İçeriğe atla

Türkiye'de Ermeni Kırımı'nın mirası

Kırım'ın en büyük sorumlularından biri olan Talat Paşa'nın, İstanbul'un Şişli ilçesindeki Abide-i Hürriyet'in çevresinde yer alan mezarı.[1]

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı,[2] yaşanmasından uzun yıllar sonra bile Türk toplumunda hissedilecek derin etkiler bıraktı[] .Anadolu Hareketi'nin 1919 tarihli bir yayını, Ermenilere karşı sistematik bir "imha" politikasının uygulandığını ve İttihat ve Terakki liderlerinin "insanlığın en büyük suçluları arasında" olduğunu kabul ediyordu.[3] Ermeni tarihçi Vahan Avetyan'a göre, 1920ler boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni bir devlet kurma projesinin önemli bir parçası olarak Kırım'ın Türk tarihinden silinmesi denenmişti.[4]

Daha öncelerde nispeten bölünmüş olan, Kırım'a dair resmî Türk görüşü, 1974 ve 1990 yılları arasında kaynaşmaya başladı.[5] Türkiye'nin resmî duruşu, Ermenilerin "tehcir" sırasında gerçekleşen ölümlerinin bir "soykırım" olarak kabul edilemeyeceği yönündedir, bu da pek çok farklı argümanla desteklenen bir tutumdur, bu argümanlara cinayetlerin kasıtlı olmadığı veya sistematik olarak organize edilmediği; Ermenilerin kültürel bir grup olarak Rusya'ya sempati duyan bir tehdit oluşturması nedeniyle tehcirin haklı olduğu;[6] Ermenilerin Osmanlı hükûmetinin kasıtlı bir eylemi olmadan açlıktan öldüğü; aynı yıllarda Ermeniler tarafından Türklere karşı gerçekleştirilmiş katliamların varlığı ve Ermeni çeteleri örnek verilebilir.[7] Olaylar için soykırım teriminin kullanılmasının yanlış olduğunu yasal yüzeyler ile savunan bazı diğer argümanların arasında ise 2007 ve 2015 yılları arasındaki yargı süreci Perinçek-İsviçre Davası ve soykırım teriminin 1943 yılına kadar kullanılmaması verilebilir. Müslüman-Türk katliamları sırasında öldürülen Müslüman Türklerin sayısı (bu sayı bazı tahminlere göre 5.5 milyon kadardır[8]) veya I. Dünya Savaşı boyunca ölen Türkler de sıklıkla Ermeni ölümlerinin sayısını hafifletmek için kullanılır.

Bir Der Spiegel makalesi, Türk tarihyazımının konuya bakışını şu şekilde ele alır:[9]


Yargılama

Osmanlı savaş suçlularını yargılamak için kurulmuş Özel Osmanlı Askerî Mahkemeleri'nin oturumlarından biri, 8 Nisan 1919

Özel Osmanlı Askerî Mahkemeleri, I. Dünya Savaşı sonrasında gerçekleşti. Mahkeme, İttihat ve Terakki'nin önde gelenlerini savaş zamanı vurgunculuktan ve hem Ermenilere hem de Rumlara karşı işledikleri suçlardan dolayı idama mahkûm etti. İdama mahkûm edilenler arasında Kırım'ı yönetmekle sorumlu olan Talat Paşa ve Enver Paşa da bulunuyordu.[10][11] Ek olarak, Sevr Antlaşması'nın içerisinde Osmanlı hükûmetinden savaş boyunca sivillere karşı işlenmiş suçlardan sorumlu olan kişilerin Milletler Cemiyeti tarafından oluşturulmuş bir mahkemede yargılanabilmeleri için teslim edilmelerini talep eden bir hüküm vardı.[12]

Ancak, Ermeni Kırımı'nın ölüm cezasına çarptırılmış failleri o dönemde yargılanabilecekleri uluslararası yasalar olmadığı için kaçmayı başardılar ve Almanya, İtalya ve Orta Asya'ya özgürce seyahat edebildiler.[13] Birleşik Krallık tarafından tutuklanmış bu tutukluların serbest bırakılması, Mustafa Kemal Atatürk'ün kuvvetlerinin elinde tutulan 22 İngiliz savaş tutsağının salınması karşılığında gerçekleştirildi.[14] Nihayetinde 31 Mart 1923'te, mahkemelerde Ermeni Kırımı ile yargılanan herkese af çıkarıldı ve ceza almadılar. Böylece, Ermenilere karşı işlenilen suçlar "unutulmuş oldu".[15] Bu sebeple, İngilizlerin ve müttefiklerin olaylar sırasındaki tutumu ve eylemleri birçok çevre tarafından sıklıkla eleştirildi. 1949'da New Haven'daki soykırım suçunun cezalandırılması ve önlenmesine ilişkin kongre sırasında Raphael Lemkin, "I. Dünya Savaşı sırasında 1.200.000 Ermeni'nin öldürülmesinden sonra muzaffer müttefikler, bu iğrenç katliamdan sağ kurtulanlara uygun bir yasa ve bir mahkeme sözü verdiler. Ancak bu söz yerine getirilmedi." dedi. Ayrıca Lemkin, "mantıklarını sonuna kadar taşımadıkları" ve bu sebeple Ermenilere karşı işlenen suçlar cezasız kaldığı için Müttefikleri suçladı.[15]

