İçeriğe atla

Türk milliyetçiliği

İzmir'in Kurtuluşu anısına Türkiye'nin ulusal kişileştirmesi

Türk milliyetçiliği, ulusal veya etnik tanımlarla Türk milletinin ilerlemesini, gelişmesini amaçlayan siyasi bir görüştür. Türkçülük ile aynı olmayıp, içinde Türkçülük dahil olmak üzere çeşitli Türk milliyetçisi ideolojileri barındırır.

Tarihçe

Osmanlı toplumunu oluşturan İslam, Rum, Ermeni ve Yahudi "millet"lerini ortak bir ulusal kimlik altında bir araya getirme düşüncesi 1839 Tanzimat Fermanı'nda Osmanlıcılık ile damgasını vurdu ve 1850'lerden sonra güç kazandı. Osmanlı seçkinlerine göre devlet, ancak bir "Osmanlı milleti"ne dayandığı takdirde ayakta durabilir ve canlanabilirdi. Osmanlı milleti; padişahın sembolik egemenliği altında, ortak bayrak, marş ve simgelere (örneğin fes) sahip olacak, din ve dil ayrımı gözetmeden toplumsal birliği gözetecekti.[]

Ziya Gökalp, Türk milliyetçiliğinin ideologu ve Büyük Millet Meclisi üyesi

Osmanlıcılık fikri bir yandan egemen İslam toplumunda, diğer yandan imparatorluğun Hristiyan unsurlarında direnişle karşılaştı. 1860'larda Namık Kemal öncülüğündeki Genç Osmanlılar, İslam ümmetinin geleneksel ayrıcalıklarını gayrimüslimlerle paylaşmayı reddeden bir milliyetçilik türünü savundular. Gayrimüslim toplumları içinde de, Osmanlı Devleti'nden koparak ayrı ulusal varlıklar oluşturma fikri taraftar topladı. Önceleri daha çok Rum toplumunu etkileyen ayrılıkçı akımlar, 1878 yenilgisinden sonra imparatorluğun diğer gayrimüslim halklarına da yayıldı.

Türkiye'de siyasal anlamda milliyetçilik ise 1904 yılında Kazanlı Yusuf Akçura tarafından yazılan Üç Tarz-ı Siyaset adlı makalenin yayınlanması ile başladı.

Ziya Gökalp'in fikri önderliğini yaptığı Türkçülük, İttihat ve Terakkili meşrutiyet ve daha sonra cumhuriyet döneminde ön plana çıkmıştır. Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları adlı kitabında millet kavramını dil ve kültürel birlik olarak tanımlar, ırkçılığı reddeder. Ziya Gökalp kültür ve uygarlık ayrımı yaparak Türk halkının kültürel ve dini değerlerini koruyup geliştirmesini ve batı uygarlığına geçmesini savunur. Ayrıca Türkçülüğün uzak ülküsünü Türki halkların birliği olarak ilan etmiş ve bunu Turan olarak açıklamıştır.[1]

1930'larda ve 1940'larda ise Türkçü-Turancı düşüncenin en radikal sözcüsü Hüseyin Nihal Atsız idi. Atsız 1931-1932 yılları arasında Atsız Mecmua'yı, 1933-1934 ve 1943-1944'te de Orhun: Aylık Türkçü Mecmua'yı yayımladı. Atsız; Türk milletini, Cumhuriyet'i kurarken Atatürk'ün yaptığı gibi ulusal çapta değil, etnik çapta tanımlıyordu. 1939'da Bozkurt dergisini çıkaran Reha Oğuz Türkkan ile 1943'te Samsun'da Kopuz adlı Türkçü dergiyi başlatan Fethi Tevetoğlu bu dönemin diğer Türkçü-Turancı fikir önderleri arasında bulunuyordu.

1969 yılında CKMP'nin MHP'ye dönüşmesiyle Türk-İslam ülküsünün şekillendirdiği ülkücülük ortaya çıkmış oldu.

Türk milliyetçiliğinin türleri

Türk milliyetçiliğiyle ilişkilendirilen ideolojiler arasında Türkçülük veya Turancılık (bir tür etnik veya ırksal özcülük veya ulusal mistisizm), Türk-İslam sentezi (Türk milliyetçiliğini İslami görüşle birleştiren), Anadoluculuk (11. yüzyılda Selçukluların Anadolu'yu fethinden sonra gelişen Türk milletini ayrı bir halk olarak gören) ve laik, sivil milliyetçi Kemalizm ("Türkler"i Türkiye halkının üst kimliği olarak tanımlayan).[2]

Kemalist Devrim'i betimleyen bir resim. Sağdan sola doğru: Yunan işgaline karşı zafer; fesin terki; tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması; yeni Türk alfabesinin kabulü; Türk Kanunu Medenisi'nin kabulü.

