İçeriğe atla

Türkiye Ermenileri

Kontrol Edilmiş
Türkiye Ermenileri
Թրքահայեր
Toplam nüfus
40.000–76.000[1] (Hemşinliler hariç)
Önemli nüfusa sahip bölgeler
Hatay (Vakıflı ve İskenderun), İstanbul
Diller
Türkçe (çoğu) Ermenice (azı)
Din

Türkiye Ermenileri (ErmeniceԹրքահայեր T’urk’ahayer), Türkiye sınırları içinde yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan etnik azınlıktır. 1914-1921 yılları arasında 2 milyondan fazla olan Ermeni nüfusunun, günümüzde 40.000 ila 76.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir.[2][3] Bugün Türkiye Ermenilerinin ezici çoğunluğu İstanbul'da yaşamaktadır. Kendi gazetelerini, kiliselerini ve okullarını desteklemektedirler ve çoğunluğu Ermeni Apostolik inancına mensuptur ve Türkiye'deki Ermenilerin azınlığı Ermeni Katolik Kilisesi'ne veya Ermeni Evanjelik Kilisesi'ne mensuptur. Dört bin yıldan fazla bir süredir tarihi anavatanlarında yaşadıkları için Ermeni Diasporası'nın bir parçası olarak görülmemektedirler.[4][5][6]

1915'teki Ermeni Kırımı'na kadar, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Ermeni nüfusunun çoğu, Ermenilerin Batı Ermenistan olarak adlandırdığı, ülkenin doğu bölgelerinde (günümüzde Doğu Anadolu Bölgesi) yaşıyordu. Kırımdan sonra ülke dışına göçler arttı ve Türkiye Ermenilerinin nüfusu azaldı.[7]

Ermeniler, Yahudiler, Rumlar[8][9][10] ve Bulgarlarla birlikte Türkiye'de resmî olarak tanınan dört etnik azınlıktan biridir.[11][12][13] Türk vatandaşı olan yerel etnik Ermenilerin yanı sıra, İstanbul'da Ermenistan'dan yeni göç etmiş birçok kişi de bulunmaktadır.[14] Ayrıca, on yıllar ya da yüzyıllar önce Müslümanlaştırıldıktan sonra son zamanlarda Ermeni kökenlerine dayanarak kendilerini Ermeni olarak tanımlamaya başlayan, resmî olarak Müslüman olan bilinmeyen sayıda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da bulunmaktadır.[15] Bu kişiler Kripto Ermeniler olarak adlandırılmaktadır.

Tarihçe

Bugün Türkiye'de yaşayan Ermeniler, Anadolu Selçuklu Devleti'nın kurulmasından çok önce, binlerce yıldır var olan çok daha büyük bir topluluğun kalıntılarıdır. Birinci Dünya Savaşı'ndan önceki on yılda Osmanlı İmparatorluğu'nun Ermeni vatandaşlarının sayısına ilişkin tahminler 1,3 ile 3 milyon arasında değişmektedir.

Konstantinopolis, Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olduğunda, Sultan tarafından Apostolik Kilisesi'ne mali destek verildi, böylece şehirde kiliseler inşa edebildi, daha önce Bizanslılar, kiliseyi sapkın olarak gördükleri için reddetmişlerdi. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Ermeniler ayrı bir millet olarak görüldü ve ikinci sınıf vatandaş statüsü verildi, ancak imparatorluk tarihinin ilerleyen dönemlerine kadar genellikle kötü muamele görmediler. Birçok Ermeni, neredeyse tekel oldukları bankacılık gibi mesleklerde imparatorlukta önemli mevkiler elde etti. En eski Türk şirketi olan Zildjian, 17. yüzyılda bir Ermeni tarafından kuruldu.[16]

19. yüzyılın sonlarından itibaren siyasi istikrarsızlık, kötü ekonomik koşullar ve devam eden etnik gerilimler, 100.000 kadar Ermeni'nin Avrupa, Amerika ve Orta Doğu'ya göç etmesine neden oldu. Bu kitlesel göç hareketleri, dünya çapında modern Ermeni diasporasını başlatan olaydır.

Demografi

Türkiye'de Ermenice konuşan nüfus[17]
Yıl İlk dil olarak İkinci dil olarak Toplam Türkiye'nin nüfusu Toplam konuşmacıların yüzdesi
1927 67.745 67.745 13.629.488 0,50
1935 57.599 9.782 67.381 16.157.450 0,42
1945 47.728 12.354 60.082 18.790.174 0.32
1950 52.776 9.322 62.098 20.947.188 0.30
1955 56.235 6.084 62.319 24.064.763 0,26
1960 52.756 19.444 72.200 27.754.820 0,26
1965 33.094 22.260 55.354 31.391.421 0.18

Siyaset

Garo Paylan (Ermenice: Կարօ Փայլան, d. 1972), Ermeni asıllı Türk siyasetçidir. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yer almaktaydı. On yıllar sonra Türkiye parlamentosunun ilk Ermeni üyelerinden biri oldu.

