İçeriğe atla

Türk atasözleri

Türk atasözlerin için en eski yazılı Türkçe kaynak Divânu Lügati't-Türk kabul edilir. Atasözleri bir toplumun derin manevi, tarihsel ve mitoloji bilgilerini birleştirirler. Türk atasözleri için de bu kural geçerlidir.

Örnek atasözleri

Divânu Lügati't-Türk:

  • Emgem eginde kalmas (I. 110) (Sıkıntı ebedîyen sırtda kalmaz.)
  • Karı öküz balduka korkmas (III. 421)(Yaşlı öküz baltadan korkmaz.)
  • Kökge sagursa (suysa) yüzge tüşür (II. 81) (III. 132) (III. 439) (Kişi göğe tükürse, yüzüne düşer.)
  • İm bilse er ölmes (I. 38)(Parolayı bilen kişi hayâtını kurtarır, ölmez.)
  • Yaş ot köymes, yalapar ölmes (III. 47) (Yaş ot yanmaz, elçi ölmez, öldürülmez.)
  • Yazmas atım bolmas, yañılmas bilge bolmas (III. 59) (Şaşmaz ok olmaz, yanılmadık bilgin olmaz.)
  • Telim sözüğ uksa bolmas, yalım kaya yıksa bolmas (III. 20) (Çok söz anlaşılmaz, yalçın kaya yıkılmaz.)
  • Teñsizde tegirmen turgursa, yaragsızda yar bolmas (II. 355) (Uygun olmayan yerde değirmen yapan yararsız ark yapar.)
  • Biş erngek tüz ermes (beş parmak bir (düz) olmaz)
  • Tay atasa at tinur (tay yetişirse at dinlenir)
  • Öldeçi sıçgan muş ayakı kaşır (ölecek sıçan kedi ayağını kaşır)
  • Teve silkinse eşgekke yük çıkar (deve silkinse eşeğe yük çıkar)
  • Ermegüge bulut yük bolur (tembele bulut (bile) yük olur)
  • Bir tilkü terisin ikile soymas (bir tilki derisi iki kez soyulmaz)
  • Koç kılıç kınga sığmas (İki kılıç bir kına sığmaz)
  • Tegirmende tovmış sıçgan kökreginge korkmas (değirmende doğmuş sıçan, gökgürlemesinden kokrmaz)
  • Ölgesi gelgen sıçgan muşkanın taşgını kaşır (eceli gelen sıçan kedinin taşaklarını kaşır)

Orhun Yazıtları:

  • Uze tenri basmasar asra yir telinmeser Turk budun ilinin, torunun kim artati; (Üstte gök Tanrı basmasa, altta yer delinmese, Türk ulusu, ülkeni, töreni kim atar?)

Kutadgu Bilig

  • Memleketi alan kılıç ile almıştır. Memleketi tutan kalem ile tutar.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Şimşek ve yıldırım</span> doğal olarak meydana gelen elektriksel boşalma

Şimşek ya da çakın, elektrik yüklü bir bulut ile diğer bir bulut arasındaki elektrik boşalmasıdır. Önceden tahmin edilmesi oldukça zordur. Fakat belli hava koşullarında meydana gelir.

Atasözü geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlerdir. Türkçede "sav" ve "irsal-i mesel, darb-ı mesel" olarak da adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Sözlük</span> dilin veya dillerin kelime haznesini (sözvarlığını), söyleyiş ve yazılış şekilleriyle veren, sözcüğün kökünü esas alarak, bunların başka unsurlarla kurdukları sözleri ve anlamlarını, değişik kullanışlarını gösteren yazılı

Sözlük, bir dilin veya dillerin kelime haznesini (sözvarlığını), söyleyiş ve yazılış şekilleriyle veren, sözcüğün kökünü esas alarak, bunların başka unsurlarla kurdukları sözleri ve anlamlarını, değişik kullanışlarını gösteren yazılı eserdir. Eski dilde lügat, kamus denir. Leksikografi sözlükbilimidir. Sözlükçüye leksikografır denir. Lügatça, sadece bir kitapta geçen terimleri anlatır (glossary).

