İçeriğe atla

Türkiye'de kuraklık

Kızılırmak Deltası Ocak 2021

Türkiye'de kuraklık, yağışların azaldığı belli dönemlerde ortaya çıkan doğal bir kuraklık olaydır.[1][2] Yağış azalmasıyla başlayan meteorolojik kuraklık, tarımsal kuraklık ve hidrolojik kuraklığa dönüşmektedir. Türkiye'de iklim değişikliği ile bazı yıllarda görülen kuraklıkların günlük hayatın parçası olması beklenmektedir.[3]

Genel durum

Kuraklığın yağışa bağlı sınıflandırılmasında, 250 mm'den az yağış alan alanlar kurak, 250–500 mm yağış yarı kurak kabul edilir. Bu değerlere göre Türkiye'de kurak alan yoktur. Yalnız Tuz Gölü çevresi 300 mm'nin altında yağış ile kuraklık sınırındadır. Yağışın yanında; sıcaklık, bağıl nem, güneşlenme süresi gibi faktörler eklenerek kuraklık hesaplandığında durum değişir. Buna göre, Doğu Akdeniz'in ve İç Anadolu tamamı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin bir bölümü kurak, hatta bazı alanlar çok kurak ve çöl kabul edilmektedir. NASA, 1998 yılında Türkiye ve Doğu Akdeniz ülkelerinde başlayan kuraklığın son 900 yılın en kötü kuraklığı olduğunu belirtti.[4]

Önemli kuraklıklar

Türkiye'de son yıllarda yıllık yağış ve kış yağışlarının değişimi ile bazı yıllarda ciddi kuraklıklar yaşanmıştır. 2013-2014, 2007-2008, 2001, 1996, 1989-1990, 1983-1984, 1971-1974 yıllarında geniş alanlarda ve şiddetli kuraklıklar yaşanmıştır.[3]

2007-2008 kuraklığı, Aralık 2006'dan Aralık 2008'e kadar devam etmiştir. Kış ve sonbahar yağışlarında önemli düşüşler yaşanmıştır. Oluşan meteorolojik kuraklığa bağlı hidrolojik, tarımsal ve sosyoekonomik kuraklıklar gelişmiştir. Tarım ürünlerinde kayıp, yer üstü ve yeraltı su yetersizliği, Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirlerde içme suyu yetersizliği ve kesintileri görülmüştür. Kuraklık daha çok Ege, Marmara, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerini etkilemiştir. Ankara'ya Kızılırmak'tan, İstanbul'a Melen Çayı'ndan içme su takviyesi yapılmıştır.[3]

2020-2021 kuraklığı, Aralık 2020'de başlamış ve başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere birçok ilde baraj seviyeleri düşmüştür. Kuraklığın etkisi hâlâ devam etmektedir.[5]

Nedenler

Kuzey Atlantik salınımı

Kuzey Atlantik salınımı (NAO), Azor yüksek basıncı ile İzlanda alçak basıncı arasındaki etkileşim sonucunda Atlas Okyanusundan Avrupa'ya doğru gelen hava kütlelerinin yön değiştirme olayıdır. Azor antisiklonu güçlendiğinde (NAO pozitif) nemli rüzgarlar Avrupa'nın batı ve kuzeyine ulaşır. Bu alanlar yağış alırken Türkiye kurak bir dönem yaşar. Türkiye'de yaşanan kış kuraklıklarının büyük kısmı NAO pozitif evresi ile aynı zamanda yaşanmaktadır. Küresel ısınma ile birlikte NAO pozitif döneminin uzayacağı ve kuvvetleneceği, Akdeniz çevresinde kuraklıkların yaygınlaşacağı öngörülmektedir.[3]

Küresel ısınma

İklim değişikliği ile birlikte Türkiye'nin içinde yer aldığı Akdeniz havzasında zamanla kuraklık şiddetlenecektir. 1970-2000 dönemi ile kıyaslandığında, 2020-2050 dönemi ortalama sıcaklıkları özellikle yazın ve Güneydoğu Anadolu'da 2 °C daha fazla olması beklenmektedir. Toplam yağış açısından ise, aynı dönemler arasında güney bölgelerde ilkbahar ve kış mevsiminde 2 mm/gün azalma, batıda sonbahar, kuzeydoğuda ise kışın 0,8 mm/gün artış beklenmektedir. Sıcaklıkların artıp, yağışların azalacağı bu tahminlere göre Türkiye'de meteorolojik kuraklıkların görüleceği, bu kuraklığın hidrolojik ve tarımsal kuraklığa evrileceği tehlikesi bulunmaktadır.[3]

