Tıp, bir hastaya bakma, teşhis, prognoz, önleme, tedavi, yaralanma veya hastalıklarının palyasyonunu yönetme ve sağlığını geliştirme bilimi ve uygulamasıdır. Tıp, hastalıkların önlenmesi ve tedavisi yoluyla sağlığı korumak ve iyileştirmek için geliştirilen çeşitli sağlık uygulamalarını kapsar. Çağdaş tıp, yaralanma ve hastalıkları teşhis etmek, tedavi etmek ve önlemek için biyomedikal bilimleri, biyomedikal araştırmaları, genetiği ve tıbbi teknolojiyi, tipik olarak farmasötikler veya cerrahi yoluyla, ancak aynı zamanda psikoterapi, harici ateller ve traksiyon, tıbbi cihazlar, biyolojikler ve iyonlaştırıcı radyasyon gibi çeşitli tedaviler yoluyla uygular.
Kalın bağırsak kanseri veya kolorektal kanser kalın bağırsak, rektum ve apandiste görülen kanserli büyümeleri kapsar. Batı dünyasında en sık rastlanan üçüncü kanser tipi ve ölüme yol açan kanserler arasında ikinci sıradadır. Çoğunlukla kalın bağırsakta meydana gelen adenom poliplerden ortaya çıkar.
Glokom, göziçi sıvısının iyi boşalmaması yüzünden göz tansiyonunun artması.
Radyoterapi, iyonlaştırıcı ışın kullanarak kanser hastalığının tedavisidir. Hedef, tümör dokusunu komşu sağlıklı dokuları koruyarak yok edilmesidir. Bu konu ile ilgili anabilim dalına Radyasyon Onkolojisi adı verilir. İyonlaştırıcı ışınların biyolojik etkilerini Radyobiyoloji bilim dalı inceler. Radyoterapi kanser tedavisinde tek başına ya da cerrahi ve/veya kemoterapi ile birlikte kullanılabilir. Cerrahi tedavi ile benzer sonuçlar elde edilen hastalıklarda, organın koruyucu yaklaşım prensibi ile organ kaybı ve ilişkili fonksiyon kaybını önlediğinden tercih edilebilen tedavi yöntemidir.
Hastalık, bir organizmanın tamamının veya bir kısmının yapısını veya işlevini olumsuz yönde etkileyen ve hemen herhangi bir dış yaralanmaya bağlı olmayan belirli bir anormal durumdur. Hastalıklar genellikle belirli belirti ve semptomlarla ilişkili tıbbi durumlar olarak bilinir. Bir hastalığa patojenler gibi dış faktörler veya iç işlev bozuklukları neden olabilir. Örneğin, bağışıklık sisteminin dahili işlev bozuklukları, çeşitli bağışıklık yetmezliği, aşırı duyarlılık, alerjiler ve otoimmün bozukluklar dahil olmak üzere çeşitli farklı hastalıklara neden olabilir.
Aile hekimliği, bir tıp disiplinidir. Diğer tıp branşları gibi kendine özgü bir eğitimi, uygulaması ve araştırma konuları bulunan, dahili tıp bilimleri içinde değerlendirilebilinen klinik bir branştır. Çocuk, genç ve yaşlı tüm bireylere hem koruyucu hem de tedavi edici sağlık hizmetleri sunan bir tıp uzmanlık dalıdır.
Kemoterapi, "ilaçla (Sitotoksik) tedavi" anlamına gelmekle birlikte, daha çok kanser hücrelerini etkileyen kanser ilaçları kullanılarak yapılan tedavi için kullanılan terimdir. Bunun için kullanılan ilaçlara "antikanser" ilaçlar da denmektedir. Kemoterapi tedavisinde tek başına "antikanser" ilaçlar veya cerrahi ve radyoterapi ile birlikte uygulanabilir.
Tedavi (Sağaltım). Sağlığı bozulmuş olan bireyi sağlıklı duruma kavuşturma amacıyla yapılan tıbbi işlemler bütünüdür. Tanı, anamnez ve fizik muayeneden sonra yapılır. Tedavi doğal, spor, ilaç, tıbbi cihaz, tıbbi test, tıbbi görüntüleme, ameliyat ve farklı tıbbi prosedürlerle yapılabilir. Özel tedavi şekillerine terapi adı verilmektedir. Tek başına ruhsal yolla tedavi şekline de terapi denilmektedir. Hastalık tedavisi evde, doğada, hastane, sağlık ocağı ve başka yerlerde yapılır.
Hemşirelik; birey, aile ve toplumun sağlığını koruma ve geliştirmeye odaklanan, ideal sağlık düzeyine ve yaşam kalitesine ulaştırmayı hedefleyen bir sağlık profesyoneli'dir.
Prognoz ya da öngörü, bir hastalığın seyri hakkında tahmini ve iyileşme şansı olup olmadığı anlamında kullanılan tıbbi bir terimdir. Günümüz tıbbında doktorlar bir hastanın tedaviye nasıl cevap vereceğinin yöntemlerini araştırmaktadır. Belirtiler ve testler standart terapiler ile olumlu bir tedavi olduğunu gösterebilir. Benzer şekilde bazı belirtiler, sağlık faktörleri ve testler standart tedavi ile başarılı olunamadığını ve farklı bir tedavi planı gerektiğini gösterebilir.
