İçeriğe atla

Türkiye Levantenleri

Türkiye Levantenleri terimi, özellikle Tanzimat sonrası ticaretle uğraşmak maksadıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun kıyı şehirlerine başta Fransızlar ve İtalyanlar olmak üzere yerleşen Avrupalıların soyundan gelip, günümüzde Türkiye'de yaşayan Levantenleri ifade eder. Türkiye'deki tahmini nüfusları bin civarındadır.[1] Kültürel olarak en yoğun hissedildikleri yer olan İzmir dışında başta İstanbul ve Mersin olmak üzere kıyı şehirlerinde bulunurlar.

Köken bilimi ve anlam

Levanten kelimesi, Fransızcadan gelen "Levant" kelimesinden türemiştir. Anlamı "Levantlı" dır. Levant ise Fransızca "doğmak" anlamına gelen "lever" kelimesinden türemiştir. Günümüzde daha çok Suriye, Lübnan, Ürdün ve İsrail için kullanılsa da, eskiden anlamı "İtalya'nın doğusundaki Akdeniz"[2] olarak daha geniş bir coğrafyayı belirtiyordu. Levanten tabiri bu ikinci tanımı baz alır.

Levant kelimesinin anlamca zamanla daralmasının aksine, Levanten kelimesi zamanla geçtikçe genişlemiştir. Anlamca, doğu Akdeniz limanlarının, bir anlamda da hem Bizans, hem Osmanlı döneminde yerli halktan ziyade İtalyan, Katalan, Fransız gibi batı Akdenizlilerin kastedildiğini, 18. ve 19. yüzyıllarda ise bu kelimenin Orta ve Kuzey Avrupa’dan gelerek yerleşen yabancıları da kapsadığını belirtmektedir.[3]

Tarih

İstanbul'daki Ceneviz mirasının en önemli simgesi, Galata Kulesi

Ön Levantenler

Tüm Akdeniz'in tek bir devlet olduğu Roma İmparatorluğunun parçalanması sonrası, Latin ekolünü koruyan Batı ile Yunanlaşan Doğu arasında başta din olmak üzere kültürel farklılıklar derinleşmiştir. Ortaylının deyimiyle ilk Levantenler olan Batı Akdenizliler içinde, öncelikli olanlar Bizans İmparatorluğu ile deniz ve ticaret alanlarında iş birliği yapan Cenevizlilerdir. Ön levantenler denmesinin sebebi, bazı tanımlar içinde karşımıza çıkan Osmanlı ifadesidir. Redhouse levanten'i şu şekilde tanımlar; “Memalik-i Osmaniyye’de doğmuş, büyümüş Frenk adamı.[3]

Ön Levantenler döneminin ikinci grubu, yine bir Kuzey İtalya kökenli başka bir devlet olan Venedik'tir. Bu dönemde Bizans küçülerek gerileme dönemine girerken, Osmanlı yükselme dönemine girmiştir. Venedik, Bizans dönemin de özellikle İstanbul-Galata'da (Konstantinopolis balyosu) etkili olmaya başlamışsa da, Osmanlı dönemi daha önemlidir. Venedik ve Osmanlı devletleri, Bizans-Ceneviz ittifakına karşı yakınlaşmışlardır.

Türkiye için konuşursak, Cenevizlilerin başta Karadeniz kıyıları olmak üzere, daha çok Ege adalarında varlık gösteren Venedik'in aksine Anadolu'da daha etkili olduğu söylenebilir. Başkent Konstantinopolis-İstanbul'da varlığı olan Venedik ve Ceneviz Cumhuriyetlerinin dışında başka küçük İtalyan deniz cumhuriyetleri de vardır. Ayrıca, Ön-Levanten toplumları için Haçlı Seferlerininde etkili olduğu söylenebilir.

Kapitülasyonlar ve tanzimat

Fransa-Osmanlı ittifakı ile Levant'ın kapıları Fransız tüccarlara aralanır. Kapitülasyon hakları ve can güvenliği devlet koruması altına alınan Fransızlar ülkeye gelmeye başlar. Tanzimat ve diğer Batı Avrupalı devletleri de kapsayacak şekilde genişletilen kapitülasyonlar sonucu Osmanlı dışarıdan ham madde arayan Avrupalılar için daha da cazip olur ve asıl Levantenler bu dönemde ticaretle uğraşmak için kıyı kentlerine gelirler. Levantenlerin zenginleşmesindeki başlıca faktör, Osmanlı devletinde yaşayıp Osmanlı vatandaşı sayılmamalarıdır. Bu yüzden ne askerlik hizmetine ne de vergi sistemine dahil olmuyorlardı.[4] Buna karşın Osmanlı topraklarında sanayileşmenin ve Batı Sanatının tanıtılması için öncü olmuşlardır.