<span class="mw-page-title-main">Dîvânu Lugâti't-Türk</span> Kâşgarlı Mahmudun yazdığı Türkçe-Arapça sözlük

Kitâbu Dîvânu Lugâti't-Türk Orta Türkçe döneminde Kâşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072-1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça bir sözlüktür.

Tarık Dursun K., tam adıyla Tarık Dursun Kakınç, kısaca Tarık Dursun olarak da anılan Türk yazar ve yayıncıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tengricilik</span> Türk ve Moğol halkları tarafından inanılan çok tanrılı ve daha sonra tek tanrılı din

Tengricilik veya Tengrizm, Avrasya stepleri'nde ortaya çıkan, şamanizm ve animizme dayanan dinî bir inançtır. Türk ve Moğol toplumlarının inandığı dinlerden biridir. Tengri'ye tapınmanın yanında Animizm ve Totemlik bu inancın ana kısımlarını oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Erlik</span> Türk-Altay mitolojisinde kötülük tanrısı

Erlik Han, Türk ve Altay mitolojisinde kötülük, yeraltı ve yıkım tanrısıdır. Erlik Han, Gök Tanrı'nın oğlu ve eski Türklerin inancı Tengricilik'te yer altı âleminin efendisidir.. Moğollar ise Erleg veya Yerleg derler. Macar mitolojisindeki Ördög ile eşdeğerdir. Ülgen'in kardeşidir. Yer Tengri'nin yeğeni ve Kayra Han'ın oğludur.

<span class="mw-page-title-main">Mâverâünnehir</span> Tarihî bölge

Maveraünnehir, Orta Asya'da, Ceyhun ve Seyhun nehirleri arasında kalan tarihi bölge.

<span class="mw-page-title-main">At</span> Tek toynaklılar takımına ait evcil memeli

At, atgiller (Equidae) ailesine (familya) ait otobur bir toynaklı memeli. Evcil olan bu at alt türü, Altay dağlarının her iki yanındaki açık arazilerde yaşayan ve “Prezewalski” denen yaban atlarıyla ve Amerikan bozkırlarında yaşayan, esasen evcil atların sonradan yabanileşmesiyle ortaya çıkan "Mustang" atlarıyla yakın akrabadır. En meşhur at ırkları Arap, İngiliz, Ahal Teke, Rahvan (Türk) ve Midillidir.

<span class="mw-page-title-main">Karahanlılar</span> Orta Çağda hüküm sürmüş bir Türk devleti (840–1212)

Karahanlı Devleti ya da kısaca Karahanlılar, 840-1212 yılları arasında Orta Asya ve Maveraünnehir'de hüküm süren bir Türk Hanedanıdır. Orta Asya'da kurulmuş ilk İslam Hanedanıdır. Karahanlı Devleti, tercih edilen görüşe göre, Karluk Türk kabilelerine mensuptur. 389/999 yılında İlek Han'ın (388–403/998–1013) komutanlığında yapılan Karahanlı saldırıları, onlara Mâverâünnehir bölgelerinde hâkimiyeti ele geçirmeyi sağladı. Bu saldırılar, aynı zamanda Sâmânî Devleti'nin yıkılışının habercisiydi. Çünkü saldırılar sonrasında Karahanlı Devleti, bölgede Sâmânî Devleti'nin pek çok yerini işgal etti Karahanlı Devleti, iç çekişmeler ve bölünmelerle pek çok dönemler geçirdi. Bölünme ve iç çekişmeler, tabiatıyla söz konusu devletin, yönetimde ortaklık sistemini tatbik etmesinin bir sonucudur. Çünkü devlette, aynı anda iki ayrı yönetici vardı; Büyük Han ve Ortak Han. Büyük Han, doğuda ikâmet ediyor ve devletin doğu kısmını; diğer Han ise batıda ikâmet ediyor ve devletin batı kısmını idare ediyordu.