İkinci Dünya Savaşı'na girilmesi durumunda ülkenin savunması için kaynak yaratmak amacıyla 11 Kasım 1942'de çıkarılan bir kanunla Türkiye'nin gayrimüslim vatandaşlarından alınan ve Varlık Vergisi olarak bilinen vergi, Türkiye'nin etnik azınlıkları ve en önemlisi Ermeni toplumu üzerinde yıkıcı bir etki yarattı.[18][19] Mülk sahiplerinin varlıklarının çoğunu çok düşük fiyatlara satmak zorunda kalması ya da bu varlıklara yetkililer tarafından el konulması nedeniyle yasa sert eleştirilere maruz kaldı. Sevilmeyen yasa, 15 Mart 1944 tarihinde yürürlükten kaldırıldı.

Ermeni Devrimci Federasyonu, Sosyal Demokrat Hınçak Partisi ve Ermeni Demokrat Liberal Parti'nin öncülü olan Armenakan Partisi de dahil olmak üzere geleneksel Ermeni siyasi partilerinin Osmanlı siyasi hayatında çok aktif olduğu bilinmektedir.[20] Ancak tüm bu Ermeni partilerinin faaliyetleri Ermeni Kırımı'ndan sonra kısıtlandı. Etnik temelli siyasi partilerin yanı sıra dini temelli siyasi partiler de Türkiye'de kanunen yasaktır.[21]

Türkiye Ermenileri, Ermenistan'ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu (ASALA), Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları (JCAG), Ermeni Devrimci Ordusu (ARA) ve diğer Ermeni gerilla örgütlerinin 1970'ler ve 1980'lerde Türk karşıtı kampanyalarının doruğunda, dünya çapında Türk diplomatlarını ve çıkarlarını hedef almada oynadıkları aktivist rolü de son derece eleştirmişlerdir. Türkiye Ermenilerinin korkuları, ASALA, JCAG, ARA ve diğerlerinin eylemlerine misilleme olarak birçok kez Türk-Ermeni kurumlarının ve hatta dini merkezlerin tehditler ve fiili bombalamalarla hedef alınmasıdır.

Türk-Ermeni Artin Penik, Ermenistan'ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu (ASALA) tarafından 7 Ağustos 1982'de Ankara Esenboğa Uluslararası Havalimanı'nda gerçekleştirilen terörist saldırıyı protesto etmek amacıyla, 1982 yılında kendini yakarak intihar etti. Penik, İstanbul'un ana meydanı Taksim'de kendini ateşe verdikten beş gün sonra öldü ve onun duruşu Türk medyası tarafından çoğu Türk-Ermeni'nin bu tür saldırılara karşı bir protestosu olarak yansıtıldı. Türk havalimanına yapılan saldırıda dokuz kişi öldü ve 70'ten fazla kişi yaralandı.

Türkiye'deki Ermeni toplumu için bir başka çalkantılı nokta da, saldırının faillerinden biri olan 25 yaşındaki Ermeni tetikçi Levon Ekmekçiyan'ın kamuoyuna açık bir şekilde yargılanması ve suçlu bulunarak 30 Ocak 1983 tarihinde Ankara'daki sivil cezaevinde idam edilmesiydi. Ekmekçiyan, havaalanı saldırısını ASALA adına başka bir tetikçiyle birlikte gerçekleştirdiğini itiraf etmesinin ardından ve kendi duruşması sırasında şiddet eylemlerini alenen kınamasına ve Ermeni militanlara şiddeti durdurmaları çağrısında bulunmasına rağmen Eylül 1982'de idama mahkûm edildi.

Türk-Ermeni Uzlaşma Komisyonu (TARC), Türk-Ermeni ilişkilerinin çeşitli yönlerini tartışmak ve iki ülke arasındaki gergin ilişkilerin nasıl iyileştirilebileceğine dair Türkiye ve Ermenistan hükûmetlerine bir dizi tavsiyeyi onaylamak üzere Temmuz 2001'de bir dizi Türk ve Ermeni entelektüel ve siyasi uzmanın ortak bir projesi olarak kuruldu.[22]

Türkiye ve Ermenistan millî futbol takımları arasında Ermenistan'ın başkenti Erivan'da oynanacak FIFA Dünya Kupası eleme maçı vesilesiyle ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın daveti üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 6 Eylül 2008 tarihinde Ermenistan'a, iki ülke için "gelecek için umut vaat ettiğini" söylediği, dönüm noktası niteliğinde bir ziyaret gerçekleştirdi.[23]