Türk Kurtuluş Savaşı ve cumhuriyet dönemi

I. Dünya Savaşında Fransa, İngiltere ve İtalya ile karşı bloklarda yer alan Osmanlı devleti, yenilgi sonrası Sevr Antlaşması ile Ege ve Akdeniz kıyıları başta olmak üzere işgale uğradı. Levantenleri içinde önemli bir bölümünü Fransız, İngiliz ve İtalyan kökenliler oluşturduğu için Levantenler işgalcilerle iş birliği içinde sayıldı. Kurtuluş Savaşı sonrası, İzmir için özellikle İzmir Yangını sonrası birçok Levanten ülkeyi terk etti. Düzen sağlandıktan sonra tekrar ülkeye geri gelenler de olmuştur.

Avrupa pazarları ile Osmanlı üreticileri arasındaki esas ara tacir olan Levantenlerin ve Rumların ülkeyi terk etmesiyle, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde büyük bir ihracat sıkıntısı yaşandı. Ürünler üreticilerin elinde kaldı. Buna karşın yine de ticaretin bu tekelin kırılması için bu azınlıkların ticari imtiazları kaldırıldı .

Dağılım

İstanbul

İstanbul'da yaşayan Levantenler (Haritada Avrupalılar), Beyoğlu ve Şişli bölgelerinde gösterilmekte

Osmanlı döneminde, Levanten nüfus öncelikle Pera ve Galata çevrelerinde yaşamaya başladı. 19. yüzyılda ise 14.000 kişiye ulaşarak en kalabalık dönemini yaşadı.[3]

İzmir

İzmir'deki Levanten nüfus 19. yüzyılda farkı kaynaklarda 16-25 bin arasından gösterilir ve Levantenlerin, toplam şehir nüfusunun en az %8, en çok %17 denk geldiği belirtilir.[5]

Mersin

Amerikan İç Savaşı sırasında sanayileşmiş Birleşik Devletleri ve Batı Avrupa'nın pamuk ihtiyacı Birleşik Devletler ile savaşan Konfedere Devletleri tarafından karşılanamamıştır. bu dönemde Çukurova, Amerika kökenli bir ürün olan pamuğun yeni yeni yetiştirilmesiyle cazip bir merkez olarak öne çıktı. Bölgenin en önemli limanına sahip Mersin, Levanten nüfusu kendine çekti. Özellikle 19. yüzyıl ikinci yarısında Mersin'e yerleşmeye başlayan Avrupalı girişimciler daha sonra Frenk mahallesi olarak adlandırılacak bölgede yerleştiler. Osmanlı dönemine ilişkin nüfus verileri şu şekildedir;[6]

  • 1879 yılında Mersin kasabasında 625 Müslüman, 147 Rum, 37 Ermeni ve 50 Katolik’in yaşadığı belirtilmiştir.
  • 1891 yılında Mersin’in nüfusu 5000 Müslüman, 2700 Rum Ortodoks, 860 Ermeni, 260'tan fazla Latin Katolik.

Mersin'e yerleşen ve günümüzde hala burada ikamet eden Levanten aileleri şunlardır: Levante, Montavani, Babini, Brecotti, Şaşati, Vitel, Talhuz, Antoine-Mirzan, Nadir, Rexya, Soysal, Hisarlı, Kokaz, Daniel, Kokalakis, Yalnız.[6] Levantenlerce yaptırılmış hanlar ve konaklar, günümüzde Mersin'de hala görülebilir. Mersin Katolik Kilisesi de hala faaliyettedir. Fakat Katolik cemaatin bir kısmı Maruniler gibi Avrupalı olmayan, yani asıl Levanten olmayan toplumlardandır.

Kültür

Din

Rumlar ve Ermeniler gibi homojen bir yapıya sahip olmadıkları ve resmiyette azınlık olarak tanınmadıkları için Türkiye'de Levanten okulları ya da kiliseleri yoktur. Levanten Kiliseleri farklı adlarla anılır; alt kimlik-mezhep (Alman Protestan Kilisesi), yer-mezhep (İzmir Baptist Kilisesi) gibi. Levanten adı kullanılmaz ama İzmir'de halk arasında bazen Levanten Kilisesi tabiri kullanılır.

