Türkiye'deki yanardağlar
Bu, Türkiye'deki uykuda ve sönmüş yanardağların listesidir.
Türkiye’de volkanik alanların oluşumu, III. Jeolojik Zaman olan Tersiyer’de yani günümüzden yaklaşık 20 milyon yıl önce başlamıştır. Bu dönemde yerkabuğundaki kırıklardan çıkan lavlar Anadolu’da farklı yer şekilleri oluşturmuştur. Tersiyer başlarından tarihi çağlara kadar belirli aralıklarla devam eden volkanizma sonucu milyonlarca metreküp volkanik malzeme yüzeye yayılmış ve başta Doğu Anadolu’da olmak üzere yer yer 1000 metreden daha kalın volkanik bir kabuk eklenmiştir. Doğu Anadolu’nun yüksek olmasının bir nedeni de kalın volkanik örtünün varlığıdır. Bu dönemde oluşan volkanik dağlar o kadar yüksektir ki, bunlar Türkiye'nin en yüksek dağlarını oluşturmaktadır. Tarihi zamanlara ulaşan volkanik etkinlikler ise Erciyes ve Nemrut volkanında gerçekleşmiştir. Ancak günümüzde Türkiye’de aktif volkan bulunmamaktadır. Bilim adamları, yanardağları 'tamamen sönmüş' kabul etmenin son derece yanlış olduğu, Türkiye için az da olsa halen risk bulunduğu fikrindedir. Bazı yanardağlarda (Erciyes, Hasan dağı, Büyük ve Küçük Ağrı dağları, Tendürek, Nemrut, Süphan dağları vb.) halen fümerol denilen volkanik kökenli gaz ve buhar çıkışları gözlenmektedir.
Ege Bölgesi Volkanları
Ege Bölgesinde Biga dağları, Dumanlıdağ, Yunt dağı volkaniktir. Türkiye'deki en genç volkanlar ise Manisa'nın Kula İlçesi yakınlarındaki Kula Volkanları'dır. Bu özelliği nedeniyle bu yöreye Yanık Ülke (Katakaumene) denilmektedir. Bu volkanik arazide, volkanik küller içinde bulunan insanlara ait ayak izleri ise dünyada sadece birkaç bölgede vardır. Bu izler, volkan patlamalar sırasında bölgede insanların yaşadığının en belirgin kanıtıdır.
İç Anadolu Bölgesi Volkanları
Türkiye'de genç volkanik alanların çok yaygın ve çeşitli volkanik şekiller yönünden zengin olan bölgesi İç Anadolu’nun güney ve güneydoğusudur. 60 milyon yıl önce 3. Jeolojik Zaman’da Toros dağlarının yükselmesi sırasında bu alanda yanardağlar faaliyete geçmiştir. Bu alanda Erciyes (3917 m.), Melendiz (1898 m.), Hasandağı (3268 m) yer alır. Bunlardan Erciyes’in yüksek kısımları her mevsim karla kaplıdır ve kuzeyinde bir kilometre uzunluğunda dağ buzulu vardır Erciyes, Hasandağı ve ikisinin arasında kalan Göllüdağ’ın, bölgeye püskürttüğü lavlar ve volkanik küller, o dönemde bölgede yer alan göllerde birikerek yumuşak bir taş olan tüf’leri oluşturmuştur. Tüf tabakasının üzeri yer yer sert bazalttan oluşan ince bir lav tabakasıyla örtülmüştür. Zamanla bazalt çatlayıp parçalara ayrılmış ve yağmurlar çatlaklardan sızıp yumuşak tüfü aşındırmaya başlamıştır. Yumuşak bir taş olan tüflerin milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgâr tarafından aşındırılmasıyla sert bazalt kayasından şapkaları bulunan koniler oluşmuştur. Bu değişik ve ilginç biçimli kayalara halk arasında "Peri bacası” denilmektedir. Günümüzde Türkiye’nin en turistik yerlerinden bir olan bu bölge Kapadokya olarak bilinmektedir. Volkanik gazların oluşturduğu patlama sırasında yerde büyük bir çukurluk oluşur ve havaya fırlayan maddeler patlama kuyusunun çevresinde alçak bir halka oluşturursa bu şekle “Maar” denilir. İç Anadolu’da Karapınar yakınlarındaki Acıgöl ve Meke tuzlası tipik maar oluşumlarıdır. Acıgöl yaklaşık 1,5 km çapa sahiptir ve içinde bir göl barındırır. Meke Tuzlası’da bulunan gölde, maar oluşumundan sonra gelişmiş küçük bir volkan konisi yer alır.