Kırım'ın önde gelen mimarlarından birçoğu suçları yüzünden cezalandırılmadan önce kaçmayı başardığı için, Ermeni Devrimci Federasyonu 27 Eylül'de başlayıp 1919 Ekim sonlarına kadar Erivan'da toplanan 9. Genel Kongresi'nde Kırım'dan sorumlu olarak gördükleri kişilere karşı bir suikast operasyonu yürütme kararı verdi. Grigor Merjanov ile birlikte çalışan Şahan Natali önderliğindeki bir birim, Türklerle işbirliği yapmakla suçlanan bazı Ermenilerin yanında Behbud Han Cevanşir, Said Halim Paşa, Bahattin Şakir, Cemal Azmi Bey, Cemal Paşa ve Talat Paşa'ya karşı suikastler düzenlemek ve düzenleyecek kişiler bulmak için kuruldu. Bu suikastler bütününden oluşan operasyona Nemesis Operasyonu adı verildi.

1926'da o zaman hâlâ hayatta olan en önemli Ermeni Kırımı sorumluları olan Cavid Bey, Doktor Nâzım Bey ve Yenibahçeli Nail Bey; Mustafa Kemal Atatürk'e karşı İzmir Suikastı olarak bilinen suikastı planladıkları için asıldı, ancak davalarında Kırım'dan veya kendilerinin Kırım'daki rollerinden bahsedilmedi.[16]

Türkiye Ermenileri

Ermeni mülklerine el konulması

Tazminat

Kırım'dan sonra, Türkiye hükûmetinden birçok kez Kırım kurbanı Ermenilere ve Ermenistan'a finansal veya toprak tazminatları vermesi talep edildi.[17] Uluslararası hukuk akademisyenlerinin ve uzmanlarının çoğu; Türkiye'nin Osmanlı İmparatorluğu'nun halefi ve devamı olmasının yanında[18] Ermeni mülklerine el konulması gibi Ermenilere karşı gerçekleştirilen bazı eylemlerin Türkiye Cumhuriyeti döneminde de devam etmesi nedeniyle eğer tazminat ödenecekse bunu yapması gerekenin Türkiye olduğu konusunda hemfikirdir.[19] Çoğu Ermeni, Kırım tazminatı olarak 1920 Sevr Antlaşması'nda eski ABD Başkanı Woodrow Wilson tarafından çizilen Türkiye-Ermenistan sınırının restorasyonu ve yüklü miktarda nakit tazminat talep etmektedir.[20]

Ermeni Kırımı'nın kurbanlarına tazminat verilmesi için bir plan, ilk olarak I. Dünya Savaşı sonrasındaki Paris Barış Konferansı sırasında ortaya atıldı. Bunun yanında, Ermeni Devrimci Federasyonu, Kırım'ın yaşanadığı günlerden beri Türkiye'den Kırım için tazminat olarak toprak taleplerinde bulunuyordu.[21] Tazminat taleplerinin karşılanması için Ermeniler tarafından gerçekleştirilen eylemler genellikle lobicilik faaliyetleri olsa da, bu doğrultuda gerçekleştirilen eylemlerin arasında ana amacını "Türk hükümetini 1915'te 1,5 milyon Ermeni'nin ölümünden sorumlu olduğunu açıkça kabul etmeye, tazminat ödemeye ve bir Ermeni vatanına toprak vermeye zorlamak" olarak belirten ASALA'nın gerçekleştirdiği Esenboğa Havalimanı saldırısı gibi sivillere karşı bombalı ve silahlı saldırılar da vardır.[22][23] Tüm bunlara rağmen; günümüze kadar Türkiye hükûmeti tarafından "Kırım ile ülkelerinin dışında kalmış Ermenileri ülkesine geri gönderme veya onlara tazminat verme yolunda hiçbir şey yapılmamıştır"[24] ve Ermeniler "tazminatlarını hiç almamıştır".[21]

Sansür

1993'te Türk insan hakları savunucusu Ayşe Nur Zarakolu, Yves Ternon'un Armenians, History of a Genocide isimli kitabının Türkçe çevirisini "Ermeni Tabusu" adı altında yayınladı. Kitap, Türkiye'de basılmış ve 1915 olaylarını açıkça soykırım olarak tanımlayan ilk kitaptı. Yetkililer buna kitabı yasaklayarak ve yayıncı aleyhine yıllarca süren bir dava açarak tepki gösterdiler. Bunu 1994 yılında Vahakn Dadrian'ın Genocide in International and National Law isimli kitabının yayınlanması ve kendisine açılan bir dava izledi, ancak aleyhindeki dava beraatla sonuçlandı. Bu, "Türkiye'deki soykırım tabusunun çözülmesine" ve konu hakkında Franz Werfel'in 1997 tarihli Musa Dağ'da 40 Gün kitabı gibi yeni kitapların yayınlanmasına yol açtı.[25]