Kiliseler

Eğitim

Mevcut okullar Fransız ve İtalyan gibi alt-Levanten kimlikleri üzerinden eğitim verir. Bu gruba daha sonradan Levantenleşen Almanları da göz önüne alarak, Alman ve Avusturya okulları da eklenebilir. Fakat özel okul statüsündeki bu okullarda aynı zamanda yoğun olarak Türk başta olmak üzere diğer farklı etnik gruplardan öğrenciler de vardır. Bu okulların özellikle İstanbul ve İzmir'de faaliyettedir.

Okullar

Kaynakça

  1. ^ Levanten kültürü turizme açılıyor 30 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. haberler.com (12.08.2013)
  2. ^ www.etymoline.com 10 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (13.08.2013)
  3. ^ a b c Levanten kavramı ve Levantenler üzerine bir inceleme 19 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Raziye OBAN (ÇAKICIOĞLU)-Türkiyat Araştırmaları Dergisi(12.08.2013)
  4. ^ Atatürk döneminde Maliye Politikaları 18 Nisan 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Maliye Bakanlığı
  5. ^ The Image of the Levantines as Portrayed in the late 19th Century Travel Literature 23 Nisan 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Achilleas Chatziconstantinou (12.08.2013)
  6. ^ a b Mersin Levanten binaları üzerine bir inceleme 12 Ağustos 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Çukuova Üniversitesi Yüksek Lisan Tezi, Gülizar AÇIK GÜNEŞ(28.08.2013)

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İstiklal Caddesi</span> Beyoğlunda bir cadde

İstiklal Caddesi, İstanbul'un Beyoğlu ilçesindeki Tünel Meydanı ile Taksim Meydanı arasında yer alan popüler bir caddedir. 19. yüzyılın sonlarından günümüze dek Türkiye'nin en popüler caddesi olma ünvanını koruyan cadde, 1,4 km uzunluğundadır. Orta noktası Galatasaray Lisesi'nin yanından geçen Yeniçarşı Caddesi'nin caddeyi kestiği ve 50. Yıl Anıtı'nın bulunduğu yer kabul edilir. Ortalama olarak 74 metre yükseklikte yer alan İstiklal Caddesi idari olarak 9 ayrı mahalleyi kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Ceneviz Cumhuriyeti</span>

Cenova Cumhuriyeti veya kısaca Cenevizliler, 1005 yılından 1797 yılına kadar İtalya Yarımadası'nın kuzey batısında, Ligurya olarak bilinen bölgede, bugünkü Cenova merkezli olarak hüküm sürmüş bir denizci cumhuriyeti. 1100 yılına kadar bir şehir devleti olarak varlığını sürdürmüş devlet, büyüyerek ve güçlenerek Avrupa'da önemli bir konuma gelmiş, Venedik Cumhuriyeti'nin büyük bir rakibi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Mora Yarımadası</span>

Peloponez veya Mora Yarımadası, bugünkü Yunanistan'ın güneyinde, ülkenin bir kısmını oluşturan, Avrupa kıtasına bağlı olan ve Ege Denizi'nde bulunan yarımadadır. Adanın ismi Yunancada Peloponnesos (Πελοπόννησος) 'tur. Bu isim Yunancada Pelops'un Adası anlamına gelmektedir. Günümüzde Mora'nın kuzeybatı kesimi Batı Yunanistan bölgesine dahil edilmiştir. Resmi yüzölçümü toplam 15,511 m², bütün yarımada ise toplamda 21,550 m²'dir. Buna göre Mora, Yunanistan'ın Orta Makedonya ve Orta Yunanistan bölgelerinden sonra en geniş arazi yapısına sahip üçüncü bölgesidir.

<span class="mw-page-title-main">Venedik Cumhuriyeti</span> 7. yüzyıl ile 18. yüzyıl arasında İtalya Yarımadasında bugünkü Venedik kenti civarında hüküm sürmüş olan bir kent-devleti ve deniz cumhuriyeti

Venedik Cumhuriyeti, 7. yüzyıl ile 18. yüzyıl arasında İtalya Yarımadası'nda bugünkü Venedik kenti civarında hüküm sürmüş olan bir kent-devleti ve deniz cumhuriyetiydi. Genellikle "En sükunetli" anlamına gelen Serenissima sözcüğüyle anılırdı. MS 697'den MS 1797'ye kadar hüküm sürdü. Müreffeh Venedik şehrinin lagün toplulukları üzerinde yoğunlaşan cumhuriyet, Orta Çağ'da bir ticaret gücü haline geldi ve Rönesans'ta bu konumunu güçlendirdi.