Kemalizm

Atatürk tarafından uygulanan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ideolojisi, altı ilkesinden biri olarak milliyetçiliği öne çıkarır.

Kemalist devrim, çok dinli ve çok uluslu Osmanlı İmparatorluğu'nun kalıntılarından bir ulus devlet yaratmayı amaçlıyordu. Kemalist milliyetçilik, toplumsal sözleşme teorilerinden, özellikle Jean-Jacques Rousseau ve onun Toplum Sözleşmesi tarafından savunulan sivil milliyetçi ilkelerinden doğmuştur. Kemalizm'in toplum sözleşmesi anlayışı, Osmanlı "Millet" sisteminin başarısızlığının ve etkisiz Osmanlıcılık politikasının bir ürünü olan Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma döneminden etkilenmiştir. Kemalist milliyetçilik, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünü yaşadıktan sonra toplum sözleşmesini "en yüksek ideal" olarak tanımlar.

1930'larda Kemalizm, Atatürk'ün söz ve yazılarına dayanan, her şeyi kapsayan bir devlet ideolojisi haline geldi. Kemalizm'in milliyet tanımı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 66. maddesine eklendi. Yasal olarak, etnik köken veya dini inanç ne olursa olsun her vatandaş Türk olarak tanımlanmaktadır. Türk vatandaşlık yasası, kişinin ancak vatana ihanetle vatandaşlığından çıkarılabileceğini belirtmektedir.[3]

Kemalist milliyetçilik, "devletin bütünlüğü" olarak tanımlanan Türk devletinin ülkeyle ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğu ilkesine inanır.

Türkçülük

"Turancı" milliyetçilik, 1839'da kurulan Turan Cemiyeti ile başladı, 1908'de Türk Derneği ile devam etti ve daha sonra Türk Ocakları[4] oldu ve sonunda Pan-Turancılık ve Pan-Türkizm gibi ideolojileri içerecek şekilde genişledi.

Pan-Türkizm, Ziya Gökalp'in Türkçülüğün Esasları adlı kitabında belirttiği gibi, tüm Türk halklarının birliğinin ideali olarak "Türkçülük" adını verdiği milliyetçi görüşünün de bir parçasıydı.[1]

Sultan II. Abdülhamid'i deviren Jön Türk Devrimi, Türk milliyetçilerini Osmanlı İmparatorluğu'nda iktidara getirdi ve sonunda Üç Paşa'nın son dönem Osmanlı hükûmetini yönetmesine yol açtı.[5][6]

Mehmet Emin Yurdakul, Türk milliyetçi yazar ve politikacı; yazıları ve şiirleri vatan teriminin tanımlanmasında büyük bir etki bıraktı.

Anadoluculuk

Anadoluculuk, Türk kültürünün ana kaynağının Anadolu olması gerektiğini çıkış noktası olarak alır ve bu düşüncenin ana dayanağı, Türk halkının Malazgirt Meydan Muharebesini kazanmasından itibaren 1071'den sonra Anadolu'da yeni bir medeniyet inşa ederek yeni bir medeniyet kurmasıdır.

Erken Cumhuriyet döneminde Hilmi Ziya Ülken,[7] Mehmet Râif Ogan[8] ve Nurettin Topçu[9] gibi bazı aydınlar, Türk milliyetçiliğinin kökeninin "Turan"da değil, Anadolu'da aranmasını önermişlerdir.[10]

Anadoluculuğun kurucularından Hilmi Ziya Ülken, Yeni Osmanlıcılık ve Panislamizme olduğu kadar Turancılığa da karşıydı. Ülken, 1919'da Anadolu'nun Bugünkü Vazifeleri adlı bir kitap yazdı, ancak yayımlanmadı. Ülken ve arkadaşları Anadolu dergisini çıkardılar. Osmanlıcılık, İslamcılık ve Turancılığa alternatif bir felsefe oluşturmak için çalıştılar.