Türk hukukunda "Ermeni soykırımı" teriminin kullanılmasına karşı bir kanun bulunmamasına rağmen, zaman zaman kendi inisiyatifleriyle hareket eden savcılar Türk Ceza Kanunu'nun "Türklüğü aşağılamayı" yasaklayan 301. maddesini 1915 olaylarını bir soykırım olarak tanımlayan önde gelen Türkleri susturmak için kullandılar; ancak bu zemin üzerinde açılan davaların çoğuna takipsizlik kararı verildi.[26] Şubat 2005'te Das Magazin ile yaptığı bir röportajda Türk yazar Orhan Pamuk, Türkiye'nin Ermenilere ve Kürtlere karşı suç işlediğini belirten açıklamalarda bulundu: "30 bin Kürt'ü ve bir milyon Ermeni'yi öldürdük, Türkiye'de hiç kimse bunu dile getirmeye cesaret edemiyor. Ben ediyorum".[27] Bunun üzerine iki Türk aşırı milliyetçi meslek örgütünün avukatlarının oluşturduğu, Kemal Kerinçsiz liderliğindeki Büyük Hukukçular Birliği, Pamuk aleyhine suç duyurusunda bulundu.[28] 23 Ocak 2006'da dava düştü.[29] 2007'de öldürülmesine kadar "Türklüğe hakaretten" üç kez yargılanan Hrant Dink'in durumunda olduğu gibi, bu suç duyurularına genelde nefret kampanyaları ve tehditler eşlik etti.[30]

Hrant Dink'in cenazesinde yapılan yürüyüşlerde yüz bin kişi cinayeti protesto ederek ve "Hepimiz Ermeniyiz" yazılı tabelalar taşıyarak Dink'in anısına yürüdü.[31]

Ülkü Ocakları başta olmak üzere bazı milliyetçi kuruluşlar, hem Türkiye içinde hem de dışında Ermeni Kırımı'nın reddi ve zaten var olan reddinin devamı için agresif bir şekilde lobicilik yaptı. Ülkü Ocakları tarafından bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilen eylemlere Ocak 2004'te Ermeni Kırımı hakkındaki Ararat filminin Türkiye'de gösterilmesinin engellenmesi[32][33] ve 24 Nisan 2012'de diğer milliyetçi kuruluşlarla beraber Taksim Meydanı'nda Ermeni Kırımı'nın anılmasına karşı gerçekleştirilen protestolar[34] örnek verilebilir.

Serbestleşme

30 Nisan 2008'de Hrant Dink suikastının ardından Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinde çeşitli değişiklikler yapılması[35] ve aynı yıl Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde yaşanan yakınlaşma, Türkiye'de Ermeni Kırımı üzerindeki tabunun daha da çözülmesine yol açtı. Bunun da etkisiyle, Aralık 2008'de öğretim üyeleri ve gazetecilerden oluşan bir grup tarafından Ermenilerin başına gelenlerin yıllardır konuşulmamış olunmasından dolayı kişisel olarak özür dilendiği bir imza kampanyası olan Özür Diliyorum kampanyası başlatıldı. Kampanya, imzaya açıldığı ilk 24 saat içinde 5000 kişi tarafından imzalandı.[36] 2012 yılında Ragıp Zarakolu, Yves Ternon'un kitabını bu sefer daha "cesur" bir Türkçe başlık olan "Bir Soykırım Tarihi: 20 Yıl Sonra Ermeni Tabusu Davası" ve kitabın yayın sürecini, Türkiye'de Ermeni Kırımı hakkındaki tartışmanın 20 yılını ve 8 yıl süren Ternon ile Ayşenur Zarakolu davalarının belgelerini içeren ekler ile yeniden yayınladı.[37] Aynı yıl, önde gelen bir Türk gazeteci ve 1915 olaylarının en büyük sorumlularından Cemal Paşa'nın torunu olan Hasan Cemal, Ermeni Soykırımı anıtını da ziyaret ettiği Ermenistan ziyaretinden sonra "1915: Ermeni Soykırımı" adında bir kitap yazdı ve kitabı Türkiye'nin çok satanları arasında girdi.[38][39] Ermenice haftalık gazete Agos'un eski köşe yazarı ve 2015 yılında Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki iktidar Adalet ve Kalkınma Partisi'nden milletvekili seçilen Markar Esayan,[40] Türkiye'de çeşitli günlük gazetelerde yazdığı farklı makalelerde 1915 olaylarını soykırım olarak nitelendirdi.[41][42] Özellikle 2015 yılında Ermeni Kırımı'nın 100. yılı anısına, Ermeni Kırımı hakkında arasında Raymond Kévorkian'ın "Ermeni Soykırımı" eserinin de bulunduğu çok sayıda kitap yayınlandı.[43]

