Cami, İslam dininin ibadet mekanıdır. Genellikle minaresiz küçük camilere veya bazı kurum ve kuruluşlarda ibadet için ayrılmış ufak mekanlara ise mescit denir.
Türkiye'de mimarlık, Türk mimarisi veya Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisi 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti devletinin toprakları üzerinde süregelen mimarlık sürecini inceler. Türkiye’deki mimarlık uygulamaları belli dönemlerde yaygın olan mimari akımlardan, cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan belli sorunlardan ve çelişkilerden etkilenerek veya onlara tepki olarak oluşmuştur. Bu çelişkilerden başta geleni özellikle cumhuriyetin ilk dönemlerinde gündeme gelen Doğu-Batı ikilemidir. Buna ek olarak ulusal-evrensel, geleneksel-modern veya dindarlık-laiklik gibi ikilemler ve farklı siyasi görüşler de mimarlık uygulamalarının seyrini etkilemiştir. Bu dönemlerin birbirinden kesin olarak ayrılması pek mümkün değildir. Bazı akımlar diğerleri ile iç içe belirli bir zaman dilimine kadar varlığını sürdümüşler; bir dönemin veya ekolün temsilcisi olarak nitelendirilen bazı Türk mimarlar, kariyerlerinin ileriki dönemlerinde daha farklı stillerde de eserler tasarlamışlardır.
Pertevniyal Valide Sultan Camii, Sultan II. Mahmut'un eşi ve Sultan Abdülaziz'in annesi olan Pertevniyal Valide Sultan tarafından yaptırılan cami. Cami 1869-1871 yılları arasında inşa edildi. Planlarını Sarkis Balyan'ın çizdiği, hazırlanmasına Hagop Balyan'ın katıldığı da bilinmektedir. Mimarı Montani'dir. Çizim işlerinde, desinatör Osep çalışmıştır. Uygulama ve şantiye yönetimi için Bedros Kalfa ve duvarcı Ohannes ile dülger kolbaşısı Dimitri görevlendirilmiştir. Caminin, neogotik tasarımıyla klasik camilerden oldukça farklı bir mimarisi vardır. Devlet ileri gelenlerinin, din bilginlerinin, hocaların katılımıyla düzenlenen büyük bir törenle temeli atıldı. Pertevniyal Sultan temel atma töreninini meydanı görebilen bir evin penceresinden izledi. Tek şerefeli iki minaresi, Dolmabahçe Camii'nin minarelerinden daha geniş tutulmuştu. İç mekân bakımından da bu camiden daha genişti. Tek kubbesi yüksek, fakat küçüktür. Neogotik yüzey bezemeleri bu camiye ayrı bir güzellik kazandırır. Aynı bezeme zenginliği ve güzellik caminin iç kısımları için de geçerlidir. Altın yaldızla parlatılan mavi rengin egemen olduğu kalem işi süslemeler, iç mekanı baştan sona süslemektedir. Caminin Aksaray Meydanı'na bakan avlu kapısı, İstanbul'daki camiler için pek alışılmadık ve aynı zamanda da göz kamaştırıcıdır. Bu kapı Osmanlı taş oyma sanatının nadide ürünlerindendir. 1956-59 arasındaki Aksaray Meydanı düzenlenmesi esnasında sebil gibi camiye ait bazı unsurlar kaldırılmış veya yeri değiştirilmiştir. Caminin çevresindeki eserler bir çeşme, bir kütüphane ve Pertevniyal Sultan'ın kendi için yaptırdığı türbeden oluşmaktadır. Kütüphanesi, Süleymaniye Kütüphanesi'ne taşınmıştır. Trafikten en çok etkilenen cami bu camidir. Caminin kahyası Hüseyin Bey cami masrafı olarak 7961 kese 396 kuruş 10 para harcamış; üç ayrı temel çukuruna olmakla 3225 lira temele gömülmüştür.
Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman adına 1551-1557 yılları arasında İstanbul'da Mimar Sinan tarafından inşa edilen camidir.
Behruz Çinici veya tam ismiyle Veli Behruz Çinici, Türk mimar.
Şakirin Camii, İstanbul’un Üsküdar ilçesinde, Karacaahmet Mezarlığı girişinde yer alan; 7 Mayıs 2009 gününde hizmete açılmış camidir.