<span class="mw-page-title-main">Damga (işaret)</span>

Damga bir şeyin üzerine bir işaret basmaya yarayan alet, mühür demektir. Ayrıca herhangi bir şeyin üzerine bu aletle bırakılmış olan işaret, iz anlamına da gelir. Türk halklarında ve Türk kökenli olmayan Kafkas halklarında boy/aşiret damgaları geleneği görülür.

Ebu'l-Kasım, Anadolu Selçuklu Devleti'nin ilk döneminde İznik valisidir. Hanedanın kurucusu ve ilk sultan Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın ölümünden sonraki Fetret döneminde 3 yıllık bir süre Anadolu Selçuklu Devleti'ni yönetti. Süleyman Şah doğu seferine çıkarken akrabası Ebu-l Kasım'ı devletin başına vekili olarak atamıştı.

<span class="mw-page-title-main">Evcil hayvanlar</span> İnsanlarla birlikte yaşayan ve insanlar tarafından evcilleştirilen hayvanlardır

Evcil hayvanlar.

Sav; atasözü niteliğinde, az sözle çok şey anlatan, anlam yoğunluğu bulunan, özlü sözlerdir. Divân-ı Lügati't-Türk’te pek çok sav vardır. Bugünkü atasözlerinin karşılıklarıdır. Uygur alfabesinde de atasözü olarak kullanılmıştır.

Tarım Havzası, 910,000 km² yüzölçümüne sahip Çin'in uzak batısında Sincan Uygur Özerk Bölgesinde, doğudan batıya 1,000 km boyunca uzanan büyük bir elips şeklinde çökelti havzadır.

Yabaku, oldukça gizemli ve on tanınmış seçkin Türk boylarından biridir. Kâşgarlı Mahmud, Divân-ı Lügati't-Türk'te;

<span class="mw-page-title-main">Necip Asım Yazıksız</span> Türk asker, müderris, tarihçi, Türkolog, milletvekili

Necip Asım Yazıksız, asker, müderris, tarihçi, Türkolog, milletvekili.

<span class="mw-page-title-main">Irmak İyesi</span>

Irmak İyesi – Türk ve Altay inancında ırmağın koruyucu ruhu. Irmag (Yırmag) İyesi olarak da söylenir. Moğollar Mür (Mör) Ezen veya Müren (Mören) Ezen derler. Azeri dilinde Çay iyesi olarak da bilinir.

Pusat, Türk ve Altay halk kültüründe ve mitolojisinde silah anlamına gelir. Günümüzde "at, avrat, silah" olarak söylenen atasözünün orijinal biçimi "at, avrat, pusat" şeklindedir ve bu atasözünde silaha verilen önem vurgulanır. Başka bir anlayışa göre de Türk kültüründe erkeğin bıyığına, kadının saçına, atın kuyruğuna izinsiz dokunulmaz, bunların zorla kesilmesi büyük hakaret sayılır ve bu hakaret ancak pusatla ortadan kaldırılır.

Yer Demir Gök Bakır, Yaşar Kemal'in Dağın Öte Yüzü üçlemesinin ikinci romanıdır. 1963 yılında yayımlandı. Üçlemede, Yalak köylülerinin yaklaşık olarak on üç aylık bir süreyi kapsayan yaşam mücadeleleri anlatılır. Yer Demir Gök Bakır'da köylülerin Adil Efendi'ye olan borçlarını ödeyemeyecek olmalarının onlarda yarattığı korku ve bu durumdan kurtulmak için bir ermişe dönüştürdükleri Taşbaş'ın öyküsü anlatılır. Bu yapıtta Muhtar Sefer ile Taşbaş arasındaki mücadele anlatının odağını oluşturur.