Dış politika

Türkiye, dış politikasında Ermeni Kırımı'nın üçüncü partiler tarafından bir soykırım olarak tanınmasına aktif olarak karşı çıktı.[44]

1982'de, Türk Araştırmaları Enstitüsü (Institute of Turkish Studies, ITS) Türk hükûmetinden yapılan 3 milyon $ değerindeki bir bağış ile Washington, DC'de kuruldu. İsrailli soykırım araştırmacısı Israel Charny; ITS ile Stanford Shaw, Heath W. Lowry ve Justin McCarthy gibi 1915 olaylarını bir soykırım olarak tanımayı reddeden kişiler ve kuruluşları ABD'de Türkiye ve Osmanlı İmparatorluğu üzerine çalışmaları ancak aynı zamanda Ermeni Kırımı'ın reddini teşvik eden Türk hükûmetinin ABD'deki ana ajansı olarak tanımlar.[45][46] Türk hükûmeti ayrıca senede 1 milyon $ civarı para harcayarak tarihi olayların kendi versiyonunu ABD'de tanıtmaları için halkla ilişkiler ekipleri tuttu.[46]

1989'da ABD Senatosu'na sunulan Ermeni Kırımı'nı soykırım olarak tanıma önerisi Türkiye'nin konu hakkındaki eylemlerinin artmasını tetikledi. Öneri, Amerikan diplomat ve 1914 ile 1917 yılları arasında Harput konsolosluğu yapan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde "çoğu masum ve çaresiz kadın ve çocuklar olmak üzere binlerce ve binlerce Ermeninin katledildiğini" rapor eden Leslie Davis'in "Mezbaha İli" isimli görgü tanığı raporunun yayınlanması bağlamında sunuldu. Türkiye, öneriye ABD Donanması'nın Türkiye ziyaretlerini engelleyerek ve Türk topraklarındaki bazı ABD askerî eğitim tesislerini askıya alarak tepki gösterdi. Öneriyi tetikleyen "Mezbaha İli" raporunun da arasında bulunduğu birçok ABD arşiv belgesini yayınlamak üzere bir araya getiren Amerikan akademisyen Susan K. Blair, arşivleri yayınlamasının ardından kendisine yönelik bir dizi anonim tehdidin ardından kamuoyundan gizlenmeye başladı.[47] 2007'de, benzer bir karar Meclis Dışişleri Komitesi tarafından 27'ye 21 oyla kabul edildi, ancak Türk lobiciliği kararın en üst makamlara ulaşmasını engelledi.[48]

24 Nisan 2019'da düzenlenen bir seminerde, Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ermeni Kırımı'nı resmen andığı için Fransa'yı kınadı ve Ermenilerin 20. yüzyılın başlarında Osmanlı hükûmeti tarafından gerçekleştirilen tehcirinin o zamanın koşulları için uygun olduğunu belirtti.[49]