<span class="mw-page-title-main">Levantenler</span> Osmanlı Devleti içinde yaşamış ve ticaretle uğraşmış Hristiyan azınlık

Levanten ya da argo tabiri ile Tatlısu Frenki, Osmanlı Devleti içinde özellikle Tanzimat sonrasında büyük liman kentlerinde yoğunlaşan ve ticaretle uğraşan Hristiyanları tanımlamak için kullanılır. En dar tanım olarak da; şu anki Doğu Akdeniz'e kıyısı olan devletlerde yaşayan Osmanlı döneminde yerleşmiş, Fransız-İtalyan kökenli Katoliklerdir. Yerel Hristiyan nüfusundan farklıdırlar.

<span class="mw-page-title-main">Karaköy</span> Beyoğlu, İstanbulda bir semt

Karaköy, İstanbul ilinin Beyoğlu ilçesine bağlı semt. Bankaları ve iş hanlarıyla ünlü en eski ticaret merkezlerinden biridir. Eski Galata semtinin modern adıdır. Tarih boyunca bir liman ve ticaret merkezi olma özelliğiyle ön plana çıkmıştır. Boğaziçi'nin Avrupa tarafında Haliç'in ağzında yer alır. Karaköy, şehrin çok tarihsel bölgelerinden ve en eskilerinden biridir. 19. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı Devleti'nin finans merkezi haline gelmişti. Bugün ise, önemli bir ticaret ve ulaşım merkezidir.

<span class="mw-page-title-main">Ancona</span> Ancona iline bağlı komün (Marche, İtalya)

Ancona veya Ankona, İtalya'nin merkezi Marche bölgesinin ve ayni adli Ancona ili merkezi olan Adriyatik Denizi kıyısında 100.861 nüfuslu bir liman kentidir. Ancona, Adriyatik Denizi'nin en büyük ticaret limanıdır ve gemi yapım tersaneleri bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Dördüncü Haçlı Seferi</span> Bizans başkenti Konstantinopolisin ele geçirilip yağmalanmasıyla sonuçlanan Haçlı seferi (1204)

Dördüncü Haçlı Seferi, 1202-1204 yılları arasında gerçekleşen ve Papa III. Innocentius tarafından çağrılan bir Latin Hristiyan Haçlı seferiydi. Seferin amacı, öncelikle Mısır'a hakim olan güçlü Eyyûbî Sultanlığı'nı yenerek Müslümanların kontrolündeki Kudüs şehrini yeniden ele geçirmekti. Ancak, bir dizi ekonomik ve siyasi olay; Haçlı ordusunun başlangıçta planlandığı gibi Mısır'ı fethetmek yerine, 1202'de Zara'yı kuşatması ve 1204'te Konstantinopolis'i yağmalamasıyla sonuçlandı. Bu durum, Frankokrasi ya da Yunancada "Frankların yönetimi" olarak bilinen bir döneme yol açtı. Bu dönem, Bizanslılar tarafından Partitio terrarum imperii Romaniae olarak adlandırılır ve Bizans İmparatorluğu'nun Haçlı ve Venedikli müttefikleri tarafından bölünmesini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Levant</span> Akdenizin doğu sahillerinde bulunan coğrafi bölge

Levant, Akdeniz'in doğu sahillerinde bulunan geniş bir araziyi tanımlamak için kullanılan, sınırları kesin olmayan, coğrafî, tarihî ve kültürel bir adlandırma. Genel olarak tarih süreci içerisinde Toros Dağları'nın güneyinde,Orta Doğu'da geniş bir alanı belirtmektedir. Batısında Akdeniz, güneyinde Arabistan Çölü ve doğusunda Mezopotamya ile sınırlanmıştır. Levant Kafkasya Dağları'nı, Arap Yarımadası'nın belirli bir parçasını ve -her ne kadar kimi kaynaklarda Kilikya dahil edilse de- Hatay ili haricinde Anadolu'yu içermez. Sina Yarımadası, Levant ile Mısır arasında bir kara köprüsü oluşturduğundan dışarıda tutulabilir. Zamanla Levant insanı ve kültürü Sina ve Nil Nehri arasındaki bölgeye egemen olmuş olsa da, bu bölge coğrafi Levant'ı tam olarak karşılamaz.