Doğu Anadolu Bölgesi Volkanları
Türkiye’de volkanik alanların geniş bir yer kapladığı diğer bir bölgemiz Doğu Anadolu’dur. Doğu Anadolu’da volkanik platoların üzerinde yükselen dağlar, Türkiye'nin en yüksek dağları arasında girmektedir. Bunlardan Büyük Ağrı ve onun güneydoğusundaki Küçük Ağrı dağları 130 km çapında ortak bir tabana sahip olmakla birlikte iki ayrı dağdır. Bu büyük kütle 3000 m.den itibaren iki ayrı koniye ayrılır. Büyük Ağrı 5165 m. Küçük Ağrı 3925 m. yüksekliğe sahiptir. Dağın yükseltisi daimi kar sınırını geçtiği için 4000 m. den itibaren buzullar görülür. Volkanlar lav, volkanik breş ve tüflerden oluşur.
Bir inanışa göre, Büyük Ağrı Dağı Nuh'un gemisinin karaya oturduğu dağdır. Nuh tufanı sonucunda karaya oturan geminin burada kaldığı öne sürülmektedir. 1983 yılından itibaren kutsal geminin kalıntılarını burada arama çalışmaları hızlanmıştır. Günümüzde burası açık hava müzesi olarak koruma altına alınmıştır. Aslında bu, gemi biçiminde bir şekil, iz (silüet) dir. İlk bakışta gerçekten gemiye benzeyen bu yapının heyelanın etkisiyle mi, yoksa Nuh’un gemisinin karaya oturduğu yer mi olduğu henüz tartışma konusudur. Bu şekil yer kabuğunun bir oyunu sonucunda oluşsa dahi, şekil yer bilimleri açısından da ilginçtir. Ağrı’nın güneydoğusunda yer alan Tendürek faaliyeti en yakın tarihte sona eren volkanlardan biridir. Dağ sıcak su ve gazlar püskürtme evresindedir.
Nemrut Dağı, Doğu Anadolu Bölgesi’nde Van Gölü’nün batısında yer alan bir volkandır. Yükseltisi 2935 m. olan Nemrut volkanın zirvesinde çapı 6 km.yi bulan ve dik yamaçlar ile çevrili daire şekilli bir kaldera bulunur. Kalderanın batısında bir göl yer alır. Jeolojik kayıtlara göre Nemrut Volkanından son lav çıkışları 1441, 1597 ve 1692 yıllarında yaşanmıştır. 1441 yılında, halk arasında “Kantaşı Mevkii” olarak adlandırılan yerde, aktivite sonucu lav akıntıları yaklaşık 10 km²'lik bir alanda etkili olmuştur. Günümüzde Nemrut volkanından sıcak gazlar çıkmaktadır.
Jeologlar Türkiye'nin faaliyete geçebilecek en 'riskli' yanardağı olarak, Bitlis sınırlarında yer alan Nemrut Dağı’nı göstermektedirler. İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Işık Özpeker, bu yanardağın 564 yıldır faaliyete geçmediğini ancak volkanın takip edilmesi gerektiğini, Nemrut dağında oluşabilecek bir volkanik patlamanın bölgede önemli düzeyde tehlike yaratması söz konusu olabileceğini ifade etmektedir. Sönmüş bir volkan olan Süphan dağı, Anadolu'nun Büyük Ağrı ve Cilo dağından sonra üçüncü yüksek dağıdır. Van Gölü’nün kuzeyinde yer alan Süphan dağını en yüksek zirvesi 4058 m.dir ve zirve bir örtü buzulu ile kaplıdır. Bu dağdan çıkan lavlar Van Gölü’ne kadar akmıştır.
Türkiye'nin aktif sayılacak diğer bir volkanı Ağrı sınırları içinde bulunan Tendürek volkanıdır. Dağın doğusunda bulunan ve çapı yaklaşık 500 metre olan kraterden sıcak su buharları ve hidrojen sülfür gazları çıkar. Bu gazlar kraterin kenarlarında, sarı renkli bir mineral olan kükürt oluşumunu sağlar. Volkandan püsküren sıcak su buharlarının sıcaklığı yaklaşık 60 °C civarındadır.
Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Volkanları
Türkiye'deki genç volkanların bir bölümü Antakya-Maraş çevresinde (Ceyhan-Hassa) yer alır. Üç tepe volkan konisinden çıkan akıcı lavlar ovanın eğimine doğru akarak süngerimsi, üzerinde yürünmesi çok güç bir örtü oluşturmuştur. Halk arasında bu lav akıntılarına “leçe” denilmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ise; Diyarbakır’ın kuzeyinde yer alan Karacadağ çok akıcı lavların üst üste yığılması oluşmuş basık görünümlü bir volkandır.[3]
Kaynakça
- ^ "Girekol" (İngilizce). Volcanodiscovery.com. 29 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mart 2020.
- ^ "Akyarlar" (İngilizce). Volcanodiscovery.com. 25 Nisan 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mart 2020.
- ^ Demir, Müjgan. Türkiye'de Volkanlar.
- Siebert L, Simkin T (2002-). Volcanoes of the World: an Illustrated Catalog of Holocene Volcanoes and their Eruptions. Smithsonian Institution, Global Volcanism Program Digital Information Series, GVP-3, (http://www.volcano.si.edu/world/).20 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.