Tarımsal kuraklık

Tarımsal kuraklık açısından önemli bir gösterge olan sürüm derinliği nemliliği ülkenin büyük bölümünde azalmaktadır. Bitkilerin en fazla suya ihtiyaç duyduğu filizlenme aşamasında nem eksikliği sulama ihtiyacı doğmaktadır. Meteorolojik kuraklığın yaşanacağı, barajlardaki sulama suyunun azalacağı, buharlaşma ve terleme ile toprağın su kaybedeceği gelecekte tarım yapmak zorlaşacaktır. Bu sorunun üstesinden gelmek için sulamanın kontrol altına alınması gerekmektedir. Türkiye tatlı su kaynaklarının %70'i sulamada kullanılmaktadır. Salma sulama engellenmeli, su tarlalara kapalı sistem ile taşınmalı damlama sulama yöntemi yaygınlaştırılmalıdır.[3]

Türkiye su kaynakları

Türkiye'nin yenilenebilir su potansiyeli, yer altı suları 41 milyar m3, yüzey suları 193 milyar m3, toplamda ise 234 milyar m3'tür. Ekonomik ve teknik olarak kullanılabilecek yeraltı ve yer üstü su miktarı 110 milyar m3'tür. Kişi başına kullanılabilecek tatlı su miktarı 10.000 m3 olan ülkeler su zengini, 1000 m3'ten az olanlar su fakiri olarak kabul edilirler.[6] Kişi başı kullanılabilecek su miktarı 2019 için 1400 m3[7] ile Türkiye su kısıtı yaşayan ülke konumundadır. 2030'da Türkiye, 100 milyon nüfusu, 1100 m3 kişi başı kullanılabilir su miktarı ile su fakiri sınıfına girecektir.[8]

Önlemler

Türkiye'nin içme suyu temini ve hidroelektrik üretimi planlamasında azalan yağışlar dikkate alınarak yeni yol haritaları oluşturulmalıdır.[] Tarımsal sulama yöntemleri kuraklık gerçeği göz önüne alınarak yeniden düzenlenmelidir.[9]

Kaynakça

  1. ^ "Kuraklık Analizi - Meteoroloji Genel Müdürlüğü". mgm.gov.tr. 4 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mart 2021. 
  2. ^ "Türkiye'de kuraklaşma hangi boyutlarda?". BBC News Türkçe. 17 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2021. 
  3. ^ a b c d e f Kurnaz, Levent (2014). "KURAKLIK VE TÜRKİYE". İstanbul Politikalar Merkezi. 22 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2020. 
  4. ^ "NASA: Türkiye son 900 yılın en kötüsünü yaşıyor". Milliyet. 3 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mart 2021. 
  5. ^ "Türkiye'de kuraklık: Haritalar tehlikenin boyutları hakkında ne gösteriyor?". BBC News Türkçe. 27 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2021. 
  6. ^ YÜKSEL, İbrahim vd. "KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN SU KAYNAKLARINA ETKİLERİ" (PDF). imo.org.tr. 15 Haziran 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2020. 
  7. ^ "Türkiye'de kişi başına düşen su miktarı yılda 1400 metreküp". Anadolu Ajansı. 18 Kasım 2019. 19 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2020. 
  8. ^ "Türkiye'nin Mevcut Su Kıtlığı Sorunu - 2007" (PDF). imo.org.tr. 22 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Mart 2020. 
  9. ^ "Building agricultural resilience to drought in Turkey". www.oecd-ilibrary.org (İngilizce). 6 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ocak 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Güneydoğu Anadolu Bölgesi</span> Türkiyenin güneydoğusundaki coğrafi bölgesi

Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden biridir. Güneydoğu Torosların güneyinden Suriye sınırına kadar olan yerleri kaplar. Bölge doğu ve kuzeyden Doğu Anadolu Bölgesi, batıdan Akdeniz Bölgesi, güneyden Suriye ve kısa bir sınırla da Irak ile çevrilidir.

<span class="mw-page-title-main">Akdeniz iklimi</span> iklim çeşidi

Akdeniz iklimi, yaz sıcaklığı güneşışınlarının düşme açısına, kuraklık ise alçalıcı hava hareketlerine bağlıdır. En sıcak ay ortalaması 26-28 °C, en soğuk ay ortalaması 8-10 °C dir. Yıllık sıcaklık ortalaması 18 °C dir. Kar yağışı ve don olayı çok ender görülür. En fazla yağış kışın, en az yağış yazın düşer. Kışın görülen yağışlar cephesel kökenlidir. Cephesel yağışlar en fazla bu iklimde görülür.

<span class="mw-page-title-main">Konya Ovası Projesi</span>

Konya Ovası Sulama Projesi (KOP), birkaç değişik kaynaktan Konya Ovası'nın sulanmasını sağlayacak büyük sulama projesidir.