Türk-İslam sentezi

Türk-İslam sentezi olarak da bilinen Türk-İslam milliyetçiliği, Türk milliyetçiliği ile İslam'ı birleştiren aşırı sağ İslamcı-muhafazakar bir ideolojidir.

Terim, 1972'de Türk-İslam sentezinin izini 11. yüzyıldaki ilk Müslüman Türk hanedanı Karahanlılar'a kadar götüren muhafazakar tarihçi İbrahim Kafesoğlu tarafından ortaya atıldı. Kafesoğlu, Türklerin kadim bozkır kültürü ile İslam arasındaki ilişkiyi bir arınma süreci olarak görüyordu. "Sentez", 1970'lerde kurucusu Kafesoğlu olan aydınlar kulübü Aydınlar Ocağı'nda temsil edildi.[11] Aydınlar Ocağı temsilcileri, 1973 yılında Aydınlar Ocağı'nın Görüşü metninde düşüncelerini ve özellikle tarih anlayışlarını açıkça formüle ettiler. Çıkış noktası anti-komünizm ve Türk değerlerine tehdit olarak algılanan Marksist ideolojiye karşı çıkma çabasıydı.

1970'lerin siyasi kutuplar arasındaki kanlı çatışmalar ve 1980 darbesi ile çalkalanmasından sonra, cunta, köktendincilik hakkındaki çekincelerine rağmen, düzeni ve birliği yeniden tesis etmek için İslamcı-muhafazakar fikir ve değerleri kullanmaya çalıştı.[12] 1980 darbesinin ardından askeri diktatörlük, resmi devlet ideolojisi olarak Türkçülük,[13] Türk-İslam sentezi ve Kemalizm'i bir araya getirdi.[14] Türk-İslam sentezinin fikir liderleri, Türklerin İslam'ın yayılmasında önemli bir rol oynadıklarını ve böylece İslam ümmetinin bir parçası olarak ulusal kimliklerini geliştirdiklerini varsaydılar. Bu anlayışa göre Türk olmak ancak İslam ile bağlantılı olarak mümkündür. Türk-İslam sentezi fikri Ülkücü hareket çevrelerinde hâlâ çok revaçta.

Kıbrıs Türk milliyetçiliği

Kıbrıs'taki Beşparmak Dağları'nda bulunan Ne mutlu Türk'üm diyene yazısı ve Kuzey Kıbrıs bayrağı.

Kıbrıs Türk milliyetçiliği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) bağımsızlığını destekler ve KKTC'nin Türkiye'den bağımsız kalmasını arzularken, Rum egemenliğindeki Kıbrıs Cumhuriyeti ile birleşik bir Kıbrıs fikrine karşı çıkar.[15]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b Türkçülüğün Esasları syf.25 (Gökalp, Ziya)
  2. ^ Xypolia, Ilia (2017). British Imperialism and Turkish Nationalism in Cyprus, 1923-1939 : divide, define and rule. Londra: Routledge. 
  3. ^ Hanioglu, M. Sükrü (2018). Nationalism and Kemalism. 1. Princeton University Press. doi:10.23943/princeton/9780691175829.001.0001. ISBN 9780691175829. 4 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2023. 
  4. ^ "Turkish Society". Britannica Online Encyclopedia. 11 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Temmuz 2008. 
  5. ^ Ayşe Hür, Mustafa Kemal ve muhalifleri (1) 17 Ağustos 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Radikal, February 18, 2007.
  6. ^ Guy E. Métraux, International Commission for a History of the Scientific and Cultural Development of Mankind, The new Asia, New American Library, 1965, p. 73.
  7. ^ "ÜLKEN, Hilmi Ziya - TDV İslâm Ansiklopedisi". 20 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  8. ^ "OGAN, Mehmet Râif - TDV İslâm Ansiklopedisi". 24 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  9. ^ "TOPÇU, Nurettin - TDV İslâm Ansiklopedisi". 28 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  10. ^ Identity, Culture and Globalization - Annals of the International Institute of Sociology, 9004128735, 978-90-04-12873-6, pg. 182 - 183.
  11. ^ Werner Ende und Udo Steinbach: Der Islam in der Gegenwart. München 1996, S. 236
  12. ^ Judith Hoffmann: Aufstieg und Wandel des politischen Islam in der Türkei. Berlin 2003, S. 25f.
  13. ^ Central Eurasian Studies Review, Vol. 3, Central Eurasian Studies Society, 2004, p. 23. Ekrem Buğra Ekinci, 16 TÜRK DEVLETİ Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız neyi ifade ediyor? 30 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., 2 February 2015.
  14. ^ "Newspaper Radikal on 28 May 2006". 20 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2023. 
  15. ^ "TRNC". 4 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