Kaynakça

  1. ^ Kieser, Hans-Lukas (2018). Talaat Pasha : father of modern Turkey, architect of genocide (İngilizce). Princeton, New Jersey. s. 419. ISBN 978-1-4008-8963-1. OCLC 1031214381. 
  2. ^ Suny, Ronald Grigor (2015). "They can live in the desert but nowhere else" : a history of the Armenian genocide (İngilizce). Princeton. ss. 245, 330. ISBN 978-1-4008-6558-1. OCLC 903685759. 28 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  3. ^ Demirdjian, Alexis (1 Temmuz 2018). "A Moving Defence". Journal of International Criminal Justice (İngilizce). 16 (3): 501-526. doi:10.1093/jicj/mqy035. ISSN 1478-1387. 
  4. ^ Avedian, Vahagn (2018). Knowledge and acknowledgement in the politics of memory of the Armenian genocide (İngilizce). Milton Park, Abingdon, Oxon. s. 351. ISBN 978-0-429-45425-7. OCLC 1061128147. 
  5. ^ Gürpınar, Doğan (3 Mayıs 2016). "The manufacturing of denial: the making of the Turkish 'official thesis' on the Armenian Genocide between 1974 and 1990". Journal of Balkan and Near Eastern Studies (İngilizce). 18 (3): 217-240. doi:10.1080/19448953.2016.1176397. ISSN 1944-8953. 
  6. ^ Dinkell, Christoph (1991). "German Officers and the Armenian Genocide". Armenian Review (İngilizce). 44 (1). s. 92. ISSN 0004-2366. 
  7. ^ Tashan, Seyfi (Nisan 2002). "Armenian question and the Western powers" (İngilizce). Turkish Daily News. 11 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  8. ^ McCarthy, Justin (1995). Death and exile : the ethnic cleansing of Ottoman Muslims, 1821-1922 (İngilizce). Princeton, N.J.: Darwin Press. ss. 335-340. ISBN 0-87850-094-4. OCLC 31936569. 
  9. ^ Zand, Bernhard (25 Ekim 2005). "Turkey's Memory Lapse: Armenian Genocide Plagues Ankara 90 Years On". Spiegel Online (İngilizce). 27 Ekim 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  10. ^ Gunter, Michael M. (2011). "Armenian History and the Question of Genocide". Palgrave Macmillan. 
  11. ^ The Hidden Histories of War Crimes Trials. Kevin Heller, Gerald Simpson. Oxford. 2013. ss. 296-300. ISBN 978-0-19-165320-9. OCLC 863822836. 29 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  12. ^ Judt, T. (1992). The Past is Another Country: Myth and Memory in Postwar Europe. 4. s. 106. 
  13. ^ Power, Samantha (2002). A problem from hell : America and the age of genocide. New York: Basic Books. ss. 16-17. ISBN 0-465-06150-8. OCLC 48221415. 
  14. ^ Segesse, Daniel (2008). "Dissolve or punish? The international debate amongst jurists and publicists on the consequences of the Armenian genocide for the Ottoman Empire, 1915-23". Journal of Genocide Research. Cilt 10. ss. 95-110. 
  15. ^ a b Segesser, D. "Dissolve or punish? The international debate amongst jurists and publicists on the consequences of the Armenian genocide for the Ottoman Empire, 1915-23". Journal of Genocide Research. Cilt 10. ss. 95-110. 
  16. ^ Kévorkian, Raymond H. (2011). The Armenian genocide : a complete history. Londra: I.B. Tauris. s. 805. ISBN 978-0-85771-930-0. OCLC 742353455. 
  17. ^ Theriault, Henry (24 Nisan 2021). "Theriault: The Global Reparations Movement and Meaningful Resolution of the Armenian Genocide". Armenian Weekly. 10 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  18. ^ The Armenian massacres of 1915-1916 a hundred years later : open questions and tentative answers in international law. Flavia Lattanzi, Emanuela Pistoia. Cham, Switzerland. 2018. ss. 195-236. ISBN 978-3-319-78169-3. OCLC 1038495004. 
  19. ^ Avedian, Vahagn (1 Ağustos 2012). "State Identity, Continuity, and Responsibility: The Ottoman Empire, the Republic of Turkey and the Armenian Genocide". European Journal of International Law. 23 (3): 797-820. doi:10.1093/ejil/chs056. ISSN 0938-5428. 
  20. ^ "Frequently Asked Questions - Land Reparations for the Turkish Genocide of Armenians". 4 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  21. ^ a b Theriault, Henry (2012). "Introduction: the global reparations movement". Armenian Review. Cilt 53. ss. 1-2. 
  22. ^ U.S. Department of State. "Appendix B". Patterns of Global Terrorism Report - 1996. 
  23. ^ Pitman, Paul M. "Turkey: A Country Study". The Federal Research Division of the Library of Congress. ss. 283, 354-355. OCLC 17841957. 
  24. ^ Winter, Jay (2004). America and the Armenian Genocide of 1915. Cambridge University Press. s. 264. 
  25. ^ Zarakolu, Ragıp; Demirkent, Dinçer. ""Bir daha asla diye haykırmadıkça bundan böyle hiç kimse kendini güvende hissetmesin!"". Ayrıntı Dergi (İngilizce). 25 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  26. ^ Corley, Felix (14 Şubat 2002). "Ayse Nur Zarakolu" (İngilizce). The Independent. 8 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  27. ^ Rainsford, Sarah (14 Aralık 2005). "Author's trial set to test Turkey" (İngilizce). BBC. 30 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  28. ^ Matossian, Nouritza (27 Şubat 2005). "They say 'incident'. To me it's genocide". The Observer (İngilizce). The Guardian. 29 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  29. ^ "Court drops Turkish writer's case" (İngilizce). BBC. 23 Ocak 2006. 2 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  30. ^ "IPI Deplores Callous Murder of Journalist in Istanbul" (İngilizce). International Press Institute. 22 Ocak 2007. 26 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  31. ^ Harvey, Benjamin (24 Ocak 2007). "Mass protest at editor's funeral". Associated Press. The Guardian. 12 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  32. ^ "Turkish Extremists Scuttle the Screening of "Ararat"". Asbarez. 7 Ocak 2004. 10 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  33. ^ "'Ararat'ın ertelenmesine Egoyan'dan tepki". Radikal. 7 Ocak 2004. 10 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  34. ^ Perrier, Guillaume (25 Nisan 2012). "24 avril". Le Monde (Fransızca). 18 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  35. ^ "The Brand New Version of Article 301 of Turkish Penal Code and the Future of Freedom of Expression Cases in Turkey" (İngilizce). Cambridge University Press. 6 Mart 2019. 26 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  36. ^ "´Erdogan lehnt Entschuldigung bei Armeniern ab´" (Almanca). Der Spiegel. 21 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2009. 
  37. ^ Bir Soykırım Tarihi: 20 Yıl Sonra Ermeni Tabusu Davası. Zarakolu, Ragıp tarafından çevrildi. Belge Yayınevi. Ekim 2012. ISBN 9789753441230. 
  38. ^ "Knights to Honor Hasan Cemal" (İngilizce). Armenian Weekly. 13 Mart 2013. 25 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  39. ^ Cemal, Hasan (2012). 1915 : Ermeni soykırımı. 1. basım. Cağaloğlu, İstanbul: Everest yayınları. ISBN 978-605-141-513-0. OCLC 823519208. 
  40. ^ "AKP İstanbul Milletvekili Markar Esayan hayatını kaybetti!". T24. 20 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2020. 
  41. ^ Esayan, Markar (29 Nisan 2014). "Armenian preacher: 'Remembering 1915 to forget it'" (İngilizce). Daily Sabah. 29 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  42. ^ Esayan, Markar (29 Nisan 2014). "Armenian preacher: 'Remembering 1915 to forget it'". Erdoğan could have gone through the 2015 elections successfully without reviving this issue. However, instead of doing this, he put an end to the denial of the 1915 genocide through a two-page statement. (İngilizce). Daily Sabah. 29 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Kasım 2020. 
  43. ^ Kévorkian, Raymond H. (2015). Ermeni soykırımı. 2. baskı. Ayşen Taşkent Ekmekci, Ahmet İnsel, Ahmet Ünüvar. İstanbul: İletişim Yayınları. ISBN 978-975-05-1728-0. OCLC 938426011. 
  44. ^ The Armenian Genocide legacy (İngilizce). Alexis Demirdjian. Houndmills, Basingstoke, Hampshire. 2016. ISBN 978-1-137-56162-6. OCLC 911255241. 
  45. ^ Charny, Israel (2000). Encyclopedia of Genocide (İngilizce). 1. s. 178. 
  46. ^ a b Dixon, Jennifer M. (Eylül 2010). "Defending the Nation? Maintaining Turkey's Narrative of the Armenian Genocide". South European Society and Politics (İngilizce). 15 (3): 467-485. doi:10.1080/13608746.2010.513605. ISSN 1360-8746. 2 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  47. ^ McKenna, Kate (3 Aralık 1989). "Account of Armenian Massacre Provokes Diplomatic Storm". The New York Times (İngilizce). 25 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  48. ^ Hulse, Carl (26 Ekim 2007). "U.S. and Turkey Thwart Armenian Genocide Bill". The New York Times (İngilizce). ISSN 0362-4331. 24 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 
  49. ^ Koc, Cagan (24 Nisan 2019). "Erdogan says deporting Armenians was appropriate at the time". Bloomberg (İngilizce). 25 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2021. 

