişmelerin muharebe sahasına uygulanmasıyla beraber U-bot saldırıları geriletilmiştir.

<i>Draç</i> (torpido botu) Osmanlı torpido botu

Draç, Osmanlı donanmasına ait 1907'de hizmete giren bir torpido botudur. Balkan Savaşları ile I. Dünya Savaşı'nda görev yapmıştır.

<i>İntibah</i> (mayın gemisi) mayın gemisi

İntibah, Osmanlı İmparatorluğu tarafından I. Dünya Savaşı'nda römorkör ve mayın dökücü olarak kullanılan gemidir. 1886'da Glasgow'da sivil bir römorkör olarak inşa edilen gemi 1912'de Osmanlılar tarafından satın alındı. 1914'te Tersane-i Amire'de mayın dökücüye dönüştürüldü. Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı'nda başta Çanakkale Boğazı'nın mayınlanması olmak üzere mayın dökme, mayın taşıma, kurtarma ve nakliye görevlerinde bulundu. Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi'nden sonra İstanbul'da filonun geri kalanıyla beraber enterne edildi. Kasım 1922'de İstanbul'dan kaçırılarak İzmit'e getirildi ve Ankara Hükûmeti emrine girdi. Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti hizmetine girdi ve adı Uyanık olarak değiştirildi. 1933-34'te Gölcük'te yeniden donatıldı ve adı yeniden İntibah yapıldı. 1936'ya dek İzmir'de, daha sonra yeniden Çanakkale'de mayın gemisi olarak görevlendirildi. 1956'da donanma hizmetinden çıkan gemi Gölcük'e çekildi ve 1958'de sivil kullanım için satıldı. 1959-1964 yılları arasında kargo gemisine dönüştürüldü ve Ararat M Okan adını aldı. 1997 sonunda İtalya'ya kaçak göçmen taşırken yakalanmış, İtalyan hükûmeti tarafından el konulmuş ve Kasım 1998'de açık arttırma ile satılmıştır. Haziran 1999'da Crotone'da söküldü.

<span class="mw-page-title-main">Balilla sınıfı denizaltı</span>

Balilla sınıfı, I.Dünya Savaşı'nın sona ermesinin ardından İtalyan donanması için inşa edilen ilk denizaltılar idi. Bu denizaltılar, İtalya Krallığı'nın Doğu Afrika kolonilerinde bulunan ve Hint Okyanusu'nda çalışmak üzere tasarlanmış, büyük kruvazör denizaltılarıydı. Tasarım çift gövdeli ve Alman Tipi UE 2 U-botlarına dayanıyordu. Bu denizaltılardan biri U-120 İtalyanlara savaş tazminatı olarak verildi. 425 beygir gücü (317 kW) yardımcı dizel motor ekstra jeneratör olarak kuruldu.

STM500, Türkiye merkezli STM tarafından keşif gözetleme, özel kuvvetler harekâtı, denizaltı harbi gibi taktik ihtiyaçlara cevap vermesi için özellikle sığ sular için tasarlanmış 500 ton sınıfında dizel-elektrik atak denizaltısıdır. 18 kişilik mürettebat kapasitesine ek olarak 6 kişilik Özel Kuvvetler ekibi ile birlikte 30 gün açık sularda kalış süresi ve 250 metreyi aşan dalış derinliğine sahiptir. Platform, 4 adet atışa hazır torpido kovanı ile toplamda 8 adet ağır torpido taşıma veya 4 adet ağır torpido ile 4 adet güdümlü füze atış gücüne sahiptir.