Türk Pasaportu (film)
Yönetmen | Burak Arlıel |
---|---|
Yapımcı | Bahadır Arlıel Cemal Noyan Güneş Çelikcan |
Senarist | Deniz Yeşilgün Gökhan Zincir |
Oyuncular | Altan Gördüm Eylem Demir Cosma Constantin Gavril Patru Soner Akçay |
Müzik | Alpay Göltekin |
Görüntü yönetmeni | Şenol Altun |
Sanat yönetmeni | Selçuk Gürışık Vahit Yazıcı |
Kurgu | Volkan Türkkan |
Stüdyo | Interfilm |
Dağıtıcı | Interfilm |
Türü | Dram Belgesel film |
Renk | Renkli |
Yapım yılı | 2011 |
Çıkış tarih(ler)i | 21 Ekim 2011 (Türkiye) |
Süre | 91 dakika |
Ülke | Türkiye |
Dil | İngilizce, Fransızca |
Hasılat | ₺32.693 |
Türk Pasaportu, Burak Arlıel'in yönetmenliğini yaptığı 2011 yılı yapımı Türk belgesel filmidir. Film, II. Dünya Savaşı sırasında birçok Avrupa ülkesinde Türkiye büyükelçiliklerine ve konsolosluklarına gönderilen ve çok sayıda Yahudi'nin hayatını kurtaran Türk diplomatların hikâyesini anlatıyor.
Filmin ilk gösterimi Mayıs 2011'de Cannes Film Festivali'nde yapılmış ve festivalde Türklerin Schindler'i olarak adlandırılmıştır. Film Mutlu sonla biten tek Holokost filmi olarak tanıtıldı.[1]
Konusu
Türk Pasaportu, İkinci Dünya Savaşı sırasında çok sayıda Yahudiyi kurtarırken gösteren ve birçok Avrupa ülkesindeki Türk büyükelçiliklerine ve konsolosluklarına atanan diplomatların hikâyesini anlatıyor. Diplomatlar, ister Nazi toplama kamplarından çıkarıp, ister kamplara götüren trenlerden indirilmesini sağlayan, sonunda Türk vatandaşı olan Yahudilerin Türkiye'ye dönerek kurtarılmasını sağladılar. Güvenlikleri nedeniyle İstanbul'a gelen tanıkların ifadelerine dayanarak, Türk Pasaportu bu kurtarma hikâyesini anlatmak ve zamanın olaylarını gün ışığına çıkarmak için yazılı tarihi belgeler ve arşiv görüntülerini de kullanıyor. Diplomatlar sadece Türk Yahudilerinin hayatını kurtarmakla kalmamış, ölüme mahkûm edilen yabancı Yahudileri de Türk pasaportu vererek kurtardılar. Tarihin bu karanlık döneminde eylemleri umut mumlarını yaktı ve bu insanların ışığı buldukları Türkiye'ye seyahat etmelerini sağladı. Fransa'dan Türkiye'ye giden trenlere binip hayatta kalan Yahudilerle yapılan röportajlar ve hayatlarını kurtaran diplomatlar ve aileleriyle yapılan görüşmelerde film, "iyi insanlar harekete geçmeye hazır olduğu sürece kötülüğün üstesinden gelemeyeceğini" gösteriyor.
Filmin sonunda Yahudiler, trenlerinin Bulgaristan'dan Türkiye'ye geçişini kutlarken tasvir ediliyor. Bu bölge, filmde anlatılanın aksine, 1934 Trakya Olayları sonucunda Yahudilerden etnik olarak temizlenmişti.[2]
Festivallerde ödüller ve kapsamlar
- Film ilk kez 18 Mayıs 2011'de Cannes Film Festivali'nde gösterildi.
- 2011 Moondance Uluslararası Film Festivali'nde Yabancı Kategorisinde 'En İyi Uzun Metraj Belgesel Ödülü'nü kazandı.
- Adana Altın Koza Film Festivali 2011 - Uzun Metraj Film Finalisti Kategorisi -
- Antalya Altın Portakal Film Festivali 2011 - Özel Gösterim -
- Atlanta Yahudi Film Festivali 2012 - programa dahil -
- Avrupa Bağımsız Film Festivali 2012 - Yabancı Kategorisi, En İyi Uzun Metraj Belgesel Finalisti -
- Zagreb Yahudi Filmleri Festivali 2012 - programa dahil -
- UNSPOKEN İnsan Hakları Filmi 2011 - programa dahil -
- Amsterdam Türk Filmleri Festivali - katıldı -
- Yosemite Film Festivali 2011 - John Muir Ödülü sahibi