Yerel siyaset

Türkiye'deki Ermeniler, eskiden Türk siyasetinde aktifti. Türk-Ermeni Sarkis Çerkezyan ve Aram Pehlivanyan, Türkiye Komünist Partisi'nin kuruluşunda önemli bir rol oynadılar. Diğer birçok Türk siyasi partisinde de Ermeni aktivistler bulunmaktaydı. 2015 yılında üç Türk-Ermeni, Garo Paylan (Halkların Demokratik Partisi), Markar Esayan (Adalet ve Kalkınma Partisi) ve Selina Özuzun Doğan (Cumhuriyet Halk Partisi) seçilerek 1961'den bu yana Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne milletvekili olarak seçilen ilk Ermeniler oldular.[24]

Türk-Ermeni gazeteci, yazar ve siyasi aktivist, Agos'un genel yayın yönetmeni ve yayıncısı Hrant Dink, Türkiye'deki Ermeni toplumunun fikirlerini ve isteklerini sadece Türk-Ermeniler için değil, dünya çapındaki birçok Ermeni için aktaran çok önemli bir figür olarak kendine bir yer edindi. Agos gazetesi, Türk kamuoyuna yönelik Türkçe makaleler ve görüşler yayınlayarak Ermenilerin tarihsel şikayetlerinin sunulmasında önemli bir rol oynadı. Gazetesinin önünde 19 Ocak 2007'de uğradığı suikast,[25] Türkiye'nin dört bir yanında ulusal kederin ifade edilmesine ve Türkiye'deki Ermeni toplumunun kaygılarına Türk kamuoyundan büyük destek gelmesine vesile oldu.

Öldürülen gazeteci Hrant Dink'in cenazesi sırasında İstanbul'da 100.000'den fazla kişinin yürüdüğü protestolar.[26] Protestocular "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeniyiz yazılı pankartlar taşıyor. (Şişli ilçesindeki Halaskargazi Bulvarı'ndan panorama)

Dink en çok Türk-Ermeni uzlaşmasını ve Türkiye'deki insan ve azınlık haklarını savunmasıyla tanındı; hem Türkiye'nin Ermeni soykırımını inkâr etmesini hem de Ermeni diasporasının soykırımın uluslararası alanda tanınması için yürüttüğü kampanyayı sık sık eleştirdi. Dink, Türklüğü aşağıladığı gerekçesiyle üç kez kovuşturmaya uğradı ve Türk milliyetçilerinden çok sayıda ölüm tehdidi aldı. Cenazesinde yüz bin kişi "Hepimiz Ermeniyiz" ve "Hepimiz Hrant Dink'iz" sloganları atarak suikastı protesto etti. Ölümünden sonra 301. maddeye yönelik eleştiriler giderek daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı ve yasanın yürürlükten kaldırılması için parlamentoya teklifler sunuldu.

Din

Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi (Aziz Krikor Aydınlatıcı Kilisesi), Kuzguncuk, Üsküdar, İstanbul.
Varsayım Ermeni Katolik Kilisesi, Büyükada, Adalar, İstanbul.

Resmî olarak Ermeni Azınlığının bir parçası olarak kayıtlı olan Ermenilerin neredeyse tamamı Hristiyandır ve büyük çoğunluğu Ermeni Apostolik ve azı Katolik ve Protestan mezheplerine mensuptur. Diğerlerinin ve resmî olarak azınlığın bir parçası olmayanların dinleri, Demografi bölümünde ayrıntılı olarak ele alınmaktadır.

İstanbul Ermeni Patrikhanesi

İstanbul Ermeni Patrikhanesi (resmi adıyla Konstantinopolis Ermeni Patrikhanesi), 1461 yılından bu yana Türkiye'deki Ermeni cemaatinin dini lideridir. İstanbul Ermeni Patrikhanesi geçmişte çok önemli bir siyasi rol oynadı ve bugün hala Doğu Ortodoks kiliseleri arasında kendisine büyük saygı kazandıran ruhani bir otoriteye sahiptir. İstanbul Ermeni Patrikhanesi, Ermeni Kilisesi'nin ruhani ve idari merkezi olan Kutsal Eçmiadzin Ana Makamı, Vagharshapat, Ermenistan Cumhuriyeti'nde, dünya çapındaki Ermeni Kilisesi'ni ilgilendiren konularda Yüce Patrik ve Tüm Ermeniler Katolikosu'nun önceliğini tanımaktadır. Yerel konularda Patriklik Makamı özerktir.

II. Sahag Maşalyan, Yüce Patrik ve Tüm Ermeniler Katolikosu'nun yetkisi altındaki 85. Konstantinopolis Ermeni Patriğidir.