<span class="mw-page-title-main">Arnavutluk Katolik Kilisesi</span> Romaya bağlı Doğu kökenli kilise

Arnavutluk Katolik Kilisesi, Papa'nın ruhanî önderliğindeki ve Vatikan merkezli ökumenik Dünya Katolik Kilisesi'nin alt bölümlerinden birisidir.

<span class="mw-page-title-main">İtalya tarihi</span>

İtalya tarihi, İtalya yarımadasında yaşayan halkların antik çağlardan başlayarak günümüze kadar ulaşan tarihini kapsar.

<span class="mw-page-title-main">VIII. İoannis</span>

VIII. İoannis Paleologos, VIII. İoannis 1416'da babası imparatorluk görevine başlarken ortak imparator olarak ilan edilmiş; 1425 ile 1448 arasında, tek Bizans imparatoru olarak hüküm sürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Ragusa Cumhuriyeti</span>

Ragusa Cumhuriyeti. 14. yüzyılın başlarında bugünkü Hırvatistan'ın Dalmaçya kıyısındaki Dubrovnik şehrinde kurulmuş ve 1808 yılında I. Napolyon döneminde Fransız ordularınca zaptedilinceye dek Osmanlı Devleti'nin himayesinde varlığını sürdüren şehir devleti. Tamamen ticaretle uğraşan bu devlet dönem dönem Adriyatik Denizi'nde ve Akdeniz'de Venedik Cumhuriyeti ile rekabete girecek ölçüde gelişmiş, ancak Akdeniz ticaretinin 16. yüzyıldan itibaren Atlantik ticareti karşısında gerilemeye başlamasıyla zenginliğini ve önemini yitirmeye başlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Otranto Seferi</span> Osmanlı seferi

Otranto Seferi, 1480 yılında Osmanlıların, İtalya yarımadasına çıkmasıyla başlayıp Fatih Sultan Mehmet'in ölmesiyle 1481 yılında bitirilen sefer.

<span class="mw-page-title-main">İzmir Levanten köşkleri</span>

İzmir Levanten köşkleri, İzmir'de 19. yüzyılda, özellikle Bornova ve Buca, birkaçı da Karşıyaka ve Bayraklı günümüz metropol ilçelerinde, şehrin Levanten toplumu tarafından inşa edilmiş ve özellikleri itibarıyla dönemin Osmanlı ve Rum mimarisine ait yapılarından farklılıklar arzeden yaklaşık otuz kadar köşke verilen toplu tanım.

<span class="mw-page-title-main">Güney Avrupa</span> Avrupanın yön bakımından aşağı (güneyinde) yer alan harita yönü

Güney Avrupa, "Avrupa'nın güneyinde yer alan tüm ülkeleri" belirtmek amacıyla kullanılan bir terim. Bunun yanı sıra, kavram zaman içinde farklı politik, dilbilimsel ve kültürel anlamlar da kazanmıştır. Çoğu Güney Avrupa ülkesinin Akdeniz'e sınırı vardır.

<span class="mw-page-title-main">V. Paulus</span> Papa

Papa V. Paulus, asıl adı Camillo Borghese, 16 Mayıs 1605 – 28 Ocak 1621 döneminde papa.

<span class="mw-page-title-main">Sent Antuan Latin Katolik Kilisesi</span> Mersinde tarihî kilise

Sent Antuan Latin Katolik Kilisesi veya Aziz Antuan Katedrali, Mersin'de tarihî Roma Katolik kilisesidir. 1840 yılında Lübnanlı Hristiyanların Dürzüler tarafından katledilmelerinden dolayı Osmanlı dönemindeki Mersin'e Maruniler yerleşti. Kilisenin inşa etme kararı 1853'te verildi ve Mayıs 1854'te rahip Antonio Mersin'e yerleşti. 18 Eylül 1855 tarihinde Osmanlı padişahı Abdülmecid'in fermanı ile Mersin Katolik Kilisesi inşa edildi. Yanında bir Kapusenler manastır okulu da inşa edilmiştir ve 1898 yılında tamamlanmıştır ancak okula 1923 yılında devlet tarafından el konulmuştur ve 1944 yılında Mersin Üçocak İlkokulu'na çevrilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Leonardo Loredan</span> 75. Venedik doçesi

.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de Katolik Kilisesi</span> Katolik Kilisesinin Türkiyedeki rolü

Türkiye'de Katolik Kilisesi, Papa'nın manevi liderliği ve Papa'ya sunulan Roma'daki curia'nın kanonik liderliği altındaki dünya çapındaki Katolik Kilisesi'nin bir parçasıdır.