Kortikosteroid, böbrek üstü bezlerinde salgılanan bir steroid hormon türü ve bu hormonların sentetik analoglarına verilen addır. Glukokortikoid olan kortizon ile hidrokortizon kan şekeri seviyesi ve inflamasyon tepkisinde, mineralokortikoid olan aldosteron ise böbrek borucukları düzeyinde, su ve sodyumun geri emilimini ve potasyumun atılımını kolaylaştırarak su mineral dengesinde rol oynarlar.
Katatoni, psikomotor belirtilerle karakterize bir klinik tablo. İlk kez 1874 yılında, Karl Ludwig Kahlbaum tarafından tanımlanmıştır. Psikiyatrik bozukluklar dışında başka çeşitli tıbbi nedenlerle de ortaya çıkabilir.
Tedavinin, önlenebilir, hastaya belirgin veya belli olmayan zararlar veren yan etkilerine tıbbi hata denir. Tıbbi hata, hastalığın, sakatlığın, sendromun, davranışın, enfeksiyonun veya diğer hastalık durumlarının, eksik veya yanlış tanı ya da tedavilerini kapsar. Dünya çapında 1990 yılında 94,000 insan, 2013 yılında 142,000 insan tedavinin yan etkileri yüzünden ölmüştür.
Sedasyon, sedatif ilaçlarla hastanın tüm reflekslerinin korunarak, derinliği kontrollü olarak ayarlanabilen uyku hali. Anestezi uzmanı tarafından uygulanan bir yöntemdir.
Dispanser, ayakta tedavisi yapılabilecek durumdaki hastaların, ufak çapta tedavi edilerek, karşılığında ücret talep edilmeyen veya az ücret alınan bakım evi. Hastaneden başlıca farkı, dispanserlerde yatak bulunmaması hastaların yatmadan teşhis ve tedavi edilmeleridir. Gerekirse kan, idrar tahlili, aşı yapılır, röntgen filmi çekilir. Dispanserler, devlet dispanserleri, özel üniversiteler, dernekler, sigorta şirketleri tarafından ücretli veya ücretsiz olarak işletilirler. Geçmişte dini organizasyon ve gönüllüler tarafından verilen hasta hizmetleri günümüzde doktor, cerrah, hemşire, ebe, eczacı gibi sağlık profesyonelleri tarafından verilmektedir.
Semptomatik tedavi, hastalığı tam olarak tedavi etmeden hastalık belirtilerini ve bulgularını yani etiyolojisini ortadan kaldırmaya yönelik her türlü tıbbi tedavi.
Ampirik tedavi. Bir hastalığın sebebi, etkileri ve seyri hakkında yeterli bilgi sahibi olunmadan; hastaya, ilgili hastalıktaki ve ilgili hastadaki etkinliği tam olarak bilinmeyen çeşitli ilaçlar, otlar veya karışımlar vermeye ya da girişimlerde bulunmaya ampirik tedavi denir. Bazen tıp insanlarınca da kullanılır, örneğin etkeni henüz belirlenememiş pnömoni olgularında geniş spektrumlu antibiyotik kullanımı gibi.
Iatrogenesis, sağlık meslek mensupları gibi hareket eden ya da sağlık için yararlı olduğunu savunduğu ürün veya hizmet tanıtımı üstlenen bir veya daha fazla kişinin herhangi bir faaliyetinden kaynaklanan, etkilenen kişide desteklemeyen etkiler oluşturan olgulardır.
Tıbbi anlamda 'komplikasyon' terimi, bir rahatsızlığın, hastalığın veya tıbbi tedavi işleminin ön görülebilen istenmeyen etkileridir. Komplikasyonlar bir hastalığın gidişatını kötü yönde etkiler. Komplikasyonlar mevcut hastalığın ağırlaşması veya diğer organ sistemlerini etkileyen yeni şikayet ve bulguların ortaya çıkması olarak görülebilir. Altta yatan hastalıkla birlikte komplikasyonlar yeni hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olabilirler. Ayrıca uygulanan tedavilere de bağlı komplikasyonlar ortaya çıkabilir.
Sülük tedavisi (Hirudoterapi), tıbbi sülüklerin kullanıldığı eski bir tıbbi tedavi yöntemidir. Bu tedavi, sülüklerin kan emerken salgıladıkları çeşitli biyokimyasal maddeler aracılığıyla hastalıkları hafifletmeyi amaçlar. Sülüklerin ısırdığı bölgeden kan emmesi, lokal dolaşımı artırır, antikoagülan etkiler gösterir ve bazı inflamatuvar hastalıkların semptomlarını azaltabilir. Sülük tedavisi, binlerce yıldır kullanılan bir yöntem olup, modern tıpta bazı durumlarda alternatif veya tamamlayıcı tedavi olarak kullanılmaktadır.