Bilbiyografya

  • E. J. Hobsbawn, Milletler ve Milliyetçilik, Ayrıntı, İstanbul
  • Jean Leca, Uluslar ve Milliyetçilikleri, Metis, İstanbul
  • Umut Özkırımlı, Milliyetçilik Kuramları, Doğu-Batı, Ankara
  • Andrew Heywood, Siyaset, Liberte Yayınları Şubat 2006 ISBN 975-250-015-3
  • Mümtaz’er Türköne, Siyaset, Lotus Yayınları Eylül 2005, Ankara ISBN 975-6665-06-8
  • Oral Sander, Siyasi Tarih, İmge Yayınevi, Nisan 2002 ISBN 975-533-043-7
  • Hagen Schulze, Avrupa’da ulus ve devlet, çeviri: Timuçin Binder, Literatür yayınları, Aralık 2005, İstanbul ISBN 975-04-0264-2

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kemalizm</span> Türkiye Cumhuriyetinin kurucu ideolojisi

Kemalizm, 1935'ten 1937'ye kadar Kamâlizm veya Atatürk'ün ölümü sonrası yaygınlaşan bir diğer adıyla Atatürkçülük; Türkiye Cumhuriyeti'nin, Atatürk İlkeleri'ni esas alan kurucu ideolojisidir. Kemalizm, Mustafa Kemal Atatürk tarafından uygulandığı şekliyle laikliğe ve Batı demokrasisine dayanan ulusal ve üniter bir cumhuriyet rejiminin kurulması, ekonomik kalkınma ve sanayileşme, yüksek öğrenime ve bilimsel faaliyetlere devlet desteği, spora ve sanata teşvik, ücretsiz ve zorunlu eğitim gibi kapsamlı siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve dinî reformları içermektedir. Reformların amacı Atatürk'ün ifadesiyle "muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak", çağdaş bir hayat tarzını benimsemektir.

<span class="mw-page-title-main">Ziya Gökalp</span> Türk yazar ve toplum bilimci

Ziya Gökalp, Türk yazar, toplum bilimci, şair ve siyasetçidir. Meclis-i Mebûsanda ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekilliği yapmıştır. "Türk milliyetçiliğinin babası" olarak da anılır.

<span class="mw-page-title-main">Nihal Atsız</span> Türk yazar

Hüseyin Nihâl Atsız, Türk yazar, Türkolog, şair, düşünür ve öğretmendir. Türklerin tarihini konu edindiği edebî eserleri ve tarih araştırmaları olan Atsız, Türkçü-Turancı ve ırkçı dünya görüşüne sahiptir. Yaşamının son yıllarında İslam dinini "Araplar tarafından Araplar için kurulmuş bir din" olarak nitelendirerek eleştirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Turancılık</span> Ural-Altay kökenli halkları birleştirmeyi hedefleyen pan-milliyetçi

Turancılık veya Pan-Turanizm, tüm Ural-Altay kavimlerinin birliğini savunan siyasi görüş. İlk olarak Macarlar, Finler, Estonlar ve Rusya içindeki Fin-Ugor kavimleri ile beraber Tunguzlar, Moğollar ve Türklerin bir araya getirilmesi olarak ortaya çıkmıştır. Türkçü ve Turancı olan Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları isimli eserinde Turancılığın; Macarları, Moğolları, Tunguzları, Finuvaları içine alan bir kavimler karması olmadığı görüşünü belirterek Turancılığı Türk halkları ile sınırlandırmış ve Türkçülük ile aynı anlamda kullanmıştır. Turancılık bugünkü Türkî devletlerde bu şekilde benimsense de esas olarak Fin tarihçi Matthias Alexander Castrén tarafından Ural-Altay kavimlerinin birliğini sağlamak amaçlı ortaya atılmış bir görüştür.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlıcılık</span> Tanzimat döneminin sonlarına doğru ortaya çıkan düşünce akımı