<span class="mw-page-title-main">Uğurludağ</span> Çorum iline bağlı bir ilçe

Uğurludağ, Çorum iline bağlı bir ilçedir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de Karadeniz iklimi</span> Türkiyenin Karadeniz kıyılarında görünen nemli subtropikal/ılıman okyanus iklimi türü

Karadeniz iklimi, Karadeniz Bölgesi, Marmara Bölgesi'nin Karadeniz kıyıları ve Kuzey Anadolu Dağları'nın Karadeniz’e bakan yamaçlarında görülen bir iklim türüdür. Köppen iklim sınıflandırmasına göre Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde görülen iklim okyanusal iklim (Cfb) ve yağışlı dönencealtı iklimi (Cfa) altında sınıflandırılır ve bu iklimler Batı Avrupa, Yeni Zelanda ile Çin ve ABD'nin güneydoğu kıyılarında da yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Ilıman kuşak iklimleri</span> Iklim türü

Ilıman kuşak iklimi, tropikal bölgeler ile tundralar arasında kalan bölümde görülen iklim çeşididir. İklim özelliklerinin çeşitliği ve aşırı sıcak veya soğuk olmayışı en önemli özelliğidir. Dünya'nın yüzde 15'ini oluşturan bu kuşakta toplam nüfusun %48'i yaşar. Ekonomik ve teknolojik açıdan en güçlü ülkeler bu kuşak üzerinde yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Asi Nehri</span> Nehir

Asi Nehri, Lübnan'daki Bikâ Vadisi'nin doğu kısmından doğar ve Türkiye'nin Hatay ilinden Akdeniz'e dökülür. Asi Nehri'nin toplam uzunluğu 556 km olup, 366 km Suriye'de, 98 km Türkiye'de, 40 km Lübnan'dadır. 52 km'si Türkiye-Suriye sınırını oluşturur. Antakya ile Akdeniz'e doğal su yolu bağlanmış olan Asi Nehri'nin ortalama su debisi 30 m³/sn dir. Kış mevsimi ile ilkbaharda taşkınlar nedeniyle pek çok su baskını yaşanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Konya Ovası</span>

Konya Ovası, İç Anadolu Bölgesi'nin orta ve güney kesiminde yer alıp, büyük bölümü Konya ili içinde yer alan çanak biçimli ovadır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye iklimi</span>

Türkiye, iklim kuşaklarından ılıman kuşak ile subtropikal kuşak arasında yer alır. Türkiye'nin coğrafî konumu ve yer şekilleri sonucunda iklimi, farklı özellikte iklim tiplerinin oluşmasına yol açmıştır. Kıyı bölgelerinde denizlerin etkisiyle daha ılıman iklim özellikleri görülür. Dağların yüksekliği ve uzanışı deniz etkilerinin iç kesimlere ulaşmasını engeller. Bu nedenle iç kesimlerinde karasal iklim özellikleri görülür.

<span class="mw-page-title-main">Kuraklık</span> uzun süre suyun olmayışı durumu

Bir bölgede nem miktarının geçici dengesizliğinden kaynaklanan su kıtlığı olarak tanımlanabilen kuraklık, doğal bir iklim olayıdır ve herhangi bir zamanda ve yerde meydana gelebilir. Kuraklık genellikle yavaş gelişir ve uzun bir dönemi kapsar. Kurak iklimlerin hüküm sürdüğü yerlerdeki hayvanlar ve bitkiler, nem eksikliğinden ve yüksek değişkenlikteki yağıştan dolayı olumsuz etkilenirler. Kuraklık tespit edilmesi en zor felaketlerdendir.

<span class="mw-page-title-main">Sulama</span>

Sulama, mahsullerin, peyzaj bitkilerinin ve çimenlerin büyümesine yardımcı olmak için toprağa kontrollü olarak su verilmesidir. Sulama, 5.000 yılı aşkın bir süredir tarımın ana özelliklerinden biri olmuştur ve dünya çapında birçok kültür tarafından geliştirilmiştir. Sulama, kuru alanlarda ve ortalamanın altında yağış alınan zamanlarda mahsullerin yetiştirilmesine, peyzajın korunmasına ve bozulmuş toprakların yeniden yeşillendirilmesine yardımcı olur. Bu kullanımlara ek olarak sulama, mahsulleri dondan korumak, tahıl tarlalarında yabani ot büyümesini engellemek ve toprak konsolidasyonunu önlemek için de kullanılır. Ayrıca hayvanları serinletmek, tozu azaltmak, kanalizasyon suyunu bertaraf etmek ve madencilik faaliyetlerini desteklemek için de kullanılır. Yüzey ve yüzey altı sularının belirli bir yerden uzaklaştırılmasını sağlayan drenaj ise genellikle sulama ile birlikte incelenir.