Dini bayram ve gelenekleri

Ermeniler, Noel'i Hristiyanların çoğundan daha geç bir tarihte, 25 Aralık yerine 6 Ocak'ta kutlarlar. Bunun nedeni tarihseldir; Ermenilere göre Hristiyanlar, 4. yüzyıla kadar Noel'i 6 Ocak'ta kutluyorlardı. 25 Aralık aslında güneşin doğuşunu kutlayan pagan bir bayramdı. Kilisenin birçok üyesi her iki bayramı da kutlamaya devam etti ve Roma kilisesi Noel tarihini 25 Aralık olarak değiştirdi ve 6 Ocak'ı üç bilge adamın bebek İsa'yı ziyaret ettiği tarih olarak ilan etti. Ermeni Apostolik Kilisesi, o dönemde Roma kilisesinden çoktan ayrılmış olduğundan, Noel tarihi Ermeniler için değişmeden kaldı.[27]

Türkiye'deki Ermeniler, Noel'i "Kutsal Doğum" olarak adlandırır ve Noel öncesinde Hisnag adı verilen elli günlük bir hazırlık dönemi geçirirler. Hisnag'ın birinci, dördüncü ve yedinci haftaları kilise üyeleri için vejetaryen oruç dönemidir ve her Cumartesi gün batımında dualar ve ilahiler eşliğinde yeni bir mor mum yakılır. Noel'in ikinci günü olan 7 Ocak'ta aileler yakınlarının mezarlarını ziyaret eder ve dualar ederler.[28]

Ermeni kiliseleri

Türkiye'de yüzlerce Ermeni kilisesi bulunmaktadır. Ancak bunların çoğu ya harabe halindedir ya da başka amaçlarla kullanılmaktadır. Halen aktif olarak kullanılan Ermeni kiliseleri, başta Ermeni Apostolik olmak üzere Ermeni Katolik ve Ermeni Evanjelik Protestan gibi çeşitli mezheplere aittir.[29]

Eğitim

Türkiye'deki Ermeni toplumu, her öğretim yılında giderek azalan öğrenci sayısı ve finansman yetersizliği nedeniyle eğitim sorunlarıyla karşı karşıyadır. Ermeni okullarının sayısı her geçen yıl azalmaktadır. Bu sayı 1981'de 6.000 Ermeni öğrenciden, bugün 3.000 Ermeni öğrenciye ve okul sayısı ise 47'den 17'ye düştü.[30] Okullar, anaokulundan 12. sınıfa kadar (K-12), anaokulundan 8. sınıfa kadar (K-8) veya 9. sınıftan 12. sınıfa kadar (9-12) eğitim vermektedir. Ermeni okulları, başta Ermeni dili, edebiyatı ve dini olmak üzere Ermenice derslerin yanı sıra Türk müfredatının tamamını uygulamaktadır.