Osmanlıcılık veya Osmanlı milliyetçiliği, 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu içindeki bütün ulusları ve unsurları Osmanlılık ruhu içinde birleştirmeyi amaçlamış bir ideolojiydi. Tanzimat, Osmanlı İmparatorluğu'nda 1839 yılında Gülhane Hatt-ı Şerifi'nin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminin adıdır. Sözcük anlamı "düzenlemeler, reformlar" demektir. Diğer dillerde genellikle "Osmanlı Reformu" deyimi kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Türk Tarih Tezi</span> sözdebilimsel çalışma

Türk Tarih Tezi, 1930'lu yıllarda, Mustafa Kemal Atatürk'ün teşvikiyle oluşturulan tarih yorumu. 1930 yılında yüz adet basılan Türk Tarihinin Ana Hatları isimli eser Türk Tarih Tezi'nin bildirgesi sayılır. Bu eser doğrultusunda hazırlanan ve 1931-1941 yılları arasında liselerde okutulan dört ciltlik ders kitabı da Türk Tarih Tezi'nin temel metinlerindendir. İslam ve Hristiyan çatışmasına dayalı Osmanlı tarihi tezine ve Türkler aleyhinde yazılan Batılı tarih tezlerine tepki olarak ortaya konmuştur. Bilimsel çevrelerde Türk Tarih Tezi, siyasi gayeler taşıdığı, hayalci veya romantik milliyetçi yönlerinin olduğu savlarıyla eleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Türkçülük</span> Türk ulusunun kültürel-politik birliğini ve yükselmesini amaçlayan düşünce

Türkçülük, Türkizm veya Pan-Türkizm, tüm Türk halkının kültürel ve politik birliğini ve yükselmesini amaçlayan; 1880'lerde Osmanlı İmparatorluğu'nda ve o zamanlar Rus İmparatorluğu'nun bir parçası olan Azerbaycan'da yaşayan Türk aydınlarının başlattığı harekettir.

Ülkücülük, Türk-İslam Ülküsü veya Türkeşçilik, Milliyetçi Hareket Partisinin Türkçülük ve İslamcılık üzerine temellenmiş kurucu ideolojisidir.

Batıcılık veya Garpçılık, 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda ortaya çıkmış bir siyasi görüşün adıdır. Osmanlı İmparatorluğu'nun Batı karşısında geri kalmış olduğunu vurgulayarak, devletin devamlılığı için her tür alanda Batı medeniyetinin örnek alınmasını ve Avrupa devletleri ile yakın ve iyi ilişkiler kurulmasını zorunlu kılar. Batıcılık özellikle Osmanlıcılık ile birçok alanda benzerlik taşır ve bu yüzden onunla birlikte aynı görüşün iki farklı görünümü olarak da adlandırılır. Gerçekten de Batıcı olarak adlandırılan birçok kişi, aynı zamanda Osmanlıcılığı da savunuyorlardı. Buna rağmen Batıcılığın İslamcılık ve Türkçülük üzerinde de önemli etkileri olmuştur. Atatürk İnkılâpları halen bazı kişilerce Batıcılığın Cumhuriyet dönemindeki devamı olarak görülmektedir. Önemli temsilcileri Abdullah Cevdet, Celal Nuri, Tevfik Fikret ve Beşir Fuat'tır.

Ulusalcılık, Kemalist ve milliyetçi bir ideolojidir. Ulusalcılık sözcüğü aynı zamanda Atatürk milliyetçiliğinin bir diğer ismi olarak da kullanılmıştır. Günümüz siyasetinde ortak bir tanımı olmayıp, çoğunlukla sol pozisyonda yer alan milliyetçi görüşe sahip Kemalistleri tanımlamakta kullanılmıştır. Türk Dil Kurumu tarafından ise "ulusalcılık" ve "milliyetçilik" sözcükleri eş anlamlı olarak tanımlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Atatürk İlkeleri</span> Atatürkün politikalarını belirleyen altı ilke

Atatürk İlkeleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün yürürlüğe koyduğu, döneminin pragmatik politikalarını belirlemiş altı ilkedir. "Altı Ok" denilen altı ilkeye ilk olarak 1931'de "Kemalizm" adı verildi ve Atatürk'ün Dil Devrimi sürecinde, 1935'te Arapça Kemal adını 1937'ye dek kullanacağı Eski Türkçe Kamâl adıyla değiştirmesini takiben 13 Mayıs 1935'te "Kamâlizm" adıyla ülkenin kurucu ve tek partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin program ilkeleri olarak benimsendi. Daha sonra, 1937'de çıkarılan bir kanunla 1924 Anayasası'na eklenen ilkeler, anayasal olarak Türkiye'nin ulusal ideolojisi hâline geldi.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf Akçura</span> Türk tarihçi ve milletvekili

Yusuf Akçura veya Kazanlı Yusuf Akçura, , Türk yazar ve siyasetçi. Türkçülük akımının önde gelen temsilcilerindendir. Tatar Türkü'dür.