<span class="mw-page-title-main">Yarı kurak iklim</span>

Yarı kurak iklim veya step iklimi genellikle yıllık olarak düşük yağmur miktarı alan (250–400 mm) bölgelerin iklimini ifade eder. Daha kesin bir iklim tanımı Köppen iklim sınıflandırmasında ekolojik özellikler ve tarımsal birikim açısından çöl iklimi ve nemli iklimler arasında kalan step iklimleri olarak verilmiştir. Köppen iklim sınıflandırması sıcaklık ve yıllık yağış miktarının, özellikle ormanlık bölgeleri dışarıda bırakarak düzenlenmesine izin vermektedir.

Kuzey Kıbrıs'ta su, sorunlu bir konudur. Ülkenin su kaynaklarında en büyük payı yeraltı suları almakta, bunu yerüstü ve pınar suları izlemektedir. Ülkenin su kaynakları az yağış ve aşırı kullanım nedeniyle her yıl giderek azalmaktadır. Ülkenin su sorununu çözmek amacıyla Türkiye'den deniz altından borular geçirme yoluyla su getirmek yönünde planlar yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Akçaşehir, Karaman</span> Karaman merkez ilçesinde bir belde

Akçaşehir Karaman iline bağlı bir kasabadır. 28 Şubat 1967 tarihinde belediye teşkilatı kurulmuştur. Güneydoğusundaki Ayrancı ilçesine 20, kuzeyindeki Karapınar ilçesine 38, doğusundaki Ereğli ilçesine 53 km uzaklıkta bulunur. Söz konusu il ve ilçelere asfaltlanmış kara yolları aracılığı ile ulaşım yapılabilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Çarşamba Çayı</span> Konya da akarsu

Çarşamba Çayı, Konya ilinde bulunan bir akarsu. Bozkır ilçesi sınırları içerisinde Karacahisar köyü yakınlarında doğar, Mavi Boğaz'da Beyşehir Gölü'nden gelen kanal ile birleşir. Çumra ilçesinde kollara ayrılır ve Karakaya'da bataklıklarda sonlanır. Üzerinde Apa Barajı yer alır. 105 km uzunluğundadır. Konya ilinin tarımsal sulamasında önemli bir yer tutmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Anamur Çayı</span> Mersinde akarsu

Anamur Çayı , Mersin ili, Anamur ilçesinde bulunan akarsu. Toros Dağları'ndan yeraltı akarsuyu olarak doğar, 35 km sonra Anamur merkezden Akdeniz'e dökülür.

<span class="mw-page-title-main">Mezitli Çayı</span> Akdenize dökülen antik çay

Mezitli Deresi Toros Dağları'ndan doğup, Mersin, Mezitli şehir merkezinden Akdeniz'e dökülen akarsu. Antik adı Liparis Çayıdır.

<span class="mw-page-title-main">Konya kapalı havzası</span>

Konya kapalı havzası, yaklaşık olarak Türkiye'nin ortasında bulunan kapalı havza. 5 milyon hektarlık alanıyla Türkiye'nin yaklaşık %7'sini kaplar.

<span class="mw-page-title-main">Kuru tarım</span> sulama yapılmadan yapılan tarım türü

Kuru tarım, kurak ve yarı kurak bölgelerde sulama yapılmadan yapılan tarım türüdür. Tarlaya düşen yağış ile tarım yapmak için teknikler uygulanır.

<span class="mw-page-title-main">Suriye coğrafyası</span> Suriyenin coğrafi özellikleri

Suriye, Batı Asya'da, Arap Yarımadası'nın kuzeyinde, Akdeniz'in doğu ucunda yer almaktadır. Kuzeyde Türkiye, batı ve güneybatıda Lübnan ve İsrail, doğuda Irak ve güneyde Ürdün ile komşudur. Batıda sıradağlardan ve iç kesimlerde sarp bir alandan oluşur. Doğuda Suriye Çölü, güneyde ise Cebel el-Dürzi Sıradağları yer almaktadır. İlk bölge Fırat Vadisi tarafından ikiye bölünür. Fırat üzerinde 1973 yılında inşa edilen bir baraj, Suriye'nin en büyük gölü olan Esad Gölü adında bir rezervuar oluşturur. Suriye'nin en yüksek noktası Lübnan sınırındaki 2,814 metre yüksekliğindeki Hermon Dağı'dır. Nemli Akdeniz kıyısı ile kurak çöl bölgeleri arasında, ülkenin dörtte üçüne yayılan ve çöl boyunca esen sıcak ve kuru rüzgarları alan yarı kurak sarp bir bölge yer alır. Suriye'de toprakların yüzde 28'i ekilebilir, yüzde 4'ü kalıcı ürünlere ayrılmış, yüzde 46'sı çayır ve mera olarak kullanılırken sadece yüzde 3'ü orman ve ağaçlıktır.