Eylül 2011'de Türk hükûmeti, Ermenistan'dan gelen göçmen ailelerin çocuklarını, Türkiye'deki Ermeni toplumunun okullarına gönderme hakkını tanıdı. Bu adım, Patrik Vekili Aram Ateşyan'ın lobi faaliyetleri sonucunda atıldı; Ateşyan'a göre o dönemde Türkiye'de yaklaşık 1.000 Ermeni göçmen çocuğu bulunuyordu. Ancak Türk vatandaşı olmadıkları için okul dönemi sonunda diploma alamamaktadırlar.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Khojoyan, Sara (16 Ekim 2009). "Armenian in Istanbul: Diaspora in Turkey welcomes the setting of relations and waits more steps from both countries". ArmeniaNow.com. 1 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ocak 2013. 
  2. ^ Turay, Anna. "Tarihte Ermeniler". Bolsohays. 6 Aralık 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2013. 
  3. ^ Hür, Ayşe (31 Ağustos 2008). "Türk Ermenisiz, Ermeni Türksüz olmaz!". Taraf. 2 Eylül 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2013. 
  4. ^ Baronian, Marie-Aude; Besser, Stephan; Jansen, Yolande (1 Ocak 2006). Diaspora and Memory: Figures of Displacement in Contemporary Literature, Arts and Politics. BRILL. doi:10.1163/9789401203807_006. ISBN 978-94-012-0380-7. 22 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2024. 
  5. ^ Baser, Bahar; Swain, Ashok (2009). "Diaspora Design Versus Homeland Realities: Case Study of Armenian Diaspora". Caucasian Review of International Affairs (İngilizce): 57. 17 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2024. 
  6. ^ "Minister denies calling Armenians 'Diaspora representatives' in Istanbul". www.tert.am (İngilizce). 17 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ekim 2023. 
  7. ^ Özbey, Savaş (3 Şubat 2020). "82 milyonluk denizde eriyen buzdağı gibiyiz". İstanbul: Hürriyet.com.tr. 4 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ağustos 2020. 
  8. ^ Kaya, Nurcan (24 Kasım 2015). "Teaching in and Studying Minority Languages in Turkey: A Brief Overview of Current Issues and Minority Schools". European Yearbook of Minority Issues Online (İngilizce). 12 (1): 315-338. doi:10.1163/9789004306134_013. ISSN 2211-6117. 25 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2024. Turkey is a nation–state built on remnants of the Ottoman Empire where non-Muslim minorities were guaranteed the right to set up educational institutions; however, since its establishment, it has officially recognised only Armenians, Greeks and Jews as minorities and guaranteed them the right to manage educational institutions as enshrined in the Treaty of Lausanne. [...] Private language teaching courses teach ‘traditionally used languages’, elective language courses have been introduced in public schools and universities are allowed to teach minority languages. 
  9. ^ Toktas, Sule (2006). "EU enlargement conditions and minority protection : a reflection on Turkey's non-Muslim minorities". East European quarterly (İngilizce). 40: 489-519. ISSN 0012-8449. 11 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2024. Turkey signed the Covenant on 15 August 2000 and ratified it on 23 September 2003. However, Turkey put a reservation on Article 27 of the Covenant which limited the scope of the right of ethnic, religious or linguistic minorities to enjoy their own culture, to profess and practice their own religion or to use their own language. This reservation provides that this right will be implemented and applied in accordance with the relevant provisions of the Turkish Constitution and the 1923 Treaty of Lausanne. This implies that Turkey grants educational right in minority languages only to the recognized minorities covered by the Lausanne who are the Armenians, Greeks and the Jews. 
  10. ^ Phillips, Thomas James (16 Aralık 2020). "The (In-)Validity of Turkey's Reservation to Article 27 of the International Covenant on Civil and Political Rights". International Journal on Minority and Group Rights. 27 (1): 66-93. doi:10.1163/15718115-02701001. ISSN 1385-4879. 11 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2024. The fact that Turkish constitutional law takes an even more restrictive approach to minority rights than required under the Treaty of Lausanne was recognised by the UN Committee on the Elimination of All Forms of Racial Discrimination (CERD) in its concluding observations on the combined fourth to sixth periodic reports of Turkey. The CERD noted that “the treaty of Lausanne does not explicitly prohibit the recognition of other groups as minorities” and that Turkey should consider recognising the minority status of other groups, such as Kurds. 50 In practice, this means that Turkey grants minority rights to “Greek, Armenian and Jewish minority communities while denying their possible impact for unrecognized minority groups (e.g. Kurds, Alevis, Arabs, Syriacs, Protestants, Roma etc.)”. 
  11. ^ Bayır, Derya (2013). Minorities and nationalism in Turkish law. Cultural Diversity and Law. Farnham: Ashgate Publishing. ss. 88-89, 203-204. ISBN 978-1-4094-7254-4. 22 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2024. 
  12. ^ Toktas, Sule; Aras, Bulent (2009). "The EU and Minority Rights in Turkey". Political Science Quarterly. 124 (4): 697-720. ISSN 0032-3195. 8 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2024. 
  13. ^ Köksal, Yonca (2006). "Minority Policies in Bulgaria and Turkey: The Struggle to Define a Nation". Southeast European and Black Sea Studies (İngilizce). 6 (4): 501-521. doi:10.1080/14683850601016390. ISSN 1468-3857. 12 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2024. 
  14. ^ "Armenian immigrants look for a better life in Turkey". 13 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2015. 
  15. ^ Contesting Armenianness: plurality, segregation and multilateral boundary making among Armenians in contemporary Turkey (PhD tez) (İngilizce). University of Oxford. 2020. 2 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2024. 
  16. ^ Pellegrinelli, Lara (3 Ağustos 2018). "A Family's 400-Year-Old Musical Secret Still Rings True". The New York Times (İngilizce). ISSN 0362-4331. 3 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Temmuz 2022. 
  17. ^ Fuat Dündar, Türkiye Nüfus Sayımlarında Azınlıklar, 2000
  18. ^ Güven, Dilek (6 Eylül 2005). "6-7 Eylül Olayları (1)". Radikal. 15 Eylül 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2008. Nitekim 1942 yılında yürürlüğe giren Varlık Vergisi, Ermenilerin, Rumların ve Yahudilerin ekonomideki liderliğine son vermeyi hedeflemiştir...Seçim dönemleri CHP ve DP'nin Varlık Vergisi'nin geri ödeneceği yönündeki vaatleri ise seçim propagandasından ibarettir. 
  19. ^ Smith, Thomas W. (2 Eylül 2001). "Constructing A Human Rights Regime in Turkey: Dilemmas of Civic Nationalism and Civil Society": 4. One of the darkest events in Turkish history was the Wealth Tax, levied discriminatory against non-Muslims in 1942, hobbling Armenians with the most punitive rates. 
  20. ^ Kaligian, Dikran (31 Mayıs 2009). "ARF-CUP Relations Under Ottoman Constitutional Rule". The Armenian Weekly (İngilizce). 30 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2021. 
  21. ^ "Fourth chapter, part one, article 78, provision B". Law On Political Parties (PDF). s. 33. 13 Aralık 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2021. 
  22. ^ "Turkish Armenian Reconciliation Commission". 3 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Haziran 2015. 
  23. ^ "Gul in landmark visit to Armenia". BBC News. 6 Eylül 2008. 7 Ocak 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Haziran 2015. 
  24. ^ Armenian Observers in Turkey's Parliamentary Election The Armenian Weekly, "Armenian Observers in Turkey's Parliamentary Election". 9 Haziran 2015. 28 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Haziran 2015. 
  25. ^ "Turkish-Armenian writer shot dead". BBC News. 19 Ocak 2007. 18 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Haziran 2015. 
  26. ^ Mass protest at editor's funeral The Guardian, 24 Ocak 2007, 2 Şubat 2013 tarihinde ulaşıldı "Mass protest at Turkish-Armenian editor Hrant Dink's funeral". TheGuardian.com. 24 Ocak 2007. 12 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2016. 
  27. ^ "Why Do Armenians Celebrate Christmas on 6 January?". Armenian Patriarchate of Istanbul. 26 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ocak 2007. 
  28. ^ "Our New Year and Nativity/Theophany Traditions". Armenian Patriarchate of Istanbul. 26 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ocak 2007. 
  29. ^ "Armenians of Istanbul – Istanbul Armenians". 15 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Haziran 2015. 
  30. ^ Helix Consulting LLC. "Turkologist Ruben Melkonyan publishes book "Review of Istanbul's Armenian community history"". 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Haziran 2015. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ermenice</span> Hint-Avrupa dili