Teoman Doruk, Türk mimar ve öğretim görevlisi. Türkiye mimarlık tarihinin 1950’li yıllardaki en önemli eserlerinden birisi olan DSİ Genel Müdürlük Binası’nı tasarlamıştır. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanlığı görevini de yürüten Teoman Doruk 12 Eylül Darbesi’nden sonra ABD’ye yerleşmiştir.
DSİ Genel Müdürlük Binası veya Devlet Su İşleri Genel Müdürlük Binası Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne ait olan ve Ankara’da yer alan genel müdürlük binasıdır. Enver Tokay, Behruz Çinici ve Teoman Doruk tarafından tasarlanmıştır.
Altuğ Çinici, Türk mimar. İTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu ve Behruz Çinici’nin eşidir.
Türkiye'de cami mimarisi 1923’te Türkiye devletinin kurulmasıyla başlayan ve günümüze kadar gelen süreçte, Türkiye toprakları üzerinde süregelen camii mimarisi ve bu mimari uygulamalarla ilgili süreçleri inceler.
Hüsrev Tayla Türk mimar. En çok Ankara'da yer alan Kocatepe Camii ve İstanbul'da yer alan Şakirin Camii tasarımlarıyla tanınmıştır.
Fatin Uluengin, Türk mimardır. En çok Ankara'da yer alan Kocatepe Camii tasarımıyla tanınmıştır. Ayrıca Osmanlı mimarisi'nin klasik yapı detayları alanında önemli bir uzmandır.
Can Çinici Türk mimar. Babası Behruz Çinici ile tasarladıkları TBMM Camii Kompleksi yapısı Türkiye mimarlık tarihinde en kayda değer modern camii uygulamalarından birisi olarak kabul edilmektedir.
Osmanlı Camii, Arnavutköy'de bir cami. Horasan şeklinde, 1595 tarihinde yapılmıştır. Mimarı bilinmemektedir. Kilise iken 1991 yılında Anıtlar Genel Müdürlüğünden alınan izne göre cami olarak ibadete açılmıştır. Buraya Rumların yerleşmesiyle birlikte kilise yapıldığı düşünülmektedir.
Muradiye Camii veya Kurşunlu Camii (Xhamia e Plumbit), Arnavutluk Cumhuriyeti'nin Avlonya kentinde bulunmakta olan tarihi bir Osmanlı camii. Camii 1537 ve 1542 yılları arasında Mimar Sinan tarafından I. Süleyman adına inşa edilmiştir. Caminin kubbesi kırmızı kilitli taş ile kapatıldığına rağmen, ismi Kurşunlu Camiî olarak da biliniyor.
Dukaginzâde Mehmet Paşa Camii veya Adliye Camii, Suriye Cumhuriyeti'nin Halep kenti içinde bulunmakta olan tarihi bir Osmanlı dinî yapı topluluğu (külliye).
Bu liste; Ankara'daki camiler hakkında bir listedir.
Hüsrev Paşa Camii, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yer alan tarihî bir camidir. Aynı ada sahip mahallede yer almaktadır. Divane Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Evliya Çelebi, 1655'te geldiği Diyarbakır'ın eserlerini anlatırken Hüsrev Paşa Camii'nin Mardin Kapısı yakınında kalabalık cemaate sahip "şirin" bir ibadet yeri olduğunu belirtmiştir.
Bürüngüz Camii, Türkiye'nin Kayseri şehrinde yer alan bir camidir. Melikgazi ilçesindeki Cumhuriyet Meydanı'nda konumlanmaktadır.
"Büyük cami" anlamına gelen Kalon veya Kalan Camii, Özbekistan'daki Buhara'nın eski ana camisidir. 1924 yılında ibadete kapatıldı. UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak listelenen şehrin tüm tarihi merkezi gibi, 16. yüzyılın başlarında Şeybanîlerin hükümdarlığı döneminde 12. yüzyıldan kalma eski bir caminin bulunduğu yere inşa edildi. On iki bin kişi kapasiteliydi. Semerkant'taki Bibi Hanım Camii'nden (1399-1404) sonra en önemli Mâverâünnehir camisidir. Mir-i Arab Medresesi'nin karşısındadır. UNESCO tarafından restore edilmiştir.