Konuyla ilgili yayınlar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Taner Akçam</span> Alman akademisyen, sosyolog, yazar

Altuğ Taner Akçam, Türk tarihçi ve sosyolog.

Türkiye Ermenileri, Türkiye sınırları içinde yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan etnik azınlıktır. 1914-1921 yılları arasında 2 milyondan fazla olan Ermeni nüfusunun, günümüzde 40.000 ila 76.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bugün Türkiye Ermenilerinin ezici çoğunluğu İstanbul'da yaşamaktadır. Kendi gazetelerini, kiliselerini ve okullarını desteklemektedirler ve çoğunluğu Ermeni Apostolik inancına mensuptur ve Türkiye'deki Ermenilerin azınlığı Ermeni Katolik Kilisesi'ne veya Ermeni Evanjelik Kilisesi'ne mensuptur. Dört bin yıldan fazla bir süredir tarihi anavatanlarında yaşadıkları için Ermeni Diasporası'nın bir parçası olarak görülmemektedirler.

<span class="mw-page-title-main">Guenter Lewy</span> Amerikalı siyasetbilimci ve yazar

Guenter Lewy (1923-), ABD'nin Massachusetts eyaletinde bulunan Massachusetts Üniversitesi'nden emekli profesör ve tarihçidir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Ermenileri</span> Osmanlı Devletinin Ermeni halkı

Osmanlı Devleti kuruluş döneminde Ermeniler, genellikle Çukurova, Doğu Anadolu Bölgesi ile Kafkasya bölgelerinde bulunan beyliklerin egemenliği altında yaşamışlardır. Bursa'nın başkent olduğu dönemde Ermeni ruhani reisliği başkente alınmıştır. İstanbul'un fethinden sonra da İstanbul'a taşınmış ve daha sonra da İstanbul Ermeni Patrikhanesi kurulmuştur. Ermeniler Anadolu'dan gelen göçlerle İstanbul'da büyük bir cemaat oluşturmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Soykırımı'nı Anma Günü</span> Ermenistanda millî gün

Ermeni Soykırımı'nı Anma Günü, her yıl 24 Nisan tarihinde başta Ermenistan olmak üzere Kanada, Fransa ve Ermeni diasporası'nın yoğun olarak yaşadığı bölgelerde Ermeni Kırımı'nda ölen kurbanları anmak için düzenlenen ulusal törenler. Ermenistan'ın başkenti Erivan'da yüz binlerce insan Tsitsernakabert Soykırım Anıtı'na yürüyerek ziyaret eder ve ebedî aleve çiçekler koyar.