Ermenice, Ermeniler tarafından kullanılan Hint-Avrupa dil ailesinden bir dildir. Kendi alfabesi ve Doğu Ermenicesi ve Batı Ermenicesi olarak iki lehçesi vardır. Doğu Ermenicesi Ermenistan'ın resmî dilidir. Türkiye'de ve Ermeni diasporasında çoğunlukla Batı Ermenicesi kullanılır. Hint-Avrupa dil ailesi'nin bağımsız bir alt grubudur.

<span class="mw-page-title-main">Ermeniler</span> anayurdu Ermeni Yaylaları olan bir halk

Ermeniler, anayurdu Batı Asya'daki Ermeni Yaylaları olan etnik grup ve millettir.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Apostolik Kilisesi</span> Ermeni halkının çoğunluğunun üye olduğu ortodoks inancına inanan Hristiyan kilisesi

Ermeni Apostolik Kilisesi ya da Ermeni Ortodoks Kilisesi, dünya Ermenilerinin büyük çoğunluğunun üye olduğu, dünyanın eski millî Hristiyan kiliselerinden biri olan mezhep. Hristiyanlığı Ermenilere ilk tanıtanlar olduklarına inanılan, İsa Mesih'in havarileri Taday ve Bartalmay'a dayanarak kendisini "apostolik" bir kilise olarak tanımlar.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Ermenileri</span> Osmanlı Devletinin Ermeni halkı

Osmanlı Devleti kuruluş döneminde Ermeniler, genellikle Çukurova, Doğu Anadolu Bölgesi ile Kafkasya bölgelerinde bulunan beyliklerin egemenliği altında yaşamışlardır. Bursa'nın başkent olduğu dönemde Ermeni ruhani reisliği başkente alınmıştır. İstanbul'un fethinden sonra da İstanbul'a taşınmış ve daha sonra da İstanbul Ermeni Patrikhanesi kurulmuştur. Ermeniler Anadolu'dan gelen göçlerle İstanbul'da büyük bir cemaat oluşturmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de konuşulan diller</span>

Türkiye'de konuşulan diller, Türkiye Cumhuriyeti'nde devletin anayasanın üçüncü maddesi uyarınca tek resmî eğitim ve konuşma dili Türkçedir. Ülkede azınlık (bölgesel) ve ülkeye göçler sonrası göçmenler tarafından konuşulan diller de bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">Büyük Ermenistan</span> Ermeni Yaylasındaki bölgelere atıfta bulunan etno-milliyetçi ve irredantist kavram