<span class="mw-page-title-main">Atatürk milliyetçiliği</span> Atatürkün milliyetçilik anlayışı

Atatürk milliyetçiliği, Atatürk'ün millet tanımından yola çıkarak Kemalizm'in milliyetçilik ilkesini oluşturur. Atatürk'e göre millet, geçmişte bir arada yaşamış, bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama inancında ve kararında olan, aynı vatana sahip, aralarında ortak dil, kültür, ahlak ve siyasi birlik olan insanlar topluluğudur. Atatürk'ün tanımladığı milliyetçilik; din ve ırk ayrımı gözetmeksizin, ulus tanımını vatandaşlık ve üst kimlik değerlerine dayandıran sivil milliyetçi bir vatanperverlik anlayışıdır.

Reha Oğuz Türkkan, Türk hukukçu, tarihçi, yazar, Türkolog, psikolog, senarist, gelecekçi (futurist) ve Ordinaryüs Profesör. Doğum tarihini daha sonradan Türkçüler Günü olarak kutlanan 3 Mayıs olarak değiştirmiştir.

Türk-İslam sentezi, 1970'lerin ortalarında Türkiye'de ortaya çıkan aşırı sağ ideoloji. Sıklıkla Ülkücüler tarafından benimsenmiştir.

<i>Türkçülüğün Esasları</i> Ziya Gökalpin kitabı

Türkçülüğün Esasları, Ziya Gökalp'in 1923 yılında yayımladığı, Türkçülüğün tüm fikir ve tekliflerini bir sistem bütünlüğü içinde ortaya koyan, yazarın değişik zamanlarda yazmış olduğu denemelerden derlediği sosyolojik kitap. Türkçülerin temel eserlerinden birisi sayılır, Türk milliyetçisi olan Mustafa Kemal Atatürk'ün de bir ölçüde etkilendiği, yaptığı devrimler ve kurduğu modern Türkiye'nin perde arkasındaki fikirsel güçlerden birisidir. Değişik zamanlarda resmî ve özel kurumlar tarafından yayımlanmıştır. Bunların içinde eseri kısmen sadeleştirenler olduğu gibi, eserin dil ve üslûbunu tamamen değiştirmiş olanlar da vardır.

<span class="mw-page-title-main">Irkçılık-Turancılık Davası</span> Dava

Irkçılık-Turancılık Davası, 7 Eylül 1944'te başlayan ve 29 Mart 1945'e kadar süren, Türk siyasetinde önde gelen 23 ismin Irkçılık-Turancılık suçlamasıyla yargılandığı sürecin adıdır. Toplam 65 oturum sürmüştür. Yargılama sonucunda Zeki Velidi Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal çeşitli cezalara çarptırıldılar.

Anadoluculuk veya Anadolu milliyetçiliği, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışı sırasında güçlenen ümmetçilik, Osmanlıcılık ve Turancılık gibi akımlara tepki olarak gelişmiştir. Irk esasına dayanmak yerine, Anadolu coğrafyasında yaşayan herkesi merkeze koymuştur. Genellikle Anadolu adı altında birleşilmesi gerektiğini düşünen kimseleri kapsar.

<i>Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak</i>

Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, Ziya Gökalp'in Balkan Savaşları'ndan sonra çeşitli mecralarda yayımladığı düşünce yazılarını içeren 1918'de yayımlanmış kitap.

<span class="mw-page-title-main">Kemalist tarihyazımı</span> Atatürkün kişilik kültünden etkilenen tarih anlatısı

Kemalist tarihyazımı, Türk siyasi ideolojisi Kemalizm tarafından desteklenen ve Atatürk'ün kişilik kültünden etkilenen tarih anlatısıdır. Kemalist tarihyazımı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Osmanlı İmparatorluğu'ndan açık bir kopuşu temsil ettiğini ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin İttihat ve Terakki'nin halefi olmadığını ileri sürer. Bu iddialara Taner Akçam, Erik-Jan Zürcher, Uğur Ümit Üngör ve Hans-Lukas Kieser gibi akademisyenler tarafından karşı çıkıldı.