<span class="mw-page-title-main">Süryani Katliamı</span> Osmanlı İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilen sürgün

Süryani Soykırımı veya Arami Katliamı, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu ordusunun güneydoğu Anadolu ve İran'ın tarihi Azerbaycan bölgesinde, bazı Kürt aşiretlerinin yardımıyla Süryani Hristiyan azınlıklara karşı işlediği, tüm Süryani ve Süryani-i Kadim nüfusu 1914'de 58.983 iken bu sayının yaklaşık 5 katı olan 270 bin ila 300 bin arasında Süryani'nin öldüğü iddia edilen, sürgün etme ve katliamdır. Lakin daha sonra, alttaki Görüntüler kısmında bulunan resimden de görüldüğü üzere Rosie Malek-Yonan, Los Angeles, California'da bulunan Süryani Soykırım Anıtı'na bu sayıları 3 katına çıkarıp, 500 bin daha arttırarak 750 bin Süryani'nin soykırıma uğratıldığını belirten plakayı koydurmuştur ki bu da aslen 1914'te yaşayan tüm Süryani sayısının 12.7 katıdır.

<span class="mw-page-title-main">Büyük Ermenistan</span> Ermeni Yaylasındaki bölgelere atıfta bulunan etno-milliyetçi ve irredantist kavram

Büyük Ermenistan veya Birleşik Ermenistan, Ermenilerin anavatanı olarak kabul edilen, tarihsel olarak Ermenilerin çoğunlukta olduğu ve bir kısmında hâlâ Ermenilerin çoğunluk olarak yaşadığı Ermeni Yaylası'ndaki bölgelere atıfta bulunan etno-milliyetçi ve irredantist kavramdır. Ermenilerin tarihi topraklarının birleştirilmesi olarak görülen ve 20. yüzyıl boyunca Ermeni düşünürlerce yaygın olan fikir başta Ermeni Devrimci Federasyonu, ASALA ve Miras olmak üzere çeşitli milliyetçi örgüt ve partilerce savunuldu.

<span class="mw-page-title-main">Batı Ermenistan</span> Tarihsel iddiaların olduğu bir bölge

Batı Ermenistan, Ermenilerin tarihî ana vatanının bir parçası olan ve günümüzde Türkiye'nin doğusunda kalan bir bölgedir. Bizans Ermenistanı olarak da anılan Batı Ermenistan, MS 387'de Büyük Ermenistan'ın Bizans İmparatorluğu ve Sasani İmparatorluğu arasında bölünmesinden sonra ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Leslie Davis</span>

Leslie A. Davis (1876–1960) Amerikalı diplomat ve 1914 - 1917 arası ABD'nin Harput konsolosu. Ermeni Soykırımı konusundaki çalışmaları ile tanınır. New York'ta avukat olarak başladığı kariyerine diplomat olarak devam etmiştir. Batum, Özbekistan, Kafkasya elçiliklerinden sonra Osmanlı Devleti'nin Harput elçisi olarak görevlendirilmiştir. Ermeni Kırımı sırasında Hazar Gölü ve civarında Ermenilerin, Türk hükûmetinin desteklediği Kürt çeteler tarafından toplu katliama tabi tutulduğunu iddia etmiştir. Ayrıca 1 milyon Ermeni'nin soykırıma uğradığını ilk ortaya atan kişidir.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Soykırımı'nın inkârı</span> Ermenilere soykırım yapılmadığı iddiasını savunan tez

Ermeni Soykırımı'nın inkârı, Ermeni Kırımı'nın soykırım olarak tanımlanamayacağını savunan veya iddiaların bilimsel yollarla, belgelerle açıklanması gerektiğini savunan tezdir. Ermeni Soykırımı'nın inkârı, bazı ülkelerde tamamen yasaklanmışken bazı ülkelerde soykırım olduğunu ifade etmek hoş karşılanmamaktadır. Pek çok kaynakta ölen insanların sayısı soykırım olduğuna kanıt olarak gösterilmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre de bir soykırım söz konusu değildir. Bu yaklaşımda olanlar, zamanın hükûmetinin bir Ermeni Tehciri gerçekleştirdiğini, olumsuz şartlardan dolayı birçok insanın öldüğünü söylemektedir.