Büyük Ermenistan veya Birleşik Ermenistan, Ermenilerin anavatanı olarak kabul edilen, tarihsel olarak Ermenilerin çoğunlukta olduğu ve bir kısmında hâlâ Ermenilerin çoğunluk olarak yaşadığı Ermeni Yaylası'ndaki bölgelere atıfta bulunan etno-milliyetçi ve irredantist kavramdır. Ermenilerin tarihi topraklarının birleştirilmesi olarak görülen ve 20. yüzyıl boyunca Ermeni düşünürlerce yaygın olan fikir başta Ermeni Devrimci Federasyonu, ASALA ve Miras olmak üzere çeşitli milliyetçi örgüt ve partilerce savunuldu.

Türkiye'deki azınlıklar, etnik ve dinî azınlıklar olarak ikiye ayrılmaktadır. Türkiye birçok etnik grubu barındıran bir ülkedir. Nüfus sayımlarında 1965'ten bu yana etnik köken sorulmadığı için bir etnik kümenin nüfusunun ne kadar olduğunun tam olarak tespiti yapılamamaktadır. Bazı kişi ve gruplar tahminler yapsalar da genelde objektif kalmayı başaramamaktadırlar. Osmanlı İmparatorluğu gibi geniş topraklara yayılan ve yüzlerce yıl hüküm süren bir imparatorluğun 20. yüzyıl başında çöküşü sonrasında, imparatorluğun çeşitlilik gösteren demografik mirası içinden bazı etnik gruplar Türkiye'de yaşamaya devam etmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Batı Ermenicesi</span> Ermenice dilinin iki standart biçiminden biri

Batı Ermenicesi, Türkiye Ermenicesi veya İstanbul Ermenicesi, bir Hint-Avrupa dili olan çağdaş Ermenicenin iki standartlaşmış biçiminden birisidir. 1915'e kadar İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde konuşulmaktaydı. Ermeni Kırımı ve dış ülkelere yapılan göçlerden dolayı bugün daha çok Ermeni diasporası tarafından konuşulmaktadır. Türkiye'de ise ancak İstanbul şehrindeki Ermenilerin küçük bir bölümü konuşmaktadır. Batı Ermenicesi Türkiye'deki Ermeni toplumunda sadece küçük bir azınlık tarafından konuşulmaktadır. Ana dili olarak Türkçenin Batı Ermenicesinin yerini almasından dolayı Türkiye'de yok olma sürecine girmiştir ve UNESCO, Türkiye'de Ermeni dilini Dünya yıllık "Atlas of the World's Languages in Danger" na eklemiştir ve burada Türkiye'de Batı Ermeni dilini "definitely endangered language" olarak tanımlamıştır.

Türkiye Rumları ya da Türkiye Yunanları, Türkiye sınırları içinde yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan etnik azınlıktır. Çoğunlukla İstanbul'da ve Çanakkale Boğazı'nın batı girişindeki Bozcaada ve Gökçeada'da yaşayan, Rumca konuşan Doğu Ortodoks Hristiyanlardan oluşan küçük bir nüfusu kapsamaktadır. Rumlar; Yahudiler, Ermeniler ve Bulgarlarla birlikte 1923 Lozan Antlaşması ile Türkiye'de resmen tanınan dört etnik azınlıktan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Soykırımı'nın inkârı</span> Ermenilere soykırım yapılmadığı iddiasını savunan tez

Ermeni Soykırımı'nın inkârı, Ermeni Kırımı'nın soykırım olarak tanımlanamayacağını savunan veya iddiaların bilimsel yollarla, belgelerle açıklanması gerektiğini savunan tezdir. Ermeni Soykırımı'nın inkârı, bazı ülkelerde tamamen yasaklanmışken bazı ülkelerde soykırım olduğunu ifade etmek hoş karşılanmamaktadır. Pek çok kaynakta ölen insanların sayısı soykırım olduğuna kanıt olarak gösterilmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre de bir soykırım söz konusu değildir. Bu yaklaşımda olanlar, zamanın hükûmetinin bir Ermeni Tehciri gerçekleştirdiğini, olumsuz şartlardan dolayı birçok insanın öldüğünü söylemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de el konulan Ermeni mülkleri</span>

Türkiye'de Ermeni mülklerine el konulması, ülkenin Ermeni topluluğuna ait varlıklara, mülklere ve topraklara yönelik Osmanlı hükûmetleri tarafından başlatılan ve Türkiye hükûmetleri tarafından devam ettirilen el koyma olayı. 1890'ların ortalarında Hamidiye katliamları sırasında ilk örnekleri görüldü ve Ermeni Kırımı sırasında zirveye ulaştı. Daha sonra 1955'teki 6-7 Eylül Olayları'na ve 1974'teki yeni girişimlere kadar devamlı bir şekilde sürdü. Ermeni Kırımı sırasında yaşanan el koymaların çoğu, Ermenilerin Suriye Çölü dahil olmak üzere çeşitli yerlere zorunlu göç ettirilmesinin ardından hükûmetin Ermenilerin mal varlıklarını "terk ettiğini" söylemesiyle yapıldı. Ermenilerin hemen hemen tüm mülklerine el konularak yerel Müslüman nüfusa dağıtıldı. 1974'te çıkan bir kararla birlikte ulusal güvenlik gerekçe gösterilerek 1936'da getirilen mülk beyan etme ve tapuya kayıt ettirme zorunluluğu sonrasında Ermeniler tarafından edinilen mal varlıklarına el konuldu.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Mahallesi</span> İsrail Devletinde yerleşim birimi

Ermeni Mahallesi, Kudüs'ün duvarlarla çevrili Eski Şehir'in dört mahallesinden biridir. Eski Şehir'in güneybatı kısmında yer almakta ve Sion Kapısı ile Yafa Kapısı'yla mahalleye girilebilmektedir. Eski Şehir'in toplamda %14'ünü kaplayarak 0.126 km² alana sahiptir. 2007 yılına göre 2 bin 424 nüfusa sahiptir. Her iki kriterde de Yahudi Mahallesi ile karşılaştırılabilir. Ermeni Mahallesi, Hristiyan Mahallesi'nden Davud Sokağı ve Yahudi Mahallesi'nden Habad Sokağı ile ayrılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin şu anki topraklarının doğu kısmı, Ermenilerin atalarının anavatanların bir parçasıydı. Ermeni nüfusu ile birlikte, Ermeni Kırımı sırasında ve sonrasında Ermeni kültür mirasının büyük bir kısmının, Türk hükûmeti tarafından yok edilmesi hedeflenmiştir. 1914'te Osmanlı İmparatorluğu'nda bulunmuş pek çok kilisenin ve manastırın günümüzde yalnızca birkaç yüz tanesi hala ayakta durmaktadır ve bu binaların birçoğu çöküş tehlikesi altındadır. Hala açık ve işleyen yapılar genellikle İstanbul'da bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni-Frig</span>

Ermeni-Frigler Bronz Çağı ve Bronz Çağı Çöküşü dönemlerinde, Batı Asya'nın varsayımsal insanlarıdır. Terim, hem Friglerin hem de Proto-Ermenilerin dilsel ve ortak soy atasını tanımlar. Dolayısıyla Ermeni-Frigler; Ön-Yunanların, Antik Makedonların, Friglerin ve ayrıca Ermenilerin de ortak ataları olan çok daha eski Greko-Frigler'in aynı zamanda da torunları olacaklardır.

Orta Asya Ermenileri Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan'a çeşitli nedenlerle genelde Sovyet döneminde göçmüş bir topluluktur.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de Ermeni Kırımı'nın mirası</span>

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı, yaşanmasından uzun yıllar sonra bile Türk toplumunda hissedilecek derin etkiler bıraktı .Anadolu Hareketi'nin 1919 tarihli bir yayını, Ermenilere karşı sistematik bir "imha" politikasının uygulandığını ve İttihat ve Terakki liderlerinin "insanlığın en büyük suçluları arasında" olduğunu kabul ediyordu. Ermeni tarihçi Vahan Avetyan'a göre, 1920ler boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni bir devlet kurma projesinin önemli bir parçası olarak Kırım'ın Türk tarihinden silinmesi denenmişti.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul Ermenileri</span>

İstanbul Ermenileri, İstanbul'da yaşayan Türkiye Ermenilerine verilen isim. İstanbul Ermenilerinin nüfusunun 50.000, 60.000 ya da 70.000 olduğu tahmin ediliyor.

Ermenileştirme veya Hayerleştirme daha önce Ermeni olmayan bir toplumun aralarına Ermeni serpiştirerek, Ermeni alfabesini zorla baskılayarak, Ermenice'yi zorla anadil haline getirterek veya yerli halkı yerinden edip yerinden edilen halkın yerine Ermeni yerleştirmeye Ermenileştirme/Hayerleştirme denir.

Irak Ermenileri Ermeni etnik kökene sahip Irak vatandaşları ve sakinleridir. Birçok Ermeni, 1915 Ermeni soykırımından kaçtıktan sonra Irak'a yerleşmiştir. Bağdat, Musul, Basra, Kerkük, Bakuba, Avzrog, Zakho ve Dohuk gibi şehirlerde Irak'ta yaşayan 10.000–20.000 Ermeni olduğu tahmin edilmektedir.