Resulayn Kampları, Ermeni Kırımı sırasında 1915 yılında çıkarılan Tehcir Kanunu ile birlikte göç ettirilen Ermeniler için, Resulayn şehri yakınındaki çöl alanda kurulan 25 toplama kampından biridir. Bu kamplar Ermeniler için anma alanlarına dönüştürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Gizli Ermeniler</span> Kripto Ermeniler

Gizli Ermeniler veya Kripto Ermeniler, genelde Ermeni kimliğini Türk toplumundan gizleyen, tam ya da kısmi etnik Ermeni kökenli insanları tanımlamak için kullanılan şemsiye bir terimdir. Genellikle Ermeni Kırımı sırasında "fiziksel yokoluş tehdidi altında" İslamlaşan Osmanlı Ermenilerinin torunlarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı terminolojisi</span>

Ermeni Kırımı terminolojisi İngilizce, Türkçe ve Ermenicede farklıdır ve Ermeni Soykırımı'nın reddi ve Ermeni Soykırımı'nın tanınması sorunları çerçevesinde siyasi tartışmalara yol açmıştır. Çalışmalarını İngilizce dilinde yapan tarihçilerin çoğu olayları tanımlamak için "soykırım" sözcüğünü kullansa da başka terimler de vardır.

<span class="mw-page-title-main">Talat Paşa suikastı</span> 214. Osmanlı Sadrazamının uğradığı suikast

Talat Paşa suikastı, 15 Mart 1921'de eski Osmanlı sadrazamı ve İttihat ve Terrakinin kurucularından Talat Paşa'nın Berlin'de Ermeni öğrenci Soğomon Tehliryan tarafından yapılan suikast sonucu öldürülmesidir. Duruşması sırasında Tehliryan, "Bir adam öldürdüm ama katil değilim" dedi ve jüri kararıyla beraat etti.

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı boyunca birçok Türk sivil, siyasetçi ve askerî lider katliamlara ve yağmaya katılmayı reddedip Ermenilerin tehcir edilmesini ve katledilmesini durdurmaya çalıştı. Bu kişilerin çoğu eylemlerinin sonucu olarak pozisyonlarını kaybettiler ve bazıları öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı</span>

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı I. Dünya Savaşı'nın sonundan beri değişikliklere uğradı. Türkiye'nin dışındaki tarihçilerin çoğu Kırım'ın meydana geldiğini ve olayların bir soykırım olduğunu savunmaktadır, ancak bununla birlikte Kırım'ın sebepleri ve motivleri gibi bazı önemli hususların yorumlanmasında büyük farklılıklar vardır.

<span class="mw-page-title-main">Mayıs 1915 Üçlü İtilaf Bildirgesi</span> Üçlü itilaf Deklarasyonu 24 Mayısta Rus imparatorluğunun İsteğiyle Osmanlı İmparatorluğunda  Ermeni kırımının kınanması ve failleri sorumlu tutan, itham eden bir bildiri

Mayıs 1915 Üçlü İtilaf Bildirgesi veya 1915 Üçlü İtilaf Deklarasyonu, 24 Mayıs 1915 tarihinde Rus İmparatorluğu'nun inisiyatifiyle Üçlü İtilaf devletlerini oluşturan -Rusya, Fransa ve Büyük Britanya- tarafından imzalanan ve Osmanlı İmparatorluğu'nda devam eden Ermeni Kırımı'nı kınayan ve failleri sorumlu tutmakla itham eden bildiri.

<span class="mw-page-title-main">1919-1920 İstanbul yargılamaları</span>

1919-1920 İstanbul yargılamaları, I. Dünya Savaşı sonrasında, Mondros Mütarekesi'nden kısa bir süre sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun askerî mahkemelerinde görülen davalardır. İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) lider kadrosu ve seçilmiş bazı eski yetkililer, anayasayı ihlal etme, savaş zamanında vurgunculuk ile hem Ermenilerin hem de Rumların katledilmesi gibi çeşitli suçlamalarla itham edildi. Mahkeme, katliamların organizatörleri olarak görülen Enver Paşa, Talât Paşa ve Cemal Paşa ile diğerlerini ölüm cezasına mahkûm eden bir karara vardı.

Osmanlı İmparatorluğu tarafından işlenen 1915 Ermeni Kırımı ardından Ermeni Kırımı'nın tazmini konusu ortaya çıkmıştır. Bu tür tazminatlar mali veya mülki nitelikte olmakla birlikte bireysel veya toplu iddiaların yanı sıra Ermenistan'ın taleplerini de kapsayabilir. Uluslararası hukuk araştırmacılarının çoğu, Türkiye'nin Osmanlı İmparatorluğu'nun halefi veya devamı olduğu konusunda hemfikirdir. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti, Ermeni mülklerine el konulması ve Ermenilere karşı katliamlar gibi Osmanlı Devleti'nin uluslararası hukuka aykırı eylemlerine devam etmiştir. BM İnsan Hakları Komitesi Eski Sekreteri, Cenevre Diplomasi Okulu'ndan Profesör Alfred de Zayas, "soykırım suçunun fiili ve hukuki olarak devam eden niteliği nedeniyle, tazmin yükümlülüğü geçen zaman içinde ortadan kalkmamıştır." diye belirtmiştir.